DHA YURT BÜLTENİ - 2

  Adana'daki bombalı saldırıyı düzenleyen teröristlerin kimlikleri saptandı Adana'da, içinde özel harekat polislerinin olduğu zırhlı polis servisine yapılan bombalı saldırıyı düzenleyen MLKP üyesi 2 teröristin kimliği belli oldu.

Adana'daki bombalı saldırıyı düzenleyen teröristlerin kimlikleri saptandı

Adana'da, içinde özel harekat polislerinin olduğu zırhlı polis servisine yapılan bombalı saldırıyı düzenleyen MLKP üyesi 2 teröristin kimliği belli oldu.
Olay, 25 Eylül'de Yüreğir ilçesi Kozan Bulvarı üzerinde meydana geldi. Özel harekat opolislerini taşıyan zırhlı polis midibüsüne düzenlenen bombalı saldırıda, 1'i polis memuru, 5 kişi yaralandı. Terör saldırısının ardından, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, olayın faillerinin yakalanması için özel ekip kurdu. Saldırının meydana geldiği bölgede 150 güvenlik kamerasını inceleyen polis, teröristlerin MLKP üyesi Ozan Sözmen ve Fırat Şeran olduğunu saptadı. Olaydan kısa süre önce, bölgede ev kiralayarak burada keşif yapan teröristlerin görüntüleri güvenlik kameraları tarafından da kaydedildi. Saldırganların gizlenebilecekleri yerlere baskın düzenleyen polis, Ozan Sözmen ve Fırat Şeran'ın yakalanmasının an meselesi olduğunu bildirdi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------
-Teröristlerin yolda yürümesi
-Teröristlerin fotoğrafları

Haber-Kamera:ADANA,(DHA)

===================

Kuyumcuda bozdurulan sahte bilezik ile dolandırıcılık kamerada

Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde, müşteri gibi gelen bir kadının bozdurduğu 24 gram ağırlığındaki bileziğin sahte çıktığını belirten kuyumcu Metin Güren, 6 bin 100 lirasının dolandırıldığını ileri sürüp, polise şikayetçi oldu. Polis, iş yerinin güvenlik kamerası görüntülerinden eşkalini belirlediği şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı. Dolandırılan Güren ile Manisa Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı Erkan Özşen, diğer kuyumcuları bu tür olaylara karşı uyardı.
Şehzadeler ilçesindeki Kuyumcular Çarşı'nda Metin Güren'e (45) ait dükkana geçen 27 Eylül'de saat 13.00 sıralarında gelen çocuklu bir kadın elindeki bileziği bozdurmak istediğini söyledi. Bu sırada Cuma Namazı'na gitmek için dükkanındaki lavaboda abdest almaya çalışan Güren, işini yarım bırakıp, müşterisi ile ilgilenmeye başladı. Kadının elindeki bileziği çok fazla incelemeden teraziye koyan Güren, 24 gram gelen bilezik için 6 bin 100 lira ödedi. Bileziği çekmeye koyan Güren, müşterisinin dükkandan ayrılmasının ardından telaşla dükkanını kapatıp, Cuma Namazı için camiye gitti. Cami dönüşünde aldığı bileziği detaylı inceleyen Güren, bileziğin gümüş üzerine altın kaplama olduğunu fark edip, dolandırıldığını anladı. Güren, durumu polise bildirip, şikayetçi oldu. Polis iş yerinin güvenlik kamerası görüntülerini incelemeye aldı. Görüntülerden çantasından çıkardığı bileziği kuyumcuya uzatıp, tartılmasını beklerken telefonla görüşen ve parayı aldıktan sonra da dükkandan çıktığını belirlediği kadın dolandırıcının eşkalini belirleyen polis, yakalanması için çalışmalara başladı.
'MANEVİYAT ANIMA DENK GELDİ'
30 senedir kuyumculuk yaptığını belirten Metin Güren, "Talihsiz bir olay yaşadık. Maneviyat anıma denk geldi. Bu olay tamamen konsantrasyon dağınıklığım nedeniyle yaşandı. Tecrübeli olmama rağmen, dolandırıldım. Bir işle uğraşırken başka bir işe geçtiğiniz zaman insan bazen böyle hatalar yapabiliyor. Bu tamamen dikkatsizliğimden kaynaklanan bir şey. Normal şartlarda bunun sahte olduğunu her kuyumcu anlar. Benim başıma gelen, diğer meslektaşlarıma ders olsun. Bu olay belki küçük bir şey ama daha büyüğü de olabilir. Bizim işimizde hep dikkat gerekiyor" dedi.
'KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'
Manisa Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı Erkan Özşen de "Esnaf arkadaşımız Metin Güren, bir anlık dalgınlık sonucu dolandırıldı. Ancak normal koşullarda bilgimiz ve tecrübemizle bu ürünleri ayırt edebiliyoruz. Fakat zaman zaman bu tarz olaylar olabiliyor. Arkadaşımız aceleci davranarak bu ürünü almış. Altın alımı sırasında çok yoğun dikkat gerekiyor. Bizim işimiz, doktorun hastasını ameliyat etmesi gibi. Çok titiz, dikkatli, hassas olmamız gerekiyor. Altın alımındaki sahtecilik dükkanda gözden kaçsa bile, atölyelerimizde fark edilebiliyor ve imha ediliyor. Dernek olarak, yaşanan bu dolandırıcılık olayının takipçisi olacağız. Manisa'da faaliyet gösteren bütün kuyumculardaki ürünler bizim derneğimiz tarafından denetim altındadır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------
-Olaya ilişkin güvenlik kamera görüntüsü
-Kuyumcu dükkanından görüntü
-Sahte bileziğin görüntüsü
-Kuyumcu Metin Güren ile röp.Manisa Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı Erkan Özşen ile röp.
-Genel ve detay görüntüler

