DHA YURT BÜLTENİ - 6

    Havacılık üssüne dönüşen liseye Fransa'dan staj talebi   Türkiye'nin ilk tematik lisesi Antalya'nın Aksu ilçesindeki Uçak Bakım Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, havacılık üssüne dönüştü.

Havacılık üssüne dönüşen liseye Fransa'dan staj talebi

Türkiye'nin ilk tematik lisesi Antalya'nın Aksu ilçesindeki Uçak Bakım Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, havacılık üssüne dönüştü. Bahçesinde dev boeing tipi uçak, atölyelerinde iki kişilik çalışır vaziyette uçağın yanı sıra havacılık sektörünün tüm unsurlarının yer aldığı okula, dünyada yolcu uçağı üreten ender ülkelerden Fransa'daki 2 okuldan staj talebi geldi.

2016 yılında Türkiye'nin ilk tematik meslek lisesi olarak açılan Aksu Uçak Bakım Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, havacılık alanındaki projeleriyle yoluna devam ediyor. İki yıl önce Antalya Havalimanı'nda hurdaya ayrılan Boeing 737-400 tipi yolcu uçağının okulun bahçesine getirilmesiyle adından söz edilen okul, havacılık alanındaki yatırımlarıyla dikkati çekiyor. Dev uçak, müze, sinema ve kütüphaneye dönüştürüldü. Uçağın kokpitinde de öğrenciler pratik eğitim alıyor.

Reklam
Reklam

Okulun kurucu müdürü Haldun Çevik, atölyeleri zenginleştirmek için çok sayıda ülke ve Türkiye'den farklı illeri ziyaret etti. Bugüne kadar 60 bin kilometre yol kateden Çevik, en az 50 kez de İstanbul'a ziyaretler gerçekleştirdi. Türk Hava Yolları bünyesindeki Turkish Technic'ten 3 dolu TIR malzemeyi okula kazandıran Çevik, okulun koridorlarını havaalanı pisti gibi yeniden düzenledi.

'HER ŞEY BİR HAYALLE BAŞLAR'

394 öğrencisi bulunan okulda, 68 kız öğrenci uçak motorları başında eğitim alıyor. Apoletli forma giyen öğrencilerden başarılı olanlar uçuş okuluna gönderiliyor. Hiç uçağa binmeyen öğrenciler de ilk yıl, okul yönetiminin desteğiyle bu deneyimi yaşıyor. Bu yıl ilk kez mezun verecek okulda öğrencilerin omuzlarında okullardaki yıllarına göre uçak figürü bulunuyor. Okuldaki her öğrenci mezun olduktan sonra havacılık alanında üniversitede eğitim almak istiyor. Kimi pilot, kimi de gökyüzünün hakimi uçakların üretiminde yer alan mühendislerden olma hayali kuruyor. Okulun sloganı 'Her şey bir hayalle başlar' söylemini bahçede, atölyelerde ve okulun içinde görmek mümkün.

Reklam
Reklam

UÇAK SANAYİNİN AR-GE'SİNE KALİFİYE ELEMAN

En büyük hayalinin, bu dönemde verecekleri ilk mezunları uçak fabrikalarında üretim yaparken görmek olduğunu belirten Haldun Çevik, okullarının hızlı ilerleme kaydettiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun okullarını ziyaret ettiğinde havalimanında atıl bekleyen uçaktan bahsettiklerini belirten Çevik, Bakan Çavuşoğlu'nun talimatı ve yakın takibiyle uçağı okula getirttiklerini söyledi. Çevik, "Okulumuzun vizyonu genişledi, öğrenciler hayallerine hayal kattı. Okulumuz, Türkiye'de en yüksek puanla öğrenci alan mesleki ve teknik anadolu lisesi konumuna geldi. Çocuklara hayal yüklüyoruz. Öğrencilerimizi zengin atölyelerimizde birebir uçak başı eğitim vererek, uçak parçalarına dokunmalarını sağlayarak yetiştiriyoruz. Uçak sanayimizin AR-GE'sine kalifiye nitelikli öğrenciler yetiştiriyoruz" diye konuştu.

