DHA YURT BÜLTENİ-8

1)ŞIRNAK'TA ASKERLERİ TAŞIYAN MİDİBÜS DEVRİLDİ: 1 ŞEHİT, 20 YARALI   Şırnak'ta askerleri taşıyan zırhlı midibüsün devrilmesi sonucu 1 asker şehit oldu, 20 asker de yaralandı. Kaza, bugün sabah saatlerinde Cizre- Şırnak karayolu Botaş mevkiinde meydana geldi.

1)ŞIRNAK'TA ASKERLERİ TAŞIYAN MİDİBÜS DEVRİLDİ: 1 ŞEHİT, 20 YARALI

Şırnak'ta askerleri taşıyan zırhlı midibüsün devrilmesi sonucu 1 asker şehit oldu, 20 asker de yaralandı. Kaza, bugün sabah saatlerinde Cizre- Şırnak karayolu Botaş mevkiinde meydana geldi. Silopi ilçesindeki Şehit Ercüment Türkmen Kışlası'nda görevli askerleri Cizre ilçesindeki Şerafettin Elçi Havalimanı'na götüren zırhlı midibüs, kontrolden çıkıp devrildi. Kazada 1 asker şehit oldu, 20 asker de yaralandı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda ambulans sevk edildi. İlk müdahaleleri olay yerinde yapılan yaralılar, ambulanslarla Silopi ve Cizre'deki hastanelere kaldırıldı.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-----------
- Hastaneden görüntü
- Askeri aracın midibüsü çekmesi
- Hasar gören midibüs
- Genel ve detaylar görüntüler

Haber-Kamera: Sekvan KÜDEN-Mehmet Selim YALÇIN/ŞIRNAK,(DHA)

=================================

2)BAKAN ERSOY: TÜRKİYE ADINA DÜŞÜNMEMİZ GEREKİYOR

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turizmin 'stratejik sektör' olarak kabul edilmesinin ardından Türkiye'nin geleceğinin turizmle yapılması gerektiği kanaati oluştuğunu belirterek, "Bireysel düşünmeyi bırakacağımız bir döneme girmemiz lazım artık. Türkiye adına düşünmemiz gerekiyor" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, Antalya'nın Kemer ilçesindeki otelde turizmcilerle bir araya geldi. Toplantıya Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, Kemer Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (KETOB) Başkanı Şener Gürler ve turizmciler de katıldı. Sektör temsilcileriyle görüşen, sorunları dinleyen Bakan Ersoy, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle 5 yıllık yeni dönemde, turizm sektörünün Türkiye tarihinde ilk defa 'stratejik sektör' ilan edildiğini belirtti. Yatırımcı birine bakanlıktan görev verilmesinin önemine değinen Ersoy, bu durumun Türk turizmi ve turizmcisi olarak miladi dönem olduğunu ve çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Turizmin 'stratejik sektör' olarak kabul edilmesinin ardından hem kabinede hem yönetimde turizmle ilgili fikir birliği, ortak anlayış oluştuğunu kaydeden Bakan Ersoy, "Türkiye'nin geleceğinin turizmle yapılması gerektiği kanaati oluştu. Bütün bu unsurlar ilk kez gerçekleşiyor. Türkiye'de ilk kez böyle ortam yaratılmış oluyor. Biz bütün turizmciler olarak bu olayı fırsata dönüştürmemiz gerekiyor. Hem turizm hem genel sektör açısından fırsat olarak kullanmamız gerekiyor. O yüzden bireysel düşünmeyi bırakacağımız bir döneme girmemiz lazım artık. Genel, Türkiye adına düşünmemiz gerekiyor. Bu bağlamda geliştireceğimiz politikalarla sizin gelirleriniz yatırım olanaklarınız çok hızlı şekilde artacak" diye konuştu.

