Dış Gebelikte Erken Tanı Hayati Öneme Sahip

Dış gebeliğin hayati risk oluşturduğunu ifade eden uzmanlar, anne adaylarının adet günleri geçikir gecikmez doktora başvurmasını ifade ediyor. Ultrasonografi ile normal ve dış gebeliğin ayırımının yapılabildiği belirtilirken, erken teşhisle bazen ameliyata gerek kalınmadan dış gebeliğe son verildiği kaydediliyor.

Hamileliklerin yüzde 2'sinde dış gebelik görüldüğünü belirten Medical Park Samsun Hastanesi Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Naziye Gürkan, "Zamanında teşhis edilmeyen dış gebeliklerde hayati risk oluşturur. dış gebeliğin nedenleri ve faktörlerini de açıklayan Dr. Gürkan, "Normal bir gebelik oluşurken yumurta ve sperm hücresi tüplerde birleşir ve oluşan embriyo, tüpün iç katmanındaki silyaları süpürme hareketiyle rahim içine taşınır. Tüplerde geçirilmiş herhangi bir enfeksiyon, travma ya da cerrahi, tüplerin bu normal süpürme fonksiyonunu yerine getirememesine yol açar ve embriyo rahim içine sürüklenemez, tüpte kalır ve burada gelişimini sürdürür. Tüplerin anatomik ve fizyolojik yapıları bir gebeliği sonuna kadar götürebilecek vasıfta olmadığından bir süre sonra bu alanda yırtılma ve iç kanama başlar." diye konuştu.

Dış gebeliği tedavi yöntemlerine de değinen Naziye Gürkan, "Eğer hastada iç kanama mevcutsa cerrahi ön planda düşünülür. Genel olarak laparaskopik yöntemle operasyon yapılır. Tüpte çok harabiyet yoksa tüp korunur, eğer dış gebelik materyali çok büyük ve tüp hasarı çok fazla ise tüpün alınması kaçınılmazdır. Eğer hastanın durumu stabil ve henüz gebelik mahsulü yırtılmamışsa özellikle erken tanı alan vakalarda medikal tedavi ile Methotrexate uygulanarak bu gebeliğin müdahale edilmeden yok edilmesi amaçlanır. Ancak bu ilacın birtakım yan etkileri de vardır. Bazen de çok erken başlangıçlı olgularda ilaç ya da cerrahiye gerek kalınmadan dış gebelik kendiliğinden kaybolabilir." şeklinde konuştu.

"DIŞ GEBELİK GEÇİREN HASTANIN NORMAL GEBELİĞE SAHİP OLMA ORANI YÜZDE 50-80"

Dış gebelik geçiren kadınların daha sonraki gebeliklerinin hangi ölçüde etkilendiğine de değinen Op. Dr. Naziye Gürkan, "Bir kadın bir kez dış gebelik nedeniyle ameliyat geçirmişse, sonraki dönemde tekrar dış gebelik geçirme oranı yaklaşık yüzde 15. İki kez geçirmişse tekrarlama oranı yüzde 30'dur. Dış gebelik geçiren hastanın daha sonra normal bir gebeliğe sahip olma oranı ise yaklaşık yüzde 50 ile yüzde 80 bulunmuştur. Tedavi şeklinin medikal ya da cerrahi olmasının sonradan oluşacak gebelik oranlarına etkileri benzer bulunmuştur. Ancak tüpün tamamen alınması durumunda sadece dış gebelik mahsulünün boşaltıldığı olgulara kıyasla gebe kalma oranı daha azdır. Çok ender görülen bir dış gebelik şekli olan servikal yani rahim ağzı gebeliğinde kanama riski çok fazladır. Bu nedenle tanısı önemlidir." dedi.

"DIŞ GEBELİK VE NORMAL GEBELİĞİN BİR ARADA BULUNMASI DURUMU MÜMKÜN"

Dış gebelik ve normal gebeliğin bir arada bulunması durumununda mümkün olduğunu ifade eden Gürkan, şöyle devam etti: "Bütün bunlar dikkate alındığında en önemli nokta şudur ki, bir kadında adet rötarı ya da herhangi gebelik şüphesi olduğunda erkenden doktora başvurup normal ve dış gebelik ayırımı ultrason ve diğer kan testleriyle yapılmalıdır. Aksi halde devam eden bir dış gebelik sonradan hayatı tehdit edici sonuçlara neden olabilir. Öte yandan dış gebelik ve normal gebeliğin bir arada bulunması durumu da mümkündür. Buna heterotopik gebelik denir ancak 30 binde bir olasılıkla çok ender gördüğümüz bir tablodur. Bu nedenle genel olarak ultrasonda gebelik kesesini rahmin içinde gördüğümüzde dış gebelik olasılığının yok denecek kadar az olduğunu varsayabiliriz. Morbidite ve mortalitenin azaltılması ve fertilitenin korunması açısından erken tanı yaşamsal öneme sahiptir.