DHA YURT BÜLTENİ - 5

  Doç Dr.

Doç Dr. Ulutaş: Marmara'da tsunami tehlikesi var

Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü'nde görevli Doç. Dr. Ergin Ulutaş, "Marmara'da tsunami tehlikesi var. Eğer Marmara'da deprem olursa 1,5- 2 metre yüksekliğinde tsunami oluşur. En önemli nokta Marmara denizinde oluşabilecek heyelanlardır. Lokal bazda kıyılarımızda 3-6 metre civarında tsunami dalgaları görülebilir" dedi.
Doç. Dr. Ergin Ulutaş, vatandaşların olası Marmara depremi için önlemlerini artırması gerektiğini belirtti. Marmara'da yaşanacak bir depremin ardından Marmara Denizi'nde tsunami de oluşabileceğini söyleyen Ulutaş, "Bir tsunami tehlikesi var Marmara'da. Eğer biz o tehlikeye karşı önlemler almazsak risk oluşturmuş oluyoruz. Dolayısıyla bu anlamda riski artırıp ya da azaltmak bizim elimizde. Marmara'da olası bir faylanma durumunda en kötü senaryoyu konuşacak olursak, biz doğrultu atımlı faylanmaların yaşanacağını düşünüyoruz. Bir deprem oluşacak olursa, öyle Japonya, Şili, Endonezya gibi değil orada yaşananlardan çok daha az tsunami dalgaları bekliyoruz. En kötü senaryolarımızda 1,5-2 metre yüksekliğinde bir tsunami dalgası bekliyoruz. Buradaki en önemli nokta, Marmara Denizi içerisinde oluşabilecek heyelanlardır. Bir depremin ardından bu heyelanlar tetiklenecek olursa, özellikle lokal bazda kıyılarımızda 3 ile 6 metre yüksekliğinde tsunami dalgaları görebiliriz. Ancak bu tüm Marmara bölgesinde değil, özellikle heyelanın oluştuğu alanlara yakın yerlerde 3 ile 6 metre yüksekliğinde bir tsunami dalgası görebiliriz. Bu anlamda Büyükçekmece, Yenikapı civarı, Yalova'ya yakın yerlerde Çınarcık'ta bir risk olabilir, bu alanlarda önlemler almamız gerekiyor" dedi.
"OLUŞACAK 20 SANTİMLİK BİR DALGA BİLE BÜYÜK HASARLAR VERECEK"
Marmara Denizi'nde yaşanabilecek tsunami sonrasında dalga boylarının Japonya'daki gibi yüksek seviyelerde olmayacağını söyleyen Ergin Ulutaş, "Özellikle eğimin düşük olduğu yerlerde önlemler almamız lazım, eğer kıyılarda eğim düşükse dalgalar içeriye daha çok girebilir. Bu konuda Japonya'da yapılmış önemli bir çalışma var. Tsunami dalgalarını Japonya'daki gibi büyük dev dalgalar şeklinde düşünmememiz gerekiyor. Türkiye'de yaşanabilecek bir tsunamide çok küçük dalgalar bekliyoruz. Fakat o dalgaların boyu değil, kıyıdan ne kadar içeriye girdiği önemlidir. Örneğin İstanbul için kıyıdan yaklaşık 300 metre girebilen bir dalga daha sonra geri çekilecek ve ciddi hasar oluşturacak. Örneğin 20 santimlik bir dalgayı düşünecek olursak, bu dalga öyle deniz kıyılarında gördüğümüz 20 santimlik dalgaların etkisi gibi değildir. Çünkü hacim değişikliğiyle geldiği için etkisi bir insanı ayakta tutamayacak boyutta olabilir. Dolayısıyla bu tür dalgalar bizler için büyük tehlikeler oluşturabilir" diye konuştu.
'ERKEN UYARI SİSTEMLERİ ÇOK ÖNEMLİ'
Yaşanabilecek depremlerin ardından Kandilli Rasathanesi'nde bulunan tsunami erken uyarı sistemlerinin hayati önem taşıdığını belirten Ulutaş, şöyle konuştu:
"Depreme hazır ülkeler, tsunamiyle ilgili çeşitli araştırmalar yapıyorlar ve halkı bu konuda bilinçlendiriyorlar. Bir depremin hemen ardından kıyıda bulunan insanlar tsunami olabileceğini biliyor ve buna göre daha yüksek yerlere çıkmaya çalışıyor ya da evlerinin üzerinde kalıyor. Hiçbir zaman aşağıya inip kıyıya doğru gitmiyorlar, çünkü biz deniz kenarında olan bir ülkeyiz bu nedenle buna dikkat etmemiz lazım. Daha yüksek bölgeleri tercih etmekte fayda var. Erken uyarı sistemleri bu anlamda çok önemli, Kandilli Rasathanesi tarafından bu erken uyarı sistemleri kuruldu. Bu erken uyarı sistemleri deprem olduktan hemen sonra dalgalar kıyıya ulaşmadan haber verebilirler. Deprem erken uyarıcı sistemi gibi değildir tsunami uyarıcı sistemi. Tsunami uyarı sisteminde biraz daha vaktimiz var. Çünkü deprem olduktan sonra oluşan dalganın kıyıya gelmesi süre alıyor. Marmara Denizi için en önemli şey şu, küçük bir deniz olduğumuz için depremden sonra tsunami dalgalarının kıyıya ulaşma süreci çok daha kısa. Örneğin Japonya'da 30-40 dakika sonra bir tsunami kıyılara ulaşıyorsa, bizde bu 5 ile 7 dakika arasında bazı yerlerde ise 10 dakika civarında oluyor. Dolayısıyla kısa bir süremiz var ve o sürede mümkün olduğu kadar önlem almamız gerekiyor."

