DHA YURT BÜLTENİ -2 

Akdeniz'de 3.7 büyüklüğünde deprem AKDENİZ’de merkez üssü Muğla’nın Dalaman ilçesi açıkları olan Richter ölçeğine göre 3.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.  Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı’nın merkez üssünü Akdeniz’de Muğla’nın Dalaman ilçesinin 23.32 kilometre açığı olarak saptadığı deprem, saat 07.18’de meydana geldi.

Akdeniz'de 3.7 büyüklüğünde deprem

AKDENİZ’de merkez üssü Muğla’nın Dalaman ilçesi açıkları olan Richter ölçeğine göre 3.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı’nın merkez üssünü Akdeniz’de Muğla’nın Dalaman ilçesinin 23.32 kilometre açığı olarak saptadığı deprem, saat 07.18’de meydana geldi. Yerin 7.07 kilometre derinliğinde olan deprem, Dalaman’da da hissedildi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin büyüklüğünü 4 olarak açıkladı.

Reklam
Reklam

MUĞLA, (DHA)

===========================

Vurulan boz ayı telef oldu

Erzurum'un Şenkaya ilçesinde tüfekle vurulduğu belirlenen boz ayı telef oldu. Yöre sakinlerinden Eşref Kan (70), ayıyı yaralı gördüklerini, bir gün sonra da ölüsünü bulduklarını söyledi.

Şenkaya ilçesi Gaziler Mahallesi'nde arızalanan traktörü tamir eden Eşref Kan, yaşadığı Oltu ilçesine dönerken Leğsor Deresi yakınlarında yol kenarında yaralı boz ayı gördü. Eşref Kan, bir gün sonra ayıyı merak ederek yine aynı bölgeye gitti. Ayının öldüğünü gören Eşref Kan ve beraberindekiler, karın kısmından vurulduğunu fark etti.

Eşref Kan, "Şenkaya'nın Gaziler Mahallesi'nden traktör tamirinden dönerken saat 16.00 sıralarında yaralı ayıya rastladım ve hemen veterinere ve ilgili kurumlara haber verdim. Sosyal medya adreslerinden çağrıda bulunduk. Ancak bir gün sonra geri geldiğimizde hayvanı ölü bulduk" dedi.

Babasıyla birlikte Şenkaya'dan dönerken yaralı olarak gördükleri ayının bir gün sonra öldüğünü söyleyen Osman Kan, "İlgili kurumlara bilgi verdik, ayrıca sosyal medyadan da çağrıda bulunduk. Ama kimse ilgilenmedi, sabah geldiğimizde aynı yerde ayı ölü olarak yatıyordu. Önce araç çarptığını sandık ama ayının karın kısmından vurulduğunu gördük. Birileri tarafından tüfekle vurulmuş" diye konuştu.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Ölü ayıdan tedaylar
-Vatandaşlar ayının yanında
-Eşref ve Osman Kan kardeşlerle röp
Murat AYDIN / OLTU (ERZURUM), (DHA)

===========================

Uzay macerası için İzmir'e akın ediyorlar

Dünyanın iki uzay kampından biri olan İzmir'deki 'Uzay Kampı Türkiye', yeni sezonunda da katılımcılara unutulmaz bir uzay deneyimi yaşatmaya devam ediyor. Teleskopla gökyüzünü inceleyen, ay yürüyüşü yapan ve simülatörleri kullanan çocuklar, kampta kendilerini astronot gibi hissetme fırsatı buluyor. Dünyanın dört bir yanından uzay meraklılarını ağırladıklarını söyleyen Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü Emre Aday, "Kampa katılan okulların her sene öğrenci sayılarının arttığını gözlemliyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri'nden, Pakistan'dan, Hindistan'dan birçok okulumuz kamp programı için rezervasyon yaptırıyor. Aynı zamanda yaptığımız anketlerde yüzde 95 memnuniyet oranına ulaşıyoruz" dedi.

