Dha İstanbul Bülteni - 4

TURİZM BAKANI AVCI: RUSYA PAZARINDAN GÜZEL İŞARETLER GELİYOR Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, "2015 Ocak ayında, Ocak turizm bakımından durgun

TURİZM BAKANI AVCI: RUSYA PAZARINDAN GÜZEL İŞARETLER GELİYOR

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı,
"2015 Ocak ayında, Ocak turizm bakımından durgun bir aydır. Rusya'dan gelişler 51 bindi. 2016 krizinde bu 21 bine düştü"
"Fakat 2017 Ocak'ı şuanda 42 bin. Şubatta da artışlar gözüküyor. Rezervasyonlar da da artışlar var. Rusya pazarından güzel işaretler geliyor"

Haber: Özgür ALTUNCU / Kamera: Yaşar KAÇMAZ - İstanbul DHA
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Kadıköy'de Ak Parti İlçe Başkanlığı'nın düzenlediği "Turizmcilerle Buluşma" toplantısında konuştu. 2016 yılının turizm bakımından epey sıkıntılı geçtiğini söyleyen Avcı, "Bunu en derinden sizler hissettiniz. Bunun çok bilinen biraz da az bilinen sebepleri var. Çok bilinen sebep Rusya ile yaşanan uçak kriz, çok şükür bu kriz aşıldı. İnşallah önümüzdeki dönem Rusya ile ilişkilerin bakımından eskisinden de iyi olacağının işaretlerini alıyoruz. 2015 Ocak ayında, Ocak turizm bakımından durgun bir aydır. Rusya'dan gelişler 51 bindi. 2016 krizinde bu 21 bine düştü. Fakat 2017 Ocak'ı şuanda 42 bin. Şubatta da artışlar gözüküyor. Rezervasyonlar da da artışlar var. Rusya pazarından güzel işaretler geliyor" dedi.
Avrupa turist sayısında da bir kıpırdanma olduğunu söyleyen Bakan Avcı," Avrupa'daki bazı marjinal partilerin etkileri sebebiyle Avrupa'da istediğimiz kadar hızlı toparlanamıyoruz. İngiltere pazarında ciddi gelişmeler gözüküyor. 2016 yılını telafi edecek ölçüde olmasa da buralarda da ciddi beklentilerimiz var" diye konuştu. Bakan Avcı son olarak toplantının basına kapalı bölümünde Turizmcilerin sorularına yanıt verdi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-----------
- Bakan Avcı'nın salona gelişi
- Bakan Avcı'nın konuşması

04.04.2017 - 16.18 Haber Kodu : 170404128

- ŞİLE'DE KÜÇÜK ÖĞRENCİLER NEŞET ERTAŞ'I ANDI

Haber-Kamera: Nurcan KIRCALI İstanbul DHA
Şile "75.Yıl Ortaokulu Ozanları Anıyor" etkinliklikleri kapsamında Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş'ı anma programı gerçekleştirildi.
Şile Kültür Merkezi'ndeki programa Şile Kaymakamı Salih Yüce ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Harun Dizieğri'nin yanı sıra okul müdürleri, öğrenci velileri ile öğrenciler katıldı. Programda Neşet Ertaş'ın hayatının anlatıldığı kısa film gösteriminin ardından 75. Yıl Ortaokulu öğrencileri, müzik öğretmeni İclal Erdem yönetiminde Neşet Ertaş'ın unutulmaz türkülerini seslendirdi.
Öte yandan 75. Yıl Ortaokulu öğretmenlerinden Talha Ayaz'ın başarılı anlatımı ve sunumu programa ayrı bir renk kattı.

