Osmangazi Üniversitesi Rektörü istifa etti (3)
KAMPÜS ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI
Rektör Prof.Dr.Hasan Gönen'in istifa ettiği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde (ESOGÜ) bir grup öğrenci kampus önünde basın açıklaması yaparak rektörün yanısıra ihbarcı kişilerin de istifasını istedi.
ESOGÜ Meşelik Kampüsü önünde toplanan yaklaşık 40 öğrenci 'Akademiyi karanlığa teslim etmeyeceğiz' yazılı pankart açıp basın açıklamasında bulundu. Çeşitli sloganlara atan grup adına konuşan Anıl Ataş şunları söyledi: "Sözde akli dengesi yerinde olmayan şahsın silah bulundurma ruhsatı alabilmesi, aynı zamanda üniversitede akademisyen olarak görevine devam edebilmesi kabul edilemez. Gerçekleşen saldırının başlıca sorumlusu, hakkında onca şikayet ve soruşturmalara rağmen bu şahsı koruyan ve gerçekleşen olaya göz yuman ESOGÜ Rektörü Hasan Gönen ve YÖK'tür. Bu olayın sorumlusu sadece bir kişi değil, akademinin içinde bulunan ihbarcı, kadrolar, yükseköğretim politikalarını belirleyen OHAL ve KHK düzenidir. ESOGÜ Rektörü Hasan Gönen istifa ederek bu olaydan sıyrılamaz. Bir iki göstermelik görevden alma, istifa ve soruşturma ile bu pisliği temizleyemezler. Üniversitemizi tetikçilere, iktidar kadrolarına, kollama ve muhbirlik düzenine bırakmayacağız." Yapılan konuşmaların ardından topluca kampüse girmek isteyen gruba polis izin vermedi. Kısa süren gerginliğin ardından grup kampüs önünden ayrıldı.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Öğrencilerin gelişi
-Öğrencilerin pankart ve döviz açması
-Öğrencilerin slogan atmaları
-Basın açıklamasına katılanların görüntüsü
-Basın açıklamasını Anıl Ataş'ın okuması
-Polis ve öğrencilerin konuşması
-Polis ve öğrenciler arasında yaşanan kısa süreli gerginlikten görüntü
Haber-Kamera: Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN - ESKİŞEHİR,(DHA)
===============================================
Başbakan Yıldırım: Ekonomik saldırıların da üstesinden geleceğiz
Başbakan Binali Yıldırım demokrasiye darbe vurmak isteyenlerin bunu başaramayınca ekonomi üzerinde yeni bir faaliyet içersine girdiklerini belirterek, "Milli irade, siyasi istikrarı azimle koruduğumuz gibi hiç kimsenin endişesi olmasın bu ekonomik saldırıların da üstesinden geleceğiz" dedi
Gebze Teknik Üniversitesi'nde düzenlenen 'Sanayi ve Teknoloji Zirvesi' ne Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün, akademisyenler ile sanayici ve iş insanları katıldı. Başbakan Yıldırım yaptığı konuşmada, Türkiye'nin etrafında yaşanan savaş, belirlisizliklere rağmen önüne çıkan engelleri birer birer aşarak bu günlere geldiğini belirterek, "Geleceğe emin adımlarla yürüyor. Son 16 yılda pek çok sınamalardan geçtik. Millet iradesine, demokrasiye, seçilmiş hükümetlere yönelik saldırıları hiç eksik olmadı. En son 15 Temmuz'da hain işgal girişimiyle ülkeye topyekun el konulmak istendi. Milletimizle el ele vererek bu zorlukları aşarak bu günlere geldik. Demokrasiye darbe vurmak isteyenler bunu başaramayınca bugünlerde ekonomi üzerinde yeni bir faaliyet içersine girmiş gözüküyor. Milli irade, siyasi istikrarı azimle koruduğumuz gibi hiç kimsenin endişesi olmasın bu ekonomik saldırıların da üstesinden geleceğiz" dedi.
