Dhkp- C Davasında Grup Yorum'lu Savunma

Mustafa KOZAK/ANTALYA, İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde savcı Mehmet Selim Kiraz'ın öldürülmesinin ardından Antalya'da 1 Nisan gecesi düzenlenen DHKP- C operasyonunda gözaltına alınıp haklarında dava açılan biri tutuklu 24 sanığın yargılanmasına devam edildi. Aralarında bir avukat, bir öğretmen, işadamı ve çok sayıda öğrencinin bulunduğu sanıklar, 'silahlı terör örgütüne üye olma', 'patlayıcı madde bulundurma' ve 'terör örgütü propagandası' yapmak gibi suçlardan yargılanıyor..
Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşmasına katılan sanık avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, polisin 'Ergenekon, Selam Tevhid, Fethullah Gülen terör örgütü var' diyerek mahkemeleri kandırmaya çalıştığını belirterek, Antalya'daki DHKP- C davasını da buna benzetti. Kozağaçlı, Çağlayan Adliyesi'ndeki başarısızlığı kapatmak için DHKP-C baskınlarının yapılıp davalar açıldığını kaydetti.
GRUP YORUM ÜZERİNDEN SAVUNMA
Selçuk Kozağaçlı, mahkemede Grup Yorum örneği üzerinden savunma yaptı. Emniyetin raporlarında Grup Yorum'un DHKPC ile ilgisi olduğu söylenerek konserlerinin yasaklandığını aktaran Kozağaçlı, İstanbul İdare Mahkemesi'nin bunu durdurduğunu ve grubun İstanbul konserini 450 bin kişinin izlediğini söyledi. Ankara'da da yargı yoluyla konser veren Grup Yorum'u Sıhhiye Meydanı'nda 150 bin kişinin izlediğini anlatan Kozağaçlı, Antalya'daki DHKP- C davasında da polis raporlarına itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.
ÇAĞLAYAN'DA SAVCIYI ÖLDÜRMENİN UTANCI
Berkin Elvan'la ilgili soruşturmanın düzgün yapılması için DHKP- C'li iki kişinin Çağlayan Adliyesi'nde savcıyı rehin aldığını söyleyen Kozağaçlı, şöyle dedi:
"İki silahlı militan savcıyı rehin aldı. Bu soruşturmanın düzgün yapılmasını talep ettiler. Ama özel tim görevlileri gidip hepsini öldürdü. Bu olaydan sonra emniyet müdürleri 'Berkin Elvan adını nerede görürseniz yakalayın' demişlerdir. Emniyet DHKP- C'li militanlarla birlikte savcıyı da katlettiği için utancından Berkin Elvan ile ilgili baskınlar yapıp insanların üzerine çökmüştür."
Çağlayan Adliyesi'ndeki bu utancı kapatabilmek için aynı gece operasyonlar düzenlenip bu davaların açıldığını iddia eden Kozağaçlı, Okan Özer'in tutuklanmasına yol açan Akdeniz Üniversitesi'ndeki pankartın bomba düzenekli değil, bomba süsü verilmiş bir pankart olduğunu söyledi. Kozağaçlı, müvekkilinin tahliye edilmesini istedi.
DİJİTAL SAVUNMA
Akdeniz Üniversitesi bahçesine bomba düzenekli pankart astığı iddiasıyla tutuklanıp halen Ankara'da cezaevinde bulunan 22 yaşındaki Okan Özer'in de hazır bulunduğu duruşmada, sanıklardan bazıları evlerindeki bilgisayarda yazıp hafıza kartlarına kopyaladıkları savunmalarını dijital olarak mahkemeye sundu.
'ADALET İSTEMEK SUÇSA SUÇLUYUM'
Cezaevinde olduğu için dijital ortam yerine el yazısıyla yazdığı 4 sayfalık savunmasını mahkemeye sunan Okan Özer, 3 ayı aşkın süredir tutuklu olduğunu söyledi. Özer, tek suçunun bu ülkenin adalet arayan vatansever gençlerinden biri olması olduğunu söyledi. Kendisinin biber gazı kapsülüyle öldürülen Berkin Elvan'ın katillerinin bulunup adaletin önüne çıkartılmasını talep edip uyuşturucuyla mücadele ederken öldürülen Hasan Ferit Gedik'le ilgili basın açıklamalarına katıldığı için tutuklu olduğunu ileri süren Özer, “Adalet istemek suçsa, demokratik haklarımı kullandığım için 98 gündür tutukluyum" dedi.
"MİSİLLEME İHTİMALİNE KARŞI GÖZALTINA ALIYORUZ"
Davanın kadın sanıklarından Dursun Göktaş ise 1 Nisan gecesi sabaha karşı misafir olarak gittiği evde Özel Hareket timlerinin düzenlediği baskında yere yatırılıp “Çağlayan eylemine misilleme yapma ihtimaline karşı sizi gözaltına alacağız" denilerek gözaltına alındığını öne sürdü.
Duruşmada 'mağdur' sıfatıyla ifadesi alınan Mustafa İnat ile Erol Taştan kimseden şikayetçi olmadıklarını söyledi. Tahliye talebini ve adli kontrollerin kaldırılma istemini reddeden mahkeme, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.