Görüntü Dökümü:
---------------
-Film gösterimindne detaylar
-Öğrencilerin türkü dinletisi
-Genel ve detaylar

04.04.2017 - 16.03 Haber Kodu : 170404117

=============================

Reklam
Reklam

- BAKAN YILMAZ AÇILIŞ TÖRENİNE KATILDI

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Yaşar KAÇMAZ / İstanbul DHA
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Eyüp'te Prof. Kaya Gürsel İlkokulu, Dede Korkut Ortaokulu ve Farkındayız Yaşam Merkezi açılış törenine katıldı. Açılış törenine Bakan İsmet Yılmaz'ın yanı sıra İstanbul Valisi Vasip Şahin, Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın da katıldı.
Eyüp'te Prof. Kaya Gürsel İlkokulu'nda gerçekleştirilen açılış töreninde bir konuşma yapan Bakan Yılmaz, derslik başına düşen öğrenci sayısın 36'dan 26'ya düşürdüklerini belirterek, "İstanbul'da da bu oranı iyileştiriyoruz. Şu anda Eyüp'te derslik başına düşen öğrenci sayısı 33. İlkokulda, liselerde 30. Türkiye'de bu oran bunun da altında. Bu normal 30 civarında olması. Neden 30'un üzerinde var? İstanbul göç alıyor. Göç aldığı için de biz şu anda 900 milyon liralık bir yatırıma devam ediyoruz. Devam eden İstanbul'da da 180'in üzerinde projemiz var" dedi.
Bakan Yılmaz'ın konuşmasının ardından açılış kurdelesi kesildi.

Görüntü Dökümü:
---------------------
- Yılmaz'ın açıklamaları
- Açılış kurdelesinin kesilmesi
- Detaylar

Reklam
Reklam

04.04.2017 - 17.31 Haber Kodu : 170404176

- HEYETİ AÇIĞA ALINAN MAHKEMEDE, SANIKLAR SAVUNMA YAPMAK İSTEMEDİ

Haber: Ümit TÜRK / İstanbul DHA
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) şifreli mesajlaşma programı "ByLock"u kullandıkları iddiasıyla haklarında "terör örgütü üyeliği" suçundan 15'er yıla kadar hapis istemiyle dava açılan eski BDDK çalışanı 22'si tutuklu 26 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan duruşmada bir kısım sanıklar savunmalarını tamamlamış, duruşma bugüne bırakılmıştı. Dün, mahkeme heyeti ile duruşma savcısının açığa alınması nedeniyle duruşmaya geçici heyet atandı. Sabah duruşmaya getirilen 22 tutuklu sanık, heyet değişikliğiyle karşılaştı.

SANIKLAR SAVUNMA YAPMAK İSTEMEDİ
Bu durum üzerine tutuklu 20 sanığın avukatı, heyetin açığa alınmasıyla hakimlik ilkesinin zedelendiğini ve bunun sanıklar üzerinde baskı oluşturduğunu iddia ederek savunma yapmak istemediklerini belirterek süre talebinde bulundu.

Reklam
Reklam

AVUKATLAR HEYET DEĞİŞİKLİĞİ NEDENİYLE SÜRE TALEP ETTİ
Söz alan tutuklu sanıklardan Musa Gökçe'nin avukatı Coşkun Atılgan, "Yeni görevlendirmeler var ve sağlıklı bir yargılama her şeyin önünde. 15 klasörü bulunan dosyaya tam olarak hakim olabilmeniz için zamana ihtiyacınız var. Bu yüzden savunma yapmak için makul bir süre talep ediyoruz. Ama süre vermeseniz de savunma yapmaya hazırız" dedi. 2 sanığın avukatı ise daha fazla mağduriyet oluşmaması için savunma yapacaklarını beyan ettiler.

GEÇİCİ HEYET DURUŞMAYA DEVAM KARARI VERDİ
Taleplerli değerlendiren mahkeme başkanı Abdurahman Orkun Dağ, iddianamenin taraflara tebliğ edildiği, özetinin okunduğu, heyet değişikliğinin yargılamanın durmasını zorunluğu kılmadığı ve tutuklu sanıkların bulunduğu gerekçeleriyle, usul ekonomisi açısından yargılamaya devam edilmesinin yararlı olacağını belirtti.

