Köpeklerin saldırısında kafa derisi parçalanan kadın: "Komşum olmasa beni öldürmüşlerdi"
Kırşehir'in Boztepe ilçesinde köpeklerin saldırısı sonucu kafa derisinin üçte ikisi parçalanan, vücudunun çeşitli yerlerinde doku kaybı ve ısırma izi bulunan Sebahat Karaman'ın, (56) Konya'daki tedavisi sürüyor. Kızını okul servisine bindirip, evine dönmek isterken 9 köpeğin saldırısına uğradığını ifade eden Karaman, ''Birden üzerime saldırıp elbiselerimi parçaladılar. Köpekler vücudumda kan bırakmamış. Kızım yanımda olsaydı ona da saldırabilirlerdi. Bana yardıma gelen komşum olmasaydı orada ölmüş olabilirdim" dedi.
Boztepe ilçesi Çevirme Mahallesi'nde oturan 4 çocuk annesi Sebahat Karaman, 10 Ocak Perşembe günü, kızı Fatma Karaman'ı (18), saat 07.00 sıralarında evlerinin yaklaşık 500 metre ilerisinde okul servisine bindirdi. Ardından evine dönmek üzereyken 9 köpeğin saldırısına uğradı. Çığlıklarını duyup yardıma koşan komşusu sayesinde köpeklerin elinden kurtulan ve kanlar içinde kalan Karaman, çağrılan ambulansla Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Burada yapılan müdahalenin ardından Konya'daki Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi.
'KOMŞUM OLMASA ORADA ÖLEBİLİRDİM'
Saldırıda kafa derisinin üçte ikisi parçalanan, vücudunun çeşitli yerlerinde doku kaybı ve ısırma izi bulunan Sebahat Karaman'ın, Plastik Cerrahi Servisi'nde tedavi tedavisi sürüyor. Sağlık durumu iyiye giden Karaman, yaşadığı saldırı anını anlattı. Karaman, şöyle konuştu:
''Ben, kızımı okul servisine bindirmek evden çıktım. Kızımı servise bindirdikten sonra eve dönerken, köpeklerin saldırısına uğradım. Köpekler bir anda üzerime atıldı. Elbiselerimi dahi yırttılar. Bana yardıma gelen komşum olmasaydı, orada ölmüş olabilirdim. Ambulansla beni hastaneye götürdüler. Köpek sahipleri köpekleriyle ilgilenmiyor. Orada başka birine de saldırıp öldürebilirlerdi. Yanımda kızımda olabilirdi. Köpekler vücudumda kan bırakmamış.''
Kendisine saldıran köpeklerden bazılarının sahibini tanıdığını belirten Karaman, köpeklerin sahibini daha önce da uyardığını ve uyarıları aldırış etmediğini ileri sürdü.
DAHA ÖNCEDE SALDIRIYA UĞRADI
Annesi Sebahat Karaman'ın yanında refakatçi olarak kalan Bahadır Karaman da (25), annesinin daha önce aynı köpeklerin saldırısına uğradığını belirtti. 9 köpeğin saldırmasıyla annesini yere düştüğünü ifade eden Bahadır Karaman, ''Annem köpekleri fark etmiş; fakat eve yetişemeden köpeklerin saldırısına uğramış. Köpekler anneme saldırıp yere düşürmüşler. Daha sonra diğer köpekler de gelmiş. Annem çok kötü yaralanmış. Kolu, bacakları ve belinden yaralanmış, Kafasında deri kalmamış. Daha önce köpeklerin sahipleri defalarca uyarıldı. Bundan önceki yıllarda da ufak çiziklerle köpeklerden kurtulan köy sakinleri var. Annem, şu an çok daha vahim durumda.'' diye konuştu.
Aynı köpeklerin kendisine de saldırdığını belirten Karaman, ''Orada bir çocuk da bu saldırıya uğrayabilirdi. Bu tamamen köpek sahibinin sorumsuzluğudur. Defalarca söylememize rağmen köpeklerini bağlamadı ''dedi.
