DHA YURT BÜLTENİ - 6

  İdlib'e 12 günde 3274 bomba atıldı, 250 bin kişi göç etti Suriye'nin İdlib kenti kırsalındaki yerleşim yerlerine rejim güçleri tarafından son 12 günde havadan ve karadan 3 bin 274 bomba atıldı.

İdlib'e 12 günde 3274 bomba atıldı, 250 bin kişi göç etti

Suriye'nin İdlib kenti kırsalındaki yerleşim yerlerine rejim güçleri tarafından son 12 günde havadan ve karadan 3 bin 274 bomba atıldı. Saldırılarda 114 kişi öldü, 248 kişi de yaralandı, 250 bin sivilin de zorunlu göç ettiği bildirildi.
Suriye'nin kuzeybatısında yer alan Hatay'ın karşısındaki İdlib kenti, ülkedeki iç savaşın başlamasının ardından Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolüne girdi. 1,5 milyon nüfusa sahip Lazkiye, Halep ve Hama ile komşu olan tarım kenti İdlib'in nüfusu, rejim kontrolüne giren bölgelerden tahliye edilenlerin de gelişiyle birlikte 4 milyona ulaştı. Bünyesinde 70 bin silahlı militanı bulunduğu öne sürülen radikal dinci örgüt Heyet Tahriri Şam (HTŞ) kontrolünde olan ve nüfus yoğunluğunun yanı sıra ülkenin her yerinden gelen rejim karşıtlarının toplanması nedeniyle 'Küçük Suriye' olarak adlandırılan İdlib, rejimin yeni hedefi haline geldi. Esed rejimi, geçen yıl 9 Ağustos günü havadan; 'Suriye Arap Ordusu ile işbirliği, sizi militan ve teröristlerin hakimiyetinden kurtaracak, sizin ve ailenizin hayatını koruyacak. Suriye'de diğerlerinin yaptığı gibi siz de yerel uzlaşıya katılın' yazılı bildiriler atarak operasyon sinyali verdi.
Ağustos ayında rejim güçleri, İdlib ve Hama kırsalına konuşlandırdığı topçu birlikleri ile kenti karadan, Rus savaş uçaklarının desteğiyle de havadan ateş altına aldı. Günlerce süren saldırılarda onlarca kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı, binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Rejimin askeri harekatın katliama dönüşeceği endişesi üzerine İdlib'de, garantör ülke olarak askeri güç bulunduran Türkiye, Rusya ve İran operasyon seçeneği dışındaki çözüm yolları için diplomasi trafiği başlattı. Türkiye'nin ısrarı ve diplomatik çabalarının ardından 7 Eylül'de İran'ın başkenti Tahran'da, 17 Eylül'de ise Rusya'nın Soçi kentinde üçlü zirve yapıldı. 17 Eylül günü Soçi'de varılan mutabakat ile muhalifler ile rejim birlikleri arasında 15 kilometrelik silahtan arındırılmış bölge kurulması kararlaştırıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında imza altına alınan mutabakat kapsamında rejim ve muhalif güçler arasındaki cephe hatları arasındaki 15 kilometrelik bölgeden ağır silahlar çıkarıldı ve iki hat arasında Türk ve Rus askerleri devriye görevi yapmaya başladı. Mutabakat ile havadan saldırıların durmasının ardından zorunlu olarak göç eden binlerce kişi de yeniden evlerine döndü.
SALDIRILAR YENİDEN BAŞLADI
Ancak Suriye rejimi, 26 Şubat'ta, Rusya'nın hava kuvvetleri desteği ile Astana ve Soçi mutabakatlarını ihlal ederek İdlib'in güneyi ile Hama'nın kuzeyindeki kırsal bölgelere saldırmaya başladı. Saldırılar 26 Nisan'dan itibaren yoğunlaştı. Bu bölgelere her gün yüzlerce bomba yağdı ve yüz binlerce sivilin hayatı risk altına girdi.