"HEYET OLARAK DEVAM EDECEK MİYİZ, BİLMİYORUM"
Devam edilmesi kararına avukatların itirazda bulunması üzerine tekrar konuşan heyet başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, "Kaygılarınızı anlıyorum. Haklı olduğunuz yerler de var. Ama savunma yapmak isteyen avukatlar da var. Toptan bir yaklaşımla duruşmayı erteleyemeyiz. İsteyen sonra savunma yapabilir. Heyet olarak devam edecek miyiz, tam olarak bilmiyorum. Savunmalar alınıncaya dek görevde olacağız" dedi.

Reklam
Reklam

"ÜZERİNİZDE BASKI OLUŞACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ İÇİN..."
Söz olan sanıklardan Ömer Çalık'ın avukatı da, "Üzerinizde baskı oluşacağını düşündüğümüz için makul bir süre talebinde bulunuyoruz. Dosyada tutuklu sanıklar olduğu için kısa bir süre verilmelidir. Tahliye talepleri değerlendirilsin" diye konuştu.

"HAKİMİN TARAFSIZLIK VE BAĞIMSIZLIĞI ZEDELENMİŞTİR"
Tutuklu sanık Rüştü Harun Ergüneş'in avukatı da, "Hakimin tarafsızlık ve bağımsızlığı zedelenmiştir. Sizin de devam edip etmeyeceğiniz belli değil" demesi üzerine yeniden konuşan başkan Dağ, "Bu hafta sonuna kadar görevlendirildik. Sonrasında HSYK'nın nasıl bir görevlendirme yapacağını bilmiyoruz. Şu aşamada savunma alınmadan tahliye talepleriyle ilgili herhangi bir değerlendirmede bulunmamız mümkün değil" ifadelerini kullandı.

TUTUKLULUĞUN DEVAMINA KARAR VERİLEREK DURUŞMA ERTELENDİ
Daha sonra ara kararını açıklayan heyet, sanıklara atfedilen eylemin niteliği, sanıkların çalıştığı kurumun özelliği, suçlamalar yönünde kuvvetli suç şüphesinin devam ermesi gerekçeleriyle sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Heyet ayrıca BTK'ya yazı yazılarak sanıkların kullandıkları telefon üzerinden ByLock kullanıcılarıyla görüşüp görüşmediklerinin tespit edilmesine hükmetti.

Reklam
Reklam

=============================

- THY: LAPTOP YASAĞININ DAYANAĞI YOK

Haber - Kamera: Murat ÇAKIR / İSTANBUL DHA
Türk Hava Yolları, görev sırasında şehit ve gazi olan polislerin çocuklarını Uçuş Eğitim Merkezinde misafir etti. THY Toplum Destekli Polis Şube Müdürlüğü ile ortaklaşa yapılan etkinlikte 41 çocuk gönüllerince uçuş keyfini yaşadılar. Çocuklar simülatörde sanal uçak kullanıp kabin içinde görev yaptılar. Çocukları ağırlayan Aycı gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.

