DHA YURT BÜLTENİ-2

1)İZMİR MERKEZLİ 15 İLDE FETÖ OPERASYONU: 23 KİŞİYE GÖZALTI KARARI   İZMİR merkezli 15 ilde FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki yapılanmasına yönelik operasyon başlatıldı.

1)İZMİR MERKEZLİ 15 İLDE FETÖ OPERASYONU: 23 KİŞİYE GÖZALTI KARARI

İZMİR merkezli 15 ilde FETÖ/PDY'nin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki yapılanmasına yönelik operasyon başlatıldı. 20'si muvazzaf 23 şüpheli hakkında gözaltı kararı olduğu belirtildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün TSK yapılanmasında faaliyet gösterdikleri ileri sürülen ve 'mahrem imamlarca' ankesörlü ya da büfe telefonlarından arandıkları tespit edilen 20'si muvazzaf asker, 23 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri İzmir, Ankara, İstanbul, Kayseri, Hakkari, Mersin, Gaziantep, Diyarbakır, Batman, Muğla, Yalova, Malatya, Amasya, Adana ve Ordu'da eş zamanlı operasyon düzenledi.
Hakkında gözaltı kararı verilen şüphelilerin aktif görevde olan 1 teğmen ile 19 astsubay ve meslekten ihraç edilen 1 teğmen ve 2 emekli astsubay olduğu belirtildi.
24 KADIN HAKKINDA DA GÖZALTI KARARI
Ayrıca, örgütün İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki kadın yapılanmasına yönelik bir başka soruşturmada ise 24 kadın hakkında gözaltı kararı verildiği belirtildi.

Reklam
Reklam

Halil İbrahim KARABIYIK/İZMİR, (DHA)-

==========================================================

2)ORDU'DA FINDIK HASADI ERKEN BAŞLADI

KARADENİZ'de, 6 Ağustos olarak belirlenen fındık hasat tarihi öncesi Ordu'nun sahil kesimlerinde bazı üreticiler, erken olgunlaşan ürünlerini toplamaya başladı. Karadeniz'in önemli geçim kaynağını oluşturan fındığın hasadı için üreticiler erkenden bahçeye girmeye başladı. Bölgede fındığın olgunlaşmasıyla, sahil kesimlerinde bazı üreticiler, bahçelerde ürünün hasadına başladı. Altınordu ilçesine bağlı Saraycık Mahallesi'nde bahçeye giren üreticiler, fındığı kendi imkânlarıyla toplarken, kimileri ise mevsimlik tarım işçisi tuttu.
“DOMUZ KORKUSU ERKEN HASADA NEDEN OLDU
Fındık hasadı gerçekleştiren Necmi Kartal, hava sıcaklıklarından dolayı bahçelerindeki ürünün erken olgunlaştığını belirtti. Yetkililerin fındık hasat tarihini sahil kesiminde 6 Ağustos olarak açıkladığını ancak bahçelerindeki fındığa yaban domuzlarının zarar vermesi endişesi nedeniyle erken hasada başladıklarını anlatan Kartal, "İmece usulüyle başladık. Fındık hasadının 10-15 gün kadar sürmesini bekliyoruz. Domuzların zarar vermesi endişesi nedeniyle fındığımızı toplamaya başladık. Sahil kesimdeki fındıklarımız yavaş yavaş olgunlaşmaya başladı. Bir hafta içerisinde de tüm bahçelerde fındık toplamaya başlayacağızö dedi.
Üretici İbrahim Kartal ise fındıkta bu yıl rekoltenin iyi olmasını beklediklerini belirterek "Bu sezon fındığa devlet tarafından iyi bir fiyat verildi. Üreticiler fındığa verilen fiyattan memnun. Şu an bizde bahçemizin kenarlarından fındığın olup olmadığına bakıyoruz. Eğer olgunlaşan fındık olursa onları topluyoruz. İyi bir sezon geçeceğini ümit ediyoruzö diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-------------------------
- Fındık toplayan işçilerden genel görüntü
- TMO fındık alımları
- Fındık üreticileri ile röportaj
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mustafa KIRLAK-ORDU-DHA
Süre: 3.02 DK Boyut: 333 MB