ATÖLYELER İÇİN 60 BİN KİLOMETRE KATETTİ

Donanımlı atölyeler oluşturmak için yoğun uğraş verdiklerini belirten Çevik, devlet büyüklerinin mücadelelerinde yanlarında olduğunu söyledi. Atölyelerdeki parçalara ulaşmak için yaklaşık 60 bin kilometre yol katettiğini belirten Çevik, "ABD'ye, Avrupa ülkelerine gittim. Hava yolları şirketlerini ziyaret ederek, buradaki Türk mühendislerle iletişim kurdum. Onlar da okulumuzu yakından takip ediyor. İstanbul'a belki 50 kez gittim. Turkish Technic, okulumuza 3 TIR dolusu hava unsuru gönderdi. Devlet büyüklerimiz hep okulun arkasında durdu" dedi.

Reklam
Reklam

TURİSTLERDEN OKULA ZİYARET

Başka ülkelerdeki havacılık okullarının sosyal medyadan okullarını takip ettiğini anlatan Çevik, "Fransa'dan iki okul 40 gün süreyle staj talebinde bulundu. Fransa dünyada yolcu uçağı üreten ülkelerden biri, staj talebi bizi gururlandırdı. Okulumuz dünyaya açık, uçak kütüphanemiz herkese açık. Turistler de bazen okulumuza gelip uçağın içinde kitap okuyor. Eğitimin yanı sıra bahçemizdeki uçakla tanıtım da yapıyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

- Havacılık okulu görüntü

-Öğrencilerden görüntü

- Uçaktan görüntü

-Röp: Muhammet Karaca (Müdür yardımcısı)

- Öğrenciler tamirat yaparken

- Kız öğrenciler çalışırken

- Röp: Öğrenciler

- Uçak motorları detay

- Uçak drone görüntüsü

- Okulun detaylar

- Röp: Uçağın içinde

- Maskelerin düşmesi

- Uçak hidrolik görüntüsü

- Drone uçak okul

- Küçük uçak tamiri

- Röp: Okul müdürü Haldun Çevik

- ANONS

- Çalışan küçük uçak

- Öğrencilerin uçağa binmesi

- Uçak kokpitinden görüntü

- ANONS

- Detaylar

Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)

======================

Reklam
Reklam

Japon gezgin, 10 yıldır bisikletiyle dünya turu yapıyor

Karaman'da konaklayan Japon Shogan Kameda (43), 10 yıl önce yürüyerek başladığı dünya turunu bisikletiyle sürdürdüğünü ve bugüne kadar 20'den fazla ülke gezdiğini söyledi. Türklerin yardımsever olduğunu ifade eden Kemada, "Japonya'dan ayrıldığımdan bu yana 10 yıldır parasız yaşıyorum. Özellikle Türkiye'de yemek konusunda herkes yardımcı oluyor. Türkler çok iyi ve yardımsever. Yemek ısmarlıyorlar, meyve hediye ediyorlar."dedi.

Ülkesi Japonya'da spor öğretmenliği yapan Shogan Kameda, dünya turu kapsamında geldiği Türkiye ziyareti sırasında Karaman'da konakladı. Dünya turuna 10 yıl önce yürüyerek başladığını belirten Kameda, "10 yıl önce yürüyerek başladığım dünya turunda Çinli, bir kız bana bu bisikleti hediye etti. O günden bu tarafa bu bisikletle seyahat ediyorum."

Dünya turunu para harcaman yaptığını ifade eden Kemada, şunları söyledi:

" Şu ana kadar 20'ye yakın ülke gezdim. Gittiğim yerlerde hiç para harcamadım. O ülkenin insanlara benim turist olduğumu ve dünya turu yaptığımı anlayınca bana yardım ediyor. Yemek ve kıyafet veriyorlar. Konaklayacak yer gösteriyorlar. Bazen de konaklayacak yer olmayınca çadırımda kalıyorum. Bu benim Türkiye'ye ikinci gelişim. İlk gelişim Gürcistan üzerinden olmuştu. Karadeniz'i sahil hattı boyunca gezip, İstanbul'dan Ege'ye geçmiştim. Oradan Yunanistan'a ve Avrupa'ya gittim. Türkiye benim çok hoşuma gittiği için şimdi ikinci kez gelme kararı aldım. Ben Türkiye'de doğu bölgeleri henüz gezemedim. Bu yıl bu bölgeleri de gezmek istiyorum. Japonya'dan ayrıldığımdan bu yana 10 yıldır parasız yaşıyorum. Özellikle Türkiye'de yemek konusunda herkes yardımcı oluyor. Türkler çok iyi ve yardımsever. Yemek ısmarlıyorlar meyve hediye ediyorlar. "