Haber -Kamera: Cemil SEVAL / MANİSA, (DHA)

==========================

Aydın'da iki otomobil çarpıştı: 6 yaralı

Aydın'ın Nazilli ilçesinde, 2 otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 6 kişi yaralandı. Kaza, bugün saat 00.30 sıralarında Muammer Aksoy Mahallesi'nde Nazilli-Denizli karayolu üzerinde meydana geldi. Nazilli yönünden Denizli istikametine seyir halinde olan Erkan Dağ (32) yönetimindeki 38 ED 816 plakalı otomobil ile aynı istikamette ilerleyen Hakkı Yıldız (52) idaresindeki 20 ACK 104 plakalı otomobil, henüz belirlenemeyen bir nedenle çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle Erkan Dağ idaresindeki araç takla atarken, Hakkı Yıldız yönetimindeki otomobil ise refüje çarptı. Kazayı gören çevredeki vatandaşlar, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda sağlık ekibi sevk edildi. Meydana gelen trafik kazasında Hakkı Yıldız, Hüseyin Yıldız (13), Ayşe Yıldız (42), Yusuf Yıldız (12), Erkan Dağ ve Simge Sinmez (21) yaralandı. Ambulanslara alınan yaralılar, Nazilli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralıların hastanedeki tedavisi sürerken, polis ekipleri kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------
-Olay yerinden detay görüntüler
-Takla atan 38 ED 816 plakalı otomobilden görüntüler
-20 ACK 104 plakalı otomobilden görüntüler
-Polis ekiplerinin incelemelerinden görüntüler
-Nazilli Devlet Hastanesinden ambulans girişinden görüntüler

Haber - Kamera: Bahattin ALBAYRAK / NAZİLLİ (Aydın), (DHA)

==================================

Balkondan kopan beton parçaları 2 kişiyi yaraladı

Elazığ'da 8 katlı bir apartmanın 7'nci katındaki balkondan düşen inşaat malzemeleri, 2 kişinin yaralanmasına neden oldu.
Olay, akşam saatlerinde Şehit İlhanlar Caddesi'nde meydana geldi. 8 katlı binanın 7'nci katının balkonundan kopan inşaat malzemeleri düştü. Taş parçaları, o sırada aşağıda bulunan Ali Tozkoparan (52) ve Erol Tozkoparan'a (37) isabet etti. Yaralılar ihbarla olay yerine gelen sağlık görevlilerinin yaptıkları ilk müdahalenin ardından ambulanslarla Fethi Sekin Şehir Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedaviye alınan yarıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
Olayın ardından ekipler, inşaat malzemesinin düştüğü evde inceleme başlattı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------
-Beton parçalarından görüntü
-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera:Erkan BAY/ELAZIĞ,(DHA)

