Bursa'da 522 ayrı hırsızlık olayına karıştıkları iddiasıyla 26 bin yıla kadar hapisleri talep edilen 71 zanlının yargılanması hususunda Bursa Asliye Ceza Mahkemesi ile İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi arasında ihtilaf oluştu. Hırsızlık yapmayan yaşı küçük çocukları falakaya yatırıp, ellerine yanan naylon poşet damlattıkları iddia edilen hırsızlık çetesinin yargılanması konusundaki son sözü, Yargıtay 5. Ceza Dairesi söyleyecek.
Edinilen bilgiye göre, Bursa'da mala karşı işlenen suçları mercek altına alan polis, yaptığı incelemede hırsızlık suçlarının yaşları 12'den küçük Roman çocuklar tarafından işlendiğini belirledi. Küçük yaşta olmalarına rağmen 60-70 ayrı suçtan kaydı bulunan çocuklar, ceza ehliyetleri olmadığı için serbest bırakıldı. Bunun üzerine Asayiş ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilere yönelik takip başlattı. 6 aylık takibin ardından D.A., H.A., F.K. ve A.K.'nın liderliğindeki örgütün koordineli olarak ve son derece profesyonel bir şekilde "gurbet" dedikleri Eskişehir, İzmir, Yalova, Sakarya, Kocaeli, Ankara ve Manisa'ya hırsızlık yapmak için gittikleri belirlendi. Hızlı otomobil kullanan şoförlere günlük 100 YTL vererek kiralayan 4 liderin, "Çöni" dedikleri yaşı küçük çocukların ailelerine ödeme yaparak alıp, hırsızlıktan elde edilen hasılatı ailelerle birlikte paylaştıkları tespit edildi. Ayrıca hırsızlık işinde başarılı olan küçük çocukları "şampiyon" gibi lakaplarla motive eden şebekenin, hırsızlık yapamayan çocukların ellerine ise naylon poşet damlatarak işkence yaptırdığı belirlendi.
Hırsızlık yaptırıldığı için yakalanan 30 çocuğun mahkeme kararıyla yurda yerleştirildiği, ancak yurtlardan kaçırılarak yeniden Roman Mahallesi'ne götürüldüğü belirlendi. Çetenin hırsızlık öncesinde hastane, cami, okul, alışveriş merkezi, turizm merkezleri, otopark gibi muhtemel hırsızlık yapılacak yerlerde gözlem yaptığı, çalınacak eşyanın belirlenmesinin ardından yaşı küçük çocukların devreye girdiği güvenlik kameralarıyla da tespit edildi. 12 yaşından küçük çocukların dikkat çekmemek için düğüne giderken saçlarını yaptırıp, yeni kıyafetler giydikleri, okula giderken de okul kıyafeti giydiği, hastanede ise hasta rolü yaptığı belirlendi.
Çocuklara hırsızlık yaptıran çetenin teknik takipten kurtulması ve yakalandıklarında birbirleriyle anlaşabilmesi için 90 kelimelik şifreli dil kullandığı da ortaya çıktı. Savcılığın deşifre ettiği sözlüğe göre, kaftilemek (çalmak), bırvamak (kaçmak) basetlemek (güzel iş yapmak), gurbet (hırsızlığa çıkmak) anlamına geliyor.
Olayla alakalı olarak cumhuriyet savcılığı soruşturmasını tamamladı. Cumhuriyet savcılığı, "Uzun Eller" kod adlı operasyon sonucunda gözaltına alınan 24'ü tutuklu toplam 71 şüpheli hakkında, her hırsızlık olayı için 7'şer yıla kadar olmak üzere toplam 26 bin yıla kadar hapis talebiyle dava açtı. Hırsızlık şebekesinin hiçbir meslek sahibi olmadıkları ve çalışmadıkları halde gizli kasalar, banka hesapları ve tapu kayıtlarındaki trilyonluk altın, gayrimenkul ve nakitlerine de el konuldu. Yaşı küçük çocuklara hırsızlık yaptıran çeteye yönelik savcılık, 521 sayfalık iddianame ile Bursa'daki 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açtı. Ancak mahkeme, görevsizlik kararı vererek, dosyayı İstanbul'daki Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. İstanbul'daki mahkeme de görevsizlik kararı verince iki mahkeme arasında ihtilaf oluştu. Yargılamanın hangi mahkeme tarafından yapılacağına ise Ankara'daki Yargıtay 5. Ceza Dairesi karar verecek.