BACAĞINDAN ALINACAK DERİ PARÇALARI, KAFASINA YERLEŞTİRİLECEK
Sebahat Karaman'ın sağlık durumunun iyiye gittiğini belirten Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nedim Savacı, Karaman'ın ilk geldiğinde şok içerisinde olduğunu kaydetti. Vücudunun birçok yerinde açık yaraların bulunduğunu ifade eden Savacı, ''Açık yaraları vardı. Bu yaralara vakum tedavisi uyguladık. Şu an da gayet iyi durumda. Vücudunun her yerinde ısırık ve kanama mevcuttu. Kafasındaki saç derisinin üçte ikisi yok. Bacağından deri alarak başının da tedavisini yapacağız. Hastamızı yakında ameliyata alacağız. Hastamız iki gün yoğun bakımda yatmıştı. Dirençli biri olduğu için sağlığı iyiye gidiyor." şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------
- Sebahat Karaman ve vücudundaki yaralardan detay
- Karaman röp.
- Oğlu Bahadır Karaman rop.
-Prof. Dr. Savcı röp.
- Genel ve detay
Haber- kamera: Tolga YANIK KONYA DHA))
==================
Jandarma, Beyaz Cennet'te kuş uçurtmuyor
Bursa İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, kış turizminin en önemli merkezlerinden olan Uludağ'da sömestr tatili ile birlikte güvenlik tedbirlerini en üst düzeyde tutuyor.
Bursa İl Jandarma Komutlanlığı'na bağlı ekipler, sömestr tatilinde binlerce tatilciyi ağırlayaracak olan Uludağ'da, güvenlik önlemlerini arttırdı. Sömestr yoğunluğuyla birlikte, Uludağ'da 9 trafik, 2 arama kurtarma, 1 özel harekat ve 8 jandarma asayiş timinden oluşan 120 jandarma personeli 24 saat görev yapıyor. Jandarma ekipleri, bomba arama, narkotik ve iz takip köpeklerinin yanı sıra trafik, asayiş, mobil karakol ve arama kurtarma araçları, mobil plaka tanıma sistemi, drone, skyranger (termal özellikli insansız hava aracı) gibi son teknoloji ürünü teçhizat ve araçlarla Uludağ'da kuş uçurtmuyor. Bursa-Uludağ yolu üzerinde bulunan Yiğitali Jandarma Karakolun'da kış lastiği ve zincir uygulaması yapılırkeni, Uludağ Milli Parklar gişelerinde ise daha detaylı incelemeler yapılıyor. Gişelerden geçen her kişinin Genel Bilgi Tarama'sı (GBT) yapılırken, alkol ve araç muayne uygulamaları gerçekleşiyor. Ayrıca Oteller Bölgesi'ne zincirsiz araç salınmazken, kış lastiklerinin dişleri kontrol ediliyor. Beyaz Cennetin farklı bölgelerinde ve gişelerde, uzun namlulu Jandarma Özel Harekat Ekipleri nöbet tutuyor. Narkotik Madde ve Bomba Arama köpekleri, durdurulan otomobillerde arama yapıyor. Ekipler, Uludağ'da 24 saat boyunca güvenliği ve vatandaşın huzurunu sağlıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------
- Özel Harekat Ekiplerinden görüntüler
- Narkotik Köpeklerinin arama yapması
- GBT sorgulamarı ve zincir uygulaması
- Jandamra Ekiplerinden görüntüler
Süre: 3.14 Boyut: 362 MB
Haber: Berktuğ ÖNCÜ - Kamera: Mehmet İNAN-Serkan AKKUŞ/BURSA,(DHA)
===================
30 metrelik ağaç, çocuk parkının üzerine devrildi
Adana'da 30 metre boyundaki çam ağacı, kökünden sökülerek çocuk parkının üzerine devrildi. Şans eseri kimsenin yaralanmadığı kazada 1 otomobilde hasar oluştu.
Olay, Seyhan İlçesi Reşatbey Mahallesi'nde meydana geldi. Bir apartmanın bahçesinde bulunan 30 metre boyundaki çam ağacı dün aşırı rüzgar nedeniyle öğle saatlerinde büyük bir gürültüyle devrildi. Ağacın gövdesi ise apartman bahçesinde bulunan çocuk parkının üzerine ve yol kenarında park halindeki otomobilin üzerine düştü. Ayrıca apartmanın istinat duvarı yıkıldı. Bu sırada parkta ve sokakta kimsenin olmayışı olası bir faicayı önledi.