İDLİB'E 12 GÜNDE 1260'I HAVADAN 3274 BOMBA ATILDI
İdlib'i çevreleyen kırsal bölgelere konuşlu rejimin topçu birlikleri 12 günlük süre içerisinde kentin kırsalındaki Maarat Annuman, Han Şeyhun, Eriha, Cisr Eş Şuğur ilçeleri ile kırsalındaki köylere tank ve çok namlulu roketatarlar ile 2 bin 14 mermi attı. Rus savaş uçaklarının da desteklediği rejim güçleri havadan ise uçak ve helikopterlerle bin 260 kez bomba bıraktı.
114 ÖLÜ, 248 YARALI
Kentteki sivil savunma görevlileri ile aktivistler tarafından yapılan tespitlere göre 12 günlük saldırılarda, 22'si kadın, 23'ü çocuk, toplam 114 kişi yaşamını yitirdi. Aynı süre içerisinde 55'i kadın 48'i de çocuk olmak üzere 248 kişi yaralandı. Saldırılarda yaralananlar, yaşadıkları bölgelerdeki hastane ve sağlık tesislerinin de bombardımanlarda kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle güçlükle İdlib kent merkezindeki hastanelere taşınabildi.
250 BİN KİŞİ ZORUNLU OLARAK GÖÇ ETTİ
Esad rejiminin saldırıları sivilleri de zorunlu göçe mecbur bıraktı. Tedirginlik yaşayan aileler, yanlarına alabildikleri eşyaları ile Türkiye sınırına doğru hareket etti. Saldırıların yoğunlaştığı Han Şeyhun, Maarat Annuman, Eriha, Cisr Eşşuğur ilçeleri ile Cabel Zaviye, Habit, Kefer Zeyta, Kafren Buda, Morik, Kaled, Madik, Gab, Latamina ve Kefer Hurma bölgelerindeki 250 bin kişi evlerini terk etti. Binlerce kişi Türkiye sınırındaki Atme ve diğer çadır kentlere yerleşti, buralarda yer bulamayanlar ise boş arazilere kendi imkanlarıyla kurdukları çadırlarda saldırıların durmasını beklemeye başladı. Sivillerin terk etmesiyle İdlib kırsalında viraneye dönen ilçe, kasaba ve köyler adeta hayalet kentlere döndü
ESAD REJİMİ İLERLEMEYE ÇALIŞIYOR
Karadan ve havadan ateş altına alınarak sivillerden arındırılması hedeflenen bölgelere Esad rejimi yerleşmeyi hedefliyor. Adım adım bu şekilde ilerleyerek İdlib'i kuşatmayı amaçlayan rejim askerlerine, cephe hatlarında muhalifler direnmeye çalışıyor. Son günlerdeki saldırıların ardından rejim güçler Kefren Buda bölgesindeki bir köy ile bir stratejik tepede kontrolü sağladı.
SİVİLLERİN TEK UMUDU TÜRKİYE
Aylardır süren yoğun bombardımanın ardından evlerini terk ederek Türkiye sınırına zorunlu olarak göç eden sivillerin tek umudu ise Türkiye. Dünyaya seslerini duyurmaya çalıştıklarını ancak Türkiye dışında hiçbir ülkenin yanında olmadığından şikayet eden siviller, saldırıların son bulması için herkesi Esad rejimine engel olmaya çağırıyor. Türkiye'nin iç savaşın başlamasının ardından her zaman kendilerine destek olduğunu anlatan siviller, Soçi mutabakatında olduğu gibi yine Türkiye'nin girişimleriyle bombardımanın durmasını ve evlerine dönmeyi istediklerini dile getiriyor.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
----------
- Idlip'ten eşyalarını yükleyen aileler
- Ailelerin konvoy halinde kentten uzaklaşmaları
- Bombardımanın olduğu bölgeler
- Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 388MB

