Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Son konseyde Avusturya’nın boyundan büyük bir işe kalkıştığını gördük, istediği desteği diğer ülkelerden bulamadı. Avusturya popülist akımlara göre hareket etmemeli, içeriye oynamamalı ve büyük resmi görmeli. Türkiye’nin AB’ye üye olması her iki tarafın da çıkarınadır" dedi.Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’de Ekim 2016’dan bu yana tutuklu olan Rahip Andrew Craig Brunson’ın serbest bırakılmasına yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunmasıyla ilgili Aksoy, "Hukuki bir süreç var ortada ve bu süreç devam ediyor. Brunson, ailesiyle ve hukuk yetkilileriyle düzenli olarak görüşebiliyor. Adli süreç hukukun üstünlüğü ilkesine dayalı olarak yürütülüyor. Bir sonraki duruşma 12 Ekim’de yapılacak. Türkiye bir hukuk devleti" dedi.OHAL’in kaldırılmasına ilişkin AB ile ilişkilerin ve terörle mücadelenin ne şekilde yürütüleceği sorulan Aksoy, "OHAL’in bir zaruretten ortaya çıktığını unutmamak lazım. Hükümet bir karar aldı ve OHAL kaldırıldı. Avrupa Konseyinden olumlu mesajlar geliyor, bundan da biz memnuniyet duyuyoruz. Biz terörle mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Çünkü FETÖ tehdidinin tam anlamıyla bitmemiş olduğu gözüküyor. Bu kapsamda çalışmalarımızı yürütüyoruz" karşılığını verdi."F-35 konusunda bir sıkıntı yok"ABD ile güvene dayalı bir ilişki kurmayı hedeflediklerini kaydeden Aksoy, Türkiye ve ABD’nin iki önemli müttefik olduğunu belirterek, "ABD’de bazı çevreler tarafından ülkemiz aleyhinde bazı tasarılar gündeme getiriliyor. Biz bunlara karşı en üst düzeyde gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bunun yansımalarını da görüyoruz. Cumhurbaşkanımız NATO Zirvesi marjında Trump ile görüşmesinden sonra basın mensuplarıyla bir araya geldi ve F-35 konusunda Trump’ın kendisine bir sorun olmayacağını söylediğini dile getirdi. Bizim başından beri temel hedefimiz kendi ulusal hava ve füze savunma sistemimizi geliştirmek. Bu hedef doğrultusunda birçok seçeneği değerlendirdik. Bu süreçte ABD başta olmak üzere müttefiklerimizle yaptığımız görüşmelerden bir sonuç alamadık. Öte yandan Rusya cazip bir teklif sundu. Patrick sistemiyle de ilgili olarak ABD ile temaslarımıza devam ediyoruz. F-35 konusunda bir sıkıntı yok, iki tane uçağın aidiyeti bize ait. Bizim pilotlarımız şuan orada eğitim alıyorlar, 2020 yılına kadar sanırım sürecek ve ondan sonra teslimat yapılacaktır" şeklinde konuştu."Cumhurbaşkanı Erdoğan uyarıda bulundu"Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in rejimin İdlib’e yönelmesine dair gerçekleştirdikleri telefon görüşmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Aksoy, "Rejimin Dera ve Kuneytra gerginliği azaltma bölgesini hedef alan saldırılarında çok sayıda masum insan hayatını kaybetti ve yüz binlerce insan yerlerinden oldu. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz ve lanetliyoruz. Bu saldırılar sahada şiddetin azaltılması ve krize siyasi çözüm bulunması yönünde Astana ve Cenevre’de yürütülen çalışmaları baltalıyor. Rejim, sorunu askeri yöntemlerle çözmeye çalışıyor ancak bu yolla ülkede meşru bir hakimiyet kuramaz. Doğu Guta’da ve Suriye’nin güneybatısında yaşanan bu senaryonun İdlib’te tekar etmesini asla istemiyoruz. Cumhurbaşkanımız yaptığı telefon görüşmesinde rejimin İdlib’i hedef alması halinde bunun Astana mutabakatının ihlali anlamına geleceği uyarısında bulundu. Bu konuda hassasiyetimizi sürdürüyoruz" diye konuştu.Aksoy, Trump’ın Türkiye ziyareti kapsamında bir gelişme olup olmadığına ilişkin, "Baştan itibaren bu konuda çalışmalar var ancak henüz kesinleşmiş bir tarih yok" dedi."Avusturya popülist akımlara göre hareket etmemeli"AB Konseyi dönem başkanlığı yapan Avusturya’nın Türkiye’ye karşı tutumunu eleştiren Aksoy, "Bizim AB ile ilişkilerimiz bir üye ülkenin 6 aylık dönem başkanlığında sergileyeceği keyfi tavırla sarsılmaz. AB ile ilişkimizin hukuki bir temeli var. Avusturya’da yeni hükümet kurulduktan sonra ülkemizin AB ile ilişkilerine zarar vermek için elinden geleni yapmaya başladı. Son konseyde Avusturya’nın boyundan büyük bir işe kalkıştığını gördük, istediği desteği diğer ülkelerden bulamadı. Avusturya popülist akımlara göre hareket etmemeli, içeriye oynamamalı ve büyük resmi görmeli. Türkiye’nin AB’ye üye olması her iki tarafın da çıkarınadır" ifadelerini kullandı.Almanya’daki Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davası sanığı Ralf Wohlleben’in 6 yıl 8 ay tutuklu kalması ve kaçma tehlikesi bulunmadığı gerekçesiyle dün görülen davada serbest bırakılmasına ilişkin Aksoy, "NSU davası bizim beklentilerimizi hiçbir şekilde karşılamadı. Takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.Aksoy, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte Dışişleri Bakanlığında Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle gerekli düzenlemelerin yapıldığını ifade ederek, "Bu değişiklikler kapsamında Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı ’AB Başkanlığı’ ismiyle bakanlığımızın bağlı kuruluşu haline geldi. Ayrıca AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı ve Türk Akreditasyon Kurumu da bakanlığımıza bağlandı" bilgisini verdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz