GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FAKIBABA, ŞIRNAK’TA
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, bir dizi temaslarda bulunmak üzere Şırnak'a geldi. Ak Parti İl Başkanlığı'nda düzenlenen siyaset akademisinde konuşan Fakıbaba, eskiden bölgeye işe yaramaz bürokratların gönderildiğini belirterek, "Bu tabii devletle halk arasındaki o iletişimi bozmaya başladı. Bazen eleştiriler olduğu zaman ben vatandaşa hak veriyordum. Biz devlet olarak öyle halktan uzaklaştık, üstten baktık, öyle küçümsedik ki, halk da bu sefer bizden yüz çevirdi. Bu yalan değil, bu bir özeleştiridir."dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Şırnak'ta ilk olarak Şehit Mehmet Esin Caddesi'nde bulunan esnafları ziyaret etti. Esnaf ziyaretinin ardından AK Parti İl Başkanlığına geçen Fakıbaba, burada düzenlenen Siyaset Akademisi'ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada herkesin çok çalışması gerektiğini belirten Fakıbaba, "Hele Şırnak ve Cizre’deki kurşun izlerini gördükten sonra çok çalışmamız lazım. Ben o kurşun izlerini gördüğümde Şanlıurfa'yı hatırladım. İngilizlerin, Fransızların 1920’de Antep, Maraş, Urfa’yı güya ele geçirmeyi amaçladıklarında, o binalardaki kurşun izlerini hatırladım ve hala her geçtiğimizde hatıra olarak görürüz. Burada da ben bunu gördüm ve hatırladım. O kurşun izlerini gördüğümüzde 'Sebep neydi, ne vardı, ne olmuştu, neyimizi paylaşamıyorduk?'diyorduk. Şırnak öyle güzel bir yer ki; Kürdü, Türkü, Arabı, Lazı, Çerkezi burada kardeşçe yaşayamaz mı? Şırnak’taki bu zenginlik hepimize yetmez mi? Niye bencil gibi davranıyoruz? Ama Allah’a çok şükür ki çok güzel şeylere imza attık ve atmaya devam edeceğiz."dedi.
PROBLEMLERİNİZİ ÇÖZMEK İÇİN GÖREVLENDİRİLDİM
Eskiden işe yaramaz bürokratların bölgeye gönderildiğini belirten Bakan Fakıbaba; "Tayininin çıkması gerekenler buraya gönderiliyordu. Onlar da buraya geldiği zaman halka üstten bakıyordu. Vali, Bakan, Emniyet Müdürü nedir, kimse görmez, bilmezdi. Bu, devletle halk arasındaki o iletişimi bozmaya başladı. Bazen eleştiriler olduğu zaman ben vatandaşa hak veriyordum. Biz devlet olarak öyle halktan uzaklaştık, üstten baktık, öyle küçümsedik ki, halk da bizden yüz çevirdi. Bu yalan değil, bu bir özeleştiridir. Ben sizin emrinizde olmadığım takdirde ne işe yararım? Ben sizin problemlerinizi çözmek için görevlendirildim. Biz sizin için varız. Benim gibi düşünen bürokratlara Allah rahmet eylesin. Ama maalesef onların sayıları azdı. Bu gerçeği kabul etmemiz lazım. Halktan kopuş başladı, halk alternatif aramaya koyuldu. Ben bu bölgenin çocuğuyum ve bundan da gurur duyuyorum. Bu tarih, bu topraklar başka bir yerde yok. Yabancılar bunun farkında ve bunu bölmek için uğraşmalarının sebebi bu."dedi.