====================================================
3)DATÇA BAYRAMDA DOLU

MUĞLA'nın Datça ilçesinde bayram tatilinde turist akını yaşanacak. Kurban Bayramı tatili yaklaşırken, ilçedeki otellerde doluluk oranı daha şimdiden yüzde 100'lere ulaştı. Datça, tarihinin en yoğun yaz turizm dönemlerinden birini yaşarken, bayramda tatil planı yapanlara, 'Rezervasyonlarınızı yaptırmadan yola çıkmayın' uyarısı yapıldı. Türkiye Küçük Oteller Derneği Başkan Yardımcısı ve Datça Turizm Otelciler Derneği Başkanı Bülent Sancakdar, yaz aylarına denk gelen bayram tatillerinde, turizmin çok yoğun geçtiğini hatırlattı. Datça'da, temmuz ayının 15'inden, ağustos ayının sonuna kadar bütün otellerdeki doluluk oranlarının yüzde yüzlere ulaştığını ifade eden Sancakdar, "Bayram süresince Datça'da yer bulmak çok zor" dedi. Sancakdar, "Bayramda Datça'ya gelecek olan misafirlerimiz, kesinlikle rezervasyonlarını yapmadan yola çıkmasınlar. Çünkü 22 bin 261 olan Datça nüfusunun, bugünlerde ve bayramda 65- 70 bin kişilere ulaşması bekleniyor" diye konuştu.
Datça'nın var olan hizmet kapasitesinin bayramlardaki yoğunluğu kaldıramadığını ifade eden Sancakdar, "Geçen yıl bayram tatilinde yaşanan sıkıntıların tekrarlanmasını istemiyoruz. Geçen sene rezervasyon yaptırmadan tatile gelenler, çok büyük sıkıntılar yaşadı. Datça kıyıları, hoş olmayan görüntülere sahne oldu" dedi.
9 günlük bayram tatillerinde, sadece Datça'da değil, başka sahil beldelerinde aynı sıkıntıların yaşandığını belirten Sancakdar, "Alt yapı kapasitemiz nedeniyle gelecek misafirlere dört dörtlük bir hizmet verebilmek çok zorlaşıyor. Temennimiz o ki, 9 günlük bayram tatilleri yerine turizmi 120, hatta 150 güne yayabilmek. Bunu gerçekleştirebilirsek, tatilciler de işletme sahipleri de mutlu olacak. Datça'nın yerleşik düzende oturan insanları, esnafı rahat edecek" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Datça Otelciler Derneği Başkanı Bülent Sancaktar ile röp...
-Datça plajlarından görüntüler...
-Datça'dan genel görüntü.
Haber-Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)

