DHA YURT BÜLTENİ 6

ANTALYA / Bakan Çavuşoğlu: ABD bu sorunları çözmek istemiyor, seçim malzemesi yapmak istiyor GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ ///CANLI YAYIN'daki kayıttan AKTÜEL KAYIT BİRAZDAN SERVİS EDİLECEK ============= 'Dövizdeki hareketlilik kurbanlık fiyatlarını etkilemeyecek' TARIM Kooperatifleri Merkez Birliği (TARIM-KOOP) Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz, dövizdeki artışın kurban fiyatlarını etkilemeyeceğini söyledi.

ANTALYA / Bakan Çavuşoğlu: ABD bu sorunları çözmek istemiyor, seçim malzemesi yapmak istiyor

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
///CANLI YAYIN'daki kayıttan

AKTÜEL KAYIT BİRAZDAN SERVİS EDİLECEK

=============

'Dövizdeki hareketlilik kurbanlık fiyatlarını etkilemeyecek'

TARIM Kooperatifleri Merkez Birliği (TARIM-KOOP) Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz, dövizdeki artışın kurban fiyatlarını etkilemeyeceğini söyledi.
Kurban Bayramı'na sayılı günler kala, kurbanlık satışlarında hareketlilik yaşanıyor. Kurban Bayramı için kurulan hayvan pazarlarında küçükbaş kurbanlık fiyatları bin ile 2 bin 500 TL, büyükbaş kurbanlık fiyatları ise 5 bin ile 15 bin TL arasında değişiyor. Son dönemde dövizdeki kur artışının fiyatlara yansımadığı belirtildi.

Reklam
Reklam

TARIM-KOOP Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz, kurdaki artışın fiyatları etkilemeyeceğini belirterek, hayvanları yüksek fiyata satmaya çalışan satıcılara karşı vatandaşları uyardı. Kurbanlıkların yetiştirilmesi sırasındaki harcanan giderlerin, kurdaki artış öncesi yapıldığını belirten Özkurnaz, şöyle konuştu:
"Küçük ve büyükbaş kurbanlıklarımız zaten satışa sunulmuştur. Bu nedenle kurban fiyatlarına baktığımızda bin lira ile 2 bin 500 lira küçükbaşta, büyükbaşlarda da kilosuna göre ve bakımına göre özellikle bölgemizde, dağda yetişen, doğal beslenen hayvanlarımızın kilosu az olduğundan, 5 bin ile 15 bin liraya kadar fiyatlandırılıyor. Besiye çekilen hayvanlarımızda yapılan masraflar belli. Belli bir fiyat ile hayvanlar alınmış, bunların besileri belli bir şekilde yapılmış. Bu nedenle doların yükselmesi, euronun yükselmesi kurbanda satılacak hayvanların fiyatlarını etkilemez. Zaten üreticimiz de önceden hayvanların besisini hazırlamıştır. Üreticimizin kaybı olmayacak. Kurban kesecek bireylerin de herhangi bir zararı olmayacak. Et fiyatları da belli şu an piyasada."

Reklam
Reklam

'YERLİ ÜRETİM YAPTIĞIMIZ ZAMAN DOLAR KURBANI ETKİLEMEZ'
Çanakkale'de kurulan pazarda yetiştirdiği kurbanlık hayvanları satan Yusuf Türkan (20), "Döviz kurunun kurban fiyatlarını etkilememesinin nedeni, kurbanlıları kendi arpamızla, yoncamızla besliyoruz. Fenni yem vermiyoruz, fenni verdikleri için diyorlar ki kurbanlarda dolar artacak. Böyle bir şey yok. Dolar kurundaki artışın Türkiye'de kurbanlıklar ile hiçbir alakası olmadığını düşünüyorum. Ben kendim üretici olarak, bu hayvanları 3 ay önce alıyorum. Yonca ile besliyorum. Arpa ile besliyorum. Kendi yerli üretimimizi yaptığımız zaman hiçbir şekilde dolar kuru, kurbanı etkilemezö dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Çanakkale Belediyesi Hayvan Pazarı'ndan genel ve detay görüntü.
-Küçükbaş hayvanlardan görüntü.
-Satıcı ve müşterilerden görüntü.
-Büyükbaş hayvanlardan görüntü.
-Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği (TARIM-KOOP) Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz'dan röp.
-Pazar yerinde kurban satan Yusuf Türkan'dan röp.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ-Mehmet ANDAÇ/ÇANAKKALE, (DHA)
HD - 4 dakika 21 - 482 MB

