DHA YURT BÜLTENİ - 16

BAKAN BAK: TÜRK SPOR CAMİASI ERDOĞAN DEMİRÖREN’E ÇOK ŞEYLER BORÇLU   GENÇLİK ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Demirören Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören'in vefatı dolayısıyla açıklamada bulundu.

BAKAN BAK: TÜRK SPOR CAMİASI ERDOĞAN DEMİRÖREN’E ÇOK ŞEYLER BORÇLU

GENÇLİK ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Demirören Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören'in vefatı dolayısıyla açıklamada bulundu. Bak, "Türk spor camiası, Erdoğan Demirören'e çok şeyler borçlu" dedi.

Rize'de bulunan Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, vefatını üzüntüyle öğrendiği Erdoğan Demirören'in Türk sporuna önemli hizmetler yaptığını söyledi. Bakan Bak, "Beşiktaş Kulübü tarihinin önemli futbolcularından biriydi. Değerli iş adamı Erdoğan Demirören'in vefatı bizi üzdü. TFF Başkanı oğlu Yıldırım Demiören'i de arayarak başsağlığı dileğimi ilettim. Türk spor camiası Erdoğan Demirören'e çok şeyler borçlu. Spora verdiği destekle bilinen bir iş adamıydı. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Gençlerin spor yapması için kulüplere çok destekler verdi. Türk spor camiası olarak üzüntülüyüz. İş hayatında ve sporculuk hayatında başarılar elde etti. Kaybımız büyük, ailesine başsağlığı diliyorum" dedi.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKMÜ
Bakan Bak'ın açıklamaları

Haber-Kamera: Aytekin KALENDER RİZE-DHA

================================================

22 YILDIR, 'ÖLDÜRÜLDÜ' DENİLEN OĞLUNU ARIYOR

KAHRAMANMARAŞ'ta Sıdıka Çamçakal (60), 22 yıl önce 'Öldürüp gömdüler' denilen oğlu Mustafa Çamçakal'ın (38) cenazesini arayıp, katillerinin cezalandırılmasını istiyor.
Kahramanmaraş'ın merkez Onikişubat ilçesinin Mağralı Mahallesi'nde yaşayan baklava ustası Mustafa Çamçakal, 1994'te çalışmak için Balıkesir'in Erdek ilçesine çalışmaya gitti. Gittiğinde ailesini her fırsatta telefonla arayan Çamçakal'dan 1996'da bir daha haber alınamadı. Oğlunun, Erdek'te yanında çalıştığı ustası İ.K. tarafından öldürüldüğünü öne süren Sıdıka Çamçakal, şikayetçi olduklarını ancak İ.K.'nın mahkemede berat ettiğini söyledi.
'BOŞUNA ARAMA OĞLUNU ÖLDÜRÜP, GÖMDÜLER'
1996'da bir Ramazan günü İ.K.'nın kendisini aradığını belirten Çamçakal şunları söyledi:
"22 yıl olduğu daha çocuktan haber yok. Ne yaptıysa ustası yaptı bunu. Başka kimse bir şey yapmadı. Ama orada telefon geldi bize ki 'Oğlun kaçtı vardı mı?' dedi. Ben de 'Hayır, sabah çıkan çocuk 6-7'de gelir mi? Sen ne yaptın çocuğuma?' diye sordum. O da 'Sen ondan ötesini sorma' dedi. Ben de 'Ne yapabilirim sana sormam da kimse sorabilirim. Öldürüp denize mi attın çocuğumu?' dedim. 'Yok, adı duyulmadık memlekete gittiği senin çocuğun' dedi. Telefonda 'Adı duyulmadık memleket ya toprağın altı ya da deniz. Bana çocuğumu ver' deyip feryat edince 'Senin oğlun adı duyulmadık memlekete gitti, sen benimle uğraşamazsın? dedi. Ondan sonra bir telefon geldi ve bana 'Teyzeciğim sen oğlunu niye arıyorsun? Oğlunu öldürdü ustası gömdü. Balıkesir ile Bandırma arasına gömdü. Sen niye arıyorsun, boşuna arama. Cahit'in de, eniştesinin de haberi var. hepsi bir gömdü çocuğu, çocuk beyin kanamasından öldü' dedi. İsmini sorduğumda 'Beni de kaybederler Mustafa ağabeyim' gibi diyerek ismini söylemedi."
'BİR KEMİĞİNİ BULUP DEFNETSEM MEZARINI SEVERDİM'
22 yıldır evlat hasreti çektiğini ve katilinin de berat ettiğini ifade eden Sıdıka Çamçakal, Cumhurbaşkanı ve Başbakandan yardım istedi. 'Öldürüldü' denilen oğlunun fotoğrafıyla avunan gözüyaşlı anne Çamçakal, "Sayın Başbakanım bunu duysun. Yeter artık biz dayanamaz olduk 22 senedir. yeter artık sesimizi duysunlar. Çocuklarımın da psikolojisi bozuldu. Bana bir ölüsünü verseler yeter. Ölüsü kalmadı da kemiğini versin bana yeter. Cumhurbaşkanıma, Başbakanıma yalvarıyorum, milletvekillerime yalvarıyorum sesimi duysunlar. Bize yardım etsinler. Benim imkanım olsa her yere gider ararım. Ölüsünü bulana kadar mücadele edeceğim, hiç bırakmayacağım. Allah kimsenin ümidini kesmesin. Bir ölüsünü, kemiğini bulsam defnetsem, mezarının başına varır severim" dedi.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------------------------------
- Sıdıka Çamçakal'ın elindeki dava dosyası
- Çamçakal'ın konuşması
- Çamçakal oğlunun fotoğrafını tutarken
- Oğlunun fotoğrafını öpüp duvara asması
- Mustafa Çamçakal'In fotoğrafı

