DHA YURT BÜLTENİ - 5

Akdeniz'de 5.0 büyüklüğünde deprem (3)   PROF.

Akdeniz'de 5.0 büyüklüğünde deprem (3)

PROF. DR. SÖZBİLİR, FAY HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Akdeniz'de meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki depremin olduğu fayla ilgili bilgi verdi. Sözbilir, "Muğla'nın 100 kilometre güneyinde olan deprem, Pliny-Strabo fay zonu olarak bilinen ve Afrika levhasının yırtıldığı zona karşılık gelen makaslama fayı üzerinde gelişti. Bu fay kabuksal ölçekli büyük bir doğrultu atımlı fay zonu olup, Anadolu karasında Fethiye-Burdur hattı boyunca geniş bir fay zonunun oluşumuna neden olmuştur. Bu bölgede fayların birbirini tetiklemesi olasıdır" dedi.
2 DEPREM DAHA OLDU
Öte yandan Ege Denizi'nde, saat 07.57'de Richter ölçeğine göre 3.1 büyüklüğünde, Akdeniz'de ise saat 09.27'de 3.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi'nin verilerine göre, Ege Denizi'ndeki deprem, 5,11 kilometre derinlikte oldu. Akdeniz'deki deprem ise Muğla'nın Marmaris ilçesinin 44,20 kilometre açığında ve 10,06 kilometre derinlikte meydana geldi.

Reklam
Reklam

HABER: Cavit AKGÜN- Ercan KAYLI/MUĞLA, (DHA)

===========================

Türkiye'de 27 bölgede lojistik depolar kuruldu

Van Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Osman Uçar, deprem bölgesi olan Türkiye'de 27 ayrı bölgede lojistik depolar kurulduğunu söyledi. Uçar, "2011 depreminden önce böyle bir yapı yoktu. Ne kadar çadırın, ne kadar malzemenin nerde olduğu net belli değildi. Elimizde öyle bir envanter yoktu. Ama şu an 27 bölgede bu depolar var. Bu lojistik depolar, bölgenin coğrafi yapısına ve özellikle depremsel riskler göz önünde bulundurularak kuruldu. "dedi.
Van'da 23 Ekim 2011'de merkez üssü Erciş olan 7,2 ve 9 Kasım 2011 günü de Edremit merkezli 5,6 büyüklüklerindeki iki deprem, kentin yanı sıra çevre il ve ilçelerinde de hissedildi. Depremlerde 644 kişi öldü, bin 966 kişi yaralandı, 252 vatandaş ise enkazlardan sağ olarak kurtarıldı. Depremlerde yaklaşık 31 bin 51 bina ağır hasar aldı. Van Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Osman Uçar, depremlerde büyük kayıplar verdiklerini hatırlatarak, yapılan yeni çalışmalarla ilgili de bilgi verdi. Uçar, Türkiye'de tekrar bu sıkıntaları ve kayıpları yaşamamak amacıyla yapı denetim sistemlerinin kurulduğunu söyledi. Bunun çok önemli bir adım olduğunu anlatan Uçar şöyle konuştu:
"Çünkü artık kimse istediği gibi projesini çizip, istediği kalitede malzemeyi kullanamıyor. Bu acıların yaşanmaması için yapı denetim firmaları kuruldu ve DASK zorunlu hale geldi. Ayrıca Türkiye'de 27 bölgede lojistik depolar kuruldu. 2011 depreminden önce böyle bir yapı yoktu. Ne kadar çadırın, ne kadar malzemenin nerde olduğu net belli değildi. Elimizde öyle bir envanter yoktu. Ama şu an 27 bölgede bu depolar var. Bu lojistik depolar, bölgenin coğrafi yapısına ve özellikle depremsel riskler göz önünde bulundurularak kuruldu. Van'da kurulan lojistik depolarda 4 bin 100 çadırımız, 5 bin 280 çarşaf ve yastık, 8 bin 800 battaniye, bin 444 mutfak seti bulunuyor. Bu iyi bir envanter. Biz bunları olası afetlerde kullanabileceğiz. Tabi ki ihtiyaç anında en yakın iller Muş, Siirt, Diyarbakır, Erzurum gibi illerde kurulan lojistik depolardan da karşılanabilecek" dedi.
Van Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Osman Uçar, deprem bilincinin oluşturulması ve depremlere karşı hazırlıklı olunması amacıyla da 2015 yılından bu yana 253 bin kişiye de temel afet eğitimi verdiklerini de belirtti.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Van şehir merkezinin gece ve gündüz görüntüleri (DRONE)
-Sahilde yürüyenler
-Van şehir merkezinin drone görüntüleri
-Yenilenen yolar
-Yapılan binalar ve deprem sonrası yapılan TOKİ konutları
-Cadelerde yürüyenler
-Genel detaylar
-Van Afet ve Acil Durum Müdürü Osman Uçar ile ropörtaj
-Lojistik depoları
-Depolardaki malzemeler
-Malzemelerin vinç yardımıyla kaldırılması
-Detaylar ve genel görüntüler