====================================

Bozdağ Kayak Merkezi gelecek yıl kayak sezonunda açılacak

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2017 yılında çığ düşme riskine karşı kapatılan Bozdağ Kayak Merkezi'nde incelemelerde bulundu. Tesislerin bulunduğu bölgenin dağlık kısmına çığ önleme perdeleri yapacaklarını belirten Pakdemirli, kayak merkezinin bu yıla yetişmediğini, ancak gelecek sene kayak sezonunda hizmete girmesini planladıklarını söyledi.
Ege Bölgesi'nin kış turizmi için önemli kayak merkezlerinden biri olan İzmir'in Ödemiş ilçesindeki Bozdağ Kayak Merkezi, çığ tehlikesi nedeniyle 2017 yılında İzmir Valiliği tarafından kapatıldı. Bölge turizmine önemli katkısı olan kayak merkezi, kapatıldıktan sonra bir daha hizmet vermedi. Tarım ve Orman Bakanlığı, 'Ege'nin Uludağ'ı' olarak adlandırılan tesislerin yeniden faaliyete geçmesi için çığ perdesi yapılmasına karar verdi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, içinde 80 kişilik konaklama tesisi, 2 teleski, 1 telesiyej, 3 kayak pisti, kafeterya, restoranı bulunan ve yakın zamanda yeniden hizmete sunulmasını planladıkları tesisleri inceledi. Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Bekir Pakdemirli, "İzmirli olarak benim de çok defa geldiğim, kayak yaptığım bir alan. Bölge insanına hizmet veren, bölge gençlerinin gelip eğlendiği, kayak yaptığı ve kışlarını spor yaparak geçirdiği bir merkezdi. Bakan olmamın ardından arkadaşlardan bilgi aldım. Ödemiş ziyaretimizde de konunun aslında çığla ilgili olduğunu ve bu bundan dolayı tesisin işletmesinin emniyetli olmayacağı konusu ortaya çıktı" dedi.
'ZİRVEYE ÇIĞ ÖNLEME PERDELERİ YAPILACAK'
Bozdağ Kayak Tesisleri'ndeki incelemelerin ardından, zirveye çığ önleme perdeleri yapılması gerektiği sonucuna vardıklarını açıklayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, çalışmaların yapılması için talimat verdiğini belirtti. Pakdemirli, "İhale süreci başladı. Bu yıla yetiştiremedik ama inşallah önümüzdeki kayak sezonuna biz bunu yetiştirmiş olacağız. Kayak sezonuna yetiştiği zaman hem Manisa'ya hem Aydın'a hem de İzmir'e hizmet veren bir kayak merkezine kavuşmuş olacağız" diye konuştu. Tesisler açılmadan önce Ödemişli gençlerle buraya gelerek kayak yapmak istediğini aktaran Bakan Bekir Pakdemirli, "Kiracı yatırım yapmaya istekli. Bölgemiz insanına yakışır, bölgemiz insanına yaraşır bir şekilde bu tesislerin daha iyi bir noktaya getirilmesi açısından özel sektör işleticimiz gerekli çalışmaları yapacağını kabul ve taahhüt etti. Bu bölgenin tekrar kış turizmine kazandırılması gerekiyor. İzmir, Manisa, Aydın gibi bölgeler sadece denizi ile anılan değil, kar ile anılan bölgeler de olabilir. Çünkü turizm hakikaten çok önemli" diye konuştu.
'TESİSİN AYAĞA KALKMASI ÖNEMLİ'
Avusturya'da mili gelirin önemli bir bölümünün kış turizminden elde edildiğini söyleyen Bekir Pakdemirli, "Burada da devletin zamanında böyle bir yatırımı oldu. Oteller var, teleski, telesiyej var. Bunların hepsini tekrar çalışır vaziyete getirmek ve tekrar bölge halkının hizmetine vermek bizim için önemli. İnşallah Orman Genel Müdürlüğümüz de, buranın faaliyete geçmesiyle eş zamanlı olarak, burada bir dağcılık kulübü kurarak gençlerimizi ve kısıtlı bütçesi olan gençlerimizin kayak yapmasına yönelik faaliyetlere başlayacağız. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan koruyarak, spora yönlendirmiş olacağız" dedi. Tesisin ayağa kalkmasının önemli olduğunu vurgulayan Pakdemirli, şunları söyledi:
"Bu iş öncelikle kış ayları ile başlayacak ama öncelikle tesisin de ayağa kalkması lazım. Yani hem konaklama imkanlarına tekrar kavuşulması hem de sıcak bir çay, çorba imkanının tekrar verilmesi gerekiyor. Böylece bu güzelliğe bölge insanı 365 gün sahip çıkacaktır diye düşünüyorum."
Tesislerin turizm ve ekonomiye katkısının da büyük olacağını aktaran Bekir Pakdemirli, "Ama özellikle gençlerimize iyi alışkanlıklar kazandırmak için kayak sporunu önemsiyoruz. Ben de bu kış gençlerimizle birlikte deneme kayağı da olsa eğer vakit bulabilirsem gelip kayak kapmak istiyorum" dedi. Projenin toplam maliyetinin 15 milyon lira civarında olduğunu kaydeden Pakdemirli, bölgeyi tekrar kış sporları ve kayak sporlarının hizmetine sunmanın önemli olduğuna dikkat çekti.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------
-Bakan Bekir Pakdemirli'nin kayak tesislerini gezmesi
-Kayak tesislerinden görüntü
-Bakan Pakdemirli'nin açıklaması
-Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR, (DHA)

