DHA YURT BÜLTENİ-2

1)KAYSERİ MERKEZLİ İKİ AYRI FETÖ OPERASYONU: 51 ŞÜPHELİ GÖZALTINDA  FETÖ/PDY'nin askeri mahrem yapılanması ve gaybubet evlerine yönelik düzenlenen Kayseri merkezli iki ayrı operasyonda, 51 kişi gözaltına alındı.

1)KAYSERİ MERKEZLİ İKİ AYRI FETÖ OPERASYONU: 51 ŞÜPHELİ GÖZALTINDA

FETÖ/PDY'nin askeri mahrem yapılanması ve gaybubet evlerine yönelik düzenlenen Kayseri merkezli iki ayrı operasyonda, 51 kişi gözaltına alındı. Soruşturmalar kapsamında 17 kişinin de arandığı bildirildi. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ/PDY'nin askeri mahrem yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 29 askeri personel hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Kayseri Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilere yönelik operasyon düzenledi. Bakkal ve büfelerden kontörlü olarak kullanılan sabit hatlardan arandıkları saptanan şüphelilerin yakalanması için Kayseri, Ankara, Adana, Eskişehir, İzmir, Muğla ve Mardin'de önceden belirlenen adreslere eş zamanlı baskınlar yapıldı. Operasyonda 20 kişi gözaltına alınırken, 9 şüphelinin yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi. Gözaltı kararı verilen şüphelilerden 10'unun daha önce gözaltına alınıp serbest bırakıldığı belirlendi. Şüphelilerden 17'sinin muvazzaf, 12'sinin ise KHK ile askeri okullardan ilişiği kesilen öğrenci olduğu bildirildi.

Reklam
Reklam

GAYBUBET EVLERİNE 13 İLDE OPERASYON

Kayseri Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) ekiplerince, FETÖ/PDY'nin gaybubet evlerine de operasyon düzenlendi. Kayseri, Ankara, Konya, Adıyaman, Manisa, Sivas, İzmir, Ordu, Amasya, Mardin, Çankırı, Kırşehir ve Aksaray'da şüphelilere yönelik eş zamanlı baskınlar yapıldı. Örgüte üye olan haklarında yakalama kararı olan 39 kişiden 31'i gözaltına alındı. Gözaltı kararı verilen 39 kişiden 18'nin karı-koca oldukları bildirildi. Her iki operasyonda gözaltına alınan şüpheliler arasında askeri mahrem imamlar, muvazzaf astsubaylar, ihraç polis, profesör ve ev kadınlarının olduğu ifade edildi.51 kişi, sağlık kontrollerinin ardından Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ

Oktay ENSARİ- Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ, (DHA)

=======================================================

2)'30 KASIM YALOVA DEPREMİ, MARMARA DEPREMİ ÖNCESİ BİR UYARIDIR'

