DHA YURT BÜLTENİ - 4

  Çoban Zeynep, güreşte dünya şampiyonu Antalya'da kanser hastası annesinin vefatının ardından köyde babası, babaannesi ve halasıyla büyüyen Zeynep Yıldırım (18), koyun otlatıp, bahçe işlerinde çalışırken hayalini kurduğu başarıya, Plaj Güreşi Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanarak ulaştı.

Çoban Zeynep, güreşte dünya şampiyonu

Antalya'da kanser hastası annesinin vefatının ardından köyde babası, babaannesi ve halasıyla büyüyen Zeynep Yıldırım (18), koyun otlatıp, bahçe işlerinde çalışırken hayalini kurduğu başarıya, Plaj Güreşi Dünya Şampiyonası'nda altın madalya kazanarak ulaştı.
Korkuteli'nin Yeşiloba Mahallesi'nde dünyaya gelen Zeynep Yıldırım, 3 yaşındayken kanser hastası annesini kaybetti. Köyde babası, babaannesi ve halasıyla büyüyen Zeynep, yaşıtları gibi okula gidip, dersinden kalan zamanlarda da tarla ve bahçe işlerinde ailesine yardım etti. Ailesinin koyunlarını otlatan, ev işlerinde babaannesine destek olan Zeynep, babası Hamdi Yıldırım'ın merakı nedeniyle sık sık yağlı güreş müsabakası izlemeye gitti. Güreşçi olma hevesiyle 3 yıl önce Antalya'da spor lisesine kaydını yaptıran Zeynep, köyünden 90 kilometre uzakta ailesinden ayrı yaşamaya başladı.
TRAKTÖR TEKERİ VE PLASTİK ŞİŞEYE DOLDURDUĞU KUMLA ÇALIŞTI
Antrenörünün yönlendirmesiyle güreşte ulusal müsabakalarda dereceler elde eden Zeynep, okulunun köyüne uzaklığından dolayı ailesinin yanına dönmeye karar verdi. Spor lisesinden Korkuteli'ne naklini yaptırarak hemşire yardımcılığı bölümünde eğitimine devam eden Zeynep, tutkuyla bağlı olduğu güreşe ara vermedi. Köyünde koyun otlatıp, bahçe işlerinde çalışan, okulundan kalan zamanlarda da bireysel olarak antrenman yapan Zeynep, hafta sonları teknik çalışma için Antalya'da antrenörünün yanına geldi. Antrenörünün haftalık çalışma planını köyünde uygulayan Zeynep, her gün bahçe aralarında, dağda koştuktan sonra traktör tekeriyle, plastik şişelere doldurduğu kumla ağırlık ve kuvvet çalıştı.
'KOYUN OTLATIRKEN GÖKYÜZÜNE BAKARAK HAYAL KURUYORDUM'
Antrenörü İlkay Kaya'nın yönlendirmesiyle plaj güreşi müsabakalarına katılan Zeynep Yıldırım, Türkiye şampiyonluğunu kazanmasının ardından dünya şampiyonasına katılmaya hak kazandı. Milli sporcu, Ukrayna'nın Odessa şehrindeki Plaj Güreşi Dünya Şampiyonası'nda 60 kilo gençlerde altın madalyanın sahibi oldu. Zeynep kazandığı başarıyla hem ailesinin, hem de köyünün gururu oldu. Başarısıyla köydeki çocuklara da örnek olan Zeynep, onlara güreşi öğretip, spor yapmalarını sağlıyor. Köydeki imkansızlıklara rağmen şampiyonluk madalyası kazanmanın gururunu yaşadığını belirten Zeynep Yıldırım, "Koyun otlatırken gökyüzüne bakardım, yatardım yere otların arasından bulutları izlerdim. Şampiyonluk hayali kurardım. Antrenmanlarda arkadaşlarım bana 'köylü' lakabı takmıştı. Ben bu lakapla gurur duyuyorum. Köyde antrenman yaparak şampiyon oldum. Hedefim ikinci kez dünya şampiyonu olmak ve olimpiyat madalyası kazanmak" dedi.
'KOŞARKEN KÖPEKLER, HİNDİLER KOVALIYOR'
Babasının güreşe merakından dolayı sık sık yağlı güreş müsabakası izlemeye gittiğini anlatan Zeynep, şunları söyledi: "Güreşçi olmak istiyordum. Güreşçi olmak için köyüme 90 kilometre uzakta Antalya'daki spor lisesinde güreşe başladım. Aileme yakın olmak için okulumu değiştirdim ama güreşi bırakmadım. Antrenörümün verdiği programa göre köyde koşu yapıyorum, dağa çıkıyorum. Koşarken köpekler, hindiler kovalıyor. Traktör tekeriyle kuvvet, kum doldurduğum plastik şişelerle de ağırlık çalışıyorum. Köyde antrenman yaparken plaj güreşi Türkiye şampiyonasına katıldım. Türkiye şampiyonluğunu kazanıp, dünya şampiyonasına katıldım. Dünya şampiyonu oldum. İmkansızlıklar oldu ama 'Şanslı olan değil vazgeçmeyen kazanır' düşüncesiyle her zaman daha fazla çalıştım. Daha çok başarılı olmak istiyorum."
İŞSİZ BABANIN ŞAMPİYON KIZI
Baba Hamdi Yıldırım ise işsiz olmasına rağmen kızının güreşte başarısı için elinden gelen çabayı göstereceğini belirtti. Kızının başarısıyla gururlandığını anlatan Yıldırım, "Her baba gibi kızımı okutmak için elimden geleni yaptım. Güreşi seviyordu. Güreşçi olması için destek verdim. Kızım dünya şampiyonu oldu. Bu başarı ailemi, köyümü gururlandırdı. Kızım köyümüzde çocuklara da örnek oldu. Köyde onu gören çocuklar hem okula gitmeyi hem de spora başlamaya heveslendi. Kızımın başarısı için elimden geleni yapacağım" diye konuştu.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------
- Zeynep Yıldırım köyünden detay görüntüler
- Bahçede çalışırken görnütüsü
- Koyunları otlatırken görüntüsü
- Drone görnütüsü
- Röp: Zeynep Yıldırım
- Röp: Hamdi Yıldırım'ın (baba)
- DHA Muhabir Tolga Yıldırımın anonsu
-Zeynep Yıldırım'ın dağda köyde koşu yaparken görnütüleri