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

=================================================

BAŞBAKAN YILDIRIM: YAKMAKTAN, YIKMAKTAN BAHSEDİYORLAR

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, partisinin Bitlis mitinginde muhalefeti ve cumhurbaşkanı adaylarını eleştirdi. Yıldırım, milletin değerleriyle kavga etmek yerine, milletin ekmeğini ve aşını büyütmek için mücadele ettiklerini belirterek, "Bitlisli kardeşlerimizin güzel bir sözü var. 'Yazın ayransız, kışın yorgansız olmaz.' Şimdi meydana indiler, ne diyorlar? 'AK Parti ne yaptıysa hepsini yıkacağız, projelerini iptal edeceğiz.' Taş koymaktan bahsetmiyorlar; yakmaktan, yıkmaktan bahsediyorlar" dedi.
Muş'tan helikopterle Bitlis'e gelen Başbakan Yıldırım, Bitlis-Tatvan karayolu üzerinde bulunan Eren Üniversitesi'nin Rahva Yerleşkesi'ndeki Memduh Eren Camii'nde cuma namazı kaldı. Daha sonra da Hüsrevpaşa Mahallesi'ndeki Zübeyde Hamın İlkokulu'na geçerek burada karne dağıtım törenine katıldı. Başbakan Yıldırım, buradan da şehir merkezinde bulunan Ulu Cami Meydanı'nda İl Başkanlığı tarafından düzenlenen mitinge katıldı. Slogan atan gençlere, "Gençler siz geleceğimizsiniz, aydınlık Türkiye'siniz. Bitlisliler, size milletin adamı, Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını getirdim" diyerek, yaşanan bu coşkunun 24 Haziran'a taşınmasını istedi.
'MİLLETLE KAVGA EDİYORLAR'
Bitlis'in ilim, irfan yuvası olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, "Böyle bir şehirde üniversite 2007'de AK Parti döneminde kuruldu. Bu örneği AK Parti'den önce Türkiye'nin halini anlatayım diye söylüyorum. AK Parti'den öncekilerin millete hizmet etmek gibi bir niyetleri yoktu. Şimdi Bitlis'in tüneli, çevre yolu var mı? Rahva, Tatvan, Güroymak'ta bölünmüş yolu var mı? Onlar millete hizmet yerine milletle kavga ediyorlardı. Hep kavga ettiler. Milletin diniyle, diyanetiyle, kılığıyla, kıyafetiyle uğraştılar. Başörtüsüyle uğraştılar. Hizmet götürmek yerine köylerin, beldelerin, ilçelerin isimlerini değiştirdiler. Sen 'Nurs' köyünün ismini değiştirebilirsin, ama bu milletin gönlünde Said-i Nursi'nin ismini çıkartabilir misin? Bununla uğraşacaklarına memlekete eser bırakın eser"dedi.
'ENKAZ EVİ'
Muhalefeti enkaz evi olmakla suçlayan Başbakan Yıldırım, "Milletin değerleriyle kavga etmek yerine, bu milletin ekmeğini ve aşını büyütmek için çalışsaydınız olmaz mıydı? Bitlisli kardeşlerimizin güzel bir sözü var. 'Yazın ayransız, kışın yorgansız olmaz'. Şimdi meydana indiler, ne diyorlar? 'AK Parti ne yaptıysa hepsini yıkacağız, AK Parti'nin projelerini iptal edeceğiz, Kanal İstanbul'u yapmayacağız'. Orayı burayı yıkacaklarını söylüyorlar. Yahu siz enkaz evi misiniz? Siz memleketi mi yöneteceksiniz ? Taş koymaktan bahsetmiyorlar, yakmaktan yıkmaktan bahsediyorlar. Bu memleketin gelişmesine engel olacaklarını, bu milletin AK Parti'den soğuyacağını zannediyorlar. Milletimiz buna izin verir mi?" diye konuştu.
'MİLLET KAZANIMLARA SAHİP ÇIKIYOR'
Milletin 16 yıllık kazanımlarına sahip çıktığını ve 2023'ten dönüş olmadığını ifade eden Başbakan Yıldırım, 16 yıldır doğudan batıya, kuzeyden güneye hiçbir ayrım yapmadan hizmet ettiklerini söyledi. Hizmete devam edeceklerini belirterek Kürtçe, 'başım gözüm üstüne' diyen Başbakan Yıldırım şöyle konuştu:
"Bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını kapatmak için çalıştık. Türkiye'de ikinci sınıf vatandaş yok. Kürt de Türk de başımızın üstünedir. Ne yaptıysak millet için yaptık. Çocuklarımıza nasıl güzel bir gelecek hazırlarızın derdindeyiz. 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan gibi millet iradesine karşı darbelerle demokrasiyi kesintiye uğrattılar. Son olarak da 15 Temmuz'da hainler emellerine ulaşamadı. FETÖ, PKK, PYD, DEAŞ adı ne olursa olsun bunlar alçak terör örgütleridir. Bunların ipleri dışarıdadır. İpi başkalarının elindedir. Bitlis'te açıkça söylüyorum. Türkiye'de Kürtlerin de Türklerin de PKK gibi bir sorunu var. Bizim görevimiz de bu terör örgütünü bu topraklardan temizlemektir."
