Bahçeli: YSK, Türkiye'nin kaderiyle oynayamaz
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın sürekli mazbata vurgusu yapması, seçimin ertesinde Anıtkabir ziyareti, her gün televizyonlardan dedikodu yayması, üzerinde özenle çalışılmış sinsi bir hazırlığın eseridir. Bu nedenle YSK, İstanbul'daki sandık yolsuzluklarına bigane kalamaz, vebale ortak olamaz, Türkiye'nin kaderiyle oynayamaz" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Antalya'nın Manavgat ilçesinde, partisinin yeni dönemde seçilen 235 belediye başkanı ve 81 ilin il başkanlarıyla bir araya geldiği kampın kapanış konuşmasını yaptı. Genel başkan yardımlarının da tam kadro katıldığı toplantıda konuşan Bahçeli, 'Cumhur İttifakı'nın hamurunun temiz olduğunu belirterek, dönemsel arzuların mahsulü, değişken tutumların malumu olmadığını söyledi. Bahçeli, "Dikkat etmemiz ve üzerinde titrememiz gereken en önemli hususlardan birisi de budur. 31 Mart seçimlerinde özellikle üç büyük şehirde CHP'nin başını çektiği sorunlu ve şüpheli ittifakın sonuç alması elbette tüm yönleriyle analiz edilmelidir. Kötümserliğe gerek yoktur, karamsarlığa geçit yoktur. Bu kapsamda soğukkanlı ve sağduyulu değerlendirmeler yapmak elzemdir. Önemle ifade etmek isterim ki İstanbul, Ankara, İzmir büyükşehir belediyelerinin CHP'nin yönetimine geçmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne güvensizlik olarak görülmemelidir. Kaldı ki CHP'nin ulaştığı sonuçlar abartılmamalıdır. Nitekim ittifak halinde aldıkları oy oranı Cumhur İttifakı'nın çok gerisindedir" diye konuştu.
'HİÇ KİMSE BİZE DEMOKRASİ BİLİRKİŞİLİĞİ YAPMASIN'
Milletin verdiği karara riayet edip, saygı duyacaklarını belirten Bahçeli, sandığa yansıyan hür, tertemiz ve şaibesiz iradeye sonuna kadar sadakat göstereceklerini dile getirerek, "Hiç kimse bize demokrasi ahkamı kesmesin. Hiç kimse bize demokrasi bilirkişiliği yapmasın. Hiç kimse demokrasi dersi vermeye çalışmasın. 15 Temmuz gecesi hainlerin lehine kadeh kaldıran şahsın Edirne'ye belediye başkanı olmasını, sırf sandıktan çıktı, diye ahlaken kabul edemeyiz. TKP'den Tunceli Belediye Başkanı olan şahsın Dersim dayatmasına hoşgörü gösteremeyiz, Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasına gölge düşürme izansızlığına duyarsız kalamayız. Ne yapalım, 'seçildi' diyerek komünist şarlatanlığa göz mü yumalım? Ne diyelim, 'Varsın Tunceli de Dersim olsun' kepazeliğine sessiz mi kalalım? Herkes kabul etse Milliyetçi Hareket kabul etmez, herkes teslim olsa Milliyetçi- Ülkücü Hareket teslim olmaz, olmayacaktır" dedi.
'31 MART'TA PKK, CHP'NİN LEHİNE ÇALIŞMADI MI?'
"Türkiye düşmanlarına tekmil veren, işgal ve ihanete tezahürat yapan kim olursa olsun, böyle kişiler katıldıkları seçimde kullanılan oyların tamamını alsalar bile, maşeri vicdanda her zaman sorgulanacaklar, meşruiyetleri tartışmaya açık kalacaktır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Biz bu aziz vatanı sandıkta değil savaş meydanlarında kurtardık. Bilfarz, Damat Ferit, Gazi Mustafa Kemal ile seçime girseydi ve oyların kahir ekseriyetini almış olsaydı, ne yapacaktık, ne diyecektik? İhanet ödüllendirilip, ibra edildi, diye suskun mu kalacaktık? 31 Mart'ta PKK, CHP'nin lehine çalışmadı mı? 31 Mart'ta FETÖ karanlık propagandasıyla zilletin yanında durmadı mı? Türkiye'nin siyasi ve ekonomik yıkımını hedefleyen iç ve dış odaklar CHP'nin taşeronluğuna umut bağlamadı mı? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına onca usulsüzlük, onca haksızlık, onca sandık hileleriyle seçilen şahsın Saraçhane'deki konuşmasında selamladığı iç ve dış odaklar hala mı tehdidin anlaşılmasına yetmedi? Terörist Demirtaş övgüleri yakın tehlikenin işareti sayılmayacak mı? FETÖ'cüler kimi kutladı? PKK'lılar kimin için sevindi? İki gün önce CHP'nin destekçisi PKK'lı teröristler dört vatan evladını Türkiye-Irak sınırında şehit etmedi mi? 'Kanırta kanırta kazanmak'tan bahseden, Sayın Binali Yıldırım'ın fotoğrafını paylaşıp bir bardak soğuk su içmesini öneren alçak FETÖ'cüler kimin şakşakçılığına soyundular?"
'YALANLARA KANACAK YOKTUR'
"'Artık normalleşme zamanıdır' diyerek gizemli mesajlar veren, 'Hiddetle yola çıkanlar kaybedecek' sözünü dillendirip Ahmet Yesevi istismarıyla kahinlik yapan siyasi eskiler, içinden çıktıkları partileriyle hesaplaşmak için CHP'yi siper olarak kullanıyor" diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Neymiş, 30 kilometre ötesini görebilen dürbünleri varmış da, önceden olacakları öngörüyorlarmış. Bunlar anlaşılan dürbünün tersinden bakıyorlar. Sevsinler sizin küf bağlamış dürbününüzü. Bu nedenle de haksızlığa uğramışlar. Bir metre önünü görmekten acizlerin ellerinde dürbün varsa, bizde de teleskop vardır. Bu sayede siyasetin kara deliklerini görmekle kalmıyoruz, maksatlarını da deşifre ediyoruz. Aldatmaya gerek yoktur. Aldanacak yoktur. Yalanlara kanacak yoktur. Oyuna gelecek hiç yoktur. Bir yanda ekonomik teröristler Türk Lirasının değerine saldırırken, diğer yanda CHP-İP-HDP bu hain operasyona teşrifatçılık ve kuryelik yapmaktadır."
'TUZAKLARI AĞIRDAN ALMAYALIM'
Bir yanda ekonomik sorunlardan şikayet edip, diğer yanda 'Türkiye'de can ve mal güvenliği yok, sıcak para niye gelsin?' diyen siyasetçilerin Türkiye'yi kötüleme yarışının alenen ortada olduğunu savunan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Ülkemizi layık olmadığı bir durumda gösterip jurnal rekabetine girenler yerli değildir, milli değildir, ahlaklı değildir, samimi hiç değildir. Kızgın demiri soğutalım soğutmasına ama demlenen ihanetin, demir alan melanetin ısınan tuzak ve tertiplerini de ağırdan almayalım. Kimseyi dışlamayalım, kimseyi öteki görmeyelim, buna varız, bugüne kadar söylediklerimiz ise bunlardır. Ortak akıl, ortak vicdan, ortak vizyon, ortak değerler vazgeçemeyeceğimiz milli ilke ve inançlarımızdır. Bunlara diyecek bir şey olmayacaktır. Fakat aklı kiralık, vicdanı karanlık, değerleri bulanık olan çevrelerle sırf arıza çıkarmasınlar bahanesiyle Türkiye ortak paydasında nasıl buluşacağız? Bunu nasıl başaracağız?"
'CUMHUR İTTİFAKI AYAKTA KALAMAZSA TÜRKİYE'NİN BOĞAZINA SARILACAKLAR'
Tuzağa düşülmediğini dile getiren MHP lideri Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Atatürk'ün partisinin Türkiye muhaliflerinin çatı kuruluşu, Türk düşmanlarının ana karargahı, HDP'nin ana kucağı haline gelmesi vahim bir senaryonun varlığına çok net işarettir. Bu senaryonun makul ve mantıki hiçbir yanı görülemeyecektir. Zillet denklemi ilk önce 7 Haziran sonrası takviye ve temin edilmişti. Dış güçler, muhasım odaklar Türkiye'yi bu şekilde teslim alacaklar, istedikleri tavizleri koparacaklardı. Her şey planladıkları gibi gitseydi PKK'nın meşruiyeti sağlanacaktı. HDP devlet yönetimine getirilecekti. AK Parti'yle köprüleri atan FETÖ, bu sayede kaleyi içten çökertecekti. Türkiye federasyona sürüklenecek, bölücülük resmiyet kazanacak, vatan darboğaza düşecekti. Buna izin vermedik, bu tuzağa düşmedik. Ancak 31 Mart'tan sonra PKK bu defa büyükşehir belediyelerine CHP'nin taşıyıcı bedenliğiyle nüfuz edecektir. Dağlarda kovaladıklarımız belediyelere konuşlanacaktır. Bu gidişle FETÖ, kaybettiği mevzileri yerel yönetimler üzerinden tekrar kazanacaktır. Bundan sonra Antalya'da hainler daha fazla cirit atacaktır. Karşımızdaki operasyon küreseldir, mazisi iki asra dayanmaktadır. Bize göre tüm hesaplar 2023'e göre yapılmıştır. Eğer Cumhur İttifakı ayakta kalamazsa, bundan sonra yerel yönetimler kanalıyla palazlanan PKK'lılar, FETÖ'cüler, geziciler, çukurcular, Sorosçular, teslimiyetçiler daha da güçlenerek Türkiye'nin boğazına sarılacaklardır. Hesap kirlidir. Hesap karanlıktır. Hesap vandaldır. Bunu görmek, bunu bilmek lazımdır."
'YSK, TÜRKİYE'NİN KADERİYLE OYNAYAMAZ'
İstanbul seçimiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Bahçeli, "İstanbul'daki seçimlere şaibe karıştırılması, uzun vadeli pis bir senaryonun ilk etabı" dedi. Bahçeli, "Sandığa gölge düşürülmesi, Büyükçekmece ve Maltepe'de yaşanan sahtekarlıklar şiddetli bir dalganın ilk habercileridir. Gelişmelere milli beka zaviyesinden bakmak çok mühimdir. CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın sürekli mazbata vurgusu yapması, seçimin ertesinde Anıtkabir ziyareti, her gün televizyonlardan dedikodu yayması, üzerinde özenle çalışılmış sinsi bir hazırlığın eseridir. Bu nedenle YSK İstanbul'daki sandık yolsuzluklarına bigane kalamaz, vebale ortak olamaz, Türkiye'nin kaderiyle oynayamaz" dedi.
'YSK, MEŞRU VE HUKUKİ DESTEK ALACAK MI?'
Olağanüstü itiraza konu olan iddiaların tam ve eksiksiz incelenip, adalet ve hakkaniyete uygun sonuçlandırılmasının, YSK'nın tarihi görevi olduğunu kaydeden Bahçeli, "Bizim merakımız YSK'nın bu kadar ağır bir yükün altından nasıl kalkacağıdır? YSK herhangi bir şekilde meşru ve hukuki bir destek alacak mıdır? İçişleri ve adalet bakanlıklarıyla birlikte MİT ve emniyet birimleri lazım gelen bilgileri paylaşıp olağanüstü itiraz sürecinin sağlıklı ve vicdanen isabetli bir netice vermesine katkı sunacaklar mıdır? Varsayalım ki FETÖ'cüler tespit edildi. Buna rağmen YSK seçim yenileme kararı almazsa 15 Temmuz'da şehit düşen 251 vatan evladının yüzüne mahkeme-i kübrada nasıl bakılacaktır? 2 bin 193 gazinin hakkını hukukunu kim koruyacaktır? Hatta 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün isim değişikliği gündeme getirilecek midir?" diye konuştu.
