1- KILIÇDAROĞLU: (EYALET TARTIŞMALARI) YENİ Mİ KEŞFEDİYOR BU BEYLER BUNU?
* CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
"Dün akşamdan itibaren tartışılmaya başlandı. 'Efendim nasıl bir şey? Türkiye parçalanacak mı, parçalanmayacak mı? Eyalet olacak mı, olmayacak mı? Yeni mi keşfediyor bu beyler bunu? Elli sefer söylendi. 'Efendim başkan yardımcıları söylemiş ama benim ağzımdan çıkmadı'. TBMM'nin kürsülerinden 24 saat söylendi daha ne söylensin. Sen de dinledin kardeşim, başbakan da dinledi, bakanlar da dinledi"
"Sayın Cumhurbaşkanın danışmanlarından birisi 16 Nisan için 'halk kendi devletini kurmak için adım atıyor' diyor. Ne demek ya? Yani 16 Nisan'da mı biz kendi devletimizi kuracağız? Bu devlet ne zaman kuruldu? Bu kadar şehidi biz niye verdik? Bu gaziler neden çıktı, bu bayrak kimin bayrağı, bu devlet kimin devleti? Yeni devlet kuracakmışız, kim söylüyor bunu, yardımcısı söylüyor. Türkiye bir felaketin içine sürüklenmeye isteniyor"
"Gündem maddesi ne? Madde 1 Kılıçdaroğlu, Madde 2 Kılıçdaroğlu, Madde 5 Kılıçdaroğlu, Madde 15 Kılıçdaroğlu, Madde 18 Kılıçdaroğlu. Dayanamıyorum soruyorum, 'ya arkadaş ben size ne yaptım?' "
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da servis şoförleri ve esnafla bir araya geldi.
Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmasında, salonda bulunanlara seslenerek "Siz söz verildiğini biliyorum. Siz söz verilip yerine getirilmediğini de biliyorum. Söz verilip yerine getirilmeyince sizin demokrasilerde çok önemli bir hakkını ortaya çıkıyor. Bir siyasetçi size gelip 'ben bu sorunu çözeceğim' diye söz verir ve verdiği sözün arkasında durmazsa sizin en doğal hakkınız çıkıyor ortaya. O hakkı insanlar siyasette, 'hayır' sözcüğünü kullanarak yerine getiriyor. 'Madem sen verdiğin sözü tutmadın, kusura bakma bende sana hayır derim' derler. Bu sadece Türkiye için geçerli değil bir kural değil, bütün dünyada demokrasilerde geçerli olan kuraldır. Madem söz verdin, madem yerine getirmiyorsun, o zaman ilk seçimlerde bende gereğini yapacağım, 'sen verdiğin sözü tutmazsan, ben de bu kurala uyarım, doğal bir kurala uyarım ve sana oy vermem'. Sizden beklenen budur. 'Demokrasi, demokrasi' diyorsanız, demokrasiyi bir kişi değil demokrasiyi iki taraf birbirini test ederek hayata geçirir" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir özelliğim var benim. Siyasette ahlakı egemen kılmak için her türlü çabayı gösteriyorum. Altına imza atamayacağım, yerine getiremeyeceğim bir vaatte asla bulunmadım. Biz 'asgari ücret net 1500 lira olacak' derken bu uygulanamaz deniyordu. Bugün bütün CHP'li belediyelerde asgari ücret net 1500 liradır" diye konuştu.
"YENİ Mİ KEŞFEDİYOR BU BEYLER BUNU?"
Kılıçdaroğlu, "Dün akşamdan itibaren tartışılmaya başlandı. 'Efendim nasıl bir şey? Türkiye parçalanacak mı, parçalanmayacak mı? Eyalet olacak mı, olmayacak mı? Yeni mi keşfediyor bu beyler bunu? Elli sefer söylendi. 'Efendim başkan yardımcıları söylemiş ama benim ağızımdan çıkmadı'. TBMM'nin kürsülerinden 24 saat söylendi daha ne söylensin. Sende dinledin kardeşim, başbakan da dinledi, bakanlar da dinledi. Çıktılar meydan dediler ki 'bizim asıl hedefimiz anayasanın ilk dört maddesini değiştirmektir'. Ne istiyorsunuz si Türkiye Cumhuriyeti'nden, bu devletten ne istiyorsunuz?" dedi.