İzmir'de Ege Serbest Bölgesi'nde kurulu olan Uzay Kampı Türkiye, yaz tatili sonrasında yeni sezonunda da 7-18 yaş arasındaki katılımcılara unutulmaz bir uzay deneyimi yaşatmaya devam ediyor. Topraksız tarım, uzay giysileri, Mars turu, Discovery Uzay Mekiği, yer kontrol merkezi ve uluslararası uzay istasyonunun bulunduğu alanda teleskopla gökyüzünü inceleyen, ay yürüyüşü yapan ve simülatörleri kullanan çocuklar, kampta kendilerini tıpkı bir astronot gibi hissetme fırsatı buluyor. Dünyanın iki uzay kampından biri olan İzmir'deki kampta, çocuklar sihirli kürede güneş sistemi, dijital planetaryumda konum astronomisi, gök atlası yapımı atölyesi ve teleskopla gezegen ve yıldız gözlemi etkinliklerine katılma fırsatı buluyor. Bu benzersiz deneyim için dünyanın dört bir yanından katılımcıları ağırladıklarını söyleyen Pazarlama ve Halkla İlişkiler Müdürü Emre Aday, "Sunduğumuz program içeriği öğrencilerin hem fen, matematik ve uzay bilimleri alanında bilinçlenmesine katkıda bulunuyor hem de bireysel gelişimlerine kazanımlar sağlıyor. Kısa süreli programlara katılan öğrencilerimizle yaptığımız anketler sonucunda yüzde 95 memnuniyet oranına ulaşıyoruz. Öyle ki, programdan ayrılmadan önce okul gruplarımız bir sonraki sene için tekrar rezervasyon yaptırıyor. Katılan okulların her sene öğrenci sayılarının arttığını gözlemliyoruz. Öğretmenler ise, çocukların derslerine olumlu katkıda bulunduğunu bizlere iletiyor. Türkiye'nin her yerinden birbirinden referans sağlayarak okullar uzay kampını ziyaret ediyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nden, Pakistan'dan, Hindistan'dan birçok okulumuz kamp programı için rezervasyon yaptırıyor" diye konuştu.
'YURT İÇİ VE YURT DIŞINDAN TALEP ÇOK FAZLA'
Kampta uzay bilimleri ve teknolojileri alanında uygulamalı eğitimler verildiğini söyleyen Aday, "Öğrenciler 1 buçuk günden başlayan programlardan, 6 günlük programlara kadar astronotların ne tür eğitimlerden geçtiklerini uygulamalı olarak görüyorlar. Astronotların kullandıkları araçlara benzer araçları kullanarak okulda gördükleri konuları destekleyecek eğitime sahip oluyorlar. İngilizce dilinde sunduğumuz programlarda farklı ülke ve kültürlerden gelen öğrencilerle bir arada olma fırsatı buluyorlar. Uzay bilimleri ve geleceğin teknolojisi konuları hakkında fikir sahibi oluyorlar. Hem yurt içinden hem yurt dışından çok sayıda talep alıyoruz" dedi.
BİRBİRİNDEN İLGİNÇ İNTERAKTİF EĞİTİM İSTASYONLARI BULUNUYOR
Uzay kampında astronotların uzaya gitmeden ne tür aşamalardan geçtiğini simülatörlerle anlatıldığını söyleyen Aday, "Ayda nasıl yürünür, yürümeden önce nelere dikkat edilir öğrenciler simülatörlerle bu konular hakkında bilgi sahibi oluyor. Program içeriğinde uzay mekiği uçuş görevi çok önemli bir kısmını kapsıyor. Öğrenciler uzaya giden, dünyanın etrafında dönüp tekrar geri dönen astronotların neleri deneyimlediğini bire bir göreme fırsatı buluyorlar. Sürtünmesiz ortamda hareket etmeyi anlatan simülatörde, Newton'un hareket yasalarını öğretiyoruz. Gece teleskopla gözlem yaptığımız bir gözlemevimiz var. Öğrenciler dijital ortamda teleskopla gökyüzü gözlemi yapıyor. Çocukların fen ve uzay bilimlerine ilgisini arttıracak birbirinden ilginç interaktif eğitim istasyonumuz var" şeklinde konuştu.
'KENDİMİ UZAYDA GİBİ HİSSETTİM'
Yer-yön simülatörünü deneyimleyen kamp öğrencilerinden 12 yaşındaki Murat Emre Yeşilsert, "Simülatör çok eğlenceliydi. Baş döndürücü görünüyordu ama başım dönmedi. Kendimi düşen bir uçaktaymışım ve hiç kontrol edemeden takla atıyormuşum gibi hissettim. Uzay kampına daha önce gelmemiştim. Burada uzayla ilgili birçok simülatör var. Ben de uzaya meraklıyım ve babamla birlikte teleskoptan uzaya bakıp takımyıldızlarını gözlemliyorum" dedi.
Uzaya ilgisi olduğunu belirten kamp öğrencilerinden 11 yaşındaki Sarp Ünal, "Eskiden uzay istasyonunda yapılan sporları test etmek için bir simülasyon vardı. En çok bu simülasyonu beğendim. Çok eğlenceliydi. Burada kendimi uzaydaymış gibi hissettim. İstediğimiz gezegeni yapabildiğimiz büyülü bir gezegen vardı" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
- Uzay kampından genel detay görüntüler
- Simlatörlere binen öğrencilerden görüntü
- Öğrencilerle röportaj
- Muhabir anonsu
- Emre Aday ile röportaj
Haber: Hande NAYMAN Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)

