Enver Tohti, üç çocuk babası eski bir cerrahtı. Kanser uzmanı olarak çalışan Tohti, 1995 yılının yazında gönderildiği özel bir görev esnasında şahit olduğu vahşeti ve nasıl hayati organlarını nakil için toplamak üzere ölmek üzere olan adamı bir adamı kesmek zorunda kaldığını anlattı.
Tohti, bir yaz günü kendisine bir cerrahi ekip kurması ve özel bir göreve gitmesinin emredildiğini söyledi. Onu memleketi Urumqi'den, Çin'in uzak kuzeybatısındaki bir yere alması için bir ambulans gönderildi. Orada, toplu bir infaza tanık olan Tohti, mahkum üniforması giyen yaklaşık 20 adam gördü. Vurulmuşlardı ve bazıları hala acı çekiyormuş gibi seğiriyordu. Tothi'ye katledilen muhaliflerden birinin karaciğerini ve böbreklerini kesmesi emredildi.
Enver Tohti o an bir robot gibi kendisine emredilen her şeyi nasıl programlanmışçasına yaptığını anlattı. "Kestiğimde kanama oldu, bu da demek oluyor ki kalp hala atıyordu. Nedenini anladım." diyerek o korkunç anları hatırladı.
Sağ göğsünden vurulan adamı bayıltıp hemen ölmesine izin vermediklerini ve bu yüzden organları çıkarmak için zamanı olduğunu söyleyen Tohti, on ila on beş dakika süren kolay ve hızlı bir ameliyatla çıkardığı organları bir kutuya koydu. Kendisine ''Şimdi ekibini hastaneye geri götürüyorsun ve bugün hiçbir şey olmadı'' dendi.
Tohti, Çin'den kaçtıktan sonra 1999'da İngiltere'ye geldi ve üç yıl sonra siyasi sığınma hakkı aldı. “1995'te bu ameliyatı yaptığımda organ toplama hakkında hiçbir şey bilmiyordum. İngiltere'ye gelip bu uygulamayı ilk kez duyduğumda neler olduğunu anladım. O adam vurulmuştu ama teknik olarak onu ben öldürdüm ve bu hâlâ aklımdan çıkmıyor." dedi.
Anestezi olmadan ameliyat etmek zorunda kaldığı ölmekte olan o adamın kimliği bir sır olarak kaldı. Artık doktor olarak çalışmayan Enver Tothi, şimdi Londra çevresinde taksi şoförlüğü yapıyor. İşte olmadığı zamanlarda ise deneyiminden ve Çin'in küresel egemenlik arayışına müdahale etmemeleri için "yok edildiklerine" inandığı Uygur Müslümanlarından bahsediyor.