'İSTANBUL'DA SEÇİM TEKRARI BEKA MESELESİDİR'
"YSK'nın 7 asil, 4 yedek üyesinin zillete göz yummaması gerekir" diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İstanbul'da seçim tekrarı beka meselesidir. Ne İstanbul ne de Türkiye sokakta bulunmuştur. Nice bedeller ödeyerek devletimizi kurduk. Nice badirelerden geçerek vatanımızı kurtardık. Nitekim Türkiye düşmanlarına çalınmış oylarla hiçbir vatan köşesini veremeyiz, vermemeliyiz. Büyükşehir belediyelerinin imkanlarıyla şöhret, makam ve para sahibi olmak için kollarını sıvayanlara sessiz kalmak, tepkisiz durmak, hukuk ihlallerine, adalet ihmallerine kulak tıkamak biliniz ki Türkiye'yi ateşe atmak demektir. Mesele şu kadar belediye senin, bu kadar belediye benim meselesi değildir. Mesele az yedim, çok kazandım meselesi hiç değildir. Türkiye'yi dört bir koldan kıstırmak, sonrasında yıkmak, bu olmuyorsa tamamen bağımlı ve sömürge artığı bir ülke haline getirmek için çok şer ve melanet bir cephe oluşturulmuştur. Mühürlü kalpler bu tehlikeyi anlayamaz. Üç maymunu oynayan menfaat çeteleri adım adım genişleyen bu anaforu emin olunuz ki idrak edip özümseyemez."
EKREM İMAMOĞLU'NA ELEŞTİRİ
MHP lideri Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, koltuğuna oturur oturmaz belediyenin ve bağlı kuruluşlarının elektronik veri tabanı ve altyapılarında inceleme ve araştırma yaptırmaya kalkışmasının, iyi niyetli ve safiyane idari tasarruf olarak görülemeyeceğini savundu. Bahçeli, "Zannedersiniz her şey bitmiş, geriye kala kala veri tabanını incelemek kalmıştır. Bu telaş niyedir, bu acelecilik neye yorulmalıdır? Bir nevi kozmik oda operasyonunu andıran bu girişimin İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından durdurulması isabetli olsa da zorlama ve dayatmalar anlaşılan son bulmayacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi veri tabanının kimlerin eline geçeceği meçhuldür. Patlıcan meraklısı olanların musakkayı küçümsemeleri meselenin bir diğer tuhaf ve tutarsız yanıdır. İstanbul'da bir şeyler olmuş, olmaya da devam etmektedir. Bu gelişmeler karşısında Türkiye ittifakından bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır" diye konuştu.