GEREKTİĞİNDE YOLCUMUZA LAPTOP VERİRİZ
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, ABD uçuşlarındaki elektronik yasağı konusunda da açıklamalarda bulundu. İlker Aycı, THY olarak yolcuları rahat ettirmek için yapılması gereken her şeyi yaptıklarını belirterek, "Her geçen gün yeni şeyler yaparak yolcumuzu mutlu edecek ve konforunu artıracak servis kalitemizi yukarı çıkartacak yeni şeyler yaparak bu deneyimin bir biçimde etkilenmemesi için çalışıyoruz. Arkadaşlarımız yeni şeyler üzerinde çalışıyorlar. Yüzlerce, binlerce insan bana mesaj attı, ulaşmaya çalıştı. Şirketimize adeta 'şunu da yapar mısınız, bunu da yapar mısınız, bu yasağı şöyle aşarız ' gibi şeyler oldu. Markamıza olan bu ilgi ve sevginin karşılığını vermeye çalışacağız. Kabin içi eğlence sistemlerini geliştirmeye devam ediyoruz. Yolcumuzla aramızdaki kuvvetli gönül bağına ve sadakatimize bunlar gölge düşüremeyecek. Bu uygulamaların geçici olacağını ümit ediyorum, kalıcı olmayacağını ümit ediyorum. Çünkü mesnedi, dayanağı, uygulamasındaki eşitlik prensibi konusunda kafalarda şüpheler uyandıran sorunlar var, giderilmesi gereken. İlgili ülkelerin kuruluşlarıyla da çok yakın çalışıyoruz. Aşılacaktır bunlar bir şekilde, her şey normale dönecektir. Bunu çok büyütmeyelim gözümüzde. Yolculuk çok önemli bir deneyim içinde öyle keyifli anlar var ki, bu anları sadece bir laptop ya da tablet taşımaya indirgemeyelim. gerektiğinde biz onu da temin eder veririz yolcularımıza. Her gün mesai veriyoruz ne gibi yenilikler yapabiliriz konusunda" dedi.

Reklam
Reklam

ETKİSİNİ BİRKAÇ AY SONRA GÖRECEĞİZ
Aycı'ya bir gazetecinin, "Yasak nasıl etkiledi rakamlar var mı?" Sorusuna yanıtı ise şöyle oldu: "Şu anda rakam vermek için çok erken. Beklemek lazım. Biz şu anın biletlerini çok önceden sattık. Birkaç ay sonra görebileceğiz etkilerini. Bunları gözlemlemek için bir iki ay daha zamana ihtiyaç var, bunları gözlemlemek için. Belki o zamana kadar bu yasak hafifler veya kalkar ümidimiz. Geçici olmasını ümit ediyorum. Gördüğümüz kadarıyla yolcumuz bizimle uçmaya devam ediyor. Her geçen gün onları da rahat ettirmek için yeni çalışmalar yapıyoruz. Amacımız yolcuya en iyi deneyimi yaşatmak, en güzel ve en konforlu deneyimi yaşatmak. Bunun için çalışıyoruz. Sakin, sükunetli, soğukkanlı süreci birlikte yönetelim. Amacımız yolcuya diğer güzellikleri öne çıkartarak, mesela filmlerdi müziklerdi, kabin içi eğlencesini daha da artırarak lounge'taki ağırlamamızı daha da iyileştirerek, boardingi check-in 'i daha da hızlandırarak onları daha mutlu edecek şeyler yapmak. Yolcularımızla aramızdaki bağı güçlü tutmaya çalışıyoruz. Bu dönemin en iyi yapılacak işi budur. Yapılacak yeni uygulamalar varsa bunun ilk uygulayanlarından birisi biz oluruz. Yolcuyu o kadar sıkı tutacağız ki, o kadar sıkı sarılacağız ki bu uygulamalar boşa çıkacak."
Aycı, Rusya pazarında da turist artışı beklediklerini ve Ukrayna pazarını geliştirdiklerini de sözlerine ekledi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-Aycı ile röportaj
-detaylar

04.04.2017 - 17.31 Haber Kodu : 170404175
04.04.2017 - 17.30 Haber Kodu : 170404174

=================================

- 17 ARALIK KUMPAS DAVASINDA RIZA SARRAF'IN KATILMA TALEBİ KABUL EDİLDİ...

Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
Takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık soruşturmasında kumpas kurulduğu iddiasıyla aralarında Fethullah Gülen ile eski emniyet müdürlerinin bulunduğu 4'ü tutuklu 67 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Mahkeme, müştekiler Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar, Egemen Bağış, Muammer Güler ve Rıza Sarraf'ın duruşmaya katılma taleplerini kabul etti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 6'ncı celsesi görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Yasin Topçu, Mehmet Akif Üner, Duran Denizci ve Adem Atik ile başka suçtan tutuklu Yakup Saygılı'nın aralarında bulunduğu 6 sanık getirildi. Başka suçtan tutuklu 23 sanık Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile katılırken; 12 tutuksuz sanık ile avukatları da duruşmada hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da arasında bulunduğu bazı müştekileri ise avukatları temsil etti. Duruşmada, kimi sanıkların daha önce reddi hakim talebinde bulundukları ve bu taleplerin üst mahkemelerce reddedildiği tutanağa geçirildi. Ayrıca duruşmada, başka suçtan tutuklu sanıklardan eski İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakup Saygılı'nın, tutuklu bulunduğu cezaevinden 28 Mart 2017'de gönderdiği dilekçeyle, "Fetullah Gülen'in ifadesinin istinabe yoluyla talep edilmesi ve iade evrakının tarafına iletilmesi" talebinde bulunduğu da tutanağa geçirildi.

SANIKLAR SAVUNMA YAPMADI
İddianamenin özetinin okunmasının ardından müşteki eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in avukatı İzel Kibar söz alarak müvekkilleri yönünden müdahilliklerine karar verilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı Cem Karaca, davaya katılma talepleri üzerine sanıklara söz verdi. Eski başkomiser Mehmet Akif Üner ve eski İstanbul Mali Şube Müdür Yardımcısı Yasin Topçu, müştekilerden işadamı Rıza Sarraf'ın davaya katılma talebine itiraz etmediklerini belirtti. Daha sonra savunması sorulan sanıklar, savunma yapmayacaklarını gelecek celseye kadar süre verilmesi talebinde bulundu.

TAHLİYELERİNİ TALEP ETTİLER
Sanık Yasin Topçu, "473 gündür tutukluyum. İfadem alınmadan tutuklandım. İçerde tutuklu kalmam için hiçbir neden yoktur. Bu dava bir kin operasyonudur. Adalet adına tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanık Duran Denizci de "Ben polisim. Yolsuzluğa ilişkin kanunları uyguladım. 17 Aralık'tan önce neysem şimdi de oyum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu. Sanık Adem Atik ise, iddianamenin anlaşılmaz olduğunu ileri sürerek "Ben Erdoğan Bayraktar'ın bir görüşmesine ilişkin usulsüz fiziki takip yapmakla suçlanıyorum. Teknik büro amiri olmakla suçlandım. Oysa ben komiser yardımcısıyım, teknik büro amiri değilim. Başkomiseri nasıl takibe yollayabilirim?" şeklinde konuştu.

6 MÜŞTEKİNİN KATILMA TALEBİ KABUL EDİLDİ
Mahkeme heyeti, 61. hükümeti üyesi müştekiler Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar, Egemen Bağış, Muammer Güler ve Rıza Sarraf'ın "Gizliliğin ihlali" ve "Hukuka aykırı olarak kişisel verilerin kaydedilmesi" suçlarından doğrudan doğruya zarar görme ihtimalleri bulunduğundan davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verdi. Heyet, sanıklar Yasin Topçu, Mehmet Akif Üner, Duran Denizci ve Adem Atik'in üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, delil durumu ve kuvvetli suçşüphesini gösterir somut kanıtların bulunması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Sanıklar Hamza Tosun, Hayri Akın ve Alparslan Çalışkan hakkında çıkarılan yakalama kararlarının devamına karar verilerek duruşma ertelendi.

İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, yakın tarihe 17-25 Aralık girişimi olarak geçen ve sözde soruşturma sürecinde elde edildiği iddia edilen delillerin basın yayın kuruluşları aracılığı ile yayınlatılarak ve yayınlanarak Türkiye Cumhuriyeti 61. hükümetinin ulusal ve uluslararası baskı altına alınıp istifa etmesini sağlama amacına yönelik olduğu ifade edildi. İşadamı Rıza Sarraf'ın ABD'de tutuklanmasına değinilen iddianamede 17 Aralık'ta örgütün başarısız olmasının ardından, bu başarısız girişiminin ABD üzerinden yeniden canlandırılmaya çalışıldığı, örgüt mensupları tarafından yurt dışına çıkarılan bilgi ve belgelerin ABD'de Preet Bharara isimli savcıya teslim edildiği belirtildi. Bu bilgi ve belgeler üzerinden ABD'de iddianame hazırlanarak FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan 17 Aralık girişiminin yeniden sahneye konma çabasına girişildiği de ifade edildi.
İddianamede Fethullah Gülen ile eski emniyet müdürleri Yakub Saygılı, Nazmi Ardıç, Hamza Tosun ve Yasin Topçu hakkında "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, gizliliğin ihlali" suçlarından ayrı ayrı hapis cezası verilmesi isteniyor. Diğer 62 şüpheli polisin ise "Silahlı terör örgütüne üye olma", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, gizliliğin ihlali" suçlarından cezalandırılması talep ediliyor.

========================

- KALDIRIMDA EZİLEREK ÖLDÜRÜLEN ÇİÇEKÇİ KAYA'NIN ZANLISININ SAHTE RAPOR DAVASI BAŞLADI

Yüksel KOÇ / İSTANBUL DHA
Kadıköy'de çiçekçi Mehmet Emin Kaya'ya kaldırımda çarparak ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 7 yıl hapis cezasına çarptırılan Murathan Öztürk hakkında, ceza aldığı dosyaya sahte alkol raporu sunmaktan açılan davaya başlandı.
Öztürk ile birlikte sahte alkol raporunun düzenlendiği öne sürülen hastanenin kurumsal pazarlama müdürünün de aralarında bulunduğu 3 çalışanı da sanık olarak yargılanıyor.
Hastane çalışanı sanıklardan Özlem Erkan, hastanede kurumsal müdür olarak çalışan sanık Mehmet Latif Yaşlı'nın baskısı ile rapor düzenlediğini, ancak bu rapora imza atmadığını belirterek, "Mehmet Latif Yaşlı bana, 'hastanın alkol raporu sonucunu vereceksiniz' dedi. Veremeyeceğimi söyledim. Israr etti, 'başhekimin bilgisi var' dedi. Mehmet Latif bey başhekimin sağ kolu olduğundan baskı altında şablon raporu imza atmadan Sevilay'a verdim, o da gözümün önünde imzalayarak verdi" dedi.
İstanbul Anadolu 42. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuksuz yargılanan sanıklar Murathan Öztürk ile sahte alkol raporunun düzenlendiği öne sürülen özel hastanenin personelleri Mehmet Latif Yaşlı, Özlem Erkan ve Sevilay Özgün ile avukatları hazır bulundu.
Çiçekçi Mehmet Emin Kaya'yı öldürmekten aldığı 7 yıllık hapis cezasını Kartal Açık Cezaevi'nde çeken Murathan Öztürk sorgusu sırasında hukuk fakültesi 2. sınıf öğrencisi olduğunu bugün de cezaevinden izin alarak duruşmaya geldiğini söyledi.

CEZAEVİNDEN İZİN ALARAK DURUŞMAYA GELDİ
Kazadan sonra babasının bir avukat arkadaşını aradığını, onun da hastaneye giderek alkol ve uyuşturucu raporu almasını istediğini, bu amaçla özel bir hastaneye gittiğini söyleyen Öztürk, "Hastanede alkol ve uyuşturucu testi istediğimi söyledim. İdrar örneği verdim. Bir kaç gün sonra bir yakınım raporları almak için hastaneye gitmiş, uyuşturucu raporunun verildiğini ancak alkol raporunun düzenlenmediğini görmüş. Bu yakınım, alkol sonuçları bulunduğu için bu sonuçlara ilişkin raporu alabilmek amacı ile hastanede girişimlerde bulunmuş. Ben bunu cezaevinde avukatım aracılığı ile öğrendim. Ben kimseye alkol raporu alınması için telkinde veya baskıda bulunmadım" dedi.

