DHA İSTANBUL BÜLTENİ-4

1-  KANDİLLİ'DE DEPREM SONRASI GELİŞMELER BURADA TAKİP EDİLİYOR;  KALAFAT'TAN AÇIKLAMALAR - Türkiye'nin farklı bölgelerine yerleştirdikleri 450 deprem izleme istasyonundan gelen sinyaller ile, 7 gün 24 saat depremleri izliyor ve değerlendiriyor - Silivri açıklarında meydana gelen deprem Kandilli'de değerlendiriliyor.

1- KANDİLLİ'DE DEPREM SONRASI GELİŞMELER BURADA TAKİP EDİLİYOR; KALAFAT'TAN AÇIKLAMALAR

- Türkiye'nin farklı bölgelerine yerleştirdikleri 450 deprem izleme istasyonundan gelen sinyaller ile, 7 gün 24 saat depremleri izliyor ve değerlendiriyor

- Silivri açıklarında meydana gelen deprem Kandilli'de değerlendiriliyor.

- Doğan Kalafat,

"Bildiğiniz gibi Marmara'da büyük deprem beklentimiz var. Dolayısıyla bu deprem, bu coğrafyada yaşıyorsak muhakkak deprem bilinci, afet bilinci yüksek bir toplum haline gelebilmemiz ve depreme dayanıklı binalarda ikamet etmemiz gerektiğini bize bir kere daha hatırlattı"

Reklam
Reklam

Haber-Kamera: Beyza Nur GÜLER-Güven USTA, İSTANBUL (DHA) - MARMARA Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından, Boğaziçi Üniversitesi(BOUN) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat değerlendirmede bulundu.
Kalafat, "Bildiğiniz gibi Marmara'da büyük deprem beklentimiz var. Bu deprem, bu coğrafyada yaşıyorsak muhakkak deprem bilinci, afet bilinci yüksek bir toplum haline gelebilmemiz ve depreme dayanıklı binalarda ikamet etmemiz gerektiğini bize bir kere daha hatırlattı" dedi.
BOUN Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nde bulunan "Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi", Türkiye'nin farklı bölgelerine yerleştirdikleri 450 deprem izleme istasyonundan gelen sinyaller ile, 7 gün 24 saat depremleri izliyor ve değerlendiriyor. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Kandilli'de depremlerin anbean nasıl izlendiğini anlatarak, bugün Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki deprem ile ilgili değerlendirmede bulundu.

Reklam
Reklam

"MARMARA BÖLGESİ'NDE DEPREM TEHLİKESİ YÜKSEK"
1999 depreminden sonra özellikle Marmara Bölgesindeki deprem izleme istasyonları ile depremleri çok ciddi bir şekilde izlediklerini vurgulayan Kalafat, "Bildiğiniz gibi Marmara bölgesi bizim tehlike açısından vurguladığımız, deprem tehlikesinin yüksek olduğu bir alan. Dolayısıyla çok iyi izliyoruz. 99 depremleri sonrasında burada oldukça yoğun istasyon dağılımımız var. Bütün Marmara bölgesinde. Dolayısıyla bugünkü depremin büyüklüğünü çok hızlı bir şekilde verdik ve yerel büyüklüğü rihter ölçeğine göre 4.7, moment büyüklüğü olarak da 4.5 olarak verdik. Bu bizim orta büyüklükte diye tabir ettiğimiz bir deprem. Aslında bu tür depremler can kaybı ve yaralanmalara, yıkımlara neden olmazlar ama sizlerin de bildiği gibi özellikle Silivri civarında ve İstanbul'un kıyı sahillerinde şiddetlice hissedildi ve vatandaşlarımız panik oldular. Ama şu an için bu depremin verebileceği bir tahribat, bir zarar yok. O konuda zaten valilik ile de işbirliği içerisinde bilgimizi aldık. Olumsuz herhangi bir şey yok. Bu deprem bize şunu söyledi: Bildiğiniz gibi Marmara'da büyük deprem beklentimiz var. Dolayısıyla bu deprem, bu coğrafyada yaşıyorsak muhakkak deprem bilinci, afet bilinci yüksek bir toplum haline gelebilmemiz ve depreme dayanıklı binalarda ikamet etmemiz gerektiğini bize bir kere daha hatırlattı" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

