1)DİYARBAKIR'DA ADLİYE ÇIKIŞI ÇATIŞMA: 1 ÖLÜ, 1 YARALI
DİYARBAKIR'da, Adliye'de görülmekte olan boşanma davasından çıkan 2 aile arasında çıkan silahlı kavgada, 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Diyarbakır Aile Mahkemesi'ne boşanma davası için ifade vermek üzere olan 2 aile arasında Adliye çıkışında silahlı çatışma yaşandı. İsimleri öğrenilemen bir çift, mahkemeye ifade vermelerinin ardından adliyeden ayrıldı. Bu sırada adliye önünde her iki ailenin yakınların bekleyişleri sürerken, kadının babası, damadının kardeşlerinin adliyeden çıktığını gördükten sonra aracıyla Adliye karşısındaki otoparktan çıkıp, aracın içinde damadının kardeşlerine ateş açması üzerine çatışma yaşandı. Çatışmada, damadın kardeşi oluduğu öğrenilen kişi ile bilikte 2 yaralandı. Olayın yaşanması üzerine bölgeye çok sayıda polis özel haraket ekipleri de sevk edilerek, yoğun güvenlik önlemleri alındı. Aracıyla ateş açan kişinin kısa sürede polis ekipleri tarafından yakalandı. Çatışmada yaralananlar, Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak, tedavi altına alındı.
OLAY GÜVENLİK KAMERASINA YANSIDI
Öte yandan, taraflar arasındaki çatışma anı otoparkın güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, aracıyla garajdan çıkın kişi, kısa bir süre sonra ateş açıp, damadın kardeşini yaralıyor. Yaralanan kişi olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılırken, saldırganın polisler tarafından gözaltına alındığı görülüyor.
Görüntü Dökümü:
---------------------
-Güvenlik kamerasından görüntü
-Aracın garajdan çıkışı
-Damadın kardeşinin vurulma anı
-Saldırganın gözaltına alınması
-Yaralanını ambulansa alınması
-Güvenlik önlemleri
-Saldırının yapıldığı araçtan görüntü
-Olay yeri inceleme ekiperinin çalışmaları
-Polis özel harekat ekiplerinini önlemleri
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, (DHA)
=============================================
2)BURSA ADLİYESİNDE MÜBAŞİRE SALDIRI
Bursa Adliyesinde duruşma saatini bekleyen Muhammet Raşit P. (20), kendisini bir an önce duruşmaya almasını isteyen babasıyla konuşan mübaşir Bedir Yıldız'a (42) kafa attı. Mübaşir hasataneye kaldırılırken, saldırgan genç kaçtı. Olay, Bursa Adliyesi’nde sabah saatlerinde meydana geldi. Daha önce Gürsu PTT’sinde sıra beklerken vatandaşın birine saldırısından ötürü hakaret suçundan 26'ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde davası bulunan Muhammet Raşit P., babasıyla birlikte 10.30’daki duruşmasını bekledi. Duruşmanın gecikmesi üzerine gencin babası Mahmut P. (48), mübaşir Bedir Yıldız ile konuştu. Baba Mahmut P., mübaşir Bedir Yıldız’a çocuğunun psikolojik sorunları olduğunu ve dava için kendilerini bir an önce almalarını söyledi. Konuşma esnasında hareketlenen Muhammet Raşit P. ise, birden aralarına girerek mübaşire kafayla saldırıda bulundu. İhbar üzerine olay yerinesevk edilen sağlık ekibi trafından ilk müdahalesi yapılan mübaşir Bedir Yılmaz, Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırılark tedaviye alındı. Saldırıyı gerçekleştiren Muhammet Raşit P. ise olay yerinden kaçarak izini kaybettirdi.Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü dökümü;
--------------------------
-Mübaşirin adliyeden çıkışı
-Adliyeden detaylar
Boyut: 97 MB, Süre: 52 saniye
Haber-Kamera: Halil ÖZÇOBAN/BURSA,(DHA)
=================================================
(HABERİ YENİDEN)
12 KASIM'IN YIL DÖNÜMÜNDE ACILAR TAZELİĞİNİ KORUYOR
DÜZCE'nin Kaynaşlı ilçesi merkezli 12 Kasım 1999'da meydana gelen binlerce ev ve iş yerinin yıkıldığı depremin üzerinden geçen 19 yılda Düzce ve Bolu şehirleşme açısından depremin izlerini silerken, depremde yakınlarını kaybedenlerin acıları ilk günkü tazeliğini koruyor. Düzce ve Bolu 12 Kasım 1999'da saat 18.57'de 30 saniye süre süren 7.2 büyüklüğündeki depremle yıkımı yaşadı. Geçen 19 yılda her iki kentte de depremin ardından yaşanan gelişim ve değişim gözle görülür seviyelere ulaştı, yıkımın izleri silindi. Merkez üssü Kocaeli Gölcük olan 17 Ağustos 1999 depremiyle sarsılan, ardından 3 aydan az süre sonra 12 Kasım 1999 depremiyle de tam anlamıyla yıkımı yaşayan Düzce ve Bolu uygulanan teşvik yasasıyla ekonomisini düzeltirken, binalara getirilen kat sınırı ve yapım sonrası denetlemeyle güvenli yapılar inşaa etmeyi başardı. Alt yapı konusunda da gelişim gösteren her 2 ilde de 19 yıl boyunca çeşitli faaliyetlerle deprem bilinci vatandaşa aktarıldı.
DEPREME DAYANIKLI KALICI KONUTLAR İNŞA EDİLDİ
Depremde en ağır yıkımı yaşayan Düzce'de 710 kişi ölmüş, 2 bin 679 kişi yaralanmıştı. 23 bin konut yıkılırken, 16 bin 474 konut orta, 22 bin 503 konut ise az hasar görmüştü. Kentte 3 bin 837 iş yeri yıkılırken, 2 bin 573 iş yeri orta hasar, 1606 iş yeri ise az hasar almıştı. Depremden Düzce'ye göre daha az etkilenen Bolu'da ise 48 kişi ölürken, 354 kişi de yaralanmıştı. 2 bin 532 konut yıkılırken, 5 bin 736 konut orta hasar, 14 bin 13 konut ise az hasar görmüştü. Kentte 218 iş yeri yıkılmış, 828 iş yeri ise az hasar almıştı. Depremin ardından dönemin Bayındırlık Bakanlığı tarafından Düzce ve Bolu'da depremde evleri yıkılanlar için Kalıcı Konutlar ismi verilen konutlar inşaa edilmişti. Orta ve az hasar gören yapılar her 2 ilde de gerekli güçlendirme çalışmalarının ardından kullanılmaya devam ediyor.
'BEN DEPREMDEN ÖNCE KENDİ YAPTIĞIM BİNADA OTURMUYORUM'
Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz depremde hasar gördükten sonra güçlendirme çalışması ile yeniden kullanılır hale gelen yapıların güvenli olmadığını ifade ederek şöyle dedi:
"Deprem konusunda önemli olan binalarımızı sağlam yapıp ölüm oranlarını azaltmak ve yok etmek. Bu konuda depremden sonra ben belediye başkanı olduğumda mevcut bina stokumuzun yüzde 75'i problemliydi, depreme dayanıksızdı. Bunun üzerine bir şehircilik çalışması başlattık. Şehirde bir değişim, dönüşüm sağlandı. Geniş yollar açarak oralarda imar ile ilgili uygulamaları yaptık ve bina yapısının süratli bir şekilde yenileşmesini sağladık. Şu an belediye başkanlığımızda 15'inci yılımızdayız. İlk başladığımızda yüzde 75'i sağlıksızken bu yüzde 25'e indi. Yani geçmişte kalan binalar azaldı. Yeni binalar yapıldı ve yeni binaların tamamı da artık depreme dayanıklı binalar. Bu binaların kontrolleri de çok sağlıklı şekilde yapıldı. Ben böyle bir dönüşümü dünyada ilk defa Bolu'nun sağladığına inanırım. Yani devlet özel imkanlarla, kentsel dönüşümle sağlamaya çalıştığı yapıyı biz şehircilik ve imar çalışmasıyla dönüşüm sağladık. Deprem öncesinden kalan yapıları da süratli bir şekilde dönüşüme uğratmamız gerekiyor. Ben depremden önce kendi yaptığım binada oturmuyorum. Yeni daire satın aldım orada oturuyorum. Dolayısıyla depremden önceki binaların tamamının kontrolünü yaptırın ve güvenmeyin. Ben belediye başkanı olarak kendim bu ifadeleri sürekli kullanıyorum."