Haber-Kamera: Gülay KUYUCU- Orhan AŞAN/VAN, (DHA)-

====================

Doğa tutkunları Lamos Kanyonu'nda

Adana Profesyonel Doğa ve Su Sporları Kulübü (PRODOSS), Mersin'in Erdemli ilçesinde bulunan Lamos Kanyonu'nda (Kayacı Vadisi) doğa yürüyüşü düzenledi.
Gökler Deresi ile Sarıaydın Yaylası arasında düzenlenen 16 kilometrelik kanyon yürüyüşüne çok sayıda kulüp üyesi katıldı. Doğa tutkunları, 114 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye'nin 2'nci kanyonunda yürümenin ve buz gibi suya girmenin keyfini yaşarken, eşsiz manzaralarda bol bol anı fotoğrafı çekildi. Geziye katılan Adanalı iş insanı Hüseyin Akpınar, doğa ile iç içe yürümekle, iş ve şehir stresinden uzak olmanın huzurunu yaşadıklarını söyledi. Doğanın kalbinde bol oksijenli temiz bir havada zevkli bir hafta sonu geçirdiklerini belirten Akpınar, “Bu tür etkinlikler, hafta başında daha zinde ve daha sağlıklı bir yaşam ile daha verimli bir çalışmaya vesile olacaktır. Tüm iş insanlarına doğa yürüyüşleri yapmalarını öneriyorumö dedi.
DOĞAL MEYVELER KEYİF VERDİ
PRODOSS Kulüp Başkanı Mehmet Yakut ise, "Havaların serinlemesi ile birlikte özlediğimiz doğa yürüyüşlerine başladık. Gökler Deresi'nin muhteşem doğasında 16 kilometre yürüyüş yapmak sportif olarak ruh ve beden sağlığımızı oldukça rahatlattı. Ayrıca parkur boyunca terk edilmiş bahçelerde yetişen doğal ceviz, üzüm ve elma ağaçlarından koparılan meyveler de yürüyüş yapanlara ayrı bir keyif verdiö diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Yürüyüşten görüntü
-Elma toplamaları
-Üzüm toplamaları
-Kanyondan görüntüler

SÜRE:01'35" BOYUT:175 MB

Haber-Kamera: Malik GÖDELİNER/ ADANA, (DHA)