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü

------------------

- Japon turistin bisikletiyle gezmesi

- Japon turistten detay

- Röportaj

Haber- Kamera: Muammer ŞEN KARAMAN DHA))

=========================

Türkiye'nin en büyük zeytin bahçesinde hasat başladı

Antalya Ticaret Borsası'na (ATB) ait, 12 türde 20 bini aşkın zeytin ağacının bulunduğu Türkiye'nin en büyük zeytin bahçesi Vakıf Zeytinliği'nde hasat başladı. Bu yıl Akdeniz'de 50 bin ton, Vakıf Zeytinliği'nde 100 ton rekolte bekleniyor.

ATB'nin 2009 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden kiraladığı 20 bini zeytin, toplam 26 bin ağacın bulunduğu 2630 dönümlük Vakıf Zeytinliği'nde, 2019 yılı zeytin hasat sezonu başladı. ATB öncülüğünde kentin önemli kamu kurum ve kuruluşlarının da ortaklığıyla kurulan Zeytinpark A.Ş. tarafından işletilen Vakıf Zeytinliği'nde, 20 bin ağacın çoğunluğu, gençleştirme ve bakım çalışmaları neticesinde ürün verir hale geldi. Geçen yıl 80 ton civarındaki rekoltenin, geçen haftaki yağmurların da etkisiyle bu yıl 100 tona ulaşması bekleniyor. Zeytin hasadında ise günlüğü 80 TL'ye, genellikle kadınlar çalışıyor. Vakıf Zeytinliği'nde hasat sürecinin 2.5 ay sürmesi bekleniyor.

Reklam
Reklam

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜĞÜ

Zeytinpark Genel Müdürü Vahdet Narin, Türkiye'de en büyük zeytin bahçesinin, Vakıf Zeytinliği olduğunu söyledi. Narin, Antalya'da her yıl 2 bin 600 ton toz ile 610 milyon metreküp havayı emerek temizleyen zeytinliğin, Antalya için son derece önemli olduğunu söyledi. Ağaç yapılarının yenilenmesi ve bakımıyla ilk yıllarda çok düşük olan rekoltenin geçen yıl 80 tona kadar çıktığını belirten Narin, bu yıl ise 100 ton ürün planladıklarını kaydetti.

AKDENİZ'DE ÜRETİM 50 BİN TON

Zeytinpark ile birlikte Akdeniz bölgesinde de zeytin hasadının başladığına işaret eden Vahdet Narin, Akdeniz çanağındaki yıllık zeytin üretiminin 50 bin ton civarında olduğunu, bu yıl verimin genel olarak artmasını beklediklerini söyledi. Vakıf Zeytinliği'nde 20 bini aşkın zeytin ağacının toplam 12 türü bulunduğunu kaydeden Narin, 12 türden belirleyici yoğunluktaki dört türün manzerilla, ayvalık, memecik ve bölgeye özgü tavşan yüreğinden olduğunu açıkladı.

ORTALAMA FİYAT 5 LİRA

Bu yıl sofralık zeytinde fiyatların geçen yıla göre biraz yükseldiğini, ortalama 5 TL düzeyinde olduğunu ifade eden Narin, "Biz genelde topladığımız ürünü ana hatlarıyla pazara sunuyoruz. Birinci derecede satışımız yüksek salamura işleyen fabrikalar, daha küçük oranda yeşil ve ham zeytin satışımız var. Ayrıca kendimiz de işletmede kullanacağımız zeytini işliyoruz. Önemli bir bölümünü de yağ olarak değerlendiriyoruz. Ciddi miktarda yağ üretimi ve satışımız var. Bu sene 10-15 ton arasında yağ elde ederiz. Zeytinyağında ise geçen yılla fiyatlar aynı gibi görünüyor. Daha sezonun başındayız ama en azından 1-2 lira artış olmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Reklam
Reklam

ASIRLIK AĞAÇLAR

Zeytin ağaçlarında genelde yaş ortalamasının yüzler civarında olduğunu belirten Narin, "Asırlık ağaçlar diyebiliriz ama birkaç tane 200-300 yaşlarında ağacımız var. Asıl Manisa'dan buraya aktardığımız biri 800, diğeri 1200 yaşında ağacımız var. Onların hasadı tamamlandı. Az miktarda zeytin elde edildi ve açık artırma satışıyla farkındalık yaratmak istiyoruz. İki ağaçtan 15 kilo civarında zeytin çıktı. 5 bin liradan açık artırmaya çıkarmayı planlıyoruz" dedi.

