DHA YURT BÜLTENİ-3

DHA YURT BÜLTENİ-3 IĞDIR'DA KARAKOLA TERÖSTLERDEN HAİN SALDIRI: 1 ASKER ŞEHİT, 2 ASKER YARALI Iğdır'ın Aralık ilçesine bağlı, İran sınırında bulunan Şehit Bülent Aydın Karakolu'na PKK'lı teröristler sabaha karşı uzun namlulu silahlarla ateş açtı, 1 asker şehit oldu, 2 asker yaralandı.

DHA YURT BÜLTENİ-3

IĞDIR'DA KARAKOLA TERÖSTLERDEN HAİN SALDIRI: 1 ASKER ŞEHİT, 2 ASKER YARALI

Iğdır'ın Aralık ilçesine bağlı, İran sınırında bulunan Şehit Bülent Aydın Karakolu'na PKK'lı teröristler sabaha karşı uzun namlulu silahlarla ateş açtı, 1 asker şehit oldu, 2 asker yaralandı.
Olay bu sabaha karşı, İran sınırında bulunan Şehit Bülent Aydın Karakolu'nda meydana geldi. İran sınırından karakola yaklaşan bir grup bölücü terör örgütü mensubu, uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Teröristlerin saldırısına anında karşılık verilirken, ilk ateşte 1 asker şehit oldu, 2 asker yaralandı. İran tarafında bulunan teröristler kaçtı. Bölgede geniş çaplı operasyon başlatılırken, yaralı askerler Iğdır Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Bu arada İran sınırındaki karakola 28 Kasım 2018 tarihinde de bir saldırı olmuştu. Roketli saldırı da bir asker bacağından yaralanmıştı. İran sınırından 1 Ocak 2019 günü de Kurtömer Hudut Karakoluna Karakolu'na roketli saldırı olmuş, 1 asker hafif yaralanmıştı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------
ARŞİV
Iğdır Devlet Hastanesi'nden arşiv görüntü