======================================================

4)SULTAN'IN SERASINDA MÜZİK SONRASI VERİM ARTTI

ERZURUM'un Şenkaya ilçesinde yaşayan 28 yaşındaki Sultan Aydın, genç çiftçi projesinden aldığı 30 bin liralık destekle kurduğu 500 metrekarelik seraya ektiği sebze fidelerini müzikle büyütüyor. Günlük durumuna göre gündüz saatlerinde Karadeniz'den Ege yöresi türküleri, 17.00-20.00 saatleri arasında ise klasik müziği tercih eden aydın, müzik sayesinde üretimde önemli artış yaşadığı ileri sürdü.
Şenkaya İlçesine bağlı Değirmendere köyünde yaşayan Sultan Aydın, Ardahan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı bölümünü bitirdi. Mezun olduğu alanda iş bulamayan Sultan Aydın, kısa süren evliliğinden olan kızıyla birlikte köyünde yaşarken bir taraftan da iş arayışına başladı. Tarım, Orman Bakanlığı'nın genç çiftçi projesini duyan Sultan Aydın, hazırladığı seracılık projesiyle müracaatta bulundu. Erzurum Tarım Orman İl Müdürü Osman Akar'ın da desteğiyle projesi kabul edilen Sultan Aydın, 30 bin liralık hibe desteği almaya hak kazandı.
Hibe desteğiyle Değirmendere köyünde 500 metrekarelik sera kuran Sultan Aydın, domates, salatalık ve fasulye yetiştirmeye başladı. Serada çalışırken bir taraftan da dinlediği müziğin fidelere iyi geldiğini tespit eden Sultan Aydın, geçtiğimiz yıl müzik yayınına başladı. Günlük durumuna göre gündüz Türkiye'nin çeşitli yörelerinden müzikler çalan Aydın, 17.00 ile 200 saatleri arasında klasik müziği tercih etti.
O GÜNKÜ RUH HALİME GÖRE MÜZİK DİNLETİYORUM
Serada çaldığı müziğin verimi artırdığını belirten Sultan Aydın, önceki yıllara göre üretimin 2 kat arttığını belirtti. Aydın, şunları söyledi:
"Ürünlerime her gün müzik dinletiyorum. Seramda çalışırken müziğim fidelerimi geliştirdiğini fark ettim. Müzik dinletmeden önce 10 ton ürün kaldırırken, müzik dinlettikten sonra bunu iki katına çıkardım. Müzikle tarım bu bölgede hiçbir yerde yapılmıyor. Ürünlerimde sadece toprak, güneş ve müzik var. O günkü ruh halime göre müzik dinletiyorum. Bir gün Karadeniz'e gidiyoruz, bazen İç Anadolu, bazen de Ege yöresi. Saat 17 ile 20 arasında mümkün mertebe klasik müzik dinletiyorum. Klasik müzik dinlettiğimde kitap okuyorum. Bu sayede okuma alışkanlığı da edinmiş oldumö diye konuştu.
Devletten ikinci bir destek daha isteyen Sultan Aydın, yanında bayan elamanlar çalıştırarak istihdama katkı da bulunmak istediğini belirtti. Aydın, "Üretmeye devam ediyorum, üretiyorum kazanıyorum. Yanımda bayan elemanlar çalıştırıp istihdama katkı da bulunmak istiyorum. Ülkemizde güçlü kadınlar çok onlardan biri de benim. Bu iş aslında erkek işi ama ben üstesinden gelebiliyorum. Kadınlar güçlü olsunlar kendilerine güvensinler, kadın isterse her şeyi başarabilir. İkinci bir sera için destek istiyorum" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Seranın drone kamerası görüntüsü
-Drone kamerasından detaylar
-Bölgenin drone kamerası görüntüleri
-Sultan Aydın'ın kızıyla seraya gitmesi
-Sultan Aydın'ın seradaki fideleri temizlemesi
-Fidelerdeki tohumları göstermesi
-Sultan Aydın'ın serada çalışmasından detaylar
-Fidelerde yetişen ürünler
-Sultan Aydın'ın bilgisayarından müzik yayını yapması
-Sultan Aydın'ın müzik eşliğinde çalışması
-Müzik yayını ve seradaki ürünler
-Sultan Aydın ile röp
-Sultan Aydın'ın laptopu ile serayı gezmesi
-Seradan genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM, (DHA)
(Süre: 07.40, Boyut: 887 MB)

=====================================================

5)KOCASINDAN AYRILAN KADIN KAPTAN 20 YILDIR DÜMEN TUTUYOR

TÜRKİYE'nin turizm cennetlerinden Muğla'nın Marmaris ilçesinde yaşayan Özlem Aydın (48), eşinden ayrıldıktan sonra, ayakta durup, iki çocuğunu büyütmek için, 20 yıl önce babasından miras kalan teknesine sahip çıkıp, dümenine geçti, hem dalgalarla hem de hayatla mücadele etti. Dünyaca ünlü kumsala sahip Kleopatra Adası'nın (Sedir Adası) da yer aldığı, eşsiz güzellikteki Gökova Körfezi'nde teknesiyle taşımacılık yapan, çabasıyla herkese örnek olan Özlem Aydın, "Deniz tutkuydu benim için, sonradan çocuklarıma bakabilmek için bu kez geçim kaynağımız oldu" dedi.