HASATLA BİRLİKTE ZEYTİN KURMA DA BAŞLADI

Zeytin hasadıyla birlikte ev kadınlarının zeytin kurma işleminin de başladığını dile getiren Narin, "Herkes kendi evinde zeytin kurabilir. Genelde iki yöntem var, çıtlama ve çizme. Aldıkları zeytinleri çizer ya da çıtlatırsa yaklaşık 8-10 kez suları değiştirip, sonrasında damak tatlarına göre kaya veya limon tuzu konularak, bir parça da tatlandırdıklarında 15 gün sonra sofralık nefis zeytin elde edilebilir. Yaklaşık bir aya kadar da siyah zeytin kurulmaya başlar. Siyahın da tuzla kurma yöntemi var. Umarım tüm kente, üreticilere hayırlı olur. Herkes çok daha fazla zeytin ve zeytinyağı tüketir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (1)

--------------

Zeytin bahçesinden görüntü

Zeytinleri toplayan kadınların görüntüsü

Zeytin ağaçlarından görüntü

Toplanan zeytinlerin görüntüsü

Toplanan zeytinlerin boylarına göre ayrılması

RÖP: Vahdet Narin ( Zeytinpark genel müdürü )

Üretilen zeytinler ve yağların satış reyonunda görüntüsü

Detaylar

548 MB -- 04.57 /// HD

(HABER: Mehmet ÇINAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN?ANTALYA , (DHA)

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (2)

-----------------

- Alandan drone görüntüsü

==================

Buca'da megafonlu seyyara suçüstü

İzmir'in Buca ilçesinde anons cihazlarıyla mahallelerde gezen ve gürültü kirliliği yaratan seyyar satıcılara Buca Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından suçüstü yapılarak cezai işlem uygulandı.

Buca Belediyesi Zabıta Müdürlüğü, gürültü kirliliğiyle mücadele kapsamında vatandaşların şikayeti üzerine son zamanlarda sayıları artan gezici seyyar satıcılar için harekete geçti. Zabıta ekipleri, saat ayrımı gözetmeksizin anons cihazlarıyla Buca sokaklarında gürültü kirliliğine neden olan işportacılara müdahale etti. Kontrol rotası çıkaran ekipler, konuyla ilgili devriye ekibi oluşturdu. Çıkarılan rotada özellikle okul, kreş, hastane gibi yerlerin çevresine önem verildi. Genellikle kamyonet ve minibüs tipi araçların içinde kurulan megafon veya ses düzeneğiyle gece gündüz anons yaparak çevreyi rahatsız eden satıcıları yakalamak için ekipler, beş farklı koldan Buca sokaklarında devriye gezdi. Yapılan devriye sırasında hurdacı, manav ve balıkçıların yoğunlukta olduğu seyyar satıcılara suçüstü yapıldı. Mahalle aralarında satışlarını yapan seyyar araçlara müdahale eden ekipler, araçlarda kurulu olan ses sistemlerine el koyarak cezai işlem uyguladı. Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Buca'nın tüm mahallelerinde gürültü kirliliğine engel olabilmek için çalışmaların aralıksız süreceğini vurgulayarak "Bebeğini uyutan, hastası olan ya da huzurla evinde oturmak isteyen insanların haklarını gasp edenlere göz açtırmayacağız" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

- Megafonlu seyyar satıcıların yakalanması

- Aletlerine el konulması

- İşlemlerden genel ve detay görüntüler,

İZMİR,(DHA)