'CUMHURBAŞKANIMIZIN TÜRKİYE İTTİFAKI İLE NEYİ KASTETTİĞİNİ BİLEMEYİZ'
Ülke bazlı, coğrafya tabanlı siyasi ittifak olmayacağını belirten Devlet Bahçeli, 82 milyon Türk vatandaşının inancının, irfanının, acısının, ahlakının, anısının, adının bir olduğunu söyledi. Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bizim ittifakımız cumhurladır. Bizim ittifakımız vatan ve millet sevgisinde erimiş AK Partili kardeşlerimledir. Milli beka mücadelesinde siyasi görüş ayrılıklarımızı elbette kenara itmeliyiz. Biteviye söylediğimiz de budur. Cumhur İttifakı siyasi kaygı ve gayelerle kurulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ittifakıyla neyi kastettiğini elbette bilemeyiz. Ancak konunun başta gazeteler ve televizyonlar olmak üzere, her zeminde, özellikle zillet ittifakı tarafından istismar edildiğini de görüyor ve çok yakından takip ediyoruz. Bizim bildiğimiz Cumhur İttifakı'dır. Bizim inandığımız milli birlik ve beraberliktir. Bizim amacımız milli bekayı sonsuza kadar yaşatmaktır. Öncelikli gündemimiz Cumhur İttifakı'na yönelik sabotajlara asla fırsat vermemektir. Birer birer gün yüzüne çıkan sabotajcıların aradıkları imkanı fikri veya siyasi muhtevada sunmamak ikinci gündem konumuz olmalıdır. Ekonomideki yapısal sorunlara odaklanmak asıldır. Milli güvenliğimizi yakından etkileyen çetrefilleşmiş sorunlara kafa yormak esastır. Buna diyecek bir şeyimiz yoktur. Seçim tartışmaları artık hukukun konusudur. Ama görüşlerimizi paylaşmak en doğal hakkımızdır. Yanlışa yanlış demek ahlak ve adamlığımızın alametifarikasıdır. Haine hain demek cesaretimizin nam ve şerefidir."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Toplantıdan detay görüntüler
HABER: Hasan DEMİRBAŞ- KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/MANAVGAT (Antalya), (DHA)
===========================
Kayınbabasının öldürdüğü gelin toprağa verildi
Malatya'nın Akçadağ ilçesinde, husumetli olduğu kayınbabası Ömer A., tarafından tabancayla vurularak ölen Şeynur A. (31) toprağa verildi.
Dün, akşam saatlerinde Doğu Mahallesi'nde Şeynur A., yolda yürürken iddiaya göre husumetli olduğu kayın babası Ömer A. ile karşılaştı. İkili arasında çıkan tartışmada öfkelenen Ömer A., yanındaki tabancayla Şeynur A.'ya ateş etti. Kurşunların isabet etmesiyle ağır yaralanan Şeynur A. kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'nde hayatını kaybetti. Olay yerinde polis tarafından yakalanan Ömer A. ise gözaltına alınarak sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.
2016 yılında Hakkari'de PKK'lı teröristler tarafından şehit edilen uzman çavuş Gökhan A.'nın eşi olan ve kayınbabasının kurşunlarıyla hayatını kaybeden Şeynur A., Adli Tıp Kurumu morgundaki otopsisinin ardından sabah saatlerinde Malatya Büyükşehir Belediyesi Şehir Mezarlığı'nda düzenlenen törenin ardından gözyaşları arasında toprağa verildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Mezarlığın tabelası
- Mezarlıktan görüntüler
- Gelinin mezarı
- Mezar taşına sarılı türban
- Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA
===========================
Kapadokya'da nisan karı
Nevşehir'de, Kapadokya bölgesinde etkili olan kar yağışı sonrası peri bacaları beyaza büründü.
Nevşehir'de etkili soğuk hava yerini kar yağışına bıraktı. Gece yarısı etkisini artıran kar yağışı, Kapadokya bölgesindeki peri bacalarını beyaz bürüdü. 23 Nisan tatilini hafta sonu ile birleştirerek Kapadokya'ya akın eden tatilciler kar yağışına aldırış etmeden tatilini sürdürdü. Bölgedeki otellerde doluluk oranı yüzde 95'e ulaştı. Tatilciler bölgede kar topu oynadı. Arkadaşları ile birlikte tatile gelen Sena Demir, "Tatil için geldiğimiz Kapadokya'da nisan ayında karla karşılaşmak bizi şaşırttı. Ancak, tatil yapmamıza hiçbir şekilde engel olmadı. Burada yer altı mağaralarını gezdik, doğasına çok sevdik. Kar yağışı peri bacaları ile birleşince rüya gibi bir görüntü ortaya çıktı" dedi. Bölgeyi gezen Japon turistler ise, peri bacalarına yağan karın bir başka güzellik ortaya çıkardığını söylediler.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
- Karla kaplı peri bacalarından görüntü
- Bölgedeki turistlerden görüntü
- Çiçek açmış kayısı ağaçların karlı görüntüsü
- Diğer detaylar
Haber -Kamera: : Metin YILDIRIM/NEVŞEHİR- DHA
===========================
Elia Kazan'ın köyündeki tarihi kilisede yıkılma tehlikesi
Kayseri'de, 1725 yılında ibadete açılan tarihi Agios Teodoros Rum Kilisesi, aradan geçen zamanda bakımsızlık nedeniyle harabeye döndü. Yıkılma tehlikesi de bulunan kilise restore edilmeyi bekliyor.
