DHA YURT BÜLTENİ - 8

  Yamaç paraşütü meraklısı iş insanı, paraşütün arızalanmasıyla öldü İzmir'in Ödemiş ilçesinde tarım aletleri üretim fabrikaları sahibi, iş insanı Gürbüz Candemir (63), yamaç paraşütü yaparken, uçuş sırasında paraşütünün kapanması nedeniyle düşerek, hayatını kaybetti.

Yamaç paraşütü meraklısı iş insanı, paraşütün arızalanmasıyla öldü

İzmir'in Ödemiş ilçesinde tarım aletleri üretim fabrikaları sahibi, iş insanı Gürbüz Candemir (63), yamaç paraşütü yaparken, uçuş sırasında paraşütünün kapanması nedeniyle düşerek, hayatını kaybetti.
Ödemiş Sanayi Sitesi'ndeki çeşitli tarım aletleri üreten fabrikaların sahibi olan ve yaklaşık 20 yıldır yamaç paraşütü sporu yapan Gürbüz Candemir, dün sabah saatlerinde Bozdağ Yaylası'ndan yamaç paraşütüyle havalandı. Kalkıştan kısa süre sonra paraşütü kapanan Candemir, yere çakıldı. Olayı görenlerin ihbarı üzerine bölgeye sağlık ekipleri sevk edildi. Ekipler, vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar olduğunu tespit ettiği Candemir'i, ambulansla Tire Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Burada ilk müdahalesi yapılan Candemir, daha sonra İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Talihsiz iş insanı, doktorların müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Candemir'in cenazesi, savcının incelemelerinin ardından, otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Ödemiş Sanayi Sitesi'nde, kendisine ait fabrikalarda tarım aletleri üretimi yapan Candemir, çiftçilerin işlerini kolaylaştıracak yeni aletler geliştirmesiyle tanınıyordu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
---------
-Candemir'in paylaştığı videolar
FOTOĞRAFLARI

Haber: Davut CAN / İZMİR, (DHA)-

=====================

300 ameliyat geçiren Kayra, sağlığına kavuşmak istiyor

Bursa'nın İnegöl ilçesinde, 3 yaşındayken yanlışlıkla temizlik malzemesi içen Kayra Karakaş, 8 yılda 300 kez ameliyat masasına yattı. İç organları hasar gördükten sonra sağlığına kavuşmak için son olarak Amerika'da bir operasyon geçiren Karakaş, geçici olarak ilk kez ağzından beslendi. Kayra, 6 ay sonra yine Amerika'da büyük bir operasyon geçirecek ve operasyonun ardından hortuma bağlı kalmayıp, sürekli ağzından beslenebilecek. Ancak Kayra'nın ailesi, maddi zorluk çektiklerini ve çocuklarının normal insanlar gibi yaşayabilmesi için yardım eli beklediklerini söyledi.
'GECEKONDUDA YAŞIYORUZ, YILLIK 100 BİN LİRA TEDAVİ MASRAFI VAR'
Bursa'nın İnegöl ilçesinde yaşayan Ayşe ile Halit Karakaş çiftinin oğulları Kayra, 2011 yılında 3 yaşındayken içtiği temizlik maddesi nedeniyle yemek borusu, midesi ve kalın bağırsağı zarar gördü. Kayra, 8 yıl içerisinde yurtiçi ve yurtdışında yaklaşık 300 kez ameliyat oldu. Karnından beslenen ve ilaç maliyeti yılda 100 bin lirayı bulan Kayra, geçtiğimiz günlerde yeniden Amerika'da ameliyat koltuğuna yattı. Ameliyatı verimli geçen Kayra, 8 yıl aradan sonra ilk kez geçici olarak ağzından beslendi. Küçük Kayra, 6 ay sonra büyük bir operasyon daha geçirecek ve bu operasyonla hortuma bağlı kalmadan, sağlıklı insanlar gibi ağzından beslenebilecek. Ancak Kayra'nın ailesi, ameliyat ve ilaç masraflarının çok yüksek olması nedeniyle yardım beklediklerini söyledi. Kayra'nın anneannesi Meral Güneş, "8 yıl boyunca yaklaşık 300 ameliyat geçirdi. Karnından besleniyor. İlaçları ve tıbbı malzemeleri yurt dışından geliyor. Yıllık 100 bin lira maliyeti var. Sağlığına kavuşması için çok hastane gezdik. 4 daire paramızı harcadık. Kayra şu an makineye bağlı yaşıyor. Her çocuk gibi sokakta oynamayı istiyor fakat yapamıyor. Eğitimini evde alıyor. Kayra, tedavi sürecinde psikolojik sorunlar yaşadı. Gecekonduda yaşıyoruz. Paramız yok. İlaç maliyetleri de arttı. Bu malzemelerin bir tanesi olmasa, Kayra şu an yaşayamaz. Kayra tükürüğünü bile yutamıyor. Karnından besliyoruz" dedi.
Kayra'nın 6 ay boyunca Amerika'da tedavisinin süreceğini belirten Güneş, Bursa Valiliği tarafından yardım kampanyası başladığını, hayırseverlerden destek beklediklerini söyledi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
-----------
-Çocuğun ağızdan beslenmesi
-Çocukdan detay
-Aile açıklama