======================================

3 ayaklı buzağıya protez bacak yapılmasını istediler

Kars'ın Arpaçay İlçesine bağlı Gönülalan Köyü'nde yaşayan Bulut ailesine ait büyükbaş hayvanlardan birisi, bir hafta önce üç ayaklı bir buzağı doğurdu. Sağ ön bacağı olmayan buzağıyı görenler büyük şaşkınlık yaşadı. Yaşamaz denilen buzağıya bebek gibi bakan Bulut ailesi, yetkililerden protez bacak takılması konusunda yardım istedi.
Arpaçay İlçesi Gönülalan Köyü'nde çiftçilik yapan Hüsnü Kemal Bulut'a ait ineklerden birisi, yaklaşık bir hafta önce 3 ayaklı buzağı doğurdu. Görenleri şaşkına çeviren buzağının çok yaşamayacağını belirten köylüler, kesilmesini istedi. Köylülere karşı çıkan Bulut ailesi, buzağıya bakmaya karar verdi. Bulut ailesinin işitme engelli oğlu Erman Bulut (21), buzağıyla ilgilenmeye başladı. Erman Bulut, biberonla beslediği buzağıya, annesinin emzirdiği zamanlarda düşmesin diye de yanında destek veriyor ve gününün büyük bir bölümünü de buzağının yanında geçiriyor.
Adeta bir bebek gibi ilgilendiği buzağıya protez bacak takılmasını istediğini işaret diliyle anlatan Erman Bulut, buzağıya büyüyene kadar bakacağını belirtti. Kuzeni Ünal Bulut (24) ise buzağının sağlık durumunun çok iyi olduğunu ifade ederek, "Buzağının üç ayaklı olduğunu görenler 'keselim, bu şekilde yürüyemez' dedi. Amcam ve biz izin vermedik. Kendi elimizle besleyip, büyüteceğiz. Zaten işitme engelli kuzenim buzağıyla ilgileniyor. Buzağı büyünce yürümekte bir zorluk yaşar mı bilmiyoruz. Yetkililerden buzağıya protez bacak takımı konusunda destek istiyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------
-Engelli Erman'ın buzağıyla ilgilenmesi
-Erman'ın buzağıyı biberonla beslemesi
-Ünal Bulut'un konuşması

Haber-Kamera: Suat İNCEREDE / ARPAÇAY (Kars), (DHA)