=====================

Turistler, hedefi 12'den vuruyor

Antalya'da silah ve atıcılık tutkunlarının buluşma noktası haline gelen Antalya Atış Poligonu Lara şubesi, tatil için kente gelen turistleri ağırlıyor.
'İçinize atmayın hedefe atın' sloganıyla atış meraklısı turistleri buluşturan poligonun kurucusu Alper Uçar, alternatif turizm içine atıcılık ve poligon kültürünü dahil etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Alternatif turizm çeşitliği içinde atıcılığın önemine ve farklılığına dikkati çeken Alper Uçar, poligon kültürüne Rus ve Arapların yoğun ilgi gösterdiğini belirtti.
Uçar, "Konyaaltı şubemizde Antalya'da yaşayan yerleşik Ruslar başta olmak üzere bölgemize tatile gelen binlerce turist poligonumuzda atış yaptı. Lara'daki ikinci şubemiz, oteller bölgesine daha yakın konumda. Bu avantajımızı kullanarak turistlerin ilgisini çekmeyi planlıyoruz. Yılbaşından bu yana Konyaaltı şubemizde 8 bine yakın kişi atış yapmıştır. Lara şubemizde de hemen hemen aynı rakamları yakaladık. Gelecek yaz sezonu, Türkiye'nin farklı bir turizm destinasyonunda üçüncü şubeyi açmayı hedefliyorum" dedi.
Başta ABD ve Avrupa'nın birçok ülkesinde atıcılık sporunun kadınlı, erkekli gruplar tarafından beğeniyle yapıldığını anlatan Uçar, "Turistlere farklı eğlenceler bulmalıyız. 25 yıl otel yöneticiliği yaptım. Turist tatilinde sadece deniz, kum, güneş aramıyor. Aynı zamanda katılabileceği etkinlikleri planlamak ve gerçekleştirmek istiyor. Atış poligonu da bu etkinlikler arasında yer alıyor. Poligonumuza gelenlerin yüzde 35'ini turistler, yüzde 40'ını Antalyalılar, geri kalanını da kurumlar oluşturuyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
-Atış yapan kadınların görüntüsü
-Teşhir ürünlerinden görüntü
-Silahların görüntüsü
-Şarjöre mermi basılırken görüntü
-Atış yapılırken görüntü
-RÖP: Alper Uçar

455 MB /// 04.06"

HABER: İbrahim LALELİ- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)

====================

Gazipaşa'da zeytin hasadı ve yağ sıkım dönemi başladı

Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde Gemlik, Ayvalık, mandalina ve beylik cinsi zeytinlerde hasat başladı. Yılda yaklaşık 40 bin ton zeytin üretilen ilçede sezonun ilk zeytinleri de fabrikalarda yağa dönüştürülüyor. Cinsine göre 4 ile 5 kilo zeytinden 1 kilo yağ elde ediliyor.
Gazipaşa'da turfanda sebze ve meyveciliğin yanı sıra çiftçinin geçim kaynaklarından biri olan zeytin, sonbaharın ilk yağmurlarının ardından hasat ediliyor. İlçede zeytin hasadı genelde ekim ayının ortalarında başlayıp kasım sonlarına kadar sürüyor. Zeytinin kilosu kalitesine göre 2 ile 3 lira arasında alıcı buluyor. Salamura siyah zeytin ise kilosu 5 ile 10 lira arasında satılıyor. Zeytinden elde edilen sızma yağın 0 ile 0.81 asit oranlı olanı 15 lira, 0.81- 2 asit oranlı olanı 10 lira, 2-5 asit oranlı olanı da 8 liradan alıcı buluyor. Gazipaşa'da yılda yaklaşık 40 bin ton zeytin üretiliyor.
ZEYTİNİN YAĞA DÖNÜŞÜM AŞAMASI
Bahçeden kasalara toplanan zeytin, yağ sıkım fabrikalarına getirilerek teslim ediliyor. Ardından yağ sıkımı işlemi için zeytin, yıkama makinesine düşüyor. Yıkama aşamasından sonra öğütücü makineye giriyor. Öğütülmüş zeytin yaklaşık 30 dakika homojen halde bekliyor. Karışım haldeki zeytinin yağı gözlemlendikten sonra 'dekantör' denilen makineye yönlendiriliyor. Karışımın suyu bir tarafa, kara suyu bir tarafa, posası da başka tarafa aktarılıyor. Elde edilen yüzde 20 ile 30 arasında yağ oranlarına göre değişen yağlar, posalı halde filitrasyon makinesine geçiyor. Bu bölümde posası ve diğer maddeleri ayrılan yağ filtre edilerek işlem tamamlanmış oluyor. Hazır olan yağ müşterilere teslim ediliyor.
'GEÇEN YILA GÖRE YAĞDA YÜZDE 100 ARTIŞ OLACAK'
Gazipaşa'da yağ sıkım fabrikası işletmecisi Mustafa Türker, "Bu yılın ilk sıkımına başladık. Bu yıl hava şartlarından dolayı biraz erken başladı. Zeytin ağaçların durumu gayet iyi. Geçen yıla göre yağda yüzde 100 artış olacak. Üreticilerimizin zeytini geç kalmadan toplaması lazım. Toplanan zeytini evde bekletmeden getirmeleri gerekir. Toplu şekilde evde uzun süre bekletilen zeytinin asit oranı yüksek olur. Kaliteli yağ için uzun süre bekletilmeden getirilip sıkılması lazım. Zeytin hasadında kaliteli yağ için en geç aralık sonuna kadar yapılıp, bitirilmesi gerekir. Cinsine göre 4 ile 5 kilo zeytinden 1 kilo yağ elde ediliyor" dedi.
'HASADIMIZ ERKEN BAŞLADI'
Alanya'dan zeytin sıktırmaya gelen çiftçi Ahmet Yüksel, "İlk hasadımıza başlamış bulunmaktayız. Bu yıl erken gelen yağmur ve dolu yüzünden zarara uğradık. Hasadımız bunun için biraz erken başladı. Ağaçlarımızdan dökülen zeytinleri yerden topladık. Yağını sıktırmak için geldik" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Dalında zeytin
-Fabrikaya kasalarla getirilen zeytin
-Zeytinin yıkanması
-Zeytinin öğütme makinesinde homojen bir şekilde belli bir ısıda karışımı
-Dekantör makinesinde yağın posa ve suyunun ayrışması
-Filitrasyon makinesine geçen yağın ayrışımları tamamlanarak süzülmesi
-Yağın dolumu
-RÖP 1: Mustafa Türker
-RÖP 2: Ahmet Yüksel