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

=====================

Refüje çarpıp, takla atan otomobilin sürücüsü öldü

MANİSA'nın Kırkağaç ilçesinde, refüje çarpıp takla atan hafif ticari aracın sürücüsü 66 yaşındaki Osman Yavuz, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
Kaza, dün saat 18.30 sıralarında Kırkağaç - Soma Karayolu Aksu Kavşağı'nda meydana geldi. Kırkağaç'tan Soma yönüne seyir halindeki Osman Yavuz, kullandığı 10 N 3053 plakalı hafif ticari aracın direksiyon hakimiyetini kaybetti. Savrulan araç, refüje çarpıp, takla attı. Ağır yaralan Yavuz, ambulasla Kırkağaç Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu ağır olan Yavuz, buradaki ilk müdahalenin ardından sevk edildiği Akhisar Devlet Hastanesi'nde, tedaviye rağmen yaşamını yitirdi. Jandarma, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kaza yerinden görüntü
-Osman Yavuz'un sedyede görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Erdinç ALKAN / KIRKAĞAÇ (Manisa), (DHA)

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

=================

Kurbanlık dana hayvan pazarından kaçtı

Cafer ELMAS/ BİLECİK,(DHA)-BİLECİK'te hayvan pazarından kaçarak yola çıkan kurbanlık dana sahiplerine güç anlar yaşattı.
Orhangazi Mahallesi TOKİ Konutları karşısında kurulan hayvan pazarında sabah saatlerinde meydana gelen olayda, kurbanlık bir dana pazardan kaçarak yola çıktı. Sahipleri olduğu belirtilen 2 kişi dananın arkasından koşarak yakalamaya çalıştı. Ara yoldan Bilecik-Bozüyük karayoluna doğru gitmekte olan danayı sahipleri geri döndürdü. Sahiplerine güç anlar yaşatan dana, güçlükle tekrar pazara götürüldü. Dana, pazar yerinde vatandaşların da yardımı ile yakalandı.
(Görüntü dökümü:
-Cep telefonu görüntüsünde;
-Kaçan dananın görüntüsü,
-Dananın yola çıkması,
-Sahipleri tarafından tekrar pazar yerine götürülmek istenen dananın görüntüleri bulunuyor.)
Haber-Kamera: BİLECİK,(DHA)

Reklam
Reklam

======================

Bolu'da bayram kazalarına dronlu önlem

BOLU,(DHA)- BOLU'da, Kurban Bayramı tatilinde oluşabilecek trafik kazalarını önlemek amacıyla Trafik Tescil Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri drone ile havadan kural ihlallerini tespit edip cezai işlem uyguluyor.

Bolu Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, Kurban Bayramı tatili nedeniyle yoğunluk oluşan D-100 Karayolu'nun Bolu geçişinde drone ile yol uygulaması yaptı. Ekipler, drone ile havadan seyir halindeyken cep telefonu ile konuşma, şerit ihlali, hatalı sollama, makas atma gibi trafik ihlallerini tespit etti. Uygulama noktasında durdurulan araçlara cezai işlem uygulandı. İlk kez gerçekleştirilen uygulamaya Bolu Valisi Aydın Baruş, İl Emniyet Müdürü Armağan Adnan Erdoğan da katıldı. Uygulama hakkında bilgiler veren Vali Baruş, "Drone uygulaması özellikle şehirlerarası yollarımızda sürücülerin hatalı sollama yapmaması ya da takip mesafesine uymaması, tehlikeli şerit değiştirme ihlallerinde bulunmaması için havadan bunların kontrolünü yapıyoruz. Uygulama neticesinde hatalı ve tehlikeli sürüş yaptığı tespit edilen sürücülere de ceza uygulanacak. Lütfen hız kurallarına uyalım. Emniyet kemerini hiçbir zaman ihmal etmeyelim. Çünkü emniyet kemeri bizi yaşama bağlayan kemerdir. Lütfen sürüş halinde cep telefonu kullanmayalım. Böylece kendi canımızı da korumuş oluruz ve bize kavuşmayı umutla bekleyen yakınlarımızı bu bayramda üzüntüye sevk etmemiş oluruz." dedi.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Dronedan görüntüler
-Ekiplerin görüntüleri
-Dronun çektiği görüntüler
-Vali Baruş ile röportaj
-Detaylar

Süre: 04.05-Boyut: 458 MB
Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,(DHA)