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Doç. Dr. Ergin Ulutaş'ın çalışma odasından görüntüler
-Doç. Dr. Ergin Ulutaş'ın tsunami haritasından detaylar
-Doç. Dr. Ergin Ulutaş ile röportaj
-Detaylar

Haber-Kamera: Ergün AYAZ-Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),(DHA)

======================

Hatay'da uyuşturucu operasyonu

Hatay'ın Arsuz ve İskenderun ilçelerinde uyuşturucu ticareti yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 4 şüpheliden 3'ü çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İskenderun İlçe Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Amirliği ekipleri, İskenderun ile Arsuz ilçelerinde uyuşturucu ticareti yaptığı tespit edilen ve bu suçtan kesinleşmiş hapis cezası bulunan şüphelileri yakalamak için çalışma yaptı. Kimlikleri belirlenen şüphelilere yönelik Güzelçay ve Çetillik mahallelerinde operasyon gerçekleştirdi. Özel harekat polislerinin de katıldığı operasyonda 4 şüpheli gözaltına alındı. Sorgularının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 3'ü çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, biri adli kontrolle serbest bırakıldı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
- Zanlıların adliyeye getirilmesi

Haber-Kamera: Ufuk AKTUĞ/İSKENDERUN (Hatay), (DHA)

======================

Satın aldığı otomobilin motorundan yılan çıktı

Bursa'da babasının satın aldığı otomobilin motor kısmına bakmak isteyen Tahsin Berkay Pınar (19), kaputu açtığında zehirli boz yılanla karşılaştı. Yılan, itfaiye ekiplerince çıkarılrken, otomobili satın alan baba Hakan Pınar (44), "Satın aldığım kişiyi arayarak, arabadan yılan çıktığını söyledim. O da sadece arabayı sattığını, yılanı satmadığını söyleyerek, yılanı geri istedi" dedi.
Yıldırım ilçesi Mimar Sinan Mahallesi'nde yaşayan Hakan Pınar, Gürsu'dan satın aldığı ikinci el otomobili oğlu Tahsin Berkay Pınar'dan yıkatmasını istedi. Oğul Pınar da otomobilin motor kısmına bakmak istedi. Ancak kaputu açtığında zehirli boz yılanla karşılaştı. Hemen babasını aradı. Oğlunun yanına gelen baba, yılanı çıkaramayınca itfaiyeden yardım istedi.
Gelen itfaiye ekipleri, yılanı bulunduğu yerden çıkarıp, belediye ekiplerine teslim etti.
Yılanı gördüğünde korktuğunu söyleyen Tahsin Berkay Pınar, "Elimi kaputun içine soktuğumda yılan sesi duydum. Babamı çağırdım. Yılanı bulunduğu yerden çıkaramayınca itfaiyeyi aradık. Çok korktum" dedi.
'ARABAYI SATIN ALDIĞIM KİŞİ YILANI BENDEN GERİ İSTEDİ'
Şaşkınlık ve panik yaşadıklarını anlatan Hakan Pınar da "Dün arabayı aldık. Oğluma yıkatması için verdim. Arabayı yıkattıktan sonra motor kısmına bakmak istemiş. Kaputu açtığında yılanla karşılaşmışlar. Beni çağırdılar. Yılan büyük bir yılandı. Zehirli olabileceğini düşünerek itfaiyeyi çağırdım" diye konuştu. Olayın ardından arabayı satın aldığı kişiyi aradığını belirten Hakan Pınar, "Arabadan yılan çıktığını söyledim. O da bana sadece arabayı sattığını yılanı satmadığını söyleyerek, yılanı geri istedi" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Olay anı cep telefonu görüntüsü