Reklam
Reklam

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
- Toplantıdan detay

- Bakan Ersoy’un konuşması

HABER: Tolga YILDIRIM- Levent YENİGÜN- KAMERA: ANTALYA, (DHA)

===================================================

3)80 SANTİMETRE BOYUNDAKİ MEVLÜDE'NİN BAŞARISI

Van'ın Erciş ilçesinde 80 santimetre boyundaki üniversite öğrencisi Mevlüde Gücer (26), kısa sürede büyük işler başardı. Bir şiir kitabı olan ve büyük bir özveriyle ikincisini hazırlayan Gücer, düzenlenen bir ses yarışmasında da ikinci olmayı başardı.
Merkez İpekyolu ilçesi Bostaniçi Mahallesi'nde yaşayan 80 santim boyunda, 26 kilo ağırlığındaki Mevlüde Gücer, 3 yıl önce üniversite sınavını kazandı. Ailesinin 'alay ederler' endişelerine karşın Gücer, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin Erciş ilçesi'ndeki İşletme Fakültesi'ne kaydını yaptırdı. Derslerindeki başarısıya örnek bir öğrenci olan 3'üncü sınıf öğrencisi Gücer, sahip olduğu azmini, sosyal yaşamına yansıtmayı da başardı. Sesinin güzelliği ile tanınan Gücer, bir taraftan da duygularını yazdığı şiirlerleriyle anlattı. Van Gölü kıyısında yalnız gezmeyi ve burada zaman geçirmeyi seven Gücer, ilk şiir kitabını tamamlayarak bastırdı. Gücer, bugünlerde ise ikinci şiir kitabını tamamlamaya çalışıyor.

Reklam
Reklam

'ŞİİR YAZMAYI VE ŞARKI SÖYLEMEYİ ÇOK SEVİYORUM'
Gücer'in başarılı olduğu bir diğer konu da müzik. Bir süre önce düzenlenen okullar arası ses yarışmasında birinci olmayı başaran Gücer, bu alanda da sesini duyurmayı amaçlıyor. Arkadaşlarına zaman zaman mini konserler veren Gücer, mücadele azmini hiçbir zaman elden bırakmadığını söyledi. Şiir yazmayı, şarkı söylemeyi çok sevdiğini anlatan Gücer, "Sahneye ilk çıktığımda beni çok üzen bir olayla karşılaşmıştım. Bazı kişiler yuhalamıştı. 'Bu mu şarkı söyleyecek?' diyerek dalga geçmişlerdi. Ama ben şarkıyı bitirdiğimde yuhalayanlar bu kez ayakta alkışladılar. Hiçbir zaman kendimi yalnızlığa itmedim. Çok çabalıyorum ve çabamı sürdürmeye de kararlıyım. Özellikle de hiçbir şey yapmadan oturan kadınların biraz da daha çaba göstermelerini istiyorum" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
-80 sahtim boyundaki Mevlüde Güver'in şiir okuması
-Şarkı söylemesi
-Mevlüde Gücer ile röportaj
-Detaylar