'RAPOR TANZİMİ KONUSUNDA KİMSEYE BASKI YAPMADIM'
Sanıklardan Mehmet Latif Yaşlı, hastanenin kurumsal pazarlama müdürü olduğunu belirterek, "Olay günü Murathan Öztürk ve 2-3 kişi hastanemize müracaat ettiler. Alkol ve uyuşturucu testi istediler. Kayıt işlemi yapıldı ve laboratuvara yönlendirildi. 3-4 gün sonra hasta yakınları sonuç almak için geldiler. Uyuşturucu için tahlil sonuçlarının çıktığını ancak alkol için yapılan tahlil sonuçlarının çıkmadığını görünce itiraz etmişler. Ben hiç kimseye rapor tanzimi konusunda baskı yapmadım, gerekeni yapmalarını, hastanın mağduriyetinin giderilmesini söyledim" dedi.

'BAŞHEKİMİN SAĞ KOLU OLDUĞUNDAN BASKI ALTINDA RAPORU ÇIKARDIM'
Sanıklardan Özlem Erkan, hasta yakınlarının sonuçları almaya geldiği zaman diğer sanık Mehmet Latif beyin kendisini aradığını belirterek, "Bana, 'hastanın alkol raporu sonucunu vereceksiniz' dedi. Ben de hastayı görmediğimi, böyle bir sonucu veremeyeceğimi söyledim. Ancak beni ısrarla aradı. En son aramasında başhekimin bilgisi olduğunu belirterek raporu düzenlememi istedi. Mehmet Latif bey başhekimin sağ kolu olduğundan baskı altında şablon raporu çıkardım. Mehmet Latif beyin söylediği gibi bu raporu Sevilay hanıma götürdüm. Sevilay hanım neden imzamın bulunmadığını sordu, imzalamamı istedi. İmzalamayacağımı söyledim. Gözümün önünde raporu imzalayarak götürdü, sonrası hakkında bilgim yok" dedi.
Sanıklardan Sevilay Özgün ise, diğer sanık Murathan Öztürk'ün yakınlarının test sonuçlarını almaya geldiklerinde alkol testine yönelik raporun bulunmaması nedeniyle problem yaşadıklarını belirterek, "Ben de laboratuvarı aradım. Hastanın sonuçlarının eksik olduğunu dile getirdiğini ilettim. Ardından Mehmet Latif bey beni aradı. Hastanın şikayetini dile getirerek gerekli yerlerle görüştürmem hususunda bana yönlendirdiklerini söyledi. Gerekli yerlerle kastı laboratuvar sorumluları ile görüştürmemdi. Ben hasta yakınını laboratuvara yönlendirdim, laboratuvarda Özlem hanım ve yakını birlikte geldiler. Sonuç evrakı kaşeli olarak gelmişti. Özlem hanıma imzasının neden olmadığını sordum, sorumluluğu bulunmadığını söyledi. Bende kaşeli olarak imzasız bir şekilde evrakı teslim ettim" dedi. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 11 Temmuz 2017 tarihinde Kadıköy'de kaldırımda yürüyen çiçekçi Mehmet Emin Kaya'ya çarparak ölümüne neden olan Murathan Öztürk'ün, aynı gün özel bir hastaneye giderek uyuşturucu ve alkol testi amacıyla idrar örneği verdiği, üç dört gün sonra sonuçları almaya gittiğinde alkol testine ilişkin raporun düzenlenmediğini gördüğü, bunun üzerine hastane müdürü olarak görev yapan diğer şüpheli Mehmet Latif Yaşlı'dan alkolsüz olduğuna dair rapor istediği belirtiliyor.
Mehmet Latif Yaşlı'nın da diğer şüpheli Özlem Erkan'ı arayarak sanki kan alınmış ve kanda alkol çıkmamış gibi sahte rapor düzenlemesini istediği, Özlem'in de bir doktorun bilgisayarından rapor çıktısı alıp imzalamadan diğer sanık Sevilay Özgün'ü götürdüğü, Sevilay Özgün'ün de raporu paraflayarak Murathan Öztürk'ün yakınlarına verdiği belirtiliyor. İddianamede tüm sanıkların, "Resmi belgede sahtecilik" suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.

