DHA YURT BÜLTENİ - 2

  Lice'de operasyon: Rekor miktarda kenevir yakalandı Diyarbakır Valiliği, Lice'de yapılan operasyonlarda 5 milyon 430 bin 704 kök kenevir ve 63  kilogram esrar ele geçirildiğini açıkladı.

Lice'de operasyon: Rekor miktarda kenevir yakalandı

Diyarbakır Valiliği, Lice'de yapılan operasyonlarda 5 milyon 430 bin 704 kök kenevir ve 63 kilogram esrar ele geçirildiğini açıkladı. Yapılan açıklamada, ele geçirilen kenevir miktarının son yıllarda ülke genelinde tek operasyonda yakalanan en büyük miktar olduğu belirtildi.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

DİYARBAKIR,(DHA)

=======================

Tarihi surlar, bir kez daha spreylerle boyandı

Bursa’nın İznik ilçesinin sembollerinden biri olan, geçmişi milattan önceye dayanan surlara, sprey boyalarla yazılar yazıldı. Vatandaşlar, surlara sprey boya ile zarar verilmesine tepki gösterdi.
4 medeniyete başkentlik yapan ve UNESCO geçici listesinde bulunan Bursa’nın İznik'te tarihi surlara sprey boyalar ile yazı yazıldı. İlçeyi çevreleyen tarihi surlar, kimliği henüz öğrenilemeyen kişi veya kişiler tarafından sprey ile boyandı. Aynı zamanda ilçenin tarihi sembollerinden biri olan surların üzerine aşk itirafları gibi çeşitli sözler, farklı renklerdeki sprey boyalar ile yazıldı. İznik’i ziyaret etmek için gelen ve tarihi surları görmek isteyen turistler ise bu görüntü karşısında şaşkınlığa uğradı.
'İLK DEĞİL'
Tarihi yönüyle dikkat çeken İznik ilçesinde yer alan surlara, daha önce de sprey ile boyanarak zarar verilmişti. Bir yıl önce de M.Ö. 4'üncü yüzyılda Bithynia döneminde inşa edilmeye başlanan ve Roma döneminde genişleyen İznik'in binlerce yıllık tarihine tanıklık eden surlara, sprey boyalar kullanılarak yazılar yazılmış, bu yazılar özel makinelerle temizlenmişti.
VATANDAŞLAR İSYAN ETTİ
Tarihi surların maruz kaldığı durum ilçe halkını da isyan ettirdi. Surlara spreyli saldırıların devam ettiğini belirten turizmci Bekir Uslu, son olarak Tarihi Lefke Kapı’yı hedef alan spreyli yazılara tepki göstererek, “Bu surlar milattan önceden beri ayakta. Tarihe aynı zamanda ışık tutuyorlar, turistlerin de gözdesi. Ancak bu saldırılar çok ciddi anlamda zararlar veriyor. Bizden çektiğini kimseden çekmedi. Rezil oluyoruz. Ayıptır, günahtır" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
----------
-Surlardan detaylar
-Surlara gelen ziyaretçilerden detaylar
-Turizmci Bekir Uslu röportajı

-Süre: 01.07 Boyut: 125 MB

Haber-Kamera: Mehmet BULDU/İZNİK, (Bursa), (DHA)

