Dış basında AK Parti yorumları

Guardian ve Le Monde gazetelerinde bugün yer alan yorumlarda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) seçim zaferi yine geniş yer buldu.

Türkiye'deki seçimlere değinen Fransız gazetesi Le Monde, "Ilımlı İslamcıların partisi" dediği AK Parti'nin seçim zaferinin, Avrupa'nın dini kimliğine ilişkin soruları yeniden gündeme getirebileceğini yazıyor. Dini ve laik yaklaşımlar arasındaki tartışmanın daha yeni başladığı Avrupa'da "kurucu atalar" Hıristiyan olsa da, bugün görülmemiş çeşitlilikte dinlerin bir arada yaşadığı belirtiliyor. "Avrupa'nın yeni anayasasında Hıristiyanlığa açık bir referans konması yönünde artan bir baskı oluştuğunu" yazan gazete, "Tanrı'ya ve Hristiyanlığa ilişkin" referansların anayasa geçirilmesi talebinin çeşitli vesilelerle Papa'dan da geldiğini vurgulamış. Bu taleplerin yerine geleceğinden kuşkulu olsa da Le Monde, önümüzdeki dönemde teolojik-siyasi münakaşalara yine tanık olacağımızı belirtiyor.

Reklam
Reklam

ORHAN PAMUK, GUARDIAN'DA SEÇİMİ YAZDI

İngiliz gazetesi Guardian'ın bugünkü ekinde Orhan Pamuk'un seçime ilişkin bir değerlendirmesi yer alıyor. Başlık, "Tek umudumuz belki de mizahtır" şeklinde.

Yazar, "Eskiden seçimler daha iyiydi" diye başlayıp şöyle devam etmiş:

"Eskiden daha iyiydi derken, 'Benim tercih ettiğim partiler kazanırdı' emek istemiyorum. Bayram ve trajedi havası daha yoğundu, dünyadan tecrit edilmiş bir ülkede aidiyet duygusu daha fazlaydı, felaketler ve sevinçler daha fazla paylaşılırdı."
Eskiden seçim günü herkesin toplaşıp seçim sonuçlarını heyecanla beklediğini, ama kesin sonuçların toplanmasının köylerden sandıkların at sırtında taşınmasının da etkisiyle günler aldığını anlatan yazar, artık gelişen teknoloji sayesinde bu bekleyişin çok kısa sürdüğünü vurguluyor. Israr ederse anayasayı değiştirebilecek bir güce kavuşan Tayyip Erdoğan'ın yüzde 35 oyla anayasadaki laiklik maddelerini değiştirip, siyasal İslam'ın toplumdaki rolünü arttırabileceğini belirtiyor. Ama şimdilik böyle niyetler taşıdığının gözlenmediğini de ekliyor. Erdoğan'ın, askeri müdahale endişesiyle partisinin İslamcı değil muhafazakar diye nitelendirilmesinde ısrar ettiğini vurguluyor.

Reklam
Reklam

"Askerlerden duyulan korkuyla edinilen mahcup edici yeni kimlikler er geç yeni hayat tarzına dönüşüyor" diyen Orhan Pamuk, Erdoğan'ın asıl sorununun, başbakan olamaması olduğunu belirtiyor. Birinci partinin liderinin şimdi adli gerekçelerle liderlikten ayrılmasının istendiğini, milletvekili bile olamadığını anlatan yazar, yine de Türkiye ve Batı'daki gözlemcilerin onun her sözünü dikkatle incelediklerini yazmış.

"BU SEFİL SİYASETÇİNİN UNUTULUP GİDECEĞİNİ UMMUŞLARDI"

Yazı şöyle devam ediyor:

"Erdoğan'ın unutulacağı umuldu. İnsan haklarının acımasızca ihlal edilmesi, hala devam eden işkence ve Kürt kültürünün bastırılması gibi konularda Türkiye'yi haklı biçimde kınayan Batılı politikacıların Erdoğan'a hapiste geçirdiği süre boyunca pek ilgi gösterdikleri söylenemez. Belki, ordudan korkan ya da devletle fazla işbirlikçi olan Türk gazeteciler gibi Batılı gözlemciler de, bu sefil siyasetçinin unutulup gideceğini ummuşlardı. Ama sağdaki ve soldaki birçok hapsedilmiş politikacı gibi Erdoğan'a da, yoksullar ve muhafazakar kitleler büyük bağlılık gösterdi."

Reklam
Reklam

3 Kasım seçiminden sonra bu konuların Türkiye'de pek tartışılmadığını savunan yazar, Erdoğan'ın da, askeri darbelerden sonra generallerin ilk yaptığı işi yaptığını, "IMF'yle anlaşacağını, Türk dış politikasının yönünü değiştirmeyeceğini" ilan ettiğini, böylece büyük sermayenin tedirginliğini giderdiğini anlatıyor.

Yazı şöyle sürüyor:

"Herkes ona biraz inanmayı arzuluyor; oyların rasyonel ve kültürel sebeplerle değil, Türkiye'yi yakın tarihteki en büyük ekonomik bunalıma götüren koalisyon hükümetini cezalandırmak için kullanıldığı gerekçesiyle ondan korkmayı ertelemeyi arzuluyorlar."

Orhan Pamuk'un yazısına göre, ülkeyi şu anda birleştiren tek faktör, iktidardan uzaklaşan koalisyona yönelik nefret. Yakın gelecekte olabilecek yeni felaketleri düşünmemenin tek yolunun mizah olabileceğini belirten yazar, eski seçimlere ilişkin nostaljinin de bu noktada faydalı olabileceğini savunuyor.

Kaynak: İHA