1)NİŞANLI ÇİFTİN DÖVÜLDÜĞÜ OLAYI SAVCIYA FARKLI ANLATAN 2 POLİSE HAPİS İSTEMİ
BURSA'nın Orhangazi ilçesinde nişanlılar Burcu A. (24) ve Berat G.'nin (26) tekme tokat dövüldüğü olayın soruşturmasını yürüten savcıya, konuyu farklı anlattıkları ve delilleri karartarak şüphelileri korudukları iddia edilen 2 polis memuru hakkında 8 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. O.S. (61), babası ölünce yardım ettiği, ardından da cinsel ilişki teklifinde bulunduğu Burcu A. ve nişanlısı Berat G.'yi, yakınlarıyla birlikte dövmüştü. Olayla ilgili O.S. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, 5 yakını ise tutuklanmıştı.
Orhangazi ilçesinde Ocak ayında, nişanlı olan Burcu A. ve Berat .G., bir kafeterya çıkışında 6 kişinin saldırısına uğradı. Tekme tokat darbedilen Berat G.'yi saldırganların elinden kurtarmaya çalışan Burcu A., yere düşen nişanlısının üzerine kapandı. Genç kadın da vücuduna aldığı tekmelerle yaralandı. Kafeterya çalışanlarının kurtardığı çift, sağlık ekibi tarafından hastaneye götürüldü. Berat G.'nin vücudunda çok sayıda kırık olduğu tespit edildi.
SAVCILIK İKMALEN İŞLEM YAPTI
Olayla ilgili çalışma başlatan polis ekipleri çevredeki güvenlik kameralarından tespit ettikleri Orhan S. ile çocukları Ertan S. (38), Semih S. (43) ve torunu Burhan S. (20), Burak İ. (28) ve Hakan G.'yi (35) gözaltına aldı. Şüpheliler, emniyette susma haklarını kullanarak savcılıkta ifade vereceklerini söyledi. Savcılık ikmalen (evrak üzerinden) işlem yaptı ve şüpheliler, ifadesi alınmadan serbest bırakıldı.
GÖRÜNTÜLER GÜNDEME GELİNCE, YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI
Dayak görüntüleri önce sosyal medyada paylaşıldı, ardından da haber kanallarında yayınlandı. Şüphelilerin serbest bırakılmasına tepkiler çığ gibi arttı. Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Uğurhan Kuş'un talimatı üzerine Orhangazi Cumhuriyet Başsavcılığı'nca şüpheliler hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Yakalanan şüphelilerden Ertan S., Semih S., Ertan S.'nin oğlu Burhan S., Burak İ. ve Hakan G. 'yaralama' suçundan tutuklandı. Baba Orhan S. ise adli kontrol şartı getirilerek serbest bırakıldı.
GENÇ KIZA İLİŞKİ TEKLİFİNDE BULUNDUĞU İDDİASI
Burcu A. ifadesinde, babası öldükten sonra maddi yardımda bulunan komşuları Orhan S.'nin kendisini rahatsız ettiğini, çeşitli vaatlerde bulunarak, birlikte olmak istediğini söyledi. Konya'dan gelen nişanlısı Berati G. ile Osman S. arasında telefonda tartışma yaşandığını, olayın da bu nedenle kaynaklandığını belirtti.
POLİSLER HAKKINDA DAVA AÇILDI
Orhangazi Cumhuriyet Savcısı, konuyu farklı aktardıkları, şüphelileri korumaya çalıştıkları, olayla ilgili kamera görüntülerini ve bazı bilgileri bilerek gizledikleri iddiasıyla polis memurları M.A. ile V.C. hakkında soruşturma açtı. Soruşturmanın ardından 2 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame Bursa Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Şüpheliler baş polis M.A. hakkında 'Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği', 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçlarından 13 yıla kadar, V.C.'nin ise 'Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' suçundan 8 yıla kadar hapsi istendi.