SÜRE: 3 .00 BOYUT:345 MB

Haber-Kamera : Yavuz YILMAZ/İNEGÖL,(DHA)

====================

Makine Mühendisleri Odası Başkanı: Asansör kapısındaki standartlar değişebilir

Konya'da üniversite öğrencisi Tuğçe Ülkü Gürbüz'ün (22), tartıştığı araştırma görevlisi arkadaşı Mustafa Kafes'in (31), itmesiyle asansör boşluğuna düşmesinin ardından gözler asansör kapılarının güvenliğine çevrildi. Makina Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Dr. Aziz Hakan Altun, benzer olayların bir daha yaşanmaması için asansör yönetmeliğindeki 300 newton olan kuvvet ölçümünün artırılması ve kullanılan malzemelerin standardında değişiklik yapılabilmesini öngördüklerini söyledi.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi Tuğçe Ülkü Gürbüz, 25 Eylül Çarşamba günü tartıştığı aynı üniversitenin Sağlım Bilimleri Fakültesi'nde araştırma görevlisi olan arkadaşı Mustafa Kafes'in itmesi sonucu asansör boşluğuna düştü. Beyninde kanama ve omurgalarına kırıklar oluşan Gürbüz, iki kez ameliyat edildi. Halen yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren genç kızın sağlık durumunun iyiye gittiği belirtildi. Olaydan sonra gözaltına alınan Mustafa Kafes de çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
ASANSÖR KAPISI RAYDAN ÇIKMIŞ
Tuğçe Ülkü Gürbüz'ün düşmesine neden olan asansör kapısının, genç kızın itilmesi sonucu oluşan şiddetli darbeyle kapının raydan çıktığı belirlendi. Asansör bakımlarının da olaydan bir kaç gün önce yapıldığı belirtildi.
Yaşanan olayın ardından da gözler asansör kapılarının güvenliğine çevrildi. Makina Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Dr. Aziz Hakan Altun, olayın yaşandığı yerdeki asansörün kapısının sağ tarafa açılan raylı sistemden oluştuğunu belirtti. Altun şunları söyledi: "Raylı sitemlerin yukarısında makaralı bir sistem vardır. Makaralı sistem sayesinde kapının açılması sağlanır. Alt tarafında ise kızak sistemi vardır. Kızak sisteminde ise kapıların en altında kapının kızağın içinde kalması için pim vardır. Bu plastik veya metal olabilir. Olayın meydana geldiği kapıyla ilgili fotoğraflara baktığımızda öngörümüz; sanki bu kapı darbe sonucu alt taraftaki pimin ya yerinden çıktığı ya da kırıldıktan sonra asansör kapısının boşluk oluşturmasıdır. Artık bu asansör, bu kapı, yerinde durmayarak perde görevi yapıyor. Kendisine gelen kuvveti karşılamaz. Kızımızın çarpması sonucu, bu kapı biraz öncede dediğimiz gibi ya pimi çıkıyor veya kırılıyor, böylelikle kapı perde görevi yapıyor. Kızımız, ilk çarpamadan sonra öne geliyor ama dengesini kaybettiği için geriye gittiğinde kapı kuvveti karşılamayıp perde görevi yaptığı içinde asansör boşluğuna düşüyor." Asansör yönetmeliğinde göre kapının 300 newtonluk bir kuvvet testinden geçtiğini ifade eden Altun, "Test olarak 300 newtonluk kapıya kuvvet uygulanır. 300 newtonluk kuvvet uygulandığında 15 milim esneme payı bırakılır. 300 newtonluk kuvvet uygulanacak ve 15 milimlik esnemeyi geçmeyecek ve kapıda şekil değişikliği olmayacak. Bunu sağlıyorsa, yönetmelik bize kapı güvenli diyebiliyor. Buna göre A tipi muayene kuruluşu bunun kontrolünü gerçekleştirir" dedi.
KUVVET TESTİNDEKİ BİRİM ARTIRILABİLİR
Altun, bu olayın örnek teşkil edip, benzer olaylar yaşanmaması için önlem alınabileceğini kaydetti. Altun, "Bu olayda gerekli soruşturma dahilinde rapor alınacak ve bu kaza örnek teşkil edebilecektir. Olay bize örnek olacağı için de bundan sonraki önlem için 300 nevwtonluk kuvvet 15 milimlik esneme payı demiştik. Bu kuvvetin artırılması gerekiyor. Gerekiyorsa 500 veya daha üstüne çıkartılabilir. Sonra ray sisteminde kullanılan aksamın sağlamlığı üzerinde değişiklikler yapılabilir. Plastik malzeme kesinlikle kullanılmayacak denilebilir. Pimler metal olunabilecek denilebilir. Saç kalınlığı artılabilecek denilebilir. Mekaniksel ve donanımsal değişiklikler yapılarak daha güvenli hala getirilebilir" diye konuştu. Altun, "300 newton kuvveti 30 kilo ağırlığındaki insanın gücüdür. Siz yer çekimi ivmesini 30 kilo ile çarptığınızda 300 newtonu yakalarsınız. Bu olayda bir itme mevcut. Kız çocuğumuzun 50 ila 60 kilo arasında olduğunu tahmin etsek, burada kapıya 300 nevwtondan fazla kuvvet uygulanıyor. Bu yüzden bundan sonraki aşamada, 300 newtonluk kuvvetin artırılması bize göre daya uygun olacağını düşünüyoruz" dedi.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
--------------------
-Olay yeri güvenlik kamerası
-Polisin olay yerinde inceleme yapması
-Kızın tedavi altına alındığı hastaneden detay
-Makina Mühendisleri Odası Başkanı röp.
-Oda Başkanın asansörü göstermesi