'DÜZGÜN YAPMAYANIN BİNASINI YIKIYORUZ'
Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay, binaların güvenliği konusuna çok önem verdiğini belirterek, "Vatandaşlarımız güvenli bir şekilde binalarında kalsın diye çalışıyoruz. Bu konuda da mühendis ve mimarlarımızla binalarımızın statiklerini inceliyoruz. Bu konuda da başarılıyız iddialıyız. Devletimizin almış olduğu kararlar da bu konuda, biliyorsunuz. Hem belediyemiz denetliyor. Hem yapı denetim denetliyor. Düzgün yapmayanın binasını yıkıyoruz, kabul etmiyoruz. Dolayısıyla bundan sonraki olabilecek depremlere Düzce hazır diyorum. Şehir içerisinde ağır hasarlı bina kalmadı gibi bir şey. Hepsini yıktık ve yeni binalar yapıyoruz." diye konuştu.
ÇOK KATLI YAPIYA İZİN YOK
Düzce Valisi Zülkif Dağlı ise, çok katlı yapılara müsaade etmeyerek daha güvenli konutların inşasını desteklediklerini belirterek, "Depremin üzerinden 19 yıl geçti. Depremde çok büyük bir acı yaşadık. 980 vatandaşımızı kaybettik. Konutlarımızın yüzde 82'si, iş yerlerimizin yüzde 87'si yerle bir olmuştu. Şu anda Allah'a şükür depremin yaraları sarıldı. Prefabriklerimiz tamamen ortadan kalktı. Buralar hep prefabrikti. Biz çok katlı yapıları tekrar yapmıyoruz. Burada 10 katlı, 9 katlı binalar vardı. Onların şu anda hiçbiri yok. Bunlara müsaade edilmedi, edilmemesi de lazım. Bizim en temel kriterimiz çok katlı yapıların olmaması" dedi.
DEPREMİN İZLERİ SİLİNSE DE YAKINLARINI KAYBEDENLERİN ACILARI HALA TAZE
Düzce ve Bolu'da depremin ardından yaşanan gelişim ile depremin yarattığı yıkımın izleri silinse de, yakınlarını kaybedenlerin acısı, üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen ilk günkü gibi taze. Depremin merkez üssü olan Kaynaşlı ilçesinde kurulan deprem şehitliği ve anıt mezara gelenler, kaybettikleri yakınlarını ziyaret ediyor. Depremde annesinin de aralarında bulunduğu 7 akrabasını yitiren Nurten Levent, "Annem, kardeşim ve yeğenlerimi kaybettik. Bizim sülalemizden 7 kişi bu mezarlıkta. O akşam kızım da oradaydı. Kızım da göçük altında kalmıştı. Kolunu kesme ihtimalleri oldu. Çok şükür kurtuldu. O günü hiç unutmuyoruz. Her şeyi hatırlıyoruz. O gün unutulmaz. Çünkü annemi kaybettik. Hep aklımızda. Her gece, her gün aklımızda. Hiç unutulmuyor. Yıllar geçmesine rağmen her şeyi hatırlıyoruz." dedi.
2 KIZIYLA 30 SAAT BOYUNCA GÖÇÜK ALTINDA YAŞAM MÜCADELESİ
Mehmet Aykut da, 2 kızıyla 30 saat göçük altında kaldıktan sonra kurtarıldığını belirterek, "Çocuklarımla beraber 30 saat boyunca enkaz altında kaldık. Enkazdan çıktık. Hastanede kaldık 1,5- 2 ay boyunca. İnşallah Allah bu felaketleri insanlarımıza yaşatmasın bir daha. 19 yıl geçti. 19 yılın ardından gereken dersleri aldığımızı söyleyemem. 30 saatlik süre içerisinde 2 çocuğum yanımdaydı. O süreçte yaşanan acılar kelimelerle ifade edilemez. Eviniz gitmiş, eşyalarınız gitmiş. Her şeyiniz bitmiş. Yeni bir hayata başlayacaksınız. O süreç çok zorlu. O süreçte bunun maddi manevi yaralarının sarılmasının yanı sıra insanların rehabilite edilip hayata hazırlanması gerekirdi. Bu süreçte bunlara gerekli önem verilmedi. Deprem kolay kolay atlatılacak bir şey değil" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------
(Sırasıyla)
-Bolu'nun drone ile havadan görüntüleri
-Bolu'daki 12 Kasım Deprem Anıtı'nın görüntüsü
-Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ile röportaj
-Düzce'nin drone ile havadan görüntüleri
-Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay ile röportaj
-Düzce Valisi Zülkif Dağlı ile röportaj
-Düzce'den sokak görüntüleri