"TÜRKİYE BİR FELAKETİN İÇİNE SÜRÜKLENMEYE İSTENİYOR"
Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanın danışmanlarından birisi 16 Nisan için 'halk kendi devletini kurmak için adım atıyor' diyor. Ne demek ya? Yani 16 Nisan da mı biz kendi devletimizi kuracağız? Bu devlet ne zaman kuruldu? Bu kadar şehidi biz niye verdik? Bu gaziler neden çıktı, bu bayrak kimin bayrağı, bu devlet kimin devleti? Yeni devlet kuracakmışız, kim söylüyor bunu, yardımcısı söylüyor. Türkiye bir felaketin içine sürüklenmeye isteniyor. Hepimizin aklımızı başımıza alması lazım" şeklinde konuştu.
"DAYANAMIYORUM SORUYORUM, 'YA ARKADAŞ BEN SİZE NE YAPTIM?"
Kemal Kılıçdaroğlu, "Gündem maddesi ne? Madde 1 Kılıçdaroğlu, Madde 2 Kılıçdaroğlu, Madde 5 Kılıçdaroğlu, Madde 15 Kılıçdaroğlu, Madde 18 Kılıçdaroğlu. Dayanamıyorum soruyorum, 'ya arkadaş ben size ne ne yaptım?'. Haram yemedim, yolsuzluk yapmadım, kul hakkı yemedim, herkese saygılı oldum, saygıda kusur etmedim, çocuğun da büyüğünde elini öptüm, yaşıtlarıma saygılı gösterdim. Kendi kültürümü, bu toprakların kültürünü yaşıyorum, bu toprakların kültürüyle büyüdüm. Peki kardeşim benden ne istiyorsunuz? Devletin arabalarını kullanmıyorum, devletin uçaklarını, forsunu kullanmıyorum, devletin televizyonlarını, paralarını kullanmıyorum. Siz bütün bunları kullanıyorsunuz ve yine de yerinizde rahat durmuyorsunuz. Peki biz ne yapıyoruz? Tek güvendiğim bu milletin kendisi ve Allah'ıma güveniyorum. Başka kime güveneyim. Gelin diyorum gelmiyorsunuz, adalet diyorum, adalete inanmıyorsunuz, kaçıyorsunuz. Hukuk diyorum dinlemiyorsunuz. Hak diyorum dinlemiyorsunuz. Peki bu milletten ne istiyorsunuz. Bu cumhuriyetten, bu devletten ne istiyorsunuz. Niye 'biz yeni bir devlet kuracağız' diye ortaya çıkıyorsunuz? Hangi gerekçeyle" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
---------------------
- Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları
- Detaylar
=====================================
2- İSTANBUL'DA REFERANDUM ÖNCESİ DEAŞ OPERASYONLARI: 11 GÖZALTI
- 4 KİŞİNİN GÖZALTINA ALINDIĞI OPERASYON KAMERADA
* İstanbul'da son bir hafta içinde terör örgütü DEAŞ'a yönelik yapılan operasyonlarda referandum öncesi eylem hazırlığında olduğu belirtilen toplam 11 kişi gözaltına alındı.
* Bu operasyonlar kapsamında Kağıthane ve Kadıköy'de düzenlenen ve 4 kişinin gözaltına anlar polis kamerasına yansıdı.
Haber:Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekipleri, terör örgütü DEAŞ'ın 16 Nisan'da yapılacak olan referandum öncesi sansasyonel eylem hazırlığında oldukları istihbaratı üzerine son 1 haftada yaptığı operasyonlarda toplam 11 kişi gözaltına alındı.
DÜN GECEKİ OPERASYON KAMERADA
Ekiplerin dün gece Kağıthane ve Kadıköy'de 5 adrese eş zamanlı operasyon kameraya yansıdı. Bu operasyonda eylem hazırlığında olduğu öne sürülen 4 kişi gözaltına alındı. Yapılan aramalarda çok sayıda dijital malzeme ve örgütsel doküman ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheliler sorgulanmak üzere Vatan Caddesi'ndeki Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor.