Reklam
Reklam

Özlem Aydın'ın hayatı, eşinden ayrılmasının ardından 20 yıl önce bambaşka bir yola girdi. Oğlu ve kızıyla babasının yanına taşınan Özlem Aydın, bir süre sonra babasının da hayatının kaybetmesiyle hayat mücadelesinde yalnız kaldı. İki çocuğunu büyütmek ve geçimlerini sağlamak için babasının teknesine sahip çıkan Özlem Aydın, ilk başlarda yanında kaptan çalıştırdı. Ancak bir süre sonra Özlem Aydın, önce meslektaşlarının yanında tekne kullanmayı öğrendi, ardından kursa gitti, kaptanlık belgesini aldı, teknesinin dümenine kendisi geçti. Yaklaşık 20 yıldır kaptanlık yapan Özlem Aydın, zaman içerisinde babasının teknesini daha da büyüttü. Artık dünyaca ünlü kumsala sahip Kleopatra Adası'nın da yer aldığı eşsiz güzellikteki Gökova Körfezi'nde teknesiyle taşımacılık yapmaya başladı. Bu süre içerisinde bir yandan dalgalarla bir yandan da hayatla mücadele eden Özlem kaptan, çabasıyla herkese örnek oldu.
Eskiden denizin kendisi içini sadece güzellik olarak tutku olduğunu anlatan Özlem Aydın, "Deniz tutkuydu benim için, sonradan çocuklarıma bakabilmek için deniz bu kez geçim kaynağımız oldu. Babamın ölümünden sonra zorluklar yaşadım. Yanımda kaptanlar çalıştı, onlarla anlaşamayınca, kendim kaptan olmaya karar verdim. Şimdi kendi işimin patronuyum. Oğlum da büyüdü ona da öğrettim. Bir kadın olarak sadece kas gücü bakımından güçlük yaşıyorum, onun haricinde her zorluğun üstesinden gelirim. Bu mücadelemin de kadınlara örnek olmasını istiyorum" dedi.
Tatil için Gökova'ya gelen yerli ve yabancı turistler de, kadın bir kaptanı dümenin başında gördükleri zaman önce şaşkınlık yaşasa da sonrasında onu takdirle izliyor. Yolculardan Merve Özkanat, "Bir kadın kaptanla ilk kez yolculuk yaptım. Önce şaşırsam da erkeklere taş çıkartan performansını takdir ediyorum. Bunun yanında burada eşsiz güzellikleri de yaşadım" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------------
- Özlem kaptanın teknesini kullanmasından görüntü
- Teknesinin kıyıya yanaştırmasından görüntü
- Müşterilerine hizmetinden görüntü
- Turistlerle röportaj

Haber-Kamera: Taylan YILDIRIM - Cavit AKGÜN / İZMİR (DHA)