Mahkemenin kabul ettiği iddianamede "İlçe emniyet amirliğinde 19-20 Ocak tarihlerinde meydana gelen kasten yaralama, mala zarar verme olayların görevlilerce yürütüldüğü ve tahkikat evrakları 30 Ocak günü savcılığa ulaştırıldı. Kasten yaralama olayında H.G. şüpheli baş polis, darp şüphelisi S.S.'nin, amcasının eniştesi olmak şeklinde bir akrabalığı tespit edildi. HTS kayıtlarında birden fazla ikili arasında telefon görüşmesi yapıldığı tespit edilip, kafe önündeki olayla ilgili konuştukları belirlendi. Ayrıca baş polis M.A. şüphelilerden E.S. ile telefon görüşmesinde, 'Ağabeyin de gelsin, bekletmeyeceğim bak, başka zamana kalırsa savcının tavrı değişir, anladın mı yani bu işi üstelemeyin. İfadenizi aldıktan sonra doktor raporlarınızı alıp bırakacağım siziö ifadelerine yer verildi.
Polis memurlarının önümüzdeki ay Bursa Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlanacağı belirtildi.
Nişanlıları döven 5'i tutuklu, 6 kişi hakkında ise soruşturmanın sürdüğü belirtildi.
Görüntü Dökümü:
----------------------(ARŞİV)30 OCAK 2019
-Güvenlik kamerası görüntüleri
-Olay yeri detaylar
Süre: 58 saniye, Boyut: 129 MB
Haber-Kamera: BURSA,(DHA)
====================================================
2)SU ALTINDA KALAN MİNAREYE SANDALLA ZİYARET
ARTVİN'in Borçka ilçesinde, 14 yıl önce inşa edilen Muratlı Barajı'nın suları altında kalan Karşıköy köyünden geriye kısmen görünen cami minaresi ile çay fabrikası bacası kaldı. 56 metre uzunluğunda olan ve 35 metresi su altında kalan minareye baraj gölüne açıldıkları sandalla ulaşan vatandaşlar, eski günleri yad ediyor, fotoğraf çektirip, selfie yapıyor. Göldeki minare ve cami bacası yerli ve yabancı turistlerinde ilgi odağı oluyor.
Artvin'in Borçka ilçesine bağlı Karşıköy köyü, 14 yıl önce inşa edilen Muratlı Barajı gölünün suları altında kaldı. Yaklaşık 700 hane su altında kalırken, 2 bin kişi de köyün yeni yerleşim yerine taşındı. Karşıköy köyünden geriye kısmen görünen cami minaresi ile çay fabrikası bacası kaldı. 56 metre uzunluğunda olan ve 35 metresi su altında kalan minare vatandaşlar tarafından ziyaret ediliyor. Sandalla baraj gölüne açılan vatandaşlar, ulaştıkları minarede, eski günleri yad ediyor, fotoğraf çektirip, selfie yapıyor. Göldeki minare ve cami bacası yerli ve yabancı turistlerinde ilgi odağı oluyor.
'SUDAKİ MİNARE İLE ZİYARETÇİMİZ ARTTI'
Karşıköy Köyü Muhtarı Mehmet Kocaman, 14 yıl önce köylerinin baraj suları altında kaldığını ve yeni yerleşim yerine taşındıklarını söyledi. Eski köyden geriye sudaki minare ve bacanın kaldığını anlatan Kocaman, "Ramazan aylarında, kandillerde hocamızı da alıp kayığımızla camiye geçip ezan okuyoruz. Bizim için farklı bir anlamı oluyor, hatıralarımız canlanıyor. Minarenin ve fabrika bacasının dışarıda kalması çok ayrı bir görüntü oluşturdu. Bu minare sayesinde köyümüze çok sayıda ziyaretçi gelemeye başladı. Bu sayede köyümüzü tanıtma fırsatı da bulmuş oluyoruz. Aileleriyle gelen insanlar su içerisindeki minareyi kameraya alıp, hatıra fotoğrafı çekiyorlar. Yaz mevsimlerinde bu manzarayı görmek isteyenler turlarla buraya geliyor" dedi.