============================

- DURSUN ÇİÇEK'E TAZMİNAT

Haber: Ümit TÜRK / İstanbul DHA
Mahkeme, Balyoz Planı davası kapsamında beraatine karar verilen CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'e, yaşadığı mağduriyetler için 39 bin 361 lira maddi, 50 bin lira da manevi olmak üzere 89 bin 361 lira tazminatın yasal faiziyle ödenmesine hükmetti.
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yedinci duruşmaya davacı Dursun Çiçek, avukat kızı İrem Çiçek ile katıldı. Duruşmada, OYAK Genel Müdürlüğü ve ING Bank tarafından mahkemeye gönderilen yazılar üzerine dosyanın bilirkişiye gönderildiği, bilirkişi heyetinin de hazırladığı raporunda dosyaya konulduğu kaydedildi.

ÇİÇEK: ALEYHE HUSUSLAR OLSA DA BİLİRKİŞİ RAPORU YERİNDEDİR
Bilirkişi raporuna ilişkin beyanda bulunan davacı Dursun Çiçek, "Her ne kadar bazı aleyhe hususlar varsa da bilirkişi raporu yerindedir. Bilirkişi raporuna göre mahkemece maddi tazminata, ayrıca dava dilekçemiz göz önüne alınarak manevi tazminata hükmedilmesini talep ediyorum" dedi.

SAVCI DA TAZMİNAT VERİLMESİNİ TALEP ETTİ
Esas hakkında mütalaasını sunan duruşma savcısı da, davacı Çiçek'in tutuklu yargılandığı Balyoz Planı davasının beraatle sonuçlandığını ve buna ilişkin tazminat talepli dava açtığını belirterek, "Tazminat vermesi için yasal şartların mevcut olduğu anlaşıldığından, talebin kabulü ile davacıya tazminat ödenmesine karar verilmesini kamu adına talep ediyoruz" dedi.

MAHKEME, TOPLAMDA 89 BİN 361 TL TAZMİNAT ÖDENMESİNE HÜKMETTİ
Davayı karara bağlayan mahkeme, davacı Çiçek tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının kısmen kabul ediliğini belirterek, 31 bin 349, 28 liralık maaş farkı, 6 bin 270, 66 liralık emekli keseneği kaybı, bin 741,86 liralık OYAK Emeklilik yardım farkı olmak üzere 39 bin 361,80 lira maddi, 50 bin lira da manevi olmak üzere toplam 89 bin 361,80 liranın, haksız eylem tarihi olan 3 Ocak 2014'ten itibaren işleyecek faiziyle Hazine'den alınarak davacı Dursun Çiçek'e ödenmesini kararlaştırdı.

4 AY DİKKATE ALINDI
Mahkemenin bu kararının ardından konuşan Dursun Çiçek, "Dava kapsamında en çok mağdur olan benim ama bugüne kadar mahkemelerin verdiği tazminat miktarlarının en düşüğü de bu oldu" dedi. Mahkeme Başkanı da Çiçek'e, mağdur edildiği 4 ayın dikkate alındığını belirterek, itirazın istinaf mahkemelerine yapılabileceğini söyledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: