Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "FETÖ terör örgütüne karşı Müslümanların işbirliği yapmaları ve mücadeleye devam etmeleri önem arz etmektedir"

Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi’nin son oturumunda sonuç bildirgesini açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi’nin son oturumunda sonuç bildirgesini açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş,"Özellikle Müslüman azınlıkları hedef kitle olarak seçen FETÖ terör örgütüne karşı dikkatli ve duyarlı olunmalı, propagandalarına asla itibar edilmemelidir. Bütün Müslümanların da bilinçli ve özverili biçimde işbirliği yapmaları ve mücadeleye devam etmeleri önem arz etmektedir. Bütün Müslümanların, gençlerin taşeron terör örgütlerinin eline düşüp heba olmaması için işbirliği içinde çalışmaları hayati bir sorumluluktur” dedi.
Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi, "Temel Sorunlar, Çözüm Önerileri ve İş Birliği İmkânları” başlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığının ev sahipliğinde 103 ülkeden 211 temsilcinin katılımı ile 16-19 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşti. Toplantının son oturumunda zirvenin sonuç bildirgesini açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Din kisvesi altında dini değer ve kavramları süfli emellerine alet ederek insanların temiz duygularını istismar edip, onları şiddetin nesnesi ve mağduru kılan, gerçekte hepsi birer proje ürünü olan terör örgütlerinin yüce dinimiz İslam ve onun samimi müntesipleriyle hiçbir bağı yoktur. Kaba, sığ, katı, lafızcı, tekfirci ve şiddet eğilimli anlayış ve uygulamaların sevgi, şefkat, merhamet ve adalet dini olan İslam’dan referans bulması asla söz konusu değildir. Kaldı ki bu tür anlayış, yaklaşım ve oluşumların en büyük zararı, İslam’a ve Müslümanlara verdiği de açıktır” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

“Bütün Müslümanlar için Kudüs, Filistin’in başkentidir ve ilelebet öyle kalacaktır”
Kudüs’e de değinen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş,“ Son zamanlarda Kudüs’ü bir işgalci topluluğun başkenti yapmaya yönelik çalışmalar, fitne, kavga ve kaosu büyütmekten öteye geçmeyecek beyhude bir çabadır. İnsanlığı, kadim geleneği, uluslararası hukuku hiçe sayan, barışı engelleyip kavgayı körüklemekten başka bir işe yaramayacak bu pervasız yaklaşımı şiddetle kınıyor ve reddediyoruz. Bütün Müslümanlar için Kudüs, Filistin’in başkentidir ve ilelebet öyle kalacaktır. Müslümanlar tarih boyunca işgal ve zulmün karşısında ve bütün mazlumların yanında olduğu gibi Mescid-i Aksa’nın ve Filistin’in de her zaman yanındadır” ifadelerini kullandı.

"FETÖ terör örgütüne karşı dikkatli ve duyarlı olunmalı, propagandalarına asla itibar edilmemelidir"
FETO ile ilgili de Müslümanların iş birliği yapmasının önemli olduğunu söyleyen Erbaş, “Küresel derin yapıların İslam coğrafyasında fitne, tefrika ve terör aracı olarak kurduğu sinsi ve karanlık bir yapı olan FETÖ terör örgütü, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’de giriştiği hain darbe teşebbüsüyle ifşa olmuştur. Allah ve peygamber tasavvurunu, İslami kavramları, insani ve vicdani değerleri tahrif ve tahrip eden bu din istismarcısı terör örgütü hem İslam dini için hem de yeryüzündeki bütün Müslüman varlığı için küresel bir tehdit ve musibettir. Elebaşılığını Fetullah Gülen’in yaptığı bu karanlık örgüt, küresel şer odaklarının desteğiyle din hizmeti kisvesine bürünerek hain faaliyetlerini sürdürmeye çalışmaktadır. Bugün özellikle Müslüman azınlıkları hedef kitle olarak seçen FETÖ terör örgütüne karşı dikkatli ve duyarlı olunmalı, propagandalarına asla itibar edilmemelidir. Bu konuda bütün Müslümanların da bilinçli ve özverili biçimde işbirliği yapmaları ve mücadeleye devam etmeleri önem arz etmektedir” diye konuştu.

Reklam
Reklam

“Gençlerin terör örgütlerinin eline düşüp heba olmaması için işbirliği içinde çalışmaları hayati bir sorumluluktur”
Müslümanların terör örgütlerine karşı iş birliği içinde olması gerektiğini vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Özellikle İslam coğrafyalarında ortaya çıkan ve İslam’ın muazzez kavramlarını istismar ederek şiddet ve terör uygulayan DEAŞ, Boko Haram, eş-Şebab ve benzeri örgütlerin arkasında kirli çıkar ilişkilerinin olduğu aşikârdır. Güç ve iktidar savaşlarının sinsi küresel projelerin ürettiği bu kukla terör yapıları, şehirleri harabeye çevirmekte, İslam medeniyetinin tarihî, kültürel, estetik ve mimarî mirasını da yok etmektedirler. İslam diyarlarına kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen ve sürekli Müslümanları katleden söz konusu terör örgütleri, özellikle işgal coğrafyalarının, göçmen veya azınlık kitlelerinin gençlerini kandırmakta ve hain emellerine alet etmektedir. Bütün Müslümanların, gençlerin taşeron terör örgütlerinin eline düşüp heba olmaması için işbirliği içinde çalışmaları hayati bir sorumluluktur. Bu bağlamda, İslam’ın hak, hakikat, rahmet ve merhamet ilkeleri, medeniyetimizin ilim, hikmet, ahlak, hukuk mefkûresi yeni nesillere iyi anlatılmalı ve öğretilmelidir” şeklinde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dünyadaki İslam toplumlarının ayrılmaz bir parçası olan Müslüman azınlıkların, ümmet bilinci, kardeşlik ahlakı ve hukuku gereği sürekli iletişim halinde olmaları ve birlik beraberlik içinde hareket etmeleri, sorunlar ve ihtiyaçlara yönelik işbirliği yapmaları ve ortak çalışmalar geliştirmeleri oldukça önemlidir. Bu bağlamda özellikle din eğitimi, dini yayınlar ve din hizmetleri alanlarında yapılan tecrübe paylaşımı ve ortak çalışmalar daha güçlü ve kapsamlı hale getirilmeli ve kurumsallaştırılmalıdır”.

Reklam
Reklam

“Nitelikli insan gücünün ise, etkili ve kaliteli bir eğitimle sağlanacağı muhakkaktır”
“Nitelikli insan gücünün ise etkili ve kaliteli bir eğitimle sağlanacağı muhakkaktır” diyen Prof. Dr. Erbaş, “Müslüman azınlıkların bulundukları toplum içerisinde temel hak ve özgürlükleriyle var olmalarının, yaşadıkları ülke ve dünyaya olumlu katkılar sunmalarının, nitelikli insan varlığı ile mümkün olduğu açıktır. Nitelikli insan gücünün ise, etkili ve kaliteli bir eğitimle sağlanacağı muhakkaktır. Bu anlamda, Müslüman topluluklar, özellikle eğitim ve kültür alanındaki işbirliğini güçlendirecek yeni adımlar atmalı, daha iyi ve huzurlu bir hayatın ve dünyanın inşasına katkı sunacak uluslararası eğitim müesseseleri ve araştırma merkezleri kurmalıdırlar. Ayrıca bu müesseseler, Müslüman azınlıkların temel sorunlarının ve çözümlerinin tespiti sadedinde çalışmalar, analizler yapan, ilmi-edebi yayınlar, projeler, stratejiler üreten ve geliştiren birer merkez olmalıdır. Bu çerçevede, yukarıda işaret edilen alanlarda çalışmalar yapmak üzere Ankara’da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından “Uluslararası Müslüman Topluluklarla Dayanışma Vakfı (MÜSDAV)” kurulmuştur” dedi.

Reklam
Reklam