13.30
- Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, 55 sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katılımıyla düzenlenen "Filistin'e Umut Ol Yardım Kampanyası
Tanıtım Programı"na iştirak edecek.
- 20.20
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman Birlik Vakfı'nın sahura kadar sürecek iftarına katılacak. Birlik vakfı genel merkezi
Sultanahmet Mah. Torun Sk. No: 13 Fatih
DHA İSTANBUL BÜLTEN - 1
1- KADIKÖY'DE BIÇAKLI KAVGA: 1 ÖLÜ, 1 AĞIR YARALI
Haber-Kamera: Ali Kerem BENGİ / İSTANBUL DHA
Kadıköy'de, caddenin ortasında iki grup arasında çıkan bıçaklı kavgada; 1 kişi öldü, 1 kişi de ağır yaralandı.
Olay, saat 23.00 sıralarında Caferağa Mahallesi Mühürdar Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, geçmişte alacak ve verecek meselesi nedeniyle aralarında husumet bulunan 2 grup arasında tartışma çıktı. Kısa sürede bıçaklı kavgaya dönüşen olayda İbrahim Yüce (32), boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden, Tayfun Yüce (29) de sırtından yaralandı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.
SAĞLIK EKİPLERİ 20 DAKİKA BOYUNCA KALP MASAJI YAPTI
Kanlar içinde yerde yatan İbrahim Yüce'ye yaklaşık 20 dakika kalp masajı yaptı. Sırtından yaralanan akrabası Tayfun Yüce de müdahale boyunca İbrahim Yüce'nin başından ayrılmadı. İbrahim Yüce daha sonra ambulansla hastaneye kaldırıldı.
HAYATINI KAYBETTİ
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan İbrahim Yüce, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmazken Tayfun Yüce'nin durumun ise ağır olduğunu öğrenildi.
ZANLI YAKALANDI
Olayın ardından kaçarak izini kaybettiren ve polisin incelemeleri sonrası bir eğlence mekanına girdiği tespit edilen zanlı M.D. ise kısa sürede yakalandı. Polis ekiplerince gözaltına alınan M.D. ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
Öte yandan, caddede yürüdüğü sırada yerdeki yaralıları gördüğünü söyleyen bir vatandaş, "Biz yemek yiyorduk. Hesabı ödedikten sonra dolaşmaya çıktığımızda olayı gördük. Daha ambulans gelmemişti. Büyük bir bıçakla yaralandığını ve boğazından kesildiğini öğrendik. Yaralanın kişi 20-25 yaşlarındaydı. Yanında bekleyen sırtından yaralanan bir arkadaşı vardı" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Olay yerinden görüntüler
-Sağlık çalışanlarının kalp masajı yapmaları
-Çevrede toplanan kalabalık
-Yaralının ambulansla hastaneye kaldırılması
-Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması
-Vatandaşlarla röp.
-Genel ve detaylar
2- BİRİ DEREYE UÇTU DİĞERİ TAKLA ATTI : 2 YARALI
Haber-Kamera: Cemil ÖZDEMİR / İSTANBUL (DHA)
Basın Ekspres yolunda bir otomobil aynı yönde ilerleyen iki araca çarptı. Çarptığı araçlardan biri dereye uçarken diğeri ise takla atarak, yan yattı. Kazada 2 kişi yaralandı.
Kaza, saat 01.00 sıralarında, Basın Ekspres yolu, TEM istikametinde meydana geldi. İddiaya göre, plakası henüz belirlenemeyen bir otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aynı yönde ilerleyen Zeki Erol yönetimindeki 31 SE 5676 plakalı lüks araca ardından da Fırat Toprak'ın kullandığı 34 SZ 3862 plakalı araca çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan lüks araç Ayamama deresine uçtu. Diğer araç ise takla atarak yan yattı. Plakası belirlenemeyen araç sürücüsü ise kazanın ardından bölgeden kaçarak izini kaybettirdi. Çevredekilerin ihbarı üzerine kaza bölgesine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık görevlileri takla atan araçta bulunan Fırat Toprak ve İhsan Bahçeci'yi tedbir amaçlı hastaneye kaldırdı.
ANNESİ VE EŞİ SARILARAK TESELLİ ETTİ
Dereye uçan otomobilin sürücüsü Zeki Erol ise kazayı yara almadan atlattı. Kazayı haber alarak, olay yerine gelen annesi ve eşi Erol'u sarılarak teselli etti. Öte yandan, dereye düşen araç çekici yardımıyla düştüğü yerden çıkarıldı. Yolun TEM istikametinde bir süre trafik yoğunluğu oluşurken, araçlar çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. Araçların kaldırılmasının ardından trafik yeniden normale söndü. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Olay yerinden detay
-Dereye düşen araç
-Takla atan araç
-Erol'un yakınlarının gelmesi
-Annesinin Erol'a sarılması
-Dereye düşen aracın çıkarılması
-Araçların yoldan kaldırılması
-Genel ve detaylar
3- TARİHİ BİNADAN KOPAN PARÇALAR PANİK YARATTI
Haber-Kamera: Ali Kerem BENGİ / İSTANBUL DHA
Kadıköy'de bulunan ve restorasyonu beklenen tarihi binadan yola dökülen parçalar çevrede paniğe neden oldu.
Rasimpaşa Mahallesi Yel Değirmeni Sokak'ta bulunan ve restorasyonu beklenen tarihi binanın üst katlarından kopan parçalar saat 03.40 sıralarında yola dökülmeye başladı. İhbar üzerine olay yerine polis ve zabıta ekipleri sevk edildi. Zabıta ekipleri, binanın kullanılmadığını ve tarihi eser olarak kayıtlı olduğunu belirtirken binadan dökülen parçaların çevredeki binalara ve yoldan geçen vatandaşlara zarar vermemesi için önlem aldı. Polis, sokağın giriş ve çıkışlarını güvenlik şeridi çekerek tedbir amaçlı kapatırken binandan dökülen parçalar ise belediye ekipleri tarafından temizlendi. Binanın üst kısımlarda çatlaklar oluşması nedeniyle yol kenarında bulunan araçların sahiplerini bilgilendiren ekipler, otomobillerin kaldırılmasını sağladı. Belediye ekipleri, sabah saatlerinde tarihi binanın restorasyonu için çalışmalara başlanacağını bildirdi.
YIKILMASI İÇİN BAŞVURU YAPILMIŞ
Mahalle sakinlerinden Davut Güngör, olayla ilgli şunları söyledi:
"Saat 03.40 civarlarında buradan geçiyordum. Hatta balkonun altından geçerken bir çatırdama sesi duydum. O yüzden burada biraz dolaştım. Daha sonra evden bakkala gitmek için çıktım. Yıkılmıştı, yani arkadaşlar falan hep dışarıdaydı. Altından geçtim, hatta üzerime toz falan da döküldü ama rüzgardandır diye düşündüm. Yıkıldığı zaman çok şiddetli bir gürültü oldu. 200 yaşından fazla bir binaymış. Biz yıkılması için müracaatta bulunmuştuk. Çünkü burası çok işlek bir sokak, filmlerin falan çekildiği bir yer. Trafik sıkıştığı zaman alternatif güzergah olarak kullanılan bir yer ama tarihi bir bina olduğu için yıkılması için izin çıkmadı."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Asırlık binadan detay
-Sokağa dökülen parçalar
-Vatandaşların çalışmaları izlemesi
-Polis ve zabıta ekipleri
-Mahalle sakini Davut ile röp.
-Park edilen araçların kaldırılması
-Genel ve detaylar
19.05.2018 - 05.26 Haber Kodu : 180519012
==================
4- VELİLER İLE OKUL YÖNETİMİ ARASINDA ÜCRET GERGİNLİĞİ
Haber -Kamera: Alper KORKMAZ /İSTANBUL(DHA),
Sultangazi'de bulunan Mehmetçik İlköğretim okulunun velileri, okul bahçesinde kurulan şişme lunapark için öğrencilerden para toplandığı iddiasıyla okul yönetimini protesto etti.
