DHA YURT BÜLTENİ - 6

  Eşi öldüresiye dövdü, hastanede 'Merdivenden düştü' denildi Mardin'in Midyat ilçesinde ağır yaralı olarak getirildiği hastanede 'Merdivenden düştü' denilen 10 çocuk annesi Saime A.'nın (40), güvenlik korucusu olan eşi Medeni A.

Eşi öldüresiye dövdü, hastanede 'Merdivenden düştü' denildi

Mardin'in Midyat ilçesinde ağır yaralı olarak getirildiği hastanede 'Merdivenden düştü' denilen 10 çocuk annesi Saime A.'nın (40), güvenlik korucusu olan eşi Medeni A. (42) tarafından dövüldüğü ortaya çıktı. Doktorların, Saime A.'nın vücudundaki morluklardan şüphelenip güvenlik güçlerine bildirilmesiyle ortaya çıkan olay sonrası jandarma tarafından gözaltına alınan Medeni A. sorgusunun ardından serbest bırakıldı, Saime A. ise yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi veriyor.
Midyat ilçesine bağlı kırsal Toptepe Mahallesi'nde oturan 10 çocuk annesi Saime A., 4 Ağustos'ta ağır yaralı olarak Devlet Hastanesi'ne getirildi. Burada doktorlara 'Merdivenden düştü' denilen Saime A.'nın vücudundaki morluklardan şüphelenen doktorlar, polise haber verdi. Polislerin çalışması sonucu kadının güvenlik korucusu olan eşi Medeni A. tarafından dövüldüğü belirlendi. Saime A.'nın ailesinin ihbarıyla jandarma tarafından gözaltına alınan Medeni A., sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
'ABLAM İKİNCİ EMİNE BULUT OLMASIN'
Vücudunda çok sayıda morluk ve kafatasında çatlak oluşan Saime A. yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi veriyor. Beyin travmasını atlatamayan kadının İzmir'den gelen kardeşi Abdurrahman Bakır, ablasını komalık eden Medeni A.'nın serbest bırakılmasına tepki gösterip, "Tutuklanması için ablamın ölmesi mi gerekiyor?" dedi. Bakır, Medeni A.'nın çocuklarına da şiddet uygulayarak tehdit ettiğini öne sürerek, şunları söyledi:
"Ablam, şiddet görünce köydeki akrabaların yanına gidip, eşini şikayet ediyor ama kimse onu dinlemeyince evine geri dönüyor. Köyde ablamın delirdiği yalanını yayıyor. Eşi, önce ablamı çocuklarının gözünün önünde sonra da onları dışarı çıkarak darp ediyor. Çok kötü şekilde başını ayaklarının altına alıp yere çarpıyor, tekmeliyor, şiddet uyguluyor. Sonra 'Merdivenden düşüyor' diye hastaneye kaldırıyor. Hastanedeki görevliler şüphelenince dayak yediği anlaşılıyor ve jandarmaya haber veriyorlar. Jandarma kardeşimin kocasını gözaltına alıyor ama sonra serbest bırakıyor. Ablamın ikinci Emine Bulut olmaması için eşinin tutuklanmasını istiyorum."

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------
-Hastaneden görüntü
-Kadının yoğun bakımdaki görüntüsü
-Kardeşi Bakır'ın açıklamaları

Haber Kamera Nezir GÜNEŞ / MARDİN (DHA)