Barbaros KUL/ERCİŞ (Van), (DHA)-

4)TÜRK MOTİFLERİ DERİYE İŞLENİYOR

Reklam
Reklam

Yozgat Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan deri işleme kursuna katılan kadınlar, ürettikleri deri çanta ve cüzdan gibi ürünlere Selçuklu ve Osmanlı motifleri işliyor.
Yozgat'ta Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açılan deri işlemeciliği kursunda, tabakalar halinde gelen deriler, yapılacak ürünlerin şekli ve boyutlarına göre kesilip, motifler işlenerek boyanıyor. Dikme işlemleri tamamlanan deri ürünleri birer sanat eserine dönüştürülüyor. Kurslara katılan 15 kadın kursiyer deri işleme sanatını öğrendikten sonra, kemer, cüzdan ve işlemeli telefon kılıfları yaparak aile bütçelerine de katkı sağlıyor.
'Deri İşlemeciliği Kursu' usta öğreticisi Nalan Tokatlıoğlu, açılan kursa 15 kursiyerin katıldığını belirterek, çanta, cüzdan, kemer, telefon kılıfı, anahtarlık, ajanda kılıfı gibi hammaddesi deri olan her türlü ürünü el emeği ile ürettiklerini söyledi. Tokatlıoğlu, "Kursiyerlerimiz burada hem meslek öğrenirken hem de yaptıklarını satarak ev ekonomisine katkı sağlıyor. Ayrıca kurumlardan gelen siparişlerden de Halk Eğitim Merkezi döner sermayesinden de belirli oranda kazanç elde ediyorlar. Unutulmaya yüz tutmuş Türk motifleri deri ürünlerine işleniyor" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
-----------
-Deri kursunda çalışan kadınlar
-Ürünlerden görüntü
-Detay
-Usta öğretici Nalan Tokatlıoğlu
-Kursiyer kadınların konuşması
-Detay
Haber-Kamera: Harun GÖKÇEOĞLU/KASTAMONU, (DHA)

=======================================

5)İRAN'DAKİ DEVALÜASYON ANTALYA'DAKİ '5 YILDIZLI SOKAK PAZARI'NI VURDU

Antalya'da nevruz tatili süresince İranlıların alışveriş yaptığı ve '5 Yıldızlı Sokak Pazarı' olarak bilinen pazarda esnafın hayalleri suya düştü. İran'da yaşanan devalüasyon nedeniyle İranlıların Türkiye'ye gelemediğini belirten Kemerağzı Mahallesi Kundu Esnafları Koruma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Metin Kanmaz, "İranlı turistler yok denecek kadar az. Esnaf 30 Euro'ya aldığı ürünü 30 TL'ye vermek zorunda kalıyor" dedi. Antalya'nın Aksu ilçesinde, 5 yıldızlı 30 otelin bulunduğu Kundu Turizm Merkezi'nde durgun geçen kış sezonunda esnafın dört gözle beklediği '5 Yıldızlı Sokak Pazarı' kuruldu. Nevruz tatili için Türkiye'ye ve özellikle Antalya'ya gelecek İranlı turistlerden umutlu olan yaklaşık 850 esnaf; tekstil, deri, ayakkabı, çanta, gıda ve elektronik eşyaları mağazaları önüne açtıkları pazarda satışa sundu. Küçük çaplı hareketliliğin yaşandığı pazarda kıştan elde kalan ve serisi tükenen ürünler uygun fiyata alıcı buluyor. Piyasa değeri 200 TL olan kot pantolonu 50 TL'ye almanın mümkün olduğu pazarda, uygun fiyata ayakkabı, aksesuar ve çanta da alınabiliyor.
İRANLILAR GELEMEDİ, ESNAFIN HAYALİ SUYA DÜŞTÜ
ABD'nin geçen yıl İran'a karşı yaptırım uygulamasının ardından zayıflayan İran ekonomisiyle ülkede devalüasyon yaşandı. Devalüasyon, İranlı turistin tatil planlarını da etkiledi. Türkiye'de uygun fiyata hem tatil hem de alışveriş yapma imkanı bulan İranlılar, geçen yıl Nevruz Bayramı'ndan 1 hafta önce geldikleri Antalya'ya bu yıl gelemedi. Otellerdeki İranlı turist rezervasyonlarının oldukça düşük olduğu, Avrupalı turist sayısında ise artış olduğu kaydedildi.
SATIŞLAR YÜZDE 60-70 ORANINDA DÜŞTÜ
Kemerağzı Mahallesi Kundu Esnafları Koruma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Metin Kanmaz, sezondan büyük umut beklediklerini ancak hayal kırıklığı yaşadıklarını anlattı. Otellerdeki rezervasyonların büyük kısmının Avrupalı turistlere ait olduğunu kaydeden Kanmaz, "İranlı turistler yok denecek kadar az. Avrupalı turistlerin olması tabii ki bizi memnun ediyor. Yaşanan devalüasyon nedeniyle İranlı turist yok denecek kadar az. Esnaf 30 Euro'ya aldığı ürünü burada 30 TL'ye vermek zorunda kalıyor. İnşallah biraz hareket olur diye bekliyoruz. Vatandaşlarımızı da bekliyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