===========================

Mucize bebek Defne, annesini yatırımcı yaptı

İzmir'in Gaziemir ilçesinde yaşayan down ve turner sendromlu Türkiye'deki tek bebek 27 aylık Defne'nin annesi Asiye Ciğeroğlu, aldığı yüzme eğitimi sonrasında kızının sırt kasları, kürek kemikleri ve kollarının güçlendiğini görünce tüm çocukların gelişimini destekleyecek, içinde yüzme havuzunun bulunduğu bir merkez kurmaya karar verdi. Ailesinin desteğini alarak önemli bir yatırıma imza atan Ciğeroğlu, 0-5 yaş arası bebekler için özel havuzlarda su güvenliği, yüzme dersleri, duyu eğitimi ve SPA hizmeti veren bir firmanın ikinci şubesini açtı.

Bebeklere özel tasarlanmış ozonlu havuzda yüzme dersleri alan 27 aylık down sendromlu ve turner sendromlu Defne Ciğeroğlu, fiziksel gelişimindeki ilerleme ile ailesine örnek oldu. Defne'nin yüzme terapisiyle çok gelişim gösterdiğini gören anne Asiye Ciğeroğlu, kardeşi Esin Aktaş ile birlikte tüm çocukların olduğu kadar özel çocukların gelişimini de destekleyecek bir merkez açtı. 0-5 yaş arası bebekler için özel havuzlarda su güvenliği ile yüzme derslerinin yanı sıra, duyu eğitimi ve SPA hizmeti sunulan merkezde hem Defne hem de tüm çocuklar fiziksel ve bilişsel gelişimine katkı sağlayacak.
'KARADA YAPAMADIKLARINI SUDA BAŞARIYORLAR'
Merkezde 0-36 ay çocuklar için hem yüzme dersleri hem de duyu aktiviteleri yaptıklarını ifade eden marka kurucusu ve eğitmen Yasemin Doğurga, tüm çocukların su içinde bilinçli bir şekilde nefeslerini tutmalarını kolluksuz erken yaşta yüzmeyi öğrenmelerini hedeflediklerini kaydetti. Tüm bebeklerin 3 aya kadar zihinsel gelişimini tamamladığını anlatan Doğurga, "Çocukların tüm duyularını harekete geçiren değişik aktiviteler ile zihinsel ve ince motor becerilerini geliştirmesini sağlıyoruz. Türkiye'de ilk defe böyle bir konsept yaratıldı. Havuzlarımız tamamen çocuklara özel ve ozonlu. Yetişkinler giremiyor. Sertifikalı eğitmenlerimiz çocukların gelişimlerini ve sudaki ihtiyaçlarını çok iyi biliyorlar" dedi. Türkiye'de özel gereksinimli çocuklar için çok fazla yüzme aktivitesi olmadığını dile getiren Doğurga, "Özel çocuklar için havuzlarımız özel tasarlandı. Karada yapamadıkları bütün hareketleri suda yapabildikleri için gelişimlerine katkı sağlanıyor. Defne'nin ailesi de havuzdan çok fayda gördükleri için böyle bir merkez açıp başka çocuklara da yarar sağlamak istediler" dedi.
SUYUN İÇİNDE KONUŞMAYA BAŞLADI
Defne'nin down ve turner sendromlu Türkiye'deki tek bebek olduğunu anlatan anne Asiye Ciğeroğlu (31), kızlarının geçen mayıs ayında yüzme eğitimine başladığını söyleyerek hızlı gelişimi iki ay içinde fark ettiklerini açıkladı. Devlet memuru baba Burak Ciğeroğlu (32) ile birlikte kızlarına doğumundan itibaren tüm desteği verdiklerini belirten Ciğeroğlu, Defne'nin yüzme sayesinde çok ilerleme gösterdiğini vurguladı. Bilgisayar programcılığı mezunu olduğunu ve muhasebecilik yaptığını anlatan Ciğeroğlu, Defne doğduktan sonra hiç çalışmadığını ve tüm vaktini ona ayırdığını belirterek şöyle konuştu:
"Defne yüzme sayesinde 2 ay içinde özellikle sırt ve denge koordinasyonunda inanılmaz gelişim kaydetti. Yürümeye çok yaklaştı. Yerden kendisini kaldırıp atabilen bir çocuk. 4-5 fizyoterapist desteği alıyor. Sürekli özel eğitimlere gidiyor. Ama buna rağmen çok yavaş ilerliyordu. Terapiden terapiye koşuyorduk. Ozonlu yüzme havuzunda çok fayda gördüm. Defne koordineli bir şekilde bedenini kullanmaya ve daha sağlam adımlarla ayakta durmaya başladı. Özgüveni gelişti. Suyun içinde dil gelişimi bile ilerledi. Özel çocuklar için iki kelimeyi birleştirmek çok zordur. Defne hiçbir kelime söyleyemezken havuzun içindeki 5 yada 6'ncı seansında 'gel' demeye başladı."