TOPLAM 11 GÖZALTI
DEAŞ'a yönelik son 1 haftada Beyoğlu, Bahçelievler, Beykoz, Kağıthane ve Kadıköy'de yapılan operasyonlarda 2'si Suriye uyruklu, 1'i Tacikistan uyruklu toplam 11 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerin referandum öncesi sansasyonel eylem hazırlığında olduğu öne sürüldü.
Görüntü Dökümü
---------
(Polis Kamerası)
-TEM Özel Tim ekiplerinin görüntüsü
-Ekiplerin evlere girmesi
-Evlerde yapılan aramalar
-Gözaltına alınan kişilerin polis aracına bindirilmesi
-Genel ve detaylar
=======================
(ek görüntü ile geniş haber)
3-İSTANBUL'DA ETEKLİ KUYUMCU SOYGUNU KAMERADA
Haber-Kamera: Mustafa ÖZDABAK - Özgür EREN - Zeki GÜNAL - İSTANBUL DHA
Beyoğlu'nda biri basma etek giyeni, 6 soyguncu sahibinin kepenkleri kapatarak cuma namazına gittiği kuyumcu dükkanını soydu. Soygunculardan biri pompalı tüfekle havaya ateş açarak , çevredekilerin yaklaşmasını engelledi. Bu sırada kepenkleri kıran diğer soyguncular altınları ekmek taşımakta kullanılan kasaya doldurdu. Soyguncular otomobille Kağıthane yönüne kaçtı.
Polis Okmeydanı TEM bağlantı yolu üzerinde, trafiği yavaşlatarak, şüphelileri yakalamak için çalışma yaparken polis helikopteri de operasyona katıldı.
ETEK GİYEN SOYGUNCUDA POMPALI TÜFEK
Soygun Örentepe , Etibank Caddesi'ne bulunan Erdoğan Ekşi'ye ait Damla Kuyumcusu'nda saat 13.00 sıralarında meydana geldi. Elinde pompalı tüfekli, etekli soyguncunun otomobilin yanında beklemesi, 4 soyguncunun kepenkleri kırıp altınları ekmek kasasına doldurması, saniye saniye güvenlik kameralarına yansıdı.
POLİS SOYGUNCULARI ARIYOR
Çevre esnafının uyarması üzerine dükkanın sahibi Erdoğan Ekşi ve yanında çalışanlar, olay yerine geldi. Polisler kuyumcunun ifadesine başvurdu. Olay yerine özel harekat polisleri sevk edildi. Olay yeri inceleme ekipleri uzun süre araştırma yaptı.
GÖRGÜ TANIKLARI ANLATTI
Olayın görgü tanıkları, "Dükkan kapalıydı. Elerinde pompayı silahlar vardı. Kuyumcunun kepengini kırdılar. Silah olanda etek vardı. Yaklaşmayın diye bağırdılar. Kasayı doldurup götürdüler" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------
GÜVENLİK KAMERASI
-Güvenlik kamerası soyguncuların kuyumcunun kepengini kırmaya çalışması
-Güvenlik kamerası bir soyguncunun elindeki silahtan görüntü
-Güvenlik kamerası soyguncuların çaldıkları altınları ekmek kasasına koyması
-Güvenlik kamerası soyguncuların kasayı araca koyup kaçmaları
AKTÜEL GÖRÜNTÜ
-Soyulan kuyumcudan detay görüntü
-Kuyumcunun kepenginin zarar görmesi
-Kopan mermer parçalarından görüntü
-Çevredeki vatandaşlardan görüntü
-Çevredeki vatandaşlar ile röportaj
-Polis ekiplerinden detay görüntü
-Polis ekiplerinin güvenlik şeridi çekmesi
-zırhlı polis araçlarından görüntü
-Özel Harekat polisinden görüntü
-Polis helikopterinden görüntü
-Kuyumcu sahibinden detay görüntü
-Olay yeri inceleme polisinden görüntü
-Okmeydanı TEM bağlantı yolu üzerinde polisin yolu daraltması
-Polisin bağlantı yolunda şüpheli kişiler ve araçlar üzerinde arama yapması
14.04.2017 - 15.11 Haber Kodu : 170414145
14.04.2017 - 14.23 Haber Kodu : 170414118
14.04.2017 - 14.14 Haber Kodu : 170414110
14.04.2017 - 14.10 Haber Kodu : 170414108
=================================
4- TUĞRUL TÜRKEŞ: KURAL KOYAN BİR ÜLKE Mİ KURALLARA UYAN BİR ÜLKE Mİ OLACAKSINIZ?