Haber-Kamera: Hasan KIRMIZITAŞ- Mustafa KANLI- İbrahim MAŞE/İDLİB (Suriye), (DHA)-

=====================

Azez'de Türk polisi araçları kayıt altına aldı, çalıntıları buldu (ÖZEL)

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Suriye'de terörden arındırılan Halep kentine bağlı Azez kasabasında, Türk polisi önemli bir çalışmaya imza attı. Bir yandan yerel polis teşkilatına eğitim veren polisler, diğer yandan da yerel halkın kullandığı tüm araçları kayıt altına alıp geçmişe dönük araştırmalarını yapmaya başladı. Bu sayede şu ana kadar Türkiye'den çalınıp, Suriye'ye getirilen 10 araç bulundu.
Zeytin Dalı Harekatı ile terörden arındırılan Suriye'nin Halep kentine bağlı Azez kasabasında Türk polisi, görev aldı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün farklı birimlerinde görevli polisler, burada önemli çalışmalara imza attı. Türk polisi, yerel polis teşkilatına eğitim verdi.
Terör saldırılarına karşı da polis yeni bir önlem aldı. Suriyelilerin kullandığı araçlar, kayıt altına alınmaya başlandı. Bunun için kurulan trafik tescil biriminde, kayıt altına alınan araçlar bir yandan da motor ve şasi numaralarından, Türkiye'den çalınıp çalınmadığı araştırıldı. Bugüne kadar bin 200 aracı kayıt altına alan polis, bunlardan yaklaşık 10 tanesinin de Türkiye'den çalıntı olduğunu saptadı. Çalıntı olduğu belirlenene bu araçlar, ilk olarak Öncüpınar Gümrük Kapısı'na getirildi. Burada gümrük ve resmi işlemleri tamamlanan araçlar daha sonra sahiplerine teslim edilmek üzere bu kez Kilis polisine teslim edildi.
4 yıl önce Gaziantep'ten çalındığı belirlenen kamyon, gümrük kapısına çağırılan Erdal Kaplan'a teslim edildi. Aracına kavuştuğu için büyük sevinç yaşayan Erdal Kaplan, "Umudumuzu kesmiştik. Artık bulunacağını düşünmüyordum. Polislerin telefonuyla hem şaşkınlık, hem de sevinç yaşadım. Şimdi bu kamyonun bakımını yaptıracağım" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
- Çalıntı araçlardan detay
- Araçların tescil altına alındığı merkez
- Azez'den detay
- Çalıntı aracın sahibine teslim edilişi
- Azez'de görevli polis memurunun konuşması
- Aracı çalınan vatandaşın konuşması
- Vatandaşın aracına binişi
- Genel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 494 MB

Haber-Kamera: Taylan YILDIRIM-Emrah KIZIL/SURİYE-AZEZ,(DHA)

====================

Ağrı'da dolandırıcılık operasyonunda 121 gözaltıya 1 tutuklama çıktı

Ağrı merkezli 25 ilde 'nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, usulsüz ehliyet çıkarılması' suçlarından düzenlenen operasyonlarda 121 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 1'i tutuklandı, gerisi ise serbest bırakıldı.
Ağrı Valiliğinden yapılan açıklamada Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı koordiniyle İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, 'nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, usulsüz ehliyet çıkarılması' suçlarına yönelik yaklaşık 7 aylık fiziki ve teknik çalışmalar yapıldığı bildirildi. Polis ekiplerince, 3 Mayıs günü, Ağrı merkezli, İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Samsun, Aydın, Muğla, Sakarya, Erzurum, Eskişehir, Manisa, Van, Kütahya, Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, Uşak, Burdur, Batman, Tokat, Gümüşhane, Iğdır, Muş, Artvin, Kars olmak üzere 25 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi. Yapılan eş zamanlı operasyon sonucu 121 şüpheli gözaltına alındı.
Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen şüpheliler sorgulandı. Bunlardan 102'si emniyetten serbest bırakılırken, 19'u adliyeye çıkarıldı. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen 19 kişiden 1'i tutuklanırken, 18'i adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-------
- Ekiplerin Operasyona gidişi
- Operasyon Görüntüsü
- Adliye Görüntüleri