'BAŞKA ÇOCUKLARA DA DOKUNMAK, IŞIK SAÇMAK İSTEDİM'
Çocuklar için böyle bir merkez açmayı önce kendi kızı için istediğini anlatan Ciğeroğlu, "Çocukları çok seviyorum. Çocuk gelişimi eğitimine başladım. Hem kendi kızım hem diğer çocuklar için buradayım. Özel gereksinimli çocukların ihtiyaçları çok farklı. Biz özel anneler, çocuklarımızın yemek yeme, konuşma becerisi, ayağa kalkma, vücudunu dengede tutma becerileri için yıllarca uğraşıyoruz. Onlar ilerleme kat edemeyince motivasyonumuz düşüyor. Ben bu işe başlamalıyım, dedim. Burası benim için bir hayaldi. Emek verdik ve eşimle birlikte başardık. Başka çocuklara da dokunmak, ışık saçmak istedim. Onlara dokununca kas gelişiminin ne aşamada olduğunu görebiliyorum. Bu işe canı gönülden baş koydum" dedi.
Minik Defne'nin teyzesi Esin Aktaş (25) da ablasına destek vererek bu yatırıma ortak oldu. Ekonomi bölümünden yeni mezun olduğunu, sınavlara hazırlanırken kendisini bu işin içinde bulduğunu söyleyen Aktaş şunları anlattı:
"Yeğenim Defne mucize bir bebek. Çocukları çok seviyorum. Yeğenimi de ayrı seviyorum. Defne'nin karada yapamadıklarını suyun içinde yapabildiğini görüyorduk. Diğer çocuklara da faydalı olmak istedik. Bankacı yada konut eksperliği yapabilirdim. Ablam bu fikirle geldi. Hemen kabul ettim. Bu işi çok severek yapacağıma inanıyorum."
KALP KASLARI DA GÜÇLENİYOR
Hem bir aile danışmanı hem de özel çocuk annesi olarak Banu Geboloğlu da yüzmenin çocuklar için çok faydalı olduğuna dikkat çekti. Yüzmenin çocukların en fazla kaslarını hareket ettirebilecekleri bir spor dalı olduğunu hatırlatan Geboloğlu, "Yüzme hem sosyal becerilerini geliştirir hem bilişseline katkı sağlar. Zaten motor becerilerinin yeterince aktif olması demek bir çocuk için özgüven artışı demektir. Her çocuğun anne karnındaki amniosıvıdan çıktığı andan itibaren suyla bütünleşmesi hem psikolojik hem gelişimsel fayda sağlar. Benim kızım Zeynep, down sendromlu ve 7 yaşında. Doğduğu andan itibaren yüzmeyle destekledik. Çünkü down sendromlu çocuklarımızın, kas ve kalp rahatsızlıkları gibi çok fazla tetikleyici hastalıkları oluyor. Yüzme aynı zamanda kalp etrafındaki kasları da desteklediği için kalp rahatsızlıklarının azalmasını sağlar" diye konuştu. Merkezi ziyaret eden anne Seda Hazneci ve baba Cem Hazneci, kızlarının 6 aylık sağlıklı bir bebek olduğunu söyleyerek "Bu merkezin açılmasına çok sevindik. Kızımız Derin suyu seviyor. Banyodayken hiç sıkılmıyor. Bu yaz denize soktuk. İnşallah havuza da girecek. Suyun hem bedensel hem zihinsel gelişimine katkısı olduğunu okumuştum. Onun sosyal anlamda da burada gelişebileceğini düşündük" dedi.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Havuzun içinde yüzen Defne ve diğer çocuklardan görüntü
- Merkezin açılışı ve kurdele kesiminden görüntü
- Defne ve ailesinden detay görüntü
- Eğitmen Yasemin Doğurga ile röportaj
- Anne Asiye Ciğeroğlu ile röportaj
- Teyzesi Esin Aktaş ile röportaj
- Aile danışmanı Banu Geboloğlu ve ailelerle röportaj
Haber-Kamera: Nevra UÇKAÇ / İZMİR, (DHA)