Haber-Kamera: Yücel BULUT/GAZİPAŞA (Antalya), (DHA)

======================

'Çivisiz' ambarlar zamana yenildi

Antalya'nın Kumluca ilçesinde, çiftçilerin 100 yıl önce çivi kullanmadan, tahtaların birbirine geçirilmesiyle imal ettiği tahıl ambarları, zamana yenildi.
Örtü altı yaş sebze, meyve ve tahıl üretim merkezlerinden Kumluca'da çiftçiler; tarlalarına ektikleri buğday, arpa, yulaf, mısır gibi tahılları kışın soğuktan, yazın ise nemden ve sıcaktan korumak için tahıl ambarları inşa etti. 100 yıl önce, çivi çakılmadan, tamamen birbirine geçmeli tahtalardan inşa edilen ve ayakta kalan birkaç ambar, bugünlerde atıl kaldı. Değişen ekonomik şartlarla ihtiyaç kalmadığı için kullanılmadığı belirtilen ambarların mimari yapısının koruması ve içinin hala yeni gibi duruyor olması ise dikkati çekti.
Ambarlardan 3'ünün sahibi Osman Durman, ambarların dedesinden kendisine kaldığını söyledi. Ambarların eskiden çok aktif kullanıldığını, şimdilerde önemini yitirdiğini belirten Durman, "Buğday, arpa, mercimek gibi tahılları tarladan eşeklerin sırtında getirip buraya dökerdik. Yıllarca bozulmadan kalırdı" dedi.
Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe ise eskiden yöre halkının hemen hepsinin evinde bu ambardan olduğunu, içinin de küçük odacıklardan oluştuğunu söyledi. 90-100 sene önce çiftçilerin tahıllarını bu ambarlarda sakladığını anlatan Başkan Kökçe, "Bu ürünler dış etkenlerden hiç etkilenmezdi. Şu an pek kullanılmıyor. Daha çok sahip çıkmamız lazım. Teknoloji gelişince bunlara çok ihtiyaç kalmadı. Bunların yapılması aylarca sürerdi. Önceki yıllar kadar değeri kalmadı" diye konuştu.
İklim şartlarına uyum sağlamak için katran ağacından yapılan tahtalara çivi çakılmadığını aktaran Kökçe, bu sayede birbirine geçme yapıların uzun yıllar dayanıklılığını koruyabildiğini kaydetti.
Öte yandan Güzören Mahallesi'ndeki 10 ambardan yalnızca 1'inin içinde buğday olduğu görüldü.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
- Ambarların yakın plan görüntüleri
- Kumluca ziraat odası başk. Hidayet Kökçe ile röp
- Muhabir Alparslan Çınarın anonsu
- Ambarlardan detay görüntüler

