Ancak basit bir defans hatası herşeyi bitiren sonun başlangıcı oldu. İspanyol futbolunun yeni altın çocuğu Isco önüne gelen zor ve yüksek topu klas bir hareketle indirdi, direk dibine çok az futbolcuda bulunan özellikle bıraktı. “İkinci yarının başında Burak’ın kaçırdığı gol kırılma noktasıydı” diyenler olabilir. Ama ben böyle düşünmüyorum. Galatasaray bu noktada beraberliği yakalasaydı bile İspanyol ekibi ne yapar eder bu maçı kazanırdı. Sarı-kırmızılılarda bu sezon işlerin iyi gitmediği sezon başından bu yana belli.
3.’lük de kolay değil
Gaziantep’i karşı kazanılan ligin ilk maçı dahil Galatasaray’ın çok iyi futbol oynadığı bir 30 dakikayı bulamazsınız. İşin ilginç tarafı dün gece sarı-kırmızılılar ilk 30 dakikalık bölümde bu futbol kalibresini yakaladı. Fatih Terim’in milli takıma gidişi dengeleri değiştirdi. Orada “ölüyü diriltti” dediler. Asıl işinde ise diriyi öldürdü.
Grubun ilk maçı. Her şey bitmiş değil. Akıllara doğal olarak Chelsea’ye karşı 14 yıl önce 5-0 kaybedilen ve sonunda tarihi başarının geldiği o maç geliyor… Bir musibet bin nasihattan iyidir misali Galatasaray dün gece gerçekle yüzleşti, REALite ile karşılaştı. Bundan sonra yapılması gereken bir an önce radikal kararlar alınıp, hem yönetimin hem teknik heyetin hem de futbolcuların “Biz nerede yanlış yaptık” diyerek şapkayı önlerine koymaları… Torino’daki karşılaşma Galatasaray için zor geçecek ama Kopenhag’ın evinde İtalyanlar’dan 1 puan alması gruptaki Avrupa Ligi mücadelesinin de kolay olmayacağını gösteriyor.