"BU DOĞA OLAYINI BİR AFET OLMAKTAN ÇIKARTMALIYIZ"
Depremin bir doğa olayı olduğunu ve alınacak önlemler ile bu doğa olayını bir afet olmaktan çıkartmanın önemli olduğunu vurgulayan Kalafat, "Aslında bizim için önemli olan bu süreci, bir 20 yıl geçti 99 depremleri sonrasında, bir 20 yıl daha geçmesin, bu süreci önümüzdeki yılları çok verimli bir şekilde kullanalım. Nedir? Zemini kötü ve 99 depremlerinde kısmen de olsa hasarlı yapıların muhakkak rehabilite edilmesi ve zemin koşulları bilinerek, depreme dayanıklı olarak inşa edilmesi gerekir. Buralarda gerek vatandaş olarak, gerek yerle bilimler, kamuoyu yöneticileri, kamu birimleri el ele verip bu doğa olayını bir afet olmaktan çıkartmak. Bu hep birlikte çabalarımız ile olabilecek bir şey. Bir anda olabilecek bir şey değil. Bu kadar büyük bir coğrafyada bu kadar nüfus yoğunluğunun ve bina envanterinin çok fazla olduğu bir yerde bunları bir anda yapabilmek zaten fiziksel olarak da mümkün değil ama bilinçli bir toplum olursak ve alacağımız konutlarda veya kiraya çıkacağımız konutlarda muhakkak deprem güvenli binaları tercih etmeliyiz. Bu bize bir uyarıydı aslında. Bu uyarıyı ciddi bir şekilde dikkate almamız gerekir" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"BİLİNÇLİ BİR TOPLUM HALİNE GELMELİYİZ"
Deprem anında vatandaşların toplanma alanları ve güvenli bölgelerde bulunmaları konusunda bilinçlenmesi ile ilgili olarak ise Kalafat, "Bunları zannedersem İl AFAD müdürlüğü İstanbul'da Web sayfalarında yayınlamıştırlar. Dolayısıyla konu teknik olarak bizim dışımızda ama şunu söyleyebiliriz, Mesela deniz depremlerinde ağırlıklı olarak olasılığı çok düşük de olsa bu tür depremler değil ama daha büyük depremlerde, mesela 2017'de Gökova'da olan deprem gibi, deprem sonrası oluşabilecek tsunamilerle ilişkili bilinçli bir toplum olmamız lazım. Sahillere doğru değil de daha çok yükseklere ve daha sağlam yerlere doğru intikal etmemiz, tahliye olmamız gerekir. Halbuki yakın tarihimize baktığımızda 2015-2016'lı yıllarda Fethiye açıkların olan bir depremde, deprem aslında Akdeniz'de olmasına rağmen herhangi bir hasar ve can kaybına neden olmamasına rağmen depremden 2 gün sonra ve 2 günü takip eden toplam 5 günlük süre içerisinde bir söylenti üzerine, tsunami olacak söylentisi üzerine binlerce vatandaşımız yükseklere kaçtılar. Halbuki bilinçli bir toplum olsak, tsunami denilen olay muhakkak deniz dibinde olan bir deprem sonrası oluşabilecek ve depremden hemen sonra oluşabilecek bir olay olduğunu bilmemiz lazım. Eğer öyle olsaydı bu yalanlara veya bu söylentilere hiçbir şekilde itibar etmez ve bilinçli bir şekilde konutlarımızda kalırdık" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü dökümü
------------------------
-Kandilli deprem izleme merkezinden görüntüler
-Dr.Doğan Kalafat ile röp.
-Muhabir anonsu(Beyza GÜLER)
-Genel ve detay

24.09.2019 - Haber Kodu : 190924170

========================================

2- DEPREM ANI İZLEME İSTASYONUNA BÖYLE YANSIDI

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: İdris TİFTİKCİ / İstanbul, (DHA) - Silivri açıklarında meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki deprem, Silivri Belediyesi'ne ait "Deprem Öncü İşaretlerini İzleme İstasyonu"nda an be an kaydedildi. Deprem dalgaları sisteme kırmızı olarak yansıdı. Deprem anında kaydın bilgisayar ekranını tamamen kapladığı görüldü.

