Dışişleri’nden İsviçre'deki 'Erdoğan'ı öldür' pankartına yönelik kararına sert tepki

Dışişleri Bakanlığı, İsviçre'nin başkenti Bern'de bir gösteri sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hayatına kastetme çağrısında bulunan bir pankartın asılması olayına ilişkin idari soruşturma sonucunda gösteriyi düzenleyenlerin yükümlülüklerini yerine getirdiği görüşüne varılmasını "hayret ve esefle" karşıladıklarını bildirdi.

Bakanlık Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu'nun, 25 Mart tarihinde İsviçre'de düzenlenen gösteride Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hayatına kastetme çağrısında bulunan pankart asılmasına ilişkin idari soruşturma kararına ilişkin bir soru yanıtladı.

Sözcü "endişe verici" olarak nitelediği pankart olayının ardından İsviçre'de biri idari diğeri cezai olmak üzere iki soruşturmanın açıldığına dikkat çekerek "Basında yer alan haberlere konu olan, 'gösterinin düzenleyicilerinin sözkonusu pankartla ilgili olarak suçlanmayacağına' ilişkin kararın idari soruşturma sonucunda varılan karar olduğu anlaşılmaktadır" dedi.

Reklam
Reklam

"ISRARLI GİRİŞİMLERİMİZE RAĞMEN CEZAİ SORUŞTURMA YAVAŞ İŞLİYOR"

Sözcü, esasen cezai soruşturmaya kıyasla yaptırımları itibariyle daha düşük önemde bir soruşturma olsa da idari soruşturma sonucunda gösteriyi düzenleyenlerin yükümlülüklerini yerine getirdiği görüşüne varılmasını "hayret ve esefle" karşıladıklarını belirtikten sonra şöyle devam etti:

"Bu kararın İsviçre'de benzer suçların işlenmesini teşvik edici etki yaratacağı ve suçluları cesaretlendireceği açıktır. Nitekim, ısrarlı girişimlerimize rağmen esas önem taşıyan cezai soruşturmadaki sürecin de yavaş işlemesinin suçun teşviki noktasındaki vahim yansımasını en son Zürih Başkonsolosluğumuza yönelik saldırıda bir kez daha görmüş bulunmaktayız.

Bu çerçevede, İsviçre makamlarından cezai soruşturmanın bir an önce sonuçlandırılarak suçluların hak ettikleri cezalara çarptırılmalarını beklediğimizi, bir başka ülkenin Cumhurbaşkanının hayatına kastetme çağrısında bulunan bu tür kabul edilemez eylemlerin tekrarının önlenmesinin, şiddetin engellenmesinin yanı sıra, hukukun üstünlüğünün sağlanması açısından da büyük önem taşıdığını bir kez daha vurgulamak isteriz."(ANKA)(CN/ORH)

Reklam
Reklam