25 yıldır turizm bölgesinde mağaza işleten Cumaali Aslan ise her sene yaptıkları gibi pazarı kurduklarını söyledi. Bu yıl açılıştan memnun olmadıklarını belirten Aslan, “Elimizde kalan ürünleri değerlendirmeye çalışıyoruz. Zarar ediyoruz ama yine de kurduk pazarı. Satışlar yüzde 60-70 oranında düştü. Müşteri kalitesi düştü. İranlı tatilcileri beklerdik eskiden ancak bu yıl onlar da gelmedi. Gelenler de indirimli satmamıza rağmen ısrarla pazarlık yapıyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-----------
- İş merkezlerinin önüne açılan tezgahlardan görüntü
- Alışveriş yapan vatandaşlardan görüntü
- Ürünlerden görüntü
- RÖP 1: Metin Kanmaz
- RÖP 2: Cumaali Aslan
- Detaylar

HABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)

=======================================

6)KORAY AVCI: ŞİİR YAZMAYI BİLMİYORUM AMA SEVİYORUM

Bursa'da sahneye çıkan şarkıcı Koray Avcı, "Şiir yazmayı biliyor muyum; bilmiyorum ama yazmayı seviyorum. Şunu iyi biliyorum; Yazdığım şiirler yaşadığım aşklara değil, tanıştığım dostlarıma armağan olsun" dedi. Ünlü şarkıcı Koray Avcı, dün gece Jolly Joker Bursa sahnesinde izleyicilerle buluştu. 'Adaletin Bu mu Dünya?' adlı şarkıyla izleyicileri selamlayan Avcı, geçmişten bugüne Türk müziğine damga vurmuş eserlerle konsere devam etti.
Zaman zaman izleyicilerle sohbet de eden ünlü şarkıcı, "Yarın benim için büyük gün. O yüzden bayağı bir zorlayacağım kendimi. Uzun zamandır tatile çıkmıyordum, yarın tatile çıkıyorum. Çok mutlu olacağız söz veriyorum, tek isteğim ne olur şarkılara bol bol eşlik edin" dedi. Mekânı dolduran yaklaşık 1200 kişi, Koray Avcı'ya eşlik etti, hareketli şarkılarda da dans ederek doyasıya eğlendi.

Reklam
Reklam

'HİKAYEMİ YAZDIĞIM HAYATIN ŞARKILARINI OKUYORUM'
Konserde şiirle olan bağına da dikkat çeken şarkıcı, "Şiir yazmayı biliyor muyum; bilmiyorum ama yazmayı seviyorum. Şunu iyi biliyorum; Yazdığım şiirler yaşadığım aşklara değil, tanıştığım dostlarıma armağan olsun" dedi. Sezen Aksu'nun 'Seni Kimler Aldı' adlı şarkısını da söyleyen Avcı, özellikle çocukluğunda çıktığı her yolda bir Sezen Aksu şarkısına denk geldiğini dile getirerek, "Ben büyük şehirleri anlatmayı sevmem ancak bildiğim tek bir şey var; bende her şehrin bir şarkısı varmış çocukluğumda. Unutmayın; Ben bilinen şarkıları okumuyorum, hikayemi yazdığım hayatın şarkılarını okuyorum" ifadelerini kullandı.

Sahnede yaklaşık 2 saat kalan Koray Avcı, izleyicilerin coşkusunu görünce, "Her gün Bursa'da konser verebilirim" dedi.