Mehmetçik İlköğretim Okulu'nun velilerinin iddiasına göre, okul bahçesine kurulan şişme lunapark için öğrencilerden 10 TL ücret talep edildi. Bu ücreti vermeyen öğrenciler ise iddiaya göre teneffüse çıkarılmadı. Olayı duyan veliler, duruma tepki göstermek için okul önünde toplandı. Okulun karşısına "Ticarethane değil okul, müşteri değil öğrenci " yazılı pankart asan veliler okul yönetimi aleyhinde slogan attı.
Yaşanan gerginlik üzerine okula polis ve çok sayıda zırhlı araç sevk edildi. Polis ekipleri ile veliler arasında zaman zaman gerginlik yaşandı.
"OKULUMUZ TİCARETHANEYE DÖNDÜ"
Öğrenci velilerinden Esin Taştan, "Artık okulumuz ticarethaneye döndü. Her hafta velilerin para vermesinden yorulduk. Paramızın ne için toplandığını bilmiyoruz. Hiç mi devlet yardım etmiyor. Yoksa bunlar cebe mi atılıyor. Şimdi de oyun parkı getirildi. Burası vakıf değil, yardım diye bir şey olamaz" diye konuştu. Bir başka veli Döne Türker ise, "Yok tiyatro parası, yok sirk parası sürekli para toplanıyor ama bu paraların nereye gittiğini bilmiyoruz. Hiç bir şey yapılmıyor okulumuza" dedi.
Okul yönetiminin istifası için imza toplayan veliler, daha sonra okul önünden ayrıldı.
Görüntü Dökümü:
----------------------------
Protesto gösterisinden görüntü
Öğrencilerden görüntü
Polis ekiplerinden görüntü
Veliler ile röportaj
Pankart ve atılan sloganlardan görüntü
Okuldan görüntü
Diğer detaylar
5- TUZLA'DAKİ KİMYASAL ATIK KOKUSU: 11 ŞÜPHELİ SERBEST
* İSKİ'nin vereceği her türlü işi yapmaları ve İSKİ tarafından çevreye ilişkin düzenlenen seminer ve toplantılara katılmaları şartıyla serbest bırakıldılar
Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA
Tuzla'da kanalizasyona bıraktıkları kimyasal maddenin yaydığı koku ile çok sayıda kişinin etkilenmesine neden olan 11 şüpheliden 2'si savcılık tarafından, 9'u da mahkeme tarafından adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı.
Mahkeme, 4 şüpheliden her birinin mağdurlara eşit dağıtılmak üzere savcılık dosyasına 7 bin 250'şer lira yatırmasına karar verdi.
Mahkeme, şüphelilerden 9'unun İSKİ'nin vereceği her türlü işi yapmasına ve çevre duyarlılığı ile ilgili her türlü seminere katılmasına karar verdi.
Tuzla'da 25 Aralık 2017 tarihinde 97 kişinin etkilenerek hastaneye kaldırılmasına neden olan kimyasal kokuya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan biri mühendis 11 kişi, emniyet işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edildi.
İSKİ MÜHENDİSİNİN DE ARALARINDA BULUNDUĞU 2 KİŞİ SAVCILIK TARAFINDAN SERBEST BIRAKILDI
Soruşturmayı yürüten İstanbul Anadolu Adalet Sarayı'na sevk edile şüphelilerden ikisi, savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Serbest bırakılan şüpheliler arasında İSKİ'de mühendis olarak görev yapan E.Ş. de yer aldı.
TUTUKLANMASI İSTENEN 4 KİŞİ İLE BİRLİKTE ŞÜPHELİLERİN TÜMÜ SERBET BIRAKILDI
Soruşturmayı yürüten savcı, 4 şüpheliyi, "Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmaları, "Çevreyi kasten kirletmek" suçundan da haklarında adli kontrol tedbiri uygulanması talebiyle mahkemeye sevk etti. Savcı kalan 5 şüpheli için de adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılmaları talebiyle mahkemeye sevk etti.
4 ŞÜPHELİ MAĞDURLARA 29 BİN TL ÖDEYECEK
Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, tutuklanmaları talebiyle sevk edilen 4 şüphelinin her birinin mağdurlara eşit şekilde dağıtılmak üzere savcılık dosyasına 7 bin 250'şer lira yatırmaları, İSKİ'nin vereceği her türlü işi yapmaları ve İSKİ tarafından çevreye ilişkin düzenlenen seminer ve toplantılara katılmaları şartıyla serbest bıraktı. Bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı da konuldu.
Mahkeme, adli kontrol tedbiri istenen 5 kişi için de İSKİ'nin vereceği her türlü işi yapmaları, İSKİ tarafından çevreye ilişkin düzenlenen seminer ve toplantılara katılmaları, haklarında yurt dışına çıkış yasağı konulması kararını verdi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
-Olaya ilişkin arşiv görüntüleri
18.05.2018 - 11.10 Haber Kodu : 180518030
===========================
6-FİRMALARI "FİNANSAL YARDIM" VAADİYLE DOLANDIRANLARA OPERASYON
-REZİDANS'TA LÜKS YAŞAMA POLİS BASKINI
Haber: Çağatay KENARLI/İSTANBUL DHA
Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri düzenlediği operasyonla maddi çıkmazda olan firmalara, finansal yardımda bulunma vaadiyle dolandırıcılık yapan 12 şüpheli gözaltına alındı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, 3 aylık çalışma sonucunda maddi çıkmazda olan firmalara finansal yardımda bulunma vaadiyle dolandırıcılık yaptığını belirlediği 22 kişiyi tespit etti. Ekipler, iş adreslerinin de arasında bulunduğu 18 adrese sabah saatlerinde eşzamanlı baskın düzenledi. Yapılan baskınlarda şebeke lideri olduğu iddia edilen Mesut Y.'nin de aralarında olduğu E.M.T., S.S.T., M.C.D., K.T., Y.H., G.T., H.T., Z.Y., S.T., Ö.Ç. ve S.Y. yakalanarak gözaltına alındı.
REZİDANSTA LÜKS YAŞAM
Şebeke lideri olduğu ileri sürülen Mesut Y.'yi bir rezidans dairesinde gözaltına alan polisler, şüphelinin burayı aylık 150 bin TL'ye kiralayarak home ofise olarak kullandığı belirledi. Rezidansta yapılan aramalarda tanesi yaklaşık 100 bin Dolar değerinde olan 11 lüks saat, bin 200 çek ve senet, yaklaşık 100 bin lira paraya el konuldu.
Mesut Y.'nin kullandığı lüks otomobile el koyularak Vatan Caddesi'nde bulunan Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Polis ekiplerinin ilk belirlemesine göre, şüphelilerin Türkiye genelinde yaklaşık 250 milyon lira vurgun yaptığı ileri sürüldü.
FİRARİ 10 KİŞİ ARANIYOR
Gözaltına alınan 12 şüpheli sorgulanmak üzere Vatan Caddesi'nde bulunan Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Polis ekiplerinin firari 10 şüpheliyi yakalamak için çalışmaları devam ediyor. Şüpheliler hakkında, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve örgüte üye olmak', 'Nitelikli dolandırıcılık' ve 'Tefecilik' suçlarından işlem başlatılacağı öğrenildi.
SİSTEM BÖYLE İŞLİYOR
Şüpheliler 'düşük faizli kredi' ilanlarını gazete, dergi ve internet siteleri aracılığıyla tanıtımını yapıyor. Daha sonra düşük faizli kredi çekmek için kendilerini arayan firmaları belirliyorlar. Şüpheliler, firma sahiplerine 'İhtiyacınız olan parayı vereceğiz' diyerek güven verip, istenilen miktarın cüzi bir kısmını da verdikten sonra, teminat olarak da firmadan aldıkları çek ve senetleri kısa süre sonra icraya vererek dolandırıcılık yaptıkları belirlendi.
Görüntü Dökümü
---------
(Polis Kamerası)
-Lüks otomobilden görüntü
-Polis ekiplerinin rezidansta arama yapması
-Genel ve detaylar
7- ERDOĞAN KUDÜS ZİRVESİNİN ARDINDAN AÇIKLAMALARDA BULUNDU
*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;
-"Barış sürecini sabote eden bu provokatif kararın bölgede yol açtığı sonuçların mesuliyeti bütünüyle birinci derecede Amerika'ya aittir."