'ESKİ GÜNLERİ HATIRLIYORUZ'
Su altında kalan hatıralarını anımsamak için sık sık gölet içerisinde sandalla turladıklarını söyleyen Salim Yelkenci de "Baraj yapıldıktan sonra komşularımız buralardan göç etti. Kışın burada selam verecek adam kalmıyor ama yazları daha kalabalık oluyor. Özellikle turistlerin geldiği zamanlarda çok canlılık oluyor. Ramazan aylarında hocamız su yüzeyinde kalan camimize geçiyor ve ezan okuyor. Eski günleri hatırlıyoruz, çok mutlu oluyoruzö diye konuştu.
'BİZİM TARİHİMİZ HEP ORADA'
Baraj suları içerisindeki minareye çok sayıda ziyaretçi geldiğini belirten Erdal Yelkenci ise "Bu gölün olduğu yerler dedelerimizin, babalarımızın doğup büyüdüğü yerler. Çocukken buralarda top oynardık. Okuduğumuz okullar, hastaneler, fabrikalar, gezip dolaştığımız sokaklar şimdi sular altında. Bizim tarihimiz hep orada. Şimdi ise geriye bir tek fabrika bacası ve minare kaldı. Burayı görmek için yerli turistlerin yanı sıra yabancı turistler de geliyor. Burada yeşilin her tonunu görmek mümkün. Çok güzel bir doğası var" ifadelerini kullandı.
Davut Yüksel de "Gölete ara sıra sandalla açılıyoruz. Çocukluğumuzun geçtiği okul olsun, cami olsun onları hatırlıyoruz, hatıralarımız canlanıyor" dedi.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Baraj gölünden drone görüntüleri
-Baraj gölünden görüntüler
-Sandalla cami minaresine giden vatandaşlardan görüntüler
-Sandalla cami minaresine giden vatandaşlardan drone görüntüleri
-Röportajlar
-Detaylar
BOYUT: 615 MB
(Haber:Aleyna KESKİN - Kamera: Emre KOLTUK ARTVİN/DHA
======================================================
3)33 YILLIK SEMERCİ SON İLMEKLERİNİ ATIYOR
DİYARBAKIRLI semer ustası Fesih Sürmeli (48), 13 yaşında çırak olarak başladığı mesleğinin son demlerini yaşıyor. Bir dönem Diyarbakır'da 15 semer üretim atölyesinin olduğunu ve her atölyede de 8- 10 kalfanın çalıştığına anlatan Sürmeli, semerciliğin Diyarbakır'ın yanı sıra ülke genelinde yok olma aşamasına geldiğini söyledi.
Eşek ve katırların yük taşıması için kullanılan, dönemlerin gözde mesleği semercilik, teknolojiye direnmeye çalışıyor. Teknolojiyle birlikte cihaz ve araçların geliştirilmesiyle hayvanların da yük taşımasında kullanılmaması, semerciliği olan ilgiyi de azalttı. Diyarbakır'da daha önce yanında 10 kişinin çalıştığı Fesih Sürmeli, şimdileri tek başına mesleğini ayakta tutmaya çalışıyor.
TÜRKİYE GENELİNDE 73 SEMERCİ KALDI
15 yaşında çırak olarak babasının yanında başladığı mesleği 30 yılı aşkındır sürdüren Sürmeli, semerciliğin yok olma aşamasında olduğunu söyledi. Türkiye genelinde 73 semer ustasının bulunduğunu bunlardan birinin de kendisi olduğunu kaydeden Sürmeli, "İşimiz bundan 20- 25 yıl evvel çok iyiydi. Şu anda binde bire düşmüş. Yani bin taneden bir taneye düşmüş, bitmiş. Biz eskiden buraya geldiğimizde 20- 25 müşteri vardı. Biz burada 15 dükkandık. Biz yetiştiremiyorduk. Gidip Siverek'ten, Nizip'ten, Gaziantep'ten Adıyaman'dan getiriyordum yine yetiştiremiyordum. Şu anda her tarafa arama gidiyor. Bizim işimiz yazın tek, tük oluyor. Kışın kökten yok. İşimiz tersine dönmüş. Eskiden biz getirip, burada satıyorduk. Şimdi biz götürüyoruz. Köy köy, kapı kapı dolaştırıyoruz. O da araba mazot parası verip geliyoruz. 15 sene evvel ben eşek semerini 100 milyona satıyordum, şimdi 150- 200 arasına veriyorum. 150- 200'e verdiğim eşek semerinin şimdiki fiyatı 300- 400 milyondur. Yani şu anda sattığım malı, benim emeğim zaten öyle gidiyor, sanki ben çalışıyorum, malzememi satıyorum. Öyle bir duruma düşmüşüz" dedi.