Haber-Kamera: Enver ALAS, İstanbul / DHA
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, dünyanın 21. yüzyılda bilgi çağına girdiğini belirterek, "Dünyada muhtemelen bu yeni çağda 500'e yakın devlet olacak. Şu anda 200 devlet var. Bir tercih ile karşı karşıyasınız. 'Kural koyan bir ülke mi kurallara uyan bir ülke mi olacaksınız?' Eğer, 'ben kural koyan bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorum' diyorsanız, dilinizi iyi bileceksiniz" dedi.
Türkeş, İstanbul Teknik Üniversitesi(İTÜ) tarafından düzenlenen "2017 Türk Dili Yılı" toplantısına katıldı. Üniversitenin Ayazağa yerleşkesindeki Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleşen panelde konuşan Tuğrul Türkeş, dilin birçok sebepten önemli olduğunu söyledi.
Millet tanımının 3 unsurda tarif edildiğini kaydeden Türkeş, "Ortak bir geçmiş sahip olmak, beraber yaşama isteği ve ortak bir geleceği hedeflemek ve bunları temin etmek için de ortak bir dile sahip olmak gerekir. Bunların yapamadığın zaman elalemin diliyle kalkınamazsın" diye konuştu.
"KENDİ DİLİNİ BİLEMEZSEN DÜNYA İLE NASIL YARIŞACAKSIN?"
Türk dilinin dünyada yaygın kullanılan dil ailelerinden biri olduğunu anımsatan Tuğrul Türkeş, Türk dilinde değişik alfabeler ve değişik lehçeleri tekleştirme çabaları olduğundan bahsetti. Türkeş, " Dil öğrenmek için önce kendi dilinin çok iyi bilinmesi gerekir. 21. yüzyılı çok iyi anlamak lazım. Dünya insanlık tarihi, milletlerin yarışıdır. Kendi dilini bilemezsen dünya ile nasıl yarışacaksın? Bunun bilinmesi lazım" dedi.
"YOZLAŞMAYA VE BOZULMAYA KARŞI FREN OLMASINI UMUYORUZ"
Tuğrul Türkeş, 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde "Türk Dili Yılı" hareketini başlattıklarının altını çizerek, üniversitelerde bu konuyu anlatacaklarını dile getirdi. Türkeş, "Bu hareketin dilde son yıllarda yozlaşmaya ve bozulmaya karşı bir fren olmasını umuyoruz" dedi.
"LANSMANA ÖZEL FİYAT" SÖZLERİNİ ÖRNEK OLARAK ANLATTI
Türkçe'nin iyi bilinmesi halinde konuların konuların daha iyi anlaşılacağını dile getiren Tuğrul Türkeş, buna inşaat firmaları tarafından daire satışlarıyla ilgili 'lansmana özel fiyat' sözlerinin kullanılmasını örnek gösterdi. Türkeş, şunları söyledi:
"Bina satışlarıyla ilgili 'lansman'a özel diye bir şey var. Nedir diye baktım. Satılamayan daireyi fiyatını indirip satmaya çalışmak. Aslı nedir peki? Orayı satamamış. Ben Başbakan Yardımcısıyım, konut sektörünün durumunu biliyorum. Ancak televizyona baksan kadıncağız eşine soruyordur 'biz de alabilir miyiz?' diye... Müteahhit, satılamamış daireye indirim yapıyor. Adamın paraya sıkıntısı var yani alacaksanız gidin ona göre konuşun. Türkçeyi bildiğinizde meseleyi farklı olduğunu anlarız."