Haber- Kamera: İsmail AKKAYA- Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

===============

Kapadokya'da hedef 5 milyon turist

Göreme Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Mustafa Durmaz, Türkiye'nin önemli turizm merkezi Kapadokya'da hedeflerinin yıllık 5 milyon turist olduğunu söyledi. Durmaz, "Sağlıklı bir turizm alt yapısı ile 5 milyon turiste ulaşmamak artık içten bile değil. Yeter ki ayağımızı yere sağlam basalım. Potansiyel değerlerimiz, beklentilerimizi net bir şekilde karşılayabilir" dedi.
Türkiye'nin önemli turizm merkezi Kapadokya bölgesi, her yıl yaklaşık 3 milyona yakın yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. Göreme Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Mustafa Durmaz, Kapadokya genelinde Kültür ve Turizm Bakanlığı işletme belgeli otel ve butik otel, belediye belgeli pansiyon ve otellerde yaklaşık 30 bin yatak kapasitesine ulaşıldığını belirtti. Durmaz, özellikle son yıllardaki turizm hareketliliğinin bölgedeki turizme olan bakış açısını da olumlu yönde değiştirdiğini söyledi.
'BALONCULUK BAŞLI BAŞINA BİR SEKTÖR'
Durmaz, sıcak hava balonu uçuşlarının sağlıklı bir şekilde yapılabildiği ender coğrafyalardan biri olarak da bilinen Kapadokya bölgesinde yerli ve yabancı turistlerin balon turlarına tahminlerin ötesinde bir ilgi oluşturduğunu ifade etti. Sıcak hava balonlarıyla Kapadokya turu yapıldığını kaydeden Durmaz, "Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Göreme, Uçhisar, Ortahisar gibi merkezlerde sıcak hava balonları, adeta Kapadokya semalarında dans ediyor. Yaklaşık 1.5 saat süre ile devam eden bu müstesna gezi için binlerce kilometre uzaklıktan gelen turistler o anın büyük mutluluğunu yaşıyorlar. Kapadokya turizmi içerisinde sıcak hava balonları ile yapılan turlar başlı başına bir sektör oluşturdu" diye konuştu.
'KONAKLAMA TESİSLERİNE AĞIRLIK VERELİM'
Bölgede yılda 3 milyona ulaşan turist yoğunluğunun yaşandığını kaydeden Durmaz, "Sahip olduğumuz doğal, kültürel ve tarihsel değerleri turizmde oldukça etkin bir şekilde kullanmamız durumunda 5 milyon turiste ulaşmamak elde değil, yeter ki sağlıklı bir turizm alt yapısı oluşturalım. Tanıtımı çağın gerektirdiği şekillerde profesyonel anlamda gerçekleştirelim ve elbette turistik konaklama tesislerine ağırlık verelim. Bu hedeflere birkaç yıl içerisinde ulaşabileceğimizi herkesin göreceğine inanıyorum" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü:
----------
-Droneile Devrent vadisi ve paşabağından genel görüntü
-Kapadokyada gök yüzündeki balonlardan genel ve detay görüntü
-Kapadokyaya gelen yerli ve yabancı turistlerden genel detay görüntü
-Kapadokyadan genel görüntü
-Göreme Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Mustafa Durmaz'ın açıklaması