Görüntü dökümü
------------------------------
-Konserden detaylar
-Dinleyicilerden detaylar
Haber-Kamera: Gürkan DURAL/BURSA,(DHA)

=======================================
7)İKİ KUZENİN SU KUYUSUNA DÜŞÜP ÖLDÜĞÜ KÖYDE BÜYÜK ÜZÜNTÜ

Reklam
Reklam

Sivas'ın Yıldızeli ilçesinde oyun oynarken su kuyusuna düşerek hayatını kaybeden amca çocukları Hiranur(3) ve Hüseyin Eymen Yıldız'ın (3) köyünde üzüntü yaşanıyor. Küçük Hiranur'un geriye evde oyun oynarken çekilen videosu kaldı.
Olay, dün Yıldızeli ilçesine bağlı İncetaş köyünde yaşandı. Köyde yaşayan İsmail Yıldız'ın kızı Hiranur ile Hasan Yıldız'ın oğlu Hüseyin Eymen Yıldız, ev yakınlarında oyun oynarken ortadan kayboldu. Yakınları tarafından köyde aranan çocukların köydeki üstü açık durumdaki bir su kuyusuna düştükleri belirlendi. Köylüler tarafından kuyudan çıkarılan çocuklar Yıldızeli Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ancak sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde her ikisinin de yaşamını yitirdiği belirlendi.

KUYU BİR KAÇ KEZ KAPATILMIŞ
Yaşanan olay sonrası köyde büyük üzüntü yaşandı. Köyde yaşayan çocuklar da Hiranur ile Hüseyin Eymen'in düştüğü kuyunun yanına giderek bir süre üzüntü içerisinde olay yerini izledi. Köyde yaşayan ve ölen çocukların akrabası olan Yasin Yıldız (14) çocukları köyde aranırken su kuyusunda bulunduğunu belirterek "Kuyunun yanında Hiranur'un annesi Sudenaz bağırmaya başladı. Sonra babası geldi. Kız suyun yüzündeydi. Babası kızı çıkarttı, diğer çocuk da kuyuda olabilir düşüncesiyle köylüler tırmıklarla aradı ve diğer çocuğu da çıkardılar. Kızın babası alıp götürdü. Erkek olan sonradan bulundu. Dibine batmıştı, ölmüştü" dedi.
Yıldız, kuyunun yıllar önce tarla sulamak için açıldığını ve 'Yılanlı Kuyu' olarak bilindiğini söyledi. Ayrıca kuyunun bir kaç kez kapatıldığını, ancak şu an köyde bulunmayan tarla sahibi H.D. tarafından yeniden açıldığını belirtti. Kuyu etrafında yaşanan üzücü olaya rağmen tedbir alınmadığı görüldü.

OYUN OYNARKEN ÇEKİLEN VİDEO KALDI
Hayatını kaybeden minik Hiranur'dan ise geriye sadece 3 ay önce ağabeyi Halil ile evlerinde oyun oynarken çekilen video kaldı. Otopsi işlemleri tamamlanan Hiranur ile Hüseyin Eymen'in cenazeleri öğle namazı sonrası köy camisinde kılınan cenaze namazının ardından defnedilecek.

Görüntü Dökümü:
-----------
-Köyden görüntüler
-Çocukların düştüğü su kuyusu
-Başında toplanan çocukların görüntüsü
-Çocuklardan birinin olayı anlatması
-Hiranur'un 1 ay önce çekilen videosu
-Ölen çocukların fotosu

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/YILDIZELİ (Sivas), (DHA)