=====================

Bozcaada'da yarısı batık gemi, oturduğu karada duruyor

Çanakkale'nin Bozcaada ilçesi açıklarında, baş kısmından su almaya başlayan ve Ayana Koyu'na kadar böyle ilerleyip, kaptan tarafından baştan kara yapılan, 41 metre uzunluğundaki liman tarama gemisi 'Kanuni D.S', yarısı batık olarak oturduğu karada duruyor. Yaşam mahallinin bulunduğu arka kısım su üzerinde kaldığı için 8 kişilik mürettebat, geceyi gemide geçirdi.
Aliağa'dan Yalova'ya gitmek üzere seyir yapan, Türk bayraklı liman tarama gemisi 'Kanuni D.S', dün saat 17.30 sıralarında, Bozcaada'nın güney doğusunda, baş kısmında su almaya başladı. Kaptan Ali Koparan, durumu Çanakkale Boğazı Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi'ne bildirdi. Tuzburun Koyu açıklarında su almaya başlayan geminin kaptanı Koparan, yarı batık gemiyi Ayana Koyu'na kadar getirdi. Koparan, saat 19.20'de ise gemiyi kumluk bölgeye baştan kara yaparak, karaya oturttu. Bu anlarda Sahil Güvenlik botuyla gemiye eşlik edildi. Mürettebatın tahliye talebi sorulan kaptan, gemiyi karaya oturtacağını ve güvenli bölgeye ilerlediğini belirterek, tahliye istemedi. Kaptanın karaya oturttuğu gemideki 8 kişilik mürettebat da geceyi burada geçirdi. Geminin jeneratörünün çalıştığı ve ışıklarının yandığı görüldü.
MÜRETTEBAT SU ALAN YERİ BULMAYA ÇALIŞIYOR
Bugün sabahın ilk saatlerinde gemi personeli, güvertede görüldü. Yarısı batık geminin güvertesinde çalışan mürettebatın, su alan yeri tespit etmeye ve onarmaya çalıştığı öğrenildi. Kaptanın, Bozcaada Liman Başkanlığı'ndan henüz yardım ve kurtarma talebinde bulunmadığı belirtildi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------------
-Batan gemiden görüntü
-Drone görüntüleri
-Detaylar

Haber-Kamera: Burak GEZEN- Mustafa SUİÇMEZ- Serkan İLİK/BOZCAADA (Çanakkale), (DHA) -

===================

İçki üretimi yapılan evde patlama: 2 yaralı (YENİDEN)
İÇKİ ÜRETİRKEN PATLAMA MEYDANA GELDİ

Bartın’da sahte içki üretildiği iddia edilen 4 katlı bir apartmanın son katında imalatta kullanılan kazanların genleşmesi sonucu önce patlama sonra da yangın çıktı. Evde imalat yapan 2 kişiden 1'i yaralandı.
Olay, saat 08.00 sıralarında Demirciler Mahallesindeki 4 katlı Bayraktarlar Apartmanın son katında meydana geldi. İddialara göre evde yaşayan S.B.D (67), C.Y.A (59) evin mutfak bölümünde sahte içki üretmek için düzenekler hazırladı. Sabah içki üretilirken, imalatta kullanılan kazanların genleşmesinden dolayı önce patlama ardından da yangın çıktı. Vatandaşların haber vermesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri evin mutfağında çıkan yangına müdahale ederek, kısa sürede kontrol altına aldılar. Evde yaşayan S.B.D ambulansla Bartın Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. C.Y.A ise polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Polislerin evde yaptığı incelemeler sonunda ruhsatsız av tüfeği ele geçirildi.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
-Binadan detay
-Polislerden detay
-Vatandaşlarla röp.
-Muhabir anons
-Evin içindeki imalathane detay
-Muhabir anons
-Detay görüntüler

Süre: 3.43 Boyut: 412 MB

Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,(DHA)

===================

Kazada ölen amcasını gözyaşları içinde teşhis etti

Tekirdağ'ın Ergene ilçesinde yolun karşısına geçmek isteyen Şükrü Gezere (63), otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Gezer'i olay yerine gelen yeğeni Yılmaz Gezer, gözyaşları dökerek teşhis etti.
Kaza, sabah saatlerinde Ergene'nin Sağlık Mahallesi çevreyolunun Edirne istikametinde meydana geldi. Şükrü Gezer'e, yolun karşısına geçmek istediği sırada İstanbul'dan Edirne istikametine giden Banu Ü. yönetimindeki 34 RA 8260 plakalı otomobil çarptı. Kazayı görenlerin haber vermesiyle birlikte sağlık ve polis ekipleri olay yerine geldi. Sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde, Gezer'in hayatını kaybettiğini belirledi. Ölen Gezer'in olay yerinden 600 metre yakınındaki üst geçidi kullanmaması ise dikkat çekti.
Kazada hayatını kaybeden Şükrü Gezer'in yeğeni Yılmaz Gezer, olay yerine geldiğinde cesedin kime ait olduğuna baktığında amcası çıkınca gözyaşları döktü. Yeğen Gezer'i polis ekipleri ve vatandaşlar teselli etti. Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı çalışmanın ardından hayatını kaybeden Şükrü Gezer'in cesedi Çorlu Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Sürücü Banu Ü. ise polis ekipleri tarafından ifadesi alınmak üzere gözaltına alındı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
---------------
-Kaza yerinden detaylar
-Cesetten görüntü
-Trafik polislerinin çalışması
-Çarpan otomobilden görüntü
-Olay yeri polislerinin çalışması
-Yeğeni Yılmaz Gezer'in teşhisi
-Genel ve detaylar