===================================================

6)ÇOK YÖNLÜ MUHTAR, TAKDİR TOPLUYOR

MUĞLA'nın Ula ilçesinin kırsal Kızılağaç Mahallesi'nin kadın muhtarı Güler Keleş (51) mahalle sakinlerinin sorunlarıyla uğraşmasının yanı sıra, kahvaltı salonu işletiyor, çiftçilik yapıyor ve boş zamanlarında boğası ile ilgileniyor.
Ula'nın şirin mahallesi Kızılağaç'ta yaşayan evli ve 2 çocuk annesi Güler Keleş, mahallesine yapılan hizmetten memnun kalmadığı için son yapılan yerel seçimde muhtarlığa aday oldu. 903 seçmenin 809'unun oy kullandığı seçimde Keleş 289, mevcut muhtar Orhan Akcan 243, diğer rakibi Recep Armutçu ise 277 oy aldı. 2 erkek rakibi ile girdiği yarışı kazanan Güler Keleş, zaman kaybetmeden bozuk yolların onarılmasını sağladı. Çiftçilik yaparak yetiştirdiği doğal ürünler ile kendisine ait işyerinde müşterilerine kahvaltı veren Keleş, boş zamanlarında kendi grubunda 2 şampiyonluğu bulunan 750 kilogramlık boğasıyla ilgileniyor.
Seçilmiş olmanın önemine değinen Muhtar Keleş, "Geçmiş dönemdeki muhtarımızın hizmetlerinin yetersiz olması nedeniyle aday olmaya karar verdim. 'Bir tek oyum çıksın adaylığımı yine de koyacağım' dedim. 'Mahalleme en güzel hizmetleri getireceğim' diyerek yola çıktım. Seçmenim beni destekleyerek bu göreve getirdi. Seçilmiş olmak bambaşka bir duygu. Bu onur ve gururu nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Vakit kaybetmeden, kötü olan toprak yollarımızı ve alt geçitlerimizi düzelttirdim. Asfatlarımızın çukur olan yerlerine dolgu yaptırıyoruz. Küçük büyük demeden sorunları çözüme kavuşturmak için yoğun mesai harcıyorum" dedi.
BOĞAYA HER GÜN 5 KİLOMETRE YÜRÜYÜŞ
Keleş, boş zamanlarında ilgilediği 'Keşanlı' isimli boğasını bu yıl satın aldığını belirterek, şöyle dedi:
"2 yarışa katıldı ve ikisinde de kendi grubunda birinci oldu. 2 evladım var. Oğullarımdan ayırmadığım boğam 'Keşanlı'ya zamanım olursa günde 5 kilometre yürüyüş yaptırıyorum. Kuru incir, üzüm ve pekmez ile beslenmesini sağlıyoruz. Bunların yiyecekleri de özel. İşyerimi kahvehane olarak açmıştım,
müşterilerimin isteği üzerine işletmemi kahvaltı salonuna çevirdim. Cumartesi ve pazar günleri aşırı derecede yoğunluk oluyor. Reçelimi, tereyağımı ve birçok ürünümü kendim yapıyorum. Hiçbirinde katkı maddesi yok" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------------
-Güler Keleş'in bahçede biber ve patlıcan toplaması
-Güler Keleş'in boğasının sevmesi
-Güler Keleş'in müşterilere çay doldurması ve ikram etmesi
-Muhtar Güler Keleş ile röportaj
-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)

=================================================

7)TORUNUNA OYUNCAK YAPMAK İÇİN BAŞLADI, AHŞAP USTASI OLDU

RİZE'nin Hemşin ilçesinde torununa oyuncak ev yapmak için eline aldığı tahta ve çekiçle çalışmalara başlayan Nazmi Çelik (70), aradan geçen 12 yılda hiç bilmediği ahşap işinde usta oldu, maket ev siparişi almaya başladı. Şehir hayatından sıkılıp döndüğü köyünde dedesinden kalma keser, testere ve törpü ile ahşaptan sanat eserleri çıkaran Çelik, yaptığı birbirinden değişik ürünlerin satışına da başladı.
Hemşin ilçesi Kantarlı Köyü’nde yaşayan Nazmi Çelik, 12 yıl önce torununa oyuncak ev yapmak için işe koyuldu. Eline aldığı tahta ve çekiçle çalışmalara başlayan Nazmi Çelik (70) sevdiği ahşap oymacılığı işini ilerletti. Otel yöneticiliği yaparken döndüğü köyüne yerleşen Çelik, ahşap parçaları ve çıtalar ile maket ev ve oyuncaklar yapmaya başladı. Dedesinden kalma keser, testere ve törpü ile ahşaptan sanat eserleri çıkaran Nazmi Çelik'in ürünleri beğenilince siparişler almaya başladı. Evinin altında kurduğu küçük bir atölyede maket evler, serenderler, ahşap sehpalar, lambalar yapan Çelik, yaptığı birbirinden değişik ürünlerin satışına da başladı.
'USTAM YOK, KİMSEDEN BİR ŞEY ÖĞRENMEDİM'
Köyüne dönünce kendine vakit geçirecek iş aradığını anlatan Nazmi Çelik, "Dedemden kalan keser, testere ve törpüyü elime aldım ‘bir şeyler yapayım’ dedim. Çivi lazım oldu, kullanılmış çivileri söktüm, düzelttim, kullandım, ilk olarak torunuma oyuncak bir ev yaptım. Görenler 'benim çocuğada, toruna da oyuncak yap' derken acemiliği üzerimden attım. Daha önce ahşap işleri ile hiç uğraşmadım, bir bilgim yoktu. Ustam yok, hiç kimseden bir şey öğrenmedim. Aletlerin kullanımını bilmiyordum, atölyelere gittim kullanan ustaları izledim ve öğrendim. Ürünleri yaptıkça, sattım, sattığım parayla aletler alarak atölyemi geliştirdim. Şimdi biri bir eve resim çekip getiriyor ‘bunun maketini yap’ diyor, ölçülerini veriyor, fotoğrafa bakıp aynısını yapabiliyorum. Yaptığım işten de zevk alıyorum, yorulmuyorum, moralim bozulmuyor, çok güzel bir uğraşö dedi.
'TORUNUMA AĞAÇTA EV YAPMAK İSTİYORUM'
Doğramacı arkadaşlarından temin ettiği atık ahşaplardan serenderler, evler, lambalar, sehpalar yapan ve siparişler alan Nazmi Çelik "Bu iş artık beni aştı, aldı başını gidiyor. Arkadaşlarım burayı görünce şaşırıyorlar. Bana 'sen yönetici adamsın, nasıl başladın bu işlere’ diye soruyorlar. Torunuma oyuncak ev yapmak için başladığım bu işte şimdiki hedefimse yine kankam dediğim torunuma ağaçta ev yapmakö diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------------
-Nazmi Çelik’in atölyede çalışması
-Atölyeden detaylar
-Yapılan ürünler
-Nazmi Çelik ile röportaj