'ALIN TERİNİN YANINA AKIL TERİNİ DE KOYMAMIZ LAZIM'
Gençlere odaklandıklarını söyleyen Başbakan Yıldırım, "Bugün hamdolsun milletimiz yanımızda, biz de bütün varlığımızla milletimizle beraberiz. Geçen hafta temelini attığımız nükleer santralde 2023'e giderken enerji güvenliğimizin sağlanması ve çeşitliğin elde edilmesi için ülkemize mukayeseli üstünlük sağlayacak. Pazartesi günü bir teşvik sistemini kamuoyuyla paylaştık. Daha çok üretmeye, daha çok büyümeye hedeflenen bu teşvik sisteminde neler var? Katma değerin fazla olanı teknoloji gerektiren ve Türkiye'nin cari açık alanlarda yatırım yapılıyor. Bazı bildik ekonomistler siyasiler bundan mutlu olmadı. 'Koca koca teşvik paketlerini yandaşlara veriyorsunuz' dediler. Bu kafayla hareket edenlerin bu ülkenin yönetiminde hiç ama hiç var olma şansları yok. Bunlar tamamen Türkiye'nin gerçeklerden habersiz olmak, bilgi olmadan bilgi sahibi olmanın getirdiği cehalettir. 23 proje var, aç bak kardeşim neler var. Doğrudan 35 bin kişi istihdam ediliyor. Dolaylı olarak 134 bin istihdam var. Bırak ötesini 20 milyar dolar bir kalemde ihracat ile ithalat arasındaki açığı azaltıyor. Niye bunları yapmazsan gideceksin dışarıdan alacaksın. Dışarıdan alınca para, döviz, yerli kaynağını dışarıya transfer edeceksin. Bu ithalat üzerinden kolay para kazananları bunlardan bekleyemezsin. Biz bugünümüz yarınımız olan geleceğimize gençlere odaklanıyoruz. Aramızdaki fark bu. Artık teknoloji gerektirmeyen ürünleri herkes yapar. İşçilik maliyetleri bazı uzak doğu ülkelerde bizim 50 katımızdan daha ucuz. Aynı ürünü biz yaparsak rekabet şansımız var mı? Alın terinin yanına akıl terini de koymamız lazım, bilgiyi de koymamız lazım. Bilgiyi kullanan ve bilgiyi üreten ülkeler aradaki farkı açıyor, bilgiye erişemeyen ülkeler yarış dışı kalıyor. Bunu görmemiz lazım" diye konuştu.
'KÜRESEL ANLAMDA CİDDİ BİR BELİRSİZLİK VE DALGALANMA VAR'
Başbakan Yıldırım, Çin ile ABD arasında başlayan ticaret savaşının ekonomik dengeleri bozduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Dünya artık küresel bir köy haline geldi. Saat farkı olmaksızın her türlü olay her türlü bilgi her an akıyor. Hep dünyada yaşayan ister gelişmiş, ister gelişmemiş ülkeler olsun her ülkede ki olay bir vatandaş başka bir ülke tarafından biliniyor, ona göre kamuoyu oluşuyor. Sanal gerçeklik diye bir şey var. Bunlar üretim alışkanlıklarımızı değiştirecek. Sanal gerçeklikte bazı mesleklerin artık havası da kalmayacak. Yeni meslekler çıkacak. 5-10 yıl sonra doktorların artık işsiz kalabilme riski olabilecek. Bilişimle her şey olabilecek. Bilişim teknoloji bize bunu gösteriyor. Onun için ıskalamayıp değişimi yaşayarak kendimizi yenileceğiz. Bunu yaparsak ülkemizi değişimle geliştirmiş olacağız. Son 16 yılda önemli yol aldık. Bu yolu yeterli görememeyiz. Biz geçen sene G-20 içinde en fazla büyüyen ülke olduk. Ama bunu yeterli göremeyiz. 2003-2017 arasında küresel kriz var. Dünyanın büyümesinin durduğu küresel ticaretin azaldığı bir dönem var. Buna rağmen Türkiye 15 yıl üstü üstüne yüzde 5.8 büyümeyi başardı. Bu noktalara kolay gelmedik. Küresel finans piyasaları şuanda çalkantı içinde bir dalgalanma var. Neden? Çin ile ABD arasında başlayan bir ticaret savaşı, tabiri caizse birbirine kılıç çektiler. Buradaki ekonomik savaş küresel dengeleri de bozuyor. Şuanda böyle bir süreç yaşıyoruz. Bu hem ülke ekonomisini tek tek etkilediği gibi küresel belirsizliği de arttırıyor. Buna orta doğudaki kimyasal silah kullanımı o masum yavruların hunharca katledilmesini de bunları koyunca küresel anlamda ciddi bir belirsizlik ve dalgalanma var. Türkiye de etkileniyor. Biz bütün bu belirsizliklerin göbeğinde yer alıyoruz. Bütün olayların merkezinde biz varız. Terör, savaş, göç hepsi burada. Milletimiz şunu bilsin biz bu süreçleri daha önce de yaşadık. 2016 darbesinden sonra yaşadık. Bir çeyrekte yüzde 4 küçüldü Türkiye. Hızlı bir şekilde tüm tahminleri alt üst ederek 3.16 ile kapattık"