JEOLOJİ Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı ve Yüksek Jeoloji Mühendisi Engin Er, 30 Kasım tarihinde, 4.1 büyüklüğünde Yalova merkezli depremin beklenen büyük Marmara depremi için yöneticiler ve vatandaşlar için uyarı niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Er, beklenen Marmara depreminin İtalya'dan dahi hissedilebileceği konusundan uyarılarda bulundu.
Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı ve Yüksek Jeoloji Mühendisi Engin Er 30 Kasım tarihinde, 4.1 büyüklüğünde Yalova Çınarcık merkezli depremin ardından beklenen depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Er yaptığı açıklamada, "Yalova'da olan 4.1 büyüklüğündeki deprem aslında münferit bir depremdir. Ancak bu deprem o bölgedeki faylarda bir rahatlamaya neden olmamıştır" dedi. Deprem bölgesindeki gerilimin bir başka bölgeye taşındığına dikkat çeken Er, "Bu taşınma yeni bölgedeki gerilimi arttırdı. 4.1 büyüklüğündeki bir deprem hiçbir depremin öncüsü veya artçısı değildir fakat bu depremi bir uyarı niteliğinde düşünmemiz lazım" dedi.
"BUGÜN, YARIN BÜYÜK DEPREM BEKLİYORUZ"
Yapılan çalışmalarda büyük depremlerin 150 yıllık periyotlarda tekrarladığını söyleyen Er, "Bu periyoda göre biz Bursa'da bugün yarın büyük bir deprem bekliyoruz. Yakın zamandaki 4.1 şiddetindeki depremine göz önüne alarak yerel idareciler dikkatli ve uyanık olmalıdır. Bir yerde ancak kentsel dönüşüm yapıyorsanız, plan değişikliğine gidiyorsanız fay hattı sizi engelliyor. Başka hiçbir konuda biz fay hatlarını ciddiye almış değiliz. 1 Ocak'ta yürürlüğe girecek olan bir yönetmelik var. O yönetmelik ne yazık ki bilimsel verilere uygun değil. Yalnızca Amerika'nın bazı eyaletlerinde kabul edilen, Avrupa'da kabul görmeyen deprem yönetmeliği ülkemizde yürürlüğe girecek. Bu yönetmelik problemlere çözüm olamayacak hatta problemleri daha da fazla arttıracaktır" şeklinde konuştu.
"TSUNAMİ DAHİ OLABİLİR"
Yakın zamanda olması beklenen büyük Marmara depreminin deniz merkezli olduğunda tsunami tehlikesi dahi arz ettiğine dikkat çeken Er, "Eğer beklenen Marmara depremi 7.5 büyüklüğünde olur ve tek seferde kırılırsa bundan bırakın çevre illerin etkilenmesini Yunanistan, Bulgaristan, Avusturya hatta İtalya'ya kadar bu depremin yaşandığı hissedilir. Böyle bir depremde tsunami tehlikesi dahi var. Gevşek, kötü zemine inşa edilmiş evlerde oturan insanların tamamı bu depremden olumsuz etkilenir" dedi.
EVİNİZİN ALTINDAN GEÇEN FAYI ÖĞRENİN
Maden Tetkiik ve Arama Genel Müdürlüğünün kurumsal web sitesinde yayınlanan haritalar aracılığıyla vatandaşların ev ve arazilerinin altındaki fay hatlarını öğrenebileceğini söyleyen Er, "2006 yılından 2012 yılına kadar Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğündeki mühendislerin arazideki yapmış olduğu çalışmalar neticesinde Türkiye’deki hemen hemen tüm fay hatları tespit edildi. Bu fay hatlarının aktiviteleri üzerine bir çalışma yapıldı. Aktif olan fay hatlarının tümü haritada işaretlendi. Tüm bunları gösteren MTA’nın bir sayfası var. Bu sayfaya girip ölçeği büyüttüğümüz zaman mahallemizden yani evimizin ne kadar yakınından aktif fay hattı geçtiğini net bir şekilde bu sayfada görebiliyoruz. Tabii bunu sadece görmüş olmamız yeterli değil. Bizim bu bilinçle beraber planlarımızı revize etmemiz lazım" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
---------------------
-Bursa'dan genel görüntüler DRONE ve aktüel
-Çarpık kentleşme yapılarından ve yüksek binalardan detaylar
-Jeoloji mühendisi Engin Er ile röportaj
Süre: 5.08 Boyut: 576 MB
Haber: Muammer İRTEM/ Kamera: Enver Fatih TIKIR/BURSA, (DHA)