=======================================

8)BAHŞİŞLERİ KESİLEN KASİYER, İŞYERİNE AÇTIĞI DAVAYI KAZANDI

Gaziantep'te, restoranda kasiyer olarak çalışan S.Y. işveren tarafından bahşişlerin kesildiği gerekçesi ile işi bırakarak dava açtı. Gaziantep 3'üncü İş Mahkemesi, kasiyer S.Y.'yi haklı bularak, işverenin davacıya bin 197 lira bahşiş ve yasal faizi ile 3 bin 722 lira kıdem tazminatı ödemesine hükmetti. İstinaf mahkemesi de yerel mahkemenin verdiği kararı onadı.
Kentte ünlü bir restoranda kasiyer olarak 2 yıl çalışan S.Y., patronunun, müşterilerin çalışanlar için bıraktığı bahşişi iş yeri giderlerine kullandığı gerekçesi ile işi bırakarak dava açtı. Gaziantep 3'üncü İş Mahkemesi'nde görülen davada mahkeme heyeti, müşterinin bıraktığı bahşişin çalışanın hakkı olduğu ve iş yeri gideri olarak kullanılamayacağına hükmetti. Mahkeme, S.Y.'nin çalıştığı süre içinde alacağı bin 197 lira bahşişin yasal faizi ile davacıya ödenmesine, ayrıca bahşişin kesilmesinin iş bırakma nedeni olarak sayılmasına ve yine S.Y.'e 3 bin 722 lira kıdem tazminatının yasal faizi ile ödenmesine karar verdi. İşveren, avukatı aracılığı ile Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurarak karara itiraz etti. Ancak 14'üncü Hukuk Dairesi de oy çokluğu ile yerel mahkemenin kararını onadı.
'BAHŞİŞ İŞÇİNİNDİR'
S.Y.'nin Avukatı Abdülkadir Akıllar, kararın emsal niteliği taşıdığını ve iş mahkemeleri açısından tartışmalı olan bahşiş konusunun önemli bir karara bağlandığını ifade ederek şunları dedi:
"Müvekkilim bir restoranda çalışıyordu ve bahşişleri kesildiği için işi bırakarak bize başvurdu. Müvekkilim, işverenin restoranda çalışanların topladığı bahşişleri bir havuzda toplayarak iş yeri masrafları adı altında bir kısmını kesip geri kalanını çalışanlara dağıttığını söyledi. Aslında bu bahşişlerin kendilerine ait olduğunu ve işverenin kendi giderlerine kullanmasının haksızlık olduğunu dile getirdi. Bizde talebi mahkemeye taşıdık. Gaziantep 3'üncü İş Mahkemesi, bahşişlerin işçilere ait olduğunu, buna işveren tarafından el konulmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, işçilerin de bu sebeple işi bırakıp hem bahşişlerini, hem tazminatlarını talep edebileceğine karar verdi. Ardından davacı şirket üst mahkemeye başvuru hakkını kullandı. Gaziantep İstinaf Mahkemesi 14'üncü Hukuk Dairesi, iş mahkemesi tarafından verilen kararı onadı. O da özetle bahşişlerin müşteriler tarafından işçilere verildiğini, işçilerin haklarının işveren tarafından kesilemeyeceği yönünde bir karar kıldı. İşçiyi bu noktada haklı bularak, bahşişlerin ve kıdem tazminatının iadesini uygun gördü. Kısacası 'bahşiş işçinindir' diyerek haklılığını ortaya koydu. Bahşişe yönelik bir kısım emsal kararlar var, ancak böyle bin konu hakkında karar yoktu. Bahşişlerde işverenin payı olup olmadığı yönündeki tartışmalar, emsal niteliğinde bu kararla son bulmuş oldu."

Görüntü Dökümü:
-----------
- Gaziantep Adliye Sarayı
- Abdülkadir Akıllar ile Röp.
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Eyyüp BURUN, Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)