'BİRİNCİ MESELEMİZ EKONOMİYİ DAHA BÜYÜTMEK'
Şuanda en önemli meselenin ekonomiyi büyütmek olduğunu belirten Yıldırım, "Ekonominin bu kadar ısınması doğru değil diyorlar. Ne istiyorsunuz kardeşim. Bir şey söyleyin. Dolayısıyla bunlar siyasi mülahazalarla yapılan değerlendirmeler. Bizim bunlara itibar etmek değil, milletimiz için doğru olanı yapmaktır. Doğru bildiğimiz şey üretmek, istihdam oluşturmak, ürettiğimizi satmak ülke ekonomisine değer katmaktır. Türkiye ayaklarını yere sağlam basıyor. Bu istikrar, bu güven olduğu müddetçe küresel sermayede özel sektörümüz de devletimizin verdikleri teşviklerle büyümemiz devam edecek. Büyümedeki hedefimiz sürdürülebilirlik. Her yıl üst üste son 17 yılda başardığımız yüzde 6'lık büyümeyi devam eden yıllarda da sürdürmek. Bunun için istikrar lazım. Güven var, terör bugün Türkiye'nin birinci meselesi değil, bundan iki yıl önce birinci meseleydi. Birinci meselemiz ekonomiyi daha da büyütmek, reel sektöre gerekli desteği sağlamak. Bu toplantının amacı da bu. Rektörümüze de sordum, 'sanayi ve üniversite işbirliğini nasıl başardın?' dedim. Vakıf kurduklarını ve mütevelli heyetine de belli başlı sanayicileri dahil ettiklerini ve işin sahibi olduklarını söyledi. İşin içine sorumluluğu dahil ettiğinizde onlar da ellerini taşın altına koydular. Ar-Ge ve yenilikçi çalışmalara desteklerini arttırdılar. Gerçek anlamda üniversite sanayi işbirliği başlamış oldu. Bizim zamanımızda sanayiciler burunlarından kıl aldırmıyordu. Gel kardeşim üretimin heyecanını şurada yaşa. İkisi birbirinden bekliyor. Olmaz. Gebze Teknik Üniversitesi bu ezberi bozmuş. Gel kardeşim Türkiye'nin geleceği yenilikçi üretimde demiş, bu potansiyeli ortaya çıkarmış. Şimdi 11 teknik üniversitemiz var. Ne kadar büyük bir imkan. Gelecek Türkiye'nindir, Türkiye gelecektir. 7 düvel üzerimize geliyor. Avrasya coğrafyasında öyle dik duruyoruz ki Türkiye'ye bölgeye zarar vermek isteyen süper güçler de Türkiye'ye bakmaya başladılar. Suriye'de güveni dize getirmek kolay değildir. Bu başarı bu milletin başarısıdır. Biz bu topraklarda yaşıyoruz. Bölgenin kaderinden kendimizi soyutlayamayız. Bölgenin geleceğine karar veren ülke Türkiye olmalı, Türkiye'nin komşuları olmalıdır. Bütün bunlar geride kalacak. Geleceği inşa etmek için bilim teknoloji alanına daha çok yatırım yapmamız lazım. Bilgi üretmek konusunda mazeretimiz kalmadı"
'TÜRKİYE'NİN ÖZELLİĞİ SON DAKİKA MUCİZESİ'
Türklerin bir özelliğinin son dakika mucizesi olduğunu söyleyen Yıldırım, şöyle konuştu:
"15 yılda çok ciddi mesafeler aldık. Politikalarımızı güncelledik. Yanlışlarımızı düzeltme fırsatı bulduk. Ar-Ge projelerinden pazarlama stratejilerine kadar her alanda desteğimizi arttırdık, arttırıyoruz. 77 teknoloji geliştirme bölgesinden 56'sı faaliyete geçti devam ediyor. 21'inin de alt yapı çalışmaları sürüyor. Ar-Ge merkez olma niteliğini kazanan belgesini alan 857 tane firma var. Şartlarını yerine getirmiş. Demek ki firmalarımız geleceğin Ar-Ge de olduğunun farkına varmış. Tasarım merkezi sayısı 195 olmuş. Bunlar olmayan şeylerdi. İnsanlar, 'Projeye para mı verilir, akla para mı verilir?' diyordu. Şimdi akla para vermezsen ömür boyu onun bedelini ödersin. Yanlış proje yaparken 10 katını 100 katını ödemek zorunda kalırsın. Japonların bir prensibi var. Bir Japon bir işe karar verdiğinde işe başlamadan önce 5 yıl çalışır ve 5 dakikada uygulamaya koyar. ABD 5 dakikada karar verir, 5 yılda da işin içinden çıkamaz. Bugünlerde de görüyoruz. Her gün bir karar değiştiriyor. Türklerin de bir özelliği var 'son dakika mucizesi'. Onu da unutmayın. Hiç kimsenin hayatta bitmez diyeceği yerlerde Türkler bitirir. Yatıyoruz yatıyoruz son anda bir dalıyoruz hepsini halledip geçiyoruz. Aman böyle olmasın, kararlı istikrarlı kendimizi de çok yormadan strese girmeden yapsak daha doğru. Demek ki zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. Teknolojik ürün destek programın kapsamında 204 işletmemize 50 milyon destek aktarmışız. 