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN 100. YILINA DOĞRU
Türkler'in insanlık tarihi boyunca var olan bir millet olduğnu ve tarihte 200'e yakın devlet kurduğunu anlatan Tuğrul Türkeş bunlar içinden de 100 yılı aşan 16 devlet kurulduğunu ifade etti. Türkeş, "Türkiye Cumhuriyeti'ni 17'ncisi diye tarif ediyoruz. 2023'te Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına ulaşacağız. 100. yıl anmalarını hazırlıyoruz. 100. yıl Türk tarihi açısından, psikolojik eşik olması açısından önemlidir. 21. yüzyılda dünyada bilgi çağı adıyla yeni bir çağa girdik. Bize düşen bu çağa göre devleti ikinci yüzyıla hazırlamaktır. Bu değişimin alt yapısını yapmaktır" dedi.
"KURAL KOYAN BİR ÜLKE Mİ KURALLARA UYAN BİR ÜLKE Mİ OLACAKSINIZ?"
"Çağı okuyamayan yok olur gider" diyen Başbakan Yardımcısı Türkeş, "Dünyada muhtemelen bu yeni çağda 500'e yakın devlet olacak. Şu anda 200 devlet var. Bir tercih ile karşı karşıyayısınız. Kural koyan bir ülke mi kurallara uyan bir ülke mi olacaksınız? Eğer 'ben kural koyan bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorum' diyorsanız, dilinizi iyi bileceksiniz. Birbirinizle iyi iletişim halinde olacaksınız. Bu yeni yüzyılın altyapısında kendi ne yapabilirim diye düşünmeye Türkçe düşünmeye başlayacaksınız" ifadelerini kullandı.
KONUŞMACILARA PLAKET
Panelde Tuğrul Türkeş'in yanı sıra İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs de birer konuşma yaptı.
Rektör Karaca, konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'e günün anısına bir plaket takdim etti.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Tuğrul Türkeş'in salona girişi
-Türkeş ve diğer konuşmacılar
-Paneli izleyenler
-Öğrenciler
-Başbakan Yardımcısı Türkeş'in konuşması
-Plaket tören
-Genel ve detaylar
14.04.2017 - 14.41 Haber Kodu : 170414128
===================================
5- HRANT DİNK DAVASI
* Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan
"Bence bu kesinlikle FETÖ çetesini bizlere, askerlere, aydınlara, yani Türkiye'nin kendilerine engel olabilecek kişilerine operasyon yapabilmek için o yıllarda bile bile kasıtlı olarak yol verdikleri bir cinayet bu"
"2008'de İBDA-C, 2009'da da Hizbullahçı olduğum gerekçesiyle dinlenmişim. 2009 sonunda uyuşturucudan tutuklanıyorum. Özel yetkili mahkemede yapılanları raporuma yazmıştım. Bu kez de Zekeriya Öz beni Odatv, Ergenekon'dan dinliyor. Şimdiki süreç yaşanmasa tekrar içerideydik yani"
Haber: Hayati KILIÇ, İstanbulDHA
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin de yargılandığı 35 sanıklı davada tanık olarak dinlenen Emin Arslan "Bence bu kesinlikle FETÖ çetesinin bizlere, askerlere, aydınlara, yani Türkiye'nin kendilerine engel olabilecek kişilerine operasyon yapabilmek için o yıllarda bile bile kasıtlı olarak yol verdikleri bir cinayet bu" dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 44. duruşmaya duruşmaya tutuklu sanık Ramazan Akyürek, tutuksuz sanıklar Celalettin Cerrah, Reşat Altay, Ahmet İlhan Güler, Faruk Sarı ve Erhan Tuncel katıldı . Duruşmada polis müfettişi Durmuş Demirbaş ve eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan tanık olarak dinlendi.
"EMNİYETTE ENGEL GÖRDÜKLERİ KİŞİLERE BU OPERASYON YAPILDI"
Duruşmada tanık olarak dinlenen eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, "Bence bu kesinlikle FETÖ çetesini bizlere, askerlere, aydınlara, yani Türkiye'nin kendilerine engel olabilecek kişilerine operasyon yapabilmek için o yıllarda bile bile kasıtlı olarak yol verdikleri bir cinayet bu. Hedef olduğumu bilen bir kişiydim ama bu kadar pervasız olacaklarını düşünmüyordum. E-mail üzerinden sahte örgüt suçlaması ile dinlendiğimizi 2010'da söylemiştim. Keşke dikkate alınsaydı bunlar yaşanmasaydı. Emniyette engel gördükleri kişilere bu operasyon yapıldı" dedi.