-Yılanın motor kısmında saklandığı an cep telefonu görüntüsü
-İtfaiye ekiplerinin yılanı çıkarma çalışmaları
-Hakan Pınar ve Tahsin Berkay Pınar röportaj
-Detaylar

Haber-Kamera: Mehmet İNAN/BURSA, (DHA)

======================

Bulduğu taşlar fosil çıkan öğretmen, okulda müze kurdu

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde bir okulda Sosyal Bilgiler Öğretmeni Ahmet Yılmaz, gördüğü sıra dışı taşların fotoğraflarını üniversitelere gönderdi. Taşların binlerce yıllık deniz kabuğu olduğunu öğrenen Yılmaz, fosillerle okula mini bir müze yaparak, öğrencilerin bunları görerek öğrenmesini sağladı.
İlçeye 55 kilometre uzaklıkta bulunan Başbük kırsal mahallesinde bulunan Başbük İlk ve ortaokulunda görev yapan sosyal bilgiler öğretmeni Ahmet Yılmaz, mahallede sıra dışı taşlar olduğunu fark edince öğrencilerinden yardım istedi. Yılmaz, Başbük ve çevre mahallelerden de öğrencilerin getirdiği taşların ölçülerini ve fotoğraflarını çeşitli üniversitelerde görev yapan jeologlara gönderdi. Jeologlardan gelen cevaplara şaşıran Yılmaz, öğrencilerinin getirdikleri ve üzerinde çeşitli şekiller bulunan taşların aslında fosilleşmiş deniz kabukluları olduğunu öğrendi. 6 farklı türden 20 fosil taşı ile başlayan merak şu anda onlarca fosilin sergilendiği mini bir müzeye dönüştü.
BİLİM SINIFI VE MADEN MÜZESİ AÇMAK İSTİYORUM
50 milyon yıl önce bölgenin deniz olduğunu ve fosillerin bölgede çok bulunduğunu araştırmacılardan öğrendiğini belirten öğretmen Ahmet Yılmaz, "Bu tür konularda oldukça meraklıyım ve bu fosillere meraklı öğrencilerim var. Sürekli bana çeşitli şekillerde taşlar getirip bunların ne olduğunu bilmediklerini söyleyen çocuklarla beraber bunların toplamaya başladık. Belli bir yerden topladım. Durumu netleştirmek için fotoğraflarını çektim ve çeşitli üniversitelerde görev yapan hocalara gönderdim. Hocaların araştırmaları sonucunda fosillerin tanımı yapıldı ve altına bilgilerini yazdım. Camekan yaptım küçük bir masanın üzerinde imkanlarımız dahilinde özel bir şekilde sergiledik. Öğrencilerimiz çok sevindi. Mini fosil müzemiz şu an bu halde. Fakat ben bu müzeyi büyütmek istiyorum. Arkadaşlarım bana madenler gönderdi çok güzel tepkiler aldık. Ben okulumda bilim sınıfı ve maden müzesi açmak istiyorum. Çocuklarımız çok meraklı Lütfen bize yardımcı olunsun" dedi.
Okul içinde kurulan mini fosil müzesinde denizkestanesi, deniz kabuğu, salyangoz, ağaç fosili gibi birçok fosilin olduğu ve bölgede öğrencilerin bunları bulduğu belirtildi. Öğrenciler ise buldukları taşların fosil çıkmasından ve okullarında kurulan müzeden mutlu olduklarını söyledi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
- Fosil müzesi
- Öğrencilerin köyden topladığı fosiller
- Fosillerin tarihçeleri
- Anons
- Öğretmen Ahmet Yılmaz'ın konuşması
- Öğrencilerin konuşması
- Fosil müzesini ziyaret eden öğrenciler
- Okul tabelası ve dış görünümü
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN-ŞANLIURFA-DHA