===================

Cezvede değil fincanda pişiriyor, siparişlere yetişemiyor

Bursa’da çay ocağı işleten Murat Ömür’ün, Arnavut kökenli müşterisinin özel isteği üzerine yapmaya başladığı ‘İsli Kahve’ farklı lezzetiyle büyük beğeni topladı.
Bursa Fidan Han’da ikinci kuşak olarak esnaf çay ocağı işleten Murat Ömür, 20 yıl önce Arnavut bir müşterisinin özel isteği üzerine Türk kahvesini fincanda pişirmeye başladı. Bölgedeki diğer esnafların da ilgisini çeken kahveye talep her geçen gün arttı. Farklı lezzeti ve sunumuyla vatandaşlardan tam not alan kahve son olarak, ünlü internet fenomeni gurme Ömür Akkor’un dikkatini çekti. Kahveyi beğendiğini takipçileriyle paylaşan Akkor fincanda pişirilen kahveye ‘İsli Kahve’ ismini verdi. Böylelikle ismini bulan kahvenin tadına bakmak isteyen vatandaşlar Türkiye’nin birçok ilinden Fidan Han’a akın etti.
“KAHVENİN DE BİZİM DE UFKUMUZ AÇILDI"
‘İsli Kahve’ yapmayı 10 yıl önce Ahmet Zümrüt’ten öğrendiğini belirten Murat Ömür “10 yıl önce böyle bir kahvenin varlığından haberdar değildik, Arnavut kökenli esnafımız Ahmet Zümrüt bizim ufkumuzu açtı. Bir gün elinde fincanıyla geldi ve ben bundan sonra böyle bir kahve istiyorum dedi. Babam da sağ olsun kimseyi kırmaz, onun istediği kahveyi onun tarifiyle pişirdi. Biz bu kahveyi ilk olarak Ahmet ağabeyimize özel yapıyorduk ancak sunumu gören esnafların talebi üzerine herkesin talebini yerine getirmeye çalıştık. Böylece bizim de önümüz açıldı. Bir nevi kahvenin de bizim de ufkumuz açıldıö dedi.
Kahve yapılırken cezve ve kaşık kullanmadıklarının altını çizen Ömür, kahveye tadını fincanın verdiğini söyledi. Fincanların yurt dışından geldiğini ifade eden Murat Ömür “Bu kahvenin en büyük özelliği cezve ve kaşık kullanılmaması. Bu fincanlar kahveyi, şekeri tadında alıyor, biz karıştırmıyoruz. Soğuk suyla kısık ateşte pişiriyoruz. Fincan senin verdiğini değil, alabildiğini alıyor. Bu kahve lezzetini de buradan alıyor. Ateşe dayanıklı porselen bardaklarda yapıyoruz. Kahve, istediği gibi kısık ateşte pişiyorö açıklamasında bulundu.
Müşterilerin kahveyi özellikle isli bardakta istediğini beliren Ömür “Kahveyi fincanda direk pişirdiğimiz için fincanın etrafında kararmalar oluyor, biz bu kararma insanları rahatsız eder diye düşündük. Ancak yeni fincanları kullandığımızda insanlar, 'Bu kahve ‘İsli Kahve’ değil biz o kahveden istiyoruz' diyorlar. Aynı kahve dediğimizde inanmayan müşterilerimiz de oldu. ‘İsli Kahve’ olarak tanıdıkları için fincanların değişmesinde bile bir şeyler aradılar. Ama sonra sürekli gelmeye başladıklarında tepkiler azaldı. Onlar bize inandı, biz de onlara inandıkö şeklinde konuştu.
‘İSLİ KAHVE’NİN ADI İNTERNET FENOMENİ GURME'DEN
‘İsli Kahve’ye adını internet fenomeni gurme Ömür Akkor’un verdiğini söyleyen Murat Ömür “Ömür Akkor gelip kahvemizin tadına bakmış ve beğenmiş. Bu kahvenin ismi ‘İsli Kahve’ olacak dedi ve öyle oldu. Müşterilerimizde bunu böyle tanıdılar ve çevrelerine önerdilerö ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------
-Kahvenin pişirilmesinden detay
-Servis edilmesinden detay
-Müşteri detay
-Murat Ömür röportaj
-Genel detay görüntüler

Süre: 07.03 Boyut:789 MB

Haber: İsmail Hakkı SEYMEN - Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA,(DHA)

======================

49 yıldır aynı parkta farklı materyallere portre çiziyor

Bursa'da karikatürist Kemal Akkoç, 49 yıldır aynı parkta portre çiziyor. 50'nci yılını kutlamaya hazırlanan Akkoç, kağıt dışında tabak, bardak, ağaç ve taşların yanı sıra su kabağına da portre çizmeye başladı.
Bursa’da ortaokul yıllarında öğretmenlerinin karikatürlerini çizerek resme başlayan Kemal Akkoç, edebiyat öğretmenli olmasının ardından da bu tutkusundan vazgeçmedi. 1970 yılından beridir Kültürpark’ta her yaz portatif sandalyesiyle karikatür çizmeye devam eden Akkoç, portre çizimleriyle de beğeni topluyor. 49 yıldır aralıksız olarak bu döngüsünü sürdüren Akkoç çizimlerini yalnızca kağıda değil; taş, tabak, bardak ve ağaçlara da çiziyor. Önümüzdeki yıl parktaki 50’nci yılını kutlayacak Akkoç şimdilerde ise bu materyallere su kabağını da ekledi. Tarlatan su kabağındaki çizimler sanata dönüşürken, görenler ise bu çizimlere ilgi gösteriyor.
ŞİMDİ DE SU KABAĞINA ÇİZİYOR
Avrupa’nın birçok köşesinde parklarda çizimlerin yapıldığını ancak kendisi gibi 49 yıl boyunca aynı yerde portre yapan bir kişinin bulunduğunu sanmadığını öne süren Akkoç, “Seneye 50’nci yılım olacak. Parkta aşağı yukarı en eski olanlardan biriyimö dedi. Farklı çizimleriyle dikkat çeken Akkoç, “Son yıllarda kağıdın dışında ağaca, taşa, tabak, bardak gibi materyallere su kabağına da çiziyorum. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde daha çok kağıtların kullanıldığını görünce bende alışılmışın dışında çizimler yapmak istedim. Yenilik yapmak zorundayız. Her sanat dalı, kendi içerisinde kendini yenilemeliö diye konuştu.
ARAPLAR İLGİ GÖSTERİYOR
Muğla’nın Fethiye ilçesini gezdiği esnada su kabaklarını gördüğünü ve böyle bir fikrin ortaya çıktığını paylaşan Akkoç, insanlar tarafından farklı materyallere portre çiziminin ilgi çektiğini dile getirerek “Su kabağını zımparalıyor, akabinde çizim yapıyorsunuz. Çok güzel oluyor. Önemli olan sıradışı şeyler yapmak, bunun peşindeyim. Değişen ve dönüşen dünyada sadece kağıda çizmek yeterli değil, farklı ebatlarda, farklı materyallere de çizmek gerekiyor. Özellikle Arap turistler çok yoğun ilgi gösteriyor. Taşa çizilen portreler kalıcı olduğundan ve yıpranmadığından daha fazla revaçta" açıklamasını yaptı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------
-Su kabağına çizimden detaylar
-Taşa çizimden detaylar
-Su kabağı, taş ve tahtalardaki çizimler
-Genel detaylar
-Röportaj