DEMOKRASİYİ EN FAZLA BİZ İSTİYORUZ
Şırnak'ta yaşanan olaylara da değinen Bakan Fakıbaba; "On binlerin üzerinde evler tahrip edildi, insanlar öldü. Biz hiçbir insanın ölmesini istemeyiz. İnsanların yaşaması lazım. Demokrasiyi en fazla biz istiyoruz. Demokrasiyi bu memlekete en çok biz getirdik. Bunların tek amacı demokrasinin gelişmesini engellemektir. Her tarafta inşaatlar, altyapılar devam ediyor. Bunun arkasından yoksulluğun biteceğinden, daha büyük özgürlüklerin geleceğinden emin olun. Terör örgütlerinin amaçları bu özgürlükleri yasaklamaktı. Eğer böyle bir şey olmasaydı şimdi özgürlüğümüz daha fazla olacaktı. 2002’de iktidar olduktan sonra getirdiğimiz yasalarda yerel yönetimlere verilen haklara baktığımızda, bizim amacımız tamamen işi yerel yönetimlere devretmekti. Halkıma hizmetkarlık yapabiliyorsam, halkıma gerçekten bir şeyler verebiliyorsam, halkımla beraber olabiliyorsam, halkım için canımı verebiliyorsam o zaman ben Ahmet Fakıbaba’yım. Ak Parti’nin başarısının arkasındaki en önemli etken budur."dedi.
Fakıbaba daha sonra, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, TİGEM ve Ziraat Bankası'nın birlikte yürüttüğü 'Üretici Şartlarında Sözleşmeli Küçükbaş Hayvancılık Projesi'nin başlatılması için düzenlenen törene katıldı. Kumçatı Beldesi'ndeki törende bir konuşma yapan Şırnak Valisi Mehmet Aktaş, Şırnak’taki tüm yaylaların açık olduğunu belirterek, "Terör maalesef hayvancılıımızı da vurdu, büyük oranda sekteye uğrattı. Maalesef yaylalarımıza çıkamadık, hayvancılığımızı yapamadık. Ama terörle mücadelede belli bir mesafeye ulaştıktan sonra yaylalarımızı da açtık. Şu anda bütün yaylalar vatandaşlarımızın istifadesine açıktır."dedi.
Törendeki konuşmasında hayvancılık projesinin AK Parti döneminde gerçekleştirilmiş en önemli proje olduğunu belirten Bakan Fakıbaba, "Toprağın da, hayvancılığın da temel kaynağı anadır. Ana olmadan dana olmaz. Dana olmadan et ve süt olmaz. İşte bu nedenle anayı önemsiyoruz. Allah’ın izniyle bu et ithalatını durduracağız. Hayvancılığı öncelikli sekötr olarak ele alıyoruz. Uuzun yıllar ihmal edilen bu bölgeleri, biz ihmal etmemişiz. Başkaları tarafından, terör tarafından ihmal edilmek zorunda bırakılmış.Bırakın hayvancılığı okul, yol, Cami yaptırmamışlar. Sağlık hizmetlerine, öğretmenlerin gelmesine engel olmuşlar. Okulun, eğitimin, sağlık hizmeti almanın ne zararı var? Benim hemşehrilerim bundan neden yoksun bırakılmış? Biz ihmal etmedik. Belki bizim de ağır davranmış olduğumuz konular olabilir. Özeleştiri de yapmamız lazım. Bir çok proje var ve bunları hayatı geçireceğiz. Projelerimizden biri 250 bin deve projesidir. Buna 10 Mayıs'ta Erzincan'da start vereceğiz. Büyükbaş hayvan varlığımızı arttırmak için toplam 250 bin hayvanı 3 yıl içinde üretiilerimize teslim edeceğiz. Proje kapsamında 7 yılda 1.5 milyon damızlık hayvan sayısına ulaşmayı planlıyoruz. Böylelikle anayı artırarak danayı arttıracağız. Bir diğer projemizde küçükbaş hayvan varlığını artırmayı hedeflediğmiz TİGEM aracılığı ile hayata geçirdiğimiz sözleşmeli üretim modeli projemizdir. Her bir üretici için 300 başa kadar, yıllık 500 bin küçükbaş koyun vereceğiz. Bu proje kapsamında sigorta, işçilik, faaliyet giderlerini avans olarak veriyoruz. Üretilen hayvanlar için alım garantisi veriyoruz. Bu proje ile 8 yılda ilave 5 milyon koyun elde etmiş olacağız. Bu çok büyük para değil. İnşallah seneye Sayın Cumhurbaşkanımıza bu sayıyı 1 milyona çıkarmamızı söyleyeceğiz. Bu para, 2017'de ithal ete verdiğimiziz 4’te 1'i kadardır. Biz bunu ülkemizde üreteceğiz. Kırmızı et ihtiyacımızın yüzde 25’ini seneye karşılayacağız."dedi.