HABER: Alparslan ÇINAR- Hakan ÖZGENÇ- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA, (DHA)

==========================

Kanser hastası Mine'den 'Maskeli Hayat' kitabı

Antalya'da, 15 yıldır kanser tedavisi gören Mine Çevik (21), yaşadıklarını 'Maskeli Hayat' adlı kitapta topladı. Çevik, kitabı ve hastane odasında yaptığı süs eşyalarını satarak, sağlık giderlerini karşılıyor.
Adana'da yaşayan Fanconi Aplastik Anemisi (FAA) Mine Çevik, 6 yaşından bu yana hastalıkla mücadele ediyor. 5 kez ilik nakli olan Çevik, sağlığına kavuşacağı günün hayalini kuruyor. Medicalpark Antalya Hastanesi'nde tedavisine devam edilen Çevik, zamanı değerlendirmek için odasında el işi hobi çalışmaları yapmaya başladı. Puzzle yaparak, hastanede tedavi gören hastalara hediye eden Çevik, bir süre sonra da hastanede yaşadıklarını yazmaya karar verdi.
15 yıldır mücadele ettiği hastalık ve tedavi sürecini kaleme alan Mine Çevik, kitabına 'Maskeli Hayat' adını verdi. Çok sayıda satılan kitapla ilgili olumlu dönüşler aldığını kaydeden Çevik, kitabın yanı sıra bugünlerde, dekoratif obje olan ve cam fanus içine yapılan terrariumlardan üretmeye karar verdi. Çevik, hem kitap hem de terrarium satışından iyi gelir elde ettiğini belirterek, "Hastanelerde geçen ömrümü kaleme alıp kitap yazdım. Kitapla birlikte aynı zamanda terrarium da yapıyorum. Her ikisini de satıyorum ve elde ettiğim gelirle hem hastane masraflarımı karşılıyorum hem de durumu iyi olmayan hastalara yardım ediyorum" dedi.
Mine Çevik, hayalinin ise kısa sürede iyileşip, dışarı çıkmak olduğunu söyledi. Medicalpark Antalya Hastanesi Çocuk Hematolojisi Bölümü'nden Doç. Dr. Vedat Uygun, Mine Çevik'in ciddi trombosit düşüklüğü olması nedeniyle tedavisinin devam ettiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-------------
-Mine Çevik cam fanus süslerken görüntüsü
-Süs eşyalarından görüntü
-RÖP: Mine Çevik
-Mine Çevik servis hemşiresi ile sohbet ederken görüntüsü

266 MB /// 02.24"

Haber: Alparslan ÇINAR- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)

=================

Çilekten kozalağa kadar turşu yapıyor

İzmit'te, Dursun Zengin yaklaşık 31 yıldır her türlü sebze ve meyvenin turşusunu yapıyor. Muzdan kozalağa, çilekten soğana kadar birçok meyve ve sebzenin turşusunu yapan Dursun Zengin, ev yapımı lezzetinde turşular hazırladığını, kış yaklaşırken müşterilerinin kovalarla turşu aldığını söyledi.
İzmit Karabaş Mahallesi'nde 31 yıldır aynı dükkanda turşuculuk yapan Dursun Zengin, birçok meyve ve sebzenin turşusunu yapıyor. Cam kavanozların içerisinde kurulan muz, çilek, elma, yeni dünya, üzüm, armut, erik ve kozalaktan yapılan turşular ilgi çekiyor. Dursun Zengin muzdan kozalağa, çilekten soğana kadar birçok meyve ve sebzenin turşusunu hazırladığını, dükkanına gelenlerin turşuların tatlarına bakarak, suyundan içtiğini belirtti. Dursun Zengin, kış aylarının aynı zamanda turşu mevsimi de olduğunu, bu aylarda işlerinin arttığını söyledi.
Dursun Zengin, 1988 yılından bu yana ev yapımı lezzetinde turşu yaparak sattığını ifade ederek, "Turşu zamanı geldi. Eylül-ekim ayı turşu kurma ayı, insanlar turşu kurmak için hazırlıklara başladı. Havuç, biber, kara lahana zamanı olduğu için insanlar turşuları bu mevsimde yapıyor. Artık insanlar her şeyin turşusunu yapmaya başladı. Neredeyse her şeyin turşusu var. En fazla lahana, biber, salatalık turşuları ilgi görüyor. Ondan sonra pancar, domates turşusunu istiyor vatandaşlarö dedi.
Tatlı bir meyvenin de turşusunun kurulabileceğini ifade eden Zengin, şöyle konuştu:
"Her şeyin turşusunu yapmak mümkün. Doğada yenilen her şeyden turşu oluyor. 30 yılda neredeyse her çeşit meyve sebzeden turşu yaptım. Kozalaktan dahi turşu oluyor. Yaptığım turşular arasında en ilginci kozalak turşusu. Çilek turşusunu ve üzüm turşusunu da çok merak ediyor insanlar. Tatlı bir meyveden nasıl ekşi bir şey yapılır diye soruyorlar. Ancak her sebze ve meyvenin turşusu yapılabiliyor."