-"BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplumun Filistin konusunda yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gereklidir. Bundan sonra uluslararası görevlere adaylığını koyan ve destek talep eden ülkeleri, Filistin'e yönelik tutumlarına göre değerlendireceğiz."
-"İsrail bugüne kadar hep 'Güçlüyüm, öyleyse haklıyım' mantığıyla hareket etmiş, uluslararası toplum da buna müsaade etmiştir. Artık bu çarpık anlayışa 'dur' demenin, bu sistematik barbarlık karşısında sesimizi yükseltmenin zamanı gelmiştir."
Gülseli KENARLI-İdris TİFTİKCİ/İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı Toplantısının sonuç bildirgesinin ardından açıklamalarda bulundu. Sözlerine "Bugün hem Filistin halkıyla dayanışma sergilenmesi hem de Gazze'de katliam yapan İsrail'e gerekli mesajların verilmesi bakımından son derece anlamlı bir zirve toplantısı gerçekleştirdik" diyerek başlayan Erdoğan şöyle devam etti: Amerikan yönetimi tüm uyarılarımıza rağmen ne yazık ki hukuksuz kararını 14 Mayıs günü uygulamaya geçirmiştir. Biz bu girişimi asla kabul etmedik, etmiyoruz. Barış sürecini sabote eden bu provokatif kararın bölgede yol açtığı sonuçların mesuliyeti bütünüyle birinci derecede Amerika'ya aittir. Biz Filistin halkıyla dayanışma şuurumuzu hiçbir zaman sükuta erdirmeyeceğiz. Her gün gencecik evlatlarını İsrail terörüne kurban veren Filistin halkına uluslararası barış gücü gönderme dahil, bunun altını çiziyorum, uluslararası barış gücü gönderme dahil bir koruma sağlanması şarttır.
"ÖYLE DE OLSA BÖYLE DE OLSA, BİZ DOĞRU OLANI YAPACAĞIZ"
Erdoğan, "Benim anlamadığım bir şey var. Trump cumhuriyetçidir değil mi? Önceki Bush? O da cumhuriyetçiydi. Fakat önceki Bush, özellikle de bana şu ifadeyi kullanmıştır; 'İki devletli çözüme ne diyorsunuz?'. 'Evet' diyoruz ve Colin Powell'e benim yanımda talimat verdi, 'bu işi bizzat sen takip edeceksin.' O gün bugündür bakın, o cumhuriyetçi böyle söyledi ama şimdiki cumhuriyetçi maalesef işgalden yana oynuyor. Cumhuriyetçilerin de kendi arasında demek ki bir sıkıntı var. Öyle de olsa böyle de olsa, biz doğru olanı yapacağız" diye konuştu.
"İSRAİL'İN BU SUÇLARI ABD YÖNETİMİNİN DESTEĞİYLE İŞLEDİĞİ AŞİKARDIR"
İsrail'in ABD yönetiminden destek aldığını vurgulayan Erdoğan, "Bugünkü zirvede Filistin davasına verdiğimiz desteği bir kez daha göstererek nihai bildirimizi kabul ettik. Bu çerçevede işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail'in saldırganlığını en güçlü ifadelerle telin ettik. Son olaylardan İsrail'i sorumlu tuttuğumuzu belirttik. İsrail'in bu suçları ABD yönetiminin desteğiyle işlediği aşikardır. BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplumun Filistin konusunda yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gereklidir. Bundan sonra uluslararası görevlere adaylığını koyan ve destek talep eden ülkeleri, Filistin'e yönelik tutumlarına göre değerlendireceğiz." ifadelerini kullandı.
"BU SİSTEMATİK BARBARLIK KARŞISINDA SESİMİZİ YÜKSELTMENİN ZAMANI GELMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Terörist yerleşimci grupların kutsallarımıza yönelik saygısızlıkları karşısında artık sabrımızın sonuna geldik. Ramazan ayı boyunca İİT üyesi tüm ülkelerde Filistinli kardeşlerimiz için yardım kampanyası yürütülecektir. Üye devletler ve uluslararası toplum, yasa dışı İsrail yerleşimlerinde imal edilen ürünlerin piyasalara girmesini mutlaka engellemelidir. İsrail bugüne kadar hep 'Güçlüyüm, öyleyse haklıyım' mantığıyla hareket etmiş, uluslararası toplum da buna müsaade etmiştir. Artık bu çarpık anlayışa 'dur' demenin, bu sistematik barbarlık karşısında sesimizi yükseltmenin zamanı gelmiştir. Fiille desteklenmeyen her söz havada kalmaya mahkumdur." dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Erdoğan'ın açıklamaları
-Genel ve detaylar
19.05.2018 - 00.30 Haber Kodu : 180519002
19.05.2018 - 00.32 Haber Kodu : 180519003
19.05.2018 - 00.33 Haber Kodu : 180519004
=======================================================================
8- İSLAM ZİRVESİ KONFERANSI OLAĞANÜSTÜ TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ
*Filistin Başbakanı Rami el-Hamdallah,
"İşgalci güçlere karşı pratik siyasi ve kanuni adımlar atmamız gerekiyor. İsrail ürünlerini boykot etmek gibi pratik adımlar atmamız gerekiyor. Filistin halkının ayakta durması için özellikle iskan konusundaki projeleri desteklememiz gerekiyor"
*İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani,
"ABD ve siyonist rejime karşı uygun siyasi, ekonomik ve ticari önlemlerin alınması gerekiyor. Müslüman hükümetlerin ve dünyanın özgürlükçü tüm hükümetlerinin siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerini gözden geçirmelerini, siyonist rejimle bağlarını kesmelerini öneriyoruz. Siyonist şirketlere de yaptırım öneriyoruz"
Haber: Gülseli KENARLI / İstanbul DHA
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi. Toplantının oturum başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı. Erdoğan'ın ardından İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Filistin Başbakanı Rami el-Hamdallah, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El-Ahmed El-Cabir Es-Sabah ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani birer konuşma yaptı.
Akşam yapılan zirvede konuşmalar sırasında okunan ezanla toplantıya katılanlar oruçlarını açtı.
"İLİŞKİLERİMİZİ KESMEMİZ GEREKİYOR"
Filistin Başbakanı Rami el-Hamdallah, "ABD tarafından göz ardı edilen kararlara karşı durmamız gerekiyor. Böylece Amerikan rejiminin uluslararası meşruiyete karşı gelmemesi gerektiğini belirtmeliyiz. Bununla beraber diplomatik ilişkileri kesebiliriz. Bu ilişkileri destekleyen bütün kongre üyelerine de karşı durmamız, hatta ilişkilerimizi kesmemiz gerekiyor. İşgalci güçlere karşı pratik siyasi ve kanuni adımlar atmamız gerekiyor. İsrail ürünlerini boykot etmek gibi pratik adımlar atmamız gerekiyor. Filistin halkının ayakta durması için özellikle iskan konusundaki projeleri desteklememiz gerekiyor" dedi.
"BİZİM HALKIMIZIN ULUSLARARASI KORUMAYA İHTİYACI VAR"
Hamdallah, Filistin'in kabul edilmesinin önemli olduğunu belirterek, "Uluslararası toplumun üzerinde çok önemli bir sorumluluk var. Filistin halkının haklarını geri alması ve zulmü yapanların mahkeme karşısına çıkması lazım. BM'de İsrail'e karşı bağımsız bir soruşturma konseyi oluşturulması gerekiyor, yaptığı zulümlerin tespiti için. Filistin rejimi üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmiştir. Bizim halkımızın uluslararası korumaya ihtiyacı var çünkü İsrail askerine karşı savaşıyor. Bu nedenle BM'nin kararlarına da saygı duyulması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"SİYONİST ŞİRKETLERE DE YAPTIRIM ÖNERİYORUZ"
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "BM Genel Kurulunun özel bir oturum düzenlemesini ve ABD yönetiminin aldığı yasa dışı kararın ve siyonist rejimin işlediği suçların burada değerlendirilmesini öneriyoruz. Uzmanlardan oluşan grubun bir araya geldiği bir toplantıyla çözümlerin ortaya çıkmasını ümit ediyoruz. Böylece yeni yasa dışı kararların alınmasını önlemiş olabiliriz. ABD ve siyonist rejime karşı uygun siyasi, ekonomik ve ticari önlemlerin alınması gerekiyor. Müslüman hükümetlerin ve dünyanın özgürlükçü tüm hükümetlerinin siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerini gözden geçirmelerini, siyonist rejimle bağlarını kesmelerini öneriyoruz. Siyonist şirketlere de yaptırım öneriyoruz" dedi.
