Disfaji nedir, belirtileri nelerdir? Disfaji neden kaynaklanır, tedavisi nasıl yapılır?

Sıvı ve katı besinin ağza alınamaması veya ağza alınan besinlerin mideye güvenli olarak iletilememesi durumu olarak meydana gelen yutma güçlüğü (disfaji), yaşam kalitesini düşürdüğü gibi, birçok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Su ve kilo kaybı, akciğer hastalıkları, kötü ağız hijyeni, boğazdan nefes borusunun dışarı açılması, burun veya mideden beslenilmesi gibi birçok probleme yol açan disfaji, hastanın ölümüne de neden olabiliyor.

Oral – motor rehabilitasyonu ile yutma bozukluklarının tedavi edilebilediğini belirten Yrd. Doç. Dr. Çetin Sayaca, yutma güçlüğünün her yaştan insanda görülebileceğine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi’nden Uzman Fizyoterapist Yrd. Doç. Dr. Çetin Sayaca, yutma bozuklukları ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.

YUTMA GÜÇLÜĞÜ SAĞLIK PROBLEMLERİNİ BERABERİNDE GETİRİYOR

“Yutma güçlüğü (disfaji), sıvı veya katı besinin ağza alınamaması veya ağza alınan besinlerin anatomik, fizyolojik ve psikolojik problemler nedeniyle mideye güvenli olarak iletilememesidir” diyen Yrd. Doç. Dr. Çetin Sayaca,

Reklam
Reklam

“Yutma bozukluğu su kaybına, kilo kaybına, akciğer hastalıklarına, kötü ağız hijyenine, boğazdan nefes borusunun dışarı açılmasına, burun veya mideden beslenilmesine, yaşam kalitesinin bozulmasına, sağlık maliyetlerinde artışa neden olduğu gibi hastanın ölümüne de sebep olabilir. Yutma güçlüğü her yaştan insanda görülebilir. Özellikle nörolojik hastalığı, baş-boyun kanseri olan bireylerde daha sıklıkla görülmektedir. Ancak herhangi bir hastalığı olmayan 60 yaş ve üzeri bireylerde dahi yutma güçlüğü ile karşılaşılmaktadır” şeklinde konuştu.

YUTMA GÜÇLÜĞÜNÜN (DİSFAJİ) BELİRTİLERİ NELERDİR?

Yrd. Doç. Dr. Çetin Sayaca, yutma güçlüğü belirtilerini şöyle sıraladı:

• “Tekrarlı akciğer hastalıkları,
• Sebebi bulunamayan ve sık sık ortaya çıkan ateş,
• Yemek yeme sırasında fazla çaba harcama,
• Yeme süresinde uzama,
• Boğazda takılma / kalıntı hissi,
• Yutkunma sonrası öksürük,
• Yutkunma sonrası ses değişikliği,
• Yemek alışkanlığının değişmesi,
• Su içmekten kaçınma ve tüketim miktarının azalması,
• Yutkunma miktarının ve süresinin uzaması,
• Yutkunma sonrasında boğazını temizleme ihtiyacı,
• Yeme ve/veya içme sonrasında yorgunluk,
• Yetersiz beslenme sonrası kilo kaybı.”
Yutma güçlüğü tedavisi “oral-motor rehabilitasyon” ile mümkün!

Reklam
Reklam

Oral-motor rehabilitasyon programı, değerlendirme sonuçlarına, hastalığın şiddetine, hastaların beklentilerine ve güncel tedavi yöntemlerine göre belirlenmektedir. Bu nedenle, tedavi içeriği ve süresi hastadan hastaya değişiklik göstermektedir.

ORAL-MOTOR REHABİLİTASYON PROGRAMINDA HANGİ UYGULAMALAR VAR?

Oral-motor rehabilitasyon programında;

•Beslenme şeklinin değiştirilerek güvenli yutmanın sağlanması,
•Postüral teknikler ile güvenli yutmanın sağlanması ve beslenmenin devamı,
•Yutma manevraları ile solunum sisteminin korunması ve yutmanın sağlanması,
•Termal taktil stimülasyon,
•Yutmadan sorumlu kaslara yönelik egzersiz programları,
•Proprioseptif nöromusküler fasilitasyon teknikleri,
•Motor öğrenme stratejileri,
•Nöromusküler elektrik stimülasyonu (vitalstim vb.),
•Kardiyopulmoner rehabilitasyon (KPET cihazı ile),
•Kassal kuvvet eğitimi (İsomed 2000 izokinetik cihazı ile),
• Eklem ve yumuşak doku mobilizasyon teknikleri,
• Bantlama (kinesiotape®, mcconnell vb.) uygulamaları bulunuyor."

HASTALARIN GÜNLÜK YAŞAMINA DÖNEBİLMESİ AMAÇLANIYOR

Reklam
Reklam

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi’nden Uzman Fizyoterapist Yrd. Doç. Dr. Çetin Sayaca, “Oral-motor rehabilitasyon ile amacımız, hastamızın tekrar sağlıklı bir şekilde günlük yaşamına dönebilmesini sağlamaktır” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Yutma ve ağızdan beslenmenin sağlanması en önemli hedefimiz. Hastalığın şiddetine bağlı olarak, güvenli yutmanın gerçekleşmediği durumlarda, güvenli beslenme yöntemleri öğretilerek, böylece gıdanın akciğere kaçması ve sonucunda ortaya çıkabilecek sorunlar önlenmeye çalışılıyor. Oral-motor rehabilitasyon ile hastanın bağımsız olarak hayata dönebilmesini amaçlıyoruz.”