Burgundy'nin başkenti Dijon, Fransa’nın doğusunda yer alıyor. Başlamadan önce rotamızın dışında ki şehirle ilgili bir klişe ile başlayalım; bu şehir meşhur hardalın geldiği yer. Dijon, boyutu Fransa’nın büyük şehirlerinin boyutuna hiç bir şekilde yaklaşmayan taşra şehri. Ancak şehir, Burgundy Dükü'nün 14. ve 15. yüzyıllarda evi olmuş ve müthiş bir güç ile yönetilmiştir. Böyle şehirlere uygun olarak, geçmişin izilerini tüm çevrede görüyoruz ve burada dolaşırken orta çağ binaları, tarihi köşkler ve sayısız eserle karşılaşacaksınız. Ducal Sarayı ya da Paris De Ducs civarı en önde gelen tarihi bölge olurken, ahşap iskeletli evleri (ve şarap festivalleri sırasında suyla dolan süs havuzu) ve merkez Place François Rude, başlamak için atmosferik mekanlar. Başlangıçta, Roma İmparatorluğu zamanında kurulan Dijon, birkaç defa restore edilmiş ve en son XIV. Louis zamanında yeniden inşaa edilmiş. Görmeden geçmemeniz gereken bir başka yer ise, girişlerin ücretsiz olduğu Musée des Beaux Arts sanat evi. Burada, Roma dönemine ait olan, sanat harikası heykelleri, sanat eserlerini ve resimleri görebilirsiniz. Bir an için hardala geri dönecek olursak, orjinal hardalın bu bölgede üretilmesinin bir nedeni var elbette. Dijon, mutfak ve yemek sanatlarının önemli bir merkez olarak hardalın en usta şekilde kullanıldığı şehir. Tek başın bahsettiğimiz hardal, Fransız usulü et sote, salyangoz, ünlü zencefilli ekmekleri ya da ünlü Burgonya şaraplarıyla da iyi gitmektedir. Ayrıca, Dijon’da her sene Kasım ayının başlarında Uluslararası Gastronomi Fuarı düzenleniyor. Les Halles’de haftada birkaç kez kurulan gıda pazarı, festivalin olmadığı zamanlarda gidilecek en eğlenceli yerlerden biri. Dijon’da hoş ve lezzetli bir öğle yemeği ya da akşam yemeği için, oldukça fazla sayıda şık restaurant bulunuyor.