DHA YURT BÜLTENİ - 13

  Şehit Veteriner Uzman Çavuş Sarıcan, Hatay'da toprağa verildi 'Barış Pınarı Harekatı' ile teröristlerden temizlenen Suriye'nin Resulayn bölgesindeki arama- tarama faaliyetlerinde, el yapımı patlayıcının (EYP) infilak etmesi sonucu şehit olan Veteriner Uzman Çavuş İsmail Sarıcan (30), Hatay'ın Dörtyol ilçesinde toprağa verildi.

Şehit Veteriner Uzman Çavuş Sarıcan, Hatay'da toprağa verildi

'Barış Pınarı Harekatı' ile teröristlerden temizlenen Suriye'nin Resulayn bölgesindeki arama- tarama faaliyetlerinde, el yapımı patlayıcının (EYP) infilak etmesi sonucu şehit olan Veteriner Uzman Çavuş İsmail Sarıcan (30), Hatay'ın Dörtyol ilçesinde toprağa verildi.
'Barış Pınarı Harekatı' kapsamında, terör örgütlerinden temizlenen Resulayn'da arama- tarama faaliyetleri sürdürülürken, EYP'nin infilak etmesi sonucu Veteriner Uzman Çavuş İsmail Sarıcan, şehit oldu. Şehit Sarıcan'ın cenazesi, Şanlıurfa GAP Havaalanı'nda düzenlenen törenin ardından memleketi Hatay'ın Dörtyol ilçesine bağlı Kuzuculu Mahallesi'ndeki babaevine getirildi. Burada helallik alınmasının ardından Kuzuculu Merkez Camii'nde Sarıcan için cenaze töreni düzenlendi. Törene Vali Rahmi Doğan, kent protokolü, milletvekilleri ile şehit Sarıcan'ın ailesi ve yakınları katıldı. Cenaze töreninde baba Mehmet ve anne Ummuhan Sarıcan, güçlükle ayakta durabildi. Evli ve 1 çocuk babası olan şehit İsmail Sarıcan'ın cenazesi, kılınan namazın ardından Kuzuculu Mahallesi Mezarlığı'nda gözyaşlarıyla toprağa verildi.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/DÖRTYOL (Hatay), (DHA) -

===============================

HDP önündeki oturma eyleminde 2'nci ay geride kaldı (2)
TUTUKLU PKK'LIDAN AİLELERE DESTEK MEKTUBU

HDP binası önünde 60 gündür oturma eylemi yapan ailelere, tutuklu bir PKK'lı teröristten mektup gönderildi. Tutuklu PKK'lı, Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan ailelere gönderdiği mektubunda, pişman olup devlete teslim olduğunu belirterek, "Değerli anne ve babalar teröre ve onun destekçilerine bir darbe de siz vurdunuz" dedi.
İstanbul'da polis memuruyken, Muş'ta kardeşinin düğün konvoyuyla memleketine dönerken, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen PKK'lı teröristler tarafından kaçırılan oğlu Vedat Kaya (28) için 5 Eylül'de oturma eylemine başlayan Şeyhmus Kaya adına tüm ailelere PKK'lı tutuklunun gönderdiği mektup, ailelere okundu. PKK'lı, mektubunda, kendisinin pişman olup, devlete teslim olduğunu belirterek, şu ifadelere yer verdi:
"Değerli anne ve babalar, teröre ve onun destekçilerine bir darbe de siz vurdunuz. Hacire anneyle başlayan ve bu mücadeleye devam ettirdiniz. Bu onurlu ve şerefli mücadelenizi sonuna kadar evlatlarınızı terörün elinden alarak bu ülkeye getireceğinize inanıyorum. Allah yardımcınız olsun. Değerli aileler, terör örgütü kendi aralarında sırf dönmemeleri için 'pişmanlık yasası boştur. Devlet sizi kandırıyor, inanmayın' diye provokatörlük yapıyorlar. Evlatlarınız buna inanmasın. Gerçekten devletin kimseyi kandırdığı yok. Terörün propagandasına itibar edilmesin. Çocuklarınız gelsin devlet her konuda yardımcı olacaktır. Silahı bırakıp geldiğinde tabii bunun farkına varırsa hayatın ne kadar anlamlı ve değerli olduğunu anlayacaktır."
Mektubun, kendisini duygulandırdığını anlatan Şeyhmus Kaya, "Bu pişman olmuş gelip devlete teslim olmuş. Buradaki anne ve babaları izlemiş çok duygulanmış bundan dolayı bize bu mektubu göndermiştir. Hepimize çok destek olmuştur. İnşallah o da yakın zamanda ailesine kavuşur. Mektubu göndereni tanımıyorum. Kendisi de aynı tuzağa düşmüştür, çok şükür kendini kurtarmıştır. Mektubu okudum çok duygulandım" dedi.
2 Ekim 2015'te Tunceli'nin Pülümür ilçesinde teröristlerce kaçırılan oğulları Müslüm (24) için 5 Eylül günü oturma eylemine katılan Şevket Altıntaş, bu mektubun kendilerine büyük bir moral verdiğini ve bu tür desteklerin devamını beklediklerini söyledi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
----------
HDP önündeki aileler
PKK'lının gönderdiği mektup
Mektubun okunması
Ailelerle röportaj
Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 732 MB