IĞDIR/DHA

======================

TEKTAŞ ÇİFTİ, BEBEKLERİNİN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ 2 HASTANEYİ SUÇLADI

DENİZLİ'de önce devlet sonra üniversite hastanesine giden, iddiaya göre, acil yapılması gerekirken ihmaller zinciri nedeniyle bir gün sonra doğuma alınan 36 haftalık hamile 37 yaşındaki Heves Tektaş'ın bebeği, doğduktan 6 gün sonra öldü. Heves Tektaş ve eşi Ergin Tektaş, bebeklerinin ölümünde ihmallerinin bulunduğunu öne sürdükleri her iki hastanedeki görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu.
Merkezefendi ilçesinde yaşayan, 6'ncı çocuğuna 36 haftalık hamile ev kadını Heves Tektaş, geçen 6 Aralık'ta kontrol için Denizli Devlet Hastanesi Kadın Doğum Polikliniği'ne gitti. Muayene edilen Tektaş'ın karnındaki bebeğinin kalp atışlarının zayıf olduğu belirlenip, acilen ameliyatla alınması kararlaştırıldı. Ancak hastanede yeterli yer olmadığı gerekçesiyle Tektaş, Pamukkale Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. İddiaya göre Tektaş'a, yatan hasta olmadığı için ambulans verilmedi. Heves Tektaş da inşaat işçisi eşi Ergin Tektaş'ı (43) arayarak hastaneye çağırdı. Kendi imkanlarıyla aynı gün Pamukkale Üniversitesi Acil Servisi'ne giden Tektaş çifti, iddiaya göre, durumun acil olduğunu anlatmalarına ve doktorla görüşmek istediklerini söylemelerine rağmen evlerine gönderildi. Çaresizce evlerine dönen Tektaş çifti, 7 Aralık sabahı tekrar Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Kadın Doğum Polikliniği'ne gitti. Yapılan muayenede, karnındaki bebeği ölmek üzere olan anne Tektaş, acilen ameliyata alındı. Doğumdan sonra yoğun bakıma alınan erkek bebek ise, 6 gün sonra hayatını kaybetti.
'BENİ EVE GÖNDERMESELERDİ, YAŞAYABİLİRDİ'
Tektaş çifti, bebeklerinin ölümünden sorumlu tuttukları iki hastanedeki görevliler hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu, Sağlık Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na şikayetçi oldu.
Gözyaşı döken Heves Tektaş, şöyle dedi:
"3 aydır kendi doktoruma gidiyordum. Hamilelik döneminde ortaya çıkan şeker hastalığı nedeniyle dikkatli yiyip içiyordum. Ama bana doktorum, bebeğimle ilgili hiçbir şey söylemedi. En son gittiğimde, kalp atışlarının zayıf olduğunu ve acilen operasyon gerektiğini söylediler. Üniversite hastanesine ambulans vermeden gönderdiler. Üniversite hastanesindekiler de, bizi acil bir durum olmadığı gerekçesiyle evimize gönderdi. Ertesi gün tekrar gittik. Doktor, bana neden geç kaldığımı sorup, kızdı. Biz de durumu anlattık. Kimse bize inanmadı. Ameliyatla bebeğim alındı, ancak 6 gün yaşayabildi. 5 çocuk doğurdum. Hiçbirinde sağlık sorunu çıkmadı. Ama bebeğimi ihmal öldürdü. İhmal olmasıydı belki de yaşayacaktı. Beni eve göndermeselerdi, yaşayabilirdi. Elimden ne geliyorsa yapacağım. Bu işin peşini bırakmayacağız."
Baba Ergin Tektaş da bebeğinin ölümünün gerekçesinin ihmaller zinciri olduğunu öne sürüp, şunları söyledi:
"Denizli Devlet Hastanesi'nde bebeğin durumunun ciddi olduğu söylenip Pamukkale Üniversitesi'ne sevk ediliyor ama ambulans verilmiyor. Üniversite hastanesinin acil servisindeki personel ise bizi eve gönderiyor. Biz durumu anlattık ama bizi yine de eve gönderdiler. Çaresiz kalınca eve döndük. Sabah tekrar üniversiteye gittik. Bebek acil ameliyatla alındı, kalbi durmak üzereymiş. Doğumdan sonra 9 dakika kalp masajıyla hayata döndürülmüş. Ancak beyin ve böbrek fonksiyonları durmuş. 6 gün yaşayabildi. Başhekime yaşadığım olayı anlattım, araştıracağını söyledi. Bizim acilden eve gönderilmemize inanmadılar. Bizde olayla ilgili hakkımızı aramak için iki bakanlığa şikayette bulunduk. Ayrıca Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduk."
Pamukkale Üniversitesi Hastanesi yetkilileri, idari soruşturma ve hukuki sürecin başlaması nedeniyle konuyla ilgili bilgi verilemeyeceği belirtti. Denizli Devlet Hastanesi yetkilileri ise herhangi bir açıklama yapmadı.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------
- Anne Heves Tektaş ve eşi Ergin Tektaş'dan görüntü
- Ellerinde sevk kağıdından detay
- Anne Heves Tektaş'ın ağlayarak konuşması
- Baba Ergin Tektaş'ın konuşması
- Bebeğin yoğun bakımda görüntüsü

Haber: Ramazan ÇETİN- Kamera :Deniz TOKAT/DENİZLİ, (DHA)

=================

DÜZCE'DE TEK KATLI EV YANDI

Düzce'de, alev alev yanan tek katlı ev kül olurken, geriye binanın enkazı kaldı.
Sabah saatlerinde Aziziye Mahallesi Sırçalı Sokak'ta Fedai Çakmakçı'ya ait evde bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevler evi sararken, mahalle sakinleri itfaiyeye haber verdi. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangında tek katlı ev kullanılmaz hale gelirken, mahalle sakinleri ev sahibi Fedai Çakmakçı'nın evde olduğunu düşünerek paniğe kapıldı. Ancak içeride kimse olmadığı öğrenilince hem mahalle sakinleri hem de itfaiye ekipleri rahat bir nefes aldı.
Mahalle sakinlerinden Sedat Salihoğulları, "Yangını gördüm. İçeride birilerinin olacağını düşünerek camları kırdım. Yangını söndürmek için hortum getirdim. Eşime itfaiyeyi arattırdım. Elektrikleri kestirmek için görevlileri aradım. İçeride kimse yokmuş sonradan öğrendim." dedi.
Yangınla ilgili inceleme başlatıldı.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------
Olay yerinden görüntü
İtfaiye ekiplerinden görüntü
Mahalle sakinlerinin evde biri olabilir diye polisle tartışırken görüntü
Sedat Salihoğlulları ile röp
Alevli görüntü ve detaylar

HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)

=================

BULUTLARIN ARASINDAN SIZAN GÜNEŞ IŞINLARI KEYİFLE İZLENDİ

MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde bulutların arasından süzülen güneş ışığının kentin üstünde oluşturduğu manzara, seyir zevki yarattı.
Bodrum'da birkaç gündür süren bulutlu ve kapalı hava, bazen yağmura neden olurken; seyri hoş manzaralar da oluşturuyor. Bodrum ile Yunanistan'ın Kos Adası arasında, güneş ışınlarının bulutların arasından projektör gibi yeryüzüne inmesi hayranlıkla izlenen görüntüler ortaya çıkardı. Bazı vatandaşlar o anları, cep telefonlarıyla ölümsüzleştirdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------
- Güneş ışınlarının hızlandırılmış görüntüsü
- Güneş ışınlarının farklı manzaralardan görüntüsü
- Yıldırımlardan görüntü
- Sahilde balık tutanlardan görüntü
- Denize balık tutanlardan görüntü

Haber- Kamera: Mehmet Can MERAL / BODRUM (Muğla), (DHA)

Reklam
Reklam

====================

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDEN 'OYUNCAK KARDEŞLİĞİ' KAMPANYASI

BURDUR Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) öğrencileri, ihtiyaç sahibi çocuklara verilmek üzere 'Oyuncak Kardeşliği' kampanyası başlattı. 500'ün üzerinde oyuncak toplayan öğrenciler, şimdi onları çocuklara ulaştırmak için paketliyor.
MAKÜ Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü son sınıf öğrencisi Cemre Zantur ve müzik öğretmenliği son sınıf öğrencisi Şevval Dağ, iki ay önce Burdur genelinde imkanı olmayan öğrencilere ulaştırılmak üzere oyuncak toplamaya karar verdi. Konuyu arkadaşlarıyla paylaşan iki öğrenci, büyük destek gördü.
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü öğrencileri, kampanya ile esnaftan ve vatandaşlardan 500'ün üzerinde oyuncak topladı. Burdur Gençlik Merkezi'nde öğrenciler tarafından paketlenen oyuncaklar, il genelinde belirlenecek ihtiyaç sahibi çocuklara hediye edilecek.
İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ULAŞTIRILACAK
Kampanyayı başlatan öğrencilerden Cemre Zantur, "İhtiyacı olan çocuklara verilmek üzere oyuncak toplamaya karar verdik. Beklediğimizden çok oyuncak oldu. Şu an 500 oyuncağa sahibiz. Sosyal medyada yardım sayfalarını takip ediyorduk. Biz neden yapmayalım dedik. İlimizde ihtiyacı olan çocuklar çok fazla. Arkadaşlarımız da destek oldu. Hep birlikte başladık. Önce afiş bastırdık. Okullara gittik, halka, esnafa ulaştık. Yeni oyuncak alıp bize teslim edenler olduğu gibi çocuklarının, torunlarının oyuncaklarını da verenler oldu. Destek olan herkese teşekkür ediyoruz" dedi.
Öğrencilerden Samet Zeytun ise şunları dedi:
"Kampanyanın başında bu kadar oyuncak toplayacağımızı tahmin etmiyorduk. Oyuncakları paketlerken çok duygulandık. Çocukluk günlerimize döndük. Oynayamadığımız oyuncakları gördük. Bunların ihtiyaç sahiplerine gidecek olmasından dolayı çok sevindik. Desteklerinden dolayı akademik danışmanımız Mehmet Ali Çakır ve bağışçılara teşekkür ediyoruz."
Ömer Akar da "Tahminimizden çok oyuncak topladık. Önümüzdeki günlerde ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıtacağız. Çocuklar adına bu projede bulunduğum için çok mutluyum" diye konuştu.
Kampanya yıl boyunca devam edecek.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Oyuncak paketleyen öğrenciler
-Cemre Zantur ile röp.
-Oyuncak paketleyen öğrenciler
-Samet Zeytun ile röp.
-Oyuncak paketleyen öğrenciler
-Ömer Akar ile röp.
-Detay

Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR,(DHA)

=======================

TARİHİ AYŞE MAYDA KONAĞI, ÖDÜLLÜ MİMARIN ELİNDEN HAYATA DÖNÜYOR

BU yıl ikincisi düzenlenen Türkiye Altın Marka Ödülleri'nde, inşa ettiği modern mimari yapıları, kurduğu malzeme bayi ağı ve sosyal sorumluluk projeleri ile Ege Bölgesi'nden yılın iş insanı ödülüne layık görülen Korhan Çerçi (36), tarihi Ayşe Mayda Konağı'na yeniden hayat veriyor. Tarihi binalarda yaşanmışlıkların insana bir hüzün verdiğini söyleyen Çerçi, 32 kişilik ekibiyle birlikte çalıştığı Ayşe Mayda Konağı'nda çok mutlu olduklarını belirterek, "Burada çok mutlu bir hayat sürülmüş. O pozitiflik hemen insana yansıyor. Tüm çalışanlarla birlikte hepimizin yüzü gülüyor. Bu konağı 100 yıl daha ayakta kalabilecek hale getiriyoruz" dedi.
Türkiye'nin ilk kadın ortodontisti, ilk kayak pantolonu giyen ve ilk otomobil kullanan kadını 102 yaşındaki Ayşe Mayda'nın yaşadığı ev, ödüllü mimar Korhan Çerçi'nin dokunuşlarıyla diğer nesillere aktarılacak. Tarih kokan konağın yaşanmışlıklarla dolu olduğunu ifade eden Çerçi, 32 kişilik ekibiyle birlikte konağı 100 yıl daha, basit tadilatlarla ayakta kalabilecek hale getirebilmek için kolları sıvadı.
SAAT KULESİ'NİN MİMARI
17 Aralık 2018'de İstanbul'da düzenlenen törenle Türkiye Altın Marka Ödülü'nü alan Korhan Çerçi, özellikle İstanbul'dan bu ödüle layık görülmenin kendisi için heyecan verici olduğunu belirterek, yürüttüğü projeler hakkında bilgi verdi. 2006 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi'nden mezun olan Çerçi, bir yıl şantiye şefliği yaptıktan sonra 1992'de kurulan aile şirketinde görev almaya başladı. 2010'da kendi firmasını kuran ve 2012'den itibaren tadilat işlerine başlayan Çerçi, 7 bayilik üzerinden Ege Bölgesi'ne toptan yapı malzemesi satıyor. Bornova'daki Steinüchel Köşk'ünün yanı sıra 2016 yılından itibaren Ayşe Mayda Konağı'nın restorasyonuna başladıklarını söyleyen Çerçi, şöyle konuştu:
"Bu köşk 1895-1907 yıllarında valilik yapan Kamil Paşa tarafından oğlu Sait Paşa için, İzmir Saat Kulesi'nin mimarı Raymond Charles Pere tarafından yapılmıştır. Meslek açısından öyle bir üstadın arkasından onun yaptığı eseri canlandırmak bana mutluluk veriyor. Mayda ailesi 1923'te Ticaret Lisesi iken aldıkları bu eve 1950 yılında taşınmışlar. Kapılarındaki demir işçiliği ve tavandaki süslemeler Fransız art nouveau (yeni sanat) akımının izlerini taşıyor. Bahçesinde üstüne bastığımız taşlar İzmir'deki büyük yangında Ayşe Mayda'nın babası tarafından faytonlarla getirilmiş. Tarihi kalıntılar çok. 3.5 dönümlük alanda 3 ana bina var. Ana bina, Ayşe Hanım'ın şu an yaşadığı müştemilat binası ve arabacıların kaldığı ön bina. 1950'li yıllarda arkada tescilsiz bir bina yapılmış. Şimdi onu yıktık. Yerine yenisini yapacağız. Burda 32 kişilik bir ekip çalışıyor. Mekanik ve elektrik işlerine başlayınca çalışan kişi sayısı 80'e çıkacak."
100 YIL DAHA AYAKTA KALACAK