====================================

Uludağ'da sonbahar güzelliği

Türkiye'nin en önemli kış turizm merkezlerinden Uludağ'da, sonbaharın gelmesiyle birlikte kartpostallık görüntüler ortaya çıktı.
Bursa sınırları içerisinde 9 bin 62 hektar ormanlık alana sahip Uludağ, özellikle kış aylarında kayak merkezleri, doğal yapısı, sosyal tesis ve konaklama imkanlarıyla yoğun ilgi görüyor. 1961 yılında milli park olarak koruma altına alınan, bünyesinde meşe türleri, çam türleri, kestane, ceviz, kavak, fındık, gürgen, çınar, uludağ köknarı ve batı karadeniz köknarı gibi ağaçları barındıran Uludağ, sonbahar aylarında da güzelliğini gözler önüne serdi. Uludağ, yaz mevsiminin bitip, sonbaharın gelmesiyle sarı ve yeşilin çeşitli tonlarına büründü. Yerli ve yabancı turistlerin kış aylarında akın ettiği Uludağ, bahar aylarında da doğal güzellikleri, büyüleyici manzarasıyla ilgi çekiyor.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
----------
-Uludağ Yolu'ndan görüntüler (Drone ve Kamera ile)
Dosya Adı: 3009uludagsonbahar
Süre: 3.25 Boyut: 383 MB

Haber-Drone: Berktuğ ÖNCÜ - Kamera: Mehmet İNAN/BURSA,DHA

===========

Derviş sabrı isteyen Beledi dokumanın yaşayan son ustası, bu sanatı Tireli kadınlara öğretiyor