-Depremi yaşayan Nurullah Çelebi isimli vatandaşla röportaj
-DHA muhabiri Murat Küçük'ün Kaynaşlı Deprem Şehitliği'nden anonsu
-Deprem şehitliğinden görüntüler
-Depremde yakınlarını kaybeden Nurten Levent ile röportaj
-2 kızıyla birlikte 30 saat boyunca enkazda kalan Mehmet Aykut ile röportaj
-Depremde evleri yıkılanlar için yapılan Kalıcı Konutlar'dan görüntüler
-Murat Küçük anons
Süre: 08.32-Boyut: 955 MB
Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK-Tezcan SOLMAZ/DÜZCE-BOLU,(DHA)
=================================================
4)ATIK KAĞIT TOPLAYICISINI KURTARMAK İÇİN SEFERBER OLDULAR
ADANA'da boş araziye kamyondan dökülen narenciye posasının altında kalan atık kağıt toplayıcısı Halil Yeloğlu'nu(15) kurtarmak için cankur ekipleri ile vatandaşlar seferber oldu. Yaralı olarak kurtarılan Halil Yeloğlu, hastaneye kaldırıldı. Olay, saat 10.30 sıralarında merkez Yüreğir ilçesine bağlı Akdeniz Mahallesi'nde meydana geldi. Bir meyve suyu fabrikasından çıkan narenciye ürünlerinin posasının yüklü olduğu 01 DUP 64 plakalı kamyon, yükünü boş bir araziye dökmek istedi. Bu sırada gelen ve posaların içindeki plastik meyve kasalarını almak isteyen atık kağıt toplayıcısı Halil Yeloğlu, aniden yükünü boşaltan kamyondan dökülen posaların altında kaldı. Kamyon sürücüsü Selahattin Muhacir'in ihbarı üzerine bölgeye kurtarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Olay yerine ulaşan kurtarma ekiplerine destek veren vatandaşlar, narenciye posasının altında kalan Halil Yeloğlu'nu kurtarmak için büyük çaba sarfetti. Daha sonra ulaşılan çocuk, ambulansla Adana Şehir Hastanesi'ne kaldırıldı. İfadesine başvurulmak üzere karakola götürülen kamyon sürücüsü Selahattin Muhacir, "Ben yükümü boşaltacağım sırada kamyonun yanına yaklaşınca uzak durması için uyardım. Yükü boşalttıktan sonra onu çevrede göremeyince polisi arayıp yardım istedim. Neyseki yaşıyor" dedi. Hastaneye götürülen Halil Yeloğlu'nun tedaviye alındığı öğrenildi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
- Portakalların altında kalan çocuğun kurtarılması çalışması
- Kamyon şoförünün konuşması
- İtfaiye erleri ve sağlık ekibinin çalışması
- Çocuğun çıkarılması
- Sedyeye alınması
- Ambulansa taşınması
- Kamyon şoförünün polis aracına bindirilmesi
- Çocuğun yakınlarının görüntüsü
- Kamyonunun görüntüsü
- İtfaiye ve ambulansın görüntüsü
SÜRE: 03'42" BOYUT:410 MB
Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera:Can ÇELİK/ADANA,(DHA)
======================================================
5)TRAFİK KAZASINDA AĞIR YARALANAN VE YERDE YATAN KADINI, CEP TELEFONU IŞIĞIYLA KONTROL ETTİLER
MARDİN'in Nusaybin ilçesinde, bir akrabasının düğününe giderken, traktörün çarpması sonucu ağır yaralanan 70 yaşındaki Halime Akdeniz, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Kaza yerine gelen sağlık ekiplerinin, karanlık nedeniyle cep telefonu ile kadının göz bebeklerini kontrol ettiği görüldü. Nusaybin ilçesi İpek Yolu üzerinde, dün akşam saatlerinde bir akrabasının düğününe gitmeye çalışan Halime Akdeniz, arkasına tarım aleti bağlı olan ve sürücüsü ile plakası belirlenemeyen bir traktör çarptı. Çevrediklerin haber vermesi üzerine kaza bölgesine gelen sağlık ekiplerinin, karanlık nedeniyle cep telefonun ışığı ile kadının göz bebeklerini kontrol ettiği görüldü. Kaza yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından yaşlı kadın, Nusaybin Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada acil servisi yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Akdeniz, doktorların çabasına rağmen kurtarılamadı.