(Süre:6.39 DK Boyut: 864 mb)

Haber- Kamera: Oğuzhan HANÇER/ AĞRI, (DHA)

====================

Aydın merkezli 4 ilde uyuşturucu operasyonuna 33 gözaltı

Aydın merkezli 4 ilde gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda 33 kişi gözaltına alındı.
Didim'de geçen salı günü gerçekleşen operasyonda, 2 kişi uyuşturucu satmaktan gözaltına alındı. Bu zanlıların ifadesi sonrası operasyonun kapsamı genişletildi. İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve asayiş timleri bu sabah, Didim ilçesi merkezli İstanbul, İzmir ve Nevşehir illerinde helikopter ve drone destekli eş zamanlı uyuşturucu operasyonu yaptı. Şüphelilerin ev, iş yeri ve araçları arandı. Aydın'daki arama çalışmalarına özel eğitimli narkotik köpeği 'Mark' da katıldı. Yapılan aramalarda 655 gram metamfetamin, 760 gram esrar, 75 uyuşturucu hap, çalıntı olduğu belirlenen 85 parça TV, klima, elektrikli ev aletleri gibi malzemeler ele geçirildi. Son operasyonda ise 33 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerin sorgusunun sürdüğü bildirildi. Geçen salı günü gerçekleştirilen operasyonda yakalanan 2 kişi ise sevk edildiği adliyede tutuklandı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-------
- Operasyon anından görüntü
- Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN, (DHA)