Ruhani ayrıca, İsrail'in nükleer silahlardan arındırılması gerektiğini belirterek, "Ayrıca, ramazan ayının son cuma gününün bütün Müslüman ülkelerin takviminde Filistin'in desteklenmesi ve İsrail'in işlediği suçlara karşı protesto edilmesi için belirlenmesini istiyoruz" diye konuştu.
"OLANLARA KARŞI HİÇBİR ŞEY YAPMADAN DURMAYA ÇALIŞIYORUZ YA DA DURUYORUZ"
Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El-Ahmed El-Cabir Es-Sabah ise konuşmasında, ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınmasının sonuçlarının olacağını belirterek, "Sonuçlarının ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Ne kadar çok terörizmi ve radikalizmi beslediklerini görüyoruz" dedi.
Sabah, "Müslüman ülkeleri büyük bir karanlık içerisinde. Biz hala çok büyük karanlıklar içerisinde yaşadığımızı söyleyebiliriz. Çünkü bu olanlara karşı hiçbir şey yapmadan durmaya çalışıyoruz ya da duruyoruz. Suriye'de, Myanmar'da ve Filistin'de olan bitenlerin ne kadar karanlık olduğunu da görüyoruz. Bu saldırıların tüm insan haklarına karşı yapılmış olan saldırılar olduğunu görüyoruz. Sonra Güvenlik Konseyi'nde ve uluslararası toplumda kararlar alınıyor ama hiçbir şekilde uygulanmıyor. Biz çaresizlikler içerisinde olmaya başlıyoruz. Bu nedenle yaptığımız bütün çalışmaları gözden geçirmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.
"KINAYAN KARARLAR ALABİLİYORUZ AMA BU YETERLİ DEĞİL"
Sabah ayrıca, "Filistin topraklarının üzerindeki durumun ne kadar vahim olduğunu ve acil şekilde koruma altına alınması gerektiğini söylemiştik ama yine de hiçbir şey olmadı. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Onlar için yas tutmamız gerekiyor. Yas tutuyoruz ama sivillere yardım edemiyoruz. Kınayan kararlar alabiliyoruz ama bu yeterli değil, bu bizleri hüsrana uğramaktan başka bir şey yapmıyor. Çünkü, Güvenlik Konseyi sonunda hiçbir şey yapmıyor. Biz yine de elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz. Biz Filistinli kardeşlerimize yardım etmeye devam edeceğiz" dedi.
"BARIŞI İSTİYORUZ"
Ürdün Kralı 2. Abdullah, "Kudüs'ün ve Filistinlilerin kimliğinin korunması bizlerin sorumluluğudur. Bu sorumluluğu omuzlarımızda hissetmekteyiz" dedi.
Herkesin gerçek anlamda barışı tesis ederek, yıkımı ve karamsarlığı sonlandırması gerektiğini belirten Kral Abdullah, "Kudüs'ün, çatışma unsuru değil, semavi dinler nezdinde kaynaştırıcı unsur olacağı bir barışı istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR ŞEKİLDE MEŞRUİYETİ TANINMAYACAKTIR"
İİT Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin, "İslam ümmeti gerçek anlamda bir hareket beklemekte. İslam ümmeti, şu an bu zirvenin ortaya koyacağı tutum ve kararları dört gözle beklemekte" dedi.
Useymin, "Uluslararası hukuku hiçe sayarak, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasının hiçbir şekilde hukuksal zemini yoktur ve yok hükmündedir. Hiçbir şekilde meşruiyeti tanınmayacaktır" diye konuştu.
Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar Emiri, İran Cumhurbaşkanı ve Suudi Arabistan Dışişleri bakanı ile ikili görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmelerin arından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın basın toplantısı düzenlemesi ve sonuç bildirgesinin de basın toplantısının ardından açıklanması bekleniyor.
Görüntü Dökümü:
--------------------
- Liderlerin konuşması
- Genel ve detaylar
18.05.2018 - 21.41 Haber Kodu : 180518210
18.05.2018 - 21.46 Haber Kodu : 180518211
18.05.2018 - 21.27 Haber Kodu : 180518201
18.05.2018 - 21.28 Haber Kodu : 180518202
========================
9- KUDÜS ZİRVESİNİN SONUÇ BİLDİRGESİ YAYINLANDI
Haber: Gülseli KENARLI / İstanbul DHA
İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nın sonuç bildirgesi yayınlandı. 30 maddeden oluşan sonuç bildirgesinde, Filistin'e uluslararası barış gücü gönderme yolu da dahil olmak üzere, Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması çağrısında bulunuldu, ABD ve ABD Başkanı Trump kınanarak, "BM Güvenlik Konseyi'ne, Genel Kurulu'na ve İnsan Hakları Konseyi'ne bu husustaki sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısında bulunur ve tüm ülkeleri bu konunun acil olarak BM Genel Kurulu, Güvenlik Konseyi ve İnsan Hakları Konseyi gündemine getirilmesi için çabalarını seferber etmeye davet eder" ifadesine yer verildi.
SONUÇ BİLDİRGESİ
Sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:
"İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) Üye Ülkelerin Kralları, Devlet ve Hükümet Başkanları olarak, Filistin Devleti'nde meydana gelen ciddi gelişmelere mukabele amacıyla İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden acımasız saldırganlığı ve ABD'nin Kudüs Büyükelçiliğinin yasadışı şekilde açılması sonucunda, Filistin Devleti'nde meydana gelen vahim hadiselere mukabele amacıyla İİT İslam Zirvesi 13. Oturumu Dönem Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine 3 Ramazan 1439 Hicri - 18 Mayıs 2018 Miladi tarihinde İstanbul'da tertiplenen Yedinci Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı münasebetiyle bir araya gelen bizler, Filistin Devleti'nin işgal altındaki topraklarındaki endişe verici durumu ve artan gerilimi değerlendirmiş olarak, Ümmetimiz açısından bu denli büyük öneme sahip bir konudaki bu Zirve'yi toplantıya çağırması ve Zirve'ye ev sahipliği yapması nedeniyle Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a derin minnetlerimizi ifade ederek, 5-6 Mayıs 2018 tarihlerinde Dakka'da gerçekleştirilen Dışişleri Bakanları Konseyi'nin 45. oturumunda Filistin davası ve Filistin Devleti'nin başkenti olan Kudüs konusunda kabul edilen kararları takdirle karşılayarak, 29. Arap Ligi Zirvesi'nde Filistin ve Kudüs konusunda kabul edilen kararları memnuniyetle karşılayarak ve bunun iki kutsal caminin hizmetkarı Kral Salman bin Abdul Aziz Al Suud tarafından "Kudüs Zirvesi" olarak adlandırılmasını takdir ederek, İİT'in merkezi misyonunun ve varoluş sebebinin Kudüs-ü Şerif'in ve bu şehrin tarihi ve yasal statüsü ile manevi konumunun korunması, İsrail tarafından işlenen ihlallere ve bu rejimin sömürgeci ve ırkçı politikalarının herhangi bir tarafça desteklenmesine son verilmesi amacıyla gerekli tüm tedbirleri almak olduğunu vurgulayarak, Filistin'le ve halkıyla tam dayanışma içinde İslam Ümmeti'nin üzerine düşen tarihi, ahlaki ve hukuki sorumluluk çerçevesinde hareket ederek,