Merkez Melikgazi ilçesindeki Germir Mahallesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1590-1620 arasındaki çalkantılı döneminde, Celali isyanları sırasında yaşanan nüfus hareketinin sonucu olarak kuruldu. O zamanlar köy olan Germir'in ilk sakinleri Ermeniler iken, 1700 yılından sonraki tarihte Rum nüfus artmaya başladı. Rum nüfus, 1840'lı yıllarda Ermeni ve Türk nüfusunu aştı. Kayseri'de bölgenin 19'uncu yüzyıldaki en önemli eğitim merkezi durumuna gelen Germir'de aynı dönemde 2 büyük kilise inşa edildi. Kısmen yerin altında olan Aziz Teodoros Kilisesi 1725, 2 katlı bir çan kulesi olan Panagia Kilisesi ise 1837 yılında ibadete açıldı.
2 kilisenin bulunduğu mahalleye, özellikle yaz aylarında yabancı gruplar akın ediyor. Germir Mahallesi, 'Ben ne Rumum, ne Türk, ne de Amerikalı. Ben Anadoluluyum' diyen ünlü yönetmen Elia Kazan'ın ve ABD’li televizyon yıldızı Kim Kardashian’ın babaannesinin köyü olarak biliniyor.
O tarihten günümüze kadar gelen tarihi Agios Teodoros Rum Kilisesi, geçen zamanda bakımsızlık nedeniyle harabeye döndü. Tarihi yapının duvarlarına sprey boyayla yazılar yazılarak, zarar verildi. Kilisenin içinin de defineciler tarafından kazılarak zarar verildiği görüldü. Tarihi kiliseye koruma tedbiri uygulanmaması ve günümüzde harabeye dönmesi tepki çekti. Yıkılma tehlikesi de bulunan kilise restore edilmeyi bekliyor.
Germir Mahalle Muhtarı Ali Kapısız, mahallede 3 medeniyet bir arada yaşadığını söyleyerek, "Bunlar Ermeni, Rum ve Türkler. Gayet huzurlu bir şekilde yaşamışlar. Çünkü gördüğünüz gibi burada 3 adet kilise, 2 adet de camimiz var. 3 medeniyetin bir arada yaşadığı dönemde Rumlar, Ermeniler ve Türkler kendine has ibadetini yaparmış. En ufak bir sıkıntı yaşanmamış. Sonrasında yaşanan savaşlar nedeniyle Ermeniler ve Rumlar göç ederken burada yaşayan Türkler, 'Gitmeyin biz sizi koruruz' demişler. Ancak Ermeni ve Rumlar kalmayarak gitmişler" dedi.
'SAHİPLERİ 5-6 MİLYON TL İSTİYOR'
Muhtar Kapısız, kilisenin bulunduğu alanın 30 hisseli özel mülk olduğunu söyleyerek, "Burası tapulu olarak şahıslara ait. Şahıs malı olduğu için de herhangi bir restorasyon işi gerçekleştirilemiyor. Burası atıl durumda kaldı. Yetkililer ilgi gösterip kamulaştırırlarsa ancak restore edilebilir. Benim girişimlerim bu konuda çaba vermedi. Şahıslarla yaptığım görüşmede yüksek miktarda para istediler. Burası eğer restore edilirse turizm cenneti bir mekân haline gelir. Bu kilisenin sahipleri ile görüştüğümüzde 5-6 milyon civarında bir para istediler. Bende bu konuyu Melikgazi Belediyemiz ile görüştüm. Onlarda miktarın çok yüksek olduğunu belirterek, bu parayı ödeyemeyeceklerini söylediler" diye konuştu.