Gelecek kuşağın semerciliği yapmayacağını ifade eden Sürmeli, "Benden sonda bu işi yapan kimse olmaz. Şu anda Türkiye genelinde 73 kişi var. Yani Adıyaman gibi bir yerde Kahta'da 30 kişi vardı, şimdi 7 kişi kalmış. Yani artık kimse çocuğunu alıştırmıyor. Diyarbakır'da ben yetiştiğim zaman 15 dükkan vardı. Şimdi ben tek kalmışım. Benden önce 50 dükkan vardı. Çok eski bir sanattır bu, Ermeni sanatıdır bu. Belki yaklaşık bu 6 bin yıllık bir sanattır. Ben bu işi Eğilli bir Ermeni'den öğrendim" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
----------
- Semerci dükkana girerken
- Semerci semer üretirken
- Semercinin dükkanından detaylar
- Semerci ile röportaj
Haber-Kamera: Selim KAYA/DİYARBAKIR, (DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 800 MB
=====================================================
4)MAHKÛMLARIN CEZAEVİNDE YAPTIĞI SUÇ ALETLERİ GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
Malatya'da, 'İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı'nda tutuklu ve hükümlülerin yaptığı el emeği ürünler sergilendi. Fuarda ayrıca mahkumların gizlice yaptıktan sonra ele geçirilen delici ve kesici suç aletler de gösterildi.
15 Temmuz Meydanı'nda 58 il ve ilçeden gelen mahkûmların yaptığı ürünlerin sergilendiği fuara vatandaşlar ilgi gösterdi. Fuar alanında, 'Çalışanlar' olarak adlandırılan stantta mahkûmların özenerek yaptığı ürünlere yer verildi. Ayrıca mahkumların çakmak, demir parçası gibi materyallerden gizlice yaptıktan sonra ele geçirilen delici ve kesici suç aletleri de gösterildi.
Ceza İnfaz Kurumları İle Tutukevleri İşyurtları Kurumu Tetkik Hâkimi Murat Şaşı, "Ceza infaz kurumlarında tutuklu veya hükümlü bulunan kişilerin boş zamanlarında nasıl bir yöntemle alet ürettiklerini göstermek amacıyla bunları gösterdik. Burada 'Çalışmazlarsa' diye soru işaretini koymuşuz ve görüldüğü gibi muhtelif malzemelerden musluktan, kalemden, tahtalardan, ahşaptan, metal malzemelerden aklınıza gelmeyecek nitelikte üretimde bulunabiliyorlar. Tabii ki çalıştıkları durumlarda ise bunu da göstermek ikili bir ayrıma gittik. Çalıştıklarında ise farklı iş kollarında üretim yapabiliyorlar" diye konuştu.
Şaşı, kurumlarının 183 iş kolunda tutuklu ve hükümlülerin meslek edinmesine yönelik faaliyetlerde bulunduğunu, 2018 yılı itibariyle 58 bin 650 kişinin eğitim aldığını sözlerine ekledi.
Görüntü Dökümü
----------
- Fuardan görüntüler
- Kesici aletlerden detaylar
- Stand görüntüler
- Ziyaret edenler
- Tetkik Hâkimi Dr. Murat Şaşı röp.
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 418 MB
===================================================