HDP'ye sert sözlerle eleştiren Yıldırım, oyu Bitlisliler'den, emirlerin de Kandil'den alındığını belirterek, "Geçmişte sizden oy istediler. 'Türkiye partisi olacağız' dediler. 'Bitlis için çalışacağız, Türkiye'nin kalkınması için çalışacağız' dediler. Siz de destek oldunuz, ama ne oldu? Oyu sizden aldılar, emri Kandil'den aldılar. Bunlar bölücüdür. Bunlar Kürtlerin de Türklerin de başının belasıdır. Bu belayı defetmek de elimizdedir. Bunun için bir olacağız, birlik olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız" dedi.
'KÜRTLERİN KANI, CANI ÜZERİNDE DEVLET KURMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Bölgeyle ilgili emperyal güçlerin planlarının olduğunu belirten Yıldırım, "Kürtlerin kanı canı üzerinde bir devlet kurmaya çalışıyorlar. Kürtlerin bin yıldır devletleri var. Alçaklar, size mi kalmış Kürtlere devlet kurmak. 81 milyonun devleti Türkiye Devleti'dir, bayrağı da ay yıldızlı bayrağımızdır. Artık dağlarımızda terör esmiyor. Artık dağlarımız açıldı, yaylalarımız açıldı. Oralarda sürüler otlanıyor, bayrağımız dalgalanıyor. Şehirlerde de terörün baskısı bitti. Hiç kimsenin baskısından korkmayın. Devletimiz sizin yanınızdadır. Oyunuzu istediğiniz gibi kullanın. Türkiye'nin aydınlık geleceği için 'ben de varım' deyin" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, 37 milyardan devraldıkları tarım gelirlerini 161 milyara çıkardıklarını, Avrupa'da 4'üncüyken, 1'inci olduklarını da belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanları adayları var. Gerçeklerin üzerini nasıl örteriz, Türkiye 16 yılda nereden nereye geldi, bunu göstermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama güneş balçıkla sıvanır mı Bitlis? AK Parti'nin hizmetleri ortada. 37 milyardan devraldığımız tarım gelirimizi, 161 milyara çıkardık. Türkiye tarımda Avrupa'da 4'üncüydü, şimdi de 1'inci oldu. Türkiye'ye de birincilik yakışır. Gübrede, yemde KDV'yi kaldırdık. Yıllardır mazot desteği veriyoruz. 'Mazot desteği vereceğiz' diyorlar. Yapılanlardan bile haberleri yok. Şehir hastaneleriyle sağlıkta en büyük dönüşümü gerçekleştirdik."
KARNE UYARISI
Türkiye'de 18 milyona yakın öğrencinin karne alarak tatile çıktığını ifade eden Yıldırım, "Yavrularımıza karnelerini verdik. Tatil bugün başladı. 18 milyona yakın öğrencimiz başarılı bir dönem geçirdi. Tatilde aman yavrularımıza 'karnen niye daha iyi değil' diye sitem etmeyin. Eğer kırık varsa, seneye telafi ederler. Bu 3 ayda morallerini çok yüksek tutmaları lazım. Bütün yavrularımızın gözlerinden öpüyorum. 15 yılda 284 bin yeni derslik, bin 245 yeni hastane, 817 bin yeni konut yaptıklarını ve üniversite sayısını 207'ye çıkardık "dedi.
24 Haziran için Bitlislilerden desteklerini beklediklerini söyleyen Yıldırım, kendisini PKK'nın esaretinde kurtaramayan HDP'nin sandığa gömülmesini istedi. Yıldırım, "Bitlis her şeyin en güzeline layık. 24 Haziran'a hazır mıyız? Bitlis'te yeni bir destan yazacak mıyız? Milletin adamını iş başına getirecek miyiz? AK Parti, MHP, BBP ile Yenikapı ruhunu sandığa taşıyacak mıyız? 24 Haziran'da kardeş kavgasını bitirmeye var mıyız? Kucaklaşmaya hazır mısınız? Köylerimizi, şehirlerimizi yakıp yıkan eşkıya sürülerinden hesap soracak mısınız? Aynı duaya amin dediğimizi yedi düvele gösterecek miyiz? Yeni bir zafere hazır mıyız?" diye konuştu. Yıldırım, daha sonra da helikopterle Muş'a geçti.