Erik ağacı, ekim sonunda çiçek açtı

Muğla'nın Fethiye ilçesinde, ekim ayında sıcak havanın etkisiyle bir erik ağacının çiçek açması şaşkınlık yarattı.

Fethiye'de hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, günün en yüksek sıcaklığı 26 derece ölçüldü. Kayaköy Mahallesi'nde bulunan bir restoranın işletmecisi evli ve 1 çocuk babası 41 yaşındaki İlker Koca, işyerinin bahçesindeki ağaçlarla ilgilendiği sırada, bir erik ağacının çiçek açtığını fark etti. Normal zamanda mayıs ayında çiçek açan ağacın, ekim ayının son günlerinde çiçek açması karşısında şaşkınlık yaşadı. Fethiye'de sıcak bir hafta geçirdiklerini belirten İlker Koca, "İlkbaharda bile çiçek açmazken, erik ağacının ekim ayında çiçek açması bizleri çok şaşırttı. Daha önce karşılaşmadığımız bir manzara" dedi. Ağacı görerek fotoğraf çektiren mahalle sakini Fatma Kafadar (27), 10 yıldır burada yaşadığını ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını belirterek, "Fethiye'mizde sıcak bir hava var. İnsanlar hala denize girebiliyor. O yüzdendir diye düşünüyorum" dedi. Ziraat Mühendisi Gürbüz Akan ise "Erik ağaçları ilkbaharda çiçek açar. Bundan sonra meyvesini verir. Fethiye sıcak bir bölge. Her mevsim güneş oluyor. Zaman zaman bu şekilde ağaçlar, zamansız çiçek açabilir. Bu bölge için bu çok anormal bir durum olmadığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Erik ağacından görüntü
- İlker Koca röportaj
- Fatma Kafadar röportaj
- Gürbüz Akan röportaj
Haber- Kamera: Sedat ÜNAL / FETHİYE (Muğla), (DHA)

1.5 aylık bebeğe 5 saatlik kalp ameliyatı

Eskişehir'de kalp hastası olarak dünyaya gelen 1.5 aylık Mahmut Musey bebek, Muğla'da geçirdiği 5 saatlik zor ameliyata karşın yaşama tutunmayı başardı.

Şanlıurfa'da yaşayan Mehmet Musey (53), beraberindeki eşi ev kadını Zeliha Musey (44) ve çocuğuyla birlikte tarım işçisi olarak geçen mayıs ayında Afyonkarahisar'a yerleşti. Hamile olan Zeliha Musey, geçen 15 Eylül'de, Emirdağ Devlet Hastanesi'nde normal doğumla 3 kilo ağırlığında erkek bebek dünyaya getirdi. Hastaneden taburcu olan Musey çifti, 'Mahmut' ismi verdikleri oğlunun nefes almakta güçlük çekmesi üzerine Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Yapılan tetkiklerde bebeğin kalbinin sağ karıncığının gelişmemiş, sağ kulakçık ile sağ karıncık arasındaki kapakçığın tıkalı, kalpten çıkan ana iki damarın ters ve vücuda kan götüren ana aort damarının dar olduğu belirlendi. Açık kalp ameliyatı gerçekleştirebilecek merkez arayışına giren aile, Eskişehir'de görevli doktorların önerisiyle Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Buğra Harmandar ile görüştü. Harmandar'ın isteği üzerine Mahmut bebek, ambulansla Muğla'ya getirildi. 18 Ekim'de yapılan 5 saatlik açık kalp ameliyatı sonrası minik Mahmut, sağlığına kavuştu. Bebeği hastanede ziyaret eden MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek, MSKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Salih Akkuş, aileye geçmiş olsun dileklerini iletti. Sağlık durumu iyi olan minik Mahmut, geçen 31 Ekim'de hastaneden taburcu oldu.
Ameliyatı yapan Doç. Dr. Buğra Harmandar, "Muğla çevresindeki Denizli, Aydın, Kütahya, Uşak, Afyon, Antalya dahil pekçok ilde bu kadar kompleks yeni doğan açık kalp ameliyatları yapılamadığı için hastalar, Muğla'da kurduğumuz altyapı sayesinde, ameliyata bize geliyor. Pek çok büyük ilde de kapasite doluluğu nedeniyle çoğu hasta kabul edilemiyor. Hastanemizi Türkiye'nin sayılı merkezlerinden biri haline getirmiş bulunuyoruz. Hastamız Mahmut Musey'in kalbinin tek karıncığı gelişmemiş olduğu için tek karıncıklı bir kalple ömür boyu yaşamaya mahkum. Yaptığımız bu ilk ameliyatta kalbi tek karıncıkla tüm vücut kan dolaşımını sağlayabilecek şekilde yeniden dizayn ettik ve hastamız sağlığına kavuştu. Yaptığımız ameliyatta tıbben vücuda giden ana aort damarının genişletilmesi (arkus aorta rekonstrüksiyonu), atriyal septektomi (kalbin iki kulakçığının birbirine birleştirilmesi) ve pulmoner banding (akciğere giden damarın daraltılması) ameliyatlarını gerçekleştirdik. Tek karıncığın mevcut olduğu bu hastalık 3 ameliyatla düzeltilebilen bir hastalıktır. İkinci ameliyatını 6 ay- 1 yaş arasında (Glenn ameliyatı) ve 3. ameliyatını (Fontan ameliyatı) da 4-5 yaşlarında yine hastanemizde gerçekleştireceğiz. Bu şekilde 3 ameliyatını da tamamlayıp yaşattığımız pek çok hastamız mevcut. Bu ikinci ve üçüncü aşama ameliyatlar da çok kompleks açık kalp ameliyatları olup büyük merkezler dışında yapılmamaktadır" dedi.
Baba Mehmet Musey ise, "Doktorumuz başta olmak üzere hastane personeline evladımı sağlığına kavuşturdukları için teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
- Bebeğin görüntüsü
- Hemşirelerin bebekle ilgilenmesi
- Doç. Dr. Buğra Harmandar'ın bebeği kucağına alması
- MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek ve hastane Başhekimi Salih Akkuş'un bebeği ziyaret etmesi
- Doç. Dr. Buğra Harmanar ile röportaj
- Baba Mehmet Musey ile röportaj
Haber-Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)