Haber-Kamera: Selim KAYA/DİYARBAKIR ,(DHA)

================

Viyana'da eşinin öldürdüğü Tuğba ve 2 çocuğu, Kırşehir'de toprağa verildi

Avusturya'nın Viyana şehrinde boşanmak istediği eşi Samet Aşık (31) tarafından öldürülen Tuğba Aşık (29) ve çocukları Tuana (2) ile 11 aylık Selman, memleketleri Kırşehir'de toprağa verildi.
Avusturya'nın başkenti Viyana'nın güneyindeki Baden bölgesinde bulunan Kottingbrunn kasabasında geçen Pazar günü meydana gelen olayda, Samet Aşık, boşanmak isteyen eşi Tuğba ile kızı Tuana'yı bıçaklayarak, 11 aylık oğlu Selman'ı ise boğarak öldürdü. Samet Aşık cinayetlerden sonra polisi arayarak, olayı haber verdi ve teslim oldu. Tuğba Aşık ve 2 çocuğunun cenazesi, yapılan otopsilerinin ardından memleketleri Kırşehir'e gönderildi. Aliçam Camii'nde öğlen kılınan cenaze namazına, Tuğba Aşık'ın babası Ahmet Vezi, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Cenazede baba Ahmet Vezi, gözyaşı döktü. Kılınan cenaze namazının ardından Tuğba Aşık ve çocuklarının cenazeleri, Bağbaşı Mezarlığında toprağa verildi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-------------
-Cenaze namazından görüntü
-Genel detay