857 Ar-Ge,195 tasarım merkezimizde üzerinde çalışılan proje sayısı 12 bin. Bu kadar proje ile uçarız düşünülüyor. 100 proje çalışırsınız 95'i işe yaramaz. Bırak 99'u işe yaramaz, bir tanesini tuttursanız Türkiye'yi uçurmaya yeter. Gelişmiş ülkeler harcıyor uğraşıyor sonunda fark oluşturacak bir şey buluyor o zamanda köşeyi dönüyor. Onun için Ar-Ge önemli. Yenilikçilik önemli. Bizim doğal zenginliğimiz yok, bazı ülkelerde Cenab-ı Hak vermiş akıyor. Oradan dolduruyor dolduruyor içiyor. Biz akıl ve alın teriyle mücadelemizi kalkındırıyoruz. Bizim ki daha kıymetli. O kaynaklar tükenir biri gelir el koyar. Racon kesiyorlar sen çok biriktirdin deyip elinden alıyorlar. O kadar biriktireceğine milletini kalkındır. O taraf onların işi, biz kendi işimize bakalım"
'CANLARINI SIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Türkiye'nin her açıdan farklı bir noktaya geldiğini ifade eden Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye edilgen ülke durumundan çıkmıştır. Birisi bir şey söyler Türkiye hizaya geç der hizaya geçersin. Şimdi Türkiye sonucu belirleyen ülke etken ülke. Bu milletimizin özgüvenini arttırıyor, geleceğe olan inancını arttırıyor. Bu sayededir ki 3 terör örgütü ile aynı anda yurtdışı ve içinde mücadele ettik. Bugün ülkemizi terör belasını gündemin aşağılarına çektik. Bitti demiyorum. Bu mücadele de devam edecek. İnsanlar artık özgürce sokağa çıkıp bayrağını dalgalandırabiliyor. Cebine saklamıyor. Devlet otoritesi her şeye hakim. Nusaybin, Cizre buralar yeniden yapıldı. İnsanların gelecek planlarını yaptığını, gençlerin dağa değil geleceğe yöneldiğini görüyoruz. Bütün güzel şeyler olunca bundan rahatsız olanlar da oluyor. 'Bunların petrolleri yok doğalgazları yok. Terörle de içerde dışarıda mücadele ediyorlar. Biz her koldan diz çöktürmek için uğraşıyoruz ama ayaktalar' diyorlar. Canlarını sıkmaya devam edeceğiz. Ülkemizi istikrar içinde taşımaya devam edeceğiz. Ülkesine inanan, milletine sevdalı bir cumhurbaşkanımız var. Onun ekibi olarak bu çalışmaları ülkemiz ve milletimiz için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz"
'BİLGİYİ TEKNOLOJİYE DÖRNÜŞTÜRÜRSENİZ DE İNANILMAZ GETİRİSİ VAR'
Bu topraklarda bağımsız yaşamının 3 temel şartı olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, "Bu topraklar bizim vatanımız. Bu topraklar bize vatan olsun diye binlerce insanımızı şehit verdik. İlelebet bu topraklar vatanımız olacak inşallah. Bu topraklar üzerinde çok fazla hesap yapanın da olduğu önemli topraklar. Bu topraklarda bağımsız ve hür yaşamının 3 temel şartı var. Demokrasi, ekonomi ve güçlü bir silahlı kuvvetler. Bunlardan biri eksik olursa bağımsız ülke hedefimizden yaralanırız. Ekonomisi üretime değil de, tüketime dayanan ülkeler havadan nem kapar. En ufak sıkıntıda ekonomi sarsılır. Ekonomisi üretime dayanan ülkeler ise sarsıntı ne kadar güçlü olursa olsun ayakta kalmayı başarır. Ekonomisi üretime dayanan ülkeler nitelikli üretim Ar-Ge ve inovasyondur. Bilime yatırım yapmayan ülkenin gelecekte iddiası olması mümkün değil. Teknolojiye ve inovasyona yeteri kadar imkan, enerji harcamayan ülkelerin bu yarıştan erken kopacağı net. İktidarlarımız döneminde bu konulara çok ciddi kaynak harcadık. Harcadığımız bütçe 10 katını geçti. Ama bu alandaki en önemli unsurun nitelikli insan unsuru olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu noktada ekonomisi ekonomiye dayalı bir ülke iddiasını ortaya koyan Türkiye de en önemli aktör üniversitedir. Üniversitenin aktif olarak işin içerisine bırakın elini vücudunu koymadığı üretimin başarılı olması mümkün değil. Biz istiyoruz ki üniversiteler kendi evrenlerinde yaşamasın. Biz istiyoruz ki sanayi ile üniversite Katolik nikahı kıysın. Devlette bu nikahın en önemli şahidi olsun. Bunun yürümesi için de ne gerekiyorsa desteği versin. En değerli şey bilgi. Bilgiyi teknolojiye dönüştürürseniz de inanılmaz getirisi var" dedi.