Görüntü Dökümü:
--------------------
- İstasyondan görüntüler
- Depremin kaydı
- Muhabir anonsu
- Detaylar

24.09.2019 - Haber Kodu : 190924164

====================================

3-AVCILAR'DA DEPREM ANINDA YAŞANAN PANİK KAMERADA

Depreme dükkanında yakalanan bir esnaf, "1999 depreminin verdiği bir etki, korku hala var"

Haber-Kamera: Alper KORKMAZ / İSTANBUL ,(DHA)
Avcılar'da deprem anında dükkanında olan bir esnaf kendini dışarıya attı. Panik anları dükkanın güvenlik kamerasına yansıdı.
Marmara Denizi Silivri açıklarında 4.6 büyüklüğünde meydana gelen deprem İstanbul'un birçok ilçesinde hissedildi. Deprem anında bazı iş yerlerinde panik yaşandı. Avcılar'da bir market sahibinin deprem anında yaşadığı panik güvenlik kameralarına yansıdı. Yaşadıklarını anlatan Saim Yüce, "Otururken birden ses çıktı. Bende panik ve heyecan yaptım kendimi dışarı attım. Malzemelerin sallantısı koltuğun vurması korkuttu. 1999 depremini de yaşadığımız için bir deprem korkusu var tabi. O zaman da Avcılar'da oturuyordum. 1999 depreminin verdiği bir etki korku hala var" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-güvenlik kamera görüntüsü
-Esnafla röportaj

=====================================

4- VALİLİK: HİÇBİR OKULUMUZDA OLUMSUZLUK BULUNMAMAKTADIR

İstanbul DHA
İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada, "Sadece Silivri ve Avcılar ilçelerimizde okul idarecilerimiz tarafından,
deprem eğitimlerinin bir gereği olarak, tedbir amacıyla bazı okullarımızdaki öğrencilerimizin sınıflarından dışarıya çıkarıldıkları anlaşılmıştır. İlimizdeki hiçbir okulumuzda, eğitim öğretimi kesintiye uğratacak yönde herhangi bir olumsuzluk bulunmamaktadır" denildi.
İstanbul Valiliği'nden depremle ilgili yeni açıklama yapıldı.
Yazılı açıklamada, "İlimizde bugün saat 11.00'de Marmara Denizi Silivri-Marmara Ereğlisi açıklarında meydana gelen 4.6 (Mw) şiddetindeki deprem sonrasında; Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından ilimizdeki duruma ilişkin gerekli bilgi ve değerlendirmeler alınmıştır. Ayrıca; 39 ilçemizin kaymakamlığı, belediyelerimiz, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, AFAD, AKOM, 112, 155 ve 156 ihbar hatlarına,şu ana kadar herhangi bir hasar ihbarı yapılmamıştır" denildi.
Açıklamada, "Sadece Silivri ve Avcılar ilçelerimizde okul idarecilerimiz tarafından, deprem eğitimlerinin bir gereği olarak, tedbir amacıyla bazı okullarımızdaki öğrencilerimizin sınıflarından dışarıya çıkarıldıkları anlaşılmıştır.İlimizdeki hiçbir okulumuzda, eğitim öğretimi kesintiye uğratacak yönde herhangi bir olumsuzluk bulunmamaktadır" bilgileri yer aldı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
--------
-Okullardan görüntü

===============================================

5-KANDİLLİ'DEN DEPREM AÇIKLAMASI

-Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme - Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat,
"Ufak depremler bize bu coğrafyada hazırlık safhasında olduğunu, fayın aktif olduğunu ve büyük deprem üretme potansiyelinin çok yüksek olduğunu işaret ediyor."