İhbar üzerine olay yerine gelen Adana Büyükşehir Belediyesi CANKUR ekipleri, devirelen ağacı motorlu testereyle keserek yoldan kaldırdı. Otomobili sahibi Hatice Taş ise "Büyük bir gürültüyle ağaç devirildi. Havanın güneşli olmasındandan dolayı çocuklarımız parkta oynuyordu. Şans eseri o sırada parkta kimse yoktu. Aracımız biraz zarar gördü ama önemli değil" dedi.
Ekiplerin çalışmanını ardından sokak tekrar araç ve yaya trafiğine açıldı.
Görüntü Dökümü
-----------
- Cankur ekiplerinin devrilen ağacı kaldırması
- Ağacın altında kalan aracın kurtarılması
- Genel ve detay
SÜRE: 01'55" BOYUT: 213 MB
Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera:ADANA, (DHA)
===================
Gasptan tutuklandı, 'Dondurma yemeye gelmiştim' dedi
Kahramanmaraş'ta 77 yaşındaki Ökkeş Nane'yi gasp ettiği iddiasıyla polis tarafından aranırken Gaziantep'te yakalanan Ömer Faruk K., emniyetteki ifadesinde olaydan haberdar olmadığını belirterek, "Maraş'a dondurma yemeye gelmiştim" dedi. Ömer Faruk K., sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Olay, 17 Aralık'ta Karamanlı Mahallesi'nde meydana geldi. Ökkeş Nane evine gelen kimliği belirsiz kişilerin saldırısına uğradı. Saldırganlar yaşlı adamın elini ve ayaklarını koli bandıyla bağlamaya çalışırken, içlerinden biri cebinden aldığı anahtarla evdeki çelik kasayı açıp 27 bin 500 lirayı aldı.
TEK TEK YAKALANDILAR
Yaşlı adamın ihbarı üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü özel ekip oluşturarak şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. MOBESE ve çevredeki güvenlik kameralarından olayı 2'si kadın 5 kişinin gerçekleştirdiğini belirleyen polis, kimliklerini belirlediği şüphelilerden Perişan K. (41), Mehmet B. (36) ve Habeş Y.'yi (36) Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde, Eser G.'yi de Gaziantep'te yakaladı. Şüphelilerle birlikte ele geçirilen 27 bin 500 lira Ökkeş Nane'ye teslim edilirken, 4 kişi de mahkemece tutuklandı.
'DONDURMA YEMEYE GELDİM'
Özel ekip, Ökkeş Nane'yi gasp eden şüphelilerden Ömer Faruk K.'nın da Gaziantep'te saklandığı bilgisine ulaştı. Saklandığı adreste yakalanarak Kahramanmaraş'a getirilen Ömer Faruk K.'nın, emniyetteki ilk ifadesinde suçlamaları kabul etmediği ve "Maraş'a dondurma yemeye geldim. Olay yerine ben girmedim aşağıda araçta bekledim. Bunlar olay yapmış benim haberim yok" dediği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ömer Faruk K., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------
- Şüpheli polisler arasında
- Hastaneye alınması
- Hastane önü
- Hastaneden çıkarılması
- Polis otosuna bindirilmesi
- Polis otosunun gidişi
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 160 MB
Haber-Kamera: Ömer KOÇ- KAHRAMANMARAŞ-DHA)
===============
Eğitimini dondurup karaciğer kanseri babasına can aşısı oldu
Üniversiteli Mehmet Sefa Güneş (22), babası Mustafa Güneş'e (56) karaciğer kanseri tanısı konulup, nakil kararı alınmazı üzerine hiç düşünmeden gönüllü donör oldu. Eğitimini dondurup ameliyat masasına yatan genç, babasına karaciğerinin bir parçasıyla hayat verirken, "Annem, anneannem, babaannem ve teyzem hepsi kansere yakalandı, iyileşti. Kansere alışık bir aileyiz, babam da iyileşecek. Bunun için donör oldum, aldığımız canın bir nebzesini iade ettiysek ne mutlu bize" dedi.