1- İşgal altındaki Filistin topraklarında, özellikle Gazze Şeridi'nde, insanlık dışı ve kesinlikle yasadışı işgale karşı meşru barışçıl protesto haklarını kullanan silahsız Filistin halkına yönelik olarak, İsrail güçlerince gerçekleştirilen kriminal eylemleri en güçlü ifadelerle kınar; özellikle son olarak 14 Mayıs'ta meydana gelen ve en az 60 sivilin kasten öldürülmesi ve yaklaşık 2 bin 700 kişinin yaralanması başta olmak üzere, işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirilen ağır vahşet olaylarından işgalci güç olarak İsrail'i tamamen sorumlu tutar;
2- İsrail işgal güçleri tarafından işlenen ve vahşi suç teşkil eden bu eylemlerin, BM Güvenlik Konseyi'nde İsrail işgalini hesap vermekten korumak suretiyle, ABD Yönetimi'nin desteğiyle işlendiğini teyit eder; ayrıca, bu suçların ABD Yönetimi'nin İsrail'deki Büyükelçiliğini İsrail'in işgali altındaki Kudüs şehrine resmi olarak taşıması yönündeki yasadışı kararının arka planında işlendiğini, bunun da İsrail Hükümeti'ni Filistinli sivil halka yönelik pervasız davranışı konusunda daha da cesaretlendirdiğini not eder;
3- BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, uluslararası topluma Filistin'le ilgili uluslararası hukuk ve düzeni korumaya yönelik yasal yükümlülüklerini yerine getirme; işgalci güç İsrail'in fütursuzca işlemekte olduğu bu denetlenmemiş suçlarından ötürü hesap verebilirliğini sağlama ve bu zulümlere son vermek için yasal ve ahlaki yükümlülükleri doğrultusunda hareket etme ve Filistin halkına uluslararası koruma sağlama çağrısında bulunur;
4- Uluslararası barış gücü gönderme yolu da dahil olmak üzere, Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması çağrısında bulunur;
5- İİT Genel Sekreteri'nden, Gazze Şeridi'ndeki barışçı ve silahsız göstericilere karşı İsrail güçleri tarafından işlenen suç ve katliamların soruşturulması ve İsrail makamlarının bu konudaki cezai sorumluluğunun belirlenmesi amacıyla uluslararası bağımsız bir uzmanlar komitesi ihdas edilmesi ve bu komitenin bulgularının ilgili uluslararası organlara iletilmesi için acilen harekete geçmesi talebinde bulunur;
6- BM Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu, BM Genel Sekreteri, BM İnsan Hakları Konseyi, özel raportörler ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri'ne Gazze Şeridi'ndeki son zulümlere ilişkin olarak uluslararası bir soruşturma komitesi kurulması için gerekli adımları atmaları ve bu komitenin belirli bir zaman dilimi içinde saha soruşturması başlatmasının, İsrail makamlarının cezai sorumluluğunun belirlenmesinin, kurbanlara yönelik adaletin tesis edilmesinin ve faillerin cezai muafiyetinin sona erdirilmesinin sağlanması amacıyla sarih bir mekanizmanın hayata geçirilmesi çağrısında bulunur;
7- BM Güvenlik Konseyi'ne, Genel Kurulu'na ve İnsan Hakları Konseyi'ne bu husustaki sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısında bulunur ve tüm ülkeleri bu konunun acil olarak BM Genel Kurulu, Güvenlik Konseyi ve İnsan Hakları Konseyi gündemine getirilmesi için çabalarını seferber etmeye davet eder;
8- BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi olarak Kuveyt'in rolünü, Gazze'deki kanlı olaylara süratli tepkisini ve 15 Mayıs 2018 tarihinde Güvenlik Konseyi'nden acil toplantı talebinde bulunmasını takdir eder, Kuveyt'in sivillerin korunması konusunda bir karar tasarısı sunmasını ve ABD'nin bu talihsiz olaylara cevaben bir basın açıklaması yapılmasını engellemesinden duyduğu üzüntüyü ifade etmesini memnuniyetle karşılar;
9-Bu konuda Arap Ligi, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği dahil uluslararası ve bölgesel kuruluşlarla eşgüdüm sağlama ve birlikte çalışma ihtiyacını teyit eder;
10- Filistin davasının ve Kudüs-ü Şerif'in İslam Ümmeti bakımından merkeziliğini teyit eder; kendi kaderini tayin etme ve 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Kudüs-ü Şerif olan kendi bağımsız ve egemen Filistin Devleti'ni kurma hakları dâhil olmak üzere, vazgeçilemez milli haklarını elde edebilme çabalarında Filistin halkına yönelik ilkeli desteğimizi yineler ve tüm ülkeleri Filistin Devleti'ni resmen tanımaya davet eder;
11- ABD Başkanı'nın Kudüs'ü işgalci güç İsrail'in sözde başkenti olarak tanıyan yasadışı kararını reddettiğini yineler; bunu hukuken hükümsüz ve geçersiz ilan eder, uluslararası meşruiyeti haiz kararların ihlali anlamına gelen bu kararı Filistin halkının tarihi, hukuki, doğal ve milli haklarına bir saldırı, bütün barış girişimlerine yönelik kasti bir baltalama ve uluslararası barış ve güvenliği hedef alan bir tehdit olarak görür; ABD'nin Kudüs'te Büyükelçilik açmasını kınar, bunun Müslüman Ümmete, Filistin ulusal haklarına ve uluslararası hukuka karşı bir tahrik ve düşmanlık eylemi teşkil etmenin yanı sıra, BM de dâhil olmak üzere, uluslararası düzene yönelik bir saldırı olduğunu; aynı zamanda, işgalci güç İsrail'i Filistin halkına karşı yasadışı eylemlerini hızlandırmaya teşvik ettiğini kabul eder;
12- Kudüs-ü Şerif'in Filistin'in ebedi başkenti olarak kalacağı şeklindeki tutumunu, ABD'nin Kudüs'te Büyükelçilik açmasının işgal altındaki şehrin yasal statüsünü değiştirmediği gibi işgalci güç İsrail'in yasadışı ilhakını meşrulaştırmadığı hususundaki tutumumuzu yineler;
13- Majesteleri Kral II.Abdullah bin Hüseyin'in, Filistin Devleti Başkanı Mahmud Abbas ile 31 Mart 2013'te imzaladığı anlaşmada vurgulanan, Majesteleri Kral II.Abdullah bin Hüseyin'in Kudüs-ü Şerif'teki Müslüman ve Hıristiyan kutsal mekanlarının tarihi hamiliğine ve Kudüs ve Mescid-i Aksa İşleri Bölümü ile El Aksa Camii İslami Vakfı'nın, Mescid-i Haram'ı koruma ve savunma rolüne desteğini ifade eder;
14- Kudüs Komitesi Başkanı Fas Kralı Majesteleri Kral VI. Muhammed'in Kutsal Şehri korumaya ve Filistin halkının direncini desteklemeye yönelik süregiden çabalarını över ve Kudüs Komitesi'nin Kudüs Beytülmal Ajansı tarafından gerçekleştirilen çabalarını takdir eder;
15- ABD Yönetimi'nin hareketini veya diğer ülkeler tarafından benimsenen benzer bir adımı takip eden, kabul eden veya zımnen onaylayan herhangi bir devletin, uluslararası düzeni ve uluslararası hukuku baltalamakla suçlu olduğunu düşünür; bu utanç verici eylemlere uygun tedbirlerle mukabele etme hususundaki kararlılığımızı ifade eder ve diğer ülkelerin ABD'nin yasadışı örneğinden hareketle Büyükelçiliklerini Kudüs'e taşımalarının engellenmesi için gerekli tüm adımları atma kararı alır ve bu bağlamda Guatemala'nın Büyükelçiliğini Kudüs-ü Şerif'e taşımasını kınar; Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul eden veya Büyükelçiliklerini oraya taşıyan ülkelere karşı uygun siyasi, ekonomik ve diğer tedbirleri alma konusundaki kararlılığımızı beyan eder; bu çerçevede alınabilecek uygun tedbirler konusunda tavsiyeler hazırlama konusunda Genel Sekreterliği görevlendirir;