==================================================

2)ROMA DÖNEMİNDEN KALMA FRESK, DEFİNECİLER TARAFINDAN YONTULARAK ÇALINDI

BURSA'nın İznik ilçesi Yenişehirkapı’ya uzanan surlardaki burcun iç duvarında bulunan ve bir azizin at üzerinde elinde mızrakla ejderi öldürmesini tasvir eden Fresk, kaçak defineciler tarafından yontularak çalındı. Bursa'nın İznik ilçesi Yenişehirkapı'daki burcun iç duvarında bulunan ve bir azizin at üzerinde, elinde mızrakla ejderi öldürmesini tasvir eden Fresk, kaçak definecilerin hedefi oldu. İddiaya göre gece saatlerinde burcun iç duvarına gelen kaçak defineciler, duvardaki Fresk'i yontarak çaldı. Yüzde 90'ı yok olan fresk ise İznikliler tarafından tepki çekti. Bizans ve Roma tarihi ile ilgilenen nakkaş Yalçın Öztürk, " Şehirde Hristiyanlığa geçildiği zaman, savaşçı kadınların savunmasını yaptığı burcun içerisindeyiz. Azinin at üzerinde, elinde mızrakla ejderi öldürmesini tasvir ediyor. Ancak bu duvar freski, yaklaşık 2 ay içerisinde kaçak defineciler tarafından yontularak tahrip edildi ve çalındı. Defineciler bu freskin altında bir şey olduğunu zannedip parçalıyor. Bu burcun bir an önce koruma altına alınması gerek. Defalarca söyledik, müzeye başvurduk. Eminim ki bu yıl bitmeden tamamen yok olacak." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
---------------------
-Duvar Freskinden görünüler
-Freskin tahrip edilmesi ve parçalanması
-Surlardan ve burçlardan görüntüler
-Röportaj

SÜRE: 2 dakika 40 saniye BOYUT: 297 MB
Haber:Berktuğ ÖNCÜ- Kamera: Mehmet BULDU/BURSA,(DHA)

=======================================================

3)DENİZDE BİR GENCİN CESEDİ BULUNDU

İZMİR'in Konak ilçesinde, 18 yaşındaki Murat İpekişen'in denizde cesedi bulundu.
Bugün saat 07.00 sıralarında işe giden vatandaşlar, İzmir Büyükşehir Belediye binasının karşısında, deniz yüzeyinde hareketsiz duran bir erkeği fark etti. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine gelen deniz polisi, öldüğü belirlenen kişiyi bota alıp karaya çıkardı. Polisin yaptığı incelemede, cesedin Murat İpekişen'e ait olduğu tespit edildi. Murat İpekişen'in cansız bedeni, savcının incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı. Vücudunda yara ya da darp izi bulunmayan Murat İpekişen'in denize neden düştüğünün belirlenmesi amacıyla çevredeki güvenlik kameraları ve MOBESE kayıtları incelemeye alındı.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
---------------------
- Olay yerinden görüntü
- Cesedin Denizden çıkartılması
- Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Halil İbrahim KARABIYIK / İZMİR, (DHA)

