Manchester Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, ahlaklı olmanın dini inanca dayanmadığı ve dinlerin ahlaki değerler üzerindeki etkisinin otuz yıl öncesine göre daha az olduğu gösterildi.
Araştırmayı yürüten Dr. Ingrid Storm'un Avrupa araştırma verilerine dayalı analizinin bulgularına göre, dini inancın azalması ahlaki çöküş anlamına gelmiyor.
Politics and Religion (Politika ve Din) dergisinde yayınlanan araştırmanın sözcüsü Storm araştırmayı şöyle anlatıyor: "Din Avrupa'nın birçok ülkesinde gerileme yaşıyor. Her yeni gelen nesil, bir önceki nesle göre daha az dini inanca sahip. Buna bağlı bir ahlaki çöküş beklemek için geçerli bir neden var mı bulmak istedim."
Araştırmanın sonuçlarına göre, din özellikle daha fazla dindar olan ülkelerde ve insanların devlete güvenemediği ülkelerde sadece bazı ahlaki değerlerle ilişkili.
1981-2008 yılları arasında 48 Avrupa ülkesinde yapılan anket araştırmasında katılımcılara, iki farklı ahlaki boyuttaki tartışmalı konular hakkında ne düşündükleri soruldu.
Bu boyutlardan biri, kişinin geleneklere aykırı davranması, yani örneğin kürtaj veya eşcinselliği meşru görmesi. İkinci ahlaki boyut ise yasalara aykırı davranmayı ve yalan söylemek gibi başka insanlara zarar verecek davranışları içeriyor.
"Avrupalıların çoğu artık, geleneklere aykırı düşen davranışları meşru görme eğiliminde, ama yasalara aykırı davranmak veya başkalarına zarar vermek konusundaki yaklaşımları değişmiş değil."
"Avrupa'da dindarlık azalmış olmakla beraber, cinsellik ve aile konularında kişisel özgürlüğün kabul edilme oranı arttı. Her yeni nesil, bu tarz konularda bir önceki nesle oranla daha çok özgürlükçü. Ama ahlaki değerlerin buna bağlı olarak artık daha bencil ve antisosyal olduğunu gösteren bir kanıt bulamadık."
Araştırma, dindar kişilerin birazcık daha az bencil olduklarını göstermiş olsa da, bunun nedeni çok büyük ölçüde o kişilerin yaşlarıyla alakalı. Çünkü dindar kişilerin yaş ortalaması, dindar olmayan kişilerin yaş ortalamasından daha yüksek ve daha yaşlı kişilerin bencil davranışları meşru görme olasılıkları daha düşük.
Storm sözlerini şöyle tamamlıyor: "Dini inanç ve ibadet, en çok dindar ülkelerde görülen ahlaki değerlerde fark yaratıyor. Bu ülkelerde, dini normların, diğer dindar arkadaşlar arasındaki, ailedeki, sosyal ve politik kurumlardaki dürüst ve güvenilir insanlar tarafından onaylanması gerekiyor."
Geçtiğimiz günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın websitesinde yayınladığı fetva da din ve ahlak ilişkisini tartışmaya açmıştı. siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Her dindar aynı zamanda ahlaklı mı?