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
-Turşu dükkanından görüntüler
-Dükkana müşteri gelmesi
-Turşulardan görüntü
-Turşucu Dursun Zengin ile röp.
-Anons
-Detay

Haber: Dinçer AKBİR-Kamera: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocalei),(DHA)

==========================

Avukat, yaralı bulup tedavisini yaptırdığı leyleği ziyaret etti

Avukat Mehmet Aydın, Konya'daki duruşma sonrası Adana'ya dönerken yolda yaralı bir leylek buldu. Otomobiline aldığı leylek ile 300 kilometre yolculuk yapan Aydın, hayvanı tedavi için bıraktığı barınakta ziyaret etti.
Adana Barosu avukatı Mehmet Aydın, Konya'da görülen bir davanın duruşmasından dönerken yolda yaralı bir leylek olduğunu fark etti. Leyleği aracına alan Aydın, yaklaşık 300 kilometre birlikte yolculuk yaptığı yaralı hayvanı, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin hayvan barınağına teslim etti. Tedavisi tamamlanan leyleği ziyarete giden Aydın, "Leyleği bitkin halde görünce durduğumda benden hiç kaçmadı. Aracımın ön koltuğuna alıp, Adana'ya getirdim. Evde 1 gün misafir edip, hamsi balığıyla besledim. Sabah Adana Büyükşehir Belediyesi Hayvan Rehabilitasyon Merkezi'ne teslim ettim. Ziyarete gelince, sağlığına kavuşmuş olduğunu görünce çok sevindim. Zaman zaman gelip ziyaret etmek istiyorum. Şu an uçabilir, yürüyebilir durumda" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------
- Leylekten genel ve detaylar
- Avukat Mehmet Aydın ile röp
- Leyleğin arabada yolculuğu

Haber:Akif ÖZDEMİR-Kamera:Eser PAZARBAŞI/ADANA,(DHA)

==========================

Kabuğu kırılan yavru kaplumbağa tedavi edildi

Karabük'ün Safranbolu ilçesinde, kabuğu kırılan yavru kaplumbağa, veteriner kliniğinde tedaviye alındı.
İlkokul öğrencileri, bir aracın üzerinden geçtiği yavru kaplumbağayı hemen yakındaki veteriner kliniğine götürdü. Yapılan kontrolde kaplumbağanın kabuğunun kırıldığı tespit edildi. 30 dakikalık operasyon sonunda kırık bölge telle sabitlendi. Tedavisinin tamamlanmasından sonra doğaya salınacak.
Veteriner hekim İlker Başdağ, "Neyseki çok zor olmayan bir yerden çatlamış. Eklem yerlerinde ayrılma vardı. Bölgenin temizliğini yaptıktan sonra gerdirme yöntemiyle çatlağın uçların bir araya getirdik. Serklaj teliyle sabitledik. Kısa bir sürede kaynayacak. Yaşları ilerledikçe kabukları daha da sertleşir. Fakat bu darbeye dayanıklı oldukları anlamına gelmez. Araçlarımızı daha dikkatli kullanalım." dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------
-Kaplumbağadan detay
-İlker Başdağ'ın açıklaması

(212 MB.)

Haber-Kamera:Bülent DİKTEPE/SAFRANBOLU(Karabük),(DHA)

========================