DHA YURT BÜLTENİ-2

FETÖ ŞÜPHELİLERİNİ TAŞIYAN TEKNE BATTI: 6 ÖLÜ, 1 KAYIP (ek) 1)KİMLİKLERİ BELLİ OLDU Balıkesir’in Ayvalık ilçesi açıklarında, Yunanistan'ın Midilli Adası'na gitmeye çalaşın FETÖ/PDY şüphelilerini taşıyan teknenin alabora olması sonucu yaşamını yitiren 6 kişinin kimlikleri de belli oldu.

FETÖ ŞÜPHELİLERİNİ TAŞIYAN TEKNE BATTI: 6 ÖLÜ, 1 KAYIP (ek)
1)KİMLİKLERİ BELLİ OLDU

Balıkesir’in Ayvalık ilçesi açıklarında, Yunanistan'ın Midilli Adası'na gitmeye çalaşın FETÖ/PDY şüphelilerini taşıyan teknenin alabora olması sonucu yaşamını yitiren 6 kişinin kimlikleri de belli oldu. Ölenlerin Y.B.A., B.Y., N.Y. isimli çocuklar ile S.A. ve S.A. adlı kadınlar ve örgüt üyeliğinden aranan G.Y., olduğu belirtildi. Kayıp olarak aranan kişinin ise organizatör olduğu ifade edildi.
Teknede bulunan İ.A., B.Ç., G.Y., H.A., E.A., Ö.F.Ö., M.R.A., E.A. ve R.Ç. ise sağ kurtarıldı.
ŞÜPHELİLER ARASINDA GÜLEN’İN YEĞENİNİN KOCASI DA VAR
Bu arada batan tekneden sağ olarak kurtarılan İ.A.’nın örgüt elebaşı Fethullah Gülen’in yeğeninin kocası olduğu ortaya çıktı. İ.A.’nın, aile hekimiyken KHK ile ihraç edildiği, örgütün Edremit ilçe imamı olduğu ve Edremit Cumhuriyet. Başsavcılığı’nca hakkında arama kararı bulunduğu ifade edildi.Olayda kızı R. Ç.’yi kaybeden kendisi ise sağ kurtarılan B.Ç.’nin de Edremit'te kuyumculuk yaptığı, mütevelli grubunda yer aldığı ve yine Edremit Cumhuriyet. Başsavcılığı’nca hakkında arama kararı olduğu kaydedildi.
Eşi G.Y. ile çocukları B.Y. ve N.Y. boğulan G.Y.’nin de örgüte ait kurumlarda çalıştığı belirlendi.H.A.’nın ise Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmen iken KHK ile ihraç edildiği, BayLock kullanıcısı olduğu ve Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı’nca arandığı tespit edildi. H.A'nın. olayda boğulan S.A.’nın eşi olduğu bildirildi.Eşi S.A. boğulan, kendisi ise sağ kurtarılan E.A.’nın da yine Baylock kullanıcısı olduğu Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca arandığı kaydedildi. Kurtarılanlardan Ö. F. Ö.’nün ise organizatör olduğu kaydedildi.