Yaşlı kadın Halime Akdeniz'in cesedi yapılan otopsinin ardından bugün sabah saatlerinde, yakınları tarafından gözyaşları arasında toprağa verilirken, çarpma sonucu kayıplara karışan traktör sürücüsünün yakalanması için çalışma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Sağlık ekiplerinin yerde yatan yaralı kadına müdahalesi
-Sağlık görevlisinin cep telefonu ışığı ile kadının göz bebeklerini kontrol etmesi
-Genel ve detay görüntüler
6)HOBİ AMAÇLI BAŞLADI, ŞİMDİ 4 MİLYON SOLUCANLA GÜBRE ÜRETİYOR
AKSARAY'ın Ağaçören ilçesinde yaşayan Gülistan Yıldırım (28), beynindeki tümörden kurtulmak için Aşık Veysel'in 'Kara Toprak' şiirinden etkilenip, 1,5 yıl önce hobi bahçesi kurdu. Yıldırım, bahçenin 20 metrekarelik alanında 10 bin liraya 140 bin solucanla gübre üretmeye başladı. Girişimcilik sertifikası da alan Yıldırım, eşinin desteğiyle şu an 120 metrekarelik alanda 4 milyon solucanla gübre üretiyor. Ağaçören'de oturan, 3 çocuk annesi Gülistan Yıldırım, beynindeki tümör nedeniyle görmede zorluk çekmeye başladı. Aşık Veysel'in 'Kara Toprak' şiirinden etkilenen Yıldırım, hastalığını düşünmemek için evlerinin yakınında satın aldıkları arsaya hobi bahçesi yapmaya karar verdi. Yıldırım, hobi bahçesinin 20 metrekarelik alanında ise 10 bin liraya satın aldığı 140 bin solucanla gübre üretmeye başladı. Yıldırım, bu sırada Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi'nce (KOSGEB) düzenlenen girişimcilik kursularına katıldı. Kurs kapsamında Türkiye genelinde açılan proje yarışmasında 'solucan gübresi' projesiyle Aksaray birincisi seçilen Yıldırım, 3 bin liralık para ödülünü kazandı. Gülistan Yıldırım, inşaat işçisi eşi Ramazan Yıldırım (31) ile 120 metrekarelik alanda 4 milyon solucanla gübre üretiyor.
HOBİSİ, İŞE DÖNÜŞTÜ
Gülistan Yıldırım, bu işe 1,5 yıl önce hobi amaçlı başladığını belirterek, "Beynimde tümör vardı. Artık bu tümör, gözlerimi körlüğe kadar ilerledi. Ben toprakla bütünleşmek istedim. Aşık Veysel'in 'İnsanı bir tek toprak zapt eder' sözlerinden etkilenip, ben de toprağa kavuşmak istedim. Toprağa dokunurken küçük bahçe yaptım. Bahçemde hobi olarak solucandan gübre üretmeye başladım. Solucanların beslenmesinden komşularımdan da destek aldım. Çay posaları, evsel atıklar hepsini solucanlara yediriyoruz. Bir nevi geri dönüşüm projesi oldu" dedi.
4 milyon solucanla ürettiği gübre sayesinde ayda yaklaşık 3 bin lira gelir elde ettiğini anlatan Yıldırım, "Hobi amaçlı başladım; ama artık ekmek kapım oldu. Hastalığımda atlattım. Solucan gübresini her kadında rahatlıkla üretebilir. Ağaçören’de birçok ahır boş duruyor. Onlara her türlü konuda destek olurum. 15- 20 kadın girişimciyle kuracağı kooperatifle Ağaçören ilçesinde daha kapsamlı ve büyük solunca gübresi üretme tesisi kurmayı hedefliyorum" diye konuştu.