Haber-Kamera: Arzu ERBAŞ-Mehmet Can PEÇE RİZE-DHA

==================================================

8)ENGELLİ KUZENLER, MISIR SATARAK GEÇİMLERİNİ SAĞLIYOR

TOKAT'ta işitme engelli Yunus Can Tarun (21) ve kas erimesi hastalığı olan kuzeni Yasin Dündar (22) birlikte mısır satarak geçimlerini sağlıyor. Kent merkezinde ikamet eden kas erimesi hastalığı olan Yasin Dündar ve işitme engelli kuzeni Yunus Can Tarun parkta gezerken gördükleri mısır tezgahlarından etkilenerek bu işi yapmaya karar verdi. Mısır tezgahı açmak istediklerini söyleyen kuzenlere aileleri de destek verdi. Kuzenler için mısır arabası satın alındı. Sakatlar Derneği Tokat Şube Başkanı Ali Aras, derneğe ait Engelsiz Yaşam Parkı'nda satış yapmalarına izin verdi. Bunun üzerine iki kuzen burada bardak mısır satarak geçimlerini sağlamaya başladı.
Parkta gezerken mısır satanları gördüklerini ve o anda bu işi yapmaya karar verdiklerini belirten Yasin Dündar, "Daha önce İŞKUR üzerinden 6 aylığına okullarda görev alıyorduk. Başka bir yerde çalışmadık. Kuzenimle gezerken mısır tezgahları gözümüze takıldı. 'Biz de açalım beraber çalıştıralım' dedim kuzenime, o da destekledi. Dernek başkanımız bize yer verdi. Onun sayesinde ekmek paramızı çıkartıyoruz. Satışlar yoğun oluyor. Yakınlarımız da yardımcı oluyorlar" dedi.

'ONLARIN MÜCADELESİ BİZİ MUTLU EDİYOR'
Amaçlarının engellilere istihdam sağlamak olduğunu belirten Sakatlar Derneği Tokat Şube Başkanı Ali Aras ise, "Bize böyle bir talep gelince, 'Engelsiz yaşam parkı zaten engellilere açık bir park, burada istihdam edin, kendi cep harçlıklarınızı çıkarın, ailelerinize yük olmayın' dedik. Böyle simit satan, ayakkabı boyayan, seyyar mısır satan engelli engelsiz insanları takdir eden toplumuz. Onun için birilerine avuç açmaktansa böyle bunların mücadelesini görmek bizi çok mutlu ediyor. Biz elimizden geldiğince engellilere istihdam konusunda yardıma açığız. Yeter ki onlar mücadele etsinler" dedi.
Yunus Can Tarun'un annesi, Yasin Dündar'ın teyzesi Tülay Tarun da onların çalışma azmini desteklediklerini, yalnız bırakmamaya özen gösterdiklerini söyledi.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Parktan görüntüler
-Mısır tezgahından görüntü
-Kuzenlerin satış yapması
-Konuşmalar

Haber-Kamera: Halil İbrahim YEL/TOKAT, (DHA)

(453 mb)