- AYDIN'ın Didim İlçesi'nde satın aldıkları evlerin tapularının kendilerine verilmediği gerekçesiyle 2009 yılında müteahhit şirket aleyhine dava açan 57 İngiliz aile hukuk mücadelesini kazandı. İngilizlerin kazandığı yaklaşık 3 milyon Sternlik bu dava Türkiye'de ilk olurken, başka davalara da emsal oluşturacağı belirtildi. Didim'de işadamı Ahmet Akyel, Manastır Koyu olarak bilinen bölgedeki arazisi üzerine İngilizler'e konut yapılmak üzere bir inşaat şirketiyle anlaştı. Yapılan anlaşma çerçevesinde 'Golden Beach Villas' adlı sitede yapılan daireler İngilizlere satıldı. İngiltere'nin çeşitli kentlerinden Türkiye'ye gelerek, Aydın'ın Didim İlçesi'ndeki şirketten 2007- 2008 yıllarında daire satın aldıklarını, ancak aradan geçen sürede tapularının kendilerine verilmediğini iddia eden yaklaşık 200 İngiliz (57 aile) 'ya tapularının verilmesi, ya da paralarının iade edilmesi' istemiyle 2009 yılında Londra merkezli hukuk bürosu sahibi Türk avukat Burcu Orhan Holmgren aracılığıyla Didim 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı. BEDELİNİ ÖDEDİLER, TAPULARINI ALAMADILAR Davanın ilk duruşması 2011 yılının Ocak ayında yapılırken, davacıların avukatı Burcu Orhan Holmgren dilekçesinde, müvekkilleri İngilizlerin yüklenici şirket ve arsa sahibi olan davalılardan bağımsız bölüm satın alıp satış bedelini ödediklerini, taşınmazların müvekkillerine teslim edilmesine rağmen tapu kayıtlarının verilmediğini belirtti. Avukat Holmgren, dava konusu taşınmazların arsa sahibi adına olan 'tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini, tescilin mümkün olmaması halinde ise müvekkillerinin harici satış nedeni ile ödemiş bulundukları paraların ödeme tarihlerinden itibaren her türlü faiz ve cezai şartla birlikte davalılardan tahsiline' karar verilmesini talep etti. 'DAVALILAR KENDİLERİNİ SAVUNDU' Davalı yüklenici şirketin avukatı da cevap dilekçesinde, harici sözleşmenin davacılarla müvekkili arasında akdedildiğini, müvekkilinin davaya konu arsa üzerine 160 daire ve 10 villa inşa ettiğini, arsa sahibinden kaynaklanan sebeplerden dolayı tapuların davacılara devredilemediğini savunarak, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini istedi. Davalı arsa sahibinin avukatı ise cevap dilekçesinde, müvekkilinin davacılardan para tahsil etmediğini, yüklenici şirketten alacağını tahsil edemediği için tapu devrinin gerçekleştirilmediğini, bakiye alacağının ödenmesi halinde tapu devrini gerçekleştirmeye hazır olunduğunu savunarak, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etti. 'MAHKEME, BEDELLERİN GERİ ÖDENMESİNE KARAR VERDİ' Yaklaşık 3 yıl süren dava sonrası Didim 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi, 28 Kasım 2013 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verdi. Davacıların 'tapu iptal-tescil ve cezai şart alacağına' ilişkin taleplerinin reddeden mahkeme, ödendiği tespit edilen bedellerin pound üzerinden meblağların her bir davacı yönünden ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılardan tahsiline karar verdi. YARGITAY ONADI Dava 30 Nisan 2014 tarihinde Yargıtay'a taşındı. Yargıtay 3'üncü Hukuk Dairesi, "Belirlenen yabancı paranın her bir davacı için miktarı ayrı ayrı belirtilmek suretiyle fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca belirlenen yabancı para ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranında faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine" sözleri ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verdi. DAVA 5 YIL SÜRDÜ Müvekkilleri olduğu 57 İngiliz ailesinin 2009 yılında açtığı davasının 5 yıldır sürdüğünü belirten avukat Burcu Orhan Holmgren, DHA'ya yaptığı açıklamada davanın Yargıtay'ın kararı ile son aşamaya geldiğini söyledi. Türk Mahkemeleri'nin Türkiye'ye iyi niyetle yatırım yapmış, sayıları yaklaşık 200'ü bulan müvekkillerinin haklarını korumasının İngiliz vatandaşı olan tüm davacı müvekkillerini çok mutlu ettiğini ifade eden Avukat Holmgren şöyle dedi: "Bu kararın önemli noktası, ilk kez bir mahkemenin arsa sahibi ile müteahhidi birlikte sorumlu tutmasıdır. Günümüze dek arsa sahipleri 'arsa sahibi' olduklarını, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını ve alıcılara karşı sorumlulukları olmadığını iddia ederek, benzer uyuşmazlıklarda sorumluluktan kaçmışlardır. Bu davada da arsa sahibi bu şekilde itirazlarda bulundu ancak müteahhit firma ile arsa sahibi arasındaki sözleşme bir nevi ticari iş ortaklığı sözleşmesi olup, kat karşılığı inşaat sözleşmesi değildir. Bu nedenle hem Didim'deki yerel mahkeme, hem de onama kararı veren yüksek mahkeme buna istinaden ve müvekkillerimin bizzat arsa sahibi ile de sözleşme yaptığından hem arsa sahibi, hem de müteahhit açısından ödenen paraların iadesine karar vermiştir." 'BU KARAR ÖRNEK TEŞKİL EDECEK' Avukat Burcu Orhan Holmgren, bu kararın benzer durumlardaki diğer alıcılar için yol gösterici olacağı gibi, arsa sahibi ve müteahhit firmaların aralarındaki anlaşmalarının da yasal koşullara uygun ve alıcı haklarını da koruyucu şekilde düzenlemelerini sağlayacak bir yaptırım niteliğinde olduğunu düşündüğünü sözlerine ekledi. Yatırımcı İngiliz Paula Hesson, mahkemenin kendi lehlerine karar verdiği için mutlu olduğunu belirterek, paralarını geri almayı umut ettiklerini söyledi. Başka bir yatırımcı Sharon Dawkins ise "Didim'deki yerel mahkeme ödediğimiz paraların bize geri ödenmesi yönünde karar verdi. Yüksek Mahkeme ise bu kararı onadı ve artık inanılmaz rahatız" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz