"Dışı Seni İçi Beni Yakar" 12 Maddeyle Freelancer Olmak
Dışarıdan iş yaptığınız bir kuruma sadece iş teslimi ya da toplantılar için gidiyorsanız bu durumları en iyi siz biliyorsunuz demektir.
Ne içindesindir şirketin ne de büsbütün dışında.
Okula arada sırada uğrayan gizemli öğrencidir freelancerlar. Yokluğunda aranmaz, varlığında "sahi böyle de biri vardı" denilip, işe kaldığı yerden devam edilir.
İş hayatının Prens Henry'sidir freelancerlar.
Ofisteki tüm güzel kızlar/ yakışıklı erkekler tam zamanlı çalışanlara yar olur. Evdeki kediyle romans yaşayacak duruma gelirsiniz.
Yeni bir karar alırken fikrinizi sormazlar
Herkes ne kadar kazandığınızı sorar, ofistekiler dahil.
Günler sonra bir heyecanla ofise gelip, çalışan herkesin çoktan baymış olduğunu görürsünüz, şevkiniz kaçar.
İş yerine çok sık gitmediğiniz için, gittiğiniz zaman iyi görünmek istersiniz. Geçen gittiğimde ne giyinmiştim diye düşünürken beyin kası yaparsınız.
Herkes çalışırken senin koltuğa uzanmış Esra Erol izlediğin düşünülür.
Her ay başında "maaşlar yatar da benimkini unuturlarsa" diye diye gerilirsiniz.
Ne kadar yattı, doğru hesapladılar mı diye düşünüp, oturur tek tek hesaplarsınız.
Tam zamanlı çalışsam ne kadar maaş alırdım diye düşünüp, freelancer/tam zamanlı karşılaştırması yaparsınız.
Dışarı çıkmak için plan yaparsınız, tam çıkacakken arayıp acil iş isterler.