=========================

Köpek, kediye annelik yapıyor

ANTALYA'nın Kumluca ilçesinde 'Topak' adlı 2 yaşındaki köpeğin yavru kediyi emzirmesi, görenleri hayrete düşürüyor.
Kumluca'ya bağlı Beykonak Mahallesi'nde çiftçi Fikret Karagünlü (37), kısa süre önce yavru bir kedi sahiplendi, 'Tekir' adını verdiği hayvanı mamayla beslemeye başladı. Karagünlü, bir süre sonra köpeği Topak'ın kediyi emzirdiğini fark etti. Fikret Karagünlü'nün bugüne kadar hiç yavrulamadığını söylediği fino cinsi köpeğinin Tekir'e annelik yapması, koruyup, kollaması şaşırttı.
Fikret Karagünlü, "7 yaşımdan beri evimizde kedi ve köpek beslerim. 30 yıldır evimizin önünden hiç kedi, köpek eksik olmadı. Topak hariç iki köpeğim daha var. Onlar av köpeği. Tekir'i 2 veya 3 ay önce yavruyken aldım. Önce mamayla besliyorduk. Sonradan Topak'ın emzirdiğini fark ettik. Topak, Tekir'i yavru gibi görüp emzirdi. Ona sahip çıkarak korudu. İki düşman için 'Kediyle köpek gibi' derler. Bizim kedi ve köpeğimiz bu deyimin tam tersini yaşıyor. Sürekli oynayıp, birlikte zaman geçiriyorlar. Birisi kaybolsa, birbirlerini arıyorlar. Kedi miyavlasa, köpek neredeyse koşarak yanına geliyor. Kediyi kucağıma alıyorum, köpek tedirgin oluyor. Yavrusu gördüğü kediye zarar vereceğimden korkuyor" dedi.

Reklam
Reklam

Hayvansever Fikret Karagünlü, hayvanlara eziyet eden ve onlara zarar verenleri de kınadığını söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Köpeğin ve kedinin görüntüsü
- Köpek kediyi emzirirken görüntü
- Sahibi ve hayvanlardan detay
- Köpek ve kediden detay
- Fikret Karagünlü ile röportaj
- Fikret Karagünlü ile röportaj
- Köpek ve kediden detay
- Fikret Karagünlü ile röportaj
- Fikret Karagünlü kedi ve köpekle birlikte
- Köpek kediyi emerken detay

HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KUMLUCA (Antalya), (DHA)

===============

Günlerce gezerek ağaçlarda buldukları balın kilosunu 500 liradan satıyorlar

TUNCELİ'nin Mazgirt ilçesine bağlı Öreniçi köyünde yaşayan ve bölgenin en iyi ağaç balı avcısı olarak bilinen Cemal ve oğlu Taylan Halisdemir, günlerce gezerek tespit ettikleri açlardaki arı yuvalarında çıkardıkları balların kilosunu 500 liradan satıyor. Cemal Halisdemir, Avrupa ve İstanbul ile diğer batı illerinde bir çok özel müşterisinin olduğunu, özellikle kanser ve farklı bazı hastalıklara iyi gelen doğal ağaç balanın özel müşterilere verdiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Mazgirt ilçesine bağlı Öreniçi köyünde oturan Cemal Halisdemir, 40 yıldır geçimini ağaçlardaki arı yuvalarından çıkardığı bal ile sağlıyor. Camal Halisdemir, oğlu Taylan Halisdemir ile birlikte ilkbahar ayılarında günlerce meşe ormanlarını gezerek arıların yuva yapabilecekleri ağaçları tespit edip işaretliyor Ağustos ayı ortalarında ise bu ağaçlardaki balla ıçıkararak satıyor. Tunceli'nin en meşhur ağaç balı avcısı olarak bilinen Cemal Halisdemir, her yıl Öreniçi köyü yakınındaki Şişik ormanları bölgesi ile köyün diğer bölgelerinde en fazla 5-6 ağaç balı arası kolinisinin yuvasını tespit ettiklerini ve balları aldıktan sonra arıların yaşaması için kovanlara alarak evde beslediklerini söyledi.