2015 yılında bir holding tarafından satın alınan konakta Ayşe Mayda'nın kaldığını anlatan Korhan Çerçi, anlaşmaya göre Mayda'nın ölünceye kadar aynı yerde ikamet edebileceğini belirtti. Konağın daha sonra kütüphane olarak kullanılmasının planlandığını aktaran Çerçi, "Binanın iç ahşapları ve ana taşıyıcıları çürüktü. Cephe kaplamalarında kullanılan taşlar İtalya'dan getirilmiş, çok yumuşak bir özelliği var. Yıllarca dış cepheden gelen yağmur suları ana taşıyıcıları çürütmüş. Biz onları aslına uygun şekilde yenileriyle değiştiriyoruz. Su alan çatısını onarıyoruz. Enjeksiyon yaparak güçlendiriyoruz. 100 yıl daha, basit tadilatlarla ayakta kalabilecek hale getiriyoruz. 2019'un sonlarına doğru bitirmeyi planlıyoruz" diye konuştu. Şimdi müştemilat binasında kalan Ayşe Mayda'nın ilklerin kadını olduğunu dile getiren Çerçi, şunları söyledi:
"Ayşe Hanım 102 yaşında ve hala çok sağlıklı. Arapça, İngilizce, İtalyanca ve Fransızca olmak üzere 4 dili ana dili gibi biliyor. İzmir'deki bir kolejin ilk mezunlarından ve Türkiye Cumhuriyeti tarihine tanıklık etmiş bir insan. Onunla yaptığımız sohbetler bize de büyük keyif veriyor. Paylaştığı hayat hikayeleri bizlere yaşam kaynağı oldu. Hüsnü Özyeğin ve Eczacıbaşılar'ın annesiyle sınıf arkadaşı. Safiye Ayla'nın yakın arkadaşı. Çok sayıda köpeği var. Biri dışında hepsi sokak köpeği ve onlara sahip çıkıyor. Eski tarihi binalarda insana bir ağırlık ve hüzün çöker. Kalelere girdiğiniz zaman oradaki yaşanmışlıklar insanı mutlu etmez. Ama burda çok mutlu bir hayat sürülmüş. O pozitiflik hemen insana yansıyor. Tüm çalışanlarla birlikte hepimizin yüzü gülüyor."
'LATİFE HANIM KOMŞUMUZDU'
Konağın eski haline sadık kalınacağını ve bundan duyduğu memnuniyeti dile getiren Ayşe Mayda ise şöyle konuştu:
"Burayı 1950'den beri biliyorum. Daha önce İtalyan okuluydu. O zamanlar bu semtte bir sürü levanten oturuyordu. Sonra Alsancak'a gittiler. Levanten okulu kapandı. Bir süre kültür lisesine kiraladık. Daha sonra da biz geçmeyi düşündük, 'Niye kirada oturalım' dedik. Burayı tamire verdik. Amerika'da tahsil gören mimar Ziya Nebioğlu, benim yakın arkadaşımdır. O ilgilendi. Büyük evde otururken annem, kardeşim sağdı, yardımcılarımız vardı. Zamanla vefat edenler olunca daha küçük olan bu binaya geçtim. Çok önemli misafirlerimiz oldu, Safiye Ayla kocası Şerif Muhittin Targan. Latife Hanım komşumuzdu. Onunla birkaç kez konuştum. Atatürk ile kısa süre evli kaldılar. Latife Hanım İstanbul'a gitti. Ablasının dişlerini ben yapıyordum. Bir gün Latife Hanım telefon etti ve 'Ben de İzmir'de olsaydım dişlerimi size yaptırırdım' dedi."
Restorasyonun ardından Ayşe Mayda Köşkü olarak kalacak yapının çok eski bir eser olduğunu hatırlatan Mayda, "Burası eski eser. Bunun için bir çivi çakamazsın. Ankara'dan izin alınmalı. Her şey orjinal haliyle kalacak" dedi. Yalnız olmadığını, yardımcısı Maria birlikte yaşadığını dile getiren Mayda, 10 tane köpeği olduğunu ve hepsini çok sevdiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
----------
-Restorasyon yapılan Ayşe Mayda Konağı'nın dışından detay görüntü,
-Bahçesinden genel ve detay görüntü,
-Korhan Çerçi'nin bahçede yaşayan köpeklerle detay görüntüsü,
-Ayşe Mayda'nın yaşadığı yerden görüntü,
-Duvarda asılı eski fotoğraflardan görüntü,
-Korhan Çerçi ile röp,
-Ayşe Mayda ile röp.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Kadir ÖZEN / İZMİR, (DHA)

