"Dinini kaybeden, herşeyini kaybeder"

SYDNEY (İHA) - Melbourne Türk-İslam Cemiyetleri tarafından organize edilen Kutlu Doğum Haftası Programı, Türkiye'den gelen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez'in katılımı ile İshtar Reception'da yapıldı. Oldukça yoğun ilgi gören yemekli geceye 570 kişi katıldı.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevinin yanında aynı zamanda Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi de olan Profesör Mehmet Görmez, konuşmasının başında neden Avustralya'ya geldiğine açıklık getirdi. Yakın zaman önce Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun da Avustralya'ya geldiğini hatırlatan Görmez, Başkan'ın buradaki ortamdan çok etkilendiğini, ancak Diyanet olarak Avustralya'yı ihmal ettiklerini de düşündüğünü, bu nedenle de kendisinin ziyaret etmesini istediğini belirtti.

Reklam
Reklam

Görmez, sadece Kutlu Doğum Haftası nedeni ile gelmediğini özellikle vurgulayarak, konuşmasında Peygamberimizin güzel ahlakı ve insanlarımızın O'na olan sevgisini hayatında yaşadığı bazı deneyimler ile anlattı. Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin 1989 yılından bu yana düzenlendiğini belirten Görmez, Peygamber sevgisi konusunda hiç bir tereddütlerinin olmadığını ancak sevginin yeterli olmayacağını kaydetti. Görmez, bu sevginin bilgiye dönüştürülmesi gerektiğini, Peygamberimizin ahlak ve adalet anlayışını da uygulamamız gerektiğini açıkladı.

Konuşmasının büyük bölümünü aile kurumuna ayıran Görmez, nikah masasında oturan eşlerin verdiği sözün Allah'a verilmiş bir söz kabul edildiğini söyledi.

Peygamberimizin eşine olan sevgi ve saygısına dikkat çeken Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı ne yazık ki günümüzde İslam'ın kadınları ikinci sınıf insan olarak gördüğü yönünde batıda bir anlayış olduğuna dikkat çekti.

İslam'ın evrenselliği üzerinde de duran Görmez, tüm peygamberlere eşit mesafede duran, hepsini aynı gören bir inançtan geldiklerinin altını çizdi. İspanyollar hariç hiçbir Hıristiyan'ın oğluna İsa adını vermediğini söyleyen Görmez, ancak Anadolu'da İsa, Musa, Yusuf, Yakup ve diğer tüm peygamber isimlerinin çocuklara verildiğine dikkat çekti. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı, Endülüs zamanında Müslüman çocuklara İsa adı verildiği için İspanyolların da mahcup olmamak için bu ismi verdiklerini söyledi.

Reklam
Reklam

Avustralya'daki kimlik sorununa da değinen Prof Görmez, dinlerini kaybetmedikleri taktirde hiçbir şeyin kaybolmayacağını söyledi. Dinin; dil, kültür ve vatan sevgisini koruma altına aldığını, bu yüzden de çocuklara peygamber sevgisi aşılamak gerektiğini belirtti. Batıda dile getirilen çok kültürlülüğün zaten kültürlerinde olduğunu söyleyen Görmez, buna örnek olarak Medine Vesikası'nı hatırlattı. Prof Görmez, sözleşmede 'biz tek toplumuz' maddesinin yer aldığını söyledi.