ÖZEL MÜŞTERİSİ VAR, BİR YIL ÖNCEDEN SİPARİŞ VERİLİYOR
Halisdemir, Avrupa ve İstanbul ile diğer batı illerinde bir çok özel müşterisinin olduğunu, özellikle kanser ve farklı bazı hastalıklara iyi gelen doğal ağaç balanın özel müşterilere verdiğini belirterek, "Biz bu balları şifa niyetine bulup çıkarıyoruz. Özellikle kansere iyi geldiği bilindiği için kanser hastaları gelip benden özel sipariş alıyor bir yıl öncesinde. Bazı yıllar 50 kiloya kadar buluyoruz ama, mevsim şartları iyi gitmezse bazı yıllar 10 kilo ancak alabiliyoruz. Bu yıl mevsiş şartları iyi değildi, hava Haziran ortalarına kadar yağmurlu olduğu için arı beslenemedi ve verim çok az. Bu yıl 10 kilo ancak çıkarabiliyoruz kendimiz bile yemeyeceğiz önceden sipariş veren kanser hastalarına vereceğiz"diye konuştu.

Reklam
Reklam

"YILDA EN FAZLA 5-6 AĞAÇ BALI ÜRETEN YUVA BULUYORUM"
Cemal Halisdemir, ormanlık alanda arıların bal yapacağı ağaçların tepsiti konusunda ise, "Nisan ayı itibari ile ben bizim köyün yakınlarında bulunan Şişik ormanları başta olmak üzere bölgedeki meşe ormanlarını günlerce geziyorum. Arı daha çok meşe ağaçlarının gövdesinde yuva yapar. Buralarda 200-300 yıllık kalın gövdeli meşe ağaçları çok fazla, biz bu ağaçları hiç kesmeyiz sadece budarız. Meşe ağaçlarının gövdeleri kalınlaşınca içleri çürüyerek boşluklar oluşuyor, arılarda bir giriş bularak bu ağaç gövdeleri içinde yuva yapıyorlar. Ağaçları günlerce tek tek gezerek arı yuvalarını tespit ederek ağaçları işaretliyorum her yıl en fazla 5-6 ağaç balı üreten arı yuvası buluyorum"dedi. Balın ağaçtan çıkarılması sürecini de anlatan Hasdemir, şöyle konuştu:

"Oğlum Taylan ile tespit ettiğimiz arı yuvalarını Ağustos ayı ortalarında açmaya başlıyoruz. Önce yuvanın yerini net tespit ediyoruz. yuvayı kontrol ediyorum. Kulağımla ağaç gövdesinde arının bal yaptığı ve arıların içerde çalıştığı yeri tam tespit ederek işaretliyorum sonra oğlum motorlu testere ile dörtgen şeklinde bir pencere açıyor ve sonra arı saldırıları olmasın diye arıyı sakinleştirmek için duman veriyoruz. Daha sonra balları çıkarıyoruz, balları çıkardıktan sonra karanlık çökünce bütün arılar aynı yuvada toplanıyor ve bu arıların yaşaması için bu kez arıları kendi kovanlarımıza alarak eve götürüp orada besliyoruz. Sonra arılar baharda tekrar ormanlık alana gelip yuva yapıyorlar, biz bu yuvaları tespit edebilirsek tekrar gelip balı çıkarıyoruz."

KİLOSU 500 LİRADAN SATIYORUZ
Ağaç balı avcısı Cemal Halisdemir, bu yıl bal hasadının, mevsim yağmurlu olması nedeniyle az olduğunu ifade ederek, "10 kilo civarında bal çıkarabildik, Bunuda kanser hastalığı ile mücadele edenlere veriyoruz. Durumu iyi olanlara kilosunu 500 liraya satıyoruz. Durumu iyi olmayan hastalara ücret almadan veriyoruz. Bu ballar her derde deva ilaç gibidir, hiç bir katkı maddesi yok, doğal ballar. Aslında bu balların piyasada 1500 liraya kadar satıldığını biliyoruz ama biz paragöz değiliz, insanlar sağlığına kavuşsun bu bizim için en büyük kazançtır. Ben 40 yıldır ağaç balı satıyorum ve bölgenin en iyi ağaç balı avcısıyım. Son yılarda oğlum Taylan'da bu işi yapıyor, birlikte ağaç balı bularak çıkarıp satıyoruz. Kendimize ait arıların ürettiği balarda var, onlarda tamamen organik geçimimizi bu yolla sağlamaya çalışıyoruz"dedi.