=======================================

9)MAHKEME GERÇEK, DURUŞMA CANLANDIRMA

Antalya'da 8 üniversitenin işbirliğiyle düzenlenen Güney Kariyer Fuarı'nda (GÜNKAF) kurulan temsili mahkemede, 12 yıl önce yaşanmış ve 3 ömür boyu hapisle sonuçlanmış bir davanın duruşması canlandırıldı. Mahkemede, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin yanı sıra jandarma ve avukat da rol aldı. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi öncülüğünde, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) ev sahipliğinde bölgedeki sekiz üniversitenin ortaklığı ile Mimar Sinan Kongre Merkezi'nde düzenlenen fuarda, öğrencilere ve mezunlara yönelik iş ve staj başvurularının alınacağı stantlar, tecrübe paylaşımları, iş ve staj görüşmeleri, eğitimler ve konferanslar gerçekleştirildi. 250 firmanın katılımıyla 8 üniversiteden 15 binden fazla öğrenciyi ağırlayan GÜNKAF'ta 100'den fazla etkinlik ve eğitim semineri düzenlendi.
GERÇEK MAHKEME HEYETİ YER ALDI
Fuar kapsamında hukuk fakültesi öğrencilerine yönelik temsili ağır ceza mahkemesi kurularak yaşanmış bir olayın duruşması canlandırıldı. Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, salonda 12 yıl önce yaşanmış bir olayın duruşmasını AÜ Hukuk Fakültesi öğrencileri ile birlikte canlandırdı. Duruşmada tanıklık edenler de hakim ve savcı adaylarından seçildi. Antalya Barosu Başkan Vekili Cenk Soyer'in de avukat olarak rol aldığı canlandırmada, gerçek mahkeme heyeti, jandarma, mübaşir ve katip yer aldı.
DİZİ KARAKTERLERİ İSİMLERİ KULLANILDI
Olay yeri ve olaya karışanların isimlerinin değiştirildiği canlandırmada, Aşk-ı Memnu dizisinde oynayan karakterlerin isimleri kullanıldı.
'Bihter' rolünü oynayan AÜ Hukuk Fakültesi 4'üncü sınıf öğrencisi Hazal Eraslan, gerçeği aratmayan duruşma sonunda heyecandan konuşmakta güçlük çekerken, "Özellikle yargılama sonunda o 'müebbet'i duymak çok kötü bir şey. Hukuk okuduğumuz için daha iyi anlayabiliriz" dedi.
'Behlül' rolündeki Ahmet Yiğit ise üzerine atılı suçu işlemiş gibi hissettiğini belirterek, “Gerçekten tutuklanıyor muyum diye tedirgin oldum. Ama hakim bey güldükten sonra her şeyin bir oyun olduğunu anlıyorsunuz. Güzel bir tecrübe oldu" diye konuştu.
'Süleyman' rolündeki Özer Umutcan ise canlandırılan duruşmanın metinlerinin kendilerine bir gün önce teslim edildiğini anlatarak, "Oyunu oynarken bunu biraz daha içselleştirdik. Kendimizi bu duruma düşmüş gibi düşündük. Aslında hukukçuluğun belki de en güzel yanı budur. Çünkü, biz birilerini savunacağız ve bir karar verilecek. Buraya jandarma eşliğinde girdik ve çok ciddi bir ortam vardı. Gerçek bir yargılama oldu. Hakim bey 'Bu bir şaka, oyundu' diyene kadar her şey gerçek gibiydi. Böyle şeylerin devam etmesini istiyoruz" diye konuştu.
Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mutlu Çat ise canlandırılan duruşma sonrasında öğrencilere hitap etti. Öğrencilere mahkemede nasıl davranılması gerektiğini hatırlatan Başkan Çat, gerçekte yaşanmış böylesi olayların kimsenin başına gelmesini istemediğini söyledi.
Antalya Barosu Başkan vekili Cenk Soyer de avukatların adalet için savaşan kişiler olduğunu belirterek, “Bugün maalesef müebbet cezasını gördük. Bu mesleğin en güzel yanı ise müvekkilin tahliye sonrasında sevdiklerine kavuşmasını görmektir" dedi.
Duruşma sonunda mahkeme heyeti, avukatlar, sanıklar, jandarma ve izleyiciler hatıra fotoğrafı çektirdi.