======================

Prof. Dr. Altun: Süs balığı besleyeceksek yaşam hakkına saygı duymalıyız

Bursa Uludağ Üniversitesi Su Ürünleri Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Altun, insanların süs balık besleme konusunda yetersiz bilgiye sahip olduğunu belirterek, “Eğer balık besleyeceksek onların refahını düşünmemiz gerekiyor. Balıkların yaşam hakkına saygı duymamız gerekiyorö dedi.
Fanusta balık bakımı konusunda açıklamalarda bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi Su Ürünleri Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Altun, “Fanus sistemleri balık yaşamlarına uygun bir ortam değil. Burada yaşayan balıklarda belli bir süre sonra görme bozuklukları görülüyor. Fanusta beslenen balıkların beslenmesinde su üzerinde yüzen özel yemlerden kullanmamız gerekiyor. Bu yemleri bulmak da zor oluyor. Fanusta oksijenlendirme, suyun sıcaklığı ve filtreleme gibi unsurlar olmadığı için balıklar bu ortamda uzun süre yaşayamıyorlar. Fanuslar ticari anlamda kolay satıldığı için alıcı bilgilendirilmiyor. Eğer evde balık besleyeceksek akvaryuma gerekli filtreleri kurup akvaryum içerisinde gerekli biyolojik düzeni kurmamız gerekiyor. Akvaryum balık türlerini, balıkların özelliklerini, kullanılacak bitkileri iyi bilmemiz gerekiyorö dedi.
‘BALIKLARIN CANLI OLDUĞUNU UNUTMAMAMIZ GEREKİYOR’
İnsanların yoğun iş temposundan sonra eve geldiğinde balık bakmak istediğini belirten Prof.Dr. Altun, “Uzmanından bilgi almadan balık beslemeye başladığımızda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz ve balıklar ölüyor. Bu konuda oldukça fazla bilgi kirliliği de var. Kimisi sudan dolayı, kimisi akvaryum filtresinden, kimisi de balıklar parazitten dolayı ölmüştür tuz kullan diyor. Akvaryumun doğal şartlarını bilmeden her yorum bilinçsizce olur. Bu tarz yanlışlıklar balıkların ölümüne sebep oluyor. Biliyoruz ki balıkların su değişimlerini doğru yapmadığımız zaman adaptasyon sorunu ortaya çıkıyor ve balıklarda stres oluyor. Bu stres de balıkların ölümüne sebep olabiliyor. Biz ya hobi olarak ya da çocuklarımızın isteğini gidermek için balık beslemeyi düşünüyorsak balıkların da canlı olduğunu, onların da bir refahı olduğunu unutmamız gerekiyor. Eğer balık besleyeceksek onların refahını düşünmemiz gerekiyor. Balıkların yaşam hakkına saygı duymamız gerekiyorö dedi.
13 yıldır akvaryum balıkçılığı ile profesyonel olarak ilgilenen Onur Konu da, "Önce bakacağımız balığa karar vermemiz lazım. Sonra bu balığa uygun akvaryumu, filtre, ısıtma, aydınlatma sistemlerini ve tasarımı belirlemek gerekiyor. Bunlar atılacak ilk doğru adımlar olur. İnsanların yaptıkları en büyük hatalar ise baktıkları balıkları tanımamak oluyor. Kimi türler yumuşak sularda kimi türler sert sularda yaşıyorlar ve bunlara uygun materyaller seçilmesi gerekiyorö dedi.
‘BALIK BESLEMEK İÇİN AKVARYUMDA EKOLOJİK DENGEYİ SAĞLAMAMIZ GEREKİYOR’
Genellikle çocukları mutlu etmek için yetişkinler tarafından fanusta balık alındığını belirten Konu, “Bu hayvanları küçük bir kalıba hapsetmek oluyor. Kendi nefsimizi köreltmek ya da çocuğumuzu sevindirmek için fanusa balık koymak doğru değildir. Bunun yerine en azından 30x30 ölçülerinde filtre, havalandırma, ısıtma gibi sistemleri kurabileceğimiz, içerideki ekolojik döngüyü sağlayabileceğimiz bir sistem kurmak daha doğru olacaktır. Bu sistem fanusa göre biraz daha maliyetli olabilir ancak canlının daha uzun ömürlü olması ve sağlıklı yaşaması adına yapılması gereken budur. Fanusa kapatılan balıklar arasında en yaygın olan tür Japon balığıdır. Hemen ikinci sırada ise Beta türleri yer alır. Betalar yalnız yaşadıkları için bu şekilde bakılırlar ve Japon balıklarına göre daha şanssızlardır. Fanustan ziyade sırf görselliği için kadehlerin içlerinde bakılırlarö dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
------------
-Fanusta ölen balıktan detaylar
-Akvaryumlarda yaşayan çeşitli balıklar
-Fanusa atılan Japon Balığından görüntüler
-Pet Shoptan genel detaylar
-Pet shop çalışanı Onur Konu ile röportaj
-Ürünleri Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soner Altun ile röp

Süre:5.38 Boyut:631 MB

Haber: Enver Fatih TIKIR - Kamera: Muammer İRTEM/BURSA,(DHA)

===================

Mardin merkzeli 7 ilde FETÖ operasyonu: 12 gözaltı

Mardin merkezli 7 ilde FETÖ/PDY'nin 'emniyet yapılanması'na yönelik düzenlenen operasyonda, 12 kişi gözaltına alındı.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerinden ihraç edilen 12 eski polis hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Kararın ardından İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince Mardin merkezli Ankara, Konya, Kayseri, Adana, Amasya ve İstanbul'da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda B.T, H.A., A.M.C., C.İ., H.B., S.D., S.B., S.A., S.E., O.Ö., Y.Ö. ve R.B. gözaltına alındı. Mardin Emniyet Müdürlüğü'ne getirilen şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin sürdürüldüğü belirtildi.

Reklam
Reklam

Haber: Nezir GÜNEŞ/MARDİN, (DHA) -