651 MB

Haber-Kamera: Ahmet KORKMAZER/NEVŞEHİR, (DHA) -

==================

TÜBİTAK Başkanı Mandal: Türkiye kendi ilacını ve enerjisini üretecek insan kaynağına sahip

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Dr. Hasan Mandal, Türkiye’nin kendi ilaç ve enerjisini üretebilecek insan kaynağına sahip olduğunu ifade ederek, “Sadece bu insan kaynağımızı çok daha bütünleşik halde, birbirleriyle çalışır halde ve özel sektörle işbirliğinde bu süreç yönetilirse, bunun ülkedeki yeni alanların gelişiminde de havacılıkta, raylı sistemlerde, ilaç sektöründe, enerjide de başarıya ulaşabileceğini görüyorumö dedi.
Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ), yeni akademik yıl açılışını Yabancı Diller Yüksekokulu toplantı salonunda yaptı. Açılışa, Eskişehir Vali Özdemir Çakacak, Eskişehir milletvekilleri Prof. Dr. Nabi Avcı, Harun Karacan, Jale Nur Süllü, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Dr. Hasan Mandal, ESTÜ Rektörü Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak, ESTÜ’nün çalışmalarını yakından takip ettiğini ve yeni kurulmuş olmasına rağmen kısa sürede başarılar elde ettiğini söyledi. Vali Çakacak, “21. yüzyılın küresel gücü olma hedefindeki Türkiye’mizin vizyonuna kıymetli katkılar sunacağının işaretlerini vermektedir. Bu durum gelecek adına hepimizin umudunu artırmaktadır. Bir eğitim kenti olarak öne çıkan Eskişehir’imizde Eskişehir Teknik Üniversitemiz ile diğer üniversitelerimizin daha ileri başarılara ulaşacaklarına, ilimiz ve ülkemiz geleceğine çok büyük katkılar sunacaklarına eminiz. Bu sebepten gerek öğrencilerimize gerek akademisyenlerimize gerekse de idarecilerimize fazlasıyla güveniyoruzö dedi.
İLK DERSİ MANDAL VERDİ
Konuşmaların ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Dr. Hasan Mandal, akademik yılın ilk dersinde ‘Bilim, Teknoloji ve Ekosisteminde TÜBİTAK Odaklı Yeni Süreçler’ konulu sunum yaptı. Dünya genelinde en yenilikçi kümelerde üniversiteler tarafından yapılan araştırmaların önemli rol oynadığını kaydeden TÜBİTAK Başkanı Mandal, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında konusunda uzman kişilerin Türkiye’de çalıştığını söyledi.
‘TÜRKİYE İTHAL EDEMEDİĞİ BAZI ÜRÜNLERİ KENDİSİ ÜRETMEYE BAŞLADI’
Programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, Türkiye’nin özellikle savunma sanayinde büyük bir deneyim elde ettiğini söyledi. Bu deneyimin güçlükler sonucu ortaya çıktığını anlatan Mandal, “Türkiye ithal edemediği bazı ürünleri kendisi üretmeye başladı. Bunun için gerçekten büyük bir liderlik gerekiyordu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yönlendirmesiyle başlayan bir seferberlik şuan bizi bulunduğumuz yüzden 15’lik yerlilikten yüzde 70’lere ulaşan bir yerliliği getirdi. Bunun mutlaka devamı gelecek, gelmek zorunda. Ben havacılık ve raylı sistemlerden derken bundan söz ediyorum. Bunlarla sınır değil tabi ki, bakıldığı zaman ilaç, enerji sektörü, bunların her birinde gerçekten, ihtiyaç net. Bunu yapabilecek olan insan kaynağımız var. Sadece bu insan kaynağımızı çok daha bütünleşik halde, birbirleriyle çalışır halde ve özel sektörle işbirliği bu süreç yönetilirse, Eskişehir’i o yüzden örnek veriyorum. Bunu yapmış üniversiteleri var. Dolayısıyla ben bunun ülkedeki yeni alanların gelişiminde de havacılıkta, raylı sistemlerde, ilaç sektöründe, enerjide de başarıya ulaşabileceğini görüyorum. Bunu yapmak noktasında da TÜBİTAK’ın destek programları da gelişecekö dedi.
‘YENİ BİR TEKNOLOJİYİ ORTAYA KOYUP, BUNA DAYALI BİR ÜRETİM YAPIYORSANIZ, LİDERSİNİZ’
Gazetecilerin Türkiye’nin sadece üreten değil, teknoloji satan bir ülke haline gelip gelmeyeceğini sorması üzerine TÜBİTAK Başkanı Mandal, “Hiçbir ülke şuan kendi ürettiği ile değil, ülkemizin işte yakın zamanda ekonomik güçlük dönemi oldu. Güçlük döneminde en başarılı firmalarımız yurt dışına ihracat yapan firmalarımızdır. Dolayısıyla bu teknolojilerin sadece ülke içinde geliştirilmesi değil, Türkiye aynı zamanda hem bölgesel, hem de küresel boyutta lider bir ülke. Üretmiş olduğu ürünlere bağlı teknolojinin de hem özgünlüğü dolayısıyla bunun ihracatı çok çok önemli. Buradan itibaren üniversitelerin önemi gündeme geliyor. Yoksa siz yurt dışından tedarik ettiğiniz ürünü üretiyorsanız, bu evet bir başarı. Ama bunun üzerine yeni bir teknolojiyi ortaya koyup, buna dayalı bir üretim yapıyorsanız, o zaman lider ülkesiniz. O zaman ihraç edebilirsiniz noktasına geliyoruz. Üniversitelerimizin varlığı sadece ithal edilen bir ürünün ülkemizde üretimi değil, bunun ötesinde yeni teknolojilerin, teknolojilere bağlı üretimlerinin gerçekleştirilmesiö şeklinde konuştu.
‘ENERJİDE Kİ EN BÜYÜK GELİŞİM ALANI DEPOLAMAK’
Gelecekte enerji depolamanın çok önemli bir noktaya geleceğini kaydeden Mandal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Şuan bakıldığı zaman özellikle güneş ve rüzgar da ki üretilen enerji geçmişte bir tarafta üretici, bir tarafta tüketici vardı. Şimdi tüketici aynı zamanda üretici noktasında. Dolayısıyla iş modellerini geliştirirken bu şekilde bakmak lazım, şuan bir çok kurum, ufak kurumlar hatta kişiler kendi enerjisini üretiyor ve devlete satma eğiliminde. Önemli olan dünyadaki bu gelişimlerle beraber, en güçlük olan konu depolama. Dolayısıyla üretmek değil depolamak. Enerjide ki en büyük gelişim alanı depolamak. Depolamayla ilgili süreçler yönetilebildiği sürece Türkiye’nin özellikle geleceğe doğru bakıldığı zaman yine hedefler noktasında net bir şekilde ifade edilmiş, Türkiye kendi kaynaklarıyla, bu yerli kaynaklar geniş, kömürü de var güneşte var. Kendi kaynaklarıyla enerji üretmezse, enerji bağımlılığı devam eder. Mutlaka yerlileşme çalışmaları ve yenilenebilir enerji kaynakları noktasında, enerji depolamayla ilişiklendirilmiş enerji teknolojileri çok daha kıymetli hale gelecekö

Reklam
Reklam

Görüntü Dökümü
----------
-Toplantı salonu
-Açılışa katılanlar
-ESTÜ Röktörü konuşması
-Vali Çakacak konuşması
-Mandal’ın sunumu
-Salondan detaylar
-Mandal’ın gazetecilerin sorularını yanıtlaması
-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,(DHA)-