Dikkat, zehirlenmeyin!


Gıdaları satın alırken etiket bilgilerini okuyarak ürünün içeriğini inceleyin. Satın alacağınız gıdanın sadece adına bakmak bazen yeterli olmayabiliyor, üretim izni ve ruhsatı, üretici firma bilgileri ve bir üretim adresi olması gerekiyor. Ayrıca örneğin, meyveli bir içecek aroma ve şekerden mi oluşuyor, yoksa gerçek meyve suyu mu içeriyor, bunu bilerek almalısınız.


Her ne kadar birçok firma son tüketimi tarihi geçmiş ürünlerini reyonlardan çekse de, gözden kaçmış olabileceği için satın almak istediğiniz ürünün son tüketim tarihine bakmayı ihmal etmeyin. Eğer son tüketim tarihi geçmiş bir ürüne rastlamışsanız, bu ürünü satın almayın ve satış yerini de uyarın. Çünkü ürünün lezzeti değişip, besin değeri kaybolmuş, hatta bozulmuş da olabilir ki bu da gıda zehirlenmesi başta olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açabiliyor.

Reklam
Reklam

Şişmiş, sızıntı yapmış, delinmiş veya bozulmuş ambalajlı ürünlerde, gıdanın içinde mikroorganizmalar üreyip sağlığınızı tehdit edebilir. Örneğin konservenin kapağı dışarıya doğru bombe yapmışsa, bu, bakterilerin üreyip gaz yaptığını gösterebiliyor.


Balık, tavuk, kırmızı et, süt ve peynir gibi soğukta saklanan besin maddelerinin uygun şartlarda soğutulduğundan emin olun. Örneğin deniz ürünlerinin bulunduğu reyonlar -18 derece soğuklukta, süt ürünlerinin bulunduğu reyonlar ise +4 derece olmalı.


Sağlığınızın olumsuz etkilenmemesi için taze sebze meyveler hariç, açıkta satılan ambalajsız besinleri satın almamaya özen gösterin.


Besinlerin hızla bozulmamaları için buzdolabının serinliği +4 derece olmalı. Yaz mevsiminde buzdolabının kapağını daha sık açıp kapatacağınız için dereceyi düşürerek buzdolabınızın soğutma kapasitesini artırın. Buzdolabınızı fazla besinlerle doldurmamaya ve kapların arasında hava akımı olmasına da özen gösterin, aksi halde hava içeride rahatça dolaşamaz ve bunun sonucunda yeterli soğutma sağlanamaz.

Reklam
Reklam

Buzdolabında meyve de dahil hiçbir besini açık olarak saklamayın. Besinleri mutlaka yıkanmış ve çok iyi süzülmüş olarak, ağzı kapatılmış bir kap içinde muhafaza edin.


Uygun koşullarda pişirilmiş ve ağzı iyi kapatılmış kaplarda saklanan gıdaların mikroorganizma bulundurma ihtimalleri çok azdır. Ancak çok iyi yıkanmış olsalar bile; çiğ olan et, kanatlı ve deniz ürünlerinde mikroorganizmalar çok hızlı gelişebilir. Bu besinlerde düşük sıcaklıklarda üreyebilen ve hastalık etkeni olan çok önemli mikroorganizmalar bulunabiliyor. Dolayısıyla çiğ tavukları açık ya da ambalajı bozulmuş bir şekilde üst raflarda saklarsanız, üzerinde çeşitli zararlı mikroorganizmalar üreyebilir, daha da kötüsü yerçekiminin etkisi nedeniyle alt rafta bulunan besinlere de bulaşabilir.


Sıcaklığı ne olursa olsun, gıdaların bozulmasındaki en önemli faktör zamandır. Bu nedenle -18 derece ve altında bile olsa, önerilen süre kadar saklamalısınız. Bu nedenle deniz ürünlerini en fazla 20 gün, kırmızı eti de maksimum 2 ay içinde tüketmeye özen gösterin. Gıdaları derin dondurucuda hava ile temas etmeyecek şekilde sardığınız ambalajın içinde saklamayı da ihmal etmeyin. Donmuş olsalar bile, derin dondurucuda meyve ve sebze ile eti yan yana koymayın. Kapalı ambalaj içinde olsalar bile gıdalardan biri çözülüp diğerine bulaşabiliyor ve üzerlerinde bakteri üremesine neden olabiliyor.

Reklam
Reklam

Eğer artan besinleri tüketmeyecekseniz çiğ olarak değil, pişirdikten sonra tekrar dondurun. Örneğin kıyma ile köfte yaptınız, geri kalan kısmı tekrar değerlendirmek için kıymayı kavurduktan sonra derin dondurucuda saklayın.