'HEDEFİMİZ TEKNOLOJİDE SINIF ATLAYAN BİR TÜRKİYE'DİR'
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ise hedefin sınıf atlayan sıçrayan bir Türkiye olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Yeni fikirlerin üretildiği, yeni projelerin yapıldığı yerler burasıdır. Bilimle hayatı, bilimle teknolojiyi bilimle sanayiyi buluşturan üniversiteler için çabalıyoruz. Üniversitelerden en büyük beklentimiz insan kaynağının yetiştirilmesidir. Sanayi artık dijitalleşiyor. Sanayi de yüksek teknolojiler ürünlere odaklandık. Bugün toplantı da yüksek teknolojiye geçiş programına önemli katkılar sağlayacak. 2 gün önce açıklanan yeni teşvik sistemi teknolojiyi destekleyen bir sistemdir. Bakanlığımıza bağlı tüm kuruluşlarımız bütün enerjilerini yüksek teknolojiye odaklanmış durumdalar. Hedefimiz teknolojide sınıf atlayan, sıçrayan bir Türkiye'dir. Bizim tüm hedefimiz bilim merkezi, teknoloji üssü ileri sanayi ülkesi bir Türkiye oluşturmaktır. Bu hedefe doğru yürürken en büyük dayanağımız teknoloji üreten üniversitelerimizdir"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Başbakan konuşması
-Fikri Işık ve Faruk Özlü konuşması
Haber: Ergün AYAZ-Mesut IŞIK-KAMERA:Dinçer AKBİR/GEBZE(Kocaeli), (DHA)
==================================================
Fakıbaba: Birliğimize yönelik tehditleri bir bir ortadan kaldırıyoruz
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 98'inci yıl dönümü törenlerine katıldı. Bakan Fakıbaba, 98 yıl önce vatan toprağı için verilen mücadelenin bugün de sürdüğünü belirterek, "98 yıl önce olduğu gibi bugün de her türlü şartta, aynı ruhla, birlik ve beraberlik içerisinde gerekli mücadeleyi gösteriyoruz. Topraklarımıza, birliğimize beraberliğimize ve kardeşliğimize yönelik tehditleri, bir bir ortadan kaldırıyoruz. Kaldırmaya devam edeceğiz" dedi.