-Tarihi kiliseden görüntü
-Muhtar Ali Kapısız ile röportaj
-Genel detay
Haber:Olcay DÜZGÜN-Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,DHA
===========================
Genç yeteneklerin lezzet yarışı
Türkiye Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu ile Yılay Hakan Çeken Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi iş birliğiyle düzenlenen 1'inci Gastronomi Festivali'ne katılan öğrenciler, hünerlerini sergiledi. Türk mutfağının birbirinden farklı ve lezzetli yemeklerinin yapıldığı festivalde genç yetenekler, düzenlenen yarışmada finale kalmak için yarıştı.
İzmir'in Urla ilçesinde, Türkiye Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu ile Yılay Hakan Çeken Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi iş birliğiyle 1'inci Gastronomi Festivali düzenlendi. Dün başlayan festivalin ilk gününde lise öğrencileri, mutfakta hünerlerini sergiledi. Gastronomi Festivali'nin ikinci gününde ise üniversite öğrencileri ile genç şefler yarıştı. Genç yetenekler, Urla Meydanı'na kurulan mutfaklarda, en güzel yemekleri yapmak için ter döktü. Türk mutfağının eşsiz lezzetlerini en iyi şekilde yapmak için yarışan öğrenciler, kendilerini denetleyen şefler aracılığı ile mutfakta tasarruf sağlamanın ipuçlarını da öğrendi. Festival kapsamında düzenlenen yarışmada, en güzel yemeği yaparak finale kalmak için ter döken genç aşçılar, çevredekilerin meraklı bakışları arasında yemek yaptı.
Ege Aşçılar Federasyonu Başkanı Fatih Demir, festivalin, Türk mutfağına sahip çıkmak adına önemli olduğunu söyledi. Gençlerin, kendi yöresel yemekleri ile güzel lezzetleri ortaya koymak için çabaladıklarını aktaran Demir, "Yabancı menşeili ürünlerin kullanılmasına izin vermiyoruz. Gençlerimiz Türkiye mutfağını temsil ediyor. Biz de Türk mutfağına sahip çıkmak istiyoruz. Bunları da gençlere aşılıyoruz. Mutfağımızın hak ettiği noktaya gelmesini istiyoruz. Osmanlı ve Türk mutfağından çok güzel lezzetler çıkıyor" dedi.
'GÜZEL SOĞAN DOĞRADIĞIM İÇİN, AŞÇI OLAYIM, DEDİM'
Festivale katılan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğrencisi Eren Yunus Dallı (21), Terkib-i Çeşidiyye ve levrek sarma ile yufka tatlısı yaptı. Dallı, "Bu tür yarışmalara katılmak çok güzel. Ben hep sanatçı olmak istedim. Şarkı söylemek istedim ama sesim kötüydü. Tiyatro yapmak istedim, imkanım yoktu. Sonra baktım güzel soğan doğruyorum. Ben de aşçı olayım dedim" diye konuştu.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nden katılan Halil Oğulcan Çakır (20) da et sote eşliğinde dana bonfile sarma yaptı. Çakır, menüyü Osmanlı'ya özgü Yalvaç güllacı ile tamamladı. Genelde mutfaktan çıkmadığını söyleyen Çakır, "Sevdiğim şeyleri yapıyorum. Bu işi de sevdiğim için Akdeniz Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümü bıraktım" dedi.
Balıkesir Üniversitesi Ayvalık Meslek Yüksekokulu Ahmet Cemal Ünver (18) ise Urla'nın vazgeçilmez lezzetlerinden olan enginar yemeği ile yarışmaya katıldı.