Manisa'da yaşayan emekli maliyeci, 2 çocuk babası Mustafa Güneş'in 6 ay önce ayaklarının altında, sırtında ve bacaklarında kaşıntı başladı. Kaşıntılarından önce sivrisinekleri sorumlu tutan ve umursamayan Güneş, şikayetleri artınca geçen aralık ayında dermatoloji ve gastroenteroloji uzmanlarına başvurdu. Yapılan tetkiklerde Güneş'e hepatit B'ye bağlı karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri tanısı konuldu. Karaciğerinde yaklaşık 8-9 santimetre çapında tümör saptanan Güneş'e acilen karaciğer nakli olması gerektiği söylendi. Nakil için İzmir Kent Hastanesi'ne yönlendirilen Güneş için canlı donör arayışı başladı. 4 kardeşinin donör olma şartlarını taşımaması üzerine oğlu Mehmet Sefa devreye girdi. Gönüllü Mehmet Sefa'nın donör olabileceği saptanınca nakil hazırlıkları başladı. Nitekim yeni yılın 2. gününde oğuldan babaya nakil gerçekleşti. Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığında Dr. Opr. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze'den oluşan ekip oğul Güneş'ten alınan karaciğer parçasını başarıyla baba Güneş'e nakletti. Nakil operasyonundan bir hafta sonra oğul Güneş, ikinci haftanın sonunda da babası taburcu edildi.
'OĞLUM BANA HAYAT HEDİYESİ VERDİ'
12 Aralık'ta doktorunun karaciğer kanseri olduğunu ve acil nakil olmazsa ölüm riski bulunduğunu söylediğini belirten Mustafa Güneş, eşi Semra Güneş (53) ve oğluyla birlikte kontrol için geldiği Kent Hastanesi'nde nakil ekibiyle de buluştu, Güneş, "Nakil için hiç zaman kaybetmemem gerekiyordu. Sağ olsun oğlum çok büyük fedakarlık gösterdi. Hiç tereddüt etmeden, üniversite hayatını dondurarak bana donör oldu. Şu an gayet iyiyim ameliyattan çıkalı 15 gün oldu şu an normal insanların yapabildiği her şeyi yapabiliyorum. Kanser olduğumu duyunca hiçbir şey hissetmedim. Şok yaşamadım. Çünkü bu hastalığa yabancı değilim. Annem de kanser hastasıydı. Çok şükür onu yaşatmaya başardık. Bu süreç içerisinde eşim de meme kanseri oldu, bunu da yendik. İnşallah sıra bende" diye konuştu.
CANIN BİR BÖLÜMÜNÜ İADE ETTİM
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Maliye Bölümü 2. sınıf öğrencisiyken babasına can aşısı olmak için eğitimini donduran Mehmet Sefa Güneş de duygularını şöyle paylaştı:
"Açıkçası kanser haberlerine artık alışmıştık. Teyzem, anneannem, babaannem, annem hepsi kansere yakalanmıştı. Kanser denilince bir an dünyanın sonu gibi görünüyor. Artık bunun aşılabilir bir hastalık olduğunu öğrendikten sonra grip olmuş gibi karşılıyorsunuz. Hastalığı öğrenince babama nakil önerdiler, ben de gönüllü oldum ve okulumu dondurdum. Nakil gerçekleştirildi, iyiyim, herhangi bir sıkıntı yaşamıyorum. Aldığımız canın bir nebzesini iade ettiysek ne mutlu bize."
KANSER BİZE GELİR VE GİDER
Kendisi de 5 yıl önce meme kanserine yakalanan, eşi Mustafa Güneş'e kanser tanısı konulunca 'Bunu da aşacağız' diyerek moral veren Semra Güneş de şöyle konuştu:
"Ailemizde kanser vakası çok. Ablam 25 yıl önce yumurtalık kanseri oldu, iyileşti. 5 yıl önce ben meme kanserine yakalandım, 3. evreydim, kemiklerime dahi atmıştı çok şükür onu da yendik. 3 yıl önce anneme lenfoma tanısı konuldu. O da iyileşti. Kayınvalidem pankreas kanseriydi, onu da yaşattık. Tanı konulduğunda neden ben diye sorgulamadım. Allah bana bu ömrü verdiyse, önünde sonunda ben bunu yeneceğim, dedim. Hiçbir zaman umudumu kaybetmedim, pozitif olmaya çalıştım. Çocuklarım bana köpek aldılar, biraz onunla hayata tutunmaya çalıştım. Bahçeyle ilgilendim ama her şeyden ötesi inançtı. İnanç ve umuttu. Doktorlarımıza güvendim. Kent Hastanesi'nin ülkemizin sağlık açısından uluslararası seviyede olduğunu düşünüyorum. Eşime kanser tanısı konulunca hiç korkmadım. Biz bunu aşacağız dedim. Nakilse nakil, biz bunu kesip atacağız, yeni bir başlangıç yapacağız. Belki bundan sonra daha hayırlı yaşayacağız. Zerre kadar umutsuzluğa kapılmadım. Çünkü bu hastalıklarda en önemli şey umuttur, yaşama azmidir, pozitif enerjidir. Şimdi kanseri yenme sırası eşimde."
