Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, TRT 1'de yayımlanan "Ramazan Sevinci" programının konuğu oldu. Erbaş, Ramazan ayına ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu ayda yürüttüğü hizmetlere dair değerlendirmelerde bulundu.
Ramazan ayının hediyelerinden birisinin oruç olduğunu ifade eden Başkan Erbaş, "Oruç, müminler için bir kalkandır. Oruç kötülüklere, günahlara karşı kalkan. Oruç aynı zamanda, 'İslam beş şey üzerine bina edilmiş' hadis-i şerifinde sayılan ibadetlerden birisidir. Bu ibadeti bize getiren Ramazan ayıdır" dedi.
Başkan Erbaş, Ramazan ayının öncüsünün teravih namazı olduğunu belirterek, "Ramazan ayının en büyük hediyelerinden birisi, 2 yıldır hasret kalmış olduğumuz teravih namazlarıdır. Dün gece büyük bir coşku ile bütün camilerimizde teravih namazı ile Ramazan ayını karşıladık.
Dün gece biz de Ayasofya'daydık. Ayasofya'da 88 yıl sonra teravih namazı kıldık. Biz esasında başka camilerimizde 2 yıllık hasreti giderdik ama Ayasofya 88 yıllık hasretini gidermiş oldu elhamdülillah. Buradan milletimize çağrım, davetim teravih namazlarını çocuklarımızla, gençlerimizle şenlendirelim" diye konuştu.
Sahur ve iftar sofralarında aile fertlerinin bir araya gelmesinin aile birliğine katkı sağladığını dile getiren Başkan Erbaş, "İftar sofraları mütevazi olmalı. Fakir, yoksul, garip gureba insanlarımızla beraber eğer iftarı yapabiliyor isek makbul iftar budur. Ramazan ayı aynı zamanda fakir fukaranın, garip gurebanın görüp gözetilmesi gereken önemli bir aydır ve bizi uyarır" ifadelerini kullandı.
Başkan Erbaş, fitreyle ilgili olarak Din İşleri Yüksek Kurulu'nun belirlediği miktarın asgari miktar olduğunun altını çizerek, "Herkes kendi imkanına göre fitresini belirleyebilir. Ama asgari bu sene 40 lira olarak belirledik. 40 liranın altına düşmemesi lazım. Dolayısıyla üst sınırı yok. Varlıklı insanlarımız, zengin insanlarımız ne kadar çok verebilirse o kadar çok sevap alacaklardır" şeklinde konuştu.