DHA YURT BÜLTENİ - 5

  Samsun'da rüşvet operasyonu: 11 gözaltı Samsun'da mahkum yakınlarından rüşvet alarak tahliye sözü verdiği öne sürülen 1 zabıt katibi ve 10 mahkum yakını gözaltına alındı.

Samsun'da rüşvet operasyonu: 11 gözaltı

Samsun'da mahkum yakınlarından rüşvet alarak tahliye sözü verdiği öne sürülen 1 zabıt katibi ve 10 mahkum yakını gözaltına alındı.
Çarşamba Cumhuriyet Başsavcılığı, Çarşamba Adliyesi'nde görev yapan bir zabıt katibinin mahkum yakınlarına tahliye sözü vererek rüşvet aldığına dair çok sayıda ihbar mektubu aldı. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bilgi verilmesinin ardından teknik ve fiziki takip başlatıldı. Soruşturmaya bağlı olarak Samsun merkez, Çarşamba, Ladik ve Havza'da operason düzenlendi. Zabıt katibi ile rüşvet verdiği öne sürülen 10 şüpheli, 'görevi kötüye kullanmak, nitelikli dolandırıcılık, suç delillerini gizleme, yok etme, değiştirme, adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçundan gözaltına alındı. Şüphelilerden 3'ü, savcı talimatıyla alınan sağlık raporunun ardından serbest bırakılırken, 8 şüpheli ise ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-------
- Şüphelilerin sağlık raporu alınması için hastaneye getirilmesi
- Emniyetten detaylar

Haber-Kamera: Tayfur KARA/SAMSUN,(DHA)

==========

Manavgat'ta çaldılar, Fethiye'de otelde yakalandılar

Antalya'nın Manavgat ilçesinde bir kuyumcudan hırsızlık yapan Gürcistanlı Giorgi Deisadze, Doneri Basiladze ve Indiko Raminashvili jandarma ekiplerince Muğla'nın Fethiye ilçesinde yakalandı. Güvenlik kameralarına anbean yansıyan hırsızlık olayının 3 şüphelisi tutuklandı.
Ilıca Mahallesi Kumköy Turizm Merkezi'nde 4 Temmuz günü bir kuyumcuya gelen 2 kişiden biri mağaza satış personelini oyalarken diğeri vitrindeki altın bileziği çaldı. Mağaza kapandıktan sonra yapılan sayımda bir bileziğin eksik olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine durum jandarmaya bildirildi. Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, iş yerinin güvenlik kamerası kayıtlarından şüphelileri belirledi.
ŞÜPHELİLER FETHİYE'DE YAKALANDI
Ilıca Kumköy Turizm Merkezi'ndeki güvenlik kameralarını da inceleyen ekipler, şüphelilerin 3 kişi olduğunu, Gürcistan plakalı GI-990-OS otomobille Kumköy'den ayrılarak Antalya yönüne gittiğini tespit etti. Otomobilin seyrettiği güzergahtaki kameraları tek tek inceleyen ekipler, şüphelilerin Manavgat'a 260 kilometre uzaklıktaki Muğla'nın Fethiye ilçesine gittiğini ve bir otelde konakladıklarını tespit etti. Fethiye İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleriyle ortak operasyon yapan jandarma ekipleri, şüphelileri konakladıkları otelde yakaladı. Yapılan kimlik kontrollerinde şüphelilerin Gürcistanlı Giorgi Deisadze, Doneri Basiladze ve Indiko Raminashvili oldukları belirlendi. Şüphelilerin kaldıkları odada ve otomobillerinde yapılan aramada, suç geliri olduğu değerlendirilen bin dolar, suçtan elde ettikleri tahmin edilen 6 altın bileklik ve 4 altın kolye ele geçirildi.
SUÇLARINI İTİRAF ETTİLER
Manavgat'a getirilen şüpheliler, jandarmadaki işlemlerinin ardından çıkarıldıkları Manavgat 2'nci Sulh Ceza Hakimliğince 'hırsızlık' suçundan tutuklandı.
GÜVENLİK KAMERALARI KAYDETTİ
Diğer taraftan hırsızlık olayı güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Görüntülerde beyaz bir otomobille kuyumcuya gelen 2 şüphelinin iş yerine girdiği, birinin diğer müşterilerle ilgilenen satış görevlisine bir şeyler sorduğu, diğerinin ise vitrindeki bileziği aldığı görülüyor.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------
-Şüphelilerin otomobille gelmesi (Güvenlik kamerası)
-Kuyumcuya giren şüphelilerden birinin satıcıyı meşgul ederken diğerinin hırsızlık yapması (Güvenlik kamerası)
-Şüphelilerin AVM'den ayrılması (Güvenlik kamerası)
-Manavgat adliyesinden görüntü
-Şüphelilerin adliyeden çıkarılması
-Şüphelilerin jandarma aracına bindirilerek götürülmesi