KARACİĞER KANSERİNDE NAKİL ÖNEMLİ BİR TEDAVİ YÖNTEMİ
Doç. Dr. Murat Kılıç da şu bilgileri verdi:
"Karaciğer sirozu ve zeminde gelişmiş karaciğer kanserinde nakil en etkili tedavi. Eğer kanser karaciğer dışına çıkmamış, yayılmamış, karaciğerler sınırla kaldıysa nakille kurtulma şansı çok yüksek. Diğer tedavilerin tam tedavi edici, hastalıktan kurtarma şansı maalesef yok ama nakille bu hastalıktan kurtulma şansı yüzde 80 oranındadır. Hastamıza da bu sebeple direk olarak nakil önerdik. Hızlıca nakil olması gerektiği için oğlu da gönüllü oldu. Yaptığımız çalışmada uygun olduğunu görünce bir hafta içinde karar verip, nakil yaptık. İkisi de şu an iyi ve taburcu oldular. Verici için risk ameliyat dönemindeydi. Bir haftalık dönemde sıkıntı olmazsa sonrasında da beklemiyoruz. Verici oğlunda hiçbir sıkıntı olmadı, taburcu ettik. Mustafa beyi de takip ediyoruz, düzenli kontrollere gelecek. Hastalık tekrar etmesin diye takipçi olacağız."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------------
- Mustafa Güneş ile röp.
- Mehmet Sefa Güneş ile röp.
- Semra Güneş ile röp.
- Doç. Dr. Murat Kılıç ile röp.
- Doktor Mehmet Sefa'yı muayene ederken, genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Melis KARAKUZULU / İZMİR, (DHA)
=================
Denizden toplanan doğal taşlarla balıklar için resifler yaptılar
Muğla'nın Marmaris ilçesinde, körfezde yeni tip habitat oluşturmak ve mevcut balık popülasyonunu artırmak için Marmaris Çevrecileri Derneği tarafından denizden toplanan doğal taşlardan kıyıya 30 metre mesafede setler yapılarak ve iskele atları doldurularak resifler oluşturuldu. Resif çalışmaları sırasında denizden 15 ton da çöp çıkartıldı.
Marmaris Çevrecileri Derneği, Marmaris Körfezi'nde, balıkları korumak ve popülasyonunu artırmak için geçen yıl kasım ayı ortasında 150 günlük çalışma raporu hazırladı. Marmaris Çevrecileri Derneği Başkanı Ahmet Kutengin, derneğin üyesi 7 gönüllü dalgıç, Dalış Merkezi sahibi ve dalış eğitmeni Tuncer Mustafa Uysal ile İçmeler Mahallesi'nden başlayarak denizledeki kıyıya yakın yaklaşık 30 bin metrekarelik alanda 50 gün boyunca, 25 kamyon taş topladı. Toplanan bu taşlarla, sahildeki iskelelerin altları ile kıyıya 30 metre mesafede yapay resifler oluşturuldu. Tamamen denizden çıkartılan doğal taşlardan oluşturulan resif çalışmaları kapsamında sudan çıkartılan toplanan 15 ton çöp de imha edilmek üzere Marmaris Katı Atık Depolama Alanı'na gönderildi. Mayıs ayının ilk haftasına kadar ilçe merkezinde, balıkları korumak ve popülasyonunun artmasını sağlamak amacıyla sahil şeridinde yapay resif oluşturma çalışmalarına devam edileceği bildirildi.