Eskiden yatırımlara engel olunduğunu belirten Fakıbaba, "Okul inşaatları bombalanıyor. İş makinesi giremez, yol yapılamaz. Niye benim vatandaşımın hakkı değil mi?Nedir sebep, insanlar mutlu olmayacaklar, devletlerine küsecekler. Hayır kardeşim, biz etle tırnak gibiyiz. Bizim ayrılmamız mümkün değil. Allah’tan başka kimse de bizi ayıramaz. Bizim zenginliğimiz ayrı etknik gruplara sahip oluşumuz. Hep birlikte biz kardeşiz. Bizim ayrılmamız mümkün değil. Başka ülkeler, başka etnik grupları buraya getirip İncil üzerine yemin ettirirken, müslüman olarak bizim ayrılmamızın sebebi nedir? Bunu birileri çıksın anlatsın. Kimin projesi, hangi dış ülkelerin projesi, kimlerin maşaları olduğunu anlatmaları lazım. Bu sadece PKK için değil, FETÖ için de aynı, DAİŞ için de aynı, PYD için de aynı. Her türlü terör örgütüne karşıyız. Biz birlikte Türkiye’yiz."dedi.
Yapılan konuşmaların ardından hak sahiplerine çekleri verilerek, hatıra fotoğraf çektirilde. Fakıbaba daha sonra hak sahiplerine verilen hayvanları inceledi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
- Esnaf ziyaretinden görüntüler
- Ak Parti siyaset akademisi
- Bakan Fakıbaba'nın konuşması
- Hayvancılık töreninden görüntüler
- Vali Aktaş'ın konuşması
- Bakan Fakıbaba'nın konuşması
- Törene katılanlar
- Çeklerin dağıtılması
- Bakanın hayvanları incelemesi
Haber -Kamera:Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK,(DHA)
BAKAN EROĞLU: KURAKLIĞA RAĞMEN SU SIKINTISI YOK(2)
26 MİLYON LİRALIK TESİSLER
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Tekirdağ'da esnafları ziyaret ederek, sohbet ederken, 24 Haziran'da oylarını Ak Parti'ye vermeleri konusunda söz istedi. Ak Parti'yi ziyaret eden Eroğlu, daha sonra valilik önünde düzenlenen açılış töreninde toplam maliyeti 26 milyon lira olan 4 tesisin açılış ve temel atma törenlerini gerçekleştirdi. Açılışta vatandaşlara seslenen Eroğlu, yaptıkları çalışma sonunda Ergene Nehri'nin temizleneceğini belirterek, "Bugün buraya geliş sebebimiz Ergene'dir. Ergene bitmiş, ölmüş bir nehirdi. Bir gün Cumhurbaşkanımız beni aradı. 'Bu Ergene'nin hali ne olacak' dedi. Ben de kendisine 'bunları yapmayanlara ceza keseriz' dedim. Cumhurbaşkanımız, 'bırakın cezayı burayı siz yapın' dedi. Şu anda tam 13 tane ilin atık su arıtma tesis bitti. Hepsi şu anda işliyor. Yüzde 95 arıtma tesisi verimi var. Daha da verimli işletmeyle bu sayı yüzde 98'e çıkması mümkün "dedi.