Finalistlerin yaptığı yemekler ve tatlılar, şeflere sunulacak. Şefler, yemeğin sunum biçimine, hijyene ve lezzete bakıp, yarışmacılara puan verecek. Yarışmayı kazananlar, altın madalya ile ödüllendirilecek.
Kilise yerine kafeteryada Paskalya Bayramı kutlaması
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde terör örgütü mensuplarının hendek ve barikat olaylarında tahrip edilen 17'nci yüzyılda inşa edilen ve Avrupa Birliği Kültürel Mirası'nın en prestijli ödülüne sahip Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nde devam eden restorasyon nedeniyle Ermeniler, Paskalya Bayramı'nı bir kafeteryada yaptıkları etkinlikle kutladı.
Büyükşehir Belediyesi ve Kilise Vakfı ile cemaat üyelerinin katkılarıyla, 2011 yılında ibadete açılan Surp Giragos Ermeni Kilisesi'ne, Avrupa Birliği Kültürel Mirası'nın en prestijli ödülüne sahip. 2015 yılının Aralık ayı ile 2016 Mart ayları arasında Diyarbakır merkez Sur ilçesindeki 6 mahallede yapılan hendek- barikat operasyonları sırasında hasar gören Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nde restorasyon çalışmaları nedeniyle Paskal Bayramı, bir kafeteryada yapılan etkinlikle kutlandı.
'BURUKLUK YAŞIYORUZ'
Ermeni cemaati ile çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katımıyla kutlanan Paskal Bayramı'nda konuşan Surp Giragos Ermeni Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Gaffur Türkay, kilisenin restorasyonu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nce yapıldığını söyledi. Paskalya Bayramı'nı Surp Giragos Kilisesi'nde kutlayamadıkları için burukluk yaşadıklarını anlatan Türkay, "Bugün 'Zadik' diye tabir ettiğimiz, kimisinin de paskalya olarak bildiği bayramımızdır. Diyarbakır'da tüm bayramlarımızı, her zaman olduğu gibi bugün de kutluyoruz. Fakat burada ufak bir burukluğumuz var. Sur'da yaşanan çatışmalardan sonra, 4-5 yıldır orası kapalı olduğu ve Sur'da kilisede yapma şansımız olmadığı için bugün burada Ermeni cemaati ve değerli diğer halklardaki insanların katılımıyla bayramımızı böyle kahvaltı şeklinde kutlamaya çalışıyoruz. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sağ olsunlar ilgi gösterdiler. İhaleyi açtılar. Kendileri ödemeyi yapmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne protokol yaptılar. İhalesi bitti, Vakıflar Genel Müdürlüğü şu anda kilisemizin tamirine başladı. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz, kilisemiz şu anda onarılıyor" dedi.
'ERMENİLER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KİLİSE'
Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nin Ermeniler için çok önemli bir kilise olduğunu anlatan Türkay, "Diyarbakır'da az olmamıza rağmen kilisemizde yaptığımız paskalyalarda tüm haklar, tüm inanç grupları katılıyorlardı ve daha coşkulu geçiyordu. Umut ediyorum ki o coşkulu bayramları da yapacağız. Dini ritüeller olarak bizde bayramda çörek olur, renkli yumurta olur, semboldür bunlar. Bunlarla dini ritüeller eşliğinde yapılıyor. Ama burada kilise ortamı olmadığı için sadece insanlarımızla bir kahvaltıda bir araya gelme fırsatını yaratmaya çalıştık ve şu anda bayramımızı o anlamda kutluyoruz" şeklinde konuştu.
Kahvaltının ardından Hıristiyanlar, inançları gereği renkli yumurtaları tokuşturdu, bayramlarını kutladı.
Görüntü Dökümü:
-----------
- Kahvaltı programından detaylar
- Gaffur Türkay'ın röportajı
- Vatandaşların renkli yumurtaları kırmaları
- Genel ve detay görüntüler
Haber-kamera: Mesut BUDRAÇ/DİYARBAKIR,(DHA)