HEM ÇÖPLERİ TUTUYOR HEM DE RESİF OLUYOR
Marmaris Çevrecileri Derneği Başkanı Ahmet Kutengin, "Son 20 yılda dünya çapında suni resifler artışa geçti. Fakat, bizler üyelerimizle birlikte tamamen denizden çıkartılan doğal taşlarla bunu yapmaktayız. Derneğimize üye dalgıç arkadaşlarımız deniz kıyısı ve kıyıdan 20 metre açıktan çıkardıkları taşları iskele altına yerleştiriyor. Ayrıca sahilden 30 metre mesafede bu taşlarla setler oluşturularak dalgalarla gelen çöpler engelleniyor hem de balıklar için resif oluşturuluyor. Bu oluşturduğumuz resifler, deniz ortamındaki canlılara barınma, beslenme ve üreme alanı sağlayacak. Ayrıca çevre kirliliği başta olmak üzere aşırı avlanma gibi nedenlerle balıkçılık kaynaklarında gözlenen bozulmaların önlenmesi, su ürünlerinde sürdürülebilirliğin sağlanması ve kaynakların yönetimine ilişkin katkılar sağlayacaktır. Kısıtlı imkanlar nedeniyle 150 günlük çalışma programımızın üçte birini tamamlayabildik" dedi.
BALIK POPÜLASYONU ŞİMDİDEN ARTTI
Projeye destek veren Marmaris'teki bir dalış merkezi sahibi ve dalış eğitmeni Tuncer Mustafa Uysal da, "50 günlük bir çalışma kapsamında hem kıyı deniz temizliği hem de balıkların üremesi ve gelişmesi için tamamen denizden çıkardığımız taşlarla yuvalar yapıldı. 50 gün boyunca sabah saat 09.30 ile 16.30 arasında zor şartlarda bu çalışmalar yapıldı. Marmaris Körfezi'nin dibinin çamurlu olması nedeniyle balıkların üremesi ve yuva yapması zordu. Denizden çıkardığımız doğal taşlardan yaptığımız balık yuvaları deniz canlıları popülasyonunu artırdı. Yaptığımız gözlemlerde oluşturduğumuz resiflerde, körfezde az görülen kefal, çipura, lambuka ve lahos balık türlerinde artış olduğunu gördük" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------
-Yüksek bir yerden Marmaris Körfezi görüntü
-Sahilde ve denizde çalışma yapan dalgıçlardan görüntü
-Dalış merkezi sahibi ve dalış eğitmeni Tuncer Mustafa Uysal ile röp.
-Marmaris Çevrecileri Derneği Başkanı Ahmet Kutengin ile röp.
-Genel ve detay görüntüler
(Toplam: 4 dakika 17 saniye-271 MB görüntü)
Haber- Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla), (DHA)
=================
Çocuklar ritim sayesinde başarılarını arttırıyor
İzmir'in Gaziemir ilçesindeki Yahya Kemal Beyatlı İlkokulu 3'üncü sınıfında okuyan 21 öğrenci, aldıkları ritim eğitimi sayesinde derslerdeki başarısını arttırdı. Aynı sınıfta okuyan yüzde 40 oranında görme yetisine sahip, disleksi hastası 9 yaşındaki Suden Gül de, sınıf arkadaşları ile birlikte 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda sunacakları ritim gösterisine hazırlanıyor.
Yahya Kemal Beyatlı İlkokulu 3'üncü sınıf öğrencileri geçen eğitim öğretim yılında başladıkları ritim dersleri sayesinde hem akademik başarılarını arttırdı hem de müzikteki potansiyellerini ortaya koydu. 21 minik öğrenci her salı geldikleri Gaziemir Belediyesi'ne ait semt evinde, konservatuvar mezunu Gizem Atatoprak'tan ders alıyor. Zamanla kendilerini geliştirip ileri düzeyde ritim çalmaya başlayan küçük müzisyenler, azimle 23 Nisan'da sunacakları gösteriye hazırlanıyor.