HABER: Mithat ABAKAN/MANAVGAT(Antalya), (DHA)

===========

Obezite ameliyatı sağlıklı gebelik şansını artırıyor

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı, Perinatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, obezite ameliyatı sonrasında sağlıklı gebelik şansının arttığını açıkladı.
Prof. Dr. Selahattin Kumru, obezite cerrahisi geçirmiş kadınların sağlıklı gebelik şansının arttığını, gebelikle ilgili istenmeyen bazı sorunların da azaldığını söyledi. Prof. Dr. Kumru, obez kişilerde gebeliğe bağlı şeker hastalığı daha sık görüldüğü halde, obezite cerrahisi geçirdikten sonra gebe kalanlarda daha az sayıda görüldüğünü belirterek, "Obezlerde hipertansif hastalıklar dediğimiz kan basıncında artış, gebelik zehirlenmesi gibi durumlar daha sık görülürken, obezite cerrahisi geçirdikten sonra gebe kalanlarda bu hastalıkların daha az görüldüğü tespit edilmiştir" dedi. Anne adaylarının obezite cerrahisi geçirmiş olmasının gebe kalmaları açısından hiçbir risk taşımadığını da aktaran Prof. Dr. Kumru, "Tam tersine kilo verdikten sonra gebe kalmak, kilolu gebe kalmaya göre çok daha iyi sonuçlara neden oluyor" diye konuştu.
'İLK HAMİLELİKTE BÜYÜK SIKINTI YAŞADIM'
Antalya'da yaşayan sınıf öğretmeni Tuğba Karabulut Yıldız (39), 2013 yılında aşırı kilolu olduğu dönemde kızı Tuğçe Yıldız'ı dünyaya getirdiğini, hamilelikte ve sonrasında büyük sıkıntılar yaşadığını söyledi. 2016 yılında 2'nci çocuğunu dünyaya getirmek için obezite ameliyatı olduğunu aktaran Tuğba Karabulut Yıldız, "İlk hamileliğimde çok büyük sıkıntı yaşadım. Hatta doktorlarım anjiyo önermişti. 120 kilo olmuştum. Hamileliğim süresince az da olsa kilo verebildim. Doğumdan sonra yeniden kilo almaya başladım. O süreçte bende ve doğal olarak çocuğumda sağlık problemleri ortaya çıktı. Kızım 2 yaşına geldiğinde 2'nci çocuk düşündük, fakat ilk hamileliğimde yaşadığım sorunlar ve kilolarım nedeniyle hamilelik önerilmedi. Doktorlarım son çarenin obezite ameliyatı olduğunu söyleyince tereddüt etmeden ameliyat oldum" diye konuştu.
İDEAL KİLO, SORUNSUZ GEBELİK
Obezite ameliyatı sonrasında doktoruyla her görüştüğünde yeterli kilo kaybına ulaşamadığını söylediğini kaydeden Yıldız, "Hamile kalmamın sakıncalı olacağını söyledi. 120 kilodan 67 kiloya düştüğümde 2'nci gebeliğe karar verdim. Hamile kaldığımda 67 kiloydum, gebelik süresince şekerim çıkmadı. İlk hamileliğimde şeker seviyem çok yüksekti. 2'nci hamileliğimde şekerim normal seviyesinde seyretti. Şu an oğlum Ali Çınar 2 aylık. 2'nci bebeğimi sağlık sorunu yaşamadan dünyaya getirdim. Sağlıklı bir şekilde büyütüyorum" dedi.
Obezite ameliyatı olduktan sonra 3 altın kuralı uyguladığını sözlerine ekleyen Yıldız, "Gazlı içecek, şeker, karbonhidrat ve alkol gibi yiyecek ve içecekleri hayatımdan çıkardım. Bir de katı, sıvı, gaz ayrımı önemli, yani katı gıdadan sonra kendimi rahat hissettiğimde sıvı tüketiyorum. Sıvıyı tükettikten 20 dakika sonra katı gıda tüketiyorum. Böylelikle hem kilomu koruyorum. Hem de bebeğim 2 aylık olmasına rağmen gaz problemi yaşamıyor. Gayet mutlu, sağlıklı bir bebek. Obezite ameliyatı olmak isteyenler kesinlikle bilinçli olmak mecburiyetinde. Bu ameliyatı kafanıza koyduysanız devamını getirmeniz gerekir. Üç altın kurala uymaları gerekir. Ameliyat sonrasında güler yüzlü mutlu bir insan oluyorsunuz. Giydikleriniz yakışıyor. Siz mutluysanız aileniz, çocuklarınız da mutlu oluyor. Çevreniz de mutlu oluyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-----------------------
- Hastane dış plan görüntü
- Hastanın bebek arabasıyla hastaneye ve odaya girme görüntüsü
- Tuğba Karabulut'un çocuklarıyla görüntüsü
- Bebekten ve ablasından detay görüntüler
- Doktorla hastanın sohbet görüntüsü
- Röp1: Prof. Dr. Selahattin Kumru
- Röp2: Tuğba Karabulut Yıldız
- Tuğba Karabulut'un bebeğiyle detay görüntüsü