Tekirdağ'ın sanayi, turizm ve tarım şehri olduğunu dile getiren Eroğlu, "Ergene'de dere ıslahlarının yüzde 90'nını tamamladık. Katı atık tesisleri, deniz deşarjları, zirai ilaçlar kontrolü gibi 15 paketin maliyeti 4 milyar lira. Ama Ergene'yi kurtarmaya değer. Derin deşarjı neden yapıyoruz. Sanayimiz var, sanayinin büyük kısmı Tekirdağ'da. Tekirdağ hem sanayi hem tarım hem de turizm şehri. Ergene'yi kurtarmak için katı atık arıtma tesislerini kurduk. Buradaki arıtma işleminden sonra sular Marmara Denizine verilecek. Böylece renk ve tuzluluk problemi hallolacak. Gelecek seneden sonra lağım suları Ergene'ye akmayacak, Ergene tertemiz olacak. Ergene'de balık tutulacak. Bu proje dünyanın sayılı çevre projelerinden birisi" dedi.
'ÜLKEMİZ ÜZERİNDE OYUNLAR VAR'
Bakan Eroğlu 24 Haziranda yapılacak seçimin Türkiye için önemli olduğunu söyleyerek, "Önümüzde bir seçim var. Bu seçim tarihimizin en önemli seçimlerinden birisi. Ülkemiz üzerinde çok oyun oynanıyor. Bu ülkeyi ele geçirmek için batı çok plan yapıyor. PKK'yı kuran onlar, DEAŞ'ı kuran onlar, alçak FETÖ terör örgütünü 30 yıl hazırlayan onlar. Ama onların bir hesabı varsa Allah'ın da bir hesabı var. Onların hesapları alt üst olacak inşallah. Bu bayrak ilelebet dalgalanacak. Minarelerde ezanlar ilelebet okunacak. Onlar istediği kadar hile yapsın, oyun kursun, Allah onların planlarını onların başına geçirecek. Buna yürekten inanıyoruz" dedi.
Eroğlu, daha sonra Süleymanpaşa ilçesinde bulunan Vedat Çeliker Anaokulu bahçesinde oluşturan alanda öğrencilerle birlikte fidan dikti.
Görüntü Dökümü:
----------------------
-Esnaf ziyareti
-Esnafla olan diyalogları
-Esnafa paket çay verildi
-Valilik önündeki kalabalık
-Bakanın açılışta konuşmaları
-Bakan ve protokolün açılış butonuna basmaları
-Detaylar
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, partilerinin İzmir İl Kongresi'ne katıldı (2)
MİTİNG İLE SEÇİMİN STARTINI VERDİ
AK Parti İzmir İl Kongresi'nin yapıldığı Halkaponar Spor Salonu'ndan ayrılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hemen yan tarafta bulunan alanda miting yaptı. Sözlerine "Maşallah İzmir sadece Ege'nin değil Türkiye'nin de incisi İzmir. Zeybekleriyle, vakur efeleriyle, heybetli türküleriyle yürekli İzmir. Seni gönülden selamlıyorum İzmir" diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sana tüm kalbimle geldim İzmir. Kendimizi tam olarak anlatamadığımıza inanıyorum. Kalpten kalbe giden yolu açık etmenin zamanı geldi. İzmirle bu sefer tüm perdeleri kaldıracağız. İzmir kurtuluşun şehridir. İzmir 24 Haziran'da şahlanışın sembol şehri olarak da tarihe geçecektir. İşte benim meftun olduğum izmir budur. İşte benim birlikte yürümek istediğimiz İzmir budur" dedi.