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN/ERGENE(Tekirdağ), (DHA)-

=====================

Aktopraklık Höyüğü'ndeki 3 köyle 'zamanda yolculuk'

Bursa'da 2004 yılında başlayan ve 15 yılda arkeolojik kazı çalışmaları tamamlanan Aktopraklık Höyüğü, 8 bin 500 yıllık bir tarihi aydınlatıyor. Merkez Nilüfer ilçesine bağlı Akçalar Mahallesi'nde bulunan Aktopraklık Höyüğü’nden elde edilen veriler ışığında, Neolitik, Kalkolitik ve Osmanlı dönemlerine ait 3 farklı canlandırma köyü ile açık hava müzesine dönüştürüldü. Köylerden biri 8 bin 500, diğeri 7 bin 500 yıl öncesinin verileri ışığında uyarlanmış evlerden oluşurken, 200 yıllık ahşap evlerden kurulan Osmanlı köyü de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Kazı çalışmalarına 2004 yılında başlanan ve 15 yıl gibi bir sürede tamamlanan Aktopraklık Höyüğü, 8 bin 500 yıl öncesinde Bursa’da yaşayan ilk insanların olduğu tahmin edilen ev ve yaşayışları hakkında ipucu veriyor. 8 bin 500 yıl öncesinde Aktopraklık’ta yaşayan insanların yedikleri yemeklerden, ev düzenlerine ve gömülme şekillerine kadar her şeyi gün yüzüne çıkaran arkeologlar, ziyaretçilerini adeta o döneme götürüyor. Akçalar köyünde bulunan Aktopraklık Höyüğü’nün çevresine, Neolitik, Kalkolitik ve Osmanlı dönemlerine ait 3 canlandırma köyü yapılarak bu alan açık hava müzesine dönüştürüldü. Arkeopark Açık Hava Müzesi’ni gezen ziyaretçiler gördükleri 3 farklı döneme ait evlerle, insanların tarihte yaşam şekillerinin nasıl değiştiğini gözlemleyebiliyor.
'AKTOPRAKLIK RASLANTI İLE BULUNDU'
Aktopraklık Höyüğü hakkında bilgiler veren arkeopark sorumlusu Azim Tarlan, “Sanayi bölgesi ilan edildikten sonra Bizans dönemi yapı kalıntılarına rastlanıyor. Bununla alakalı Bursa Arkeoloji Müzesi'nden araştırma yapılması isteniyor. Araştırmalar neticesinde farklı alanlarda sondaj çalışmaları yapıldı ve tarih öncesi malzemelere rastlandı. O dönemde İstanbul Üniversitesi'nden bir ekip istendi. Gelen ekip sondaj çalışmalarına baktı ve geniş alana yayılan o dönemin çanak çömlek parçaları, işlenmiş taş parçalarına rastlanıyor. Burada bir arkeolojik yerleşkenin olduğu kanısına varılıyor. 2004 yılından itibaren de burada arkeolojik çalışmalar başladıö dedi.
'8 BİN 500 YIL ÖNCESİ CANLANDIRILDI'
Yapılan kazıların önce 'kurtarma kazısı' olarak başladığını belirten Tarlan, “Daha sonra kazdıkça alanın daha da büyüdüğü, 3 noktada yerleşkenin olduğu ve yaklaşık bin yıllık kesintisiz yerleşim olduğu fark edildi. Burası da kurtarma kazısından çıkarılarak Bakanlar Kurulu kararıyla üniversite kazısı haline getirildi. 15 sezondur kazılar devam ediyor. Bu seneki kazılar tamamlandı. 2009 yılında açık hava müzesine dönüştürülmeye başlandı. Bu anlamda kazıda çıkan verilerle 8 bin 500 yıl önceki yerleşimin canlandırmaları yapıldı. Yuvarlak planlı dal örgü mimariyle dörtgen planlı mimarinin olduğu 3 boyutlu canlandırmalar yapıldı. Bu yapı içleri o dönemin yaşam tarzlarıyla donatıldıö dedi.
‘AKTOPRAKLIK'TA 2 FARKLI TOPLULUK BİRLİKTE YAŞAMIŞ’
Aktoprak bölgesindeki tarih öncesi yaşayan insanların yaşamlarıyla ilgili bilgiler veren Tarlan, “Burada o dönemde tarım ve hayvancılıkla geçinen fakat avcılık ve toplayıcılıktan da vazgeçmeyen yerel bir topluluk olduğunu görüyoruz. Daha sonra buraya farklı bir topluluğun gelerek beraber yaşadıklarını görüyoruz. Mimari ve beslenme alışkanlıkları değişiyor. Yuvarlak planlı mimariden dörtgen planlı mimariye geçiliyor ve tarım ve hayvancılıkta çeşitlilik gözlenmeye başlanıyor. Buğday, arpa, mercimek gibi ürünleri tarıma alıyorlarö dedi.
‘ÖLÜLERİ İLK BAŞTA EVİN İÇİNE GÖMMÜŞLER’
Aktopraklık’ta yaşayanların bazı bulgularla inançları olduğunu anladıklarını söyleyen Tarlan, “Yuvarlak planlı evlerin olduğu dönemde ölen kişileri evlerin tabanlarına gömüyorlar. 600 yıl sonra artık yerleşim dışı gömme geleneği görülüyor. Atalarının yaşadığı yeri mezarlık alanı olarak gömüyorlar. Her iki dönemde de ölülerin yanlarına eşya koydukları görülüyor. Cenin pozisyonunda da gömmeleri öldükten sonra da yaşayacağına inandığına işaret ediyor. Araştırıldığı kadarıyla Bursa'nın en eski tarih öncesi köyü diyebilirizö dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
---------------
-Arkeopark'dan detaylar
-Ev içerisindeki canlandırmalardan detaylar
-Drone görüntüleri