Reklam
Reklam

AYVALIK/DHA

2)KOMŞULAR ARASINDA KEDİ KAVGASI

İZMİR'in Konak ilçesinde yaşayan hayvansever Gülhan Şenözhür (42), sokakta beslediği kedilerin su kaplarını çöpe atan kişilere yönelik yola 'Kedileri elleme' diye yazınca komşularıyla arasında gerginlik yaşandı. Kedileri beslemesini istemeyen yan apartmanda oturan iki komşusundan S.D.'nin (Suat Demir) kendisine küfür ettiğini ve tehditte bulunduğunu, T.K.'nın (Türkan Kırman) ise kendileri zehirleyeceğini söylediğini öne süren Şenözhür, polise şikayette bulundu.Konak ilçesi Mithatpaşa Mahallesi'ndeki 141 sokakta yaşayan Gülhan Şenözhür, oturduğu apartmanın önünde sokak kedilerine beslemeye başladı. Uzun bir süredir hayvanlara su ve yiyecek vererek onları doyuran Gülhan Şenözhür ile mahallede yaşayan iki komşusu arasında bu yüzden tartıma çıktı. Gülhan Şenözhür'ün iddiasına göre yan apartmanda yaşayan T.K. ile S.D., kendisinden sokakta kedi beslememesini istedi. İddiaya göre, komşuları her defasında kedilerin su içtiği kapları alarak çöpe attı. Bunun üzerine aralarında gerginlik başladı. Yaşanan sorun üzerine Gülhan Şenözhür, mahalledeki yol üzerine 'Kedileri elleme' diye yazdı. Bunun ardından mahalledeki kedi kavgası büyüdü.
Yaşananları anlatan Şenözhür, "Mahalledeki birçok aile ile birlikte kedileri besliyoruz. Mama, su, yemek veriyoruz. Ama yağlı şeylerse, kedilerin yemesini bekliyoruz ve bitirince çöpe atıyoruz. Hiçbir şekilde dağılmasına, çevreyi kirletmelerine izin vermiyoruz. Mahalledeki bir kadın, bize müdahale ediyor. Bazen de hayvanların su kaplarını toplayarak çöpe atıyor. Elimizde plastik kap kalmadı. Biz de 'Hayvanları elleme' diye yazı yazmak zorunda kaldık. Bir uyarı olur diye bunu yaptık. Yazıyı yazdıktan sonra evime gittim. Bir süre sonra birisinin ağır küfürler ettiğini duydum. Balkona çıkıp baktım. 'Bu şekilde küfür etmeniz hiç hoş değil' dedim. Bana dönerek 'Sana ne oluyor. Ben bu yazıyı kim yazdıysa ona söyledim' dedi. 'O yazıyı kedilerin beslenmesine karşı çıkanlara karşı biz yazdık' dedim. Bunun üzerine 'Burada hayvan falan besleyemezsiniz. Bir daha su kabı görürsem toplar atarım. Kendi evinizin önüne koyun. Burada kedi ve köpek görmeyeceğim. Siz burada bunları besliyorsunuz, hepsi gelip bizim apartmanımın içine tuvaletini yapıyor' dedi. Ancak doğru söylemiyor çünkü burada ağaç dibi varken hayvan gidip taşın üstüne tuvaletini yapmaz. Beyefendi tehditlerini savurup gitti" dedi.
Şenözhür, bu sırada yine yan apartmanda oturan T.K.'nın da balkona çıkarak kendisine "Burada bizim sözümüz geçer. Bu sokakta ne kadar hayvan varsa zehirleyeceğim, günahına da siz gireceksiniz" dedikten sonra içeri girdiğini söyledi.
Ağır küfürler ettiği için gerekli yasal yollara başvuruda bulunduğunu belirten Gülhan Şenözhür, kendisine kimsenin bunu yapamayacağını, hele hayvanlar için hiç yapamayacağını söylediğini anlattı. Hayvanlar konusunda sınırının bulunmadığını vurgulayan Şenözhür, onların kendisi için ayrı bir değeri olduğunu, çünkü dertlerini anlatamadıklarını söyledi. Şenözhür, "Çöplerin üstü kapalı, oralardan bir şeyler yeme şansları yok. Her yer taş toprak. Biz ekmek ve su vermezsek, açlar. Kedileri beslediğimiz alan zaten boş bir alan. Biz kendi evimizin önüne de koyuyoruz. Ama oradan da alıyorlar" diye konuştu.
Gülhan Şenözhür, kendisine hem hakaret hem de tehdit ettiğini ileri sürdüğü S.D. ile sokak hayvanlarını zehirleyeceğini söylediğini öne sürdüğü T.K. hakkında Hatay Polis Merkezi'ne giderek şikayetçi oldu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------------------
-Gülhan Şenözhür'ün kedileri beslemesinden görüntü
-Kedilerin yemek yemesinden görüntü
-Sokağa yazılan 'Kedileri elleme' yazısından görüntü
-Gülhan Şenözhür'ün açıklaması
-Mahalleden detay ve genel görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Mücahit BEKTAŞ/İZMİR, (DHA)