=======================

KADINLAR, HUZUREVİ SAKİNLERİ İÇİN ŞAL ÖRDÜ

İZMİR'de, 118R Lions Yönetim Çevresi Alzheimer ve Geriatri Komitesi üyesi kadınlar tarafından Buca Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde kalan yaşlılar için yaklaşık 200 adet diz ve omuz şalı örüldü. Yaşlılara daha fazla özen gösterilmesi için farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen etkinlikte, kadın üyeler bir araya gelerek huzurevi sakinlerine 'yanındayız' mesajı verdi.
Lions kulüplerine üye kadınların yer aldığı 118R Yönetim Çevresi Alzheimer ve Geriatri Komitesi tarafından yaşlılara yönelik olarak 'İlmek ilmek sevgi' adı altında bir proje hayata geçirildi. Lions kulüpleri üyesi kadınlar tarafından Buca Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde kalanlar için yaklaşık 200 adet diz ve omuz şalı örüldü. Şal örmek için Karşıyaka İskelesi'nde bulunan bir kafede bir araya gelen kadınlar, projeye yakınlarını da dahil ederek devam edeceklerini bildirdi. Yaşlılara daha fazla özen gösterilmesi için farkındalık yaratmak amacıyla örülen şallar, 22 Ocak'ta Buca Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde düzenlenecek olan müzikli etkinlikle teslim edilecek.
DUYGUSAL BOYUTU ÇOK YÜKSEK
Buca Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde kalmakta olan yaklaşık 500 kişi için şal ördüklerini dile getiren Lions Kulüpleri Derneği Bölge Başkanı Oya Aytan, "Huzurevinde kalmakta olan erkekleri de düşünerek renk skalasını geniş tuttuk. Bu etkinlikte amacımız yaşlılara özen gösterilmesi, onların her daim yanında olduğumuzun ve asla unutmadığımızın hatırlatılarak farkındalık yaratmak. Çarşıdan da insanlar şal veya benzeri şeyler alabilir ama biz buradan bir mesaj vermeyi amaçlıyoruz. El emeği üretilen şalların çok farklı bir anlamı var. Bundan sonra da bu etkinliği devam ettirmeyi düşünüyoruz. O kadar büyük bir hevesle ördük ki, elimizde şu anda yaşlılar evinde ihtiyaç olanın çok daha fazlası var. Bundan sonraki süreçte, başka yaşlılar evi için de çalışma yapacağız. Aynı zamanda lionların evlerinde anneleri, ablaları, yakınları da yaşlılar için şal örüyor. Neredeyse her lion 4'er 5'er tane şal teslim edecek. 100'ün üzerine kişi şu anda örgü örüyor. Duygusal boyutu çok yüksek olan bu etkinliğin içinde bulunmaktan dolayı çok mutluyum. Bizler çok etkinlik yapıyoruz ama insanların bu kadar çok heves ettiği bir şeye bu zamana kadar rastlamadım. Böyle bir şeye bizim de ihtiyacımız varmış" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------
-Şal ören kadınlardan genel ve detay görüntüler
-Oya Aytan ile röp.
-İnci Şap ile röp.

Haber- Kamera: Hande NAYMAN / İZMİR, (DHA)