Dicle Fırat Diyalog Grubu’ndan Emniyet Müdürü Güven'e Destek

Dicle Fırat Diyalog Grubu ile Doğu-Batı Kardeşlik Platformu, düzenledikleri ortak basın açıklaması ile sözlerinden dolayı tepki gören Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’e destek verdi.

Dicle Fırat Diyalog Grubu binasında düzenlenen basın açıklamasına, Dicle Fırat Diyalog Grubu Başkanı Muhittin Batmanlı, Doğu-Batı Kardeşlik Platformu Sözcüsü Ahmet Ay ve yöneticiler katıldı. Katılımcılar adına açıklama yapan Doğu-Batı Kardeşlik Platformu Sözcüsü Ahmet Ay, yeni atanan Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in açıklamasını siviliyle, askeriyle, polisiyle, dağdaki Kürt çocuklarıyla kimsenin ölmemesinin temennisi olarak değerlendirdiklerini söyledi. Son 30 yılda çok acılar yaşadıklarını belirten Ay, binlerce annenin yüreğinin yandığına şahitlik ettiklerini, Emniyet Müdürünün açıklamalarında ise kimseyi ağlamaya davet etmediği, evlatları yaşatmanın esas olduğunu vurguladığını ifade etti. Emniyet Müdürünün açıklamasının küçük bir kısmının cımbızlandığını söyleyen Ay, “O konuşmadaki genel maksadın esas alınması gerekmektedir. Konuşmayı garabete varan yargılamayla siyasi kavga meselesi yapmak siyasi etikle bağdaşmaz. Kimse muhalefetini, siyasi kavgasını bu konu üzerinden yürütmemelidir. Zira hepimizin yüreğini yakmakta olan bu süreçte kardeş kanı akmakta ve bu tür siyasi çekişmelerin bu kanı durdurmaya hiçbir şekilde katkı sunmayacağına inanıyoruz. Bizler müdürün söylediklerinin tamamen insani olduğuna inanıyoruz ve söz konusu konuşmasını bir bütün olarak değerlendirerek daha fazla gerginliğe sebebiyet verecek kışkırtmalardan kaçınılmasını talep ediyoruz” dedi.

Geçtiğimiz günlerde yüzü kapalı bir grup göstericinin okula molotof kokteyli ve ses bombaları ile saldırmalarını da değerlendiren Ay, şunları söyledi:

“Malumunuz ilimizde ve pek çok şehirde okullara yönelik saldırılar oldu. İnancımız gereği her türlü şiddeti dışlıyoruz. Ancak çocuklara yönelik şiddeti daha kararlı bir şekilde dışlayarak diyoruz ki, okullara yapılan saldırıların kabul edilebilir bir tarafı bulunmamaktır ve bu tür saldırıların bir daha meydana gelmemesinin 75 milyon insanımızın isteği olduğuna inanıyoruz. Artık Türkü ile Kürdü ile gençlerimizin ölmesini istemiyoruz. Bu konuda tarihten gelen paradigmalardan da yararlanarak, mübarek dinimizin ilkeleri gereği sorunun adil ve hakkaniyete uygun çözülmesini talep ediyoruz.”