Süre:23 saniye-48 MB

Haber-Kamera:Abdurrahman DULKADİR/KIRŞEHİR,DHA

=================

Taşla-sopayla dövülen kadından 20 taksitle para cezasına tepki

Şırnak'ta aralarında husumet bulunan Agit Saknak (26) tarafından taş ve sopayla yaralandığı öne sürülen aşçı Leyla Yıldırım (23) mahkemenin Saknak'a 2 bin 240 TL para cezası vermesine ve bu cezanın 20 eşit taksitle ödenmesine hükmetmesine tepki gösterdib Genç kız, "Yaşadığım yerde hiçbir şekilde güvende değilim. En ağır cezanın verilmesini istiyorum" dedi.
Olay, 29 Nisan 2018'de Şırnak merkeze bağlı Kumçatı Beldesi'nde meydana geldi. İlik kanseri tedavisi gören kardeşi Nihat Yıldırım'ı öldüren kişilerin akrabası olan Agit Saknak'ın, arazilerinde hayvan otlattığını gören Leyla Yıldırım, Saknak'ı uyardı. Tartışma büyüyerek kavgaya dönüştü. Çıkan kavgada Leyla Yıldırım aldığı sopa ve taş darbeleriyle yaralandı. Olaydan sonra hastaneye giden ve darp raporu alan Yıldırım, şikayetçi oldu.
Şırnak Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Agit Saknak'a, 'basit bir tıbbi müdahaleyle giderilecek şekilde kasten yaralama' suçundan 2 bin 240 TL para cezası verildi. Mahkeme, sanığın ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak cezayı 20 eşit taksitle ödemesine ve 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 231/8 maddesi uyarınca 5 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulmasına karar verdi.
TEPKİ GÖSTERDİ
Karara tepki gösteren Leyla Yıldırım, "Kendisini koyunları bizim arazimizde otlatmaması konusunda uyardığımda bana küfür etti. 'Sülalen de gelse gitmem buradan' dedi. Daha sonra üstüme saldırdı. Taş ve sopayla ağzıma, koluma vurdu. Olay sırasında telefonum da kırıldı. Ağzımdan-burnumdan kan gelirken karakola gittim. Daha sonra darp raporu aldım. Kolumdaki ve vücudumdaki darbelerin acısını 1 ay çektim" dedi.
BAŞKA ŞEHRE TAŞINDI
Tehdit edildiği için Şırnak'tan ayrılan ve gizli tuttuğu şehre taşınmadan önce Adana'daki akrabalarını ziyaret eden Yıldırım, kardeşinin öldürülmesinden sonra Saknak ailelerince şikayetini geri çekmesi için defalarca tehdit edildiğini anlattı. Yıldırım, "Yaşadığım yerde hiçbir şekilde güvende değilim. Mahkeme 2 bin 240 TL para cezası verdiği gibi bunu da 20 takside böldü. Bu kişinin cezalandırılmasını, ne gerekiyorsa onun yapılmasını istiyorum. Kadın şiddetine ne ceza veriliyorsa en ağır cezanın verilmesini istiyorum" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
- Leyla Yıldırım ile röp.
- Leyla Yıldırım'dan detay görüntüler
- Rapordan detay

SÜRE:02'39" BOYUT:295 MB

Haber:Nuri PİR-Kamera: Can ÇELİK/ADANA,(DHA)

======================

Kış ayında çilek hasadı sürüyor

Gaziantep'in İslahiye ilçesinde, kış ayları gelmesine rağmen çilek hasadı devam ediyor. Yılın yarısından fazla süre ürün veren albion (yediveren) cinsi çilek üreticisinin yüzünü güldürüyor.
Yılın 7 ayında çilek hasadının yapılabildiği, ilçeye bağlı Huzurlu yaylası, Tandır, Köklü ve İdilli Mahalleleri'nde organik çilek hasadı devam ediyor. Mayıs ayında başlayıp, aralık ayına kadar hasadı süren 100 dekarlık alanda 350 ton rekolteye ulaşılması bekleniliyor. Tarlada hasadı yapılan çilekler 1 kiloluk kaplarda perakende olarak İskenderun başta olmak üzere çevre il ve ilçelere kilosu 7 ile 10 lira arasında satılıyor. Günlüğü 60 liraya çalışan genç kızlar ve kadın işçiler tarafından toplanan çilek tadı ve lezzetinin yanında rahat pazar bulmasıyla da üreticisini sevindiriyor. Çileğin mayıs ayında başlanan hasadı ise aralık ayına kadar yapılıyor.
'TALEBE YETİŞEMİYORUZ'
İdilli Mahallesi'nde çilek üreten Bülent Yakar talebin fazla olduğunu ve siparişlere yetişmekte zorluk yaşadıklarını belirterek, "Kırmızı elmas olarak adlandırılan çileğimiz albion (yediveren) çilek cinsidir. Çileğimizin en büyük özelliği hiçbir zirai ilaç kullanmadığımız için yüzde yüz doğal olmasıdır. Mayıs ayında ilk ürün vermeye başlayan çileğimiz havalara bağlı olarak ekim, kasım ve aralık ayına kadar her on günlük ve on beş günlük süreçte kendini yenileyebilen muhteşem bir bitkidir. Ürün hasadının ardında, 'Sattım' 'Satamadım' ya da 'Pazar bulabilir miyim?' diye bir derdiniz yok. Tat ve lezzetini tadanlar zaten sürekli sipariş veriyor. Peşin para ile satıyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
----------
- İdilli mahallesi
- Çilek hasatı
- Bülent Yakar ile röp
- Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU :148MB