İZMİR'İ İSTASMAR ETMEDİK
"Bugün birilerin yaptığı gibi İzmir halkının değerlerini hassasiyetlerini istismar etmedik" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Korku ve tahrik siyasetiyle İzmir'in üzerine karabasan gibi çökenler bu güne kadar ne vermişler? Hangi hizmetleriyle İzmir'in geleceğine katkıda bulunmuşlardır? AK Parti 15 yıllık döneminde İzmir'e sadece yatırımı kazandırmanın dışınla neler yaptı. AK Parti'nin İzmir ve İzmir halkına en küçük bir zararı, baskısı, kötülüğü dokunmuş mudur? Tam tersine biz Türkiye'nin diğer 80 iliyle birlikte demokrasinin, temel hakların, bireysel, kültürel hakların genişletilmesi için çalıştık. Demokrasinin belli bir kesimin değil tüm vatandaşlarımızın hakkı olduğunu söylemek suç mudur? Özgürlüklerini belli bir grubun değil, hangi kesimden olursa olsun herkesin hakkı olduğunu savunmak ve bununla mücadele etmek suç mudur? Türkiye'yi sadece belli bölgeleriyle değil tüm şehirleriyle tüm bireyleriyle kalkındırmak için çalışmak suç mudur? Eğer bunlar suçsa evet bizim suçumuz büyük, hem de çok büyük. Türkiye'yi 15 yılda 3.5 kat büyüttük. Vesayetçilerin, darbelerin, cuntaların tepesine bindik. Türkeye'yi bir avuç seçkin için değil herkes için yaşanabilir ülke haline getirdik."
"İzmir'in ve İstanbul'un belli ilçelerinin geleceğine ipotek koyanlar ne yaptı" sorusunu sorarak sözlerini sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İzmir için en ufak vizyon ortaya koyamayanlar, laiklik kavramı altında gizlemeye çalışıyorlar. AK Parti'nin laiklik ilkesine bakışı, Avrupa ülkelerinde bile takdirle vücut bulmuştur. Tabii biz aynı zamanda laikliğin ülkemizde birilerin bilinçli olarak yaptığı gibi örselenmesine de karşı çıktık. Tüm inançlara mensup insanların rahatça dini kurumların çalıştırmalarını biz sağladık. Çünkü bizim kimsenin inancıyla, ibadetiyle, fikriyle bir derdimiz yoktur. Varsın yapanlar yapsın, bizim böyle bir derdimiz yok. Özgürlüklerin geniş bir şekilde yaşatılabilmesi için çabaladık. Tek bir kırmızı çizgimiz vara, ülkemiz ve milletimizin aleyhinde faaliyet yürütülmemesidir. Terör örgütlerine bulaşılmamasıdır. Tüm dinlerin, inançların yaşayabilmesinin önünü açtık ama şunu açık söyleyeyim, Müslümanın da inancını yaşamasına karışmayın. O da inancını yaşasın. Dinin siyasete alet edilmesine kesinlikle karşıyız. Milletimizin dini hassasiyetlerini örgüt çıkarları için kullananlara karşı çıktık. FETÖ'yle 17 - 25 aralık sürecinde mücadele ettik. CHP zihniyetini bize yumruk atarken bulduk" diye konuştu.
DARBECİSİN KEMAL"
15 Temmuz darbe girişimi gecesine de değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben Marmaris'ten İstanbula hareket ettim, havalimanı gediğim zamana on binler havalimanındaydı. Meğerse 23.15'te bay Kemal oraya gelmiş, tanklar orada korumaya almışlar. Oradan Bakırköy Belediyesi'ne gidiyor. Halbuki 'darbe olursa tankın üzerine ilk ben çıkarım' diyen kişi, tankların korumasında havalimanından hareket ediyor. Şimdi bunları inkar ediyor. İstediğin kadar inkar et. Tüm televizyon kayıtlarında varsın. Yandın Kemal yandın. Sen darbe karşıtı değil, darbecisin. Ertesi gün 16 saat operasyonu bizzat ben yönettim. Başbakanla irtibat halindeydim. Başbakanın tünele sakladığını söylüyorlar. Tünellere saklanan birisi varsa başınızdaki adam bir tanesi ama tünel bulamadı, Bakırköy bedediyesine giti. Bay Kemal biz Allahın izniyse ölümü korkutarak bu yolda yürüdük. Rabbimize verilecek bir canımız var. 15 Temmuz'da milletimizle birlikte FETÖ'ye tarihi bir şamar vurduk. CHP'yi yine bizim üzerimize yürürken bulduk. CHP artık bugün yargımızın terör örgütü olduğunu tescillediği FETÖ'nün ülkemizdeki borazanı haline geldi. Ülkemize kurşun sıkan ne kadara terör örgütü varsa hepsinin de sözcüsü durumundadır. Bize ne dedi 'Afrin'e gitmeyin.' Ne diyorsun ya. Oradan Gabar'dan, Cudi'den bırakalım bize saldırsınlar mı Bay Kemal boşa uğraşma, bu topraklarda en ufak bir parselizasyona izin vermedik vermeyeceğiz" dedi.