Şanlıurfa'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 98'inci yıl dönümü nedeniyle Kurtuluş Müzesi'nde düzenlenen törene Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ile Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan'ın da aralarında bulunduğu protokol üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Fransızlara karşı ilk kurşunun atıldığı mekân olan Kurtuluş Müzesi'nde düzenlenen etkinlikte konuşan Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba, törene katıldığı için mutlu olduğunu söyledi. Türkiye'nin her geçen gün büyüdüğünü ve hiçbir terör örgütüne teslim olmayacağını anlatan Fakıbaba, şöyle dedi: "Türkiye Şanlıurfa’sıyla Manisa’sıyla, Mersin'iyle hiçbir zaman evvelallah yenilemeyecektir. Bu açıdan baktığımızda, bugün sahip olduğumuz değerlerin bedellerinin ölçülemeyecek kadar kıymetli olduğunu görmekteyiz. 98 yıl önce olduğu gibi bugün de her şartta, aynı ruhla, birlik ve beraberlik içerisinde gerekli mücadeleyi gösteriyoruz. Topraklarımıza, birliğimize, beraberliğimize ve kardeşliğimize yönelik tehditleri, bir bir ortadan kaldırıyoruz. Kaldırmaya devam edeceğiz. Bunu bütün örgütler, FETÖ, PKK, PYD, YPG hepsi bilmek zorundadırlar. Bu ülke insanları olduğu müddetçe Allah’ın izniyle bunlara burada yaşam hakkı hiç olmayacaktır." Fakıbaba konuşması sırasında aniden yağmur bastırması üzerine de "Yağmur rahmet olması, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olmam dolayısıyla beni çok mutlu etti. Şimdi diyorum ki ya Rabbi yağmur yağdırıyorsun, esasında gökten para atıyorsun bize. Allah’a binlerce şükürler olsun. Hem kurtuluş için binlerce şükürler olsun hem de yağmur için şükürler olsun" ifadelerini kullandı.Fakıbaba’nın ardından kürsüye çıkan ve şemsiye altında konuşan Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan da kentin kurtuluşunun önemli olduğunu ve bugün Şanlıurfa'nın önemli bir cazibe merkezine dönüştüğünü söyledi. Yağmur nedeniyle Bakan Elvan konuşmasını kısa kesti ve ardından protokol üyeleri müzeye girerek törenler kapsamında düzenlenen yarışmalarda dereceye girenlere ödüllerini verdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------------
- Bakanların Kurtuluş Müzesine gelmesi
- Resim sergisini gezen bakanlar
- Bakan Ahmet Eşref Fakıbaba'nın konuşması
- Yağmur yağması
- Korumaların bakan ve protokol üyelerine şemsiye tutması
- Bakan Elvan konuşurken sağanak yağmur yağması
- Bahçeden salona koşuşturan bakanlar
- Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 438MB
Haber:Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL/ŞANLIURFA,(DHA)
==============================================
CHP'li vekiller, Diyarbakır'da işten çıkarılan belediye işçilerini ziyaret etti
CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ile Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, Diyarbakır'da KHK ile Bağlar Belediyesi'nden ihraç edilen işçileri ziyaret ederek destek verdi.
CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ile Ankara Milletvekili Necati Yılmaz çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere bugün sabah saatlerinde Diyarbakır'a geldi. CHP'li milletvekilleri, kanun hükmünde kararnameyle Bağlar Belediyesi'nden ihraç edilen işçileri ziyaret etti. Bağlar Belediyesi önünde eylem yapan işçilerle görüşen vekiller, işçilerin sorunlarını dinledi. Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, işten çıkarılan işçilerin sorunlarının çözülmesi gerektiğini belirterek "Bu ortaya çıkan tablonun partimiz tarafından kabulü mümkün değildir. Bu uygulamaya seyirci kalınması mümkün değildir. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak, her zaman olduğu gibi emeğin, çalışanın yanında olacağız. Bu sonuca seyirci kalmayacağız. arkadaşlarımız bana savcılıktan aldıkları kağıtları gösterdiler. Eğer benim bir güvenlik sorunum, sabıka kaydım, hakkımda bir soruşturma varsa ? hukuki işlem yapın. Değilse işimi, ekmeğimi bana geri verin diyor. Verdikleri resmi evraklarda haklarında hiç bir soruşturma yok. O halde bu işten çıkarmanın sebebi nedir.? Açıklamak durumundasınız. Bu ülkeyi keyfilikle yönetemezsiniz. Bu ülkeyi kişisel iradenizle yönetemezsiniz. Kurallara uymak durumundasınız. Meşruiyet bulduğunuz yasalara uymak zorundasınız. aksi halde meşruiyetinizi kaybedersiniz. Bunu söylüyoruz hükümete, burada çıkan tablonun, mağduriyetin kabulü mümkün değil. Sadece burada değil Türkiye'nin dört bir tarafında ortaya çıkan bu sorunun giderilmesi konusunda gerekli çabamız ortaya koycağız.Bugün dayanışma duygusuyla buradayız" dedi. CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar da, işçilerin ihraç edilmesini asla kabul etmeyeceklerini belirterek, "Bugün Türkiye'de Kürtler, Aleviler, devrimciler, solcular, düşünenler, emekçiler, emekliler, çiftçiler dışlanmış durumda sadece keyfi anlamda sizden yana olanlar var. Bugün Türkiye'de barıştan bahseden barış adı olan barış için mücadele ediyorum diyenler. Yargılanmakta, güvenlik güçleri tarafından derdest edilmekte, şimdide işsiz bırakılmakta, buna karşı durmalıyız. Bugünkü direnç bunun göstergesidir. Bütün belediyelerde yaptığımız ve yapılması gereken bir yolu yöntemi göstermek istiyoruz. Bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdüreceğiz, güvenlik soruşturması nedeniyle ama hiç bir sorun olmayan ve kadro dışı bırakılanları Ataşehir belediyesi tekrar kadroya almaktadır. Bunun hukuki yolları açıktır. Ve bu hukuki yollarda sizlerinde yürümesi doğrultusunda il başkanımız, buradaki örgütümüz sizlere katkıda bulunacaktır. Bugünkü iktidar, sizden, insandan, emekten, bizden farklılıklarımızdan yana değildir. Kendi yandaşını ve çıkarını korumaktadır. Buna isyan ediyoruz. Buna tepki gösteriyoruz.Bu doğrultuda ekmeğini isteyen, çocuğunu büyütmek isteyen sizlerin yanında olduğumuzu sadece sadece işine dönmek isteyen sizlerin yanında olduğumuzu söylemek istiyoruz" diye konuştu. CHP'li Sağlar ve Yılmaz, beraberindekiler ile daha sonra kent merkezindeki esnafı ziyaret etti.