==================

TTK'da bin 500 işçinin tamamı iş başı yapmadan daha fazlası emekli oldu

Genel Maden İşçileri Sendikası Başkanı Hakan Yeşil, Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu’na(TTK) alınan bin 500 işçinin tamamının henüz iş başı yapmadan daha fazlasının kurumdan emekli olduğunu söyledi. Taşkömürü üretiminin artması için işçi alınması konusunda çalışmalarını sürdüreceklerini ifade eden Yeşil , “İşçi alındığında üretimin artacağını herkes görecektir. Bu kurumu ayakta tutmalıyızö dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 Haziran 2018’de Zonguldak’ta düzenlediği mitingde TTK’ya bin 500 yeraltı üretim işçisi alımı sözü verdi. Bin işçi için geçen 2 Mart’ta, 500 işçi için ise Mayıs’ta çekilen kura ile işe girecekler belirlendi. Sağlık ve güvenlik soruşturmaları bitenler 10 Haziran’dan itibaren maden ocaklarında iş başı yapmaya başladı. İşe girmeye hak kazanıp vazgeçenlerin yerine de yedek adaylar çağrıldı. Yedek adayların henüz işe başlamamış olması nedeniyle bin 500 işçinin hepsi şu an iş başı yapmadı. TTK’da 2016’da 908 bin 573 ton, 2017’de 823 bin 42 ton, 2018’de ise 686 bin 142 ton, 2019 Ağustos ayına kadar ise 646 bin 737 ton satılabilir kömür üretildi. TTK’nın 2018 faaliyet raporunda kömür üretimindeki azalışların nedeni olarak işçi noksanlığı gösterildi. 2009-2019 Eylül ayına kadar kurumdan 7 bin 321 işçi emekli oldu. Yeni giren işçilerle birlikte ağustos ayı itibariyle kurumda 7 bin 970 işçi çalışıyor.

YEŞİL: ‘İKİ YILDA BİN 500 İŞÇİDEN FAZLASI EMEKLİ OLDU’

GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, bin 500 işçi alımı sürecinin yavaş ilerlemesinden dolayı geçen iki yılda bin 500 işçiden fazlasının emekli olduğunu söyledi. Yeni işçilerin genç olmasından dolayı üretime verdikleri katkının hemen fark edildiğini ifade eden Yeşil, şöyle dedi:

“Yeni işçi arkadaşlarımız kuruma iş başı yapıyor. Bu taze bir kandır. Yeterli mi değil. TTK’nın bu zor günlerinde bu işçiler ilaç gibi gelmiştir. Uzun zamandır çalışan işçi arkadaşlarımıza da moral oldu. Çünkü uzun zamandır işçi alımı olmadı. Cumhurbaşkanımızın 1500 işçi alınması için emir verdikten sonra işçi alımı biraz gecikti. O günden bugüne işe giren işçi arkadaşlarımızdan daha fazlası emekli oldu. Bu arkadaşlarımız direk olarak üretime katkı sağlamaktadır. Bu arkadaşlarımızın şu anda adaptasyon süreci var. Alıştıktan sonra yüzde yüz üretime katkı vereceklerine inanıyoruz. İş sağlığı ve güvenliği hem kurumun hem bizim en önemli noktamız. Önce insan sağlığı. Onlar bu işi öğrendikten sonra gerekli katkıyı vereceklerdir.ö

‘KURUMU AYAKTA TUTMALIYIZ’

Üretimin artmaya başladığını ve bu ivmeyi yukarı çekebilmek için daha çok işçi alınması gerektiğini anlatan Yeşil, “Ülkemizin taşkömürüne ihtiyacı var. Biz kömürü ülke ekonomisine kazandırmak için çalışıyoruz. Kurum mekanize sistemle kömür üretimini arttırma hedefinde. Bunlarla birlikte, yeni işçi arkadaşlarımızla birlikte TTK’nın zararını minimuma indirmeyi hedefledik. İşçi alındığında üretimin artacağını herkes görecektir. Biz TTK’ya işçi alınması için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu kurumu ayakta tutmalıyız. Burası madencilik anlamında bir okuldur. Geçmişi çok parlak olan bu kurumu ayakta tutmak için gerekli çalışmaları yapıyoruz.ö dedi.

Görüntü Dökümü

-------------

-TTK ocağı önünde bekleyen işçiler

-Hakan Yeşil ile röp.