SON RAKAMLARI SÖYLEDİ
Etkisiz hale getirilen teröristlerle ilgili son rakamları da açıklayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Afrin'de 4 bin 305, Kuzey Irak'ta 372, yurt içinde etkisiz hale getirilen 281. Bay Kemal bırakalım mı? Devam etmeyelim mi? Edeceğiz, edeceğiz. Bize bu millet bu görevi verdi. Biz mehmedimizin kanını yerde bırakmayacağız. Gazilerimizin ahını yerde bırakmayacağız. Kararlılıkla yola devam edeceğiz" dedi.
"LAİKLİK NUTUKLARI ATANLAR"
"Her seçimde İzmir'e gelip laiklik nutukları atanların meclisteki kürsüleri aylarca FETÖ'ye kiraladıklarını unutmadınız değil mi" diye soran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İzmirin artık CHP'nin omurgasız siyasetine teslim olmayacağına inanıyorum. Ey izmir 24 Haziran'da tercihimizi hizmetten, projeden, ihracattan yana kullanıyor muyuz? Bana göre gerçek İzmir bu. İzmir'in özlediği tablo bu. Türkiye'nin ihtiyacı olan duruş bu. Erken seçim kararını açıkladığımız 18 Nisan'dan bu yana geçen günlerdeki savrulmaları sizler de takip ettiniz. Anamuhalefet, onunla aynı telden çalanların nasıl savrulmalar yaşadığını gördünüz değil mi. Ne cumhurbaşkanı adaylarıyla ilgili ne de seçimle en küçük bir çalışmaları olmadığı ortada öyle mi. Biz MHP ile ittifak yapma kararını milletimize ilan ettik. Cumhurun ittifakı var, el eleyiz omuz omuzayız. Bütün bunları yaparken derdimiz cumhuru, milletin ittifakını yapalım. Muhalefet neden kılını kıpırdatmadı. Bunların ülkeyi yönetmek, yatırım yapmak gibi dertleri yok. Üstelikle öyle bir tezgah kurmuşlar ki birisi oradan 'Say bana 15 mebus' diyene kadar öteki cümle bitmeden 15 milletvekilini paket yapıyor gönderiyor. Bakıyorum milletvekilleri mecliste arkada ağlıyor yav. Kendi yuvasından onlara, 'git' diyor sözde bir parti var git diyor. Baktım ki koltukları bomboş. 15 kişi sözde partiye hala katılmamışlar. Kendi sıralarında oturuyorlar. Böyle milli irade olur mu? Tayyip Erdoğan'a diktatör diyeceksin, kalkıp diktatörlüğün daniskasını kendin yapacaksın. Onları seçenlere saygısızlık. Sen genele başkan olabilirsin ama o milletvekillerini pazarlayan olamazsın. Tarih bunu Güneş Motel'in yazmıştı, şimdi de bay Kemal'de yazdı. İnternetten oyuncak bebek sipariş verseniz inanın bu kadar hızlı olmaz. Meclisimize, o garip milletvekillerine yazık. Bunlar içeride ve dışarıdaki Sorozlar için yapıyorlar, onların talimatlarıyla. Bunların tek derdi var, Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak. Sanıyorlar Tayyip Erdoğan olmazsa bunlar milletin başında olacak. Yav Tayyip Erdoğan'ı Sarozlar getirmedi. Milletim getirdi, alırsa milletim alır. Biz 16 sene birde İstanbul belediye başkanlığını ilave edersen 20 sene. Ne yaptık hizmetten başka. Eşek ölür kalır semeri insan ölür kalır eseri. Bizim de eserlerimiz ortada."