OSMANLI padişahlarının kaftanları ile çeyiz sandıklarının zenginlik alameti el işleri, meşhur ipek ipliklerle İzmir'in Tire ilçesindeki Beledi tezgahlarında dokunmuş yüzyıllar boyu. 500 yıllık tarihi olan tezgahın yaşayan son ustası Saim Bayrı (86) geleneksel sanatı kızına ve torununa öğretti. Kaybolmaya yüz tutmuş tarihi mirasa sahip çıkan aile, eskiden sadece erkekler tarafından yapılan ve derviş sabrı isteyen bu dokumayı şimdi Tireli kadınlara öğretiyor.
Tire dokumasının 500 yıllık bir mazisi var. Osmanlı yeniçerilerinin kıyafetlerinde, sarayların şatafatlı perdelerinde, sedir örtülerinde Beledi dokuması kullanılırmış. Gelinlik bir genç kızın Beledi dokumasından yorgan - döşeği olmazsa, nişan bozulma aşamasına gelirmiş. Tire Ticaret Odası’nın 1951 yılı kayıtlarına göre, Tire’deki 26 tezgah İstanbul’a mal yetiştiremiyormuş. Hatta aynı tezgahta gece gündüz çalışmak suretiyle vardiya sistemi varmış. Ancak sanayileşmeden sonra bu tezgâhlar teker teker sanayiye yenik düşmüş. 2004 yılına kadar usta Saim Bayrı tarafından tek başına yürütülmüş.
Beledi tezgahını diğerlerinden ayıran özellik, desen olması. Normalde dokuma tezgahları 2, 4 ya da 6 çerçeveli. Beledi tezgahı, 24 çerçeveye kumanda edebilen bir el tezgah. Beledi dokuma tezgahında maymuncuk tabir edilen düzeneklerle 24 çerçeveyi 13 ayak kontrol ediyor. 13 ayak aynı zamanda bu çerçevelerin değişmesini de sağlıyor. Basılan ayakların konumuna göre çerçeveler yer değiştiriyor. Yer değiştiren çerçeveler arasından mekikler atılarak, desen oluşturuluyor. Dolayısıyla tezgahta bütün iş çerçeve, maymuncuk sistemi ve 'perdahta' diye bilinen 13 ayakta bitiyor. Bu üçlü, desenlerin oluşmasını sağlayan bir sistem. Bu üçlü arasındaki uyumdan ve çalışma sisteminden desenler oluşuyor. Koordine etmek kolay değil. Ayrıca kumaş diğer yörelerinkinden farklı olarak çift yönlü, iki katlı dokunuyor.
DOKUMA ÖNCESİ HAZIRLIK DOKUMADAN DAHA ZOR
Dokuma öncesi hazırlık oldukça zor. Çerçeveye ipler bağlanıyor, perdahlar hazırlanıyor, haşıllama işlemi yapılıyor ve çözgü ipleri hazırlanıyor. Beledi dokuma tezgahında 1330 çözgü tel bulunuyor. Çözgü ipleri siyah ve beyaz olmak üzere iki renk. Beyaz çözgü ipleri, dokumanın astarını oluşturuyor. Bu çözgü iplerinin önceden pişirilerek gerilmesi ve bal mumu ile mumlanması gerekiyor. İpliğin sarılması zor, pişirilmesi ustalık istiyor. Fazla pişirildiği zaman sarması zor oluyor, az piştiği zaman da kumaş parlak durmuyor. Dokumanın özünü oluşturan iplikler orlon, yünlü, simli, pamuklu olabiliyor. Bu iplikler boyanıp, sarıp kalem haline getiriliyor, böylece ipler birkaç kez ustanın elinden geçmiş oluyor.
69 YILDIR TEZGAHIN BAŞINDA
Geleneksel sanatı babasından öğrenen Beledi dokumanın yaşayan son ustası Saim Bayrı, 69 yıldır tezgah başında dokuma yaptığını, eskiden günde 9 metre kumaş dokurken şimdi 1-2 metre dokuduğunu belirterek, şöyle dedi;
"Biz 4 erkek kardeştik, 3'ümüz dokumacı oldu. 1950 yılından beri üretim yapıyorum. O zamanlar otobüs otobüs turistler gelirdi, bizden alışveriş yaparlardı. Sanatı ilk öğrendiğimde yorgan yüzü, yatak yüzü, yastık yüzü, minder gibi ürünler yapardım. Konya'ya, Denizli'ye gönderirdik siparişleri. O zamanlar günde 8-9 metre dokuma kumaş çıkarırdık, şimdi zaman ayrılmadığı için ancak 1-2 metre çıkıyor. Bir ürünü sıfırdan meydana getirmek için en az bir ay gerekiyor. Eskiden çözgü iplerini kadınlar evlerde yapıyordu. Kadınlar, kocalarına yardımcı oluyorlardı, daha çok erkekler dokuma tezgahının başına geçiyordu. Ben kızıma öğrettim, ümitliyim bu işte başarılı olacak. Sanat artık kadınların eline geçmiş oldu. Sanatı ayakta tutmak, yaşatmak için bugünlere kadar getirdim. Tezgahlar da artık üretilmiyor. Son tezgah ustası da Denizli'de yaşıyor. Zor bir sanat, yeri bende çok kıymetli" dedi.
'BASILAN HER AYAK BİR DESENİ ORTAYA ÇIKARIYOR'
Saim Bayrı, baba yadigarı dokuma sanatını kızı Gülnur Yaykal (45) ve torunu Nurefşan Yaykal’a (27) öğretti. Şimdi de Gülnur Yaykal tarafından Tire Kadın Danışma Merkezi’ndeki atölyede Tireli kadınlara öğretiliyor. Geçmişte efe kıyafetleri, kaftanlar ve perdeler yapılan tezgahta, şimdi küçük çantalar, bebek yelekleri, masa örtüleri ve şallar dokunuyor. Bu geleneksel sanatın kaybolmamasını isteyen usta öğretici Gülnur Yaykal, "Desenlerin ayak numaraları var, her bastığım ayak bir deseni ortaya çıkarıyor. Sistemi harekete geçirip mekikleri atabilmem için ağızlık açıyor. Mekiklerle renkli iplerimi atarak desenleri oluşturuyorum. Tüm bu sistemi aynı anda kontrol etmek durumundayız. Normal iki ayaklı tezgahlarda en fazla çizgili kumaş olur, Beledi dokuma tezgahı ise 13 ayaklı olduğundan çok farklı desenlere olanak sağlıyor" dedi.
Kadın Danışma Merkezi’nde eğitim vermeye devam eden Yaykal, Tire Belediyesi’ne bağlı merkezin öncülüğünde kadınların tezgahta yaptıkları ürünlerin satışından gelir elde edilmesiyle, daha çok kişiyi dokumacılığa teşvik etmek istediklerini söyledi.
'KADINLAR BAŞARIR'
Gülnur Yaykal, Beledi dokumanın çoklu konsantrasyon gerektirdiğine dikkat çekerek, kadınların işe ilgisinin arttığını söyledi. Yaykal, "Kadınların her şeyi başarabileceklerine inanıyorum. Geçen sene 13 çırak yetiştirdim. Kadınlar zevkli ve yaratıcı oldukları için, onlar daha güzel ürünler ortaya çıkarabiliyor. Kumaşlarla istediğimiz her şeyi yapabiliriz, hayal gücüne kalmış. Şuan daha çok çanta yapıyoruz. Salon takımları, sehpa örtüleri, kırlentlerin yanında kravat, kemer ve atkı da yapılabilir. İpekten şalların çok güzel olacağını düşünüyorum. Dokuma kimsenin tekelinde kalmasın, yaygınlaşsın. Bu bizim atalarımızdan gelen mirasımız. Özellikle Tire’ye ait olması çok önemli. Bunu gençler öğrenmeli ve sahip çıkmalı. Gerçekten hayranlık duyulacak bir iş aslında. Biz de bu sanatı önce Türkiye’ye sonra dünyaya yeniden tanıtmak istiyoruz" dedi.
Saim Bayrı’nın torunu Nurefşan Yaykal, dokumayı modernleştirmeye çalıştığını belirterek, "İnsanların gözü korkmamalı, zor bir tezgah gibi gözüküyor. Fakat öğrenme ve dokuma aşaması çok zevkli. Özellikle kadınların öğrenmesini çok isterim. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir tezgah, bunu yaygınlaştırmak istiyoruz. Son ustanın soyundan gelmek çok kıymetli bir şey, biz bunun değerini çok geç fark ettik. Ben 5’inci kuşak olarak sorumluluğumun farkındayım. Bu beni teşvik ediyor. Daha ileri götürmeye ve modernleştirmeye çalışıyorum. Zaman çok hızlı geçiyor ve bu tarihi sanatı yeni nesile aktarmak için çalışıp modernleştirmek gerekiyor" dedi.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------
- Anons
- Saim Bayrı'nın tezgahta dokuma yapmasından genel ve detay görüntüler
- Saim Bayrı ile röp.
- Gülnur Yaykal ile röp.
- Nurefşan Yaykal ile röp.
- Aile tezgah başındayken görüntüler
- Detay görüntüler