Haber: Muammer İRTEM, Berktuğ ÖNCÜ - Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA, (DHA)

=======================

4 çocuk babası keneden öldü

Sivas'ta Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle hastanede tedavi gören çiftçi Önder Tek (54) hayatını kaybetti.
Altınyayla ilçesine bağlı Deliilyas beldesinde yaşayan 4 çocuk babası Önder Tek, Kurban Bayramının birinci günü banyo yaptığı sırada fayans üzerine kene düştüğünü fark etti. Bir kaç gün sonra rahatsızlanan Tek, kanama ve yüksek ateş şikayeti ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine başvurdu. Burada tedavi altına alınan Tek, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak bu sabah yaşamını yitirdi. Tek'in cenazesi işlemlerinin ardından toprağa verilmek üzere ailesine teslim edildi.

Görüntü Dökümü:
-Hastaneden görüntüler
-Cenazenin çıkarılışı
-Ölen kişinin fotosu

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS (DHA)

=======================

Çiftliğinde yetiştirdiği kazlarına çocukları gibi bakıyor

Reklam
Reklam

Bursa'nın İnegöl ilçesinde hayvan yetiştiriciliği yapan Ramazan Kılıçaslan (56), çiftliğinde yetiştirdiği 126 kazla yakından ilgileniyor. Çiftlikte bir an olsun peşini bırakmayan kazlarının sayısını artırmayı hedefleyen Kılıçaslan, "Gece gündüz kazlarımla birlikteyiz. Islık çalmamla birlikte hepsi yanıma koşuyor" dedi.
İnegöl'de hayvancılıkla uğraşan 2 çocuk babası Ramazan Kılıçaslan,16 olan kaz sayısını 4 ayda 126'ya çıkarttı. Tüm gününü birlikte geçirdiği kazlarına çocuğu gibi bakan Kılıçaslan, ıslık çalmasıyla tüm kazların yanına koştuğunu ve peşini bırakmadıklarını söyledi. Kazların bakımının zor olduğunu belirten Kılıçaslan, "Bakımları gerçekten zor, ilgilenmeniz gerekiyor. Çiftliğe yaklaştığımzda ıslık çaldığımda tüm kazlar yanıma geliyor. Onların bana böyle ilgi göstermesi beni mutlu ediyor. Ben de onlara çocuklarım gibi bakıyorum. Çiftliğin güvenliğini onlar sağlıyor. Yabancı birini gördüklerinde bağırıyorlar. Ben onlarla ilgilendikçe onlar da bana ilgi gösteriyorö dedi.

Görüntü Dökümü
-------------
-Kazlardan görüntüler
-Çiftçilten görüntüler
-Açıklama

Reklam
Reklam

Süre: 4.37 Boyut: 507 MB

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ/İNEGÖL,(DHA)

==================