=================================================

4)OTİZMLİ ÇOCUKLARIN GÖZÜNDEN İZMİR FOTOĞRAFLARI

İZMİR'deki Moris Bencuya Otistik Çocuklar Özel Eğitim Uygulama Merkezi, otizmin olumsuz etkilerini İzmir'in farklı bölgelerinde gerçekleştirdikleri 'safari fotoğrafçılığı' uygulamaları ile aşıyor. Takıntı problemi nedeniyle ayrıntıları sağlıklı bireylere göre daha detaylı yakalayabilen otistik öğrenciler 'Gözümüzden Kaçmaz' isimli sergi açmaya hazırlanıyor.
Moris Bencuya Otistik Çocuklar Özel Eğitim Uygulama Merkezi'nde engelli öğrencilere, İzmir'in farklı bölgelerinde uygulamalı olarak 'safari fotoğrafçılığı' dersleri veriliyor. Otizmin en büyük sorunlarının başında gelen çevre ile etkileşimin sınırlılığı ve sosyal iletişim bozukluğunu bu şekilde en aza indirmeye çalışmak için fotoğrafçılık dersi veren gönüllü öğretmenler, otistik çocukları İzmir'in farklı bölgelerine götürerek fotoğraf sanatını hobi edinmelerini sağlıyor. İlk önce okulda otizmli çocuk gönüllüleri ve öğretmenlerinden teorik eğitim alan öğrenciler, fotoğraf çekmek için dışarı çıktıklarında toplu taşıma araçlarını kullanıp kalabalık yerlerde bulunarak fotoğraf çekme fırsatı yakalıyor. Fotoğrafçılık derslerinin öğrencilerdeki davranış problemlerini azalttığını ve bu sayede toplumsal kurallara uymaya başlayarak bağımsız yaşam becerileri alanında gelişme kat ettiklerini belirten tarım teknolojileri öğretmeni Buğra Bahçeci, "Bizim öğrencilerimizde belli takıntı davranışları var. Bazı renkler, bazı sesler, bazı objeler onların daha çok ilgisini çekiyor. İlgisini çeken objenin kaynağına gidiyorlar ve birçok kişinin göremediği, dikkat etmediği kareleri fotoğraflıyorlar, bu yüzden çok başarılılar" diye konuştu.
Geçen dönem Konak, Alsancak, Bornova ve Karşıyaka gibi yerleri gezerek çektikleri fotoğrafları otizmli çocuk gönüllülerinin verdikleri destekle 'Gözümüzden Kaçmaz' isimli 25 fotoğraflık bir sergi açarak sergileyen öğrenciler, yeni eğitim öğretim yılında açacakları yeni sergilerinin hazırlıklarına da şimdiden başladılar.
İŞARET EDEREK ANLATIYORLAR
'Safari fotoğrafçılığı' uygulamasını geçen yıl başlattıklarını dile getiren özel eğitim öğretmeni Göktuğ Ertaş, "Geçen yılın ilk döneminde öğrencilerimize öncelikle teorik fotoğrafçılık eğitimi verdik. Duran cisimlerin fotoğraflarının nasıl çekilebileceğini öğrettik. Her hafta İzmir'in belli bölgelerine giderek öğrencilerimizle fotoğraflar çektik. Aradan seçtiğimiz güzel fotoğraflarla geçen yıl sergi açtık. Bu yıl da bu çalışmalara devam ettiğimiz için tekrar sergi açmayı planlıyoruz. Öğrencilerimiz dışarı çıkmayı çok seviyor, fotoğraf çekmekten mutlu oluyor. Konuşamayan öğrencilerimiz bile güzel bir enstantene yakaladığında onu bize işaret ediyor ve fotoğrafını çekmek istediğini anlatıyor. Otizmde görülen bazı problem davranışlar var. Fotoğrafçılık sayesinde biz bu davranışların azaldığını görüyoruz. Şiddet problemleri bu sayede aşılıyor. Veliler de ilk başta çocuklarımızın böyle güzel fotoğraflar çektiklerine inanamadılar. Onlar da bu durumdan çok memnun" dedi.
Safari fotoğrafçılığına çıktıklarında çocuklarla birlikte toplu taşıma araçlarını da kullandıklarını belirten tarım teknolojileri öğretmeni Buğra Bahçeci ise, "Özellikle onlara bu alışkanlığı da kazandırmaya çalışıyoruz. Dış çekimler için Fuar, Kemeraltı, Konak gibi farklı bölgelere gidiyoruz. Öğrencilerimiz hem topluma karışmış oluyor hem de insanlar otizm grubu ile ilgili bilgi sahibi oluyor" diye konuştu.
BAĞIMSIZ HAREKET ETME BECERİSİ KAZANDIRIYOR
5 ayrı atölye çalışmaları olduğunu belirten Müdür Yardımcısı Mihrican Erol, "Atölyelerimiz yaparak, yaşayarak öğrenmelerini sağlıyor. Özellikle yiyecek içecek hizmetleri atölyesinde toplum içinde bağımsız yaşama becerilerini kazandırmayı hedefliyoruz. Bunların içinde, bulaşık makinesi boşaltma, basit yiyecekleri yapma gibi uygulamalarımız var. Bisiklet uygulamamız ile birçok çocuğumuz bisiklet sürmeyi öğreniyor, büyük kas becerileri gelişiyor. İzcilik faaliyetleri kapsamında kamplar kuruyoruz. Halk oyunları dersi veriyoruz. Fotoğrafçılık uygulaması da tüm bu etkinliklerden biri. Gönüllü öğretmenlerimizle beraber yürüttüğümüz bir çalışma. Sadece fotoğrafçılık anlamında değil, çocuklarımıza bağımsız hareket etme becerisi kazandırıyor. Çocuklarımız genelde kalabalık ortamları sevmezler, bu aktiviteler sayesinde kalabalık ortamlara alışıyorlar" dedi.
Okulu yaptıran hayırsever Moris Bencuya ise, "Bu çocukları hayata kazandırmak için elimizden gelen yardımı yapmak mecburiyetindeyiz. Bu işe girdikten sonra ayrılmak mümkün olmuyor. Bu çocukların şefkati, yakınlığı çok farklı" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
---------------------
- Fotoğrafçılık çalışmalarından genel ve detay görüntüler
- Moris Bencuya ile röp.
- Buğra Bahçeci ile röp.
- Mihrican Erol ile röp.
- Göktuğ Ertaş ile röp.
- Okul öğrencileri ile röp.