Görüntü Dökümü:
--------------------------
- Mahkeme heyetinin görüntüsü
- Sanıkların görüntüsü
- İzleyicilerden görüntü
- Müşteki ve davalılardan görüntü
- Avukatlardan görüntü
- Jandarmadan detay
- Hakimin sanıklara soru sorması
- Sanıkların yanıt vermesi
- Mübaşirin tanık çağırması
- Mahkeme başkanının izleyicilere duruşmanın kurallarını anlatması
- Savcının mütalaasını okuması
- Sanıkların ve avukatların mütalaaya cevapları
- Mahkeme başkanının kararını açıklaması
- Mahkeme sonunda Baro Başkanvekilinin konuşması
- Behlül ve Bihter’i oynayan öğrencilerle röportaj

HABER- KAMERA: Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA)

=======================================
10)ŞIRNAK'TA 500 YILDIR SÜREN BAHARIN GELİŞİNİ KUTLAMA GELENEĞİ

Şırnak'ın Balveren beldesi sakinleri, her yıl Mart ayının ortalarında baharın gelişini kutlamak için bir araya geliyor. 500 yıldır süren geleneksel etkinlikte yüzlerce kişi, yapılan yemekleri yiyip, sergiledikleri yöresel oyunlarla baharın gelişini kutluluyor.
Türkiye'nin farklı şehirlerinde yaşayan Şırnak'ın Balveren Beldesi sakinleri, her sene gerçekleştirdikleri geleneksel 'Adarok' etkinliği için Cudi Dağı ve Bestler Dereler arasında kalan Besta bölgesinde buluşuyor. 500 yıldır sürdürdükleri 'Adarok' etkinliğini bu yıl da gerçekleştiren bölge sakinleri, büyük tencerelerle yemek yapıp, yüzlerce metre uzunluğundaki sofralara dizildi. Etkinliğe katılan yüzlerce kişi, aynı sofrada buluştu, yaşlılar sohbet etti, gençler ise yöresel oyunlar oynadı.
'DEDELERİMİZ BUNU 500 YIL ÖNCE BAŞLATTI'
Belde sakinlerinden Abdulaziz Bayram, bu geleneğin dedelerinden kalma bir gelenek olduğunu ifade ederek, "Biz her zaman buraya ilk baharda geliyoruz, birlikte yemek yiyor. Huzur için, toplum için ve baharın gelişi için buraya geliyoruz. Dedelerimiz bundan yaklaşık 500 sene önce başlattılar bunu. Biz de devam ediyoruz. Yemek yedikten sonra gençlerimiz burada yöresel oyunlar oynuyorlar. Balverenli olup il dışında olan vatandaşlarımız da buraya geliyorlar. Arkamızda, Bestler Dereler önümüzde Cudi Dağı, biz de Besta bölgesinde huzur içinde etkinliğimizi sürdürüyoruz. Memleketimize bir huzur geldi" dedi.

'BUGÜN GÜZEL VE ÖZEL BİR GÜN'
Bu ektinliğin kendileri için özel bir gün olduğunu anlatan Ahmet Bayram ise, "Biz her yıl bugünü kutluyoruz. Eski zamanlarda biz köy merkezinde ve çevresinde kutluyorduk. Nohut, buğday kaynatıp dağıtıyorduk. O zamanlarda imkanlar olmadığı için köyden uzaklaşamıyorduk. Buraya her aileden, her kesimden hiçbir fark gözetmeksizin herkes gelip, kutlamalara katılıyor. 500 yıla yakındır biz bunu kutluyoruz. Yöresel, çeşit çeşit oyunlar oynanıyor. Hocalarımız bir yanda sohbet edip, vaazlarda bulunuyorlar. Namaz kılıp, ibadet yapıyorlar. Gençler türlü türlü oyunlar oynuyorlar. Bugün güzel ve özel bir gün bizim için" diye konuştu.

Görüntü Dökümü -(Özel)
-------------------------
- Yemeklerin pişirilmesi
- Sohbet edenler, oyun oynayanlar
- Yemeklerin dağıtılması
- Namaz kılınması
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera:Sekvan KÜDEN/ŞIRNAK,(DHA)

=================================================