Derin dondurucuda sakladığınız gıdaları çabuk çözülmeleri için mutfak tezgahının üzerine koymayın. Çünkü çok soğuk ortamdan aniden sıcak ortama konan gıdalar bakteri ve mikrop yuvasına dönüşebilirler. Bunun nedeni ise mikroorganizmaların her 20 dakikada bir bölünerek saatler içerisinde çok yüksek miktara ulaşmaları ve yavaş yavaş çözülürken bu sayının artacak olması. Ayrıca çözüldükten sonra birkaç saat dışarıda kalan hiçbir ürünü de tüketmeyin. Gıdaları saklamanın en sağlıklı yolu onları buzdolabının en alt rafında çözdürmektir.


Tahıl unları ve kahve gibi ürünleri genellikle ambalajlı halde, örneğin kutularıyla buzdolabında saklamak gibi bir alışkanlığa sahibiz. Ancak ambalajını açtığınız ürünü mutlaka kutusuyla birlikte buzdolabı poşetinin içine yerleştirin. Ya da kapalı cam kavanoza boşaltın. Ağzını sıkıca kapatıp, bağladıktan sonra buzdolabına koyun. Çünkü ürün buzdolabını her açıp kapattığınızda havayla temas eder, bunun sonucunda da bozulmaya başlar. Veya daha kötüsü üzerine istenmeyen kokular siner. Lezzet değişikliğinin de bir bozulma olduğunu unutmayın.

Reklam
Reklam

Yemek yapmaya başlamadan önce ellerinizi en az 20 saniye boyunca bol sabunla köpürterek sıcak suyla iyice yıkayın ve mümkünse kağıt havluyla kurulayın. Özellikle çiğ gıdalarla (tavuk, balık veya kırmızı et ile) temas ettikten sonra başka bir malzemeye veya gıdaya dokunacaksanız, ellerinizi yıkamayı asla ihmal etmeyin.


Akşam geç saatlerde hazırladığınız yemeği soğuması için mutfakta bırakıp, ertesi sabah işe gitmeden önce buzdolabına koymak gibi bir hataya asla düşmeyin. Çünkü tıpkı çözülme sürecinde olduğu gibi, gıdalar yavaş yavaş soğurken içinde mikroorganizmalar üreyebiliyor ve sağlıklı olarak hazırladığımız yemek, ertesi gün bozulmuş olarak sofraya gelebiliyor. Bozuk ürünler kendilerini her zaman tadı ve görüntüsü ile ele vermeyeceği için biz de bu yemekleri yiyerek hastalanabiliyoruz. Yemekler ılık, hatta sıcak bile olsalar buzdolabında rahatlıkla soğutabilirsiniz. Bu şekilde soğuyan yemeğin tadı bozulmuyor, sadece buzdolabınızın daha fazla çalışmasına neden oluyor


Pişirdiğiniz gıdaları hiçbir zaman üstü açık soğutmayın ve tencerenin kapağını yarı açık bırakmayın. Pişirdiğiniz yemeği, örneğin çorbanızı kaynadıktan sonra tencerenin kapağını açıp soğutmaya kalkarsanız, yaşadığınız ortamdaki hava içinde yer alan mikroorganizmalar doğrudan yemeğin içine düşebilir. Bu mikroorganizmalar da üremeleri için uygun besleyici ortam olan yemeğin içinde sayılarını hızla çoğaltarak hasta olmanıza yol açabilirler.

Reklam
Reklam

Sebze, doğrama tahtanız ile kırmızı ve beyaz et doğrama tahtalarınız ayrı olmalı. Aynı şekilde ekmekleri dilimlediğiniz tahtanız da. Ne kadar temiz olduğunu düşünürseniz düşünün, hiçbir zaman sebze veya et doğradığınız tahtada ekmek dilimlemeyin. Kırmızı et doğradığınız tahtanızı da beyaz etlerde kullanmayın. Çünkü her gıda grubu farklı mikroorganizmalar taşıyor ve diğer mikroorganizmaların üzerlerinde zararlı etki gösterebiliyor. Aynı nedenle, çiğ köftelerinizin durduğu tabağa, pişmiş köftelerinizi koymamalısınız.


Bakterilerin ürememeleri için kullanım sonrası tabak, bıçak, çatal ve kesme tahtası gibi araç gereçleri, mutfak tezgahını sıcak su ve sabunla iyice temizleyin. Kendi halinde kurumaya bırakın. Lavabo ve muslukları yıkamayı unutmayın.