Görüntü Dökümü:
-Ağaç balı için tespit edilen ağaçlar üzerinde tespit çalışması
-Bal avcısı Cemal Halisdemir'in ağaç gövdesini kontrol etmesi
-Halisdemir'in arı yuvasını kulağıyla dinlemesi
-Yuva yeri net tespit edilince ağaç gövdesinde küçük pencere açılması
-Arılara duman verilmesi
-Balların ağaçtan çıkarılması
-Cemal Halisdemir'in konuşması
-Muhaber anonsu
-Genel ve deday görüntüler

Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNHCELİ,(DHA)

===================

Çocukluk hayali armut bahçesini kurdu; 100 ton ürün bekliyor

AFYONKARAHİSAR'ın Sandıklı ilçesinde ziraat mühendisi Ahmet Özaydın (62), armut bahçesi kurarak çocukluk hayalini gerçekleştirdi. Özaydın, 50 dekarlık alana 7 bin armut fidanı dikti.
Sandıklı ilçesinde ilaç bayiliği yapan 3 çocuk babası, 7 torun sahibi ziraat mühendisi Ahmet Özaydın, çocukken babasının kurduğu küçük meyve bahçelerinin daha büyüklerini kurma hayaliyle okuyarak ziraat mühendisi oldu. Maddi olanaklarını iyileştiren Özaydın, Hırka köyünde kendine ait 50 dekarlık tarlaya 3 yıl önce 500 bin liranın üzerinde harcama yaparak deveci, santa maria ve etruşka cinsinden 7 binin üzerinde armut fidanı dikti. Özaydın, bu yıl yapacağı ilk hasatta 100 ton civarında ürün elde etmeyi hedefliyor.

Amacının hem çocukluk hayalini gerçekleştirmek hem de farklı ürünler üreterek ilçeye katkı sağlamak olduğunu aktaran Ahmet Özaydın, kısa sürede yağlık gül yetiştirmeyi planladığını da söyledi. Ahmet Özaydın, çocukken meyve bahçesi kurmak istediğini, bu yüzden ziraat mühendisliği okuduğunu belirterek, "Bu, çocukluk hayalimdi. Geçmişte babam rahmetlinin de böyle ufak tefek bahçeleri vardı. Bir de doğaya ve yeşile âşık bir insanım. Kendimi de bu yönde geliştirerek, mesleğimi bu yöne yönlendirdim. 1.5 yıl fizibilite çalışmalarını yaptık. Sandıklı ve Afyon bölgesinde en iyi adaptasyonu olacak bitkiyi araştırdık. Armutta karar kıldık" diye konuştu.

'100 TON CİVARINDA REKOLTE BEKLİYORUM'
Ahmet Özaydın, bahçesinde 7 binin üzerinde armut fidanı olduğunu söyleyerek, "Bu bahçede 6 bin deveci armutu, dölleyici olarak santa maria ve etruşka diye bir çeşit diktik. Bu çeşitlerden toplamda 7 bin armut fidanı bulunuyor. Bir ağaçtan ortalama 25 ile 40 kilo arasında verim almayı hesaplıyoruz. Ağaçlarımızdan 100 ton civarında meyve elde etmeyi tahmin ediyoruz. Buraya fileli sistem kuracağız. Bu sene santa marialarda hasat yapacağız. Deveci armutlarımızda numuneler kurduk. Şu anki görüntü itibarıyla kalite ve adaptasyonu çok güzel" dedi.

'GÜL PROJESİNİ DE HAYATA GEÇİRECEĞİM'
Ayrıca yağlık gül projesi olduğunu söyleyen Özaydın, "İnşallah önümüzdeki yıl 30 dekar alanda yağlık gül üretimine başlayacağız. Isparta Gülbirlik ile görüşmelerim oldu. Detayları çözdükten sonra gül projesini de hayata geçireceğiz" diye konuştu.
Sandıklı'da şu an tarımın sıkışmış durumda olduğunu ve bölgeye alternatif ürünlerin girmesi gerektiğini belirten Ahmet Özaydın, "Kendi çabamızla farklı ürünleri yetiştirmeye başladık. Mesela çerezlik ayçiçeği. Bunun ekimi başladı. Bu tip çalışmaların Sandıklı'da olması gerekiyor. Sandıklı'da çiftçimiz patates, pancar, arpa ve buğday ürünleri arasında sıkışmış durumda. Bunlar getirisi olmadığı gibi riski fazla olan bitkiler. Bu tip bahçelerin, bu tip tarımın Sandıklı bölgesinde çok çabuk gelişeceğini ve kabul göreceğini görüyorum" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Ahmet Özaydın armut bahçesinin kapısını açarak içeri girerken görüntü
- Armut ağaçları geniş açı görüntü
- Armut ağaçları yakın görüntü
- Ahmet Özaydın, armut ağaçlarını incelerken görüntü
- Armutlardan yakın görüntü
- Ahmet Özaydın bahçede gezinirken ve armut ağaçları ve armutları incelerken görüntü
- RÖP: Ahmet Özaydın(Ziraat Mühendisi ve armut bahçesi sahibi)
- Armut ağaçlarından ve armutlar yakından görüntü

520 MB /// 04.41ö
HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar), (DHA)

===============

Akdeniz meyve sineğiyle ilaçsız mücadele

ANTALYA'nın Finike ilçesinde turunçgil yetiştiriciliğinde önemli zararlılardan olan Akdeniz meyve sineğiyle bakanlık destekli biyoteknik mücadele yapılıyor.
Finike'de yaklaşık 35 bin dekar narenciye bahçesinin 5 bin dekarlık alanında Akdeniz meyve sineği zararlısına karşı biyoteknik mücadele yapılıyor. Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü bu kapsamda 8 ayrı istasyonda ve 16 kontrol tuzağında periyodik sayımlar yaparak üreticileri Akdeniz meyve sineği mücadelesi konusunda bilinçlendiriyor.

Tarım ve Orman Müdürü Hasan Ali Gültekin, turunçgil yetiştiriciliğinde önemli zararlılardan olan Akdeniz meyve sineğiyle mücadelenin önemli olduğunu söyledi. Gültekin, "Özellikle turunçgil ve narda ağustos ve eylül ayları içerisinde ihracatımıza da önemli etkileri olan Akdeniz meyve sineği, hava sıcaklığının artması, turunçgillerin sulanması, narların tatlanmasıyla birlikte bahçelerdeki ürünlerimize yumurta bırakarak zararlanmalara sebep olmaktadır. Akdeniz meyve sineği erginleri, bu dönemlerde yumurtalarını meyve kabuğunun altına bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar meyvenin etli kısımlarından beslenerek buralarda yumuşama ve çöküntü meydana getirir. Zararlı tarafından yumurta bırakılan vuruklu meyveler hasat zamanından önce dökülür" dedi.

Akdeniz meyve sineğinin ürün ve kalite kaybına neden olması nedeniyle ihracatı da olumsuz etkilediğini vurgulayan Gültekin, "Mücadele yöntemlerinin başında 'kültürel önlemler' dediğimiz bahçe temizlikleri önemli bir yer tutmaktadır. Bahçelerimizde geçen yıldan kalan vuruk meyvelerin toplanması mücadele için önemli bir etkendir. Bunun yanında yine bakanlıkça ruhsatlandırılmış biyoteknik mücadele etmenleri kullanılarak bu zararlıyla mücadele mümkündür. Bunlardan biri tuzak ve feromonla yapılmaktadır. Tuzakların içinde bulunan feromonlar böceği kendisine çekiyor ve içeride bulunan kimyasallar sayesinde zararlı bertaraf oluyor. Bunun yanında protein tuzaklar mevcut. Bunlar da erkek ve dişilerin tamamını çekerek içeride hapsolup ölmesini sağlıyor. Ayrıca kontrol sağlamak amacıyla bahçelerimize yıl boyunca delta tuzakları konuluyor ve periyodik aralıklarla sayım yapıyoruz. Sayımlar belli bir miktara geldiğinde portakalın ve narın olgunlaşma dönemine yakın zamanda üreticilerimize ilanlar yaparak mücadelenin başladığını bildiriyoruz. Kitlesel olarak mücadele etmek en etkili mücadele yöntemlerinden biridir. Bu zararlıyla mücadele etmezsek ihracata gidecek ürünlerimizde kota olayına rastlayabiliriz. Bu nedenle mücadeleyi etkin bir şekilde yapmamız gerekiyor" diye konuştu.

Turunçova Mahallesi'nde narenciye üreticisi Ömer Faruk Çobanoğlu da biyoteknik mücadeleyle ilaçsız meyve üretim olanağı sağladıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Bakanlığın önermiş olduğu biyoteknik mücadeleyi yıllardır kullanıyorum. İyi netice alıyoruz. Kısmi dal ilaçlaması ya da kimyasal ilaçlama yöntemini kullanmıyoruz. Tuzaklarda sayım yapıldığı zaman bakanlığın destek verdiği tuzakları alarak mücadeleye devam ediyoruz. Ve ürünümüz kimyasal kalıntı olmadan son tüketiciye ulaşıyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Bahçede biyoteknik mücadelesi incelenirken detaylar
- Hasan Ali Gültekin röportaj (Tarım ve Orman Müdürü)
- Ömer Faruk Çobanoğlu röportaj (üretici)

HABER- KAMERA: Suat SÖĞÜT/FİNİKE, (DHA)