Reklam
Reklam

Özcan ÇİRİŞ- Arif KARAKAŞ/BİTLİS, (DHA)-

========================================================

KALBİNE YENİLEN ASTSUBAY MEMKETİ ÖDEMİŞ'TE TOPRAĞA VERİLDİ

EDİRNE'nin Keşan ilçesinde, halı sahada arkadaşlarıyla futbol maçı yaparken, fenalaşan ve kaldırıldığı hastanede kalp krizinden yaşamını yitiren 40 yaşındaki Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Sakarya, memleketi İzmir'in Ödemiş ilçesinde, askeri törenle toprağa verildi.

Keşan 4'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda görev yapan, evli ve 1 çocuk babası Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Sakarya, geçen 6 Haziran'da ilçedeki halı sahada arkadaşlarıyla futbol maçı yaparken, fenalaşıp, yere yığıldı. Arkadaşlarının haber vermesiyle gelen sağlık görevlileri, Sakarya'yı ambulansla Keşan Devlet Hastanesi'ne götürdü. Kalp krizi geçirdiği belirlenen Sakarya, burada doktorların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Sakarya'nın cenazesi, dün (perşembe) Keşan'da yapılan askeri törenin ardından toprağa verilmek üzere memleketi İzmir'in Ödemiş ilçesine gönderildi.

Reklam
Reklam

Astsubay Kıdemli Başçavuş Sakarya'nın gece Ödemiş Devlet Hastanesi Morgu'nda bekletilen cenazesi, bugün öğlende Boğaz Mahallesi'ndeki Boğaz Camisi'ne getirildi. Astsubay Sakarya'nın cenazesi cami avlusuna getirildiğinde gözyaşları sel oldu. Sakarya için burada düzelenen askeri törene, Ödemiş Askerlik Şubesi Başkanı Teğmen Mehmet Ertem, Ödemiş İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Mustafa Hüyüktepe, Astsubay Sakarya'nın eşi Yasemin Sakarya, diğer yakınları ve vatandaşlar katıldı. Sakarya'nın ilkokul üçüncü sınıf öğrenci olan kızı 9 yaşındaki Elvin Sakarya ise cenaze törenine getirilmedi. Eşinin Türk bayrağına sarılı tabutu başında güçlükle ayakta durabilen Yasemin Sakarya'nın, üniformasını koklayıp, "Ben kızımı nasıl getireyim. 'Baban burada' diyerek nasıl göstereyim? Aşkım, senin burada olduğunu nasıl söylerim" diyerek, ağıt yakması yürekleri dağladı.