16-Tüm Üye Devletlere, bu eylemi açıkça kınamaları ve Filistin'in ulusal haklarını, ABD veya başka bir taraftan gelen tüm düşmanca ve yasadışı eylemlerden korumak için mevcut tüm yasal ve diplomatik yolları izlemeleri ve son zamanlarda Filistinlilerin haklarının geliştirilmesi için Filistin liderliği tarafından kabul edilen kararları desteklemeleri çağrısında bulunur;
17- Uluslararası görevlere adaylığını koyan ve adaylığına İİT'nin desteğini isteyen ülkelerin Filistin ve özellikle Kudüs'e yönelik tutumlarına göre değerlendirileceğini teyit eder;
18-İİT üyesi devletlerin Filistin davasına ilişkin kararlara karşı duyarlı olmaları, müşterek davamız lehine oy kullanmaları ve bu adil davayı savunmaya katkı sağlayacak şekilde harekete geçme taahhüdünde bulunmaları gerektiğini vurgular ve Filistin davasına bağlı olmayanlara karşı gerekli tedbirlerin alınması çağrısı yapar;
19-Üye Devletlerden, Genel Sekreterlikten, İİT alt organlarından, ihtisas ve bağlı kuruluşlarından Kudüs-ü Şerif'in işgalci güç İsrail tarafından ilhakını tanıyan, ABD'nin Büyükelçiliğini Kudüs-ü Şerif'e taşıma kararını izleyen ülke, makam, parlamento, şirket ve bireylere ekonomik kısıtlamalar uygulanması amacıyla gerekli önlemleri almalarını ve işgal altındaki Filistin topraklarındaki İsrail sömürgeciliğini kutsayan her türlü önlemle mücadele etmelerini talep eder;
20-Üye Devletlere ve uluslararası topluma yasadışı İsrail yerleşimlerinde üretilen ürünlerin piyasaya girmesini engellemeleri, işgalin ve yerleşim rejiminin daimi kılınmasında dahli bulunan veya bundan yarar sağlayan birey ve oluşumlara karşı önlem almaları çağrısında bulunur;
21- Filistin halkının meşru hak ve isteklerini İsrail'in ısrarcı sömürgeci ve saldırgan rejiminden, aynı zamanda bu baskı rejimini savunan ve destekleyen devletlerden savunmak amacıyla, mümkün olan tüm kullanılabilir tedbirleri almayı, tüm siyasi, hukuki ve diplomatik yolları takip etmeyi kararlaştırır;
22- 1967'de işgal edilen Filistin Topraklarının ayrılmaz bir parçası olan Kudüs şehrine ilişkin uluslararası meşruiyet kararlarına bağlı kalması için Amerika Birleşik Devletleri'nden talepte bulunur ve ABD'yi İsrail'in gerek bölgenin gerek tüm dünyanın barış ve güvenliğine tehdit teşkil eden sömürgeci planlarına ve ciddi ihlallerine son vermesi için çağrıda bulunmaya davet eder;
23- ABD'ye İsrail'in sömürgeci işgaline karşı durması ve her daim müşterek uluslararası çabaların parçası olarak, ilgili BM kararları, uluslararası hukuk, barış süreci ilkeleri, Arap Barış Girişimi ve iki devletli çözüm ilkesine dayanan kapsamlı barışın tesisi konusunda tarafsız olması çağrısında bulunur;
24- 6 Mart 2016 tarihinde Cakarta'da düzenlenen Beşinci Olağanüstü İslam Zirvesi ile 13 Aralık 2017 tarihinde İstanbul'da düzenlenen Kudüs-ü Şerif'e dair Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı kararları başta olmak üzere, Filistin Davası ve Kudüs-ü Şerif hakkında düzenlenen olağan ve olağanüstü İslam Zirvelerinde kabul edilen tüm kararlara bağlılığını teyit eder; Üye Devletlere, özellikle dünyanın diğer bölgelerindeki ve uluslararası kuruluşlardaki muhataplarıyla olan günlük münasebetlerinde ve dış politika gündemlerinde bu kararlara saygı duyulmasını temin etmeleri yönünde çağrıda bulunur;
25-Uluslararası hukuka uygun olarak hareket etmeyi, uluslararası hukuku ve uluslararası sistemi savunmak için değerlerimizi paylaşan devletler ile işbirliği yapmayı sürdüreceğimizi yineler; kendi kaderini tayin etme ve uluslararası hukuk ve mevcut BM kararları bağlamındaki yegâne kabul edilebilir uluslararası çözümü oluşturan iki devletli çözüme -uluslararası ilkeler ve 2005'te Mekke'de düzenlenen Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı'nca benimsenen 2002 Arap Barış Girişimi'yle uygun şekilde sarsılmaz bağlılığımızı teyit eder; bu bağlamda, 20 Şubat 2018 tarihinde BM Güvenlik Konseyi'nde Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas tarafından sunulan Filistin siyasi girişimini destekler;
26- Kudüs-ü Şerif kentinin İslami ve Hıristiyan kimliğini değiştirmeye - ya da tarihini tahrif etmeye - yönelik her teşebbüse karşı koymak için, Kudüs Eski Şehrini ve Surlarını Dünya Mirası olarak belirleyen UNESCO ile işbirliği yapmak dahil, gerekli olan tüm kaynakları tahsis etme yönündeki kararlığını vurgular, ve bu kapsamda, İsrail işgal kuvvetlerinin süregelen saldırıları ve İsrailli terörist yerleşimci grupların mukaddes Mescid'i Aksa Külliyesi'nin kutsallığına düzenli olarak saygısızlıkta bulunmalarına izin verilmesi dahil, Mescid'i Aksa Külliyesi'nin ve aynı zamanda Kudüs-ü Şerif'teki diğer dini ve kutsal mekânların statükosunu değiştirmeye yönelik süregelen İsrail işgalini kınar;
27- Kudüs şehrine yönelik İslami finansmana ilişkin önceliklerin belirlenmesi amacıyla bir çerçeve teşkil eden Kudüs'ün çok sektörlü stratejik planının finansmanı konusunda geçmişte kabul edilmiş İİT kararlarının uygulanması çağrısında bulunur; ayrıca 2018-2022 gözden geçirilmiş stratejik planı çerçevesinde Üye Devletlere Kudüs şehrinin, kuruluşlarının ve halkının ihtiyaçlarını ve başta eğitim sektörünün desteklenmesi dahil olmak üzere, bu planda kayıtlı projeleri desteklemeleri çağrısında bulunur ve Genel Sekreterliği bu planın Filistin Devleti'yle eşgüdüm içinde uygulanmasının takibiyle görevlendirir;
28- 5.3 milyonu aşkın Filistinli mülteciye hayati hizmetler sunan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nın (UNRWA) özel öneminin altını çizer ve Üye Devletlere UNRWA'nın sürdürülebilir bütçesinin idame ettirilmesine yönelik girişimlerine daha fazla destek sağlamaları çağrısında bulunur;
29- İslam Kalkınma Bankası tarafından sunulan ön çalışmada işaret edildiği üzere, Filistinli mültecilere ve ev sahibi ülkelere daha fazla destek vermenin, Üye Devletlerin müşterek desteğinin arttırılmasının ve UNRWA'nın sahadaki insani yardım, kalkınma ve sosyal koruma faaliyetlerinin tutarlı ve sürdürülebilir şekilde finansmanının güvence altına alınmasının aracı olarak, Kalkınma Vakıf Fonu'nun kurulmasını memnuniyetle karşılar ve Kalkınma Vakıf Fonunun faaliyete geçişinin hızlandırılması için Üye Devletlere çağrıda bulunur;
30- BM Genel Kurulu'nun 194 sayılı kararı doğrultusunda, Filistinli mültecilerin inkar edilemez nitelikteki evlerine geri dönme haklarına yönelik desteğini yineler; ayrıca, adalet ve barışı sağlamak için gerekli ilk adım olarak, bundan yetmiş yıl önce gerçekleşen Nakba (büyük felaket günü) sırasında Filistin halkına karşı işlenen etnik temizlik ve cinayet suçlarının tanınmasının gerekliliğini yineleriz.