Haber: Melis KARAKUZULU, Kamera: Mustafa KÖPRÜLÜ/İZMİR, (DHA)

======================

İzmir'de pembe beyaz flamingolar görsel şölen oluşturdu

İZMİR'in Balçova ilçesindeki İnciraltı semtinde koruma altına alınan Çakalburnu Lagünü, pembe beyaz görüntüsüyle göz dolduran flamingoların evi haline geldi. Daha az rüzgar alan sığ suları tercih eden flamingolar, fotoğraf tutkunlarının da ilgi odağı oldu.
Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte konumu sebebiyle birçok kuş türünün mesken edindiği koruma altına alınan Çakalburnu Lagünü, göçmen kuş olarak bilinen flamingoların da evi haline geldi. Daha az rüzgar alan sığ suları tercih eden flamingolar, yaşam şartları uygun olan bölgeye yerleşerek koloni kurarken, vatandaşların da ilgi odağı oldu. Nadir görülen bir kuş türü olan uzun bacaklı flamingoların pembe beyaz görüntüleri, fotoğraf tutkunlarının da ilgisini çekti. 1-2 metre uzunluğundaki görkemli kuşlar, gökyüzünde süzülürken de yüzerken de eşsiz manzaralar oluşturdu.

Görüntü Dökümü
---------
- Flamingo görüntüleri
- Çakalburnu lagünü genel detay görüntüler
- Muhabir anonsları

Haber: Hande NAYMAN Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)