723 MB /// 6.35 SN (HD)

Haber:Tolga YILDIRIM- Kamera:Emrah GÜL/ANTALYA, (DHA)

=================

Rize'de en doğal festival

Rize'nin Ardeşen ilçesinde organik tarım ve hayvancılığın sürdürüldüğü, denizden 1100 metre yükseklikteki Deremezra Yaylası'nda festival düzenlendi. Doğaseverlerin kamp kurduğu, tulum eşliğinde horonların oynandığı festivalde, düzenlenen mısır ayıklama, hızar ile kütük kesme ve kara kovanın ağaca yerleştirilmesi yarışlarında renkli görüntüler ortaya çıktı.
Ardeşen ilçesine 35 kilometre uzaklıktaki Deremezra Yaylasında bu yıl ilk kez düzenlenen 'Deremezra Kültür ve Turizm Festivali'nde unutulmaya yüz tutmuş gelenekler canlandırıldı. Organik tarım ve hayvancılığın sürdürüldüğü, denizden 1100 metre yükseklikteki yaylada doğaseverler kamp kurdu, tulum eşliğinde horonlar oynadı. Karadeniz yöre mimarisini yansıtan ahşap ev ve serenderlerin yer aldığı yaylada yetiştirilen organik meyve ve sebzeler ile üretilen bal da festivalde sergilendi. Vatandaşlar festivalde organik ürünlerin tadına baktı, kazanlarda ve közde pişirilerek ikram edilen mısırları yedi.
KARA KOVANI AĞACA ÇEKMEK İÇİN YARIŞTILAR
Festivalde, mısır ayıklama, hızar ile kütük kesme, kara kovanın ağaca yerleştirilmesi yarışmaları düzenlendi. Kara kovanın ağaca çekilme yarışması ilgi gördü. Yarışmada gürgen ağacının yerden 15 metre yükseklikteki gövdesine kara kovan çekildi. Ağaca büyük bir ustalıkla tırmanan yarışmacılar, sarkıttıkları halata bağlanan kara kovanı çekerek ağacın gövdesine yerleştirdi. Vatandaşlar cambazlar gibi ağaca tırmanan yarışmacıları ilgiyle izledi. Yarışmada dereceye girenlere bal ve organik ürünler hediye edildi.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------
Yayla detayları
Mısır ayıklama detayları
Mısır pişirilmesi ve ikramı
Vatandaşlarla röp.
Yarışma detayları
Kara kovanın ağaca çekilmesi
Detaylar