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Vekillerin belediyeye gelmesi
-İşçilerle sohbet etmesi
-İşçilerle birlikte yapılan açıklama
-Yılmaz'ın konuşması
-Sağlar'ın konuşması
-Genel ve detay göüntüler
Haber-Kamera:Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, (DHA)
==============================================
'Dur’ ihtarına uymayan sürücü açılan ateşle yaralandı
Şanlıurfa’nın Birecik yakınlarında, jandarma askerlerinin ‘dur’ ihtarına uymayıp kaçan otomobil sürücüsü Resul Ersan, açılan ateşle başından vurularak ağır yaralandı.
Olay, öğle saatlerinde Şanlıurfa- Gaziantep karayolu Harmanalan mevkiinde meydana geldi. İddiaya göre; yol üzerinde uygulama yapan jandarma ekipleri, plakası öğrenilmeyen Resul Ersan yönetimindeki otomobili durdurmak istedi. Uyarıya karşın sürücünün kaçması üzerine jandarma tarafından ateş açıldı. Açılan ateş sonucu sürücü Resul Ersan, kurşunun başına isabet etmesiyle yaralandı. Çağırılan ambulansla Birecik Devlet Hastanesine kaldırılan Ersan'ın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- Acil önünde toplanan kalabalık
- Polis ve jandarma önlem alması
- Kurşunlanan araç
- Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 119 MB
Haber:Ali LEYLAK-Kamera:ŞANLIURFA,(DHA)
==============================================
İnternet üzerinden aldığı pompalı tüfekle intihar etti
Kütahya'da üniversite öğrencisi Oğuzhan E. (21), bir ay önce internet üzerinde siparişle aldığı pompalı tüfekle yaşamına son verdi.
Olay dün akşam saatlerinde Dumlupınar Mahallesi 5'inci Nil Sokak'ta meydana geldi. Kazakistan'da üniversite eğitimi gördüğü belirtilen Oğuzhan E., ailesinin yanına geldi. Oğuzhan E., evde kimsenin olmadığı sırasında pompalı tüfeği çenesine dayayarak ateşledi. Eve gelen ailesi, Oğuzhan E.'yi kanlar içerisinde buldu. Olay yerine polis ve 112 sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Oğuzhan E.'nin yaşamını yitirdiği belirlendi. Cesedi otopsi için Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morgu'na kaldırılan Oğuzhan E.'nin bir ay önce kredi kartıyla internet üzerinden pompalı tüfek satın aldığı ve bu silahla intihar ettiği belirtildi. Oğuzhan E.'nin psikolojik rahatsızlığının olduğu öne sürülerken, polis ekiplerinin olayla ilgili soruşturması sürüyor.
Görüntü dökümü:
------------------------
-Olayın meydana geldiği apartmanın dışından,
-Polis ve ambulans ekiplerinin görüntüsü,
-Tabutun binadan çıkartılıp cenaze aracına konulması,
-Olayda kullanılan pompalı tüfeğin bir polis memuru tarafından ekip otosuna götürülmesi,
-Ölenin sağlık fotoğrafları
Haber-Kamera:Oğuzhan KILIÇ/KÜTAHYA,(DHA)
===============================================
Aradıkları kadını FETÖ tehdidiyle dolandıran 3 şüpheli yakalandı
Antalya'nın Alanya ilçesinde telefonla aradıkları kadına kendilerini 'polis' olarak tanıtarak "Banka hesaplarınız FETÖ'cülerin eline geçmiş" tehdidiyle 16 bin euro alan, ertesi gün aynı şekilde 50 bin lira daha isteyen 3 şüpheli, suçüstü yakalandı.