Haber: Hande NAYMAN - Kamera: Melis KARAKUZULU/İZMİR,(DHA)

========================================================

5)BİR ZAMANLAR FUTBOL SAHASIYDI ŞİMDİ ÇÖPLÜK OLDU

MUĞLA'nın Datça ilçesinde eskiden futbol sahası olan, sonradan çiftçilik yapılması amacıyla kiralanan 6 dönümlük alanın zamanla çöplüğe dönüşmesi tepki çekti.
Datça ilçe merkezine 35 kilometre mesafedeki Yazı Mahallesi'nin Gabellik Mevkii'nde, Büyükşehir Yasası öncesinde köy tüzel kişiliğine ait 6 dönümlük alanda, 2002 yılında gençleri spora özendirmek amacıyla yaptırılan futbol sahasından geriye sadece kale direkleri kaldı. 5 yıl futbol oynanan alanın zamanla atıl kalması sonrasında, 2012 yılında muhtarlık tarafından, tarla olarak kullanılmak üzere Turgay Sönmez (77) ve Ayşe Sönmez (77) çiftine kiralandı. Ancak alanı kiralayan Turgay Sönmez'in kısa süre sonra rahatsızlanması nedeniyle alanda herhangi bir ürün yetiştirilemedi. Turgay Sönmez, 2016 yılında yaşamını yitirdi. İlgisiz kalan alan, mahalleye yaklaşık 50 kilometre mesafede katı atık alanına gitmek istemeyen duyarsız kişilerce çöplüğe dönüştürüldü. Büyükşehir Yasasından sonra Datça Belediyesi tarafından kiralama işlemine devam edilen sahada; inşaat molozları, eski yataklar, koltuk ve kanepeler, otomobil lastikleri, pet şişeler gibi atıklar çöplük oluşturdu. Alanın hali, görenlerin yüreklerini sızlattı.
Çöplüğe dönen arsanın kiracısı Ayşe Sönmez, eşinin hastalığı ve vefatı nedeniyle araziyle ilgilenemediğini söyledi. Sönmez, "İki yılda alan çöp döküm yeri olmuş. Belediyeye birkaç kez şikayetçi oldum, sonuç alamadım. Ben de ısrarcı olmadım. Burada lavanta yetiştiriciliği yapmak istiyorum. Tarım İl Müdürlüğü'ne müracaat ettim" dedi.
ESKİ MUHTAR ÜZGÜN
Mahallenin eksi muhtarlarından 78 yaşındaki İbrahim Günay Demir, futbol sahasının yapımında bizzat çalıştığını, dozerle zemin düzenlemesi yaptığını belirterek, "Yıllar sonra burasını çöplük olarak görmek beni üzdü. Bu durumu kabul edemiyorum. Kimse burayla ilgilenmiyor. Buraya dünyanın çöpü gelmiş. Ne olacak buranın hali? Çoluk çocuk spor yapacaklarına, kahvelerde vakit geçiriyor. Koskoca futbol sahası gitmiş, yerine çöp sahası gelmiş. Sonra sporda başarı bekliyoruz. Futbol sahaları böyle çöplük olursa, sporda herhalde geri oluruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
---------------------
- Çöplüğe dönen alandan görüntü
- Kale direkleri ayakta kalan sahada artık çöp dağları yükseliyor.
- İbrahim Günay Demir ile röp.

(Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)

========================================================

6)ISPANAK TARLADA KALDI

İZMİR'in Foça ilçesinde, çiftçiler ıspanağı maliyetine bile satamadıklarını belirtip, toplamıyor. Tarlalarda kalan yüzlerce dönüm ıspanak, çürümeye terkedildi.
Foça'nın kırsal Gerenköy Mahallesi'nde ıspanak üreticileri dertli. Toplam 1000 dönüm arazide ıspanak yetiştiren üreticiler, gübre, ilaç, mazot gibi girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle sıkıntılı günler geçiriyor. Ürünlerine maliyetine bile alıcı bulamayan üreticiler, soğan fiyatlarında yaşanan arttışın, böyle giderse önümüzdeki yıl ıspanak ve diğer ürünlerde de yaşanacağını ileri sürdü.
Gerenköy Mahallesi'ndeki 90 dönüm tarlasında ıspanak yetiştiren Mustafa Kahraman, bu yıl ürünün bol ve kalite olduğunu belirtip, "Çiftçi ekiyor, bakımını yapıyor, büyütüyor. Dönümüne en az 1300 lira para harcıyor ama ürünü tarlada kalıyor. Devlet, 'pahalandı' diye soğan, patates depolarını basıyor ama çiftçinin elinde kalan ürün için hiç kimse bir çare bulmuyor. Seneye ıspanak ekimi de olmayınca, otomatik olarak pahalılaşacak. Üretimde dengesizlikle fiyatlar tavan yapacak. 90 dönümlük tarlamda ıspanak yetiştirmek için 110-120 bin lira gibi bir para harcadım. Tohumu gübresi, ilacı, sulaması, mazotu, işçiliği var. Ama şu an bu ürünü toplamadan, tarlamı süreceğim. Bu durumda çiftçi ne yapsın? Seneye ekmeyecek. Şu an tarlamdaki ıspanak bir hafta içinde toplanıp satılmazsa kendiliğinden çürüyecek. Piyasada ıspanak azalınca fiyatlar 8-10 liraları görecek. Devlet depoları mı, marketleri mi nereyi basar bilemeyiz ama, sonrasında ıspanak bulamayız. Tüccar yok pahasına almak istiyor. Dönümüne 1300 lira masraf edilen ürüne 200 ile 300 lira arasında fiyat teklif ediyor. Üstelik parayı da vermiyor. 'Ürünü, satayım ondan sonra parasını vereyim' diyor. Devletin bunlara bir çözüm bulması lazım" dedi.
Bir diğer ıspanak üreticisi İlhami Gülay da devlet desteklerinin maliyetler karşısında çok zayıf kaldığını belirtip, gübrede, mazotta, tohumda yüzde 70'lere varan artışlar yapıldıktan sonra yüzde 10 gibi indirimle adeta kandırılmaya çalışıldıklarını söyledi. Gülay, "Çiftçinin ekim yapması artık risk. Cebinden çıkan paranın geri dönüp, dönmeyeceği belli değil. Her üründe bu aynı. Maliyetler çok yüksek. Nisan ayında 20 kiloluk bir çuval gübre 50 lirayken 110 liraya çıkmış. Mazot desteği dönümde 6 lira. Bir litre mazot 6 lira. Bu destek yok anlamına geliyor. Köylü bu destekle tarlasına gidip gelemiyor. Üretici olarak son 20 yılın en büyük faciasını yaşıyoruz. Tarım çok kötü durumda. Bu işi yürütecek durumumuz kalmadı" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
---------------------
-Hasat yapılmayan ıspanak tarlalarından görüntü
-Çiftçi Mustafa Kahraman ve İlhami Gülay ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
(Haber - Kamera: Seyfi GÜL / FOÇA (İzmir), (DHA)