Haber-Kamera: Aytekin KALENDER RİZE-DHA

===================

Elmalı'nın 'Kelleci Erol'u zamana direniyor

Antalya'nın Elmalı ilçesinde 10 yaşında girdiği babasının demirci dükkanında 61 yıldır çalışan Erol Yıldız (71) son dönemde kelle ve paça ütücülüğü yaparak geçimini sağlıyor. Bundan dolayı da ilçede 'Kelleci Erol' adıyla tanınan Erol Yıldız, "Hiç çırak yetiştiremedim. Bu işe merak eden yok. Elmalı'da benden başka bu işi yapan da yok" dedi.
Elmalı'da doğan Erol Yıldız, 10 yaşındayken babasının yanında demirci çırağı olarak meslek hayatına başladı. Babasının ölümünün ardından işi devralan Erol Yıldız, demirciliğin yanında kelle ve paça ütmeye işine de yöneldi. Kesilen küçük ve büyükbaş hayvanların kelle ve paçalarını demir ocağında üterek para kazanan Erol Yıldız, yaptığı bu işi dolayısıyla da ilçede 'Kelleci Erol' lakabıyla tanındı. Son yıllarda sadece kelle ve paça üterek geçimini sağlamaya devam eden evli ve 2 çocuk babası Erol Yıldız, zamana karşı direniyor.
'HİÇ ÇIRAK YETİŞTİREMEDİM'
Erol Yıldız, mesleğinin kaybolmaya yüz tuttuğunu ve kendisinden başka bu işi ilçede yapan kimsenin olmadığını, bugüne kadar da çırak yetiştiremediğini söyledi. Yıldız, "10 yaşından beri çalışıyorum. Yaşım 71. Hiç çırak yetiştiremedim. Bu işe merak eden yok. Elmalı'da benden başka bu işi yapan da yok" dedi.
'AHİLİK KÜLTÜRÜNÜN AZALMASINDAN DOLAYI ÜZGÜNÜM'
Elmalı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hüseyin Aslan da Elmalı'da kalaycılık, demircilik, bakırcılık, yorgancılık ve kelle ütücülüğü gibi mesleklerin yok olmaya yüz tuttuğunu belirterek, "Elmalı'nın geçmiş kültürünü devam ettirecek, genç nesillerin bu mesleklere ilgi göstermemesi ve Ahilik kültürünün azalmasından dolayı üzgünüm. Esnaf odası olarak bu mesleklerin devamlılığını sağlamak için gereken her türlü çalışmaları yapacağız" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------
- Erol Yıldız kelle ve paça üterken
- Erol Yıldız röportaj

Haber-Kamera: Mehmet AKIN/ELMALI (Antalya), (DHA)

==================

(ÖZEL)- İnsanların kendisiyle dalga geçtiği işte talebe yetişemiyor

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde solucan gübresi tesisi kuran Mehmet Emin Yavuzer, 1 milyon solucanla ayda 2 ton gübre üretiyor. Bu işe başladığı sırada kendisiyle dalga geçildiğini belirten Yavuzer, çiftçilerin artan taleplerine yetişmekte zorlandığını söyledi.
Suruç ilçesine bağlı kırsal Yalınca Mahallesi'nde oturan Mehmet Emin Yavuzer, Amerika’dan bir firma aracılığıyla getirdiği 100 bin solucanla gübre üretmeye başladı. Yavuzer, şimdilerde 1 milyon solucanla devam ettiği işinde ürettiği gübrenin organik olduğunu, kanserojen madde bulundurmadığını ve üretimde verimliliği arttırdığı için çiftçilerin gözdesi haline geldiğini söyledi.
DALGA GEÇİYORLARDI
Solucan gübresini yetiştirmeye başlamasıyla birlikte işlerinin açıldığını ve tesisi daha büyütmek için çalışmalara başladığını kaydeden Yavuzer, solucan gübresinin hem organik, hem de insan sağlığını tehdit eden kanserojen madde barındırmadığını, bu sebeplerle üretiminin ve kullanımının rağbet gördüğünü dile getirdi. İşe başlarken ekonomik sıkıntılar yaşadığını, çevresinden borç para toplayarak başladığını söyleyen Yavuzer, "Çevremdeki herkes dalga geçiyordu. Şimdi bile bu durumla karşılaşabiliyorum. ‘Solucan ne ki; gübresi ne olsun’ diyorlardı. Çok fazla zorlukla karşılaştım" dedi.
AYDA 2 TON GÜBRE ÜRETİYOR
Solucanları bir komposto ile beslediğini belirten Yavuzer, "Solucanları beslemek için hazırladığımız bir komposto var. Bu kompostonun yüzde 70’i yanmış hayvan gübresi, yüzde 30’u da evsel attık dediğimiz bitki, meyve attıkları, çay posası, yumurta kabukları. Bunları karıştırıp veriyoruz. Bu şekilde besleyip gübre elde ediyoruz. Ortalama aylık 2 ton üzerinde gübre üretebiliyoruz. Talep çok, alan bir daha gelip alıyor. Kullanan insanlar da memnun kalıyor" diye konuştu.
Suruç’ta 2,5 yıldır bu işi yaptığını, kazandığı parayı tesisini büyütmek için harcadığını söyleyen Yavuzer, "Bu işi kıt kanaat büyütmeye çalışıyorum. Bu işe 100 bin solucanla başladım. Şu anda 1 milyonun üzerinde solucan var. İlk başladığımda Kayserili başka bir firma adına Amerika’dan solucanları getirdim. Başlarken 10 metrekarelik alanda 7-8 ay çalıştık. Elimize biraz para geçince de bu tesisi büyüttük. Şimdi bile eksiklerimiz var; makine, ışıklandırma gibi birçok eksiklik var. Kazandığımız parayı da buraya harcıyoruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------
- Solucan gübresi tesisi kuran Mehmet Emin Yavuzer
- Küvetler içinde bulunan solucanlar
- Solucan üretimi için çalışma yapan Yavuzer
- İşinden dolayı kendisiyle dalga geçildiğini anlatan Yavuzer
- Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 553 MB