Sakarya için cuma namazının ardından cenaze namazı kılındı. Tabutu bir süre askerlerin omzunda taşınan Sakarya, Boğaz Mahallesi Mezarlığı'na götürülüp, gözyaşları içinde toprağa verildi. Sakarya'nın tabutu üzerindeki Türk bayrağı eşine teslim edildi.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kalp krizinden yaşamını yitiren Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Sakarya'nın fotoğrafı
-Astsubay Sakarya'nın eşi Yasemin Sakarya'nın eşinin tabutu başında üniformasına sarılıp koklamasından görüntü
-Cenazeye katılanlardan görüntü
-Tabuta sarılan türk bayrağının Astusabay Sakarya'nın eşine teslim edilmesi
-Cenazeye namazının kılınmasından görüntü
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Faruk ÇARK / ÖDEMİŞ (İzmir), DHA)

=====================================================

LAVANTA TARLASI FOTOĞRAF STÜDYOSUNA DÖNDÜ

TRAKYA Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği ile birlikte lavantayı ve kullanım alanlarını tanıtmak için 'lavanta tarla günleri' düzenlerken, etkinliklere katılanlar mor tarlada fotoğraf çektirmek için adeta birbirleriyle yarıştı.

Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, yeni üretimine başlanan lavantayı ve kullanım alanlarını tanıtmak için Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği ile birlikte 'lavanta tarla günleri' etkinlikleri düzenledi. Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nün Atatürk Bulvarı üzerindeki 3 dönümlük alandaki etkinliklere Edirne Valisi Günay Özdemir de katıldı. Lavanta tarlasını halka da açılırken, kadınlar lavantalardan hediyelikler tasarladı. Katılanlara lavanta yağı ve hasadıyla ilgili bilgiler verildi.

Reklam
Reklam

Edirne Valisi Günay Özdemir, lavantalardaki arıları ve kelebekleri görünce çocukluğunun aklına geldiğini belirterek, "Aslında çocukluğumuzda özlediğimiz ve son dönede kaybettiğimiz doğayı bu şekilde geri kazandığımızı fark ettim. Çocuklarımız yetişirken artık kelebekleri, arıları görmez oldular. Sadece kitaplarda resimlerini görüyorlar. Kelebeğin peşinde koşmanın zevkini tatmadılar. İnşallah Edirne bu tür çalışmalarla hem çocuklarımıza yeni alanlar açarak çocukluklarını yaşama fırsatı verecek, hem de bizleri tekrar çocukluğumuza götürerek bizleri gençleştirecekler. Onun için sadece ekonomik anlamda değil, bizim için turizm ve sosyal hayatımıza katkısı anlamında çok önemli olacak" dedi.

'AVRUPA'DA YAĞININ LİTRESİ 100 EURO'

Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Adnan Tülek de özellikle lavanta yağının Avrupa'da litresi 100 Euro'dan satıldığını ifade ederek, "Lavanta çok yıllık bir bitki olup, ekonomik ömrü ortalama 10 yıldır, yılda bir defa hasat ediliyor. Başta tıbbi ve kozmetik amaçlı birçok kullanım olanakları bulunuyor. Amacımız lavanta tarımını bölgemizde geliştirerek yaygınlaştırmaktır. Lavantanın dekarından 4 ile 12 litre uçucu yağ elde ediliyor. bugün Avrupa ülkelerinde lavanta yağının 100 Euro'dan işlem gördüğünü biliyoruz" şeklinde konuştu. Tülek, lavanta materyallerinin Bulgaristan'dan alınarak ekildiğini de sözlerine ekledi. Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Bülent Bacıoğlu, organizasyonun önemli bir turizm destinasyonu haline gelmesini hedeflediklerini kaydederek, "Lavantanın gizemi, sihri ve çekiciliğini kullandık. Fotoğraf sanatçıları ve ressamları burada buluşturduk. İlgi, bizi sevindirdi. Edirne'nin lavanta kokabileceğini gösterdik" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

MOR TARLA, FOTOĞRAF STÜDYOSUNA DÖNDÜ

Lavanta tarla günlerine katılan ziyaretçiler fotoğraf çekilebilmek için mor tarlalara akın etti. Üç dönümlük deneme amaçlı üretimine başlanan lavanta tarlalarına girenler mor ve yeşil tarlayı adeta fotoğraf stüdyosuna çevirdi. Cep telefonlarıyla da selfie yaptı.

Görüntü Dökümü:
-Mor lavanta tarlası
-Kadınların hediyelik tasarımları
-Tarlada fotoğraf çektirenler
-Lavanta bitkisi detay
-Adnan Tülek'in konuşması
-Vali Özdemir'in konuşması
-Fotoğraf çekilenler
-Kalabalık ve etkinlik alanı

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/EDİRNE,(DHA)-

===========================================