-Madende çalışan işçiler

-TTK’dan detaylar

Boyut: (463 MB)

Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,(DHA)

==================

Burdur, mermer borsasının merkezi olacak

Burdur Doğaltaş ve Madenciler Derneği (BURDOĞTAŞ) Başkanı Nasuh Ekinci, kentte bu yılın ilk 9 ayında yapılan mermer ürünleri ihracatının bir önceki döneme göre yüzde 1,40'lık artışla 117 milyon 989 bin 260 dolar olduğunu belirterek, "ABD hükümetinin başlattığı dünya ticaret savaşlarından Türkiye de çok ciddi etkilenmekteydi. Bizim sektörümüz bu savaşa rağmen ihracatta artış gösterdi. Bu artış, 'Dünya ticaret savaşları umurumuzda değil' demektir" dedi. Ekinci, kentte mermer borsası kurma çalışmalarının sürdüğünü de belirtti.

BURDOĞTAŞ Başkanı Nasuh Ekinci, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) açıklamalarda bulundu. Kentte mermer borsası kurma çalışmalarının sürdüğünü söyleyen Nasuh Ekinci, bu sayede ürünlerin daha değerinde satılacağını aktardı. Ekinci, "Mermer sektörü ilimizde her geçen gün gelişiyor. Biz artık Türkiye'de mermer sektörünün başkenti olmuş bir vilayetiz. Bütün mermer firmaları Burdur'da ofis açıyor ve Burdur'da bu işin neredeyse borsası oluşmuş vaziyette. Derneğimizin mermer borsasıyla ilgili bir çalışması var. Bu emtiaların artık dünya piyasalarında borsa vasıtasıyla satılmasında öncülük etmek durumundayız" dedi.

Şu an mermer piyasasının Burdur'da belirlendiğini aktaran Ekinci, "Fiyatlar burada oluşuyor. Herkesin kendine göre oluşturduğu bir fiyat var. Satıcıyla müşterinin mutabık kaldığı bir fiyat var. Biz bu emtiayı borsaya çekersek hem üretimi kontrol altına alma, hem ihracattaki fiyat hareketliliklerini ortadan kaldırma, malı daha değerinde satma, üretim ve sürdürülebilir rekabet içinde Burdur ve Burdur mermerini dünyada en uç noktaya kadar satma noktasında ciddi bir organizasyon yapacağız. Bununla ilgili altyapı çalışmalarımız sürüyor. Malını satmak isteyen herhangi bir firma malının miktarı ve sınıfını bildirecek. Müfettişler gidip, o taşı kontrol edip kalite numaraları verecek ve o taşı, borsanın online sistemiyle dünya pazarında satışa sunacağız" diye konuştu.

İHRACAT RAKAMLARI

Nasuh Ekinci, bu yılın ilk 9 ayında mermer ürünleri ihracatının 117 milyon 989 bin 260 dolar olduğunu vurguladı. Nasuh Ekinci, "Bir önceki yıl ihracatımız 116 milyon 361 bin 200 dolardı. Geçen yılın aynı dönemine göre bu yıl yüzde 1,40'lık artış söz konusu. ABD hükümetinin başlattığı dünya ticaret savaşlarından Türkiye de çok ciddi etkilenmekteydi. Bizim sektörümüz bu savaşa rağmen ihracatta artış gösterdi ve bu artış, 'Dünya ticaret savaşları umrumuzda değil, biz işimizi doğru yapıyoruz, doğru adreslere satıyoruz ve doğru insanlara ulaştırıyoruz' demektir" diye konuştu.

'OLDUKÇA MUTLUYUZ'

Ticaret doğru, düzgün, planlı ve sürdürülebilir rekabet içerisinde yapıldığı zaman hedeflere ulaşılabildiğini aktaran Nasuh Ekinci, "Bu açıdan Burdur ilimizin yılın üçüncü çeyreğinde hem toplam ihracatta, hem de mermer ve doğal taş sektöründe rekor kırması camiamızı sevindirdiği gibi, Burdurluları da sevindirdiği inancındayız. Bundan dolayı oldukça mutluyuz" dedi.

'BURDUR POZİTİF DEĞERLER KATIYOR'

Burdur'un 2019 yılı üçüncü çeyreğinde genel ihracatının 143 milyon 246 bin 960 dolar olarak gerçekleştiğini hatırlatan Nasuh Ekinci, şöyle konuştu:

"Geçen yılın aynı dönemine göre genel ihracatımızda da artış var. Ülkemizin büyüme hızına baktığımız zaman Burdur pozitif değerler katıyor. Burdur nüfusuyla üretimi ve ihracatıyla örnek alınacak bir ildir. Bizim ihracatımızın ithalatı karşılama oranı 6 kattır. Düşünün Türkiye'deki 81 vilayetin bu durumda olduğunu düşünürsek, ekonomi olarak dünya ülkeleri içerisinde birinci sıraya oturacağımız kesindir. İhracatımızın artmasını sağlayan, ihracatçılarımıza ve bu ürünleri üreten çalışanlarımızın her birine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Onlar bu teşekkürü çok fazlasıyla hak ediyor."