'EŞİM, BENİM HARÇLIĞIMI DA ÇIKARIYOR'
Ramazan Yıldırım da yaz aylarında inşaatlarda çalıştığını, kış aylarında da eşi Gülistan'a yardım ettiğini belirtti. Ramazan Yıldırım, eşinin kendi harçlığını çıkarıp, hastalığını düşünmemesi ve bir şeylerle uğraşması için başlattıkları gübre üretim işini artık ticaret boyutuna getirdiklerini kaydetti. Yıldırım, "Ben solucan gübresi üretmeye başlarken eşim harçlığını çıkarsın, demiştim. Şimdi sağ olsun benim harçlığımı da çıkarıyor. Daha önce 10 bin liraya 140 bin solucan almıştık. Şimdi yeri büyültüp, solucan sayısını artırdık. Yaklaşık 60 bin lira yatırım yaptık. İlk başlarda ekonomik olarak güçlükler çektik; ama neredeyse yaptığımız yatırımı amorti etmeye başladı. Ben inşaat işçisiyim, kış aylarında çalışmıyorum. Eşime yardım ediyorum. Karı- koca yapılacak bir iş. Şu an gübreye talep fazla ve yetiştiremiyoruz. En çok sevindiğim konu da kendi çocuklarıma burası sayesinde organik ürün yetiştirip, yediriyorum" dedi.
7)ÇUKURCA’DA YETİŞTİRİLEN TRABZON HURMASININ HASADINA BAŞLANDI
HAKKARİ'nin Çukurca ilçesinde yaşayan Şaban Taş, ilçede ilk kez yetiştirdiği Trabzon hurması olarak da adlandırılan cennet hurmasının hasadına başladı. Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Temel Ayca, Çukurca'nın mikro klima özelliği taşıyan bir ilçe olduğunu, o nedenle tüm meyve ve sebzelerin rahatlıkla yetişebildiğini söyledi.
Irak sınırındaki Çukurca ilçesine bağlı Köprülü Köyü'nde yaşayan Şaban Taş, 4 yıl önce Tarım destekli proje kapsamında, evinin bahçesinde Trabzon hurması yetiştirmeye başladı. Trabzon hurması olarak da bilinen cennet hurmasını ilk kez yetiştiren Taş, eskiden beri tropik meyvelerle ilgilendiğini söyledi. Köye gelen Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Temel Ayca, İlçe Emniyet Müdürü Oktay Kapsız, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Bilgehan Özkuzanoğlu, bahçede hurma hasadı yapan ailenin çalışmalarını izleyip, sohbet etti.
ÇUKURCA, MİKRO KLİMA ÖZELLİ TAŞIYOR
Kaymakam Ayca, Çukurca'nın mikro klima özelliği gösteren bir ilçe olduğunu belirterek," Adı gibi çukurda kaldığı için her türlü meyvenin, sebzenin yetiştiği bir yer. Narı, inciri, üzümü, dutuyla meşhur olan bir ilçemiz. Bu tarz meyveler burada çok rahat bir şekilde yetişiyor. Şaban Bey de 4 yıl önce İl Tarım Müdürlüğü'nün projeleri kapsamında, bu bahçeyi kurdu. Biz de gelip görmek istedik. Ben kendisini bu girişiminden dolayı tebrik ediyorum ve bu tarz meyve bahçelerin Çukurca’da artmasını temenni ediyorum. İlçemiz iklim itibariyle müsait olduğu için, bu tarz projelerde uygun bir yer. Çiftçilerimiz bu konuda bize gelebilirler. Çünkü, devletimizin bu konularda destekleri oluyor. Bu destekleri alıp, bu tarz girişimlerde bulunabilirler"dedi.
TARIM DESTEKLİ PROJE
Bahçesine Trabzon hurması yetiştiren Şaban Taş ise, tarım destekli projeler kapsamında, evinin önündeki bahçede Trabzon hurması yetiştirdiğini ifade ederek," Bu yıl hasadına başladık. İyi verim veriyor. İnşallah 5'inci yılında da iyi verim alacağız.Bu hurmanın hasadı 15 Ekim ile 15 Kasım arası yapılıyor. Bu konuda bana destek veren Çukurca ilçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkililerine teşekkür ediyorum"diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
---------------------------------
-Hurma bahçesiden genel görüntü
-Hurmaları dalda koparan yöresel kıyafetli kadınlar
-Detaylar
-Çukurca Kaymakamı Temel Aycan'ın hasadı yerinde izleyip, kadınlarla sohbet etmesi
-Kaymakam Ayca ile röportaj
-Genel ve detaylar
BOYUT:398 MB
SÜRE:3 DK 33 SN
Serdar KARA/ÇUKURCA,(Hakkari)-(DHA)-