ANKARA (İHA) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Agos Gazetesi yazarı Hrant Dink'in "Türklüğü alenen tahkir ve tezyif etmek" suçundan aldığı cezanın bozulmasını istedi.
Şişli 2. Asliye Ceza mahkemesi tarafından "Türklüğe hakaret suçundan" 6 ay hapis cezasına çarptırılan ve bu cezası ertelenen Dink, kararı temyiz etmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bu konuda Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne gönderdiği tebliğnamesinde, davaya konu sözlerin basın yoluyla sarfedilmiş olması karşısında, olayda alenilik unsurunun söz konusu olduğunu belirterek, "Ancak suçun oluşabilmesi, düşünce özgürlüğü sınırlarının aşılarak tahkir ve tezyif özel kastının bulunmasına bağlıdır. Eleştiri amacıyla sarfedilen sözler suçu oluşturmamaktadır. Eleştirinin de çarpıcı olması doğası gereğidir" dedi.
İfade özgürlüğü konusunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerinin hatırlatıldığı tebliğnamede şunlar kaydedildi:
"Mahkemece ifade özgürlüğünün sınırlarının bazen yasadan bazen de ahlak kurallarından kaynaklanacağı belirtilmiştir ki, yasal dayanağı olmayan hiç bir nedenle ifade özgürlüğü kısıtlanamaz. İHAS sisteminde yasa kavramının iç hukuktan özerk olması da iç hukuk yönünden sonucu değiştirmez. Ahlak kurallarına dayalı olarak sınırlama nedeni bile yasayla öngörülmelidir" denildi.
Sanığın bir takım benzetmelerden hareketle düşüncelerini ortaya koymasının ve "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" sözünü, Ermeniler için uyarlamasının, Türklüğü aşağılamak olarak değerlendirilemeyeceği belirtilen tebliğnamede, "Türkler için doğruluğu kabul edilen sözden yola çıkarak, Ermeniler için de kendince doğru bir söylem geliştirme çabası, bu sözün Türkler yönünden doğru olmadığı anlamını bile taşımadığı gibi bu yaklaşımının Türklüğü küçülttüğü de söylenemez" denildi.
Ermeni kimliğinin, Türkiye'de Lozan Antlaşması uyarınca azınlık kimliği niteliğinde kabul edildiği ve bu yönüyle korunduğuna işaret edilen tebliğnamede, "Ermeni kimliği bağlamında, bu anlamıyla Ermeni azınlık kimliğinin korunmasını savunmak, suç olmayacağı gibi bir kastın göstergesi de olamaz. Sanık, kanlarındaki hatalı Ermeni anlayışının yani zehrin boşaltılmasını ifade etmekte, Ermeni diasporasındaki yerleşik Ermeni kimliğinin terk edilmesini, ancak Ermeni kimliğinin ki bu Türkiye'de ancak bir azınlık kimliğidir, geliştirilmesi ve pekiştirilmesini söylemektedir" ifadelerine yer verdi.
Yazının Türklüğe kin ve nefret duymayan ve düşmanlık çağrısı içermeyen, küçültücü sövgü içerikli bir yazı olmadığı belirtilen tebliğnamede, "Ortaya koyulan görüşte eleştiri sınırları içerisinde kalan, hatta mensubu olduğu cemaat diaspora yönünden özeleştiri niteliği de taşıyan bir görüştür" denildi.