Haber: Erol AKKIR - Kamera: Aslı DURAN / ANTALYA, (DHA)

=================

Uçurumun kıyısındaki 839 yıllık tarih; Divriği Kale Camisi

Sivas'ın Divriği ilçesindeki kalenin içerisine 1180 yılında Süleyman Şah oğlu Emir İshak tarafından yaptırılan Kale Camisi, bölgeye hakim noktada 839 yıldır ayakta duruyor. Türklerin Anadolu'daki en eski yapılarından biri olma özelliği taşıyan cami, uçurumun hemen kenarındaki konumuyla da görenleri şaşırtıyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erdal Eser, caminin hem bulunduğu konuma yerleştirilmesi, hem de Türklerin Anadolu'daki erken dönem yapıları arasındaki örnekleri açısından önem taşıdığını ifade etti.
UNESCO Dünya mirası listesindeki Ulu Camii ve Darüşşifa başta olmak üzere, Selçuklu medeniyetinden eşsiz örneklerin yer aldığı açık hava müzesi durumundaki Sivas'ın Divriği ilçesi, Türklerin Anadolu'daki ilk bina örneklerinin yer almasıyla da ön plana çıkıyor. Divriği ilçesine hakim noktada bulunan ve bir bölümü yeniden restore edilen Divriği Kalesi içindeki Kale Camisi de bunların başında yer alıyor. Mengücekliler döneminde 1180 yılında Süleyman Şah oğlu Emir İshak tarafından yaptırılan cami, uçurum kıyısındaki konumu ve aynı dönem yapılan diğer örneklerinden ayrılan mimarisi ile dikkat çekiyor. Kale Camisi, Türklerin Anadoluyu fethinden sonra yapılan minberli Cuma camilerinin, bir onarım görmeksizin özgün mimarisini koruyabilmiş tek örneği ve en eski oluşu özelliği taşıyor. Duvarları, içte ve dışta kalın sıva ve derzlerle örülen caminin taç kapısı, Anadolu taç kapılarının ilki ve taş oyma sanatının gelişmesinde ilk örnek olarak biliniyor. Yıllarca harabe durumunda kalan Kale Camisi, 2008 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore ettirildi. Bugün ibadete kapalı olan cami, sadece tarih meraklılarını konuk ediyor. Caminin, daha önce var olan, ancak yıkılan minaresi ise günümüzde bulunmuyor.
Cami hakkında bilgiler veren Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Erdal Eser, Divriği ilçesinin 1147 yılında Mengücekoğulları'nın Divriği kolu tarafından fethedildiğini belirterek, "Bu fetih sonrası bölgeye yapı inşaa ederek yerleştiklerini bize gösteren ilk veri Divriği Kale Camisi ya da İç Kale Mescidi olarak değerlendirmek daha doğrudur. Fetihden kısa bir süre sonra Divriği'de iç kale içerisinde böyle bir yerleşmenin gerçekleştiğini bize göstermesi açısından oldukça önemlidir. Yapı üzerinde 'çiçekli kufi' olarak tabir ettiğimiz bir yazı türüyle yazılmış bir inşa kitabesinde biz 1180-1181 tarihini öğreniyoruz. Aynı kitabe verisinde devamında ustasının da Merega'dan (Bugün Azerbaycan sınırları içindeki bir yerleşim yeri) geldiğini, Anadolu dışından geldiğini anlıyoruz. Ayrıca Mengücekoğulları'nın da Anadolu dışından gelen sanatçılardan faydalandığını gösteriyor olması açısından önemli. Sanatçının Meregalı olması tabi ki bu anlamda Divriği'nin özellikle Anadolu dışıyla olan ilişkilerinin göstergesi olması önemli" dedi.
'ERKEN DÖNEM YAPILARININ ÖZELLİKLERİNİ YANSITIYOR'