İBRAHİM TATLISES KÜRSÜYE ÇIKTI
Sanatçılarla Hatay'a, Reyhanlı'ya gittiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Seçkin sanatçılarımızla gittik. Reyhanlı'da sınırı noktasına 10 kilometre var. Orada askerimizle birlikte, bir arada olduk. Sanatçılarımızla birlikte. Esat Kabaklı'nın malum parçasını söyledik. İbhahim Tatlıses o şarkıyı söyledi. Bundan rahatsız oldular. Neden İbhahim Tatlıses 'Münbiç'i dolaşta gel' dedi, Afrin dedi. Mehmetçikle sanatçılarımız bir olduk, iri olduk. Kıskandı, sen de gel dedik. Sordular gitsin dedik. Fakat oraya kadar olmasa da gitti" dedi.
İzmir'e yapılan yatırımları da anlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Susuz İzmir'e suyu getiren biziz ya. Büyükşehir belediyesinin görevi olan bir konuyu, talimat verdim ve biz İzmir'e suyu getirdik. Ödemiş ovasını biz suladık. Barajla. Biz dertliyiz, bizim millete aşkımız var. Çok çalışmamız lazım. Boş durmadık çok koştuk, terledik terliyoruz ve terleyeceğiz. Aliağa'ya 10 milyarlık yatırım çektik. Nasıl olsa yüzde 25 oy cepte garanti dedikleri için bizim de aldığımız yüzde 52 oyun üzerine yatacağımızı sandılar. Daha çok çalışacağız. İzmir'i İstanbul'a bağlıyor muyuz? Hazır mıyız? İstanbul İzmir 3.5 saat inecek mi? 15 sene önce İzmir'i doğru dürüst bir havalimanı var mıydı biz geldik. Havalimanı yaptık. Niye bizden öncekiler yapmadılar. Neden yapamadılar onlarını derdi yoktu bizim derdimiz vardı" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonundan İzmirliler'den kendilerine destek vermelerini istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, mitingin ardından İzmir Ticaret Odası'na geçti.
ÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- Konuşmadan görüntü
- Mitingden görüntü
- Genel ve detay görüntü
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, partilerinin İzmir İl Kongresi'ne katıldı (3)
REKTÖR VE AKADEMİSYENLERDEN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A SÜRPRİZ KARŞILAMA
İzmir'e gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Adnan Menderes Havalimanı'nda, Ege Üniversiteliler sürpriz karşılama yaptı. Ege Üniversitesi ailesini temsilen Rektör Prof. Dr. Necdet Budak liderliğinde, 382 akademik ve idari personeli gören Cumhurbaşkanı Erdoğan, makam aracını durdurup yanlarına gitti. Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Rektör Budak çiçek takdim etti. Rektör Budak'la görüştüğünü ve üniversiteyle ilgili taleplerin kendisine iletildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekenin yapılacağını söyledi. Daha sonra Egelilerle fotoğraf çektiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin yapılacağı salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile fakülte binalarından, Ege Üniversitesi Hastanesi'nin değişim dönüşümüne kadar birçok konuyu konuşma fırsatı bulduklarını belirten Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, "Devlet üniversitesi olarak devletimizin ve milletimizin başı, Cumhurbaşkanımıza taleplerimizi ilettik. Üniversitemizin temel alt yapısına ilişkin çalışmalarımızı, projelerimizi anlattık. Bu projeler, devletimizin desteği olmadan yapılamaz. Sayın Cumhurbaşkanımız da destek olacağını kaydetti" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- Akademisyenlerin havalimanında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı karşılamalarından görüntü
Haber-Kamara: İZMİR,(DHA)
==============================