==========================================================

3)BAĞ BOZUMUNDA RENKLİ GÖRÜNTÜLER

MUĞLA'nın Datça ilçesinde gerçekleştirilen bağ bozumu şenliğinde, müzik eşliğinde fıçıların içine giren genç kızlar dans edip eğlenirken, aynı zamanda ayaklarıyla üzüm ezmenin keyfini yaşadı. Hayatlarında ilk kez bir bağ bozumuna katılanlar ise, gönüllerince eğlendi.Ankaralı çift Hasan İşleyici (65) ve eşi Meltem İşleyici (55) tarafından 7 yıl önce 46 dönümlük bir arazide kurulan üzüm bağları, görkemli bir bağ bozumu şenliğine ev sahipliği yaptı. Datça- Marmaris karayolunun 10'uncu kilometresindeki Kızlan bölgesinde tarihi yel değirmenlerinden esinlenerek yapılan bağ evinde, 2011 yılından bu yana Merlot, Shrah (Şiraz) ve Cabernet Sauvignon başta olmak üzere 20'ye yakın üzüm türü yetiştiriciliği yapılıyor. Bu yıl 4'üncüsü gerçekleştirilen ve gün ışımadan başlayan bağ bozumu şenliği, renkli görüntülere sahne oldu. Hayatlarında ilk kez bir bağ bozumuna katılan yüzlerce kişi, sabah erken saatlerden itibaren bağlara girip, üzüm topladı. Hava ısınıncaya kadar 3 saat içerisinde kasalar dolusu üzüm toplayan gönüllüler, sabah kahvaltısında yorgunluk atıp gönüllerince eğlendi. Şenlik, toplanan üzümlerin eskiden olduğu gibi, genç kızların ayaklarıyla ezmesiyle sona erdi. Müzik eşliğinde fıçıların içine giren genç kızlar, dans edip eğlenirken aynı zamanda ayaklarıyla üzüm ezmenin keyfini yaşadı.

Reklam
Reklam

BAĞBOZUMU OLMAZSA OLMAZ

Datça Bağ'ın kurucusu Hasan İşleyici, bağ bozumu şenliklerinin, bağcılığın en önemli aktivitelerinden biri olduğunu belirterek, "Böyle bir günü dostlarımızla paylaşıp, güzelliklere güzellikler katmak istiyoruz. Bu yıl bağbozumunu, 3 hafta önceye almak zorunda kaldık. Havaların sıcak geçmesi, üzümlerin erken olgunlaşmasına yol açtı. Dostlarımız üzümleri topluyor, ardından güzel bir kahvaltı yapıyor sonrasında ise toplanan üzümleri fıçılarda eziyoruz" dedi.

Datça'yı tanıdıktan sonra profesyonel anlamda bağcılığa başladığını ifade eden İşleyici, "Datça'da 4 bin yıllık geçmişe sahip bir bağcılık geleneği var. Datça'nın ilk yerleşim merkezlerinden biri olan Burgaz ören yerinde, 1996-2003 yılları arası yapılan kazı çalışmaları sırasında, tarihi 3 bin yıl öncesine ait bir şarap atölyesi ortaya çıkarıldı. Halen ayakta duran bu atölye, bölgenin zamanında üzüm bağlarıyla kaplı olduğunun en güzel kanıtı olarak gösteriliyor" diye konuştu.