"BU KADAR PERVASI OLACAKLARINI DÜŞÜNMEMİŞTİM"
Emin Arslan "Cinayet öncesi dönemde Dink konusu, Malatya'daki konular ve Rahip Santoro cinayeti gibi olaylar üst üste toplandığında, Yahu bu C şubesinde (İstanbul İstihbarat Dairesi Başkanlığı C Şube) acayip şeyler oluyor düşüncesini akla getiriyor. Operasyonlar merkezin ilgili şubesince koordine edilir. Yapılacak bir çalışma birden fazla ili ilgilendiriyorsa ilgili şubenin koordinesiyle yapılmalı diyorduk. Tabi bunu diyorduk ama dinlendiğimi bilmiyordum. Bu kadar pervasız olacaklarını düşünmemiştim. Fetullah Gülen ile ilgili söylemlerim nedeniyle hedef oldum, görevden alındım. 2008'de İBDA-C, 2009'da da Hizbullahçı olduğum gerekçesiyle dinlenmişim. 2009 sonunda uyuşturucudan tutuklanıyorum. Özel yetkili mahkemede yapılanları raporuma yazmıştım. Bu kez de Zekeriya Öz beni Odatv, Ergenekon'dan dinliyor. Şimdiki süreç yaşanmasa tekrar içerideydik yani" şeklinde konuştu.
"BENİMLE İLGİLİ TEZGAH YÜRÜYOR DİYE RAPOR VERDİM"
Rapor hazırlayan Başbakanlık Teftiş Kurulu üyeleri ile kendilerine nasıl baskılar yapıldığını bildiğini belirten Emin Arslan, "Ben Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal'a rapor vermiştim. İkinci Ergenekon iddianamesinde hiç ilgim yokken adım geçmişti. Bu konuları söylerken bana dostça uyarılar gelmeye başlamıştı. O zamana kadar önemsemedim, yapılması gereken metot ve tekniklerle ilgili görüşlerdi. Adım ilgilisiz şekilde iddianamede geçince emniyet genel müdürüne 'Benimle ilgili bir tezgah yürüyor' diye rapor verdim. Operasyona monte edildiğim zaman, 'Emin Arslanın baronla görüşmeleri' haberleri yayımlanmaya başlandı. Bize bilgi veren, sabıkasız bir iş adamıydı halbuki görüştüğüm kişi. Bu öyle bir çete ki, yerine göre Hrant Dink konusuna da yol veren, yerine göre hatta işlenmesine göz yuman öyle bir çete ki, o yıllarda dinlemeyle elde ettikleri bilgileri gazetelere servis ettiler. Benim yakalanmamla birlikte benimle ilgili dosyanın hiç bir yerinde dinleme kararı yok. işadamı Habip beyle ilgili dinleme kararı var. Bu tarihten sonra, gazetelere yapılan bu servislerin hiç biri dava dosyasında yok. Çünkü amaç algı yaratmak. Resimler nereden temin edildi? 2008 yılında İDB beni İBDA-C'ci olarak dinliyor. Habip beyle bir görüşme yapacağımızı çok iyi biliyorlar. Gazetelere dava dosyasındaymış gibi veriyorlar. Burada yargılanan Ali Fuat Yılmazer, bütün medyaya, resimleri dağıtanlardan biri. Ama emniyet mensuplarıyla yaptığı görüşmelerde, 'operasyonlardan benim ilgim yok, olay uyuşturucu olayı' diyor" Öyle komplike, şimdiye kadar dünyada örneği görülmemiş bir şekilde, ahtapot kolları gibi olan, örgütten ziyade istihbarat örgütlenmesi gibi çalışan, hem dikey hem de yatay örgütlenmesi olan bir örgütle yüz yüzeyiz. C şube bütün bu olaylara göz yumdu ve yapılacak operasyonlara yol verdi" dedi.