Görüntü Dökümü

-----------

-İhracat mermerlerin yüklenişi

-Nasuh Ekinci'nin açıklamaları

-Paketlenmiş mermerler

-Detay

Haber-Kamera: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

=====================

Yaylada spor yapıyorlar

Rize'de, sporu, salonların dışına taşıyan bir grup, açık alanda doğayla iç içe spor yapıyor. Spor eğitmeni Salih Navdar ve sporcu grubu, yaylalarda bir araya gelerek doğayla iç içe spor aktivitelerini gerçekleştiriyor.

Spor eğitmeni Salih Navdar, sporcularıyla birlikte kararlaştırdıkları günlerde kentin farklı yerlerine giderek spor aktivitelerini gerçekleştiriyor. Bölgede Fırtına Vadisi, Zil Kale gibi doğa tutkunlarının uğrak alanlarında spor yapan sporcular, yaylaları da tercih ediyor. Çamlıhemşin ilçesindeki Sal yaylasında açık havada 80 kişiyle spor yapan grup, eğlenceli anlar yaşadı. Müzik eşliğinde gerçekleştirilen temel fitness hareketleri ile yumruk ve tekme hareketlerinin de yer aldığı 'Strong by zumba' adı verilen sporda yapan ekip, yaylaları da geziyor.

Salonlarda gerçekleşen sporu açık havaya taşımak ve turistlere tarihi ve turistik yerleri gezdirmek amacıyla böyle bir etkinlik başlattığını anlatan Salih Navdar, “Haftanın 3 günü dersimizi salonda yapıyorduk. Sonra bunu doğaya taşıyarak açık havada spor etkinliği yapmak istedik. Sadece üyelerimiz değil, spor yapmaya zaman bulamayanlar ya da maddi durumdan ötürü salonlara gelemeyenlerinde katılabileceği bir projeyi başlattık. Rize’nin tarihi ve turistik yerlerini hem gezdik hem de buralarda sporumuzu yaptık. Bu etkinliklerimizi de sosyal medya üzerinden duyurmaya başlayınca il dışından da çok teklif gelmeye başladı. Özellikle bölgedeki yaylalara gezi turları ile gelenler ‘hocam işte bizim orada bir programınız var. Bir günüde spor etkinliğine ayırmak istiyoruz. Bize spor yaptırabilir misiniz?’ dediler. Son olarak İstanbul’dan gelen 80 kişilik grupla Sal Yaylası’nda bir etkinlik gerçekleştirdik. Çok güzel olduö dedi.

‘YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR’

Açık alanlarda spora talep olduğunu anlatan Navdar, “Şimdi çok fazla talep alıyoruz. Biz aslında böyle düşünmemiştik. Yoğun talep var. Biz bu yola çıkarken tek amacımız spor yapmak değildi. Spor yapmak istesek giderdik düz bir yerde sporumuzu yapardık. Asıl amaç sporumuzla birlikte bölgemizi tanıtmak, Karadeniz'in güzelliklerini göstermekti. Bizde etkinliklerimizi yaparken en güzel yerleri seçiyoruzö diye konuştu. Strong by zumba’nın her yaş grubuna ve her fizik yapısına uygun bir spor olduğunu belirten Navdar “Etkinliklerimize katılanların daha önce spor deneyimi yoksa daha hafif tempodaki birinci seviye etkinlikleri yapıyoruz. Spor faaliyetinin sonunda katılımcılar nefes alamayacak duruma geliyorlar ama o muhteşem doğanın güzelliklerini görerek temiz havayı içlerine çekerek mutlu bir şekilde ayrılıyorlarö ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü

-------------

-Sal yaylasında spor yapan katılımcılar

-drone detayları

-Salih navdar hocanın çalıştırma görüntüleri

-Zil kale ve kemer köprü yanında spor görüntüleri (ARŞİV)

-Salih Navdar röportaj

Haber-Kamera: Arzu ERBAŞ-Mehmet Can PEÇE RİZE-DHA

==================

‘Ağasar’ modası geleneği yaşatılıyor

Trabzon'un Şalpazarı ilçesinde 'Ağasar' olarak da bilinen ve kadınlarla kız çocuklarının günlük yaşantıları ile bayram ve yayla şenliklerinde giydikleri yöresel motif işlemeli rengârenk elbise kültürü, yüzyıllardır yaşatılıyor. Yöre kadınları "bizim makyajımız bu elbiseler" diyor.

Kent merkezine 75 kilometre uzaklıkta bulunan yaklaşık 12 bin nüfuslu Şalpazarı ilçesinde, 10 ve 11'inci yüzyıllarda Oğuz Türkleri'nin 24 kolundan biri olarak Anadolu'ya gelip yerleşen Çepniler'de kadınlar, o günden bugüne kendilerine özgü yöresel kıyafet 'Ağasar'ı giymeye devam ediyor. Kadınlar ve kız çocukları, gerek günlük yaşantılarında, gerekse yayla şenlikleri başta olmak üzere, düğün, bayram gibi özel gün ve törenlerde giydikleri yöresel motif işlemeli rengârenk elbiselerle kültürlerini yüzyıllardır yaşatıyor. Özgün renk ve tasarımları ile dikkat çeken elbiseler, son yıllarda bölgede moda haline geldi. Yörede kadınlar ve kız çocukları 13 parçadan oluşan 'Ağasar' kıyafetler diktiriyorlar. Terziler siparişlere göre renk ve boyutları ile özel tasarımlar hazırlıyor.

‘MAKYAJIMIZ BU KIYAFETLER’

Makyaj yapmadıklarını ve sadece kıyafetleri ile süslendiklerini söyleyen Hafif Atalar, “Bu kıyafetler bizim geleneğimiz. Bu kıyafetleri değişik renk ve desenlerde özel diktiriyoruz. Sadece bizim ilçemizde dikiliyor. Bizim ojemiz, rujumuz, makyajımız bu kıyafetler. Biz makyajımızı kıyafetimize sunduk. Renkleri, çiçekleri ve desenleri ile farklılık oluşturuyoruz. Biz bütün özenimizi elbiselerimize verdik. Bu kıyafetten dolaplar dolusu var. Kızımında var" dedi.

‘BİZ BU KIYAFETLERDEN VAZGEÇEMEYİZ’

Tarlaya giderken bile bu kıyafetlerden giyindiklerini anlatan Meryem Atalar ise “Biz atadan, dededen böyle gördük. Bu kıyafetlerden vazgeçemeyiz. Her yerde bu kıyafeti giyiniyoruz. Tarlaya bile bu kıyafetlerimizle giriyoruz. 13 parça bu kıyafet ama biz giyinirken hiç sıkıntı çekmiyoruz, hemen giyiniyoruz. Düğünlere özel yelere giderken hazırlanmamız hiç zaman almıyor’’ diye konuştu.

‘EL EMEĞİ BU KIYAFETLER’

Kıyafetlerin el emeği olduğunu belirten Ayşe Yamaç da “Genellikle bu kıyafeti giyiniyoruz. Bayramlarda, özel günlerde, şenliklerde ve düğünlerde giyindiğimiz kıyafet budur. Çocukluğumuzdan beri aynı kıyafetleri giyiniyoruz. Bu bizim geleneğimiz. Dolabımızda çok fazla bu yöresel kıyafetimizden var. Belli başlı motiflerle işleniyor. El emeği bu kıyafetler. Çocuklarımıza, torunlarımıza bunlardan alıyoruz. Pullu olanları genç kızlar genelde tercih ediyorlar’’ ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü

--------------

-Ağasar kıyafeti giyen kadınların incelemeleri

-Ağasar kıyafetlerinin dikiminden detay

-Ağasar kıyafeti giyen kadınlardan detaylar

-Ağasar kıyafete giyen kadınların horon oynama görüntüleri

-Muhabir anonsu (Aleyna Keskin)

-Röportajlar

-Yayla şenliğinde Ağasar kıyafetli kadınların horon oynaması ve detayları (ARŞİV)

Haber: Selçuk BAŞAR - Kamera: Aleyna KESKİN/TRABZON,(DHA)

==================