Divriği Kale Camisinin genel özellikleriyle bu bölgedeki erken dönem yapılarının genel özelliklerini yansıttığını ifade eden Prof.Dr. Erdal Eser, "Malzeme ve teknik açıdan gelişmiş bir özellik yansıttığını söylemek pek mümkün değildir. Bu gelişmişliği destek sisteminde ve taç kapısında görmek mümkündür. Taç kapısı kitabe nedeniyle ikinci evre sırasında eklendiği düşünülen ve biraz daha süslenmesi nedeniyle tuğla etkisi yaratan bir düzenlemeye sahiptir. Bu da sanatçının doğu ile olan ilişkisi ve bağlantısı nedeniyle olmalıdır. Restorasyon öncesine kadar aynı taç kapıda bugün görmediğimiz maalesef bazı çini parçalar vardı. Bir iki parça görülebilir durumdaydı, fakat restorasyondan sonra biz bu parçaları da yerinde olmadığını görüyoruz. Yapının içerisinde bir mahfil katı var. Bu mahfil katına çıkmak için de batısında merdivenle çıkılan pencere boyutlarında kapı var. Bu mahfil çok önemli bir veriydi. Restorasyon öncesi özgün 12'nci yüzyıl alçı kaplamaları da yapının içerisinde vardı. Mahfili büyük ihtimalle sultan kullanıyor olmalı. Sultan mahfili olarak kullanılıyordu. Ancak zaman içerisinde mahfile ait malzemenin, yapının yıkıldığını anlıyoruz. Cami büyük bir ihtimalle ahşap malzemeden yapılan bir mahfile sahipti" diye konuştu.
'GÖZETLEME PENCERELERİ YAPILMIŞ'
Yapıyla ilgili bir diğer enteresan bir detayın ise doğu cephesinin güney köşesinde yer alan 2 pencere olduğundan bahseden Prof.Dr. Eser, "Genelde camiler söz konusu olduğunda bizler 12'nci ve 13'üncü yüzyılda cepheye ilişkin elimizde çok veri var. Ancak iç kale de yer alan ve hareme yani sultana hizmet eden bir camide daha çok görsel amaçlarla, daha doğrusu Çaltı Vadisini gözlemek ve izlemek amacıyla yapılmış 2 pencere söz konusudur. Bu Divriği İç Kale Mescidini daha da özel bir hale sokuyor. Bu anlamda Anadolu da bilinen 2 örnek söz konusudur. Diğeri de Ani'deki Manuçer Cami adıyla bildiğimiz Şeddatoğulları döneminde tarihlendirilen 12'nci yüzyıl yapısındadır. Onda da Arpa Çay'a bakan bölümdeki pencereleriyle daha seyir amaçlı bir düzenlemeye sahip görünür. Aynı şey bizim Sivas bölgesindeki en erken yapılardan biri olan Divriği Kale Cami'de özel bir durumdur" ifadelerini kullandı.
'YERLEŞİMİ ÇOK BAŞARILI'
Caminin diğer bir özelliğinin ise 'yastık' olarak tabir edilen bir destek sistemi üzerinde kurulduğunu anlatan Prof.Dr. Eser, "Bu taşıyıcı ögenin köşelerinde aslan başları işlenmiştir. Cami içerisinde figüre rastlanıyor olması nedeniyle Divriği İç Kale Mescidi özellikli bir durum yansıtır. Ayrıca taş bir platform üzerine inşa edilmiş olması, taşi platform üzerindeki bazı olumsuzlukları gidermek için sanatçının özellikle doğu cephede kemerli bir sistem üzerine duvarı oturtmasıyla çözülmüş gözükmektedir. Bu nedenle oldukça başarılı bir yerleştirim söz konusudur" dedi.
İTALYAN GEZGİN'İN KALE CAMİSİ İLGİSİ
Kale Camisi tarihi geçmişi ve özel konumu ile ilçeye gelen turistlerin de dikkatini çekiyor. Bir çok ülkeyi dolaşan İtalyan Gezgin Piergiorgio Devilli(36) da Kale Camisini ziyaret edenler arasında yer aldı. Bir çok ülkenin ardından Türkiye'ye geldiğini anlatan Devilli, önemli şehirlerin ardından Divriği ilçesini de görmek istediğini belirterek, hem Ulu Cami'yi hem de Kale Camisi'ni çok beğendiğini ifade etti.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
----------
-Kale Camisinin drone görüntüleri
-Caminin genel detay görüntüleri
-Ziyarete gelenler
-İtalyan gezginin açıklamaları
-Prof.Dr. Erdal Eser'in açıklamaları