Haber-Kamera: Kadir ÇELİK-GAZİANTEP-DHA)

====================

Okulun 3'üncü kat penceresinden düşen öğrenci yaralandı

Niğde'de öğrenim gördüğü okulun 3'üncü katındaki pencereden düşen ortaokul öğrencisi İ.E.M. (12), yaralandı.
Olay, saat 12.30 sıralarında kent merkezindeki 23 Nisan Havacılar Ortaokulu'nda meydana geldi. 6'ncı sınıf öğrencisi İ.E.M., öğrenim gördüğü okulun 3'üncü katında, demir korkuluk bulunmayan pencereden düştü. Yaralanan İ.E.M., öğretmenlerin çağırdığı ambulansla Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan İ.E.M.'nin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Okulda inceleme yapan polis ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü
--------
-Düştüğü pencereden görüntü
-Öğrencilerden görüntü
-Detay görüntüler

Süre: 29" Boyut:43 Mb

Haber:Adnan ÇELEBİ-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,(DHA)

==================

İzmir'de Medya ve Mülteciler Basın Buluşması gerçekleşti

Reklam
Reklam

Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) ve Mülteci Destek Derneği (MUDEM) iş birliğiyle düzenlenen 'Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları'nın ikincisi, Suriye ve Türkiye'nin dört bir yanından 200 gazetecinin katılımıyla İzmir'de başladı. Üç gün boyunca çeşitli konuşmacıların, 'göç ve mültecilik alanında medyanın rolü' hakkında konuşacağı buluşmanın açılışına Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca da katıldı.
SGDD ve MUDEM iş birliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen 'Medya ve Mülteciler Basın Buluşmaları', İzmir'de başladı. Üç gün boyunca göç ve mültecilik alanında medyanın rolü, haber üretim süreçlerindeki farkındalık, mülteci haklarına ilişkin yasal çerçeve ve doğru terminoloji kullanımı konularına değinilecek olan etkinliğe Suriye'den ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen 200 gazeteci katıldı. Son 2 yıldır düzenlenen ve şimdiye kadar 2 bine yakın gazeteciye ulaşılan toplantılar, bu yıl Ankara ve İzmir'den sonra Van'da devam edecek. Etkinliğin ilk gününe konuşmacı olarak Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Uluslararası İş Birliği Sorumlusu Pierre-Yves Bellot, Gazeteci, belgesel ve film yapımcısı Coşkun Aral, Radyo Evi Derneği Başkanı Yusuf Erbaş, UNHCR Türkiye Dış İlişkiler Sorumlusu ve Sözcüsü Selin Ünal katıldı. Etkinlikte aynı zamanda, Suriyeli, Afgan ve Iraklı mülteci çocuklardan oluşan 2017 yılında kurulmuş olan Mülteci Çocuk Korosu, Türkçe ve Arapça şarkılar söyledi. Açılışta konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Akarca, SGDD'yi kutlayarak, "Çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Ülkemizde bu işi sivil toplum kuruluşları yapmazsa başka kim yapacak? Koroda şarkı söyleyen mülteci çocuklar da cıvıl cıvıllar, hepsini kutluyorum" dedi.
'MÜLTECİLERİN TOPLUMA UYUMU KONUSUNDA BASIN MENSUPLARINA BÜYÜK ROL DÜŞMEKTEDİR'