====================

Emekli oldu, köyüne yerleşip kaşık yapıyor

Bartın'ın Ulus ilçesinde Mustafa Çetinkaya (74), 23 yıldır şimşir ağacından kaşık yaparak aile bütçesine katkı sağlıyor. Çetinkaya, gelişen teknolojiyle yok olmaya yüz tutan mesleği ayakta tutmaya çalışıyor.
İstanbul'da 1990 yılında özel bir şirketten emekli olan 5 çocuk babası Mustafa Çetinkaya, eşi Fethiye Çetinkaya ile birlikte memleketi Ulus'a bağlı Aşağıçamlı köyüne yerleşti. Çetinkaya köyünde şimşir ağacından yemek kaşıkları yapmaya başladı. Evinin önünde kurduğu küçük bir masada çalışan Çetinkaya, önce ağaca keserlerle şekil verdikten sonra, zımparayla kaşığa son halini veriyor. Mesleğin son mimarı Çetinkaya yaptığı kaşıkları köye gelen ziyaretçiler ile tanıdıklarına satarak, evin bütçesine katkı sağlıyor.
23 yıldır ağaç kaşık yapan Çetinkaya, eskiden günde ortalama 50 kaşık yaparken, şimdi bu sayının 10'a düştüğünü söyledi. Çetinkaya emekli olduktan sonra köyüne yerleştiğini belirterek, "Bizim dedelerimizden kalan bir el sanatı olan kaşık yapmaya başladım. İlk zamanlarda köyde herkes yapıyordu ama şimdi yapan tek tük insanlar kaldık. Biz de evimizin önünde kurduğumuz tezgahlarda kaşık yaparak, satıyoruz ve aile bütçemize katkı oluyor. Bizim çocuklarımız da bu mesleği öğrenmedi. Bir de şöyle bir şey var teknoloji gelişti artık, her yerde demir kaşık var. Ahşap kaşığı kullanan yok denecek kadar az diyebiliriz. Bizden sonra artık bu ağaç kaşıklar da tarih olacakö dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Çetinkaya'nın kaşık yapması
-Keserle ağaca şekil vermesi
-Detay görüntüler
-Mustafa Çetinkaya ile röp.

Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN, (DHA)

=======================

Türkiye'deki stadyumların çimleri Tekirdağ'dan

Tekirdağ'da 400 dönüm arazilerinde kültür çimi yetiştiren İbrahim ve Cengiz Kaçan kardeşler, Fenerbahçe ve Trabzonspor başta olmak üzere stadyumların çimlerini üretiyor. Cengiz Kaçan, yetiştirdikleri çimleri diğer çimlerden ayıran birkaç özelliği olduğunu belirterek, "Bizim ürettiğimiz çimlerde metrekaredeki bitki sıklığı var. Yoğun sıklıkta ekiyoruz. Ayrıca bitki hastalıklarına dayanıklı türlerle yapıyoruz. Futbol sahaları için ise ekimde farklı bir yöntem ile zemini kum sererek yetiştiriyoruz" dedi.
Tekirdağ'da çiftçilik yapan İbrahim Kaçan ile kardeşi Cengiz Kaçan, yıllarca tarlalarına ayçiçeği, buğday, kanola ekerek geçimlerini sağlarken, kültür çimi yetiştirmeye karar verdi. Süleymanpaşa ilçesinin kırsalındaki Bıyıkali Göleti yanındaki arazilerinin 50 dönümüne kültür çimi ekerek çim üretimine geçen Kaçan kardeşler, yoğun taliple karşılaşınca üretimi arttırdı. Bugün yaklaşık 400 dönüm alanda kültür çimi üreten kardeşler, Türkiye'nin önde gelen Fenerbahçe ve Trabzonspor'un da aralarında bulunduğu kulüplerin stadyumlarının çimlerini de yetiştirmeye başladı.
Cengiz Kaçan, yetiştirdikleri çimleri diğer çimlerden ayıran birkaç özelliği olduğunu belirterek, "Bizim ürettiğimiz çimlerde metrekaredeki bitki sıklığı var. Yoğun sıklıkta ekiyoruz. Ayrıca bitki hastalıklarına dayanıklı türlerle yapıyoruz. Futbol sahaları için ise ekimde farklı bir yöntem ile zemini kum sererek yetiştiriyoruz" dedi. Ektikleri çimlerin 6 ay gibi bir sürede satışa hazır hale geldiğini söyleyen Cengiz Kaçan, kültür çimine talebin oldukça fazla olduğunu ve siparişlere yetişemediklerini kaydetti.
Şirket merkezlerinin İstanbul'da bulunduğunu belirten Cengiz Kaçan, "Kültür çimini yetiştirmek oldukça ilgi isteyen bir üretim. Toprağı işleyip ekime hazır hale getirdikten sonra, tohumları serpiyoruz. Daha sonra kısa bir sulama işleminden sonra ekili alanlar üzerine file seriyoruz. Sulama işlemi için kullandığımız pompalar ve sistem tamamen otomasyonlu ve evimizden veya ülke dışından bile bir cep telefonu aracılığı ile uzaktan başlatıp durdurabildiğimiz bir sistem. Yani buraya gelmeniz gerekmiyor. Çimler yaklaşık 6 ay gibi bir sürede hazır hale gelince özel bir makine ile toprağa serdiğimiz filenin hemen altından kazıyarak rulo halinde alıyoruz. Daha sonra bunları paletler üzerine istifleyip kamyonlarla satın alan müşteriye gönderiyoruz" dedi.
Futbol stadyumlarının yanı sıra belediyelere de özel çim üretimi yaptıklarını ifade eden Kaçan, "Biz buradan Antalya hariç, Türkiye'nin her bölgesine kültür çimi satıyoruz. Şuanda ekili alan büyüklüğümüz, 400 dönüm civarındadır. Duruma göre bu alanları daha da genişletebiliriz" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Çim ekili geniş alanlar
-Çimlerin makine ile toplanma işlemi
-Toplanan rulo halindeki çimler
-Otomatik sulama sistemini cep telefonunda açıp kapatması
-Sulama aletleri detaylar
-Cengiz Kaçan röportajı
-Muhabir anonsları
-Havadan drone çekim detay görüntüleri

Haber-Kamera: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,(DHA)

=====================