(622 mb)

Haber-Kamera: Eraydın AYTEKİN-Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, (DHA)

==================

(ÖZEL) - Güvercinler, hasadı yapılan tarlaları mesken tuttu

DİYARBAKIR'da hasat sonrası biçerdöverin alamadığı veya çeşitli nedenlerle yere düşen mercimek tanelerini almak için binlerce güvercin, şehir merkezini mesken tuttu. Güvercinlerin tarlalarda toplu halde mercimek taneleriyle beslenip, kanat çırpması güzel görüntüler oluşturdu.
Merkez Bağlar ilçesindeki yeni yerleşim alanı Bağcılar Mahallesinde mercimek ekili tarlaların hasadı yapıldı. Onlarca sitelerin aralarındaki tarlalarda ekilen mercimekler toplandı. Biçerdöverle toplanan mercimeklerden arda kalanları yemek için binlerce kaya güvercini şehir merkezini mesken tuttu. Kaya güvercinlerin mercimekleri yeme anları mahalleli tarafından ilgiyle izlendi. İlk kez böylesi güvercin sürüsünü görüsünü gördüklerini anlatan mahalle sakinleri, binlerce güvercinin hasadın ardından kalan mercimekleri yeme anlarını ilgiyle izlediklerin anlattı. Güvercinlerin saatler süren mercimekleri yeme anları güzel görüntüler oluşturdu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
---------------
Güvercinlerden detaylar
Güvercinlerin sürü halinde uçmaları
Araziden detaylar
Arazinin bulunduğu bölge
Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 536 MB

Haber-Kamera: Selim KAYA-Mesut BUDRAÇ/DİYARBAKIR,(DHA)