Dernekten ve projeden bahseden SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, "45 ilde 73 sahada geçici koruma altındaki Suriyeliler ve sığınmacılara psikolojik destek vererek, sosyal uyum geliştirme konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bugün 26 milyon insan mülteci, her gün 37 bin kişinin evinden ayrılmak zorunda kaldığı ve her 2 saniyede bir kişinin doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda. Suriyelilerin yüzde 65'ini tek başına ağırlamakta. Son yıllarda dünyada en fazla mülteci barındıran ülkemizde 3 milyon 666 bin 288 Suriyeli, 400 bin civarında sığınmacı ve mülteci bulunmakta. Mültecilerin toplumumuza ve yerel halka olan uyumunun tesisinde basın mensuplarına büyük rol düşmektedir. Konu ile ilgili çalışan sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarının basın mensuplarımızla ortak çalışma yürütmesi ülkemizin ve sığınan kişilerin lehine olacaktır" diye konuştu.
'YAKIN GELECEKTE İKLİM GÖÇÜ BAŞLAYACAK'
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok ise, herkesin potansiyel göçmen olduğuna dikkat çekerek, yakın zamanda başlaması öngürülen iklim göçüne vurgu yaptı. Ok, şöyle dedi:
"Coğrafya kaderdir, biz o kadere vefa borcumuzu ödüyoruz. Bizim en vicdanlılarımız medyamızdır. Birçok badire atlatmamıza rağmen medyamız hep milletinin yanında olmuştur. Göçmenleri itekleyerek, onlar hakkında kötü konuşarak, göçmenler hakkında ortak bir dil oluşturmaksızın siz göçü yönetemezsiniz. Göç durmayacak. Türkiye'de sığınmacıların göçmenlerin adı Suriyeli olmuş. Bu büyük bir haksızlık. İnsani yardım yapmaya çalışan botları durdurmadılar mı? Botları batırıyorlar şu ana Akdenizliler. Bu ölüm demek, biz bu hikayeyi Aylan bebekle burnumuzun dibinde yaşadık. Suriyeli yok göçmen yok, baba var amca var hala var teyze var Aylan bebek var. Hikaye var, insan var. Herkes potansiyel göçmen. Hem insanlık yolculuğu anlamında hem de kürenin önümüze getirip dayatmış olduğu kurallar bağlamında hepimiz göçmeniz. Taahhütte bulunanlar yerine getirirse bu işler çok daha rahat olur. Neden çocuklarımızı şehit veriyoruz, harekat yapıyoruz? Halledin bu işi, bizim asker genlerimizi ortaya çıkarmayın. İnsanlar toprağına, yerine yurduna dönsün. İnsan özelinde bakmamız gerekiyor bu işe. Göçmenin çalışması, bize katkı koyması gerekir. Bizde kimse hizmet sektöründe çalışmak istemiyor. Gürcülerin tamamına sınır yasağı koysak Karadeniz'de fındığı ve çayı toplatamayız. Herkes memur olmak, müdür olmak, şef olmak istiyor. Böyle olunca da Afgan geliyor, çobanlık yapıyor. Bizim sıkıntımız düzensiz göç ve şuan hiç konuşmadığımız yakın bir gelecekte kapımızı çalacak olan iklim göçü. Bangladeş, Nyanmar, Uzak Doğu coğrafyası. Kıtlık, açlık, afet göçleri. Bunların yöneleceği yer yine daha gelişmiş, kaynakları daha zengin olan batıya doğru olacak. Batı deyince de oranın göç yolu, kavşağı olan Türkiye'dir."

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
- Açılış konuşmalarından görüntüler
- Toplantıdan genel görüntü
- Mülteci korosundan görüntüler

Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Hande NAYMAN/İZMİR, (DHA)

=======================