================================
10- ERDOĞAN: ORTAK BİLDİRİ İLE ABD'NİN GAYRİ MEŞRU ADIMINA KARŞI ATACAĞIMIZ ADIMLARI DEĞERLENDİRDİK
Gülseli KENARLI - Hakime TORUN - İdris TİFTİKÇİ / İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nın sonuç bildirgesine ilişkin "Acıda, kederde, iyi ve kötü günlerde Filistin halkının hep yanında olacağımızın bir kez daha altını çiziyorum. Zirvede, ABD'nin hukuk dışı adımını ele aldık. Kabul ettiğimiz ortak bildiri ile ABD'nin bu gayri meşru adımına karşı ümmet olarak atacağımız adımları değerlendirdik. İsrail'in uyguladığı devlet terörünü ve katliamını bir kere daha telin ettik, lanetledik. İslam ümmeti birlik olamadığı sürece, bizler tek ses, tek yürek olmadığımız sürece dünyanın her köşesinde Müslümanlara zulüm edilmeye devam edilecektir. Filistin sahipsiz değildir, Kudüs sahipsiz değildir, Gazze sahipsiz değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nın sonuç bildirgesine ilişkin konuştu. Sonuç bildirgesine ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Acıda, kederde, iyi ve kötü günlerde Filistin halkının hep yanında olacağımızın bir kez daha altını çiziyorum. Son derece önemli zirve toplantısını gerçekleştirdik. Zirvede, ABD'nin hukuk dışı adımını ele aldık. Kabul ettiğimiz ortak bildiri ile ABD'nin bu gayri meşru adımına karşı ümmet olarak atacağımız adımları değerlendirdik. İsrail'in uyguladığı devlet terörünü ve katliamını bir kere daha telin ettik, lanetledik. İslam ümmeti birlik olamadığı sürece, bizler tek ses, tek yürek olmadığımız sürece dünyanın her köşesinde Müslümanlara zulüm edilmeye devam edilecektir. El birliği ve dayanışma içinde olduğumuz sürece de aşamayacağımız hiçbir zorluk yoktur. Bunun için her şeyden önce Filistin davasına sahip çıkmalı burada aldığımız kararları hayata geçirmeliyiz. Filistin sahipsiz değildir, Kudüs sahipsiz değildir, Gazze sahipsiz değildir. Zirvemizin ve bu çerçevede önümüzdeki günlerde yürüteceğimiz çalışmalarımızın hayırlılara vesile olmasını diliyorum. Emeği geçen tüm üye devletlere, teşekkür ediyorum. Filistin halkına en kalbi selamlarımı iletiyorum."
Görüntü dökümü
--------------------
-Erdoğan'ın konuşması
-Detaylar
18.05.2018 - 23.55 Haber Kodu : 180518222
========================
11- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: İSRAİL'İN YAPTIĞI HAYDUTLUKTUR, VAHŞETTİR, DEVLET TERÖRÜDÜR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;
"Tüm uyarılara rağmen ABD, gerilim ve çatışmadan beslenen çevrelerin esiri oldu. İİT, BM Genel Kurulu'nun iradelerini dikkate almayan Amerikan yönetimi, İsrail Başbakanı Netenyahu'nun ve bazı radikal evanjeliklerin kuyruğuna takılmayı tercih etti"
"Maalesef iyi niyetli ikazlarımız, akıl tutulması yaşayan muhataplarımızda karşılık bulmadı"
"İsrail, katlettiği masumların hesabını uluslararası yargı önünde mutlaka vermelidir"
"Amerika'nın Kudüs kararı İslam dünyasına yönelik yeni operasyonların habercisidir"
Hakime TORUN - Mehmet İlkay ÖZER / İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kudüs Zirvesi'nin açılış konuşmasında, "Açık ve net söylüyorum İsrail'in yaptığı haydutluktur, vahşettir, devlet terörüdür. İsrail, katlettiği masumların hesabını uluslararası yargı önünde mutlaka vermelidir. Amerika'nın Kudüs kararı İslam dünyasına yönelik yeni operasyonların habercisidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı'nda konuştu.
İİT İslam Zirvesi Konferansı'nın toplanma gerekçesine ilişkin Erdoğan, "İslam coğrafyasının siz değerli temsilcilerini aramızda görmek Filistinli kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm Kudüs sevdalılarına güç ve cesaret veriyor. Bugün İstanbul'da ilk kıblemiz, göz bebeğimiz Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne bir kez daha yapılan hoyratça saldırı nedeniyle bir araya geldik. Bugün İsrailli haydutlar tarafından katledilen Filistinliler için harekete geçmek, tüm dünyaya insanlığın halen ölmediğini göstermek demektir. Barışa sahip çıkmak demektir. Çünkü Kudüs, bütün Müslümanların onuru, izzeti, harimi ismeti, ortak emeği, mirasıdır. Aynı zamanda 3 semavi dininin de mukaddes beldesidir. Burada sadece Kudüs'ü işgal teşebbüsüne karşı tepkimizi ortaya koymuyoruz. Aynı zamanda 3 semavi dininin barış içinde bir arada yaşama idealine de sahip çıkıyoruz. Bölgemizi kan ve gözyaşına boğmak isteyenlere dur diyoruz" diye konuştu.
"MAALESEF İYİ NİYETLİ İKAZLARIMIZ, AKIL TUTULMASI YAŞAYAN MUHATAPLARIMIZDA KARŞILIK BULMADI"
Erdoğan, "Kudüs davası tüm Müslümanların davasıdır. Kudüs, elinde 10 binlerce masum Filistinlinin kanı olan bir terör devletinin insafına bırakılmayacak kadar mukaddes, mübarek bir beldedir. Müslümanlar, Doğu Kudüs üzerindeki haklarından tek bir geri adım dahi atmayacaklardır. Nasıl 14 Mayıs insanlık tarihine kara bir gün olarak kazınmışsa 18 Mayıs da inşallah müşterek çabalarımızla insanlık onurunun kurtarıldığı bir gün olarak yazılacaktır. ABD'nin hukuk dışı, Kudüs kararının ilk işaretleri gelmeye başladığı andan itibaren ABD yönetimine gerekli uyarılarda bulunduk. Böyle bir adımın bölgede tansiyonu yükselteceğini, yeni gerginliklere, çatışmalara neden olacağını söyledik. Kutsal topraklarda bir tane taşı bile yerinden oynatmanın bile ciddi sorunlar doğuracağını ifade ettik. Bu tip tek taraflı, uluslararası hukuku çiğneyen, BM'nin altını oyan adımların sadece Müslümanlara, Hristiyanlara değil, Yahudilere de zarar vereceğini defalarca ifade ettik. Yanlışta ısrar edilmesi halinde tüm bölgenin çatışma iklimine gireceğini, bunun sorumlusunun da kararı uygulayanlar olacağını özellikle belirttik. Maalesef iyi niyetli ikazlarımız, akıl tutulması yaşayan muhataplarımızda karşılık bulmadı" ifadelerini kullandı.
"AÇIK VE NET SÖYLÜYORUM İSRAİL'İN YAPTIĞI HAYDUTLUKTUR, VAHŞETTİR, DEVLET TERÖRÜDÜR"
Erdoğan, "Tüm uyarılara rağmen ABD, gerilim ve çatışmadan beslenen çevrelerin esiri oldu. İİT, BM Genel Kurulu'nun iradelerini dikkate almayan Amerikan yönetimi, İsrail Başbakanı Netenyahu'nun ve bazı radikal evanjeliklerin kuyruğuna takılmayı tercih etti. Açık ve net söylüyorum İsrail'in yaptığı haydutluktur, vahşettir, devlet terörüdür" dedi.
"NAZİLERE TAŞ ÇIKARTAN YÖNTEMLERLE MASUM FİLİSTİNLİLERE SALDIRIYOR"
Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı sırasında toplama kamplarında her türlü işkenceye uğrayanların çocukları maalesef bugün adeta Nazilere taş çıkartan yöntemlerle masum Filistinlilere saldırıyor. İsrail de yıllardır Filistinlilere yönelik şiddet politikalarının hesabını hukuk önünde vermediği için gün geçtikçe pervasızlaşıp, azgınlaşıyor. 14 Mayıs, Filistin'in makus tarihine yeni bir Nakba günü olarak kaydolmuştur" dedi.