Süre: 5.05, Boyut: 669 MB

Haber-Kamera: Gürkan DURAL/BURSA,(DHA)

==================

'Dünya Barış Ormanları'nı kurmak için otostop yaparak il il geziyor

Hayalini kurduğu ‘Dünya Barış Ormanları’ projesini hayata geçirmek için 9 Nisan’da Kastamonu’dan yola çıkan 29 yaşındaki Yunus Emre Karaca, otostop yaparak Muş’a ulaştı. Belediyeden temin ettiği 15 fidanı Lale Vadisi'nde gençlerle birlikte toprakla buluşturan Karaca, "Otostop çekerek gittiğim her ilde gençlerle 10-15 fidan dikiyorum. İnşallah bu projemle dünya barışına bir ses vermiş oluruz" dedi.
Aydın’da bir inşaat firmasında arkeolog olarak çalışan Yunus Emre Karaca, daha yeşil bir dünya için gezmeye karar vererek işinden istifa etti. Hayalindeki ‘Dünya Barış Ormanları Projesi’ni (World Peace Forests) hayata geçirmek isteyen Karaca, doğum günü olan 9 Nisan’da kıyafetlerini Türk Kızılay'ına, kitaplarını ise halk kütüphanesine bağışladı. Ailesinin yaşadığı memleketi Kastamonu’nun Tosya ilçesi Çifteler Köyünü ziyaret eden Karaca, burada ilk fidanını diktikten sonra gezisine başladı.
Çadır ve uyku tulumunun yanı sıra tişört, ceket, pantolon, ayakkabı, yağmurluk ile sweatshirt yerleştirdiği çantasını sırtlayan Karaca, 81 ili gezmek için yola koyuldu. Kendi imkanlarıyla projesini finanse eden Karaca, otostop yaparak vardığı Kastamonu, Karabük, Kocaeli, Tunceli ve Bingöl illerinde, belirlenen alanlara fidan dikti. Karaca’nın 7'nci durağı ise Muş oldu.
Kent girişinde karşılaştığı iki bisikletli ile şehir merkezine gelen Karaca, tarihi ve kültürel yerleri ziyaret etti. Karaca, iki bisikletli ile belediyeden temin ettiği çiçekleri dikmek için Lale Vadisi Parkı’na geçti. 15 çiçek fidesini parka diken Karaca, hayali olan yolculuğu yaptığını söyledi. Muş’tan sonra Bitlis ve Hakkari’yi gideceğini söyleyen Karaca, “Amacım; Türkiye’deki tüm illeri gezebilmek ve sonrasında dünya başkentlerini de gezebilmektir. Bu projedeki asıl amacım; insanlara doğa bilincini kazandırmak, doğa için bir şey yapmalarını sağlamak ve insanların karşılıksız bir birlerine iyilik yapmasını sağlamaktır. Şuanda amacımı gerçekleştirdiğim için mutluyum" dedi.
Muş Bisiklet Derneği (MUBİD) üyesi Mehmet Sezgin ise, Karaca’nın kendilerine projesinden söz ederek, destek olmalarını istediğini ve kendilerinin de destekte bulunduğunu söyledi.
Öte yandan Muş’tan sonraki durağı Bitlis olan Karaca, fidan dikimleri, seyahat sırasında gördüğü tarihi ve kültürel yerler ile yaşadığı olayları; ‘Bizimyunus’ kullanıcı adıyla açtığı sosyal medya hesapları ve YouTube kanalı üzerinden takipçileriyle paylaşıyor.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
-Yunus Emre Karaca'nın yürüyüşünden detay
-Karaca'nın otostop yapmasından detay
-Karaca'nın bisikletçilerle tanışmasından detay
-Karaca ve bisikletçilerin otostop yapmasından detay
-Karaca ve bisikletçilerin araba ile şehir merkezine gidişinden detay
-Şehir merkezine varış ve gezintiden detay
-Lale Vadisi Parkı'nda fidan dikiminden detay
-Karaca'nın fidan dikmesinden detay
-Karaca'nın çocuklarla fidan dikiminden detay
-Fidan dikiminden genel detaylar
-Yunus Emre Karaca Röp.
-Mehmet Sezgin Röp.

(Süre: 05.47 Boyut: 506 MB)

Haber ve Kamera: Muhammed Sami MARAL / MUŞ, (DHA)