Alanya'da oturan S.B. adlı kadını önceki gün telefonla arayan kişi, kendisini polis olarak tanıtarak, "Banka hesaplarınız FETÖ'cülerin eline geçmiş. Şimdi bunlara operasyon yapacağız, seni FETÖ'den kurtaracağız. Bunun için bize para vereceksiniz" dedi. Telefondaki kişinin söylediklerine inanan S.B., bir süre sonra dolandırıcılara elden 16 bin euro teslim etti. Daha sonra dolandırıldığını anlayan S.B., polis merkezine giderek şikâyette bulundu. Şikâyet üzerine Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı.
POLİS SUÇÜSTÜ YAPTI
S.B.'yi dün tekrar arayan dolandırıcılar, aynı operasyona devam ettiklerini söyleyerek bu kez 50 bin lira daha istedi. Dolandırıcılar S.B.'ye parayı 'önce vatan' parolasını söyleyen kişiye teslim etmesini istedi. S.B.'nin ihbarı üzerine harekete geçen Alanya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, mağdur kadının Güllerpınarı Mahallesi Uğurlu Sokak'taki evinin çevresinde ve apartmanın içinde operasyon için beklemeye başladı. Polis parayı teslim almak için gelen Ahmet D.'yi suçüstü yakalayarak gözaltına aldı.
KAÇTIKLARI ARAÇTA YAKALANDILAR
Soruşmayı derinleştiren ekipler, Adnan N. (39) ve Mustafa T.'nin de (40) aynı dolandırıcılık olayına karıştığı ve 09 F 8218 plakalı otomobille kaçtığını belirledi. Şüphelilerin peşine düşen polis, Aksu ilçesi girişinde kovalamaca sonucu aracı durdurup, Adnan N. ve Mustafa T.'yi yakaladı. Gözaltına alınan şüphelilerin polis merkezindeki işlemlerinin sürdüğü belirtildi. Şüphelilerin daha önce de aynı yöntemle birçok kişiyi dolandırdığı iddia edildi.
Haber:Engin ANAK/ALANYA (Antalya), (DHA)
==============================================
Salih Kalyon Bodrum'da öğrencilerle buluştu
Muğla'nın Bodrum ilçesine gelen tiyatro ve dizi oyuncusu Salih Kalyon, özel bir okulda düzenlenen söyleşiye katıldı. Kalyon, okulun bahçesine zeytin fidanı da dikti.
Bodrum ilçesindeki özel bir okul, Tiyatro Haftası kapsamında etkinlik düzenledi. Ünlü tiyatro ve dizi oyuncusu Salih Kalyon, programa konuşmacı olarak katıldı, öğrencilerle söyleşi yaptı. Öğrenciler, Kalyon'un mesleki yaşamı, tiyatro ve dizi oyunculuğu üzerine merak ettiklerini sordu. Kalyon, 2 yaşlarında yaptığı taklitle ilgili bir anısı paylaşmasının ardından okul yıllarında tiyatro koluna girdiğini ve müsamerelerde hep görev aldığını, tiyatro ve sanattan hiç kopamadığını anlattı. Kalyon, insanları güldürmenin çok keyifli olduğunu ve bundan da zevk aldığını belirterek, bu işi kendisine meslek seçtiğini söyledi. Kalyon, meslek ve bilim dünyasında sır diye bir şey olmadığını belirterek, "Tarihte Doğu kültüründe usta-çırak ilişkisi vardır. Ama mesleği öğretmezler, çırak olan kendisi bir şekilde öğrenmeye çalışırdı. Çünkü ustalar öğretmezdi. Bir mesleği, bir insan öğrenmek istiyorsa mutlaka öğrenir. Bana öğretmediler, fırsat vermediler, hakkımı yediler değil. Öyle bir şey yok. Çalışan kazanır. Önce kendinize sormanız, dürüst olmanız gerekir. Ben bu mesleği istiyor muyum? Niye seviyorum? Gerçekten seviyorsanız sonrasında da çok çalışmak gerekir. Batı bu nedenle ilerliyor. Bizim gibi işini Allah'a bağlayan ülkeler ilerleyemiyor" dedi. Yaklaşık 2 saat süren söyleşinin ardından Salih Kalyon öğrencilerle birlikte okulun bahçesine zeytin fidanı dikti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Söyleşiden görüntü
- Kalyon'un açıklamalarından görüntü
- Fidan dikiminden görüntü
Haber-Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla), DHA)