"GELİNEN NOKTADA ABD İŞGAL POLİTİKALARI İLE APARTAYT REJİMİNE TAŞ ÇIKARTAN İSRAİL'İ ÖDÜLLENDİRMİŞ"
ABD'yi Kudüs kararı nedeniyle sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Gelinen noktada ABD işgal politikaları ile Apartayt rejimine taş çıkartan İsrail'i ödüllendirmiş, barış isteyen Filistin halkını ise cezalandırmıştır. Kudüs kararıyla, İsrail'in katliamlarına zemin hazırlayan ABD'nin eline, masum Filistinlilerin kanı bulaşmıştır" dedi.
"İSRAİL, KATLETTİĞİ MASUMLARIN HESABINI ULUSLARARASI YARGI ÖNÜNDE MUTLAKA VERMELİDİR"
İsrail'in uluslararası yargı önünde hesap vermesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "İsrail, katlettiği masumların hesabını uluslararası yargı önünde mutlaka vermelidir. BM nezdinde de takipçisi olacağız. Maalesef adaletin tecellisi için atılan her adım Güvenlik Konseyi'nde Amerikan yönetimi tarafından veto ediliyor. Meseleyi yine Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na götürecek, inşallah burada tüm İslam ülkelerinin ve vicdan sahiplerinin desteğini alacağız. Geldiğimiz noktada hepimiz şu gerçeği çok iyi biliyoruz; kınamak, kızmak, bağırmak bugüne kadar işgal ve zulmü durdurmadığı gibi bundan sonra da durdurmayacaktır" diye konuştu.
"AMERİKA'NIN KUDÜS KARARI İSLAM DÜNYASINA YÖNELİK YENİ OPERASYONLARIN HABERCİSİDİR"
Erdoğan, "Müslümanlar kendi haklarını alana kadar hiç kimse bize hakkımızı altın tepside ikram etmeyecektir. Amerika'nın Kudüs kararı İslam dünyasına yönelik yeni operasyonların habercisidir. Bu konuda bizler yeterli tepkiyi göstermezsek bunun çok daha kötüleri gelecektir. Elde edeceğimiz başarı Müslümanlar için bir dönüm noktası olacaktır. Önce kendimizi toplayacağız. Sonra toplanacağız, kenetleneceğiz. Bağımsız Filistin talebinden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Erdoğan'ın konuşması
-Detaylar
12- ERDOĞAN BM GENEL SEKRETERİ GUTERRES'LE TELEFONDA GÖRÜŞTÜ
Gülseli KENAERLI / İSTANBUL DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'le telefonda görüştü. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre görüşmede, Filistin ve Suriye konuları ele alındı. Büyükelçiliğini hukukdışı bir şekilde Kudüs'e taşıyan ABD'nin BM kararlarına aykırı davranarak uluslararası barışı tehlikeye attığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Gazze'deki vahşetine uluslararası camianın daha sert tepki göstermesi gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve BM Genel Sekreteri Guterres, BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsrail'i kınayarak Gazze'deki olayları araştırmak için bağımsız bir soruşturma komisyonu kurulmasını kabul etmesini de olumlu bir gelişme olarak nitelediler. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın bugün İstanbul'da gerçekleştirdiği Olağanüstü Zirve toplantısı hakkında da bilgi paylaşımında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda da konunun takipçisi olacaklarını vurguladı. Filistinlilerin acılarını hafifletmek için ortak çaba harcamanın önemine değinen BM Genel Sekreteri Guterres, Suriye'de siyasi çözüm için Türkiye'nin Cenevre ve Astana süreçlerinde gösterdiği gayretleri takdir ettiklerini belirtti.
=======================
13- MUHARREM İNCE: "1, BARIŞACAĞIZ. 2, BÜYÜYECEĞİZ. 3, BÖLÜŞECEĞİZ"
*Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce:
*"Yoksulluğu yok etmemiz lazım. Yasakları kaldırmamız lazım. Ekonomimizi büyütmek için önce şeffaf ve hukuk devletine ihtiyacımız var. Ekonomideki büyümeyi de gerçekleştirdikten sonra bir adil bölüşüme ihtiyaç var. Gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltmeye ihtiyacımız var. 1, barışacağız. 2, büyüyeceğiz. 3, bölüşeceğiz"
*"Allah'ın izni, milletin isteğiyle 24 Haziran'da un varsa, şeker varsa yeni yepyeni bir usta da gelecek"
Haber: Erhan TEKTEN - Kamera: İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Avcılar Belediyesi'nin Cihangir Mahallesi'nde düzenlediği iftar programına katıldı. İftarın ardından konuşan İnce, iftar sofralarının bereket, huzur sofraları olduğunu, bu nedenle bu sofralarda siyaset konuşmak istemediğini söyleyerek, "Türkiye'nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var" dedi.
"YASAKLARI KALDIRMAMIZ LAZIM"
Türkiye'nin gelecek dönemde barışması ve kenetlenmesi gerektiğinin altını çizen İnce, "Türkiye'nin bir büyük şemsiye altında birleşmeye ihtiyacı var. Bunu başarmalıyız. Gençlerin geleceğe umutla bakmaya ihtiyacı var. Bu ülkenin eğitimli ve akıllı evlatları ülkemizi terk ediyor, geleceğe güvenle bakamıyor. Acilen bu beyin göçünü durdurmamız lazım. Emeklilerimizi daha rahat yaşatmamız lazım. Çocuklarımıza daha iyi bir eğitim vermemiz lazım. Bütün bunları başarabiliriz. Yoksulluğu yok etmemiz lazım. Yasakları kaldırmamız lazım. Ekonomimizi büyütmek için önce şeffaf ve hukuk devletine ihtiyacımız var. Ekonomideki büyümeyi de gerçekleştirdikten sonra bir adil bölüşüme ihtiyaç var. Gelir dağılımındaki adaletsizliği düzeltmeye ihtiyacımız var. 1, barışacağız. 2, büyüyeceğiz. 3, bölüşeceğiz. " diye konuştu.
"UN VARSA ŞEKER VARSA YENİ YEPYENİ BİR USTA DA GELECEK"
İnce, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de Avrupa'nın en genç nüfusunun bulunduğunu hatırlatarak, "Ovalarımız, tarihimiz, doğamız var. Her şey mümkün. Helva yapmak için un da var şeker de var. Sadece bir ustaya ihtiyaç var. Allah'ın izni, milletin isteğiyle 24 Haziran'da un varsa, şeker varsa yeni yepyeni bir usta da gelecek. Allah tuttuğunuz oruçları kabul etsin." dedi.
İnce, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli, partililer ve vatandaşların katıldığı iftar programından ayrılırken 19 Mayıs'ta Samsun'da olacağını söyleyerek, alkışlar eşliğinde programdan ayrıldı.
Görüntü dökümü:
---------------------
-İftardan detaylar
-İnce'nin konuşması
18.05.2018 - 22.17 Haber Kodu : 180518217
======================
14- SALİH MİRZABEYOĞLU SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
Çağatay KENARLI / İstanbul DHA
Kamuoyunda 'Salih Mirzabeyoğlu' olarak bilinen Salih İzzet Erdiş son yolculuğuna uğurlandı.
Geçirdiği beyin kanaması nedeniyle 4 Mayıs'ta Yalova Devlet Hastanesine kaldırılan 68 yaşındaki Salih İzzet Erdiş, nakledildiği Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 16 Mayıs Çarşamba günü hayatını kaybetti. Erdiş için, Fatih Camii'nde ikindi namazı sonrası cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye eski Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş, eski AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük ile çok sayıda vatandaş katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından Erdiş'in cenazesi, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda defnedilmek üzere yola çıkarıldı.
Görüntü Dökümü
----------
-Cenazeden görüntü
-Hüseyin Avni Coş'un gelmesi
-Cenaze namazından görüntü
-Helallik alınması ve dua edilmesi
-Cenazeye katılan kalabalığın tekbir getirmesi
-Cenazenin taşınması
-Cenaze aracına yüklenmesi
-Cenaze aracının gidişi
-Cenaze aracını takip eden kalabalık
-Genel ve detaylar
18.05.2018 -19.13 Haber Kodu : 180518176