DATÇA'NIN YERLİ ÜZÜMLERİ YETİŞTİRİLİYOR

Reklam
Reklam

Datça'nın bağcılık yapmaya çok elverişli olduğunu belirten İşleyici, "Bu coğrafyada, bağcılık kültürünü yeniden canlandırmak adına yola çıktık. Halen 46 dönümlük bir arazide bağcılık yapıyoruz. Arazinin 32 dönümü tamamen üzüm bağlarına ayrılmış durumda. Yaklaşık 7-8 dönümlük alanda ise zeytinlerimiz var. Bu yıl ilk kez öküzgözü ve boğazkere üzümlerini, çeşitlerimiz içerisine aldık. Her yıl, yaklaşık 20-25 tonluk bir üzüm üretimimiz var. Datça'nın yerli üzümlerinin yetiştiriciliğe de başladık. Onlara bir kimlik kazandırmamız için testler yapılacak. Tescillendirilmesi henüz gerçekleştirilmedi. Çalışmalarımız sürüyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------------------
- Datça'da bağ bozumu şenliğine katılanlara, üzüm toplama işinde kullanacakları makas, eldiven ve şapka gibi araç gereçler dağıtılırken…
- Gönüllüler bağlarda üzüm toplarken
- Datça Bağ'ın kurucusu Hasan İşleyici (65) ile röp.
- Bağ boz umu sonrası gönüllüler yorgunluk atarlarken…
- Ahşap fıçıların içinde, müzik eşliğinde dans edip üzüm ezen genç kızlardan görüntüler..
Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)

Reklam
Reklam

=======================================================

4)İNCİRİN KİTABINI YAZDI
BUHARKENT Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, sağlık ve faydasıyla dikkat çeken Aydın'ın marka ürünü incirin tanıtımını yapmak, tanınırlığını arttırmak için 'Aydın'ın Balı İncir' adıyla bir kitap yazdı.Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, bölgenin önemli ürünü olan ve
kitabını yazdığı incir hakkında bilgiler verdi. İncirin anavatanının Batı Anadolu olduğunu belirten Özdamar, Buharkent'in de incir üretiminde öne çıktığını söyledi. Bir ürünün satılabilmesi, pazarlanabilmesi ve marka haline gelebilmesi için öncelikle tanınması gerektiğini belirten Özdamar, "Öncelikle kamuoyuna, görsel açıdan sunulması lazım. Bu nedenle inciri 4 bakımdan ele aldık. 1'incisi incirin tarihi. 2'incisi sosyal boyutu. 3'üncüsü özellikle üreticilerimize yönelik olarak incir yetiştirme teknikleri ve bakımı. 4'üncüsü yani son bölüm ise incirin ekonomisi. Bu kitapta bize, Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri, Erbeyli İncir Araştırma İstasyonu ve değişik üniversitelerden bilim adamlarıyla akademisyenler destek verdi. Bu kitap bir boşluğu doldurmak amacıyla yazıldı. Biz incirin ansiklopedisini meydana getirmeye çalıştık. Her kesimin bu kitabı okuması, anlaması, bir sonuç çıkarmasını arzuluyoruz" dedi.
TARİHTEN ÖRNEKLER DE VAR
Kitapta incirin ilk çağlardaki tarihine de değinildiğini kaydeden Özdamar, "İncirde bilinmeyen hiçbir nokta bırakmamaya çalıştık. Ünlü tarihçi Herodot, inciri, gökyüzünün altında yetişen en güzel ürün olarak tanımlamakta. İlk çağlarda bu bölge, Pers İmparatorluğu egemenliği altındayken, dönemin gezgini Strabon, incir yemeyen Persleri ayıplıyor. Diyor ki 'Bunlar tatlı yemeği bilmezler.' Bu da bize gösteriyor ki artık incire nasıl ki ilk çağlarda sahip olmak ve yemek bir üstünlükse, günümüzde de hem gıda olarak hem de insan sağlığı bakımından eşsiz bir gıdanın yetiştiricileri olarak bizler bu ürünümüzle gurur duymaktayız" dedi.
İncirliova Ziraat Odası yayını olan 330 sayfalık 'Aydın'ın Balı İncir' kitabının, Buharkent Ziraat Odası Başkanlığı'ndan ücretsiz temin edilebileceği belirtildi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------------------
- İncir üreticileri yaş incirleri kasalama yaparken
- İncir bahçesi içerisinde, Naim Özdamar'ın açıklamaları
- İncir üreticisiyle röp.
- İncir bahçesinden ve incirlerden görüntü
- Buharkent toptancı halinden incir kasalarından ve incirlerden görüntü
- Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Bahattin ALBAYRAK / NAZİLLİ (Aydın), (DHA)