SINIF BAŞARISI YÜZDE 92.5
Mesleğinde 30 yılı geride bırakan ve aynı zamanda halk oyunları eğitmenliği yapan Esma Dizman, öğrencilerinin başarısını arttırmak için onları sanatla buluşturdu. Geçen yıl her öğrencisinden bir darbuka almasını isteyen Esma öğretmen, okullarında başladıkları ritim eğitimini Gaziemir Belediyesi'nin desteğiyle geliştirmeye karar verdi. Ritim derslerinin çocuklar tarafından çok sevildiğini söyleyen Esma Dizman, "Çocuklar haftada bir gün burada 1.5 saat eğitim alıyorlar. Ritim, onlara akademik açıdan katkı sağlıyor. Müzik ve matematiğin ilişkisi zaten yadsınamaz. Her sınavda daha yüksek not almaya başladılar. Sınıfımızın genel başarısı yüzde 92.5'a çıktı" dedi. Geçen yıl 23 Nisan'da okulun yanı sıra belediye adına da gösteriye çıktıklarını ifade eden Dizman, bu yıl aynı tarihte İzmir Devlet Türk Dünyası Dans ve Müzik Topluluğu'nun davetlisi olarak sahne performansı sergileyeceklerini kaydetti. Çocukların okuldan koşarak bu eğitime geldiğini anlatan Dizman, onların çok eğlendiğini dile getirdi.
"SUDEN BİZİM BİR TANEMİZ"
Aynı sınıfta okuyan özel öğrenme bozukluğuna sahip disleksi hastası Suden Gül, aynı zamanda halk arasında tavuk karası olarak bilinen göz hastalığıyla mücadele ediyor. Özel eğitim alan ve kaynaştırma sınıfında öğrenimine devam eden Gül, ritim derslerini çok seviyor. Öğretmeni Esma Dizman, Suden'in okuma yazmada bir sorun yaşamadığını belirterek "Matematikte zaman zaman zorlanıyor. Ritimde de zorlansa da o bizim bir tanemiz. Halk oyunları derslerini de başarıyla sürdürüyor. Arkadaşları tarafından çok sevilen bir çocuk. Hepsi ona yardımcı oluyor, her gün biri onun eşyalarını topluyor" dedi. Suden ise çabalayıp darbuka çalmayı öğrendiğini söyleyerek daha başarılı olmak için daha iyi çalması gerektiğini belirtti.
İLERİ DÜZEYDE RİTİM ÖĞRENİYORLAR
Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü mezunu, ritim eğitmeni Gizem Atatoprak da çocukların zamanla çok iyi bir seviyeye geldiğini ifade etti ve "Çocukların müzik kulağı gelişti. Şimdi daha ileri düzeyde ritim çalıyoruz. Onlara konservatuarda lisans eğitimi alan 3'üncü sınıf öğrencilerinin aldığı eğitimi veriyorum. Küçük oldukları için çok daha kolay algılıyorlar" diye konuştu. Okuldan çıkıp ritim grubuna katıldığı için çok mutlu olduğunu söyleyen Ahmet Aral Ay, "Güzel çalıyorum, okuldan çıkışta buraya geliyoruz. Eğlenceli oluyor. Hep devam edeceğim" dedi. Darbuka çalmayı hep istediğini belirten Çağan Barbak ise, "Darbuka çalmak beni mutlu ediyor. Çok heyecanlanıyorum. 23 Nisan'da gösteriye çıkacağımız için de çok mutluyum" dedi. Darbuka çalmaya küçük yaşta başladığını anlatan Safiye Zeynep Dağ, "Ders yaparken de hep kalemle ritim tutuyordum. Bu çok hoşuma gidiyor. Öğretmenlerin yardımıyla daha ileride yarışmalara katılıp ödül alacağımıza inanıyorum" dedi. Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol ise şunları ifade etti:
"Çocukların sosyalleşmesi ve kendilerini ifade etmesi çok önemli. Bu sayede aralarındaki dostluk ve arkadaşlık da gelişiyor. Yahya Kemal Beyatlı okulumuzun öğrencileri için salonumuzu tahsis ettik, onlara yardımcı oluyoruz. Her okulda böyle etkinliklerimiz var. Çocuklarımızı sosyal yetiştirmeye çalışıyoruz."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------
-Ritim grubundan genel ve detay görüntü,
-Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol'un Suden ile beraber darbuka çalmasından görüntü,
-Esma Dizman ile röp,
-Gizem Atatoprak iler röp,
-Çocuklarla röp,
-Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ- Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)