Haber-Kamera: Ali LEYLAK-ŞANLIURFA-DHA)

==================

Kaplancık Kanyonu'nda, turist beklentisi

Samsun’un Vezirköprü ilçesinde Altınkaya Baraj Gölü üzerinde bulunan ve doğal güzelliğiyle ziyaretçilerine seyri doyumsuz manzara sunan ‘Kaplancık Kanyonu’ turizme kazandırılmayı bekliyor. Karadeniz Turistik İşletmeler Derneği Başkanı Murat Toktaş, kanyonun ön plana çıkarılmasıyla bölge turizmine ciddi katkı sunulacağını belirtti.
Samsun il merkezine 110 kilometre uzaklıkta bulunan Vezirköprü ilçesi sınırları içinde yer alan, Kaplancık Mahallesi'nde, Altınkaya Barajı havzasında, bulunan Kaplancık Kanyonu ziyaretçilerini bekliyor. İlçe merkezine 23 kilometre uzaklıkta, Şahinkaya Kanyonu'ndan sonra ikinci kanyon konumundaki Kaplancık Kanyonu, Kızılırmak'ın turkuaz ve yeşil renkli sularının sarp kayalıklar arasında yol bularak yaklaşık 2 bin metre ilerlemesi, ziyaretçilerine seyri doyumsuz manzara sunuyor. Kanyonda görülebilen irili ufaklı adacıklar ise ziyaretin adeta görsel şölene dönüşmesini sağlıyor.
'ÖN PLANA ÇIKARILMALI'
Samsun’un birçok çeşitliliğe sahip olduğunu ve birçok kanyon olduğunu dile getiren Karadeniz Turistik İşletmeler Derneği Başkanı Murat Toktaş, Şahinkaya Kanyonu'nun ardından ‘Kaplancık Kanyonu’nun da ön plana çıkarılmasıyla turizme katkı sunacağını belirtti. Toktaş, "Bölgede 2 kanyonumuz mevcut. Bunlardan bir tanesi Şahinkaya Kanyonu, bu kanyon son günlerde popülerliği ile gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerin akınına uğruyor. Aynı şekilde yine aynı barajın içerisinde ilçe merkezine 23 kilometre uzaklıkta bulunan Kaplancık Kanyonu’muz var. Kaplancık Kanyonu’nun bir özelliği içerisinde ufak ufak adaların bulunması ve içerisinde Roma döneminden izler taşıyor olmasıdır. Bu özelliği hem doğal olarak hem de tarihi olarak birçok medeniyetin izlerine ulaşmamızı sağlıyor. Biz buradaki iki kanyonumuzu da ön plana çıkarmak istiyoruz. Kaplancık Kanyonu yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda, ekstrem sporlar ve doğa sporları için çok uygun bir konumda. Kanyonun küçük olması kontrolünün daha kolay yapılabilmesini sağlıyor. Hem güvenlik açısından hem de aktiviteler açısından gelenlere her türlü imkanı sağlayabilecek konumda. Bizde bu özellikleriyle öne çıksın istiyoruzö dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------
-Kanyondan detaylar
-Röportaj
-Detaylar

Haber-Kamera:Hüseyin KALAY/VEZİRKÖPRÜ(Samsun),(DHA)-

==================

Kurdukları tiyatro topluluğuyla sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorlar

Zonguldak'ta, aralarında doktor, öğretmen, okul müdürü, hemşire ve memurların bulunduğu 'Ters Köşe Tiyatro Topluluğu' sosyal sorumluluk projelerinde sahne alarak yüzlerce öğrencinin okumasına destek oluyor. Gönüllü tiyatrocular, muhtarların çocukların okul kıyafetlerini ücretsiz karşılamak için başlattıkları 'Çocuklar Gülsün' projesinde de gönüllü sahne alarak elde edilen gelirle yüzlerce çocuğun eğitim masraflarına destek olacak.
Tiyatro eğitmeni Yahya Kasımfırtına 5 yıl önce gönüllülerden oluşan farklı meslek gruplarındaki kişilerle bir tiyatro topluluğu kurdu. 'Ters Köşe Tiyatro Topluluğu' geliri okullarda yardıma ihtiyacı olan öğrencilere bağışlanan tiyatro gösterileri düzenlemeye başladı. Aralarında doktor, öğretmen, okul müdürü, hemşire, memur, üniversite öğrencisi, işçi gibi farklı birçok meslek grubundan gönüllüler bulunan topluluk geçen 5 yılda birçok tiyatro gösterisiyle yüzlerce öğrencinin eğitimlerine katkıda bulunmaya çalıştı.
Tiyatro topluluğu, şimdi 30 Eylül'de muhtarlar tarafından düzenlenecek 'Bütün Çocuklar Gülsün. Bir Tiyatro Biletiyle Geleceğe Umut Ol' projesinde ücretsiz sahne alacak. Biletler 10 TL’den satışa çıkarken, proje kapsamında elde edilen gelirle 200 çocuğun okul kıyafetleri ve kırtasiye ihtiyaçları karşılanacak. Gençlik ve Spor Merkezi'nde çalışmalarını sürdüren gönüllü tiyatroculardan Yahya Kasımfırtına, çocukların eğitimlerine katkıda bulunmaktan mutluluk duyduklarını söyledi.
Gönüllü olarak öğrenciler için seferber olduklarını söyleyen Yahya Kasımfırtına, "Geçen yıl 8 gösteri yaptık. Özel eğitimli çocuklar içinde oynadık. Hangi okulun ihtiyacı varsa o okula gidiyoruz ve oyunumuzu oynuyoruz. Şu anda muhtarlarımıza destek olmak için çalışıyoruz. Burada işini gücünü bırakıp emek veren insanlar var. Bu çarkın içinde olduğumuz için çok mutluyuz. Burada oynadığımız bir oyunla yüzlerce çocuğumuzun ihtiyaçları karşılanacak. Bu bizi mutlu eden en güzel şey." dedi.
'YÜZLERCE ÇOCUĞUN YÜZÜ GÜLECEK'
Terakki Mahallesi Muhtarı Ferit Arslantürk, projenin asıl mimarlarının gönüllü tiyatrocular olduğunu söyledi. Kendisine de küçük bir rol verildiğini anlatan Arslantürk, şöyle dedi:
"Biz kendi çabamızla bu kadar çocuk giyindiremezdik. Buradaki tiyatrocu arkadaşlarımız bizi hiç kırmadılar. Bizim için burada saatlerce çalışıyorlar. Çocuklar adına muhtarlar adına kendilerine teşekkür ediyorum. Bu projenin mimarı tiyatro oyuncularıdır. Bu bir sosyal yardımlaşma projesi. Biz çok mutluyuz. Bu projeye sayesinde yüzlerce çocuğun, ailelerin yüzü gülecek. Biz destek veren herkesin önünde saygıyla eğiliyorum."
İl Sağlık Müdürlüğü'nde aile hekimi olarak görev yapan Dr. Bülent Gemici büyük bir özveriyle çocuklar için oyunlar oynadıklarını belirtti. Amaçlarının hem tiyatro yapmak hem de çocukların eğitimlerine katkıda bulunmak olduğunu ifade eden Dr. Gemici, "Buradaki herkes bir muhabbetle bir sohbetle bir araya geldi. Daha önce okullarda oyunlar oynadık. Şimdi çok güzel bir proje için bir araya geldik. Burada 20-25 kişi bir proje için uğraşıyor. Her şey çocuklarımız için." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
-Tiyatro provasından görüntü
-Detaylar
-Muhtar Ferit Arslantürk’ün çaycı olması
-Yahya Kasımfırtına ile röp.
-Muhtar Ferit Arslantürk ile röp.
-Oyuncu Dr. Bülent Gemici ile röp.

Süre: (8:04) Boyut: (903 MB)

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,(DHA)