Cengiz ÇOBAN-Çağrı ÇALIŞKAN/İSTANBUL (DHA)
MARMARA Denizi Silivri açıklarında olan 4.6 büyüklüğündeki depremle ilgili Kandilli Rasathanesi'nde açıklama yapıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem ve Tsunami İzleme - Değerlendirme Merkezi Müdürü Dr. Doğan Kalafat yaptığı açıklamada, "Bu depremden hemen sonra depremi takip eden süreç içerisinde yaklaşık 3.2 ile 2 büyüklüğünde olan artçı depremler meydana gelmiştir. Özellikle Silivri ve İstanbul, Marmara Denizi'nin kıyısında yerleşim yerlerinde vatandaşlarımız tarafından hissedilmiştir. Ama canlılar ve doğa üzerinde çok büyük bir riski yok. Yani herhangi bir hasar ya da can kaybı beklenmemektedir. Bu depremden alacağımız bilgi ve ders şu olmalıdır, bildiğiniz gibi 1999 depremi ve sonrasında Marmara Denizi'nde özellikle bir büyük deprem bekliyoruz. Bu deprem ne zaman olacağı konusunda herhangi bir şey söylememiz söz konusu olmamakla birlikte, depremin büyüklüğünü hata kavramı içerisinde verebiliriz. Bu coğrafyada yaşayan bütün toplumlar yani yerleşim yerleri depreme hazırlıklı olun, afet bilinci yüksek toplum haline gelin ve afet öncesi ve sonrası neler yapılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olun. İkincisi ise bu deprem er ya da geç olacaktır" dedi.

Reklam
Reklam

"MARMARA'DAN BEKLEDİĞİMİZ DEPREMLER 6 İLE 7 CİVARINDA DEPREMLERDİR"
Kalafat şöyle devam etti:
"Marmara Denizi'nde iki önemli sistem bir şekilde çarpışıyor. Dolayısıyla hangisinin daha güçlü olacağı konusunda bir sonuç vermemiz gerekirse ağırlıklı olarak Kuzey Anadolu fayının daha tehlikeli olduğu ve daha büyük deprem üreteceğidir. Marmara'dan beklediğimiz depremler 6 ile 7 civarında depremlerdir. Bunlar depremin olacağı segment dediğimiz parçanın özelliğine bağlı olarak değişebilir. İki koldan da deprem olabilir ikisi de önemli derecede tahribata, kısmen de olsa yaralamalara can kaybına neden olabilir."

"UFAK DEPREMLER BİZE FAYIN AKTİF OLDUĞUNU İŞARET EDİYOR"
Kalafat, "Küçük depremler hiçbir zaman büyük depremin enerjisini almazlar. Ben şöyle tasavvur ediyorum, yaklaşık Marmara Denizinin 15-17 km altında bir fil ayaklarını kırmış yatıyor. Siz yalnızca 3'lük depremle filin tüyünü kopartıyorsunuz ama fili ayağa kaldırmak için gerekli olan kuvveti veremezsiniz. Dolayısıyla ufak depremler bize bu coğrafyada hazırlık safhasında olduğunu, fayın aktif olduğunu ve büyük deprem üretme potansiyelinin çok yüksek olduğunu işaret ediyor. Kuzey Anadolu fayı 1999 depremi öncesinde de aynı özellikleri taşıyordu. Dolayısıyla Kuzey Anadolu fayı deprem üretmeden önce 10'lu yıllar içerisinde önemli derecede deprem aktivitesine sahiptir ama bunlar hiçbir zaman büyük depremin enerjisini sıfırlamaz. Yaklaşık ortalama 7 civarında ama hiçbir zaman 17 Ağustos büyüklüğünde olmayacak. Veya Erzincan depremi gibi 7.9, 7.8'ler gibi olmayacak ama yine 7'nin üzerine bir deprem İstanbul ve Marmara bölgesi için yıkıcı ve tahripkar bir deprem olacaktır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-------------------
-Kalafat'ın açıklamaları
-Detaylar

