Yenilen yiyeceklerin ağızdan başlayarak vücut tarafından sindirildiğini ve kanda şekere dönüştüğünü söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Canan Asal, pankreasta insülin salgılayan hormonun görevini yapamaması durumunun diyabet hastalığını oluşturduğunu, bu durumda kan şekerinin çıktığını veya düştüğünü belirterek, "Diyabetlilere yönelik 3 çeşit tedavi vardır. Bunlar, ilaçla, diyet uygulanarak veya insülin iğnesi verilerek yapılır. Bu bakımdan diyet çok önemlidir. Diyabetliler, 'Ne yersen ye bir şey olmaz' diyenlerden uzak durmalı veya sözlerine aldırış etmemelidir. Tabii ki diyabetlilere yasak yiyecek yoktur; ama her yiyecek yeterince tüketilmeli, aşırılıklardan kaçınılmalı, sofradan doymadan kalkılmalıdır" dedi.
Diyabetlilerin günde sabah, kuşluk vakti, öğlen, ikindi, akşam ve yatsı vakitlerinde olmak üzere azar azar 6 öğün yemek yemesi gerektiğini kaydeden Asal, "Genellikle diyabetliler beslenmesine dikkat etmiyor. Sonra hastaneye gidip 'Doktor bey vallahi şeker yemedik' diyorlar. Halbuki şeker ekmekte de var. Aldığımız besinleri tanımalı, alacağımız miktarı da öğrenmeliyiz. Kan şekeri düşen diyabetliler de yanlarında bulundurmaları gereken kesme şekeri yiyebilir" diye konuştu.
Diyabetlilere aç karnına egzersiz yapmamaları hatırlatmasında bulunan Asal, "Aç karına yürüyorsunuz, sonra şekeriniz düşmüş bir şekilde olduğunuz yere yığılıyorsunuz" diyerek kahvaltının ardından yürünmesi gerektiğine dikkat çekti. Asal, "Diyabetli, meyve-sebze miktarlarına dikkat etmeli. Meyvelerin şekerleri kan şekerini hızlı çıkarıp düşürür. Bu nedenle meyve; süt, ekmek, yoğurt gibi protein kaynaklarıyla birlikte yenilmeli. Kahvaltıda mutlaka yeşillik olmalı. Kepekli ekmek tercih edilmeli. Çünkü kepekli ekmek kan şekerini daha yavaş yükseltir. Kuru baklagiller, posalı yiyecekler, kuru fasulye, bulgur, nohut kan şekerini düzenler. Bu gıdalar mutlaka tüketilmeli. Eski alışkanlıklardan toplum olarak kurtulmalıyız. İster diyabetli isterse sağlıklı insan olalım bir defa yemek yeme tarzımızı değiştireceğiz. Yani porsiyonları azaltacağız. Sofradan doymadan kalkacağız" şeklinde konuştu.
Diyet tedavisinde, bütün besinlerin beslenme uzmanları tarafından belirlenecek belli oranlarda alınması gerektiğini vurgulayan Asal, hamur işleri ve kızartmalardan da kesinlikle uzak durulması gerektiğini açıkladı. Diyabetlilerin, diyet listelerini kaybetmemesi gerektiğini de ifade eden Asal, şunları kaydetti:
"Diyet listelerinizi kaybetmeyin. Bunalınca diyet listelerine bakmakla bu iş olmaz. Diyet programı, ilaç tedavileri ve egzersiz kurallarına uyulursa kan şekeri kontrol altında olur. Yiyecekler mevsiminde tüketilmelidir. Şimdi her evde derin dondurucu var. Uygun değil. Çünkü derin dondurucuda da olsa patlıcanın belli süre sonra zehirleyici etkisi vardır. Derin dondurucular besin değerlerini azaltır. Her gıda mevsiminde tüketilmelidir. Sıcak havada tüketilmesi gereken gıda soğuk havada tüketilir mi?"
Hem diyabetlilerin hem de normal insanların egzersiz yapması gerektiğine değinen Asal, şöyle devam etti:
"Egzersiz demek fitnest salonlarına gidip kan ter içinde kalmak demek değildir. Hareketli olacaksınız; ama stresten uzak mekanlarda sakin sakin yürüyeceksiniz. Yürümek insanı rahatlatır, ferahlatır. Beslenmeyle ilgili ideal kiloya inilmelidir. Doğal bal diyabetliler tarafından yenilebilir, çok faydalıdır, ancak balda sahtekarlıklar yaşanıyor, 'doğal bal' denilip şurup içirilmiş arıların balını satıyorlar. Bal, güvenilir adreslerden alınmalıdır. Bir de 'Delibal' denilen bal tüketim şekli vardır. Yani balı çok tüketmek insanı ölüme kadar götürür. Karadeniz Bölgesi'nde delibal tüketiminden dolayı zehirlenen çok insan var. Diyabetlilerin et tüketmesinde mahsur yok. Ancak, günde 150 gramı geçmemeli. Balık eti tercih edilmeli. Midyeyi değil diyabetliler, sağlıklı insanlar bile tüketmemeli. Kesinlikle önermiyoruz. Midye genellikle besin zehirlenmelerine neden oluyor. Denizlerdeki pisliklerle beslendiklerinden tüketilmesi son derece zararlı. Hiçbir besin özelliği de yok. Diyabetik dondurma uydurmalarıyla insanlar yanlış yönlendiriliyor. Dondurmanın diyeti olmaz. Diyet eşittir yemek demektir. Diyet konusu gündemde olduğundan, dondurmanın, reçelin üzerine bile 'diyet' yazıyorlar. Dondurmada glikoz yerine başka bir madde kullanıyorlar ve o maddedeki şeker oranı glikozdan daha yüksek. Diyet dondurma diye bir şey yok. Dondurma tüketimine de çok dikkat edilmeli. Günde 2-3 fincan çay iyidir, 5 fincana kadar çıkarılabilir. Çay kroner kalp hastalıklarını önler. Fazla içilirse alınan gıdalardaki vitamin ve mineralleri azaltır. Bu da kansızlığa yol açar. Çayı daha açık, az demli, bol limonlu içmelidir. Çay kanseri de önler. Şişmanlıktan kurtulmalı ve ideal kilomuzu yakalayıp korumalıyız. Bu da yediğimize, içtiğimize dikkat edeceğiz anlamına gelir. Bu hatırlatmalarımız sadece diyabetlilerle ilgili değil, bütün insanlarla ilgilidir. Her şeyin başı sağlıktır ve yiyecekler temizlikten sonra ilgilendiren en önemli husustur."