Mahkeme heyeti başkanı Ali İhsan Horasan'ın, "Erhan Tuncel'in Yardımcı İstihbarat Elemanlığı'na (YİE) son verilmesi olayı, mesleki bilgilerinize göre uygun mudur?" sorusunu Emin Arslan, "YİE'nin görev başlatılması görevine son verilmesi konusu o ilin istihbarat görevlilerinin değerlendirmesidir. Ama bunu da başkanlıkla koordineli yaparlar. Bunları başkanlık ilgili il şubesiyle değerlendirir, onay vermeyebilir. Bunun gibi çok örnekler yaşadım. 'Mutlaka eleman var' dendiği zaman o il sadece hedef tespitini yapar, elemanı kuşkuya düşürecek bir çalışmanın içine girmez. Başkanlığın planlı istihbarat operasyonu yapması gerekir" diye cevapladı. Hrant Dink'e istihbarat tarafından, seyahate giderek uzak durmasının önerilebileceğini belirten Emin Arslan Bunun dışında hayata yönelik tehditler alıyorsa, kendisi de bunu ilgili makamlara bildirmişse, bunu ayrı kurullar değerlendirir illerde. Yine bu değerlendirme sonucunda bir operasyona dönüşecekse başkanlık koordinesinde ilgili illerle yürütülecek bir operasyona zarar vermeyecek bir operasyon yürütülmesi lazım." dedi.
"İL EMNİYET MÜDÜRÜNE BİLDİRİLMESİ GEREKİRDİ"
Bir soru üzerine, Arslan, "Anladığım kadarıyla İstanbul'un YİE'nin görevine son verilmesinden haberi yoktu. C şubenin, 'eleman çıktı, artık bu grup serseri mayın gibidir, kontrolde değildir, gerekli tedbirleri alın' diye İstanbul'a bildirmesi gerekirdi. Böyle ciddi bir konu, 'öldürülecek' bilgisi, planlı operasyon konusu artık. 'Bir elemanımız var, bilgiler alıyoruz, İstanbul'da öldürme eylemine girecekler' diye yeni gelmiş emniyet müdürüne bilgilendirme yapılması gerekirdi. Başkanlığa da hakeza. Başkanlığın iş hacmi fazla tamam ama medyaya yansımış bir kişiyle ilgili Trabzon'un elemana dayalı bir çalışması var. 'Trabzon'daki bir grubun bu adamı öldürmeye niyeti var' diye İDB'ye iletilmesi gerekirdi. Personel toplantılarıyla ilgili de, istihbarattaki herkese bilmesi gerektiği kadar bilgi verilir. Eleman bilgisinin dışarı çıkmaması için çok yaygınlaştırma yapılmaz. Ama Dink gibi kamuoyunda adı geçen, tehditler alan bir kişiyle ilgili ciddi bir konunun, benim çalışmalarıma ve deneyimlerime göre il emniyet müdürüne bildirilmesi gerekirdi" diye cevap verdi.
Öldürülecek bilgisi ses getirici şeklinde değiştirilebilir mi sorusuna ise Arslan,"Neden başkanlığa esas, 'öldürülecek' bilgisi yer alan F4 raporu gidiyor da, İstanbul'a 'ses getirecek' denilen yazı gönderiliyor anlamış değilim. Trabzon görevini yapmış. Başkanlığın yapması lazım. 'Uyaralım' anlamındaysa, 'öldürme'yi niye değişiyor bir anlam veremedim yani. 'Ses getirecek eylem' rezil etmeyi de kapsar, ben 'ölüm' anlamam. Öldürme bambaşka." diye yanıtladı.
Sanıklardan Erhan Tuncel'in sorularını da yanıtlayan Emin Arslan, gönderilen F4 raporunda "Dink'in öldürüleceği" bilgisi geçtiği için bu raporun İDB tarafından önceliğe alınması gerektiğini de belirterek, Tuncel'in YİE olarak Dink'in öldürüleceği bilgisini vermesi nedeniyle üzerine düşen görevi yerine getirdiğini ifade etti.
Duruşma devam ediyor.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz