DHA YURT BÜLTENİ-3

1)BOĞULAN ANNE, İKİ KIZI VE KIZ KARDEŞİ YAN YANA GÖMÜLDÜ  DİYARBAKIR’ın Silvan ilçesine bağlı Çayırönü Mezrasında piknik yaptıktan sonra baraj göletinde bulaşıkları yıkamak isterken gölete düşep boğularak yaşamını yitiren iki kız kardeş, anneleri ve teyzeleri yapılan otopsinin ardından memleketleri Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Yeniçağlar köyünde gözyaşları arasında toprağa verildi.

1)BOĞULAN ANNE, İKİ KIZI VE KIZ KARDEŞİ YAN YANA GÖMÜLDÜ

DİYARBAKIR’ın Silvan ilçesine bağlı Çayırönü Mezrasında piknik yaptıktan sonra baraj göletinde bulaşıkları yıkamak isterken gölete düşep boğularak yaşamını yitiren iki kız kardeş, anneleri ve teyzeleri yapılan otopsinin ardından memleketleri Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Yeniçağlar köyünde gözyaşları arasında toprağa verildi. İstanbul'da yaşarken, Batman'ın Kozluk ilçesine bağlı Yeniçağlar köyündeki yakınlarını ziyarete gelen Hediye Karabulut (40), kızları Seda Nur (13), Ayşenur (12) ve Şeval Nisa (9) ile kız kardeşi Hava Kaya (35) ile birlikte önceki gün Diyarbakır'ın Silvan ilçesine bağlı Taşpınar köyü imamı olan kardeşleri Sıddık Sayar'ın evine geldi. Geceyi burada geçiren Karabulut ailesi, dün sabah saatlerinde de Görpınar köyü Çayırönü mezrası yakınlarından geçen Malabadi baraj gölü kıyısında piknik yaptıktan sonra bulaşık yıkadıkları sırada, 12 yaşındaki Ayşenur ile 9 yaşındaki Şeval Nisa baraj gölüne düşmüş, onları kurtarmak isteyen anneleri Hediye ve teyzeleri Hava Kaya'da atladıkları suda boğulmuşlardı. Birbirlerini kurtarmak isterken boğularak yaşamını yitiren anne, 2 kızı ve teyzelerinin cenazesi önce Silvan Devlet Hastanesi ardından otupsu için Diyarbakır Adli Tıp kurumuna kaldırıldı. Diyarbakır'da dün gece yapılan otop/si işleminden sonra 4 cenaze Batman'ın Kozluk ilçesine bağlı Yeniçağlar köyünde gözyaşları arasında yan yana toprağa verildi. Öte yandan, yeğenleri ve ablasının ardından suya atlayarak yaşamını kaybeden Hava Kaya, ardında biri 6 aylık bebek ve biri 2 yaşında 3 çocuk bıraktığı belirtildi. Taziyelerin ise köyde kabul edilmeye devam edeldiği öğrenildi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Anne, kız kardeşi ve 2 çocuğunun defin işleminden görüntüler
-Cenazeden görüntüler
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Burak EMEK/BATMAN,(DHA)-

======================================================

2)PATLAYAN SU BORUSU 3 İŞYERİNE ZARAR VERDİ

İZMİR Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon (İZSU) İdaresi'ne ait Konak ilçesindeki ana su borusu patladı. Fışkıran su yaklaşık 30 metreye kadar yükselirken, 3 işyerinde tazyikli su nedeniyle küçük çaplı zarar oluştu. Olay, bugün saat 07.00 sıralarında, Cumhuriyet Bulvarı'nda meydana geldi. İZSU Genel Müdürlüğü'ne 100 metre mesafedeki İZSU'ya ait ana su borusu, bilinmeyen bir nedenle patladı. Tazyikli su, yaklaşık 30 metre yüksekliğe kadar fışkırdı. Çevredeki 3 işyeri, tazyikli su nedeniyle küçük çaplı zarar gördü. Vatandaşlar, su basan bulvarda yolun karşısına geçmekte zorlandı. Cumhuriyet Bulvarı'nın bir kısmı, sular altında kaldı. Bazı vatandaşlar, fışkıran su önünde özçekim yaptı. Bazı vatandaşlar, yaklaşık 1 saat olaya müdahale edilmediğini söyleyip tepki gösterdi. Belediye ekiplerinin çalışmasıyla su kesildi. Ekiplerin çalışması sürüyor. Ayrıca yola dolan sularda çekilmeye başladı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------------
- Fışkıran sudan görüntü
- Cumhuriyet Bulvarı'ndan görüntü
- Vatandaşlardan görüntü
- Genel ve detay görüntü
Haber - Kamera: Mehmet GÜNEY / İZMİR, (DHA)

====================================================

3)GÖBEKLİTEPE UNESCO LİSTESİNE GİRDİ, BÖLGE TURİZMİ CANLANDI

ŞANLIURFA'nın merkez Haliliye ilçesinde bulunan, tarihi 12 bin yıl önceye dayanan Göbeklitepe'nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınması, kent ve bölge turizmini canlandırdı. Sıcak havaya rağmen yerli ve yabancı turistler Göbeklitepe'yi görmek için kente gelmeye başladı. Haliliye Belediye Başkanı Fevzi Demirkol, 'Daha eskisi yok' diyerek yıllardır tanıtımını yaptıkları Göbeklitepe'nin UNESCO listesine girmesinin sadece Şanlıurfa değil, bölge ve Türkiye turizminin tanıtımına büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Şanlıurfa kent merkezine 18 kilometre mesafede, Örencik Mahallesi yakınlarında Neolitik döneme ait Göbeklitepe'de, 1995 yılında Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü işbirliğinde kazı çalışmalarına başlandı. Kazı çalışmalarında neolitik döneme ait boyları 3 ila 6 metre, ağırlıkları da 40 ila 60 ton arasında değişen, yabani hayvan figürlü 'T' biçimli dikili taşları ve 8 ila 30 metre arasında değişen çaplarda dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları ve 12 bin yıl öncesine ait 65 santimetre uzunluğunda heykel ve çeşitli tarihi eserler bulundu. 12 bin yıllık geçmişi ile dünyanın en eski tapınağı olarak kabul edilen ve üzeri çatı ile kapatılıp canlandırma merkezi yapılan Göbeklitepe, 1 Temmuz'da UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne dahil edildi.
ZİYARETÇİ SAYISI ARTTI
Tarihi, Milattan Önce 11 bin 500 yılına kadar uzanan ve İngiltere’de bulunan Stonehenge’den 7 bin, Mısır piramitlerinden ise 7 bin 500 yıl daha eski olan insanlığın en büyük tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmasıyla birlikte, son zamanlarda yabancı turistlerin ziyaret ettiği adres olmaya başladı. Sıcak havaya rağmen yabancı turistler, dünyanın en eski tapınağını görmenin mutluluğunu yaşıyor. Çok sayıda yerli turist de kente gelerek Göbeklitepe'yi ziyaret ediyor. Ziyaretçiler, Göbeklitep'nin ardından Şanlıurfa’nın diğer tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra komşu kentler Gaziantep, Mardin ve Adıyaman’ı da dolaşmayı ihmal etmiyor.
TANITIM ÇALIŞMALARINA DEVAM
Haliliye Belediyesi Başkanı Fevzi Demirkol, 2014 yılından bu yana ilçe sınırları içerisinde yer alan Göbeklitepe'nin tanıtımına yönelik çalışmalar yaptıklarını söyledi. Film festivali, sportif faaliyetler, sempozyumlar düzenlediklerini, Türkiye'nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde Göbeklitepe'nin tanıtımını yaptıklarını anlatan Demirkol, Göbeklitepe'nin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne dahil edilmesiyle emeklerinin karşılığını almış olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Arkeoloji tarihinin en büyük keşfi olan Göbeklitepe'yi, 'Daha eskisi yok' sloganı ile dünya kamuoyuna tanıttıklarını hatırlatan Demirkol, "Göbeklitepe 12 bin yıllık geçmişe sahip. Göbeklitepe, İngiltere'de bulunan Stonehenge'den 7 bin, Mısır piramitlerinden ise 7 bin 500 yıl daha eskidir. Göbeklitepe sadece tarihi eser değil, detaylı incelemesinde yüksek mimarlık örneğidir, matematiktir, sosyolojidir" dedi.
CAZİBE MERKEZİ OLACAK
Göbeklitepe'nin cazibe merkezi olmasını hedeflediklerini ve bunun için de çalışmalarının süreceğini dile getiren Demirkol, şöyle devam etti:
"Göbeklitepe; ilçemiz, şehrimiz, bölgemiz ve ülkemiz için büyük bir kazançtır. Her zaman Şanlıurfa'yı tarihin başladığı nokta olarak tanımlıyorduk ve Göbeklitepe'nin 12 bin yıl öncesine dayanan tarihi, bu tezimizin doğruluğunu kanıtladı. Göbeklitepe'nin UNESCO listesine girmesi bizim için büyük mutluluk kaynağı olduğu gibi, yeni sorumlulukları da getirdi. Yıllardır 'Daha eskisi yok' diyerek sürdürdüğümüz Göbeklitepe'nin tanıtımına yönelik çalışmalarımızı bundan sonra daha fazla yapmamız gerekiyor. Göbeklitepe artık yerli ve yabancı turistlerin görmek istediği yerler arasında ilk sırada olmalıdır. Haliliye Belediyesi olarak bu düşünce ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Göbeklitepe'nin UNESCO listesine, tarihi ve doğal güzellikleri ile adeta açık hava müzesi olan Şanlıurfa'yı cazibe merkezi haline getirecektir. Biz tüm yerli turistlerimizi aileleri ile Göbeklitepe'yi ziyaret etmeye, hem Göbeklitepe, hem de Şanlıurfa'nın tanıtımında birer gönüllü turizm elçisi olmaya davet ediyoruz. Fransa'nın başkenti Paris'teki Louvre Müzesi'ni geçen yıl 10 milyon kişi ziyaret etti. Hedefimiz Göbeklitepe ile açık hava müzesi konumundaki Şanlıurfa'da milyonlarca turisti ağırlamak."
Demirkol, halen kazı çalışmalarının sürdüğü Göbeklitepe'de yer altındaki tarihin gün yüzüne çıkarılması için Haliliye Belediyesi olarak kazı ekibine gerekli araç ve gereç, ihtiyaç halinde de personel desteği sağlayacaklarını sözlerine ekledi.
GEÇEN YIL 806 BİN KİŞİ ZİYARET ETTİ
Öte yandan, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre geçen yıl Göbeklitepe'nin bulunduğu Şanlıurfa'yı 806 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti. İç savaşın sürdüğü Suriye sınırına yakın olması nedeniyle ziyaretçi sayısının azaldığı kente, Göbeklitepe'nin UNESCO listesine girmesiyle birlikte bu yıl en az 1,5 milyon yerli ve yabancı turistin gelmesi bekleniyor.
KAZILAR DEVAM EDİYOR
Göbeklitepe'de, arkeolojik kazı çalışmaları da devam ediyor. Genişliği göz önüne alındığında ve yapılan jeofizik çalışmalarında 15 anıtsal tapınak ve 200'den fazla dikili taşın toprağın altında olduğunun tespit edilmesiyle, bölgedeki kazıların 150 yıl daha süreceği belirtiliyor.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------------
- Göbeklitepe'nin havadan görüntüleri
- Göbeklitepe'deki eserler
- Göbeklitepe'yi dolaşanlar
- Eserlerden detay görüntüler
- Belediye Başkanı Fevzi Demirkol ile röp.
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Hasan KIRMIZITAŞ-ŞANLIURFA - DHA
643 MB

=======================================================

(ÖZEL)
4)TERASTA OYNARKEN MAGANDA KURŞUNUYLA BAŞINDAN VURULDU

GAZİANTEP’te, dedesinin evinin terasında oyun oynayan Mehmet Emin Keser (11), nereden geldiği bilinmeyen kurşunla başından vurularak ağır yaralandı.Olay, dün gece Mevlana Mahallesi'nde meydana geldi. Akrabalarının düğünü için şehir dışına giden Yıldız- Beşir Keser çifti, çocukları Mehmet Emin'i dedesi Mehmet Keser'in yanına bıraktı. Mehmet Emin Keser, evin terasında oyun oynadığı sırada bir anda yere yığıldı. Olayı görenlerin haber vermesiyle terasa çıkan dedesi kanlar içerisinde bulduğu ve sandalyeden düştüğünü sandığı torunu için sağlık ekiplerini çağırdı. Ambulansla Şehitkamil Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Mehmet Emin'e müdahale sırasında çekilen tomografisinde, başında tabanca kurşunu olduğu belirlendi. Bunun üzerine özel bir hastaneye götürülen küçük çocuğun tedavisi sürerken, polis Mehmet Emin'i yaralayan kurşunun atıldığı tabancayı ateşleyen kişinin belirlenerek yakalanması için çalışma başlattı.
Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------------
- Mehmet Emin Keser'in fotoğrafı
- Şehitkamil Devlet Hastanesi
- Yakınlarının hastane önünde bekleyişi
- Genel ve detay görüntüler
(KJ: Haber: Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)
109 MB

(ÖZEL)
5)EVDE ÜRETTİĞİ KIZILÖTESİ KAMERAYI TÜBİTAK’A SATTI

GAZİANTEP’te, lise mezunu Müslüm İncedal (37), kendi imkanlarıyla evinde yaptığı endüstriyel kameralarla, teknoloji devlerine meydan okuyor. İncedal, son olarak ürettiği kızılötesi kamerayı TÜBİTAK’a sattı.
Meslek lisesi mezunu Müslüm İncedal, uzun yıllar fabrikalarda çalışmasının ardından işinden ayrılarak kendini endüstriyel görüntüleme üzerine geliştirdi. Yaklaşık 10 yıl önce başladığı işinde başarılı olan İncedal, yaptığı kameraları sanayiden, tarıma birçok alanda faaliyet gösteren şirketlere sattı. Son olarak yazılımı da kendisine ait olan kızılötesi kamerayı TÜBİTAK’a satan, İncedal, ülkenin ihtiyacı olan ve yurt dışından getirilen kameraları üretebilmek ve piyasaya sürebilmek için yetkililerden yardım istiyor.
Yazılımı ve tasarımı evinde gerçekleştirerek solucan gübresindeki yumurta kaybını önlemek için sensör yapan, Almanya’da yapımı devam eden Türk denizaltılarındaki çatlaklıkları tespit etmek için özel kamera geliştiren Müslüm İncedal, "Devlet yetkilileri bana sahip çıksınlar, ülkemiz için büyük işler yapabilirim" dedi.
Türkiye’ye ithal edilen teknolojik ürünleri kendisinin üretebildiğini ifade eden İncedal, "Çok çeşitli özellikleri bulunan termal kameralar üretiyorum. 10 yıldır ben bu işle uğraşıyorum, bu ürünleri geliştirirken ilk seviyeden elektronik kart tasarımı, tüm yazımları kendim geliştiriyorum. Kesinlikle bu ürünler Türkiye’de üretilmiyor. Yurt dışında bu kameralar 100 bin dolar civarında ben ise devlet kurumlarına çok ucuza 15-20 bin liraya satıyorum" diye konuştu.
TÜBİTAK SATIN ALDI
Yaptığı bazı kameraların benzerinin dünyada yapılmadığını iddia eden İncedal şunları söyledi:
"Geliştirdiğim sistemler şu an endüstride kullanılıyor. Daha sonra daha ileri seviyelere götürdüm. Tabi bunları hep bireysel olarak yaptım. TÜBİTAK’a başvurduğumda üniversite mezunu olmadığım için girişimci sıfatında olamadım ve destek alamadım. Ben de kendim bireysel çözümler üretip insanları faydalı olacak bir şekilde ürüne dönüştürdüm. Bu ürünler ülkemizde üretilmiyor, yurt dışında da çok pahalı fiyatlara Türkiye’ye satılıyor. Şu anda gelmiş olduğum noktada askeri alana bile girebilecek termal kızılötesi görüntüleme sistemini dönüştürdüm. Bu dönüştürmüş olduğum görüntülemeyi en son TÜBİTAK’a sattım. İnternet üzerinden beni bulmuşlar, TÜBİTAK’tan güneş panellerinin katmanları arasındaki çatlaklığı tespit edip, o çatlaklıklar güneş panellerinin verimliliğini düşürüyormuş. O verimlilikteki çatlağı tespit etmek için alt katmanları görüntüleyecek çeşitli özellikteki kameralara ihtiyaç duyduklarını söylediler. Ben de bunu kendilerine gönderdim. Önce bana inanmadılar sonra proje dosyalarını gönderdim ve benim yaptığıma inandılar. Daha sonra aracı firma ile benden bu kameraları satın aldılar. Kullandıklarında gayet başarılı sonuçlar elde ettiler. Orada başarılı bir şekilde kullanılmasından sonra bunun çok farklı alanlarda da kullanılabileceğini düşünüyorum."
TÜRK DENİZALTILARININ ÇATLAKLARINI ÜRETTİĞİ KAMERAYLA KONTROL EDİYOR
İncedal, Alman sanayi devi ThyssenKrupp'un, Türkiye için ürettiği 6 avcı denizaltının kaynak birleşim noktalarını kontrol için kendisinden yardım istenildiğini da öne sürerek, "Bu firma için de endoskop kamera üretiyorum. Bu kamera insanın göremediği dar yerlere girerek buradaki kaynak birleşim noktalarında çatlakları görecek. Şu anda büyük mesafe kat ettim. Kamera sayesinde daha kaynak yapılırken izi takip edilecek, kaynağın sağlamlığı ve eksik olan yerleri görülebilecek" dedi.
100 BİN DOLARLIK KAMERAYI 20 BİN LİRAYA SATIYOR
Ürettiği cihazların yazılım ve elektronik kart tasarımlarına kadar kendisinin yaptığını belirten İncedal şöyle devam etti:
"Kesinlikle bu ürünler Türkiye’de üretilmiyor. Yurt dışında bu kameralar 100 bin dolar civarındı ben ise devlet kurumlarına çok ucuza 15-20 bin liraya satıyorum. Endüstriyel uygulamalarda çok ucuz bir şekilde satabiliyorum. Şimdiye kadar devletten tek kuruş destek görmedim. Kazandığım paranın tamamını bu işlere harcadım. Kazancımla araştırma geliştirme projelerimi oluşturup planlayıp onların finanse eden bir kişi olduğum için bir aşama elde edemiyorum. Kurumsal yapı haline dönüp yurt içi ve dışında satılsa Türkiye adına ciddi anlamda bir kazanç olur. Tüm üniversitelerin akademik birimlerinde benden teknik anlamda destek isteyen tanıdıklarım var. O insanlarla paylaşıyorum ve inanamıyorlar."
İncedal, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’ndan destek isteyerek gerekli imkanların sunulması halinde ürettiği sistemleri ihraç ederek ülke ekonomisine katkıda bulunabileceğini ifade etti.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------------
- Müslüm İncedal’ın çalıştığı oda
- İncedal’ın bilgisayarda çalışması
- İncedal’ın kamera parçalarını birleştirmesi
- İncedal’ın yaptığı kamerayla topraktaki solucanları görüntülemesi
- İncedal ile röp.
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Eyyüp BURUN- Gaziantep-DHA
604 MB