===============================================

6- SİLİVRİ BELEDİYE BAŞKANI YILMAZ: UZMANLAR KUZEY ANADOLU FAY HATTINDAKİ NORMAL BİR DEPREM OLDUĞUNU SÖYLÜYOR

Haber-Kamera: Yılmaz OKUR- Alparslan ERMİŞ/İSTANBUL, (DHA)
Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz Silivri açıklarındaki depremle ilgili olarak, "Silivri bu konuda bu beklenen Marmara depreminde önemli bir yer. Bunun bilincindeyiz. Uzmanlar bu depremin öncü bir deprem olmadığını, rutin, doğal Kuzey Anadolu Fay hattındaki normal bir deprem olduğunu söylüyorlar" dedi
Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz bugün öğle saatlerinde Silivri açıklarında yaşanan 4.6 şiddetindeki depremle ilgili açıklamalarda bulundu.
Yaşanan depremin öncü bir deprem olmadığını ve rutin doğal bir fay kırılması olduğunu belirten Yılmaz; "Bugün öğlen saatlerinde Silivrimizin açıklarında Marmara fay hattında orta segmentte bir deprem meydana geldi. 4.6 şiddetinde. Yerkabuğuna biraz yakın olması hasebiyle Silivri'de ve İstanbul'un hemen hemen her yerinde hissedildiği söyleniyor. O anda ben aslında Silivri'nin Beyciler Köyü'ndeydim, biz depremi orada hissetmedik. Burada çok şiddetli hissedildiğinden bahsedildi. Şu anda da Silivri Belediyesi'nin önünde Silivri'nin merkezindeyiz. Ben bir yer bilimci değilim, deprem profesörü değilim ama DOHAD'ın (Deprem Hareketleri İzleme Derneği) belediye başkanlığımız tarafından tahsis edilmiş dört tane bu yer hareketlerini izleme merkezleri var. Bir tane de Büyük Sinekli Köyümüzde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'ne bir yer tahsis ettik. Silivri bu konuda bu beklenen Marmara depreminde önemli bir yer. Bunun bilincindeyiz. Ama bu depremin öncü bir deprem olmadığını, rutin, doğal Kuzey Anadolu Fay hattındaki normal bir deprem olduğunu söylüyorlar" şeklinde konuştu.

KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN HIZLI HAREKET ETMELİYİZ
Silivri'de herhangi bir can ve mal kaybının yaşanmadığını belirten Yılmaz; "Burada yüzleşmemiz gereken Silivri büyük İstanbul depremine ne kadar hazırlıklı, İstanbul ne kadar hazırlıklı? Kentsel dönüşümle bu kötü bina stokunun azaltılıp yerlerine yeni deprem yönetmeliğine uygun binaların hızlıca yapılıp, depremde yapılması gerekenler konusunda vatandaşlarımızı bilinçlendirmeliyiz. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve merkezi hükümetimizle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla bu kentsel dönüşüm noktasında bir eşgüdüm içinde ve çok hızlı hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Tekrar herkese çok geçmiş olsun diyorum, çok şükür Silivri'de herhangi bir can ve mal kaybı, hasar yok. Şu anda her şey normal vaziyette devam ediyor" diye konuştu.

Görüntü dökümü:
-------------------
-Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz ile röportaj

=============================================

7- 22 İLDE FETÖ SORUŞTURMASI: 30 GÖZALTI KARARI (1)

İstanbul DHA - İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında FETÖ tarafından 2011'deki 'Polislikten Komiser Yardımcılığına Geçiş Sınavı' sorularının sızdırılmasına ilişkin 22 ilde 30 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
2011 yılında yapılan sınavda soruların sızdırıldığı gerekçesiyle yürütülen soruşturma kapsamında 22 ilde 30 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Toplam 34 adrese yapılan operasyonlarda 22 kişi yakalanırken, 1 kişinin tutuklu olduğu anlaşıldı. 7 kişinin yakalanması için çalışmalar sürüyor.

Görüntü Dökümü:
------
-Arşiv

=====================================

8-- BARANSU'NUN MGK BELGELERİNİ İFŞA DAVASI

Yüksel KOÇ / İSTANBUL, (DHA) TARAF Gazetesi'nin 28 Kasım 2013 tarihli sayısında, "Gülen'i Bitirme Kararı 2004 MGK'da Alındı" manşetine konu haberle ilgili olarak, haberi yazan gazeteci Mehmet Baransu ile gazetenin eski Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Şevki Çoban hakkında, "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme", "Devletin güvenliği ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama" ve "MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgiyi basın yoluyla ifşa etme" suçlarından 50 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle açılan davaya devam edildi.

Mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, davanın konusunun basın suçunu oluşturduğunu, basın suçlarına bakmakla görevli mahkemenin 2. Ağır Ceza Mahkemesi olduğunu, davanın da görevsizlikle bu mahkemeye gönderilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya başka suçtan tutuklu bulunan sanık Mehmet Baransu duruşmaya gelmedi. Baransu'nun Avukatı Yahya Engin ve tutuksuz sanık Murat Şevki Çoban'ın Avukatı Figen Albuğa Çalıkuşu ile şikayetçi MİT ve MGK'yı temsilen hazine avukatı da duruşmada hazır bulundu.

DURUŞMAYA KATILMAK İSTEMEDİĞİNE İLİŞKİN DİLEKÇE YOLLADI
Baransu, duruşmaya katılmak istemediğine ilişkin dilekçe yolladı. Mütalaasını sunan duruşma savcısı, olay tarihinde Mehmet Baransu'nun Taraf Gazetesi'nin yazarı, diğer sanık Murat Şevki Çoban'ın da gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürü olduğunu hatırlattı.

SAVCI DAVANIN GÖREVSİZLİK KARARI İLE 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE GÖNDERİLMESİNİ İSTEDİ
Suç tarihinde, iddianamenin düzenlendiği tarihte ve halen yürürlükte olan Basın Kanunu'na göre basın eserleri ile işlenen suçlarda 2 numaralı Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevli olduğunu hatırlatan duruşma savcısı, bu nedenle davanın görevsizlikle İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. Mahkeme, sanıklara savcının mütalaasına karşı beyanda bulunmaları için süre verilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAMEDEN
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Mehmet Baransu ile birlikte Taraf Gazetesi'nin eski Sorumlu Yazıişleri Müdürü Murat Şevki Çoban'ın da şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, MİT' ihbar eden' sıfatını taşıyor.

İddianamede, Mehmet Baransu'nun 28 Kasım 2013 tarihli Taraf Gazetesi'nde "Gülen'i Bitirme Kararı 2004'te MGK'da Alındı" başlıklı haberde, nitelik itibariyle gizli kalması gereken 25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantısı kararını manşetten yayınladığı ve bu yayınlarını ilerleyen günlerde de devam ettirdiği vurgulandı. Murat Şevki Çoban'ın da, Sorumlu Yazıişleri Müdürü olmasından kaynaklı, Baransu ile birlikte devletin güvenliği veya iç-dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgilerini basın yayın yoluyla ifşa ettikleri öne sürüldü.

52'ŞER YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİ
MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgileri ifşa etmek suretiyle suç işledikleri kaydedilen şüphelilerin, "Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme", "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri basın ve yayın yoluyla ifşa etme" ve "MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin belge ve bilgiyi basın yoluyla ifşa etme" suçlarını işledikleri belirtildi. Mehmet Baransu ve Murat Şevki Çoban hakkında 30 yıl 2'şer aydan 50 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

=========================================

9- AKSARAY'DA EĞLENCE KULÜPLERİNE OPERASYON: 5'İ POLİS 22 KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Çağatay KENARLI/İSTANBUL, (DHA)
Fatih Aksaray'da bulunan gece kulüpleri ve eğlence mekanlarına uyuşturucu madde ticareti, kumar, fuhuş ve sahte içki suçlarına karışan bir suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 5'i polis toplam 22 kişi adliyeye sevk edildi.
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Fatih Aksaray'da bulunan gece kulüpleri ve eğlence mekanlarında uyuşturucu madde ticareti, kumar, fuhuş ve sahte içki suçlarına karışan bir suç örgütüne yönelik 15 ve 20 Eylül'de düzenlediği iki farklı operasyonda 5'i polis toplam 22 şüpheliyi yakalayarak gözaltına almıştı.
Vatan Caddesi'nde bulunan Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlanan şüpheliler hakkında "Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, örgüte üye olamamakla beraber yardım sağlamak", "Rüşvet" ve "Görevi kötüye kullanmak" suçlarından işlem yapılarak sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
------------
(Polis Kamerası)
-Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi

====================================

10-MALTEPE'DE HEMŞİRENİN ÖLDÜĞÜ KAZADA SANIKLARA HAPİS CEZASI

*Bir önceki celsede 80 bin TL kefalet ile serbest bırakılan sanıklar Merve Köstereli ile Tunç Öcal'a hapis cezası verildi.

Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA
Hemşire Gizem Berfu Altunoğlu'nun ölümü, bir kişinin de yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına ilişkin davada karar çıktı. Alkollü araç kullanan Merve Köstereli, "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 5 yıl, direksiyona müdahale ettiği iddia edilen Tunç Öcal da, aynı suçtan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldı.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına, bir önceki celsede 80 bin TL kefalet ile serbest bırakılan sanıklar Merve Köstereli ile Tunç Öcal ve avukatları katıldı. Gizem Berfu Altunoğlu'nun ailesi ve yakınları da duruşmada hazır bulundu.

ESKİ NİŞANLILAR YİNE BİRBİRLERİNİ SUÇLADILAR
Sanık Merve Köstereli esas hakkındaki mütalaaya karşı verdiği savunmada, "Benim alkol miktarım çok azdı. Araba kullanamayacak durumda değildim. Sözlü ve fiziksel tartışmamız, benzin bittiğinde gerçekleşmişti. Çıktığımızda da herhangi bir tartışmamız olmadı. Kazaya sebep olan Tunç. Tunç'un ifadeleri çelişkilidir. Direksiyonu kırdı. Eğer o kazada ben ölseydim bugün Tunç kadın cinayetinden de yargılanacaktı. Şu an mali müşavir olmak üzereyim. Ve bir geleceğim var, lütfen bana güzel olan geleceğimi bağışlayın. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
Son sözü sorulan Köstereli, "Suçsuzum, beraatimi istiyorum" dedi.

"BU OLAYDA HİÇBİR KASTIM YOKTUR"
Direksiyona müdahale ederek kazaya sebebiyet verdiği iddiasını kabul etmeyen, Mevre Köstereli'nin kendisini darp ettiğini söyleyen Tunç Öcal ise, "Merve aşırı alkollüydü. Bu olayda hiçbir kastım yoktur. 33 yaşına kadar karakolun kapısından dahi girmiş değilim, beraatimi istiyorum"dedi. Son sözü sorulan Tunç Öcal, "Olayla ilgili hiçbir alakam yoktur. Beraatimi talep ederim" dedi.

AYNI SUÇTAN BİRİ 5 YIL DİĞERİ DE 7.5 YIL CEZA ALDI
Kararını açıklayan mahkeme, her iki şüpheliye de, "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan ceza verdi. Mahkeme, Merve Köstereli'yi 5 yıl, Tunç Öcal'ı da 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırdı. Köstereli'nin ehliyetine 2 yıl, Öcal'ın ehliyetine de 3 yıl süre ile el konuldu.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Merve Köstereli'nin yönetiminde aracın Maltepe'de 6 Ekim 2018 tarihinde takla atarak hemşire Gizem Berfu Altunoğlu'na (21) çarparak ölümüne, araçta bulunan bir kişinin de yaralanmasına neden olduğu anlatılıyor.
Merve Köstereli'nin Tunç Öcal'dan ayrılmak istediği için aralarında tartışma çıktığı, tartışma sırasında Tunç Öcal'ın Merve Köstereli'nin kullanımındaki aracın direksiyonuna müdahale ederek aracı sağa doğru yönelttiği savunulan iddianamede, Merve Köstereli'nin de aracın direksiyon hakimiyetini sağlamaya çalıştığı ancak olay anında alkollü olmasının da etkisi ile yaya olan Gizem Berfu Altunoğlu'na çarparak ölümüne neden olduğu belirtildi.
Araçta bulunan Zeynep Karlı Aşık'nın da yaralandığı belirtilen iddianamede, şüpheli Merve Köstereli'nin ilk ölçümde 0.90, 32 dakika sonra alınan ikinci ölçümde de 0.46 promil, Tunç Öcal'ın da 0.70 promil alkollü olduğu belirtildi.
İddianamede şüpheliler Merve Köstereli ve Tunç Öcal'ın, "Taksirle bir kişinin ölümüne ve bir kişini de yaralanmasına neden olmak" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaları talep ediliyor.

Görüntü Dökümü:
-ARŞİV